Mekanım Datça Olsun - Can Yücel Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Mekanım Datça Olsun kimin eseri? Mekanım Datça Olsun kitabının yazarı kimdir? Mekanım Datça Olsun konusu ve anafikri nedir? Mekanım Datça Olsun kitabı ne anlatıyor? Mekanım Datça Olsun kitabının yazarı Can Yücel kimdir? İşte Mekanım Datça Olsun kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Can Yücel
Yayın Evi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
İSBN: 9786053605621
Sayfa Sayısı: 122
Mekanım Datça Olsun Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Bu kitaba adını ben
Güneşle Kalkmak koyacaktım
Ama gece on, hal, terler fışkırıyor terimden
Dayanamıyorum sıcağa
Ben ki gençliğimde Mozambik'te, Angola'da döğüşmeği kurmuştum
Çiçekleri geride bırakmaktan korkuyorum kururlar diye
Rüzgâr kalleşlik etti inmez oldu gerillam düzlere
Yoksa Kuzguncuk'a göçeceğim şehir gerillaları üzerine konuşmak için
Mekanım Datça Olsun Alıntıları - Sözleri
- Geceleri onun seyrettiği yıldızları seyrediyorum.
- Daha kimbilir böyle ne yalanlarla Kandırılmış, büyütülmüştüm ben !
- Senden ayrılınca anımsadım Dünyanın bu kadar kalabalık olduğunu...
- Üç günlük ömürleri ya var ya yok Ama şânınla O kadarcık yaşamak da Yeter adam olana...
- .. Soluyum dedikçe Dünyayı içime Bir gıcıktır tutuyor, Ossun! ..
- Böyle bir akşam üstü Hiç ölmek istemezdim
- Yaprakları üfleyen rüzgar… Senden ayrılınca anımsadım Dünyanın bu kadar kalabalık olduğunu…
- Bu kızlar ne bekler ki Bir aşk için boğulmaktan başka...
- İçtiğim biralar yirmiyi bulunca Yine fazla kaçırdın sen! dedi Güler Adaam sen de! Atın ölümü arpadan olsun!
- Bütün kızlar, erkeklerin lodoslarına karşı Hem giyinmiş hem soyunmuşlar Hem de kapanmışlar içlerine
- ... Senden ayrılınca anımsadım Dünyanın bu kadar kalabalık olduğunu...
- Senden ayrılınca anımsadım Dünyanın bu kadar kalabalık olduğunu…
Mekanım Datça Olsun İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Kitabı bir Datça tatili sonrası okuduğumdan olsa gerek çok sevdim. Hızırşah,Aktur,Mesudiye... ve daha bir çok yerin adının geçtiği şiirleri okuduğum da o yerleri yakında görmüş olmanın verdiği mutluluk duygusunu hissettim. Kitapla ilgili birkaç tane eleştiri okudum. Can Yücel'in tarzını pek yansıtmadığı ile ilgili eleştiriye kesinlikle katılmıyorum. Kitap tam bir Can Yücel kitabı. Kitapta Datça ve çevresi ile ilgili yaşantısını şiire döktüğü için insan bazen konu sınırlaması olan şiirleri okuyormuş hissine kapılabilir. Ama Can Yücel sevgisi sıkılmanıza izin vermeyecektir. Huzurla okuyabilirsiniz. (İbrahim Saruhan)
Türk edebiyatının eşsiz sıradışı çok harika şairi can yücelin eşi güler yücellinde resimlerinin azda olsa şiirlerinin olduğu çok hoş güzel bir şiir kitabı Güler yücel Her Mekanda can' la beraber yaşadık ama bu eski datçadaki son mekanımızda can durmadan şiir yazdı bende resim yaptım işte bu kitap böyle bir mekanda ve kaybolan bir zamanda doğdu. Can Yücel Açtımıydı açtımıydı bil ki o bakmaya kıyılmaz O zeburdan kalma O göbeklerinde bir damla ateş o bal mummundan bir şamdan mum çiçekleri üç günlük ömürleri ya var ya yok ama şanınla o kadarcık yaşamakta yeter adam olana.... (Murat Tosun)
Kitabı Can Yücel’de okuyayım deyip hevesle aldım. Fakat hiç de beklendiği gibi değil. Bilmiyorum bir çok şairde rastladığım bir durum sanki ya da benim seçiciliğimden kaynaklı bir şey. Şiirleri hiç tat vermedi. Hani bazen şiir kitapları için, yazarın o kadar şiirinden hepsi güzel olacak diye bir kural yok derim fakat bu öyle de değildi ne yazık ki. Beklentimin çok altında olması gerçekten üzdü. Düz yazı gibi okuyup geçtim. Bir saat gibi kısa bir zaman da bitiyor zaten. Okunabilir diye tavsiye etmek isterdim fakat bence denemeyin. Başka kitaplardan yana kullanın tercihinizi. Herkese iyi okumalar diliyorum. (Enes Sezer İslamoğlu)
Kitabın Yazarı Can Yücel Kimdir?
Kullandığı kaba ama samimi dil ile Türk şiirinde farklı bir tarz yaratmıştır. Can Yücel, 1926'da İstanbul'da doğdu. Millî Eğitim Eski Bakanı Hasan Ali Yücel’in oğludur.
Ankara ve Cambridge üniversitelerinde Latince ve Yunanca okudu. Çeşitli elçiliklerde çevirmenlik, Londra’da BBC’nin Türkçe bölümünde spikerlik yaptı. Askerliğini Kore’de yaptı. 1958’de Türkiye’ye döndükten sonra bir süre Bodrum ve Marmaris'te turist rehberi olarak çalıştı. Ardından bağımsız çevirmen ve şair olarak yaşamını İstanbul’da sürdürdü.
1956 yılında Güler Yücel ile evlendi. Bu evlilikten iki kızı (Güzel ve Su) ve bir oğlu (Hasan) oldu. Son yıllarında Eski Datça’ya yerleşti ve her hafta Leman, her ay Öküz dergilerinde yazıları ve şiirleri yayımlandı. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel`e hakaretten yargılanan Yücel, 18 Nisan seçimlerinde Özgürlük ve Dayanışma Partisi`nin İzmir 1. sıra milletvekili adayı oldu. 12 Ağustos 1999 gecesi ölen şair, çok sevdiği günebakan çiçekleriyle uğurlanarak Datça'ya gömüldü.
Can Yücel, 1945-1965 yılları arasında `Yenilikler`, `Beraber`, `Seçilmiş Hikayeler`, `Dost`, `Sosyal Adalet`, `Şiir Sanatı`, `Dönem`,`Ant`, `İmece` ve `Papirüs` adlı dergilerde yazdı. Daha sonraları `Yeni Dergi`, ‘Birikim`, `Sanat Emeği`, `Yazko Edebiyat` ve `Yeni Düşün` dergilerinde yayımladığı şiir, yazı ve çeviri şiirleri ile tanınan Yücel, 1965`ten sonra siyasal konularda da ürün verdi. 12 Mart 1971 döneminde Che Guevara ve Mao'dan çeviriler yaptığı gerekçesiyle 15 yıl hapse mahkûm oldu. 1974’de çıkarılan genel afla dışarı çıktı. Dışarı çıkışının ardından hapiste yazdığı "Bir Siyasinin Şiirleri" adlı kitabını yayımladı. 12 Eylül 1980 sonrasında müstehcen olduğu iddiasıyla "Rengahenk" adlı kitabı toplatıldı.
1962'de İngiltere'deyken, 1709 yılından kalma, Latin harfleriyle taş baskısı olarak basılmış bir Türkçe dilbilgisi kitabı bulması geniş yankı uyandırdı.
Şiirlerinde argo ve müstehcen sözlere çok sık yer veren, bu nedenle zaman zaman dikkatleri üzerine çekip kovuşturmaya uğrayan Yücel, ilk şiirlerini 1950 yılında `Yazma` adlı kitapta toplamıştır.
Can Yücel, taşlama ve toplumsal duyarlılığın ağır bastığı şiirlerinde, yalın dili ve buluşları ile dikkati çekti. Can Yücel'in ilham kaynakları ve şiirlerinin konuları; doğa, insanlar, olaylar, kavramlar, heyecanlar, duyumlar ve duygulardır. Şiirlerinin çoğunda sevdiği insanlar vardır.
Can Yücel için ailesi çok önemlidir: eşi, çocukları torunları, babası.. Bu insanlarla olan sevgi dolu yaşamı şiirlerine yansımıştır. 'Küçük Kızım Su'ya', 'Güzel'e', 'Yeni Hasan'a Yolluk', 'Hayatta Ben En çok Babamı Sevdim' bu sevgi şiirlerinden bazılarıdır.
Can Yücel ayrıca Lorca, Shakespeare, Brecht gibi ünlü yazarların oyunlarından çeviriler yaptı. Shakespeare çevirileri (Hamlet, Fırtına, Bir Yaz Gecesi Rüyası) aslına tam olarak bağlı kalmasa da son derece başarılıdır. Shakespeare'in ünlü 'to be or not to be' sözünü 'bir ihtimal daha var, o da ölmek mi dersin' şeklinde Türkçeleştirmiştir. 1959'da ilk baskısı yayımlanan 'Her Boydan' adlı kitabında dünya şairlerinin şiirlerini serbest ama çok başarılı bir biçimde Türkçeye çevirmiştir.
Can Yücel Kitapları - Eserleri
- Bir Siyasinin Şiirleri
- Mekanım Datça Olsun
- Düzünden
- Portreler
- Her Boydan
- Güle Güle - Seslerin Sessizliği
- Canfeda
- Çok Bi Çocuk
- Rengahenk
- Ölüm ve Oğlum
- Gökyokuş
- Yazma
- Sevgi Duvarı
- Ben ve Bizimkiler
- Gece Vardiyası
- Gezintiler
- Seke Seke
- Alavara
- Maaile
- Benim Öfkem Gecelerin Beyidir
- Yazma - Sevgi Duvarı
- Can'dan Yazılar 2
- Ölüm ve Oğlum - Gökyokuş
- Şiir Alayı
- Gökyokuş / Kuzgunun Yavrusu
- Gece Vardiyası Albümü
- Kısa Devre
- Düzünden Düzyazılar 1
- Portreler
Can Yücel Alıntıları - Sözleri
- • Ne sen ne ben sevgilim Öldükse ölümden değil Sevişmenin acından (Rengahenk)
- Keşke kendini bırakıp gitse insan; ama olmuyor... (Ben ve Bizimkiler)
- Çabuk unutulurdu ıslak bir öpücüğün yakıcı tadı, belki de kalp göğüs kafesine o kadar yüklenmeseydi eğer... (Portreler)
- Senden ayrılınca anımsadım Dünyanın bu kadar kalabalık olduğunu… (Mekanım Datça Olsun)
- Şiir getirenlerin çok olsun çocuğum! (Ölüm ve Oğlum - Gökyokuş)
- ..... Bu ara kendimi toprağa çok yakın hissediyorum O kadar seviyorum ki toprağı İçine giresim geliyor. (Portreler)
- Gitmek istiyorsa, bırakacaksın gitsin. Aklı seninle olmayanın bedeni yanında olsun ister misin? (Düzünden)
- Dünya gözlerimi kendi ellerimle örttüm Değdi yorgunluğuma Bi ölüm kaldıydı onu da gördüm Beni pişman etmedi doğduğuma (Portreler)
- Son yıllarda daha da yaygınlaştı, eli-yüzü düzgün üç-dört dize düzen bazı arkadaşlar, kendilerini Almanca telaffuzuyla GOETHE sanıyorlar ki çok da haksız değiller... (Alavara)
- Hatırım sordular karşı masadan Yuvarlanıp gidiyoruz dedi cesedim (Canfeda)
- Bir derin uykudaydım ölümün içinden Açtım ki gözlerimi Bir suyun gölgesi gibi Kendisi adeta bir suyun Ayakucunda sen oturuyorsun Şiir getirenlerin çok olsun çocuğum! (Ölüm ve Oğlum - Gökyokuş)
- Şu dar çerçeveden dünyaya bakmak bir âlem. Tam tamamına bir Devr-i Âlem. (Maaile)
- Nereydi gittiğim o? Nereydi geldiğim o? Adlardan anılar Anılardan adalar Sonlardan sanrılar (Alavara)
- “Bir insan görünce insan oluyorum Bir ağaç görünce ağaç Bir çocuk görünce çocuk Bir kadın görünce erkek Bir faşist görünce kahroluyar kahrediyorum insanlığın en amansız lüveri Şiirle” (Gezintiler)
- “Sazımın tellerinde geziniyorum dünyayı Düzen tutmuyor” (Gezintiler)
- Çok çektik onların çilesini Gördük kaplanı, gördük sırtlanı, Gördük domuzunu, hergelesini. Tıkınmak topunun dini imanı. Kiminin eh, az fenaymış huyu! Bakma hepsi aynı bokun soyu! Ne fark eder ne cins çizme, Bastıktan sonra ümüğüne! Anlatabildim mi derdim? Aramızda kalsın lakin; Efendi istemiyoruz gayrı, İstemiyoruz efendim! Bertolt Brecht (Her Boydan)
- Bir sözsün sen işitilmedik bir söz Bir gözsün görülmedik bir göz. (Gece Vardiyası)
- Biz bu dünyayı değiştireceğiz . (Maaile)
- ... Senden ayrılınca anımsadım Dünyanın bu kadar kalabalık olduğunu... (Mekanım Datça Olsun)
- Geceleri onun seyrettiği yıldızları seyrediyorum. (Mekanım Datça Olsun)