diorex
life
Dedas

Manzaralı Bir Oda - E. M. Forster Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Manzaralı Bir Oda kimin eseri? Manzaralı Bir Oda kitabının yazarı kimdir? Manzaralı Bir Oda konusu ve anafikri nedir? Manzaralı Bir Oda kitabı ne anlatıyor? Manzaralı Bir Oda PDF indirme linki var mı? Manzaralı Bir Oda kitabının yazarı E. M. Forster kimdir? İşte Manzaralı Bir Oda kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 12.07.2022 03:00
Manzaralı Bir Oda - E. M. Forster Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: E. M. Forster

Çevirmen: Sevil Cerit

Orijinal Adı: A Room With A View

Yayın Evi: İletişim Yayınevi

İSBN: 9789750500329

Sayfa Sayısı: 267

Manzaralı Bir Oda Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

"Manzaralı Bir Oda'nın edebi olarak çok değerli olduğunu düşünüyorum. Bir kadın hakkında yapılmış duygulu bir çalışma olmasının ötesinde sosyal ve estetik gözlemler hazinesidir de."

-Tom Frenkel-

Lucy ile kuzeni Miss Bartlett, Bertolini Pansiyon'da manzaralı bir odaları olsun isterler. Oysa Lucy'nin pencereden manzarayı seyretmek yerine o manzaranın içinnde olmaya ihtiyacı vardır. Lucy dışarıda hüküm süren hayatın içinde yerini almak ister, aşka ve özgür bir ruh olmaya ihtiyacı vardır. Aile-toplum-kilise üçgeninde özgürleşmeye çalışan Lucy'nin karşısına şimdi de erkekler çıkmıştır. Hem onlara aşık olmak hem de özgür bir ruh olmak mümkün müdür?

E.M. Forster, 1908 yılında tamamladığı Manzaralı Bir Oda adlı eserinde, tenis maçlarını, piyano resitallerini, çay partilerini fon olarak kullanır ama esas hedefi İngiliz toplumunu ve sınıf ilişkilerini eleştirmektir.

(Arka Kapak)

Manzaralı Bir Oda Alıntıları - Sözleri

  • ‘You can change love, ignore it, muddle it, but you can never pull it out of you. The poets are right. Love lasts for ever!’
  • Floransa'da uyanmak hoştur...
  • ne var ki, insanın bazen hiddetlenmesi, hiddetlenmemesi kadar zordur.
  • . Sevmek ve ayrılmak mümkün değil. Öyle olmasını dileyeceksin. Aşkı dönüştürebilirsin, görmezden gelebilirsin, karıştırabilirsin ama asla içinden çekip çıkaramazsın. Şairlerin haklı olduğunu yaşayarak biliyorum : "Aşk sonsuzdur." ...
  • “I was hoping that he was nice; I do so always hope that people will be nice.”
  • “The kingdom of music is not the kingdom of this world; it will accept those whom breeding and intellect and culture have alike rejected.”
  • “It isn't possible to love and part. You will wish that it was. You can transmute love, ignore it, muddle it, but you can never pull it out of you. I know by experience that the poets are right: love is eternal.”
  • “I shall probably want to live.”
  • . Doğruyu yaparsak, bizi gerçekten seven insanlar uzun vadede bize geri döneceklerdir. ...
  • “Hayatı yaşadıktan sonra yazmak kolaydır, ama bizzat yaşamak sersemleticidir ve arzularımızı gözden gizleyecek sinir bozukluğu veya herhangi bir başka bahaneyi sevinçle karşılarız.”

Manzaralı Bir Oda İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Bilgi Eksikliği: Kitabın konusu genç bir kız olan - genç bir kız olmasının önemli olduğunu düşünüyorum. - Lucy'nin İngiltere'den İtalya'ya gidişi,bir nevi perspektif değiştirmesi.Aynı dünyaya -aynı manzaraya - farklı bir odadan bakışı -- en azından ben kitabı böyle anlamak istedim,yaptığım yorumlar yazarın anlatmak istediğinden farklı yada tamamen anlamsız olabilir. -- Lucy daha öncesinde içinde bulunduğu dünyadan farklı bir dünyanın içerisine girerek,mekanın etkisiyle,dışsal bir etkiyle değişiklikler yaşıyor. Bu önce İngiltere'den İtalya'ya gitmek olur,daha sonrasında bir birey olur. Dışsal etkilerle şekilleniyor düşünceleri,burada ona düşen rol,dışarıdan gelecek girdilere açık olabilmek,onlardan faydalanabilmeyi becerebilmek oluyor. Lucy,Cecil isimli birine aşık,kendisinin de bir aşığı var ve Cecil ile evlenecekken,aşığının Cecil hakkında söyledikleriyle düşünceleri değişiyor. Hatta onun söylediklerini tamamiyle özümsediğini kanıtlayacak biçimde,Cecil'e onunla evlenmekten vazgeçtiğini söylerken,aşığının cümlelerini kullanıyor. -- Dışarıdan gelen bir etki düşüncelerinin tümünü kapsar hale geliyor, burada düşüncesindeki yanlışlığın, bilgi eksikliğinden, alınması gereken bir şeyin alınmamasından kaynaklı olduğu ortaya çıkıyor.-- Genç birinde dışsal faktörlerin etkilerini ve de genç birine verilebilecek tavsiyelerin neler olacağını görmeyi kolaylaştırıyor kitap. Zihnini başka odalara ve de manzaralara açık tutmak,mekanlardan,kişilerden,kültürlerden yararlanabilmek..görebildiğin kadar farklı şey görebilmek. - - Lucy'nin Cecil'e aşık olmasına ve de az kalsın çok büyük bir hata yapacak olmasına sebep olan şey,manzarasının değil penceresinin darlığıydı. Başka bir odadaki,başka bir pencereden de manzaraya bakmak hataların önüne geçebilmek için yapılması gereken birincil şey, en azından gençlikte bu böyle. Birincil öncelik perspektifini kendin oluşturmak ile uğraşmak değil,bir perspektif oluşturmak için ihtiyacınız olan her şeye sahip olup olmadığınız. "Hiçbir ırmak kendi başına büyük ve zengin değildir : birçok yan ırmağı alması ve sürdürmesidir onu büyük yapan." (Polycephaly)

Yazarın okuduğum ilk kitabı. Dili oldukça ağır. Sorun çeviriden kaynaklı da olabilir. Konusuna gelince; Genç bir kız olan Lucy kendinden yaşça büyük kuzeni ile birlikte İtalya'ya tatile gider. Tatil dönüşü hayatında hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Okunabilir,vasat bir kitap. (Güler Bilkay Aygün)

Manzaralı Bir Oda PDF indirme linki var mı?

E. M. Forster - Manzaralı Bir Oda kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Manzaralı Bir Oda PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı E. M. Forster Kimdir?

(1879-1970) yirminci yüzyıl başı İngiliz edebiyatının en önemli yazarlarından biridir. Cambridge’deki King’s College’den mezun olduktan sonra, bir süre İtalya’da yaşadı ve Where Angels Fear to Tread (Meleklerin Uğramadığı Yer - Çev: Armağan İlkin) ile Room With a View (Manzaralı Oda) romanlarını yazdı; bu romanlarda Akdeniz kültürünün tenselliği ile tutuk İngiliz roman kahramanları arasındaki ilişkiyi ele alır. I. Dünya Savaşı sırasında Mısır’da sivil görevli olarak çalıştıktan sonra 1911 ve 1921 yıllarında Hindistan’a iki yolculuk yaptı. En ünlü romanı A Passage to India (Hindistan’a Bir Geçit) bu yolculukların ürünüdür. Bu romanında sömürgeci İngilizlerle Hintliler arasında gerçek, insani bir bağ kurmanın imkânsızlığını anlatır. Forster, ayrıca edebiyat eleştirisi, biyografi, edebi ve toplumbilimsel denemeler de yazdı. Aspects of the Novel (Roman Sanatı - Çev: Ünal Aytür) ile Two Cheers for Democracy (Demokrasi İçin İki Kere ‘Çok Yaşa!’) bunların arasında en önemlileridir. Otobiyografik ögeler taşıyan Maurice ise Forster’in erken dönem romanlarından biri olmakla birlikte ancak ölümünden sonra 1971’de yayınlandı. Forster, 80’li ve 90’lı yıllarda özellikle Merchant-Ivory ve David Lean gibi yönetmenlerin romanlarından yaptıkları uyarlamalarla geniş kitlelerce tanındı.

E. M. Forster Kitapları - Eserleri

  • Hindistan'a Bir Geçit
  • Maurice
  • Roman Sanatı
  • Howards End
  • Manzaralı Bir Oda
  • Meleklerin Uğramadığı Yer
  • Cennet Dolmuşu
  • The Story of the Siren
  • The Machine Stops
  • The Road from Colonus

E. M. Forster Alıntıları - Sözleri

  • Doğuluda kuşku, insanı sıkılgan yapan ve ansızın düşmanca tavırlara sevk eden bir tür kötü huylu tümör, bir akıl hastalığıdır. Bu onun şeytanıdır, tıpkı Batılınınkinin ikiyüzlülük olması gibi. (Hindistan'a Bir Geçit)
  • "Kral öldü, arkasından kraliçe de öldü,' dersek, öykü olur. 'Kral öldü, sonra üzüntüsünden kraliçe de öldü,' dersek, olay örgüsü olur. (Roman Sanatı)
  • "Şimdi bebek yoktu ama geride muazzam bir sevgi, gurur ve merhamet aracı vardı hâlâ. Çünkü pek çok şeyi yanlarında götürdüklerini sandığımız ölüler bize ait olan hiçbir şeyi götüremezler aslında. Uyandırdıkları güçlü duygular onlarla birlikte ölmez. Bir başkasına yöneltilebilir, bir değişime uğrayabilir ama yok edilmeleri hemen Hemen olanaksızdır." (Meleklerin Uğramadığı Yer)
  • Ne var ki, Dostoyevski'nin romanlarında yalnızca şu ya da bu kişi olmak, gelmiş geçmiş bütün insanlarla birleşmek demektir. (Roman Sanatı)
  • I believe that you pray to it when you are unhappy. Men made it, do not forget that. Great men, but men. The Machine is much, but it is not everything. I see something like you in this plate, but I do not see you. I hear something like you through this telephone, but I do not hear you. That is why I want you to come. Pay me a visit, so that we can meet face to face, and talk about the hopes that are in my mind (The Machine Stops)
  • . Sevmek ve ayrılmak mümkün değil. Öyle olmasını dileyeceksin. Aşkı dönüştürebilirsin, görmezden gelebilirsin, karıştırabilirsin ama asla içinden çekip çıkaramazsın. Şairlerin haklı olduğunu yaşayarak biliyorum : "Aşk sonsuzdur." ... (Manzaralı Bir Oda)
  • Zeka ile bellek birbirine sıkı sıkıya bağlıdır. Çünkü insan anımsayamadığı şeyleri anlayamaz. (Roman Sanatı)
  • Pişmanlık bazen öyle yavaş yayılır ki, "Dün mutluydum, bugün mutsuzum," demek olanaksızdır. (Meleklerin Uğramadığı Yer)
  • Kişi "insanca davranmalıydı," (Maurice)
  • Kavganın amaçlarıyla zaferin meyveleri hiçbir zaman aynı değildir; ikincinin kendi değerleri vardır ve sadece azizler onları reddeder, ama ele geçirilir geçirilmez sahip göründükleri ölümsüzlük yok olur. (Hindistan'a Bir Geçit)
  • Gerçek şu ki dışarıda, senin ve benim asla dokunmadığımız muazzam bir hayat var; (Howards End)
  • Çünkü pek çok şeyi yanlarında götürdüklerini sandığımız ölüler bize ait olan hiçbir şeyi götüremezler aslında. Uyandırdıkları güçlü duygular onlarla birlikte ölmez. Bir başkasına yöneltilebilir bir değişime uğrayabilir ama yok edilmeleri hemen hemen olanaksızdır. (Meleklerin Uğramadığı Yer)
  • "İnsan hayatta ya satır oluyor ya da satırın vurduğu kütük." (Roman Sanatı)
  • . Doğruyu yaparsak, bizi gerçekten seven insanlar uzun vadede bize geri döneceklerdir. ... (Manzaralı Bir Oda)
  • Günlük yaşamda görmüşsünüzdür, meraklı insanların belleği hemen her zaman zayıftır; sonra, bu gibi kimseler genellikle budala oluyorlar. Biri, size kaç kardeşiniz olduğunu sorarak söze başlıyorsa, bilin ki candan ilgi duyan bir kimse değildir. Aradan bir yıl geçsin, kendisiyle yeniden karşılaşın, büyük bir olasılıkla kaç kardeşiniz olduğunu soracaktır: Ağzı gene şapşalca yarı açıktır, gözleri gene yuvalarından dışarı uğramış gibi patlak patlaktır. (Roman Sanatı)
  • Hintliler korkak mıydı? Hayır, ama harekete geçmekte çok kötüydüler, bazen de hiç harekete geçemiyorlardı. Korku her yerdeydi; İngiliz Egemenliği buna dayanıyordu. (Hindistan'a Bir Geçit)
  • Geçmişin uçucu mutluluğu gözünü kör etmişti ve düşleyebildiği en büyük mutluluk yeniden o geçmişe dönebilmekti. (Maurice)
  • "Hindistan tanrıları sever." "İngilizler ise tanrılık taslamayı." (Hindistan'a Bir Geçit)
  • Eylemin uğultusu dindiğinde huzur görünür hale gelir. (Hindistan'a Bir Geçit)
  • Maurice, hastalık ve ölümü ender olarak düşünürdü, ne var ki düşündüğünde tüm benliği güçlü bir tepkiyle dolardı. (Maurice)

Yorum Yaz