Lujin Savunması - Vladimir Nabokov Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Lujin Savunması kimin eseri? Lujin Savunması kitabının yazarı kimdir? Lujin Savunması konusu ve anafikri nedir? Lujin Savunması kitabı ne anlatıyor? Lujin Savunması PDF indirme linki var mı? Lujin Savunması kitabının yazarı Vladimir Nabokov kimdir? İşte Lujin Savunması kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Vladimir Nabokov
Çevirmen: Rana Tekcan
Orijinal Adı: The Luzhin Defense
Yayın Evi: İletişim Yayınevi
İSBN: 9789754709377
Sayfa Sayısı: 228
Lujin Savunması Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
"... Nabokov'un benzersiz evrenine henüz dalmamış olanlar için, Lujin Savunması mükemmel bir giriştir."
-John Updike-
"... muazzam, olgun, modern bir yazar vardı karşımda, büyük bir Rus yazarı, bir anka kuşu gibi devrimin ve sürgünün ateşinden ve küllerinden doğmuştu."
-Nina Berberova-
"... söylemeden edemeyeceğim; bütün Rusça kitaplarım arasında en fazla 'sıcaklığa' sahip olan ve bu sıcaklığı yayan Lujin Savunması'dır."
Lujin Savunması Alıntıları - Sözleri
- Gerçek hayat, satranç hayatı, düzenli, açık seçik, ve macera doluydu, ve Lujin gururla bu dünya üzerinde hakimiyet kurmanın kendisi için ne kadar kolay olduğunu, her şeyin nasıl onun iradesine boyun eğdiğini, onun tasarıları önünde nasıl secde ettiğini gördü.
- Birdenbire nişanlısı odaya girdi. "Tıpkı küçük bir put," diye güldü kadın. "Ortada oturup adakların kendisine getirilmesini bekliyor."
- Hareket etmeye duyduğu açlık henüz azalmamıştı.
- "Şiiri kafiyeler yüzünden iyi anlamıyor, kafiyeler ona itici geliyor."
- Doktor Lujin'e Dostoyevski'den herhangi bir şey verilmesini yasakladı, zira Dostoyevski, doktorun deyimiyle, çağdaş insanın ruhunda baskılı bir etki yaratıyordu, sanki korkunç bir aynaymış gibi.
- Turati ile atbaşı gidiyordu. Turati bir puan alıyor, o bir puan alıyordu; Turati yarım puan alıyor, o yarım puan alı yordu. Böylece kendi oyunlarını oynamaya devam ettiler, tıpkı bir ikizkenar üçgenin kenarlarından tırmanan ve kaderlerinde tam can alıcı bir anda tepe noktasında buluşmak yazılı olan iki kişi gibi.
- Cin gibi uyanıktı, her türlü süprüntüden arınmış zihni pırıl pırıldı ve satrançtan başka her şeyin sadece büyüleyici bir rüya olduğunun farkındaydı, tıpkı tatlı, gözleri ışıl ışıl, kolları çıplak bir bakirenin hayaliyle ayı çevreleyen altın halenin çözülüp birbirinin içinde eridiği bir rüya.
- Unutuluş mutlak, ağır ve umutsuzdu.
- "Satranç evreninde zaman acımasızdır."
- "Bu dünyaya katılmak katlanılacak gibi değildir," diye dikteyi sürdürürdü baba Lujin.
- Son olarak, Lujin'in satranç yeteneğinin cinsel dürtülerinin gelişimiyle bağlantılı olduğuna dair tuhaf bir teorisi vardı, satrancın onun için cinsel dürtülerinde bir sapmayı temsil ettiğini düşünür ve Lujin bu faydalı iç gerginliği doğal yoldan rahatlatarak değerli gücünü har vurup harman savurur diye korkusundan onu kadınlardan uzak tutar, bakir suratsızlığından memnunluk duyardı.
- "... tekrar tekrar çocukluğuna dönüyordu. Hatırladıklarını kelimelerle ifade etmek imkansızdı-çocukça izlenimleri için büyük insan kelimeleri yoktu işte-....
- "Her şeyi anlayabilirdim," dedi daha sonra kocasına, "anlayıp affedebilirdim, eğer onu gerçekten sevseydi. Korkunç olan bu işte-"
- "Aynı şekilde, doktor Lujin'e Dostoyevski'den herhangi birşey verilmesini yasakladı, zira Dostoyevski, doktorun deyimiyle, çağdaş insanın ruhunda baskılı bir etki yaratıyordu, sanki korkunç bir aynaymış gibi."
- "Satranç tahtası da lazım," dedi teyze. "Ve biliyorsun, benim sana dama öğretmem daha iyi olur, daha basit." "Hayır, satranç," dedi Lujin ve muşamba satranç tahtasını serdi.
Lujin Savunması İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Dahilik ile deliliğin sınırında bir zihin nasıl çalışır?: “Lujin Savunması”, orijinal ismi ile “Savunma”, Nabokov’un erken dönem eserlerinden. Yazarın 3. romanı olan ve 1930’da Nabokov Berlin’e göçtükten sonra Rus göçmen gazetelerinden birinde tefrika edilen bu roman, dünya çapında bir satranç oyuncusunun kendi dehası altında ezilmesini anlatırken bizi “sıra dışı” insanların dünyasında çarpıcı bir gezintiye çıkarıyor. İçe dönük ve son derece uyumsuz bir karaktere sahip olan Aleksandr İvanoviç Lujin’in hayatı tesadüfen satranç ile tanıştığında değişir. Muazzam yeteneği ve dehası ile kısa sürede turnuvalarda boy göstermeye başlayan, her maçında bilgisini ileriye taşıyan küçük Lujin 10 yıl içinde dünya çapında bir oyuncu olur; dünya şampiyonluğuna ise son anda geçirdiği bir sinir krizi nedeniyle ulaşamaz. Gördüğü psikolojik tedavi sonrası bir hayranı ile evlenen, satranç ile tüm bağları kesilerek normal yaşama alıştırılmaya çalışılan bu büyük dahi ve “sıra dışı” oyuncu için hayat, maalesef, satranç tahtası üzerindeki hamlelerden ibarettir. Dolayısıyla o da kendini korumayı en az çevresindekiler kadar istese bile, bilir ki, her oyunun bir sonu vardır. Çok başarılı ve etkileyici bir roman “Lujin Savunması”. Nabokov, hiçbir karşılıklı diyalogun yer almadığı 200 sayfalık bu muazzam eserinde bizi kahramanının beyin kıvrımları arasında dolaştırıyor adeta. Çarpıcı psikolojik analizler ve şahane betimlemeler eşliğinde “farklı” bir insanın, dahi ve otistik bir bireyin, hayata bakışını ve iç dünyasını satranç bilgisi ile sarmalayıp önümüze seriyor. Başarı o kadar muazzam ki; kitabın ortalarına geldiğinizde, Lujin’i anne-babasından bile daha iyi anladığınızı hissediyor, hatalarından dolayı onlara öfkeleniyorsunuz. Kitabı bitirdiğinizde ise Lujin’in sevgili ve fedakar eşinin isminden hiç bahsedilmediği geliyor aklınıza; yüzlerce sayfa boyunca eşini hastalığın ellerinden çekip kurtarmaya çalışan bu fedakar kadını hiç de tanımadığınızı, üstüne üstlük merak bile etmediğinizi utanç içinde fark ediyorsunuz. Ey okuyucu; Nabokov hepi topu 200 sayfada hepimizi Lujin gibi sosyal kişilik bozukluğu olan bir bireye işte böyle dönüştürüyor! Nabokov Lujin karakterini yaratırken, gerçek hayatta tanıdığı; geçirdiği bunalım sonrası yaşamına camdan atlayarak son veren satranç ustası Curt von Bardeleben’den esinlenmiş. Yayıncıların Lujin karakterini, itici görünen bir satranç oyuncusu yerine, bir müzisyen ya da ressam ile değiştirme önerilerini reddetmiş. Kendisi de Rus göçmen dergilerine satranç problemleri hazırlayacak kadar başarılı bir satranç oyuncusu olduğundan, romanda sıkça geçen kompozisyonları oluşturmada, ve bence Lujin’in iç dünyasını anlamada hiç zorluk çekmemiş. Roman sıklıkla Stefan Zweig’in “kitap/satranc--257802”ı ile kıyaslanmış. Ben bu kıyaslamayı anlamlı bulmuyorum, zira bence iki kitap arasındaki tek ortak nokta satranç oynanması, o kadar. Zweig; biri kibar, entellektüel, dürüst ve kırılgan, diğeri cahil, kaba, uyanık ve saldırgan iki satranç oyuncusunu karşılaştırarak yükselen faşizme karşı zayıf kalan Avrupa burjuvazini resmetmişti. Nabokov ise siyasi herhangi bir mesaj gayesi gütmeden, sadece bireyin iç dünyasına odaklanıyor ve dahilik/delilik sınırlarını ve sıra dışı zihinleri sorguluyor. Öneririm, zira bunu çok başarılı yapıyor! (AkilliBidik)
Kitabı elime aldığımda Rus tarihi hakkında bilgi içerdiğini düşünmüştüm isminden dolayı fakat tıpkı Stefan Zweig’in Santranç kitabı gibi bir durumla karşılaştım. Baş karakter Lujin isminden yola çıkarak santranç savunmasını konu alıyor. Bu savunma gerçek hayat ile oyun arasındaki çelişkinin yanında insanlar arasındaki statü farklılıklarına değinmeden geçmiyor. Gerçek hayattan kaçıştan, santrança sığınmasının sonuçlarını görüyoruz. Güzel bir kitap olmasının yanında okumada fazla betimleme olması açısından odaklanma sorunu yaşadım. Özellikle santrança meraklı olanlara tavsiye ederim. (Mustafa Demirkol)
Yazar,en sıcak kitabım diyor,edebiyatçılar ise Nabokov'a başlangıç için en ideal kitap olduğunu dile getiriyorlar.Yazara ve edebiyatçılara tamamen katılıyorum,şu ana kadar 4 Nabokov kitabı okudum:Cinnet,Pnin,Lolita ve Lujin Savunması.Nabokov okumak zordur,dili ağırdır,Lujin savunması ise Nabokov'a başlangıç için ideal. Nabokov okur iken ilk dikkat çekici nokta diğer büyük Rus yazarları gibi Rus esintisi( özellikle Dostoyevski havası ) fark ediliyor.Rus yazarlarınıza aşina iseniz ne demek istediğimi anlarsınız. kitap/satranc--1103 kitabındaki gibi satranca dair bir roman.Yaşamını satranç,yaşamdaki ilişkilerini satranç hamleleri olarak gören satranç dehası Lujin'in yaşamında tutunamaması,içe kapanık yönü,sosyal iletişiminin zayıflığı,saplantıları,takıntıları,delilikleri...gibi durumları ele alıyor.Bu kitabı okuduğum zaman bu kitaba yakın zamanda okuduğum kitap/korlesme--13520 kitabını da bana anımsattı.Körleşme' de KİEN tüm yaşamını Doğu Asya kültürü araştırmalarına yer verirken dış dünyayla ilk ciddi ilişkisinde yenilgiye uğramıştır.Lujin' de tüm hayatını satranca adamıştır,satranç dışına çıktığı zaman onu dış etmenlerden koruyan içsel kulesi yıkılır,dış etkilere karşı savunmasız kalır,çünkü dış dünyaya yabancıdır Körleşme'nin KİEN'i gibi LUJİN'de.Satranç tutkunları mutlaka sevecektir eseri ama bununla birlikte satrancı hiç bilmeyen edebiyat sevenlerin bile hayran olabileceği güçlü bir eser karşımızda ! (Kağan Kalava)
Lujin Savunması PDF indirme linki var mı?
Vladimir Nabokov - Lujin Savunması kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Lujin Savunması PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Vladimir Nabokov Kimdir?
Vladimir Vladimiroviç Nabokov (22 Nisan 1899 – 2 Temmuz 1977) Rus asıllı ABD'li yazar. İlk eserlerini Rusça yazdı, uluslararası ününü İngilizce yazdığı romanlarla kazandı. En tanınmış eseri Stanley Kubrick ve Adrian Lyne tarafından filme de çekilen Lolita adlı romanıdır.
1899'da St. Petersburg'da aristokrat bir ailenin çocuğu olarak doğdu. Özel eğitim gördü ve küçük yaşta İngilizce öğrendi. Bolşevikler iktidara geldiğinde aile Rusya'dan ayrılarak önce Londra, sonra Berlin'e gitti. Öğrenimini Cambridge Üniversitesi, Trinity College'de tamamladı. 1923 ile 1940 arasında anadilinde romanlar, hikâyeler, oyunlar, şiirler yazdı ve kuşağının seçkin Rus göçmen yazarlarından biri olarak ün kazandı. 1940 yılında karısı ve oğluyla ABD'ye göç etti ve 1941'den 1948'e kadar Wellesley College'de dersler verdi. 1955'te yayımlanan Lolita'nın dünya çapındaki başarısından sonra, 1959'da Cornell Üniversitesi Rus edebiyatı profesörlüğünden emekli olarak İsviçre'ye yerleşti. İngilizce ilk romanı olan The Real Life of Sebastian Knight'ı 1941'de yayımladı ve bu dili şaşırtıcı bir yaratıcılıkla kullanarak eserlerini İngilizce yazmaya devam etti.
Nabokov, 1977'de İsviçre'nin Montreux kentinde öldü. Yazarlığının yanı sıra, ünlü bir kelebek toplayıcısı ve satranç problemleri yaratıcısıdır.
Vladimir Nabokov Kitapları - Eserleri
- Lolita
- Göz
- Karanlıkta Kahkaha
- Maşenka
- Solgun Ateş
- Cinnet
- Lujin Savunması
- Sebastian Knight'ın Gerçek Yaşamı
- Saydam Şeyler
- İnfaza Çağrı
- Pnin
- Edebiyat Dersleri
- Ada ya da Arzu
- Rus Edebiyatı Dersleri
- Konuş, Hafıza
- Bir Günbatımının Ayrıntıları
- Nikolay Gogol
- Rua, Dam, Vale
- İhtişam
- Yetenek
- Don Quijote Dersleri
- Çarpık Dünya
- Laura'nın Aslı
Vladimir Nabokov Alıntıları - Sözleri
- “Az insan tanıyor ve kimseyi de sevmiyordum.” (Göz)
- Yanlışlıklar, beceriksizlikler, arayışlar, düş kırıklıkları... besbelli bizimkine hizmet eden aşk meleği solak, kararsız, hayal gücünden yoksun biriydi. (Karanlıkta Kahkaha)
- 'Koca adamlar ağlamaz,' dedi. 'Arna ben daha büyümedim ki,' diye cevapladı adam (Sebastian Knight'ın Gerçek Yaşamı)
- "Yarınlarımızı dünlerimizden gelen verilerle planlamak geleceğin en önemli özelliği olan var olmadığı gerçeğini göz ardı etmektir." (Çarpık Dünya)
- Bir yazarın işinin ülkesinin ahlakını düzeltmek, sokak kürsüsünün muazzam yüksekliğinden ulvi ideallere parmak basmak, ikinci sınıf kitapları çalakalem yazarak ilk yardım uygulamak olduğunu asla kabul edemem. (Edebiyat Dersleri)
- Sosyalizm ve Batı liberalizmi, Dostoyevski'nin gözünde Batı'nın kirliliğinin ve Slavik, Yunan-Katolik bir dünyanın yıkımına yönelik şeytani günahların tecessümüydü. (Rus Edebiyatı Dersleri)
- İnsanlar, kapkara bir yükle, sancıyan kocaman bir kamburla yaşamayı öğrenmişlerdir: Bu yük, “gerçeklik”in yalnızca bir “düş” olabileceği varsayımıdır. (Saydam Şeyler)
- "Hep düşünmüşümdür," dedi "İnsan acaba kimi daha iyi tanır: Beş saat aynı odada birlikte kaldığı birisini mi, yoksa bir ay boyunca her gün on dakika gördüğü birisini mi?" (Rua, Dam, Vale)
- "Benim alçakgönüllü imzam,bu seçkin topluluğun imzalarıyla samimiyet kurmamalı.Ben hiçbir şey değilim. " (Çarpık Dünya)
- Gözyaşları güzelliğini arttırmıştı. (Karanlıkta Kahkaha)
- Doktor Lujin'e Dostoyevski'den herhangi bir şey verilmesini yasakladı, zira Dostoyevski, doktorun deyimiyle, çağdaş insanın ruhunda baskılı bir etki yaratıyordu, sanki korkunç bir aynaymış gibi. (Lujin Savunması)
- "..Bazı kimseler -ben de onlardan biriyim- mutlu sonlardan nefret ederler. Kazık yemiş gibi oluruz biz. Aslolan, zarara uğramaktır. Felaket geliyorum derse gelmelidir.." (Pnin)
- Fakat Gogol'ü okuduktan sonra insanın gözleri Gogolleşebilir ve en umulmadık yerlerde, onun dünyasından parçalar görebilir. (Nikolay Gogol)
- (...) tepedeki gökyüzü onun yıldızının parlamasını dört gözle beklemiyor muydu? (Karanlıkta Kahkaha)
- Ve birden çok çok uzaklarda, insanların tamamen farklı bir yaşam sürdükleri düşüncesi bir kuş gibi uçuyor beynimden. Onlar benim gibi, bir kereste ormanında, küçük bir çiftlikte tıkılıp kalmıyorlar. (Maşenka)
- Bazı kimseler -ben de onlardan biriyim- mutlu sonlardan nefret ederler. Kazık yemiş gibi oluruz biz. Aslolan, zarara uğramaktır. Felaket geliyorum derse gelmelidir. (Pnin)
- Var oluşumdan hiçbir şey anlamazdım, kendi kendimin bilincinde olmaktan vazgeçememe düşüncesi beni deli ederdi ve güvenle ve dikkatle küçük işleriyle meşgul olan o sade insanları kıskanırdım. (Göz)
- Tarihçilerin kesin ve doğru olmaları, taraf tutmamaları gerekir. Ne çıkarın, ne korkunun, ne hıncın, ne sevginin, tarihçiyi gerçekten saptırmaması gerekir. Gerçeğin kaynağı, tarihtir; zamana denk olan, olayları saklayıp koruyan, geçmişe tanıklık, şimdiki zamana örnek teşkil eden, geleceğin habercisi tarih. (Don Quijote Dersleri)
- ...edebi şaheserleri inceleyecekti. Bu onun, artık özgürce tadına varabileceği bir merakıydı. (Solgun Ateş)
- "... belirli bir görüntünün hatırası, belirli bir ânın özleminden ibarettir; ve evler, yollar, caddeler de, heyhat, seneler gibi uçup giderler." (Edebiyat Dersleri)