diorex

Mantıksal Atomculuk Felsefesi - Bertrand Russell Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Mantıksal Atomculuk Felsefesi kimin eseri? Mantıksal Atomculuk Felsefesi kitabının yazarı kimdir? Mantıksal Atomculuk Felsefesi konusu ve anafikri nedir? Mantıksal Atomculuk Felsefesi kitabı ne anlatıyor? Mantıksal Atomculuk Felsefesi kitabının yazarı Bertrand Russell kimdir? İşte Mantıksal Atomculuk Felsefesi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 02.03.2022 16:00
Mantıksal Atomculuk Felsefesi - Bertrand Russell Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Bertrand Russell

Çevirmen: Kurtul Gülenç

Çevirmen: Önder Kulak

Çevirmen: Cenk Özdağ

Çevirmen: Dilek Arlı Çil

Orijinal Adı: The Philosophy of Logical Atomism

Yayın Evi: Alfa Yayıncılık

İSBN: 9786051069807

Sayfa Sayısı: 200

Mantıksal Atomculuk Felsefesi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Russell kitabını şu sözlerle tanıtır: "Aşağıdaki [metin] 1918 yılının ilk aylarında Londra'da verdiğim, büyük çoğunluğunu arkadaşım ve eski öğrencim Ludvvig Wittgenstein'dan öğrendiğim, belli fikirlerin açıklanmasıyla ilgili olan sekiz derslik bir kursun metnidir. 1914 Ağustosundan beri onun görüşlerini bilme fırsatına sahip değilim ve şu an yaşıyor olup olmadığını bile bilmiyorum. Bu yüzden, derslerde içerilen kuramların çoğuna önceden orijinal bir katkıda bulunmasının ötesinde, kendisinin bu derslerde söylenenlerde sorumluluğu yoktur."

Russell'a göre mantık felsefedeki en temel alandır ve bütün felsefe okulları metafizikten çok mantıkla sınıflandırılmalıdır. Kendi mantığına atomcu diyen Russell, bundan dolayı kendi felsefesini, en başa eklenecek kimi sıfatlar olsun ya da olmasın, "gerçekçilik" yerine "mantıksal atomculuk" olarak nitelemeyi tercih eder. Russell'ın atomcu mantığı, günümüzün "memetik" zihin felsefesiyle birçok alanda birleştiği için güncelliğini korumaktadır.

(Tanıtım Bülteninden)

Mantıksal Atomculuk Felsefesi Alıntıları - Sözleri

  • Her şey bir dereceye kadar belirsizdir, siz bunu kesinleştirmeye çalışmadıkça fark etmezsiniz.
  • Kusursuz güvenlik arzusu her zaman düşmekte olduğumuz tuzaklardan biridir ve her şeyde olduğu gibi bilgi alanında da savunulmaz bir durumdur.
  • Bana sorarsanız, felsefi dilbilgisinin önemi genelde düşünüldüğünden çok daha büyüktür. Bence pratik olarak, bütün geleneksel metafizik, kötü dilbilgisinden ötürü hatalarla doludur ve metafiziğin hemen hemen tüm geleneksel sorunları ve geleneksel sonuçları -varsayılan sonuçları- önceki derslerde göstermiş olduğumuz ve felsefi dilbilgisi dediğimiz şeydeki ayrımların türlerini belirleyememekten dolayıdır.
  • Birkaç kelime içeren bir cümlede, bu kelimelerin her biri bir semboldür ve bu yüzden bunlardan oluşan cümle de bu bağlamda karmaşıktır. Sembolizm kuramında felsefenin büyük ölçüde önemi vardır; bu önemin ölçüsü üzerinde birçok kez düşündüm. Bana göre bu önem tamamen olumsuz anlamdadır, eş deyişle,  eğer sembollerin açıkça bilincinde değilseniz, bu önem şu  olguda yatar; eğer sembolün sembolize ettiği şey ile sembolün ilişkisinin açıkça farkında değilseniz, sadece sembole  ait olan şeyin niteliklerine katkıda bulunursunuz. Bu özellikle felsefi mantık gibi çok soyut çalışmalarda yaşanması  muhtemel bir durumdur, çünkü üzerinde düşünmeniz gereken konu o kadar aşın zor ve anlaşılmazdır ki, bunun üzerinde düşünmeye kalkışan herhangi bir kişi, bunu sizin altı  ay içinde belki bir defa, dakikanın yarısı kadar bile düşünmediğinizi bilir. Zamanın geri kalanında sembolleri düşünürsünüz, çünkü bunlar esnektir, fakat düşünmeniz gereken  şey korkunç derecede zordur ve kişi çoğunlukla bunu düşünmeyi beceremez. Gerçekten iyi bir filozof, altı ay içinde  bir dakika da olsa, bir kere bu mesele üzerine düşünen kişidir. Kötü filozoflar bunu asla beceremez.
  • İnançlarınız bazen yanlış olduğu için, olgulara inandığınızı söyleyemezsiniz. Algılamak hataya eğilimli olmadığı  için olguları algıladığınızı söyleyebilirsiniz. Nerede yalnızca  olgular varsa, orada hata olanaksızdır. Bu nedenle olgulara  inandığınızı söyleyemezsiniz. Önermelere inandığınızı söylemek zorundasınızdır. Bu durumun garipliği önermelerin  açıkça hiçbir şey olmamasından kaynaklanır. Bu nedenle konunun doğru açıklaması bu olamaz. "Açıkça önermeler hiçbir  şeydir" demek belki de o kadar açık değildir. Bir zamanlar  önermelerin olduğunu düşünüyordum, fakat olgulara ek  olarak, aynı zamanda, aslında günlerden Salı olduğu halde  "Bugünün Çarşamba olduğu"nu ele almak gibi tuhaf, belirsiz şeylerin olduğunu söylemek bana pek mantıklı gelmiyor.
  • . Felsefenin amacı, ifade etmeye değmeyecek kadar basit bir şeyle başlamak ve kimsenin inanmayacağı kadar paradoksal bir şeyle bitirmektir. ...

Mantıksal Atomculuk Felsefesi İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Kitabın Yazarı Bertrand Russell Kimdir?

Hayatının çeşitli dönemlerinde kendisini liberal, sosyalist ve barışsever olarak tanıtmış ayrıca hiçbirine derinden bağlı olmadığını itiraf etmiştir. Monmouthshire'de İngiltere'nin önde gelen aristokrat ailelerinden birinin ferdi olarak dünyaya gelmiştir.

Russell 1900 lerin başında İnglizlerin "idealizme karşı isyanı" na öncülük etmiştir. Gottlob Frege ve Ludwig Wittgenstein ile birlikte analitlik felsefenin kurucusu kabul edilir. A. N. Whitehead ile birlikte Principia Mathematica adlı kitabı yayınlamıştır. Felsefi denemesi ''On Denoting''(İfade Üzerine) adlı eseri felsefinin paradigması olarak kabul görür. Aynı zamanda geniş bir çevrece 20. Yüzyılın önde gelen mantıkçılarından biri olarak kabul görür. Çalışmaları mantık, matematik, dilbilim, bilgisayar teknolojisi ve filozofiyi, özelliklede dil felsefesi, epistemoloji ve metafiziği önemli ölçüde etkilemiştir.

Russell önde gelen savaş karşıtlarındandır. Serbest ticareti ve anti emperyalizmi desteklemiştir ve barışsever tutumundan dolayı Birinci Dünya Savaşı sırasında hapishanede yatmıştır. Daha sonra Adolf Hitler'e karşı kampanyalar düzenlemiş, Stalinci totalitarizm'i eleştirmiş, Vietnam Savaşı'ındaki tutumu nedeniyle Amerikan hükümetini suçlamıştır. Aynı zamanda nükleer silahsızlanmanın dobra savunucularındandır. Son eylemlerinden bir tanesi İsrail'in Orta Doğu'daki ülkelere karşı izlediği tutumu eleştirdiği bir bildiri yayınlamasıdır.

İnsan Haklarını ve düşünce özgürlüğünü savunduğu yazıları dolayısıyla 1950 yılında Nobel Edebiyat Ödülü'ne layık görülmüştür.

Kaynak: https://tr.wikipedia.org/wiki/Bertrand_Russell

Bertrand Russell Kitapları - Eserleri

  • Mutlu Olma Sanatı
  • İnsanlığın Geleceği
  • Aylaklığa Övgü
  • Evlilik ve Ahlak
  • Neden Hıristiyan Değilim
  • Bolşevizm

  • Sorgulayan Denemeler
  • Russell'dan Seçme Yazılar
  • Rölativitenin A B C'si
  • Politik İdealler
  • Anlam ve Doğruluk Üzerine
  • Din ile Bilim
  • Mantıksal Atomculuk Felsefesi

  • Dış Dünya Üzerine Bilgimiz
  • İktidar
  • Felsefe Yazıları
  • Neye İnanıyorum
  • Batı Felsefesi Tarihi 3 Cilt Takım
  • Eğitim Üzerine
  • Özgürlük Yolu

  • Etik, Toplum, Siyaset
  • Bilimsel Bakış
  • Eğitim ve Toplum Düzeni
  • Toplumsal Yeniden İnşanın İlkeleri
  • Felsefe Yapma Sanatı
  • Batı Felsefesi Tarihi Cilt 1
  • Batı Felsefesi Tarihi Cilt 2

  • Batı Felsefesi Tarihi Cilt 3
  • Sosyalizm
  • Varoluşçunun Bunalımı
  • Ana Hatlarıyla Felsefe
  • İkarus ya da Bilimin Geleceği
  • Dünya Görüşüm
  • Şeytan Banliyöde

  • Mümtaz Şahsiyetlerin Kabusları
  • Bolşevizmin Pratiği ve Teorisi
  • Cinsel İlişkilerin Tarihsel Evrimi
  • Vietnam'da Savaş Suçları
  • Felsefe Meseleleri
  • Bilimin Toplum Üzerindeki Etkileri
  • Düşünceler - Yetke ile Birey

  • Bilimden Beklediğimiz
  • Anılar
  • Yaşantım
  • Free Thought and Official Propaganda
  • Felsefe Sorunları
  • Mistisizm ve Mantık
  • Felsefede İlmi Metod

  • Hikayeler
  • The Basic Writings of Bertrand Russell
  • Bilimin Toplumsal İşlevi
  • Düşünceler
  • Bertrand Russel'dan Seçmeler
  • Denemeler
  • Human Knowledge: Its Scope and Limits

  • Felsefi Gelişimim
  • Dünyamızın Sorunları
  • Terbiyeye Dair
  • Yetke ve Birey
  • Endüstri Toplumunun Geleceği
  • An Outline Of Intellectual Rubbish
  • Mən Niyə Xristian Deyiləm

  • Human Society in Ethics and Politics

Bertrand Russell Alıntıları - Sözleri

  • We cannot enter into the minds of others to observe the thoughts and emotions which we infer from their behaviour. We must therefore accept analogy—in the sense in which it goes beyond experience—as an independent premiss of scientific knowledge, or else we must find some other equally effective principle. (Human Knowledge: Its Scope and Limits)
  • Ne kadar akıllıca olursa olsun, hiçbir kural, şefkatin ve düşünceli davranışın yerini tutamaz. (Aylaklığa Övgü)
  • Yemek yemeleri için zorlanan çocuklar yemekten tiksinir; öğrenmeleri için zorlanan çocuklar da bilgiden tiksinir. (Eğitim ve Toplum Düzeni)
  • "Kamuoyu, etkileyici nutuklarla ve basının etkisiyle büyük ölçüde devlet tarafından yaratılır. Zalim bir kamuoyu ise en az zalim yasalar kadar özgürlüğün düşmanıdır. Savaşmayı kabul etmeyen genç bir adam işten çıkarılırsa sokaklarda hakarete uğrar, dostları ona sırt çevirir ve önceleri ondan hoşlanan bir kadın tarafından küçümsenerek terk edilirse bunu ölüm cezası kadar katlanılmaz bulur." (Toplumsal Yeniden İnşanın İlkeleri)
  • "...aslında en fazla eğitim görmüş olanlar çoğunlukla, zihinsel ve ruhsal yaşamları dumura uğramış, dürtüleri körelmiş ve yaşayan düşüncenin yerine sadece belirli mekanik beceriler edinmiş olanlardır." (Toplumsal Yeniden İnşanın İlkeleri)
  • Başarı kazanan her devrim,otoriteyi sarsar ve toplumsal kohezyonu güçleştirir. (İktidar)

  • Tanrı’nın beni yarattığından ötürü neden övülmesi gerektiğini bir türlü anlayamıyorum. (Şeytan Banliyöde)
  • Gerçekten de, bir şeyin hep belirli bir yerde olması kavramı, yeryüzündeki büyük nesnelerin çoğunun bereket ki hareketsiz oluşlarından gelmektedir. "Yer" fikri, sadece kaba bir pratik yaklaşıklıktır: mantıksal gereklilik değildir ve kesinleştirilemez. (Rölativitenin A B C'si)
  • "Başarı mutluluğun sadece bir öğesidir, diğer öğelerin tamamının feda edilmesi pahasına elde edilmişse çok pahalıya mal olmuş demektir." (Anlam ve Doğruluk Üzerine)
  • Sadece fizikçilerin değil, ilahiyatçıların da modern fiziğin öne sürdüğü savlarda yeni bir şey bulmuş gibi görünmeleri de oldukça gariptir. Fizikçilerden ilahiyat tarihini bilmeleri belki de beklenemez ama ilahiyatçılar modern savların daha önceki zamanlarda da emsallerinin olduğunun farkında olmak zorundadır. Eddington'un özgür irade ve beyin ile ilgili savı, gördüğümüz üzere Descartes'ınkini andırmaktadır. Jeans'ın savı ise Platon ile Berkeley'inkinin bir bileşimidir ve fizik alanında adı geçen her iki filozofun da yaşadığı dönemde sahip olduğundan daha fazla geçerliliğe sahip değildir. (Bilimsel Bakış)
  • Tanıdığımız özellikte ya da nitelikte bir nesne olduğunu bildiğimizde, nesne üzerine betimsel bilgimiz vardır; başka bir deyişle sözkonusu özelliklerin ya da niteliklerin başkası değil, bir nesneye ilişkin olduğunu bildiğimizde, nesneyi tanıyalım tanımayalım, bu nesne üzerine betim ile bilgimiz vardır denilir. Fiziksel nesnelerle öteki akıl’lara ilişkin bilgimiz, salt betim ile bilgidir; ilgili betimler genellikle duyu verilerini ilgilendirenler türündedir. (Mistisizm ve Mantık)
  • Zihnin gelişmesi için de disipline ihtiyaç vardır; disiplinsiz zihin incelik kazanamaz. (Aylaklığa Övgü)
  • ''Sezgi sadece bir içgüdüden ibarettir.'' (Mistisizm ve Mantık)

  • Bir süre yabancı bir ülkede yaşamak kendi ülkemizin yoksun kaldığı kimi değerleri, üstünlükleri öğretir bize; ülkemiz hangi ülke olursa olsun bu bir gerçektir. (Düşünceler - Yetke ile Birey)
  • . Hayatın bir kısmı belki de en önemli kısmı bireysel dürtünün kendiliğinden eylemine bırakılmalıdır, çünkü her şeyin sistem olduğu yerde zihinsel ve ruhsal ölüm olacaktır. ... (Bilimin Toplum Üzerindeki Etkileri)
  • Yaşamla, şunsuz ya da bunsuz savaşamazsınız demek korkaklıktır. (Düşünceler)
  • İnsanoğlunu cinayetten, kundakçılıktan, yağmacılıktan ve dolandırıcılıktan ne alıkoyuyor sanıyorsun? Mantığın çelimsiz gücü bu derece büyük bir şeyi etkileyebilir mi zannediyorsun? Heyhat, korunaklı hayatında insan doğasının karanlık tarafını öğrenmedin. Nezaket ve iyiliğin insan yüreğinde doğal olarak geliştiğine inanıyorsun. (Mümtaz Şahsiyetlerin Kabusları)
  • Bizim doğru dürüst bir toplum düzenimiz yok. Çünkü, olsaydı, kadın erkek herkes yararlı yetilerini ortaya koyabilirdi. Günümüzün iyi okumuş kadınlar evlendikten sonra yetilerini geliştirmiyorlar. Ama bu, toplumsal düzenimizin bir sonucudur. (Düşünceler)
  • “Bırakın egemen sınıflar komünist devrimi korkusuyla tir tir titresin. Proleterlerin zincirlerinden başka kaybedecek hiçbir şeyleri yok. Ama kazanacakları bir dünya var. Tüm ülkelerin işçileri, birleşin!” (Özgürlük Yolu)
  • Tanrı, diyor, adil değil, adalettir. (Batı Felsefesi Tarihi Cilt 2)

Yorum Yaz