Maun Suresi Böyle Buyurdu - Yaşar Nuri Öztürk Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Maun Suresi Böyle Buyurdu kimin eseri? Maun Suresi Böyle Buyurdu kitabının yazarı kimdir? Maun Suresi Böyle Buyurdu konusu ve anafikri nedir? Maun Suresi Böyle Buyurdu kitabı ne anlatıyor? Maun Suresi Böyle Buyurdu PDF indirme linki var mı? Maun Suresi Böyle Buyurdu kitabının yazarı Yaşar Nuri Öztürk kimdir? İşte Maun Suresi Böyle Buyurdu kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Yaşar Nuri Öztürk
Yayın Evi: Yeni Boyut Yayınları
İSBN: 9789756779576
Sayfa Sayısı: 438
Maun Suresi Böyle Buyurdu Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk'ün sarsıntı yaratacak eseri!
Bu kitap, şu 6 soruya Kur'an'ın verdiği cevapları gündem yapmaktadır:
- Kamunun haklarını yiyenlerin din açısından durumları nedir?
- Halkı soymayı kolaylaştırmak için dini, namazı, niyazı araç yapanların din açısından durumları nedir?
- İbadetlerine riya bulaştıranların din açısından durumları nedir?
- Kitleleri, ne dediğini anlamadan ibadet etmeye zorlayanların durumu nedir?
- İlk 4 soru bağlamında Türkiye'nin durumu nedir?
- İlk 4 soru bağlamında dünyanın durumu nedir?
Bu kitap, genelde dünya düşünce tarihinde, özel olarak da İslam düşünce tarihinde bu soruların Kur'ansal cevaplarını açık bir biçimde veren ilk kitaptır. Bu kitabı okumadan İslam'dan söz etmek, öyle sanıyoruz ki, küresel kapitalizm ve emperyalizmin hizmetine uyarlanmış "Ilımlı İslam" adlı sömürge dininden söz etmenin ötesine geçemeyecektir.
(Tanıtım Bülteninden)
Maun Suresi Böyle Buyurdu Alıntıları - Sözleri
- Bir yanda israf, öte yanda sefalet... Arap-İslam dünyasının hezimet ve mutsuzluk tahteravallisi budur...
- Gerçek şu ki, İslam din ve imanının, insan hayatına ruh ve ufuk verecek en ciddi mesajları, İslam'ı temsil ve savunma iddiasıyla ortalığı kasıp kavuranlar tarafından saklanmakta, savsaklanmakta veya saptırılmaktadır. Bu hayati mesajlar yerine kitlelere, avutucu, uyutucu birtakım 'dinleştirilmiş uydurmalar ve yapay kutsallar' yutturulmakta, hatta dayatılmaktadır.
- Hz. Peygamber, kamu malı çalmış, kamu hakkına tasallutta bulunmuş olanların cenaze namazlarını kılmamıştır.
- Zaafların bulunması insanı ahlaksız yapmaz, hatalı yapar, günahkâr yapar. Hatalar tamir edilir, günahlar ise tanrısal rahmet tarafından affedilir. Ahlaksızlık yani dürüst olmamak farklı bir şeydir. Hatalı olmak bir zaaftır, sürçmedir. Ahlaksızlık ise bir temel çürümedir, kötü niyet ürünüdür.
- Oysaki Kur'an, anlamı düşünülsün diye Arapça indirildiğine vurgu yapmaktadır.
- Dincilik, kurduğu aforoz ve tekfir mekanizmalarını işleterek dinin hurafe ve saptırmalardan arınmış gerçek yapısını hayata geçirmek isteyenleri 'zındık, reformcu, sapık, sosyete hocası' vs. ithamlarıyla etkisiz kılmakta, böylece dinin, bu insanlardan öğrenilebilecek gerçeğinin yaşanmasını engellemektedir. Bir örnek verelim: Eğer dinciliğin siyasal hasımları içindeyseniz sizin en basit günahlarınız birer dinsizlik, imansızlık hatta din tahribi olarak lanse edilir. Dinciliğe göre, bütün siyasal rakipler, dindar olsalar bile bir yolu bulunup dinsiz ilan edilmelidir. Çünkü dincide ne Allah korkusu vardır ne vicdan ne de haya. Tarih boyunca hiç olmadı, bundan sonra da olmayacaktır.
- Türkiye’de, cami ve minare sayısı arttıkça ahlaksızlık ve yolsuzluk da artıyor.
- Taş Kur'an'da, katılaşmış kalbin, dumura uğramış vicdanın, tepkisiz kişiliğin, pörsümüş yüreğin sembolüdür. O halde Musa'nın vuruşu, isyan sonucu taşa yapılan vuruştur.
- Karmatiler için, kapitalizm ve özel mülkiyetle mücadele Allah'ın emridir.
- "Allah'ın evini ticarethaneye çevirdiniz, ey engerek yılanının dölleri" Hz. İsa
- Hazineniz neredeyse yüreğiniz de orada olacaktır. Hz. İsa
- Tanrı’yla, dinin gerçeğiyle, hukukla, vicdanla yüzleşmek istemeyenler bu kitabı okumasınlar! Çünkü bu kitap, gerçeklerle yüzleşmekten kaçanlarla ‘Ilımlı İslam’ adlı sömürge dinini gerçek zannedenlerin tüm dayanaklarını, şiddetli bir Kur’an vuruşuyla paramparça etmektedir.
- Sana cennete giden kestirme bir yol göstereyim: Allah’tan başka hiç kimseden bir şey isteme, insanların muhtaç oldukları hiçbir şeyi de tekelinde tutma.
- Kur’an, ‘müslüman’ ile ‘mümin’i birbirinden ayırmıştır. Mümin-müslim ayrımının anlamsız olduğu söylenebilir mi? Kur’an bize göstermektedir ki, her mümin aynı zamanda müslümandır ama her müslüman aynı zamanda mümin değildir. Kur’an’a göre, müslüman kimlik bir sosyolojik kimliktir, rahatça alınabilir; ama mümin kimliği metafizik, ahlakî-imanî bir kimliktir, öyle nüfus kâğıdına yazdırmakla kazanılamaz. Kur’an şu muhteşem ayrımı yapmaktadır: “Bedevîler, ‘İman ettik!’ dediler. De ki, ‘Siz, iman etmediniz! Ancak ‘Müslüman olduk’ deyin. İman sizin kalplerinize girmemiştir. Eğer Allah’a ve resulüne itaat ederseniz, Allah, yapıp ettiklerinizden hiçbir şey eksiltmez. Çünkü Allah Gafûr’dur, Rahîm’dir.” (Hucurât, 14)
- Mâûn suresi, tarihin bütün engizisyon mümessillerini, bütün dincilik sahtekârlarını, bütün din aktörlerini deşifre eden mucize bir suredir.
Maun Suresi Böyle Buyurdu İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Okudukça resmen düşüncelerimde ne kadar haklı olduğunu gördüm. Mütevazi olamayacağım bu konuda. Üzücü ama gerçekten bugün yine Türkiye kamu mallarinin peskes çekilmesiyle un kazanıyor. Ve bunu göre göre destekleyenler. Ve buna karşı çıkanlara hain, munafik vs diyenler. Allah ıslah etsin. Allah’ın sevdiği bir kavmizki halen ülke ayakta kalabiliyor. Allah kimseyi maun suresindeki müşriklerden olmayı ve onlara destek olanlardan olmayı nasip etmesin, şaşırtmasın. (Ahmet Uluer)
Dindarlık Maskesi Takan Dinciliğe Maun Duvarı: Yaşar Nuri Öztürk’ün kitaplarını zaman zaman okurum. Kendisi en çok okuduğum, düşüncelerini en çok merak ettiğim ilahiyatçılar arasında yer alıyor. Çünkü Yaşar Nuri İslam dinini anlatırken safsataları, hurafeleri dile getirmiyor, geleneksel dil söyleminin dışına çıkıyor, ülkemizde din adına sergilenen dinsizliği anlatmaya cesaret edebiliyor, sözünü budaktan sakınmıyor, dinini mantığının süzgecinden geçirerek anlamaya çalışıyor, din kavramına yalnızca ritüellerin yerine getirilmesiyle tamamlanan bir “muamma” olarak bakmıyor, din kuyusunun en derinine girerek orada ne bulduysa yeryüzüne çıkarıp okurlarıyla paylaşıyor, yıllardır doğru bildiğimiz yanlışları anlatmaktan çekinmiyor. Öztürk aynı zamanda üslubuyla da dikkat çekiyor. Ancak çıktığı televizyon programlarına göre yapıtlarındaki üslup daha nitelikli ve kuvvetli. Türkçeyi kullanış biçimi hiçbir yazarınkine benzemiyor. Seçtiği sözcükler, kurduğu cümleler, benzerine hiçr rastlamadığım tamlamalar, yaptığı tanımlar gerçekten de övgüye değer. Belki kendisini övmede abartıya kaçtığımı düşünenleriniz olacaktır, ancak Maun Suresi Böyle Buyurdu kitabını okuduğunuzda sizin de benimle aynı kanaate varacağınıza eminim. 2011’de kitap dünyasına adıma atan Maun Suresi Böyle Buyurdu (Maun kelimesindeki yazarın kullandığı uzatma işaretlerini kullanmaya gerek duymuyorum.) 438 sayfadan oluşan devasa bir kitap. Sadece kalınlığından dolayı devasa değil, içeriğiyle de bu sıfatı hak eden bir yapıt. Yaşar Nuri kalemi eline alıncaya kadar topladığı bütün bilgi birikimini bu kitaba yedirmiş gibi bir his kapladı içimi kitabı okurken. Kitabın bazı okurlara ağır gelmesinin sebebi bu olsa gerek. Eğer dinî meselelerde altyapınız yoksa, daha önce hiç Yaşar Nuri Öztürk kitabıyla tanışmamışsanız Maun Suresi Böyle Buyurdu’nun size ağır gelmesi yadırganacak bir durum değil. Bu çalışmadaki temel mesele, başlıktan da belli olduğu üzere, Maun suresi. Yazar yedi ayetten oluşan bir sureyi incelemiş enine boyuna. Bu sureyi öylesine derin anlamlı ve çok boyutlu işlemiş ki bilimsel bir makaleyle ele alınması yeterli olabilecek bir meseleyi kitap boyutuna eriştirmiş. Bu kadar kapsamlı anlattığı için bazı yerlerde tekrarlara düşmüş, aynı konuları farklı cümlelerle servis etmiş. Ne var ki bu tekrarların göze batmadığını, sıkmadığını da belirtelim. Tekrarlarla aslında meselelere çeşitlilik, renklilik kazandırılmış. Ele alınan konuların çeşitli örneklerle iyice kavranması amaçlanmış. İletilen mesajın, okura benimsetilmek istenen fikrin daha iyi anlaşılması için Hazreti Muhammet döneminden ve ona en yakın sahabilerin davranışlarından örnekler verilmiş. Öztürk diğer kitaplarında Muaviye’yi nasıl “İslam’ın kara belası” olarak değerlendiriyorsa bu kitabında da yerden yere vurmaktan geri durmuyor. Çünkü Emevi zihniyetini ilk kurumsallaştıran kişi olan Muaviye saltanat dinciliğini başlatıp kafasına göre bir din uyduruyor. İslam dininin asıl mesajlarının, nasihatlerinin önüne perde geriyor. İslam dinini sosyal hayatı düzenleyen bir din olmaktan çıkartıp suya sabuna dokunmayan, cennetin nasıl kazanılacağını kendisinin belirlediği bir alana itiyor. Gücü elinde bulunduran Emevi zihniyeti Kur’an’ın geniş kitlelere eksik veya yanlış tanıtılmasının en önde gelen müsebbibi olarak adını andığımız yazarın kitaplarında sıklıkla tenkit ediliyor ve daha da ileri gidilip lanetleniyor. Öztürk’ün çalışmalarını incelediğimizde Emevi kodamanları ve onların din anlayışı ile ilgili olarak tek bir müspet söze rastlamıyoruz. 7 ayetlik Maun suresinin özünde kamu için harcanması gereken paranın israf edilmesi, iktidarı ellerinde bulunduranların toplanan vergileri yetimin hakkını gözetmeden kullanması, yardım için toplanan paraların iç edilmesi yatıyor. Yaşar Nuri bu ayeti açıklarken sıklıkla Deniz Feneri davasını örnek veriyor. Çünkü bu olayda Maun ihlalinin yapıldığı apaçık ortada. Almanya’daki savcıların ortaya çıkardığı bu olayın içeriğinde camilerde Müslümanlardan yardım adı altında toplanan paraların yoksullara dağıtılacağına amacının dışında başka başka yerlere ulaştırıldığı göze çarpıyor. (Hatırlarsanız Türkiye’deki bazı isimler de bu davaya dâhil edilmişti. AKP bu davada kötü bir sınav vermiş, Deniz Feneri Derneği’nin Türkiye’deki ayaklarını koruyup kollamış, olayın üstünü örtmek için elinden geleni yapmıştır. Gayrimüslim savcıların ortaya çıkardığı Deniz Feneri olayı Müslümanların İslami hassasiyetlerinin sömürüldüğü, Müslümanlarda onarılamayacak kadar derin yaralar açan ne ilk ne de son olaydır. YİMPAŞ ve Kombassan olayları da aynı zihniyetteki başka bir çetenin Müslümanlardan topladıkları paraları amaç dışında kullanmalarına dayanıyor. İşte Maun suresi din adı altında dinsizlik, hayır adı altında iblislik, Allah adı altında münafıklık sergileyenleri tokatlıyor. Yazar Kur’an’ın mesajlarının evrensel olduğu hakikatini göz önünde bulundurarak dünyadaki Maun ihlalcisi en büyük devletin ABD olduğunu ortaya çıkıyor. Sayılarla örnekler vererek ABD’de paraların nasıl israf edildiğini, ABD’nin dünyadaki bütün insanların hakkına nasıl tecavüz ettiğini anlatıyor. Ekosistemin dengesini bozanlar, sırf daha çok kâr elde etmek için dünyanın normal gidişatının ayarlarıyla oynayanlar, insanlar için harcanması gereken paraların silah tüccarlarına harcanarak zaten kıt olduğu bilinen kaynakların adilane kullanılmaması en büyük Maun suresi ihlalleri olarak göze çarpıyor. Kitapta dindarlıkla dinciliğin arasına kalın bir çizgi çekiliyor. Dindarlıkla dincilik ters orantılı işler. Dindarlık arttıkça dincilik azalır veya dindarlık azaldıkça dincilik artar. Ne yazık ki Türkiye’de dindarlık yerine dincilik artıyor. Din topluma daha çok nüfuz ediyor, ağırlığını koyuyor gibi görünse de aslında din değil, İslam adı altında riyakârlık, vurgunculuk, ahlaksızlık, takiyecilik geçer akçe hâline geliyor, hiç kimsenin yardırgamadığı davranış biçimlerine dönüşüyor. Toplumun içine bir virüs gibi giren ve bir kere girdi mi önü alınamayan bu dincilik illetinin Türk ulusunun arasında iyice yaygınlaştığını görmek bizi ürkütüyor. Yaşar Nuri pek haklı olarak şöyle diyor kitabında: “Dinselleşme arttıkça ahlaksızlık, vurgunculuk ve ikiyüzlülük de artıyor. Böyle bir çarpıklık tarihte az görülmüştür.” (12. baskı, 284. sayfa) 438 sayfalık kitapta ele alınan meselelerin hepsini bir yazıya sığdırmanın imkânı yok. Bu yazıda ayrıntılara girmeden Maun suresinin özünü, ana fikrini anlatmaya gayret ettim. Oysa bu hacimli kitapta Hz. Osman dönemi, Ebu Zer’in hangi dava uğruna mücadele ettiği ve kimleri karşısına aldığı, Maun suresinin dolaylı yoldan işaret ettiği “sosyal demokrasi”nin anlamı ve içeriği, Hz. Muhammet’in kimlerin cenaze namazını kılmadığı, Tume bin Übeyrık olayının detayı ve bu olaydan çıkarılması gereken dersler, Maun suresinin ihlalinde Diyanet’in payı vb. konular da işlenerek belli ki yazarın kitabı yazmaya başlamadan çok önce zihninde açtığı Maun suresi dosyası kapatılmış. Bu vesileyle ele aldığımız kitabın yazarına Allah’tan rahmet dilemeyi bir borç biliyoruz. Her ne kadar Allah’tan rahmet dilemek yerine cehennem azabı dileyen “makbul görünümlü melunlar”, “İdris suretinde iblisler” (Tabirler Yaşar Nuri’ye aittir.) olsa da... (Aziz Özkan)
Yaşar Nuri Öztürk Maun suresini ( Gördün mü o, dini yalan sayanı? İşte odur yetimi itip-kakan, Yoksulu doyurmayı özendirmez o. Vay haline o namaz kılanların ki, Namazlarından gaflet içindedir onlar. Riyaya sapandır onlar / gösteriş yaparlar. Ve onlar, yardıma/ zekata / iyiliğe engel olurlar. ) şu an yaşanılan dünya çerçevesinde, değerlendirmiş, izah etmeye çalışmıştır. (Prtklccgklnys)
Maun Suresi Böyle Buyurdu PDF indirme linki var mı?
Yaşar Nuri Öztürk - Maun Suresi Böyle Buyurdu kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Maun Suresi Böyle Buyurdu PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Yaşar Nuri Öztürk Kimdir?
Yaşar Nuri Öztürk, Bayburtlu bir anne ile Sürmeneli bir babanın çocuğu olarak 5 Şubat 1951 Pazartesi günü Bayburt'ta doğdu. Trabzon'un Sürmene ilçesinin Fındıcak köyünde büyüdü. Çoğu Çaykara'da bulunan Niyazoğlu sülalesindendir. İlk eğitimini babasından Kur'an okuyarak aldı ve dokuz yaşında hâfız oldu. On yıllık klâsik medrese eğitiminden sonra İstanbul Üniversitesi'nde hukuk ve ilahiyat tahsilini tamamladı. 12 yıl imamlık ve vaizlik yaptıktan sonra üniversiteye tekrar dönerek 1980 yılında "İslâm Felsefesi" konulu doktorasını tamamladı ve 1986 yılında aynı dalda doçent oldu. Orta Doğu, Balkanlar, Avrupa ve Afrika ülkeleri, ABD, Güney Kore ve Japonya'da kendi alanı ile ilgili akademik araştırmalar yapan Öztürk, ayrıca Fransa'da Grenoble Üniversitesinde çalıştı. New York'ta "İslâm Düşüncesi ve Çağdaş Sûfî Düşünce" dersleri okuttu.
Time Dergisi’nin gerçekleştirdiği ‘20. Yüzyılın En Önemli Kişileri’ (The Most Important People of the 20th. Century) anketinin ‘En Önemli Bilim Adamları ve Islahatçılar’ (The Most Important Scientists and Healers) listesinde, dünya kamuoyunca belirlenmiş yüz ismin ilk onu arasında yer aldı. Yaşar Nuri Öztürk
Türkçe, Arapça, Farsça, İngilizce ve Fransızca dillerinde çeşitli çalışmaları bulunan Yaşar Nuri Öztürk, 1978 ve 1982'de "Türkiye Millî Kültür Vakfı" ödülünü kazandı.
Yaşar Nuri Öztürk, 3 Kasım 2002 seçimlerinde Cumhuriyet Halk Partisi’nden İstanbul milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne girdi. Daha sonra CHP’den istifa etti. CHP’den istifasının ardından 16 Şubat 2005’te Halkın Yükselişi Partisi’ni kurdu ve bu partinin genel başkanlığını dört yıl boyunca sürdürdükten sonra 19 Ekim 2009 tarihinde üniversite ile çok ilgilenemediği gerekçesiyle genel başkanlıktan istifa ederek aktif siyasî hayatını son verdi.
2011 yılından beri mide kanseri ile mücadele eden Yaşar Nuri Öztürk, 22 Haziran 2016 Çarşamba günü İstanbul'daki evinde hayatını kaybetti. Cenaze namazı Üsküdar Şakirin Camii'nde kılınan Öztürk, Kanlıca Mezarlığı'na defnedilmiştir.
Yaşar Nuri Öztürk Kitapları - Eserleri
- Allah ile Aldatmak
- Anadilde İbadet Meselesi
- İslam Nasıl Yozlaştırıldı?
- Maun Suresi Böyle Buyurdu
- Kur'an-ı Kerim'de Lanetlenen Soy
- Kur'an Penceresinden Kurtuluş Savaşı'na Bir Bakış
- Hallac'ı Mansur 1. Cilt
- Hallac'ı Mansur 2. Cilt
- Yeniden Yapılanmak
- Kur'an'ın Temel Buyrukları
- Kur'an-ı Kerim Meali
- Batı Sömürgeciliği ve İslam Dünyası
- Türkiye'ye Mektuplar
- Kur'an Verileri Açısından Laiklik
- Tanrı'dan Başka İnsanüstü Tanımayan İnanç: Deizm
- İmamı Âzam Ebu Hânife
- Kur'an'ın Temel Kavramları
- Cevap Veriyorum
- Cevap Veriyorum 2
- Saltanat Dinciliğinin Öncüsü Firavun
- Mevlana Celaleddin Rumi ve İnsan
- Kur'an Penceresinden Özgürlük ve İsyan
- Hz. Fatıma
- 400 Soruda İslam
- Depremin Gösterdikleri
- Kur'an'ı Tanıyor Musunuz?
- Atatürk'ten Sonraki CHP
- İnsanlığı Kemiren İhanet Dincilik
- Ebu Zer : Emevi Dinciliğine Karşı Mücadelenin Öncüsü
- Fatiha Suresi Tefsiri
- Ses Birgün Yankılanır
- Kur'an'daki İslam
- İmam-ı Azam Savunması
- Kur'an Verilerine Göre Kötülük Toplumu
- Kur'an'ın Yarattığı Mucize Devrimler
- İslam Gerçeği
- İslam Dünyasında Akıl ve Kur'an Nasıl Dışlandı?
- Din Maskeli Allah Düşmanlığı Şirk
- Kur'an Açısından Şeytancılık
- İslam'da Büyük Günahlar
- İslami Kavramlar Ansiklopedisi (1. Cilt)
- Kur’an Verileri Işığında Tasavvuf ve Tarikatlar (2 Kitap Takım)
- Merak Edilen Yönleriyle İslam
- Çıplak Uyarı
- Halkın Yükseliş Hareketi
- Tarihi Boyunca Bektaşilik
- Kur'an Açısından Küresel Afetler
- Kur'an'ı Anlamaya Doğru
- Kuran'ın Öğrettiği Dualar
- Enel Hak İsyanı Hallac-ı Mansur - Darağacında Miraç
- Tasavvufun Ruhu ve Tarikatlar
- Kur’an Ve Sünnete Göre Tasavvuf
- Hallacı Mansur Ve Eserleri - Kitabüt Tavasin
- Kuşadalı İbrahim Halveti
- Kur’an Uyarıyor
- Sevgiliye Mektuplar
- Asrı Saadet Şehitleri
- Din Ve Fıtrat
- Dinde Reform Değil İslam’da Tecdit
- Halkın Diliyle Yaşar Nuri
- Konferanslarım: (Bir İmanın Destanlaşması)
- Kendi Dilinden Hz. Muhammed
- Asrısaadet'in Büyük Kadınları
- Müslümana Mektuplar
- Der Verfälschte Islam
- Son Devir Türk Tasavvufu ve Bosnalı Muhammed Tevfik Halveti
Yaşar Nuri Öztürk Alıntıları - Sözleri
- Tarih boyunca bütün kudret imparatorluklarının yaptıkları da budur. Hücceti o imparatorlukların ezip horladığı insanlar üretir, firavunlarsa hem o üreten benlikleri ezer, onlara sövüp sayarlar hem de onların yarattıkları değerleri nankörce ve namussuzca sömürüp keyif yaparlar. (Saltanat Dinciliğinin Öncüsü Firavun)
- ....bir deizm anlayışına Türk Kurtuluş ve Aydınlanma Savaşı'nın önderi ve komutanı, Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'te rastlıyoruz. Büyük Gazi, Allah'a Hz.Muhammed'e Kur'an'a inanmakta, onlara saygı ve tazminini sürekli ifade etmektedir ama dinci kadroların çok rezil perdelerden temsil ederek hayata sokmak istedikleri 'din' patentli dayatmaları dışlamakta, onlara karşı çıkmakta, hatta onlarla mücadele etmektedir. Ve bu mücadeleyi, insan olmanın onuru saydığını da defalarca ifadeye koymaktadır. (Tanrı'dan Başka İnsanüstü Tanımayan İnanç: Deizm)
- İslam dünyası denen coğrafyaların "İslam" adı altında yaşadıkları dinin, uzun bir zamandan beri "Rahman’ın dini" olmaktan çıkıp şeytanın dini haline geldiğini ortaya koyucu niteliktedir. (Kur'an Açısından Şeytancılık)
- Alışkanlık ve gelenek, yaratıcı gücün afyonudur. (Kur'an'ın Yarattığı Mucize Devrimler)
- Hem firavunu hem Allah'ı memnun etmek mümkün değildir. Kur'an bunu ölümsüz bir ilkeye bağlarken şöyle demektedir: Allah, bir adamın göğüs boşluğunda iki kalp yaratmamıştır. (Ahzab, 4) (Kur'an Verilerine Göre Kötülük Toplumu)
- İyiliğe iyilik her kişinin, iyiliğe kötülük şer kişinin, kötülüğe iyilik ise er kişinin işidir. (Kur'an'ın Temel Buyrukları)
- İnsan, tekamül etmeye sadece memur değil, aynı zamanda mahkumdur. Yaratıcı Kudret onu bu aleme, tekamülünü tamamlasın diye göndermiştir. Tekamül bu alemde tamamlanmazsa ölüm sonrası alemde tamamlanacaktır. İslam düşünürlerinin, özellikle sufi düşünürlerin bu noktadaki tutumları nettir. Tekamül veya Allah'a doğru seyr veya sefer mutlaka tamamlanacaktır. Ama bu dünyada ama ölüm sonrasında. (Tasavvufun Ruhu ve Tarikatlar)
- Kalp bozukluğunun insan hayatındaki en tehlikeli görünümü, insanın kalbiyle dilinin farklılığıdır. (İslam Dünyasında Akıl ve Kur'an Nasıl Dışlandı?)
- Vahye dayali katiksiz dln ile insanoglunun ‘din’ adi altindan kumelendirdigi ve bizim ‘diyanet’ veya ‘seriat’ dedigimiz genis ve degisken alani birbirinden ayirmak gerekir. (İnsanlığı Kemiren İhanet Dincilik)
- Hasan Sabbah tarikatının, haşhaşla uyutup teröre sürme gibi bir uygulamasının olmadığı tespit edilmiştir. (Ebu Zer : Emevi Dinciliğine Karşı Mücadelenin Öncüsü)
- Mevcuda isyan etmeyen benlik varoluş sırrını yakalayamaz. (Kur'an'ı Tanıyor Musunuz?)
- Hz. Ömer bir gözü görmeyen Muğire Bin Şu'be' ye diyorki "Ey Muğire! Kazaya uğradığın günden beri, şu sakat gözünle hiç görebildin mi" Muğire, " Hayır hiç görmüyorum" cevabını verince Ömer şöyle konuşur: "Allaha yemin ederim ki, Ümeyye oğulları'nın İslam'a bakışları tıpkı şu senin kör gözünün baktığı gibidir. Onlar bu çarpık bakışlarıyla İslam'ı da kendilerini de çarpıttılar. Bu çarpık bakışları yüzünden nereye gideceklerini, nereden çıkacaklarını bir türlü bilemediler. Allah, yüzkırk veya yüz otuz yıl sonra Hicaz ve Irak'tan bir ekip çıkaracak ve onlar doğru bakış gücünü İslam'a yeniden kazandıracaklar." Ömer'in bu muhteşem sevgisi, İmam-ı Azam dehası in tarihteki yerini ve önemini göstermesi bakımından da son derece önemlidir (İmam-ı Azam Savunması)
- Evet, ârif görendir; fakat ma'rifet görünenden sonra gelendir! (Hallacı Mansur Ve Eserleri - Kitabüt Tavasin)
- Örtülü şirkin dini istila etmesinde en çok işleyen yol, din temsilcisi sayılan kişilerin (haham, rahip, sahabe, imam, şeyh, efendi vs.) rabler haline getirilmesidir. Müşriklerin yaptığı, Allah’ı inkâr ve ret değil, Allah’ın yanına yöresine birtakım yedek ilahlar koymaktır. Müşrikler Allah’ı asla inkâr etmediler. Yaptıkları Allah’ı tepeye oturtup O’nun altına yedek ilahlar yerleştirmekti. Şirkin zulüm ve yıkımı buradan kaynaklanmaktadır. İnsanları rab edinmek, din adamlarının sözlerini Allah’ın sözleri gibi kabul etmekle vücut bulur. Kim Rahman’ın Zikri’ni/Kur’an’ı görmezlikten gelip ondan uzaklaşırsa biz ona bir şeytanı musallat ederiz de ona can yoldaşı olur. Bunlar onları yoldan tamamen saptırırlar. Onlarsa kendilerinin hala hidayet üzere olduklarını sanırlar. Sonunda bize geldiğinde, şeytan, yoldaşına şöyle der: ‘‘Keşke aramızda iki doğu arası kadar uzaklık olsaydı. Ne kötü yoldaşmışsın sen!’’ (Zühruf, 36-38) (Kur'an'ı Tanıyor Musunuz?)
- Nefsine dikkat et. Eğer sen onu meşgul etmezsen, o seni meşgul eder. (Hallacı Mansur Ve Eserleri - Kitabüt Tavasin)
- 10- Onların söylediklerine sabret! Ve güzelce ayrı kal onlardan. (Kur'an-ı Kerim Meali)
- Dinde baskı/zorlama/tiksindirme yoktur (Kur'an, 2/256) (Allah ile Aldatmak)
- İnsan hayatının en önemli meselesi yön bulmaktır. İman, yönü bulduran kuvvettir. (İslam Dünyasında Akıl ve Kur'an Nasıl Dışlandı?)
- Budizm'de Nirvana'ya varmak, benliğin kendi kendini yok etmesiyle gerçekleşir. Bu anlayış sûfi geleneğe de geçmiş ve şöyle ifade edilmiştir: "Sen çıkarsan aradan, kalır seni Yaratan." Bu söylem, Kur'an'a tamamen aykırıdır. Kur'an, insan benliğinin aradan çıkmasını değil, varlığını koruyarak Yaratan'a teslim olmasını istemektedir. (Din Maskeli Allah Düşmanlığı Şirk)
- Şeytan, insanları nasıl saptıracağını, hem de Allah’ın huzurunda ifadeye koyarken şöyle konuşuyor: "Yemin olsun, onları mutlaka saptıracağım, kuruntulara/hurafelere/anlamını bilmeden okumaya iteceğim..." (Nisa, 119) (Anadilde İbadet Meselesi)