Matvey Kojemyakin - Maksim Gorki Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Matvey Kojemyakin kimin eseri? Matvey Kojemyakin kitabının yazarı kimdir? Matvey Kojemyakin konusu ve anafikri nedir? Matvey Kojemyakin kitabı ne anlatıyor? Matvey Kojemyakin kitabının yazarı Maksim Gorki kimdir? İşte Matvey Kojemyakin kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Maksim Gorki
Çevirmen: Esat Nermi Erendor
Yayın Evi: Bordo Siyah Yayınları
İSBN: 9786057982452
Sayfa Sayısı: 768
Matvey Kojemyakin Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Gorki bize Matvey Kojemyakin tipinde yeni bir Oblomov tipi sunar. Kojemyakin'in hayatını değiştirmek isteğinin başarısızlığa uğramasının temelinde, kendi içinde kapalı taşra kasabasında, kendini dıştan bencilce soyutlayan insanı buluruz. Matvey Kojemyakin o çirkin, iğrenç, asalak yaşadığı "huzurlu, barış içindeki taşra dünyasından" çıkarak güzel, sahici bir insanlık dünyasında yaşamayı arzu eder. Bir devrimciye âşık olur. Onunla evlenmeyi hayal eder. Kafasında her günü bayram olan, dertsiz bir hayat vardır; ama başka insanlara ne ihtiyaç ne de özlem duyar o; gözlerinin önüne sevgilisiyle baş başa içine kapanacakları bir manastır, bir şato getirip durur. Elbette sadece aşkı değil, bütün hayatı başarısızlığa uğrayacaktır.
Matvey Kojemyakin Alıntıları - Sözleri
- İnsanlar arasında ünlüdür bir söz, Ömür ancak sevdayla birleşirse güzeldir derler.
- Yaşam değişiyor, ama insanlar hep aynı kalıyor.
- "Fakat kibritler mutlaka Rus işi kükürtlü kibrit olmalı. İsveç kibriti istemem. Rus kibritleri uzun süre yanar, güzel renkler çıkarır, çok pis kokar."
- İnsan birazcık olsun her şeyi ayrıntılı olarak düşünmeye başlayınca, hemen her yanda açmazlara, sivriliklere tosluyor ve tam anlamıyla da hiçbir işe başlayamıyor.
- İnsan ölür, her şey düzelir, ama yaşadığı sürece acı çeker.
- Anlamada güçlük çektiği söz "politika" idi. Bu sözü korkunç bir şeylerle ilgili olarak işitmişti; belleğini var gücüyle yoklayıp durdu. Bunu nerede, ne zaman ve nasıl bir ilişki dolayısıyla işitmişti acaba?
- Bana korkunç ve acı gelen ölüm değil, aksine korkunç ve acı olan bu yapayalnız, bu kimsesiz yaşam.
- Övgü tatlı dilli, güler yüzlüdür, ama felaket getirir.
- Tokmaksız çanlar gibiyiz, ancak dışarıdan bir darbe yersek ses veriyoruz.
- Kötülerin hiçbir şeyi yoktur, iyilerin ise küçük kusurları vardır.
- Bir ölüyle sohbet etmek güzeldir, yalan söylemez ve incitmez seni...
- Kimsenin bir şey bildiği yok, ama herkes karışıyor lafa.
- Bir insan hakkında yargıya varmak için en azından bir yıl düşünmek gerekir. Ama biz ne yaparız? Kendimiz günah işlediğimiz halde, birbirimizi kötüleyip, suçlar dururuz. En çok da hemen başkasının gırtlağına sarılıverir, canını çıkarırız.
- ... aptal insanlar çamur gibidir: yağmurlu havada pabucuna yapışır, güzel havada ise hiçbir yararı olmaz!
- İnsanlar mutluluğun ölü bir dengede, rahatlıkla, değişmezlikte bulunduğu sanısındalar ve bu rahatı bir parçacık olsun yerinden kıpırdatacak her şeyden nefret ediyorlar.
Matvey Kojemyakin İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Bazı kitapları bitirmek istemezsiniz. Her sayfa atladığınız zaman içinize bir haz ile birlikte buruk bir hüzün de dolar. Hatta kitabın kalan sayfalarını elinizle her tuttuğunuzda bu sayfaların azalmış olduğunu üzüntü ile fark edersiniz. Çünkü alışmışsınızdır o kitaba; kitabın kendisine ve ona dair her şeye. Kitaptaki kahramanlar size çoğu insandan yakın gelir, bazı olayları okurken gülümsersiniz, çünkü kahramanlar ile en yakın arkadaş gibi olmuş ve o kahramanların o olayları nasıl karşılayacağını dahi tahmin eder hale gelmişsinizdir. Sadece bunlarla sınırlı kalmaz bu ısınma, alışma durumları. Kitabın fiziksel görüntüsüne dahi baktıkça gülümser, kapağının kenarındaki ufak bir kıvrılmayı mesela çok yakından tanır hale gelirsiniz. Bir kitaba böyle tutulur bazen insan ve kitap bittiğinde de hayatından insan eksilmiş gibi boş hisseder kendini. Bu kişi özellikle kitaplara sığınan biri ise; onu dolduran bir olgu daha ölüp gitmiştir, her son bir ölüm gibidir onun için. Ama bu da bir arayışa teşvik etmez mi o insanı? Yeni bir sığınacak kapı arama ihtiyacı hissetmek, üstelik bunu da sürekli ve zincirleme olarak yaşamak. Matyev Kojemyakin benim için bu türden bir eser oldu. İlk önce çocuk Matyev ile tanıştım, çocukluk arkadaşı oldum onunla, sonra da büyüdükçe ona bende yoldaş oldum. Onca yaşadığı şeyde onun için bir kişinin daha içi yanıyordu, “Ah be Matyev” diyordu her ne kadar o farkında olmasa da. Bazı zamanlarda da ben Matyev oluyordum. Çünkü okuduğum bazı yerlerde kendimi onunla özdeşleştiriyor ve o oluyordum. Sanki evinden, ovaları arşınlayıp gelen rüzgar eşliğinde çıkan o değildi de bendim. O rüzgarı yüzümde, saçlarımda hissediyordum sanki. Öyle içine aldı işte beni bu eser. Matyev Kojemyakin, Gorki’nin bir Rusya yorumudur bir bakıma. Rus insanının duygu ve düşünceleri, onların yaşadığı inanılmaz “can sıkıntısı” ve çeşitli buhranlar. Ama bahsedilen halk hangi halk olursa olsun bizler, onlara bakarak dersler çıkarmalıyız. Matyev’in hayatı daha baştan buhranlar ve acılarla başlıyor. Gorki, Matyev’in çocukluğunu oldukça ayrıntılı ve ince olarak işlemiş. Bu, hikayeye bir bütünlük sağlanmasının yanı sıra duygusal ve psikolojiksel manada bir tamamlayıcı etmen görevi görmüş. Çünkü bilindiği gibi insan psikolojisinin büyük bir kısmı çocukluğunda gelişir. Matyev'in yaşadığı tüm şeylerin etkilerini ve tepkilerini ilerleyen yıllarda açıklıkla görebiliyor ve bir insanı büyük bir oranda çözümleyebilir hale geliyoruz. Matyev’in çocukluğunda yaşadığı buhranlarının tepkilerine ileride denk geldikçe içiniz hüzün doluyor. Bu açıdan Gorki bir anlamda da mükemmel bir psikolojiksel çözümleme de yapmış oluyor. Matyev’in zaten hayatını konu alan eserden, Matyev’in yaşadıklarını anlatarak bahsetmek kitabı okumayanlar için rahatsız edici olacaktır, bu yüzden Matyev ile tanışmayı bizzat onla yapmanızı öneriyor ve ben yavaşça aradan çekiliyorum. Rus halkının büyük bir kesiminin rahata düşkünlüğü çok güzel bir şekilde resmedilmiş. Örneğin bir kişi çıkıyor “İnsanlar haksızlığa uğruyor, bir araya gelelim, birlik olalım.” diyor ve kimi kimseler de bunu söyleyenin bir vicdanı olmadığını, bunu kesinlikle bir çıkarı olduğu için söylediğini iddia edebiliyor. Gerçeği konuşanın sevilmediği bir ortamdan bahsediyoruz yani. Bize de yabancı değil hani? Her neyse, Gorki bunların hepsine gerek Matyev aracılığıyla gerekse de diğer karakterlerin yardımı ile çok incelikli bir şekilde değinmiş. Ayrıca Rus halkındaki zor durumda olan insanlara da çokca değinilmiş. Ölen annesinden arda kalan kıyafetleri giyen ve bunlardan başka kıyafete sahip olmayan bir kız çocuğu ya da bakacak torununa başka kimsesi kalmayan, o sahip olduğu torunun da kendisine küfrettiği bir ihtiyar. Daha nice böyle insanlar. Tüm gerçekliği ile anlatılan bu kişiler bizleri sarsıyor, titretiyor. Zaten iyi bir yazar olmanın niteliklerinden biri de bu değil midir sizce? Bana göre öyledir, hem de bir başkasının dediği üzere tir tir titretmesi gerekir biz okurları. Matyev Kojemyakin insanı içine hapseden kitaplardan. Ama bu öyle bir kitap ki bu hapis kalma durumundan dahi zevk almaya başlıyorsunuz. Bu seferlik yeni bir ufka açılmamak, hep bu ufukta kalmak istiyorsunuz. İnsanı derinden sarsan ve kendine bağlayan nadide eserlerden biri. Gorki’Gorki'nin diğer eserleri gibi de güzel. Şunu iddia edebilirim ki ‘bitiremeyeceksiniz’ bu eseri. Bitirmeyi isteyemeyeceksiniz. Keyifli okumalar dilerim. (Nympheutria)
Kitabın Yazarı Maksim Gorki Kimdir?
1892 yılında Tiflis'te, Kafkasya Gazetesi'nde çalışmaya başladı. Yoksullukla ve acıyla dolu bir hayat sürdüğü için Rusça'da acı anlamına gelen Gorki takma adını kullanmaya başladı. 1895'te St. Petersburg'da yayınlanan bir dergide çıkan Çelkaş adlı öyküsü ile ünlendi. Ardından Yirmi Altı Erkek ve Bir Kız öyküsü yayınlandı.
Ünü hızla yayıldı. Bu öyküler kadar başarılı olmayan bir dizi roman ve öykü daha yazdı. Gorki'nin 1898 yılında yayınlanan ilk kitabı Hikâye Denemeleri (Очерки и рассказы) çok beğenilir ve yazarlık kariyerinin başlangıcı sayılır. İlk romanı Foma 1899'da basıldı. Bu dönemde sağlam bir olay örgüsü kuramaması ve yaşamın anlamı üzerine uzun felsefik tartışmalara girmesi romanlarının başarısını düşürür. 1906'da yazdığı ve Rus Devrimi'ne adadığı Ana en başarılı romanıdır. 1899-1906 arasında St. Petersburg'da yaşar. Gorki, Çar rejimine açıkça karşı çıkmış ve bu yüzden birçok kez tutuklanmıştır. Çarlık tarafından kontrol ve baskılara maruz kalmıştır. 1901'de Fırtına Kuşunun Türküsü isimli kısa şiiri yüzünden tutuklandı. Kısa sürede serbest kaldı, Kırım'a gitti.
Gorki birçok devrimci ile tanıştı. Lenin'le tanıştığı 1902 yılından itibaren aralarında yakın bir arkadaşlık oluşmuştur.
1902 yılında Rusya Edebiyat Akedemisi'ne seçilir. Ancak Çar II. Nikolas buna izin vermez. Anton Çehov ve Vladimir Korolenko bu tavrı protesto eder ve Akademiden ayrılır.
Başarısız olan 1905 Rus Devrimi sırasında Peter ve Paul Kalesi'nde kısa bir süre daha hapis kalır. Gorki Güneşin Çocukları adlı oyununu yazar.
Oğlunun Mayıs 1935'teki ani ölümünü takiben Gorki de, 1936 yılında Haziran ayında öldü. Her ikisinin de ölümü şüphe altındadır. Zehirlendikleri iddia edilmiş, ama bu iddia hiçbir zaman ispatlanamamıştır. Gorki'nin cenaze töreninde tabutu taşıyanlar arasında Stalin ve Molotov da yer alacaklardır.
1938'de Buharin'in mahkemesinde Gorki'nin NKVD başkanı Yagoda tarafından öldürüldüğü itiraf edilmiştir.
Maksim Gorki Kitapları - Eserleri
- Ana
- Ekmeğimi Kazanırken
- Benim Üniversitelerim
- Arkadaş
- Çocukluğum
- Üçler
- Foma
- Özgürlük
- Soytarı
- Bozguncu
- Fırtınanın Habercisi
- Taşralı Oblomov Matvey Kojemyakin 1. Cilt
- Taşralı Oblomov Matvey Kojemyakin 2. Cilt
- Mujik
- Yol Arkadaşım
- Ayaktakımı Arasında
- Küçük Burjuvalar
- Aşk Rüyası
- Yaşanmış Hikayeler
- Yararsız Bir Adam
- Serçecik
- Bozkırda
- Ekmek İşçileri
- Günlüğümden Notlar
- Acı Günler
- İnsanlarımız
- Tolstoy'dan Anılar
- Klim Samgin'in Yaşamı 40 Yıl (1. Cilt)
- Klim Samgin'in Yaşamı 40 Yıl (2. Cilt)
- Klim Samgin'in Yaşamı 40 Yıl (3. Cilt)
- Klim Samgin'in Yaşamı 40 Yıl (4. Cilt)
- Makar Çudra - Çelkaş - Yol Arkadaşım
- Edebiyat Yaşamım
- Hainin Anası
- Zulüm
- Öyküler
- Sıkıntı
- Seçilmiş Öyküler
- Halkın İçinde
- Amerika’dan İtalya’ya
- Seyirciler
- Yirmi Altı Adam ve Bir Kız
- Matvey Kojemyakin
- Üç Uzun Öykü
- Artamonovlar
- Edebi Portreler
- Dede ile Torunu
- Güneşin Çocukları Barbarlar
- Stepte
- Endişe Verici Bir Kitap
- Gorki’nin Mektupları
- Konovalov
- Hapiste
- Varenka Olesova
- Ana - İki Şehrin Hikayesi
- Mujik ve Öyküler
- Karşılık Görmiyen Aşk
- Lenin'den Anılar
- Küçük Burjuva İdeolojisinin Eleştirisi
- Danko'nun Yüreği
- Çanlar Çalınınca
- Sovyet Öyküleri 2
- Makar Çudra
- Toplu Oyunları 1
- Toplu Oyunları 3
- Toplu Oyunları 2
- Şahin Türküsü
- Buzların Çözülüşü
- Münzevi
- Güneş Çocukları
- İki Oyun: Richard Waverly Davası / Sonuncular
- Gorki - Otobiyografik Üçleme
- Unutulmuş Hayatlar
- Sürgün
- Körlerin Türküsü
- Fırıldaqçı
- Mavi Bir Yaşam
- İki Arkadaş
- Anılar&Mektuplar
- Çelkaş
- Seçilmiş əsərləri, Birinci cild
- Hayat Kadını Tereza
Maksim Gorki Alıntıları - Sözleri
- Haklısın, bizimkiler hikaye uydurmada pek ustadır... Hayatında hiçbir güzel şey bulunmayan bir insanın bir hikaye uydurup gerçekmiş gibi anlatmasında ne kötülük var? Anlatır, masalına kendi de inanır, bir parça avunur. Çok insan böyle yaşar. Engel olamazsın buna... (Konovalov)
- "... na dinya çewt vıraziya." (Ekmek İşçileri)
- Mən dünyaya razılaşmamaq üçün gəlmişəm (Seçilmiş əsərləri, Birinci cild)
- Ruslar, çalışmaya hayrandır, ama ona inanmazlar. Hareketli bir yazar, örneğin bir Jack London, Rusya'da çıkamazdı. (Edebiyat Yaşamım)
- “Sıcaktan, gürültüden ve yorgunluktan bunalmış, sırtlarındaki paçavraları sürükleyerek sağa sola koşuşan insancıklarla; kocaman gövdeleri güneş altında parıl parıl parlayan makineler arasındaki ayrım korkunçtu. Oysa bu makineleri insanlar yaratmıştı. Üstelik onları harekete geçiren şey de, motordan önce yine insan gücüydü.”.. (Çelkaş)
- --- Ne kadın be, diye mırıldandı Mişa. Nasıl çalışmış ömür boyu, nasıl sevmiş. Basit ama dokunaklı bir hikaye...!" (Sürgün)
- Gençliğin verdiği çoşkunlukla kişiliği yepyeni hislerle dolup taşıyordu... (Sürgün)
- "Tüm insanlar yeryüzünde fazlalıktır. " (Ayaktakımı Arasında)
- Hepimiz birbirimize hiç değilse görünüşte inanıyorduk. İçten inanmaya gelince, biz kendimize bile zor inanıyorduk. (Şahin Türküsü)
- “İnsan uzun yaşamaya değil de elden geldiğince çok yaşamaya bakmalıdır.Beş şişe kırmızı şarap yerine bir şişe şampanya içmek hiç kuşku yok ki, daha iyi idi.” (Aşk Rüyası)
- Bəli...İnsana inanmayın! Çünki o həmişə özündən danışdıqda, yalan danışır! Bədbəxtliyə düşəndə də yalan danışır ki, özünə qarşı çox mərhəmət hissi oyandırsın, xoşbəxt olanda da yalan danışır ki, ona daha çox həsəd aparsınlar, hər bir halda yalan danışır ki, özünə qarşı diqqəti artırsın.. (Fırıldaqçı)
- belki de düşünce,maddenin bir tür rahatsızlığıdır... (Klim Samgin'in Yaşamı 40 Yıl (4. Cilt))
- " Çok inançlısın dostum, inanıyor ve güveniyorsun. Ama insanlar çiğ süt emmiştir; onlara güvenmek, onlara inanmak akıl kârı değildir, tehlikelidir, anlayacaksın." (Ekmek İşçileri)
- Beni hayatın aşkı mahvetti... Hayatı sevdiğim için bir budalaymışım ben... (Arkadaş)
- Hepimiz birer kahramanız, diyordu, çünkü ölüme mahkûm olduğumuzu kafamızdan atmayı becerebiliyoruz. (Karşılık Görmiyen Aşk)
- Denizde yangın var! (İnsanlarımız)
- Bizi kandırmak için Tanrı'yı bile araç olarak kullanmaktan çekinmiyorlar. Ruhumuzu öldürmek istediklerinde onu, yalan ve iftira içinde bırakıyorlardı. ''Bir politikacı, dinden bahsediyorsa bil ki birilerini kandırmaya çalışıyordur.'' (Halkın İçinde)
- Yaşam kitaplarda asla gerçekte olduğu gibi tasvir edilmez... (Küçük Burjuvalar)
- "Her sabah nereye gittiğini bilmeden bir işe giden, her akşam nereden çıktığını bilmeden bir işten çıkan, sevmediği hayatı yaşayan, sevmediği işi yapan, sevmediği kişilerle yaşayan, kalabalıklar yüzünden yaşamaya karşı ne bir sevgi, ne de bir sevgisizlik işareti olmadan gelip geçen... Her akşam evinin dört duvarı arasına sanki bir mezara girermiş gibi giren, gecelerini bir sıkıntı yorganının altında yalnız ya da yanındaki yabancı gövdeyle geçiren bütün ölü kentlerin, ölü doğmuş çocukları! Size bu ölü yaşamı hazırlayan "sermaye sahibi egemen sınıftır", bu acımasız oyunun varlığı siz izin verdiğiniz sürece sürecektir." (Günlüğümden Notlar)
- Yaşam kitabının bir sayfası daha okundu. (Klim Samgin'in Yaşamı 40 Yıl (3. Cilt))