diorex
Dedas

Menekşe İstasyonu - Atilla Atalay Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Menekşe İstasyonu kimin eseri? Menekşe İstasyonu kitabının yazarı kimdir? Menekşe İstasyonu konusu ve anafikri nedir? Menekşe İstasyonu kitabı ne anlatıyor? Menekşe İstasyonu PDF indirme linki var mı? Menekşe İstasyonu kitabının yazarı Atilla Atalay kimdir? İşte Menekşe İstasyonu kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 04.04.2022 18:00
Menekşe İstasyonu - Atilla Atalay Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Atilla Atalay

Yayın Evi: İletişim Yayıncılık

İSBN: 9789754705843

Sayfa Sayısı: 248

Menekşe İstasyonu Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Atilla Atalay’ın H.B.R. Maymun ve Öküz dergilerinde yayımlanmış yazılarından “sıkı” bir derleme. “Sıdıka”lar ve yine “düşkovalayan” hikayeler: İstasyonlar, trenler, otomobiller, cep telefonları, insanlar, kediler, köpekler, içip içip dağıtanlar, susup oturanlar, ayrılanlar, ayrılamayanlar...

Menekşe İstasyonu Alıntıları - Sözleri

  • -Sen kimsin kız, beni kovuyosun, zilli yılan. Çıngıraklı! -Peki, daha fazla çıngırdamıyım, ben gidiyim o zaman. -Dur şurda! Kırık çıkık işi çıkarma sabah sabah. Ne soracaksan sor hadi. -.............................. -Hadi sor sor. -Çayda kahvaltıda yenir. -Lan!?? -Tamam tamam, refleks olarak şeettim.
  • E, insan it olursa, aklı donunda gelişirse, Balıkesir İli Telefon Rehberi'ne bile kötü bi anlam yükleyip kavga çıkarabilir...
  • Esas sizi yiyip bitirmiş bu televizyon, içinizi boşaltmış, yenmiş sucuğun zarı gibi kalakalmışsınız.
  • Ne çare, balık baştan alkol kokuyo. Ailemizin reisi de üç gündür zom. En son salı gecesi, seher vakti içeri dalıp, anneme "Merhaba televole" dedi. Sonra, sızış o sızış.
  • Senin için çiçek derer, sevgi dolu türkülerle yollarına sererim annecim...
  • "Yurdum hastanelerine gidicek kadar canıma susamadım, yanlış tedavi kurbanı olmak, kalabalıktan ezilmek istemiyorum..."
  • "Biz göle yoğurt çalan bir ecdadın denize turşu kurabilme zekâ ve yeteneğine sahip hamarat torunlarıyız.."
  • "Bi bakan olmaynan memleket babanızın malı oluyo sanki."

Menekşe İstasyonu İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Atilla Atalay'ın kalemini gerçekten çok seviyorum. Sıdıka zaten geçmişim izlemişliğim var. Artı Sıdıka'da geçen zaman diliminde de yaşamışlığım olduğu için hiç yabancılık hissetmedim. Sanki geçmişe dönük bakmak gibiydi. Sonrasındaki duygusal öykülerini de sevdim. Geçişi iyi ayarlayabilmiş. Diğer yazdıklarını da okuyacağım. Kesinlikle tavsiye ederim. (Arzu Onuklu)

Özellikle 90'lı yılları yaşayanlar için güzel bir nostalji bu kitap. Konuları, esprileri, karakterleri ile o yılların toplumusal yapısını iyi bir şekilde yansıtıyor. Ama maalesef, özellikle de Sıdıka'nın yer aldığı bölümlerde, yazarın sürekli espri yapmaya çalışması, karakterlerin her cümlesinde espriler olması kitabı; -televizyon tabiriyle- durum komedisinden sitcoma çevirmiş. Ayrıca pek çok diyaloğun da zamanla değişen espri anlayışına yenik düştüğünü söylemeliyim. Okumaktan pişman olmasam da asıl değerinin en başta bahsettiğim nostaljiyi yaşatmasında yattığını düşünüyorum. (Atilla Kuru)

Çok eğlenceliydi. Yalnız özellikle ilk hikayelerde Sıdıka ile annesinin repliklerini anlamak için doksanlı yılları bilmek gerekiyor. Bilmeyene saçma gelebilir. Bazı hikayeleri dinleyince bazı şeylerin hala değişmemiş olduğunu görüyorum . Dinleyince dedim, çünkü bu dinlediğim kitaplardan. Sıdıka'yı seyretmiştim. Kitabı dinlerken onların halleri gözümün önüne geldi. Beğenerek izlediğim bir dizinin kitabını dinlemek/okumak çok eğlenceli oluyor. (Hanife KADIOĞLU)

Menekşe İstasyonu PDF indirme linki var mı?

Atilla Atalay - Menekşe İstasyonu kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Menekşe İstasyonu PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Atilla Atalay Kimdir?

Atilla Atalay, (doğum 1963 İstanbul) yazar.

İTÜ İnşaat Fakültesi İnşaat Mühendisliği mezunu olan Atilla Atalay, 1979 Yılından başlayarak profesyönel mizah yazarı olarak çeşitli dergilerde yazılar yazdı. Gırgır, Fırt, Hıbır Mizah dergileriyle birlikte bir süre haftalık olarak yayınlanan Gazete Pazar'da ve Milliyet Gazetesi Kültür Sanat Eki'nde köşe yazıları yazdı. Mizah dergilerindeki köşeleri Eray ve Sıdıka büyük ilgi çekti. Yazıları halen Leman ve Lemanyak Dergileri'nde sürmektedir.

"Sıdıka" adlı tiplemesi Atıf Yılmaz ve Mahinur Ergun'un yönetiminde Show TV için televizyon dizisi olarak çekildi. Haluk Bilginer ve Zuhal Olcay için yazdığı "Gelecekte İnecek Var" adlı mini TV dizisi ise ATV'de yayınlandı.

Atilla Atalay Kitapları - Eserleri

  • Sıdıka
  • Menekşe İstasyonu
  • Civciv Kutusu
  • Ağlama Dolabı
  • Ebekulak
  • Uyuyamadığım
  • Yalnızlık Aletleri
  • Dup Dup Çedene
  • Kalbin Böcüü
  • Hayaller Kâhyası
  • Usulcacık
  • Eray
  • Kişi Başına Bir Yalnız
  • Yavaş Tren
  • Mecnun Kuleleri
  • Düş Kovalayan

Atilla Atalay Alıntıları - Sözleri

  • Çok ıssız buralar şimdi, hayat böyle artık ; kişi başına bir yalnız düşüyor. (Kişi Başına Bir Yalnız)
  • (...)Durduk yere leylek getirdi seni bana. Az hüzün de getirmiş mi peki. Hayır. Güzeldi. Hayat arada bi yalnızlara da güzellik yapar... (Dup Dup Çedene)
  • - Siz bizimkinden diil misiniz? - Nası sizinkinden? - Yani siz “Derin devlet” in müfettişi misiniz, yoksa normal mi? Hayır, bizimkisi derin de... - Ne kadar derin, bi boy ver bakiim Kamuran. Derini, süperi normali kurşunsuzu felan olur mu lan devletin. Benim bildiğim bi tane devlet var ve ben de onun müfettişiyim ve siciline sı-ça-ca-ğım. - Yani biri felan göndermedi... Yani normal, ööle bi müfettişsin haa? - Evet normalim ama anormalleşmeye başladım Kamuran, az soona sana gerilip gerilip bi kafa koyucam, iyice derinlere dalıcan. - Ciddi normalsin yani haa? Sallamazlar Çetesi, Kucak Aşireti filan... Bunları tanımıyon, hiç birinin adamı felan diilsin, özetle Türkiye seninle gurur duymuyo yani. (Dup Dup Çedene)
  • Sıdıka olarak yaşamını sürdüren bir kız arkadaşım, yaklaşık olarak şöyle demişti yanlış hatırlamıyorsam: "Bırakmak, gitmek, değişmek ve yer değiştirmek (geride bıraktığımız kişilere göre) derin ihanetlerdir, ama bu biricik hayatımızın da (bizi ileriye götürecek) geniş yelkenleridir bana kalırsa." Sıdıka da bunu istiyor... (Sıdıka)
  • "Yurdum hastanelerine gidicek kadar canıma susamadım, yanlış tedavi kurbanı olmak, kalabalıktan ezilmek istemiyorum..." (Menekşe İstasyonu)
  • İşin şakası yok, sen bilmezsin bu babanı. Yıllar evvel lunaparkta tüfek atıp oyuncak ayı kazanmıştı da iki gün eve uğramamıştı. Milyarları alınca şimdi kim bilir naapar. Erkek milletinin alayı bööle zaten. Dayın da her sayısal loto çekilişinde “Bu rakamlar bende olucaktı ki” deyip üç gün ev gelmiyomuş.. Kurtulmak için fırsat kolluyo hepsi.. (Yalnızlık Aletleri)
  • Peki mutlu aşk var mıdır? Çocuklar bile biliyor ki yoktur. E, tamam o zaman, sorusu olan yoksa dağılalım. (Hayaller Kâhyası)
  • "Başka hayatlar mümkün" diyenlere ise tüm kalbinizle inanmak istiyordunuz. "Bir pire sirkine katılıp Norveç'e gitmek, Flemenkocu kadınların peşinden Madrit'e süzülmek, dünyayı dolaşan bir gemiye miço yazılıp her limanda ayrı sevgililer edinmek" evet bunlar hoş şeylerdi. Gelgelelim, "Çeviri gençlik hayalleri"ydi hepsi. Yerli versiyonda "Vize" diye bir şey vardı ki, yedi düvelde ünlü lşsiz Türk Genci'nin asla ulaşamayacagı halogramlı bir rüya idi. Böylesi tuhaf ve ezbere önerilerde bulunan arkadaşları CV'lerimizde sabıka kaydı olmasın diye dövmüyorduk. Onun yerine "Friends Dizisi ne kadan komik de mi?" diyorduk "Aşkları, işleri felan. Günlük hayatın poroblemlerini, çelişkilerini insanların küçuk umut ve özlemlerini tatlı tatlı şeediyor, tıpki biz." (Ağlama Dolabı)
  • Aslına bakarsanız burda, bu insan konservelerinde, bu içlerinde zamandan yorgun düşmüş delilerin dolaştığı Mecnun Kuleleri'nde, kimse kimseyle konuşmuyordu. (Mecnun Kuleleri)
  • Zamanın hangi mavisi islenip griye dönmedi ki. Kimin çocuk sesi, zaman geçirmez bir ortamda, acı değmeden, olduğu gibi kalabildi. O türküler de benim çocuk sesimle gitti tabi. Peki, iyi olan herşey gitti mi hakkaten. Öyküler çalındı, şiirler şuursuzlara ganimet, cümle türküler Preztiş Ailesiyle Idobay arasında pay mı edildi? Kim çaldı tiyatro kökenli cücenin aklını? İyi olan herşey hep eskiden miydi? Develer tellal, pireler berber iken yani... Şimdi, develer türkü kasedi, pireler sitendap yapsa, timsahlar milletvekili olsa noolur? İnsanlık, var olalı beri hep aynı alaydan yetişme. Herzaman kötü, bir o kadar da iyi yeryüzü. (Dup Dup Çedene)
  • Yordun sen bu Kenar'ı, kukla ettin kendine. (Ağlama Dolabı)
  • O laf buradaki yavşakların uydurması. (Hayaller Kâhyası)
  • Kendimi yok yere hayatın herzamankiliğine kızarken yakaladım... (Hayaller Kâhyası)
  • - Di mi hocam? Hayat arada bi yalnızlara da güzellik yapar. Yani geçmişte olmuştur bizim de bazi bir takım gönül ağrılarımız. Olayın ille de şubat ayının ondördüncü günü cereyan etmesi gerekmiyo. Belki yaz sonuydu... Di mi ama... Biz buna kısaca “Sevgililer Dünü” adı veriyoruz... (Dup Dup Çedene)
  • ‘’Tam tersi, kalabalık diiliz çocuğum. Evet değiliz, hayır. Ben burda Sayın Tayyip Erdoğan’a hak veriyorum. Daha kalabalık olmamız lazım. Şimdi biz üç gürbüz çocuğu olan bir aile olsaydık, siz bizim araçtan fırlayıp Doblocuyu, arabalı vapur sıramızı gasp eden jipli öküzü, hatta sanatçılı otelin sanatçısının mafyoz sevgilisini sopa ve tornavidalarla dürtmek suretiyle bize yaşam alanı açabilirdiniz.’’ (Mecnun Kuleleri)
  • Sıdıka gel buraya kaçma gel..Ya da kaç..Sıdıka, bakanlığın annelere akıllı terlik dağıttığını biliyor muydun yavrum? Güdümlü bu şey.. (Yavaş Tren)
  • Bir yüzük yaptım sana, güvercin teleğinden, Bir yüzük, bükerek hoşçakal sözcüğünden. Bir yüzük yaptım sana, bir yüzük ki, Yıllardır dinmeyen ormanların gümbürtüsünden... (Kalbin Böcüü)
  • Kendimi Yok yere hayatın herzamankiliğine kızarken yakaladım. (Hayaller Kâhyası)
  • Ayy kitlem! Hasduur. (Esas duruş, hazır ol) Ben ki sultan-üs-selatin ve burhan-ül havakıyn tac bahş-i hüsre-van-ı ruyi zemin, zıllullah-ı fil-arzeyn Akdeniz’in ve Rumeli’nin ve Anadolu’nun ve Karaman’ın ve Rum’un ve Vılayet-i Zülkadriye’nin ve Diyarbekir’in ve Azerbeycan’m ve Acem’in ve Halep’in ve Mısır ve Mekke ve Medina’nın ve Kudüs’ün ve külliyen diyar-ı Arab’ın ve Yemen’in ve dahi birçok memleketlerin ki aba-i kiram ve ecdad-ı imamın emerallahü berahinhüm kuvveti kahireleriyle fethettikleri ve cenab-ı cela-let-meabım dahi tig-i ateşbar ve şemşir-i zafer nigarım ile fetheylediğim nice diyarın sultanı ve padişahı Sultan Haşmet Han Oğlu, hanlar hanı ERAY Han’ım!... Buyruğumdur. Tiz nazar-ı dikkatiniz bu cihete cerb ola... Yazımı okuyasınız... Bre Sebastian, koş sultanına tebasından gelen nameleri ge-tür.. (Eray)
  • Ne kadar güzeliz...Ne kadar güzeliz... (Kalbin Böcüü)

Yorum Yaz