diorex
Dedas

Masumiyetin Son Günleri - Selahattin Yusuf Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Masumiyetin Son Günleri kimin eseri? Masumiyetin Son Günleri kitabının yazarı kimdir? Masumiyetin Son Günleri konusu ve anafikri nedir? Masumiyetin Son Günleri kitabı ne anlatıyor? Masumiyetin Son Günleri PDF indirme linki var mı? Masumiyetin Son Günleri kitabının yazarı Selahattin Yusuf kimdir? İşte Masumiyetin Son Günleri kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 09.05.2022 10:00
Masumiyetin Son Günleri - Selahattin Yusuf Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Selahattin Yusuf

Yayın Evi: Profil Kitap

İSBN: 9789759969417

Sayfa Sayısı: 256

Masumiyetin Son Günleri Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

“İlişki kuran mahvolmuş demektir” denilmiş.

Denilmiş, ancak istisnalar da yok değildir.

Yani, kavuşmalarına rağmen mahvolmamış insanlar vardır.

Evlenmelerine rağmen yalnızlık çekmeyen insanlar vardır.

Bunlardan bazıları meslekleri sayesinde yalnız kalmazlar. Bazılarının gerçekten arkadaşları, aileleri, dostları vardır. Bazıları ise yalnızlıktan boğulur gibi olunca, suyun üstünde kalmak için kayalardaki yosunlara, ota, alkole, veya “kanayan bir sosyal yaraya” tutunur.

Bazıları, özellikle kadınlar, ufak paralar karşılığında kahve falcılarından genç sevgili, zengin yeni koca, yozlaşmış gelecek satın alır. İkinci el mucize, uzun yol ve ışıkları kasten açık bırakılmış şans satın alır.

Masum’un epeyi su yutmuş yalnızlığı ise telveye değil, uçsuz bucaksız denizde mucize eseri bir sabit fikir kayalığına tutunmuştu: Sanat sinemasına!

Masumiyetin Son Günleri Alıntıları - Sözleri

  • Doğamamış aşkın aşıkları değil; failleri olabilirdi ancak.
  • “Istırabın tuzağı gerçekten katlanılmaz bir şeymiş.”
  • Çözümü olmayan bir bulmacanın tam ortasında kalmıştım yani. Debelendikçe o bulmaca yutuyordu beni. Örümcek ağı gibi. Uğraştıkça o bulmacanın en zor ve en son kilit sorusuna dönüşüyordum kendim..
  • “Acı insana fark ettirir de ondan. Gözlerini açar insanın hüzün. Hüznün gözleri açıktır; insanın değil. İnsanı alışkanlığın uykusundan umutsuzluk uyandırır yalnız. “
  • “İnsanlara güvenimi yetireli epey oluyor.”
  • Çözümü olmayan bir bulmacanın tam ortasında kalmıştım yani. Debelendikçe o bulmaca yutuyordu beni. Örümcek ağı gibi. Uğraştıkça o bulmacanın en zor ve en son kilit sorusuna dönüşüyordum kendim..
  • İnsanlar mutsuzluktan değil; hikayeden kaçıyorlardı.
  • .. İnsanı belli bir yerdeki yoğunlaşması mahvediyor asıl. Yoksa nefes alacak bir delik mutlaka bulunurdu şu hayatta. İnsana yürek genişliği verecek sapasağlam şahsiyetler, yerinden kımıldatılamaz masumiyetler de vardı. İnsanlar, insanlık, gerçekten ve yeteri kadar var aslında, diye düşündü...
  • İnsanlar mutsuzluktan değil; hikayeden kaçıyordu... Gerçek hikayeden ürküyordu sanki insanlar. Küçük sorunlarını bile daha büyük sorunların çıban uçları gibi, daha belirir belirmez kesip atıyor, mat bir sorunsuzluk dünyasında, ot gibi yaşıyorlardı. Hayatla aralarında pürüz, pütür istemiyorlardı. Aslında.hayatla aralarında sahici temas noktalarını tıraşlıyorlardı. Sıfır sürtünme. Sıfır temas. Ve hız. Dokunamıyorlardı böylece hayata. Ve hız. Duymadan, hissetmeden ve var olmadan yaşıyorlardı aslında. Samimiyet çekilip gidiyordu böylece hayattan..
  • Nerede bir tutarlılık varsa yanı başında da yalnız bir insan olurdu. Böyle olurdu hep bu işler. Acımasızdı gerçekler.
  • Dünyanın kocaman bir tek yüreği olmalıydı ve o yüreği göğsünden söküp çıkarmalıydım.
  • Ruh bir süreliğine ölebilir mi?
  • Bir tür kadere boyun eğme biçimi değil mi şu meşhur küçük şeylerle mutlu olma egzersizleri?
  • Ama şunu düşün ki, hayatta kalmak utanılacak bir şey değil. İnsanın şu hayatta bazen çaresiz kalması ayıp değil.
  • "Doğamamış aşkın aşıkları değil; failleri olabilirdi ancak."

Masumiyetin Son Günleri İncelemesi - Şahsi Yorumlar

“Acı insana fark ettirir de ondan. Gözlerini açar insanın hüzün. Hüznün gözleri açıktır; insanın değil. İnsanı alışkanlığın uykusundan umutsuzluk uyandırır yalnız. “ Tesadüfen keşfedilen bu eser, okurken kendinizi o hüznün ve çaresizliğin karanlığında bırakıyor. Masum’un başından geçenlere şahit olurken yer yer ona hak verirken bazen de onu suçlayıp eleştirirken buluyorsunuz. Seçimlerini sorguluyor veya onu omuzlarından tutup sarsarak kendine getirmek istiyorsunuz. “Dünya ancak hüzün içinde olduğunda gurbettir. Bilginler, ilim sahipleri, bütün o ulu insanlar, sonsuzlukla aralarındaki mesafenin farkındadırlar. Sonsuzlukla el ele, kol kola yaşamanın ıstırabıyla ağırlaşır kanları onların. Onların kımıltısızlığa, bağdaş kurmaya ve dünyanın dibine çökmeye mecbur bırakan acı, bu acıdır işte. O hüzün, bu hüzündür.” Romanın anlatım tarzı ve olay akışı alışılmışın dışında olmakla birlikte okurken yine de bir şekilde yakalamayı başarıyor sizi. Her ne kadar güzel alıntıları ve karakter tahlillerindeki lezzeti alsanız bile arka kapağı okuduğumdaki tadı kitabın bütününden aldım mı tartışılır. Keyifle okunan ama okumazsanız da bir şey kaybetmeyeceğiniz türden bir eser. (•contra mundum•)

Bazı ağabeylerin kelâmlarını ve kalemlerini önemsiyorum. Selahattin Yusuf da kelâmına ve kalemine önem verdiğim, Meksika sınırından tanıdığım samimi ağabeylerden bir tanesi. Bunu demek ne kadar doğru bilmiyorum ama bizim mahalleden böyle çarpıcı bir üslupla yazılmış, insanı duygu fırtınalarına sürükleyen , farklı bir tarzda ve alışılagelmişten uzak bir romanın yazılması beni gerçekten umutlandırdı . Çünkü gerçekten kültürel iktidarı maalesef birileri kendi tekelinde tutuyor ve nedense bizim mahallemizi gören yok! Neyse bu konuya burda girmeyeyim.. Kitaptan bahsetmek istiyorum biraz sizlere.. Masum Oran, benim için bir tutunamayandı. Belki Oğuz Atay, Masum Oran gibi bahtsız bir yönetmeni tanımış olsaydı Tutunamayanlar ansiklopedisine onun ismini de dahil edebilirdi. Hayatın acımasızlığına, şanssızlığına, insanların iki yüzlülüğüne, vurdumduymazlığına,aymazlığına karşı direnç göstermek için 'Sanat Filmi' çekmek isteyen Masum'un hikayesi beni büyük bir merak duygusuyla kendine çekti . Hikayede aşk , ideoloji , ayrılık, psikoloji, toplumsal değişim , cinayet , ceza ,kefaret kısacası hayata dair her şey var. Romanın beni en cok etkileyen taraflarından bir tanesi;zamanla değiştiğimiz sorunsalı. Özellikle üniversiteydeken daha radikal olan görüşlerimizin gün geçtikçe yok olmaya yüz tutması. . Ve psikolojik tahliller . . . Sözün özü : çarpıcı üslupla kaleme alınan bu romanı okumanızı ve bu değerli kalemle tanışmanızı tavsiye ederim (Feyza Sönmezocak)

Üst üste farklı tarzda romanlara denk geliyorum bu eser de öyle oldu benim için. Başta kişiler ve olaylar çok sembolik bir şekilde ilerlerken sonraki sayfalarda daha gerçekçi bir hal alıyor. Güncel bir roman olması nedeniyle de oldukça anlaşılır bir dili var. Mutsuz giden evliliklere sahip çiftlerin tutunacaklar hep bir şey var. Kiminin para, gösteriş, aile, dost arkadaş, bazen alkol bazense bir ideoloji diyor tanıtımda da. Masum’unki ise sanat sineması. Bu zamanda aranmayan sanat ruhunu bulmaya çalışıyor. Okunmaya değer. (TuğçeZeynep)

Masumiyetin Son Günleri PDF indirme linki var mı?

Selahattin Yusuf - Masumiyetin Son Günleri kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Masumiyetin Son Günleri PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Selahattin Yusuf Kimdir?

1974 yılında Trabzon’da doğdu. 1991’de Affan Kitapçıoğlu Lisesi’nden, 1997 Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun oldu.

İlk yazıları ve şiirleri SBF’de arkadaşlarıyla birlikte çıkardığı “Mektebi Mülkiye” dergisinde yayımlandı.

Hayatı boyunca sadece yazarlıkla uğraştı.

Efe Yusuf ve Elif Ece Yusuf’un babası.

Yayımlanmış Eserleri:

- Sirenleri Taşa Tutun (1999, 2005)

- Şimdiki Zamanın İzinde (2000)

- Şafaktan Çok Önce (2009)

- Niçin Ağlıyorsun Elisabeth, Mutlu Değil miyiz? (2009)

- Bir Masal İsmet Özel’i (2005)

- Başka Göklerin Altında (2002)

- İsa Hanginiz? (2012)

- Masumiyetin Son Günleri (2017)

Selahattin Yusuf Kitapları - Eserleri

  • Niçin Ağlıyorsun Elisabeth Mutlu Değil miyiz?
  • Eve Dönemezsin
  • Masumiyetin Son Günleri
  • İsa Hanginiz?
  • Bir Masal İsmet Özel'i
  • Şafaktan Çok Önce
  • Başka Göklerin Altında
  • Sirenleri Taşa Tutun
  • Şimdiki Zamanın İzinde

Selahattin Yusuf Alıntıları - Sözleri

  • "İnsanı kendi haline bıraksınlar; ona çok şey bırakmış olurlar." (Goethe) (Şafaktan Çok Önce)
  • Sizi temin ederim ki bir şeyim yok: İyiyim ben. (Sirenleri Taşa Tutun)
  • Her şeye rağmen, her şeye ve her şeye rağmen yüreğini dik tutan kaç adam var? (Niçin Ağlıyorsun Elisabeth Mutlu Değil miyiz?)
  • Dünyanın kocaman bir tek yüreği olmalıydı ve o yüreği göğsünden söküp çıkarmalıydım. (Masumiyetin Son Günleri)
  • Nerede bir tutarlılık varsa yanı başında da yalnız bir insan olurdu. Böyle olurdu hep bu işler. Acımasızdı gerçekler. (Masumiyetin Son Günleri)
  • "Yerliler arasında yaşayan Avrupalı bir ressam bir gün Yerlilere ait bir koyun sürüsünün resmini yapar. İşi bittikten sonra tabloyu alıp gitmeye koyulur. Koyulur ama her şey bu kadar basit değildir. Sürünün sahibi Yerliler bütün olup bitenlerden endişeye kapılmıştır ve hemen ressamın koluna yapışırlar: "Bunları alıp götürürsen biz neyle yaşarız." (Niçin Ağlıyorsun Elisabeth Mutlu Değil miyiz?)
  • Çözümü olmayan bir bulmacanın tam ortasında kalmıştım yani. Debelendikçe o bulmaca yutuyordu beni. Örümcek ağı gibi. Uğraştıkça o bulmacanın en zor ve en son kilit sorusuna dönüşüyordum kendim.. (Masumiyetin Son Günleri)
  • "Bilinç ikinci evrendir. " (Niçin Ağlıyorsun Elisabeth Mutlu Değil miyiz?)
  • Adam da cinsin biri, sadece sevdiği kitapları okurmuş, söylendiğine göre, okuduğu kitapları sevmek için ıkınmak zorunda kalmamış. Sizce bir psikopat mıdır efendim? (Sirenleri Taşa Tutun)
  • "Kaç yazar gözettiği siyasi angajmanın çatık kaşlarını hesaba almadan, yüreğinin bozulmamış, lekelenmemiş kanıyla yazabiliyor? " (Niçin Ağlıyorsun Elisabeth Mutlu Değil miyiz?)
  • Akşamın açık göğü dolunayı batıya doğru sürecek. Anne yası da dolunayın yolculuğu gibi kımıltısız olacak. Ve bilincimi dünyaya doğru acı acı dürtecek. Ama ilk kez ... ilk kez bir tek şeyin yardımı olacak bana. Bunu hissetmek nasıl bir katran koyuluk içimde böyle! Bir tek şey. Doğa annenin şu yumuşak kayıtsızlığı! Şu kayalık tepelerin katılıp kalmış kesinliği. (Eve Dönemezsin)
  • İnsan, ruhunun koordinatlarını bazen gerçekten kaybediyor. (İsa Hanginiz?)
  • İsmet Özel, mizaç itibariyle kavgacı, mücadeleci bir insandır. Onun “Erbain”lerden birine aldığı ve henüz dokuz yaşında (1953) yazdığı “Kış” isimli şiirini hatırlamak bu bakımdan ilginç olacaktır: “Kış geldi kar yağdı / Her yere soğuk saldı / İki taraf olsak / Kar topu oynasak / Yaz gitti / güz gitti / yine geldi kış baba.” (Özel, 1998; 11) Şiirde yer alan “iki taraf olmak” ve “kar topu oynamak” metaforları, İsmet Özel'in hayatı boyunca sürdüreceği bir algılama/yaşama biçimi olmuştur demek sanırız aşırı bir yorum olmasa gerektir. (Bir Masal İsmet Özel'i)
  • İsmet Özel'in, Müslüman olmadan önce de Müslüman olduktan sonraki çizgisine yakın durduğu meselesi, aynı zamanda birbirleriyle dost da olan iki ünlü şair, Sezai Karakoç ve Cemal Süreya arasında bir latife konusu olmuştur. Anlatılana göre Cemal Süreya bir gün Sezai Karakoç'a, İsmet Özel'in Müslüman olduktan sonra değişmediğini, eskiden yazdığı gibi yazdığını söylemiş. Sezai Karakoç'un cevabı ise; "Evet, elbette. Çünkü eskiden de bizim gibi yazıyordu." olmuş. (Bir Masal İsmet Özel'i)
  • "Hissetmek,öldürücüdür." (İsa Hanginiz?)
  • Ruh bir süreliğine ölebilir mi? (Masumiyetin Son Günleri)
  • "Zaman,inanıyordu ki iyileştirecekti ikisinin ortak yarasını. Ama bilmiyordu ki zaman yaranın kendisidir." (İsa Hanginiz?)
  • "Zamanımızda en derin acılar, kendilerini ironiyle ifade etmek zorundadır." Soren Kierkegaard (Niçin Ağlıyorsun Elisabeth Mutlu Değil miyiz?)
  • "Hayatın elinde, sona kalmış bir kart her zaman vardır. " (İsa Hanginiz?)
  • "Bir fikir için yanmışsın, kül olmuşsun ne çıkar; mademki o fikir senin kendi yangınından sadır olmuyor!" Nietzsche (Niçin Ağlıyorsun Elisabeth Mutlu Değil miyiz?)

Yorum Yaz