diorex
sampiyon

Masumiyet ya da Özel İlişki - Ian McEwan Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Masumiyet ya da Özel İlişki kimin eseri? Masumiyet ya da Özel İlişki kitabının yazarı kimdir? Masumiyet ya da Özel İlişki konusu ve anafikri nedir? Masumiyet ya da Özel İlişki kitabı ne anlatıyor? Masumiyet ya da Özel İlişki PDF indirme linki var mı? Masumiyet ya da Özel İlişki kitabının yazarı Ian McEwan kimdir? İşte Masumiyet ya da Özel İlişki kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 05.06.2022 06:00
Masumiyet ya da Özel İlişki - Ian McEwan Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Ian McEwan

Çevirmen: Roza Hakmen

Orijinal Adı: The Innocent - or The Special Relationship

Yayın Evi: Yapı Kredi Yayınları

İSBN: 9789750821486

Sayfa Sayısı: 232

Masumiyet ya da Özel İlişki Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

 

Çağdaş İngiliz edebiyatının en önemli yazarlarından Ian McEwan, gerçek bir olaya yaslanan, psikolojik gerilim olan Masumiyet'te bir insanın sıra dışı şartlarda var oluşunu ve bu uyanışın beraberinde getirdiği karmaşa ve çalkantıları gözler önüne seriyor. 

 

II. Dünya Savaşı sonrası Berlin'de savaş yer altında devam ediyor. İngiliz ve Amerikan gizli servisleri, Sovyet hatlarına sızmak için dev bir tünel projesini ortaklaşa yürütüyor. Tarihte "Altın Operasyon" olarak bilinen bu projede çalışmak üzere Berlin'e giden çekingen ve "masum" bir İngiliz, böylece dış dünyaya ilk adımını atıyor.

(Tanıtım Bülteninden)

Masumiyet ya da Özel İlişki Alıntıları - Sözleri

  • Erkekler yüzeydeki güvenlerine rağmen kolaylıkla güceniyorlardı. Ruh halleri bir uçtan diğerine savrulabiliyordu. Kabullenemedikleri duyguların girdabına kapıldıklarında kendi kararsızlıklarını saldırganlıkla örtüyorlardı.
  • İnsan kendisine acıdığında durumu iyice kötüleştirmek isterdi.
  • Ayak parmağındaki nasır, içinden iki kıl çıkan et beni, kulak memelerindeki minik çukurlar. Eğer Maria giderse bütün bu aşk bilgilerini, bu işkenceci ayrıntıları ne yapacaktı? Mari onunla birlikte olmazsa, ona dair bunca bilgiye tek başına nasıl katlanacaktı?
  • Yolda gidip gelirken, uzun sopasıyla yanan mukavvaları itelerken, ayakta Bratwurst’unu yerken Maria’yı düşünebiliyordu. Biraz daha boş vakti olsa ve bu kadar yorgun olmasa, saplantılı bir sevdalıya dönüşebileceğini biliyordu. Oturduğu yerde uyuklamadan meseleye biraz kafa yormaya ihtiyacı vardı. Hayallerin yeşerebileceği, sıkıntının eşiğindeki boş zamana ihtiyacı vardı.
  • Leonard ve Maria on yıl önce savaş halinde olan iki ülkenin evladı. Nişanlanmak suretiyle uluslarına kendilerince kendi barışlarını sunuyorlar. Onların evliliği ve buna benzer diğer evlilikler ülkeleri her türlü anlaşmadan daha sıkı sıkıya birbirine bağlar. Ülkeler arası evlilikler uluslar arasındaki anlayışı artırır ve bir daha savaşa girmelerini zorlaştırır.
  • Yazmak bir zevkti, dolayısıyla kurgulamak da öyle.
  • Az konuşan insanlar daha az hata yapıyordu veya öyle görünüyorlardı.
  • Hiçbir şey bildikleri yok. İşin kötüsü öğrenmiyorlar da, laf dinlemiyorlar. Huyları böyle.
  • Kontrol edemediği özlemlerin pençesindeydi.
  • Az konuşan insanlar daha az hata yapıyordu ya da öyle görünüyorlardı.
  • Bizi mümkün kılan, sırlar olmuştur.
  • Hayallerin yeşerebileceği, sıkıntının eşiğindeki boş zamana ihtiyacı vardı.
  • Hayallerinin tek dayanağı bir taslaktı, o da ince eleyip sık dokudukça kesinliğini kaybediyordu.
  • İnsan kendine acıdığında durumu iyice kötüleştirmek isterdi.
  • Haklı olmak, kazanmak, ödüllendirilmek ne büyük kıvançtı!

Masumiyet ya da Özel İlişki İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Masumiyet ya da Özel İlişki, temposu hiç düşmeyen oldukça sürükleyici ve sarsıcı bir kitap oldu benim için. Kitap, 2. Dünya Savaşı sonrası dönemde geçiyor. İngiliz Posta Servisi memuru Leonard Marnham'ın son derece gizli ve önemli bir görev için Almanya'ya gitmesi ile hikaye başlıyor. Marnham ailesiyle yaşayan, Londra'da Dollis Hill isimli şirkette çalışan gerçek hayatla hiç tanışmamış, kız arkadaşı dahi olmamış genç bir insan. Almanya'da tek başına ve bir anda yetişkin hayatına atılıyor. Maria isminde kendinden yaşça büyük bir kadına aşık oluyor. Hem önemli bir görevde çalışması hem de hayatına bir kadının girmesiyle karakter gelişip değişiyor. Karakter kimi zaman hareketleriyle sinir bozucu olsa da değişimi oldukça etkileyiciydi. Kitapta savaş sonrası Berlin'in durumu ve savaşın getirdiği yıkım da çok iyi yansıtılmıştı. Olayların devamında tam anlamıyla ters köşe oluyorsunuz. Ian Mcewan'ın kitaplarında genel olarak inişli çıkışlı bir tempo olduğunu düşünüyorum. Ancak bu kitapta olaylar hiç hız kesmiyor ve neler olacağını öngöremiyorsunuz. Çok ama çok severek okudum, okunmasını tavsiye ederim. (Pırıl)

Romanda 2. Dünya Savaşı sonrası Berlin'i paylaşan müttefiklerin Sovyet hatlarına sızmak için yürüttükleri gerçek bir operasyon, kurgusal kişilikler ile anlatılıyor. Yazar bu çerçevede galip ve mağrur devletlerin birbirlerine ve yenilmiş bir ülkenin vatandaşlarına bakış açılarını, çevirdikleri dolapları çok iyi aktarmış. Yabancı bir ülkede üstlerinin kendilerinden beklentilerini yerine getirmeye çalışan acemi bir teknisyen olan kahramanımız ise hem işini hem de tasvip edilmeyen ilişkisini- bir Alman kadınla çıkıyor- büyük bir gizlilik içinde yürütmeye çalışırken yaşadığı ikilem, kuşkuları, söyleyemedikleri ve başına gelen sorunlara bulduğu çözüm yolu, kitabı etkileyici kılıyor. (Hatice Çakır)

Mcewan 'ın okuduğum son romanı. Konusu ilgimi çekmese de sırf yazarının hatrına okuduğum, aklımda kalacağına zihnimde kalsın diye tamamladığım, pişman da olmadığım bir II. Dünya Savaşı sonrası hikayesi. İngiliz ve Amerikan gizli servislerinin ortak projesi, "Altın Operasyon" da görevlendirilen genç bir İngiliz'in Berlin'de yaşadıkları anlatılıyor. Rus bölgesine uzanan tünel çalışmasındaki rolü, tanıştığı Alman kadın Maria'yla girişeceği bir vahşetle kesişiyor. Mcewan romanlarında sıkça karşılaşılan hüzünlü, yarıda kalmışlık hissi buradaki aşkta da var. Ve elbette yıllarca süren yanlış anlaşılmanın, pişmanlığa uzanan kederi. Sadece bu yazarın anlatımını çok sevenlere hitap edeceğini düşündüğüm, saygı duyduğum bir emekle yazılmış kurgu. (Ayşen Aydoğan)

Masumiyet ya da Özel İlişki PDF indirme linki var mı?

Ian McEwan - Masumiyet ya da Özel İlişki kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Masumiyet ya da Özel İlişki PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Ian McEwan Kimdir?

İngiltere’nin Aldershot kasabasında doğan McEwan çocukluğunun büyük bir kısmını subay olan İskoç babası David McEwan’ın atandığı Doğu Asya, Almanya ve Kuzey Afrika’da geçirdi. Woolverstone Hall School, University of Sussex ve University of East Anglia’da öğrenip gören yazar, Malcolm Bradbury’nin öncülük ettiği “Yaratıcı Yazarlık Kursu”nun ilk mezunlarından biri oldu.

İki kere evlenen McEwan’ın ikinci eşi olan Annalena McAfee The Guardian’ın eleştiri bölümünün eski editörlerindendir. 1999 yılında ilk eşi olan Penny Allen vesayeti tıpkı 15 yaşındaki abisi gibi babaları McEwan’a verilen 13 yaşındaki küçük oğulları ile birlikte kaçtı.[1]

2004’ün Mart ve Nisan aylarında - Britanya Devleti, yazarı Amerika’nın First Lady’si Laura Bush’la yemek yemeye davet ettikten hemen sonra - McEwan’ın Amerika Birleşik Devletleri’ne girişi uygun vizeye sahip olmadığı için reddedildi.[2] Britanya basınında yapılan yayınların arkasından McEwan Birleşik Devletler’e “Sizi hala kabul etmek istemiyoruz ama dışarıda olmanız pek çok uygunsuz yayına sebep oluyor” açıklaması ile kabul edildi.[3] Daha sonra Birleşik Devletler kendisine bir özür mektubu yolladı.[4]

Royal Society of Literature, Royal Society of Arts, American Academy of Arts and Science McEwan’ın üye olduğu bazı gruplardır. 1999 yılında Hamburg’da Alfred Toepher Vakfı tarafından Shakespeare Ödülü’ne layık görüldü. Ayrıca British Humanist Association’ın seçkin destekçilerinden olan McEwan 2000 senesinde İngiliz Şövalyelik Ödülü ile ödüllendirildi.

Ian McEwan, 2002 yılında II. Dünya Savaşı sırasında başka bir aileye evlat olarak verilen bir erkek kardeşe sahip olduğunu öğrendi ve bu hikâye 2007 yılında kamuoyu tarafından duyuldu.[5] McEwan’dan 6 yaş büyük olan ve aynı anne babaya sahip olan duvar ustası David Sharpe, McEwan’ın ebeveynlerinin evlenmeden önce yaşadıkları yasak aşkın meyvesi olarak dünyaya geldi. McEwan’ın annesi aşığıyla ilk kocası savaşta öldükten sonra evlenebildi. Ian ise bu nikahtan birkaç sene sonra dünyaya geldi.

McEwan’ın yayınlanan ilk eseri 1976 yılında Somerset Maugham Ödülü’nü kazandığı kısa hikâyelerinden oluşan İlk Aşk, Son Törenler (First Love, Last Rites, 1975) isimli kitabıdır. Bu kitabı iki ilk roman sayılabilecek The Cement Garden (1978) ve Yabancı Kucak (The Comfort of Strangers, 1981) isimli eserler takip etti. Bu iki roman McEwan’ın edebiyat dünyasında “Ian Macabre” olarak anılmasına sebep oldu.

1997’den yayınlanan ve erotomani hastalığına yakalanmış bir insanı konu alan Sonsuz Aşk (Enduring Love) isimli romanı Man Booker Ödülü aday listesinde yer alamamasına rağmen pekçokları tarafından bir başyapıt olarak nitelendirildi. McEwan Booker Ödülü’nü 1998 yılında Amsterdam’da Düello (Amsterdam) isimli romanı ile aldı. Bir sonraki romanı Kefaret (Atonoment, 2002) de çok büyük beğeni kazandı. Time Dergisi eseri 2002 yılının en iyi romanı ilan etti ve roman Booker Ödülü aday listesine girdi.

2005 yılında yayınlanan romanı Cumartesi’de (Saturday, 2005) başarılı bir beyin cerrahının bir cumartesi günü yaşadıklarını işledi. Romanın ana karakteri olan Cerrah Henry Perowne’un evi Londra’nın merkezinde ünlü bir meydandadır. McEwan da Oxford’dan Londra’ya geri taşındıktan sonra aynı meydanda bulunan evinde yaşamaktadır. “Cumartesi” James Tait Black Memorial Prize ile ödüllendirildi. An itibarı ile son kitabı olan On Chesil Beach, 2007 senesinde çıktı ve aynı sene Booker Ödülü adaylarından biri oldu.

McEwan ayrıca pek çok film senaryosuna, bir adet sahnelenmiş oyuna ve bir oratoryaya imzasını atmıştır. 2007 Ağustos’unda “For You” isimli operanın metinlerini yazmaya başlayan McEwan’ın bu eseri Michael Berkeley tarafından bestelenecek ve 2008 yılı içinde icra edilecektir.2006 yılı sonunda, McEwan’ın büyük beğeni kazanan romanı Kefaret’i Lucilla Andrews’ın otobiyografisi “No Time for Romance”’den yaptığı intihalle yazdığı iddia edildi. Yazar masumiyetini The Guardian’da savundu, Andrews’un çalışmasından Kefaret’i yazdıktan sonra haberi olduğunu söyledi. McEwan, Amerikalı büyük yazar Thomas Pynchon’ın da içinde bulunduğu pek çok önemli yazar tarafından da savunuldu.

İlk romanı The Cement Garden’ın orijinalliği hakkında da yorumlar yapılan McEwan’ı son olarak Claire Henderson-Davis “On Chesil Beach”’de annesinin ismini kullanıp ebeveynlerinin hayat öykülerini anlatmakla suçladı. McEwan bütün bu suçlamaları da reddetmektedir.

Ian McEwan Kitapları - Eserleri

  • Çocuk Yasası
  • Fındık Kabuğu
  • Kefaret
  • Sahilde
  • Yabancı Kucak
  • Sonsuz Aşk
  • Amsterdam'da Düello
  • Benim Gibi Makineler
  • Hamamböceği
  • Beton Bahçe
  • Cumartesi
  • Kayıp
  • Masumiyet ya da Özel İlişki
  • Beton Bahçe - İlk Aşk, Son Ayin
  • Siyah Köpekler
  • Bir Parmak Bal
  • Düş Yolcusu
  • Solar
  • İlk Aşk, Son Törenler
  • İlişkiler

Ian McEwan Alıntıları - Sözleri

  • “Babamı ben öldürmedim, ama işini kolaylaştırdığımı hissettim zaman zaman.” (Beton Bahçe)
  • Can sıkıntısıyla, mutluluk arasında fazla bir mesafe yoktur; insan, sevincin sahillerinden bakar can sıkıntısına.. (Fındık Kabuğu)
  • Oğlan olsun kız olsun, bir insan için en alçaltıcı şey, iyi bir eğitimden ve düzgün bir işte çalışma onurundan mahkum edilmekti... (Çocuk Yasası)
  • "Hayal görmek hakkında hayal kuruyordun." (Düş Yolcusu)
  • Bazen bir haksızlık üzerine fazla kafa yoran insanlarda öç hırsı bir tür yükümlülük duygusuyla karışır. (Amsterdam'da Düello)
  • Dünyanın böyle ayrıntılarla, böylesine minik insani zaaflarla dolu olması onu boğuyordu.. (Çocuk Yasası)
  • Önemsenmeyen şimdiki zaman döne döne uzaklaşıyor bizden .. (Fındık Kabuğu)
  • Beden yalan söyleyemez , ama zihin başka bir ülkedir . (Fındık Kabuğu)
  • "Herşeyi derinden hissediyorum. Söyleyebileceklerimden daha fazla." (Benim Gibi Makineler)
  • Sürekli olması gereken,hiçbir zaman üzerinden atamadığın bir sevgi nasıl her zaman merhametli olabilir ki?Bu bir ısı,bir sıcaklık,Joe ve seni yakabilir.Seni yakıp kül edebilir. (Sonsuz Aşk)
  • ... Kendimizi şimdiki zamanı yaşamak için özgür kılamazken, başkalarını özgürleştirmek üzerine düşünmek istiyorduk. Onların mutsuzlukları hakkında düşünmek istiyorduk. Kendi sefilliğimizi örtbas etmek için, onlarınkini kullanıyorduk. Bizim sefilliğimiz de, hayatın bize sunduğu basit güzellikleri kabul edemeyişimiz ve onlardan mutlu olamayışımızdı... (Siyah Köpekler)
  • “Kendini eylemle uyuşturuyordu.” (Kayıp)
  • Biz ışıktan kaçan varlıklarız. Biz karanlığı anlar ve severiz. Hamamböceği (Hamamböceği)
  • Latince ‘hamamböceği’. (Hamamböceği)
  • “Kabul edilemeyen şey ırkçı olmaktır.” (Amsterdam'da Düello)
  • Hayat, hayat kurtarmaktan öte bir şey olmalı. (Cumartesi)
  • Ağlamaları arasında Julie’yle Sue anlaşılmaz şeyler söylüyordu, belki kendi kendilerine, belki birbirlerine. Ben de onlar gibi kendimi bırakabilmeyi istedim, ama biri beni seyrediyor gibi hissettim. Gidip aynada kendime bakmak istedim. (Beton Bahçe)
  • Kendimizi içinde bulunduğumuz ana bırakamıyorduk. Onun yerine başka insanları özgür bırakmayı düşünmek istiyorduk. Onların mutsuzluğunu düşünmek istiyorduk. Kendimizinkini gizlemek için onların sefilliğini kullandık. Ve bizim sefilliğimiz,yaşamın bize sunuğu basit, güzel şeyleri kabul edip onlara sahip olmaktan mutluluk duymayı beceremediğimizdendi. (Siyah Köpekler)
  • Karşılıklı anlayışlarının derinliğini ve birbirlerini bu kadar iyi tanımalarına karşın hâlâ böylesine olağanüstü bir tutku yaşayabilmelerini kutladılar. (Yabancı Kucak)
  • Can sıkıntısıyla mutluluk arasında fazla bir mesafe yoktur; insan, sevincin sahillerinden bakar can sıkıntısına. (Fındık Kabuğu)

Yorum Yaz