diorex
Dedas

Menzil Cemaati kimdir? Menzil Cemaati hakkında - Saygı Öztürk Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Menzil kimin eseri? Menzil kitabının yazarı kimdir? Menzil konusu ve anafikri nedir? Menzil kitabı ne anlatıyor? Menzil kitabının yazarı Saygı Öztürk kimdir? İşte Menzil kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 12.07.2023 17:33
Menzil Cemaati kimdir? Menzil Cemaati hakkında - Saygı Öztürk Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Saygı Öztürk

Editör: Sema Çubukçu

Yayın Evi: Doğan Kitap Yayınları

İSBN: 9786050967029

Sayfa Sayısı: 272

Menzil Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Menzil’e gidenin uyuşturucuyu bırakması için neler yapılıyor?

Menzil niçin ikiye bölündü? Şeyhler arasında nasıl bir mücadele sürüyor?

Menzil şeyhi niçin zehirlenmek istendi? Yargı ve Emniyet neden kapıştı?

Alparslan Türkeş, Menzil için kime hangi görevi verdi? Sonunda ne oldu?

Tarikat, Bilgin Balanlı’nın Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nı nasıl önledi?

Menzil, bürokrasi ve siyasette nasıl bir yol izliyor?

Holding kuran tarikatın ticari işleri nasıl yürütülüyor?

Kılıçdaroğlu’nun danışmanı Menzil’e niçin gitti?

Menzil 15 milyon lirayı kurtarmak için kimden yardım istedi?

Şeyh ailesine meleklerin hizmet ettiği, sofilerin parasız çalıştığı doğru mu?

Diyanet’in tarikat raporunda Menzil için ne deniliyor?

Şeyh 15 Temmuz için neden film dedi, generallerle neler konuşuldu?

İlk kez Saygı Öztürk’e konuşan şeyhler Feyzeddin ve Saki Erol, Atatürk, laiklik ve ticaret konusunda neler anlattı, birbirlerini neyle suçladılar?

 

Araştırmacı gazeteci-yazar Saygı Öztürk, Menzil’e ve Buhara’ya gitti, şeyhlerle, sofilerle konuştu, “tövbe alma”, “ölüm hatmesi” ritüellerine katıldı. Tarikatın dününü, bugününü, yaşananları, söylenenleri yerinde gördü, araştırdı, yaşadı ve yazdı.

 

(Tanıtım Bülteninden)

Menzil Alıntıları - Sözleri

  • ...hiçbir darbe ansızın ve sessizce gelmedi Davul çala çala geldiler.
  • Şeyh uçmaz müritleri uçurur.
  • Bir dönem Fethullah Gülen'den söz ederken Fethullah Gülen hocaefendi demeyene kızıyorlardı.
  • "İnanca para girerse, niyet ne olursa olsun vesvese başlar. Camilere arınmak için gidilmez, esas olan arınıp da camiye gitmektir"
  • Menzil siyasetçilerin de çok geldiği bir yerdi. Siyasetçilerin de hepsi gelir.Siyasilerin tek bir maksadı var, oy toplamak değil mi? Hepsinin de oya ihtiyacı olduğuna göre ona binaen hepsi de gelir. Siyasetçi olarak rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu menzille irtibatlıydı.
  • Gelenler sevap olur diyerek camide yatmayı tercih ediyordu.
  • Akli ne için verdi? İlim için verdi, öğre­nin, üretin, öğretin bir şey yapin
  • hiçbir darbe ansızın ve sessizce gelmedi Davul çala çala geldiler.
  • Geçmişteki hatalardan ders alınmadığı sürece gelecekte aynı belaların başımıza gelmeyeceği muhtemel değil mi?
  • Şeyh uçmaz, müritleri uçurur.
  • Cemaat olduğu zaman illa ki vakfı olacak.Paraya dayalıdır cemaat.
  • ― Güvenliğiniz nasıl sağlanıyor? ― Biz Allah'a havale ediyoruz. Nöbetçiler, bekçiler,silahlı adamlarımız var. Şahsen benim üç dört tane silahım var. Yani normal insanız. Bizi Allah koruyor.
  • Önce devletin dürüst olması lazım.
  • En anlaşılır şekilde şöyle söyleyeyim, Menzil tarikatının merkezi Mekke'deki Kabe gibi kutsallaştırılmıştı.
  • Menzilcilerin, Şanlıurfa-Mardin yo­lu üzerinde akaryakıt istasyonu var. Diğer petrol istasyonlarına gö­re akaryakıt litre fiyatı aynı olmasına rağmen, oradan alinan akar­yakıtla daha fazla kilometre yapildigi anlatılıyor. Aynı miktarda alı­nan akaryakıta göre Menzil’den alınanla daha fazla yol kat edili­yor. Daha da ilginci, buradan akaryakıt alanların trafik kazası yap­madığı söylentisine inananların sayısı da bir hayli fazla. Bir başka söylenti de şöyle: Menzilcilerin dinlenme tesislerinde yediğiniz her yemeğin özellikle lahmacunun her derde deva olduğu belirtiliyor. Marketlerinde satılan suyun markası önemli değil, o suyun zem­ zem suyu gibi şifalı olduğu da dilden dile yayılmış.

Menzil İncelemesi - Şahsi Yorumlar

ELE VERİR FETVAYI KENDİ SEVER FATMAYI !: Öncelikle ismi Fatma olan kızlardan özür dileyerek incelememe başlamak istiyorum. :) Konumuz "tarikatlar". Evet, yanlış okumadınız. TARİKATLAR! Enes Kara'nın intiharı ile birlikte eminim, birçoğumuzun yürekleri yandı. Bazı gerçekleri çarpıtmadan anlatmaya çalışalım. Hepimiz biliyoruz ki bu bir intihar değil bu bir CİNAYET! Tarikat ve cemaat yurtlarının katlettiği genç bir çocuğun failleri hâlâ aramızda. Din kisvesinin altında çalınan daha  nice  hayatlar ! Peki biz buna nasıl,ne zaman ve nereden müsade ettik? Erkek çocuklarına istismardan yargılanan Ensar Vakfının davası düşürüldüğü zaman sıraya girip birbirlerini kutlayan milletvekillerini unuttunuz mu? Yıllar önce kol kola girip, devletin her makamına, her rütbesine CEMAATİN KURDUĞU DERSHANELERDEKİ adamları yerleştirmediler mi ? Cuma namazından çıkıp Madımak'ta cayır cayır insan yakmadılar mı? Unutmadınız aklınızda mı? Dinler insanlık ideallerini ateşleyebilir, bireylerin olumlu eylemler yapmasına destek olabilir ve yaratıcı dürtüleri ve sanatsal yaratıcılığı kamçılayabilir. Ancak aynı zamanda tarih boyunca insanlar, din adına, sözle ifade edilemez acılara yol açmıştır. Şu hâlde kendi başına din, yansız bir tutum içindedir. Dinler, özgül ruhsal yapıya ve grup etkisine bağlı olarak bireyleri ıslah edebilir ya da zehirleyebilir. Bu nedenle bazı köktendinci grupların barışçı ve uygar, bazılarınınsa vahşete eğilimli olduğunu görüyoruz. Kimlerin dini sömürdüğünü sıralamak yerine "kimlerin sömürmediğini" sorarak cevap bulmanın daha kolay ve gerçekçi olduğunu düşünüyorum. Gülen cemaati veya cemaatler dini sömürüyor da partiler, politikacılar, siyaset, hatta devlet sömürmüyor mu? Kuşkusuz bu kesimlerin bir kısmı din kisvesi altında, bir kısmı da doğrudan sömürmeyi tercih etmektedir. Din-hayat yerine din-devlet, din-siyaset, din-cemaat, din-ticaret, din-hukuk, din-eğitim, din-egemenlik, din-otorite gibi ilişkiler üzerinden yürütülen faaliyetlerin tamamı din sömürüsü kapsamına girer. Bunun da muallimleri ve öncüleri yöneticiler, politikacılar ve din adamlarıdır. Buna göre; "din" adına devlet yönetenlerin veya dini temsilen devlet kurumlarında yer alanların, resmi merasim ve törenlere, saray sofralarına, parti toplantılarına din adamı sıfatıyla veya din kisvesiyle katılanların hangi amaçla rol aldıklarını sorgulamak gerekir. Hangi amaçla olursa olsun bu alanların tamamında din bir sömürü ve aldatma aracıdır. Açıkça belirtmeliyim ki, sadece din değil, istismar edilen her değer sömürüye hizmet eder. Toplanan kurbanlar, yardımlar, bağışlar, zekât ve sadaka nereye harcanıyor? Bir devletin veya kurumlarının din adına yardım ve bağış toplaması; büyük bir sahtekarlık ve sömürü örneği değil mi? Ne yazık ki din, geçmişte Firavunların, Karunların, kahinlerin, putperestliğin, hilafet ve saltanatın, imparatorlukların, kralların bir "sömürü" aracı olduğu gibi günümüzde de devletlerin, siyasetin, siyasal düzenin, devlet başkanlarının, politikacıların, partilerin, din adamlarının, cemaat-ideoloji ve dini grupların bir "sömürü" aracıdır. Bu bağlamda, ülkemizde istismar edilmeyen, sömürülmeyen tek bir kutsalımız, tek bir değerimiz kaldı mı? Yoksulluk, açlık, işsizlik, cehalet, geri kalmışlık, ayrımcılık, kayırmacılık, partizanlık, yandaşlık, haksızlık, hukuksuzluk gibi politikalar, hangi değer üzerinden meşrulaştırıldığına bakılmaksızın ''adaletsizlik" olarak kabul edilmesi gerekir. Söz konusu politikaların dini değerlerle savunulması, temsilcilerinin dindarlık görüntüsü vermesi, din adamları, Diyanet veya cemaatler tarafından desteklenmesi, adaletsizliğini ortadan kaldırmaz. Bu kitapta da incelenen 'Menzil' tarikatı. Bu tarikatın merkezi Adıyaman'ın Kahta ilçesinde. Okuduklarım traji komikti. Gülsem mi ağlasam mı bilemedim. Sorduğum tek soru, 'bunlara ne içiriyorlar?' oldu. Şeyhin çorbası bitmez diyeni mi ararsın. Şeyhimiz için canımızı veririz diyeni mi ararsın. Yerlere eğilip etek öpeni mi? Hocanın dua ederek ölüyü dirilttiğine inananı mı? Ve dikkat ettiğim noktalardan birisi de. Bu tarikat-cemaat yuvalanmalarının çoğu PKK sempatizanı ya da ülkeyi yıkmak, bölmek isteyen diğer örgütlerin yardım ve yataklığı altında. Geçmişten günümüze Turgut Özal, Süleyman Demirel, Necmeddin Erbakan, Alparslan Türkeş, Namık Kemal Zeybek, Muhsin Yazıcıoğlu gibi bir çok isim daha Menzil'le oy ve çıkar için irtibat kurmuş. Hatta şu andaki sağlık bakanı Fahrettin Koca da Menzil'i sık ziyaret edenlerdenmiş. Kitabın sonlarına doğru İhsan Şenocak, Adnan Oktar ve Ahmet Mahmut Ünlü (Cübbeli Ahmet) kişilerinin hakkında da bilgi veriyor. Lafın tamamı aptala anlatılır. Sözün özü, bu sözde "Allah" adına tarikat oluşturanlar insanları ahiret vaatleriyle oyalayıp kendileri dünya malını götürmekle meşgul. :) Sadece şunu söylemek istiyorum. Dinde bölünme var mı? Dinde Allah'la arana aracı koyma var mı? Dinde kula kulluk, biat etme var mı? Dinde dini kullanarak yoksulun hakkını, rızkını, parasını çalmak var mı? Dinde dini kullanarak holdingler kurmak, devlette yapılanmak var mı?  Dinde torpil,rüşvet,adam kayırma var mı? Dinde kulu ilah yerine koymak, ölümsüz yapmak, el etek öpmek,  var mı? Sözlerimi Mehmet Akif Ersoy'un şu dizeleriyle bitireceğim. Derdin davan sadece, hep nefsi saltanatın Şimdilik putu sensin, tapılan menfaatin! Hey kukla kafalı adam, dinle sözümü tut Bunların dilinde Hak; ama kalbi dolu put! (Radikalizmin Mistik Önderi)

İnsanın dinden, dincilerden, dinci zırvalarından bıkmasına, soğumasına vesile oldukları için kendilerine teşekkür edilmesi gereken cemaatlerden sadece biridir Menzil. Meleklere saman taşıtmak, azrail'e tokat atmak, uçmak, virüslere yol vermemek gibi konularla ilgilenen, hastaneler açarak, sağlık bakanlığında kadrolaşarak sağlık konularıyla yakınen ilgilenen aşmış bir oluşum. Müritleri akla ziyan mistik öğretileri pek seviyor. Onlar inanıyor şeyhleri otururken uçuyor. Umarım yine bizi kandırmazlar ve bize bir önceki cemaatin yaşattıklarını yaşatmazlar. Ama şu da bir gerçektir ki : Şahısların putlaştırdığı, tek tip okumaların yapıldığı her kurum, her cemaat ve ya tarikat FETÖ olmaya müsaittir. Sadece ben demiyorum bunu Diyanet Başkanlığı da raporunda aynı şeye değinmiş :))) (Lina)

Kitabı okumadım ama yazarın kitap hakkında bilgi verdiği bir kaç tv programını izledim. Ve az çok fikir sahibi oldum. Şunu söylemek isterimki yazar tasavvufi konularda bilgi sahibi değil. Evvela Menzil şeyhiyle görüştüm diyor. Görüştüğü kişi Menzil şeyhi değil. Seyyid Muhammed Saki El-hüseyni'dir. Mübareğin evlâdı ve halifesiyle görüşmüş. Menzilin şeyhi Gavsisani hazretleridir ve röportaj vb. şeylerle işi olmaz. Menzile ait dergi,radyo,televizyon gibi medya unsurları elinin altında olmasına rağmen hiçbir şekilde tenezzül etmez.Gündeme gelmek diye bir derdi olmaz. Vaktinin büyük bir bölümünü camide geçirir zaten. Apayrı bir maneviyat dünyası vardır. Saygı Öztürkün sorularına cevap veren zat ise büyük oğlu Seyyid Muhammed Saki Elhüseyni'dir. Kendisi araştırmacı yazardır. Eskışehirdeki Seyyid Fevzeddin Erol ise Mübareğin mürşidi ve abisi olan Seyyid Muhammed Raşid Hazretlerinin evladıdır.Kendisi mürşit değiştirerek Urfa'daki Seyyid Abdulbaki hazretlerine bağlanmıştır. Seyyid Abdulbaki Hazretleri de Gavsisani hazretlerinin dayısı ve babasının halifesidir.Seyyid Fevzeddin Urfa'daki bu zata intisap ederek oradan icazet almıştır. En küçük kardeşi dışında diğer kardeşleri Menzilde ikamet etmektedir. Annesi de Menzilde ikamet ediyordu yakın tarihlerde vefat etti. Seyyid Fevzeddin farklı bir yol seçtiği için tasavvuf adabı gereğince sınırlar çizildi. Bu şu sebepten; bir mürit aynı anda iki mürşide gidip gelemez. Bu şekilde mürşidinden istifade edemez. O yüzden kalpler karışmasın diye sınır konuldu. Çünkü tasavvufta Hızır aleyhisselamı dahi görsen iltifat etmez kalbini meşgul etmesine müsaade vermezsin. Bu adaptandır. Yani Hızır aleyhisselamla karşılaşıp ona iltifat etmeyen kişi nasıl ki Hızır hakkında olumsuz bir düşünce beslemezse Eskişehirdeki durum da aynı. Menzile intisaplı bakan ve millet vekili olanlar vardır elbette. Ancak bu kendi tercihleridir. Menzilde asla özel hayatlara karışılmaz. Kimseye git bakan ol denmez ama bakan ya da millet vekili olmak isteyene de karışılmaz.Aynı şekilde kimseye futbolcu olması da tavsiye edilmez mesela. Ancak futbolculuk yapan bir vatandaş gelip tasavvufa intisap edecek olursa futbolu bırak da öyle gel demezler.Tercihlere saygı vardır. Hatta Gavsisani hazretlerinin şöyle bir özelliği var. Kendisine bir şey danışıldığında şunu yapın demez. Siz bilirsiniz diye cevap verir ve o kişi için dua edeceğini belirtir.Ancak mübarek "Siz bilirsiniz" diye cevap verdikten sonra eğer danışan kişi ısrarda bulunursa o zaman tavsiyede bulunur. (Kitabî)

Kitabın Yazarı Saygı Öztürk Kimdir?

Saygı Öztürk (d. 1955, Sarıkaya, Yozgat), Türk araştırmacı gazeteci ve yazar. Öztürk, Yozgat'ın Sarıkaya ilçesine bağlı olan Akbucak Köyü'nde dünyaya gelmiştir. 13 çocuklu ailenin 12. çocuğudur. Asıl mesleği öğretmenliktir. 1978-1994 yılları arasında Hürriyet gazetesinde çalışan yazar, 1994-1999 yılları arasında Sabah gazetesinde görev yaptı. Star, Gözcü ve Hürriyet gazetelerinde de çalışan Öztürk, halen Sözcü gazetesi Ankara Temsilcisi ve aynı gazete de köşe yazarlığı yapmaktadır. Yazar, Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Çağdaş Gazeteciler Derneği, Ankara Gazeteciler Cemiyeti ile diğer meslek örgüt ve kuruluşlarından ödüller almıştır. Öztürk'ün Saadet Öztürk'ten de Emre ve Esim isimli iki çocuğu bulunmaktadır.

Saygı Öztürk Kitapları - Eserleri

  • Menzil
  • Kırcı - 5-6-2
  • Devletin Derinliklerinde
  • 33 Kurşun
  • Kırmızı Klasör
  • İsmet Paşa'nın Kürt Raporu

  • Kod Adı Mürted
  • Belgelerle Ergenekon
  • Alaattin Çakıcı
  • Son Babalar
  • Okyanus Ötesindeki Vaiz
  • Hayalet İmam
  • Madalyalı Mahkum

  • Kasadaki Dosyalar
  • Belgelerle 28 Şubat Dünden Bugüne
  • Kripto Üçgeni
  • Apo Olayının Perde Arkası
  • Taşeron Mesih
  • Balyoz'da Kumpas
  • Şemdinli'de Olay Var

  • Baskın-Ordu ve Devlet Sırlarına Baskın
  • Ölüm Kuyuları
  • Vali Bey
  • Sınır Ötesi Savaşın Kurmay Günlüğü: 1.Kuzey Irak Operasyonu`nun Bilinmeyen Yanları
  • Örgüt Pazarı
  • Tutanaklarla Kozmik Odanın Esrarı
  • Aynadaki Reis

  • MGK

Saygı Öztürk Alıntıları - Sözleri

  • Çok ısrar etmeme rağmen aracına kadar ugurlamama müsaade etmedi. (Vali Bey)
  • Idealistlerin kaderi böyledir, sizinki gibidir. Yaptıkları işler toplumva bir anda kavranamaz. Hatta neredeyse suçlu çıkartırlar. (Madalyalı Mahkum)
  • Kürtleşmiş ve kolayca Türklüğe dönecek yerleri okutmak, hatta Kürtlere Türkçe öğreterek Türklüğe çekmek için ilk tahsil ve onun iyi hocası çok etkili vasıtadır. (İsmet Paşa'nın Kürt Raporu)
  • 17 Nisan 1993 tarihinde Türkiye’den temsilciler gelecekti. Aynı gün saat 11’de Turgut Özal’ın öldüğünü öğrendim. Özal’ın ölümünden sonra eşi Semra Özal’a başsağlığı mesajı gönderdim. Özal’ın sağlığında benim için söylediği ”söyleyin Ona yaptığı her şey yanlış değildir” sözü beni çok etkilemişti. (A.Öcalan) (Apo Olayının Perde Arkası)
  • Milliyetçilik, yasaları ihlâli meşrulaştırmaz. (Alaattin Çakıcı)
  • "Size yardım etmeyi çok isterdim ama ben veterinerim" deyince herkes kahkahadan kırıldı. O gerilimli ortamda yaşanan, subayların da kulağına gidince her ağızdan bir kahkaha yükseliyordu. (Sınır Ötesi Savaşın Kurmay Günlüğü: 1.Kuzey Irak Operasyonu`nun Bilinmeyen Yanları)

  • Menzil siyasetçilerin de çok geldiği bir yerdi. Siyasetçilerin de hepsi gelir.Siyasilerin tek bir maksadı var, oy toplamak değil mi? Hepsinin de oya ihtiyacı olduğuna göre ona binaen hepsi de gelir. Siyasetçi olarak rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu menzille irtibatlıydı. (Menzil)
  • ... Amaçlarına ulaşmak için daha önce şiddet ve tehdit unsurlarını kullanan organize suç örgütleri, mali açıdan yeterlilik seviyesini ulaştıktan sonra iş adamı kimliğine bürünüyor. Gelir seviyesi yüksek, kültürlü birer birey izlenimi veriyorlar. Çeşitli hayır kurumlarına ve yardıma muhtaç olan insanlara bağış ve destekte bulunuyor, yardımsever vatandaş görünümü çiziyorlar... (Aynadaki Reis)
  • Sonra operasyon başlar, belki bir yerlere kadar araçla intikal edeceksin.Zihnen ve fiziken hazır olacaksın; bir virajı dönerken, bir mayının patlamasıyla havaya uçmadıysan bir başka virajda yoğun silah sesleriyle pusuya düşebilirsin.Eğer ilk mermi sana isabet etmemişse şanslısın.Çünkü mücadele etmek, muhabere etmek için yaşama şansını elde etmişsindir. (Sınır Ötesi Savaşın Kurmay Günlüğü: 1.Kuzey Irak Operasyonu`nun Bilinmeyen Yanları)
  • Ama ilk mermi sana isabet etmişse, arkadaşların öncekile sana ne olduğunu anlamaya çalışacak, eğer yaşıyorsan, durumun ne kadar ağır olursa olsun, sana; "Önemli birşey yok, şimdi helikopter gelecek ve hastaneye yetiştirileceksin" diyeceklerdir. (Sınır Ötesi Savaşın Kurmay Günlüğü: 1.Kuzey Irak Operasyonu`nun Bilinmeyen Yanları)
  • Erzincan Kürt merkezi olursa Kürdistan' ın kurulmasından korkarım. (İsmet Paşa'nın Kürt Raporu)
  • Mısır devlet başkanı Hüsnü Mübarek Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in mesajını Suriye devlet başkanı Hafız Esad'a götürdü Mübarek bu isteklerin yerine getirilmemesi halinde Türkiye'nin Suriye'ye saldıracağını belirtiyordu. (Kasadaki Dosyalar)
  • Şiddeti geliştirmede üstüme yoktur. (A. Öcalan) (Apo Olayının Perde Arkası)

  • Ben politik sosyalistim. Komünist değilim. Milliyetçiliği sevmiyorum, karşıyım da. Bir ara da dini duygulardan dolayı dini kullandım. Halep ve Roma’da kendimi İsa’ya yakın hissettiğimi söylemem tamamen taktik gereğidir.(A. Öcalan) (Apo Olayının Perde Arkası)
  • Turgut Özal'ın olumunu suikast olarak değerlendiriyorum. Özal'ın ölümünden sonra semra Özal a başsağlığı mesajı gönderdim. Özal'ın sağlığında benim için söylediği"söyleyin ona; yaptığı herşey yanlış değildir" sözü beni çok etkilemişti. (Kasadaki Dosyalar)
  • Kardeşim Osman’ın İran kaçakçıları ve bazı devlet yetkilileriyle uyuşturucu kaçakçılığı yaptığını öğrendim. Ve derhal sorgulama sürecine aldım. Ancak o alana kimi gönderdiysem, bu pisliğe bulaştığını duydum. (A. Öcalan) (Apo Olayının Perde Arkası)
  • Bir yılanın deri değiştirmesi gibi soyulacak ama sen aldırmayacaksın.Çünkü o an önemli olan yaşmak ve görevi başarmak. (Sınır Ötesi Savaşın Kurmay Günlüğü: 1.Kuzey Irak Operasyonu`nun Bilinmeyen Yanları)
  • Bir dönem Fethullah Gülen'den söz ederken Fethullah Gülen hocaefendi demeyene kızıyorlardı. (Menzil)
  • En anlaşılır şekilde şöyle söyleyeyim, Menzil tarikatının merkezi Mekke'deki Kabe gibi kutsallaştırılmıştı. (Menzil)
  • Hatip Dicle, Leyla Zana, Sedat Yurttaş, Ahmet Türk ve Mehmet Sincar’la telefonda görüştüm. Bunları yönlendirdim ve parti adına özellikle Kürt parlamentosu faaliyetlerini müşterek yönetmekteyiz.. Leyla Zana’nın pek fazla politik bilgisi yoktur. Ahmet Türk inisiyatifsiz, rolünü iyi oynayamadı. Liderlik sorunları var. (A.Öcalan) (Apo Olayının Perde Arkası)

Yorum Yaz