Mesnevi Cilt 4 - Mevlana Celaleddin-i Rumi Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Mesnevi Cilt 4 kimin eseri? Mesnevi Cilt 4 kitabının yazarı kimdir? Mesnevi Cilt 4 konusu ve anafikri nedir? Mesnevi Cilt 4 kitabı ne anlatıyor? Mesnevi Cilt 4 PDF indirme linki var mı? Mesnevi Cilt 4 kitabının yazarı Mevlana Celaleddin-i Rumi kimdir? İşte Mesnevi Cilt 4 kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Mevlana Celaleddin-i Rumi
Çevirmen: Adnan Karaismailoğlu
Yayın Evi: Akçağ Yayınları
İSBN: 9786055413217
Sayfa Sayısı: 315
Mesnevi Cilt 4 Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Türk-İslâm dünyasında Kur’ân’dan sonra en çok okunan, okutulan, müfredattan hiç çıkmayan, sık sık çevirileri, şerhleri yapılan bir dünya başyapıtıdır Mesnevi.
İçindeki konu çeşitliliği, çağrışım yoluyla yazılan ve iç içe geçmiş hikâyeleri, felsefî sonuçları, âyetlerden, hadislerden, kelâm-ı kibâr denilen büyük insanlara ait sözlerden alıntıları, bunların şerhleri, üç büyük dinle ilgili olarak anlatılan olaylarla, ele alınan meselelerle bir kültür ansiklopedisi, bir başka deyişle dinler tarihi ansiklopedisidir Mesnevi. Mânâ yönü ağır bastığı için de bu şaheserin bir başka adı “Mesnevî-i Ma’nevî”dir.
Dünyanın belli başlı bütün dillerine çevrilmiş sekiz asırlık bu dev eser her gün artan bir ilgiye mazhar oluyor. Mesnevi üzerine Türkçe’de ve dünya dillerinde gün geçmiyor ki yeni bir kitap, yeni bir çalışma çıkmasın ortaya.
Mevlana’yı en iyi ancak elimizde doğru, aslına en çok yaklaşan bir çeviri varsa anlayabileceğimiz düşüncesinden hareketle, Türkçe’de ilk defa, Farsça asıllarının Latin harfleriyle yazılmış halini yan sayfada vererek, bütün Mesnevi’yi nazım olarak yayımlıyoruz.
Mesnevi Cilt 4 Alıntıları - Sözleri
- Ayağın kırıldı diye üzülme. Allah belki sana kanat verecek.
- Gül reçeli yedim diyorsun,ama nefsinden sarımsak kokuları geliyor.
- Uykuya dalmış, bilgisiz kişiye öğüt vermek, çorak yere tohum saçmaktır. Aptallık ve bilgisizlik yırtığı yama kabul etmez!.. Ey öğütçü; ona hikmet tohumunu pek saçma!..
- 805. Sen, bu nasıl olursun? Sen hoş, güzel ve kendinin sarhoşu olan o teksin. Kendinin kuşu, kendinin avı ve kendinin tuzağısın; kendinin baş köşesi, kendinin halısı ve kendinin damısın. Cevher/öz, kendiyle var olandır;onun fer'i/parçası olan arazdır. Sen ademoğluysan, onun gibi otur;bütün nesilleri kendinde gör. Testide, nehirde bulunmayan ne vardır? Evde, şehirde bulunmayan ne vardır? Bu dünya testidir, gönülse Irmak gibi;bu dünya odadır, gönülse şaşılacak şehir.
- Cahil kimsenin yanında kitap gibi sessiz dur, sus, konuşma. Körlerin yanında göze ait sırlardan bahsetme”,
- Ahmaklar Mecnun’a dediler ki: - Leyla pek o kadar ahım şahım güzel biri değil. Bu şehirde nice güzeller var ki; Leyla onların ellerine su bile dökemez. Ay yüzlü binlerce kız varken, niçin ömrünü şöyle biri için heder ediyorsun? Gel vaz geç, bunların içinden bir- ikisini seç sana alalım onları. Dertlerinden kurtulursun böylece!.. Mecnun dedi ki: - Sûret testidir, güzellik ise şarap… Allah, bana O’nun sûretinden şarap içirmektedir. Halbuki; onun testisinden size sirke verdi de, perdeledi. Allah, bir testiden hem zehir verir, hem de bal. Onu; buna veren de Allah’tır, bunu; şuna veren de… Testiyi görürsün ama, şarap doğru olmayan göze görünmez, ancak ehli olan görebilir… Zehir yılana gıdadır da, başkasına derttir, ölümdür!.. Her nimetin, her mihnetin sureti bana cennettir ama, ona cehennemdir!… Şu halde; gördüğümüz her şeyde,hem gıda vardır, hem zehir. Fakat her göz bunu göremez. Bak şimdi, açın kulaklarınızı da iyi dinleyin: Yusuf’un sureti güzel bir kadehti. Babası o kadehten neş’e şarapları içerken, kardeşleri zehir içtiler de kinleri arttı. Zeliha!… şekerler yedi, aşktan sarhoş oldu .. Kadeh aynı kadeh!.. Kimine neş’e, kimine kin, kimine de aşk sundu. Testi bu boyuttur, zahir alemidir… Şarap, gayb alemi. Ey zatı gizli, ihsanı duyulur Allah’ım!… Sen su gibisin, biz değirmen taşına benzeriz, Değirmen taşının ıstıraplarla dönüşü, suyun varlığının tanığıdır. Sen yel gibisin, biz toz gibi… Yeli gizlersin de tozu meydandadır. Hani dağdaki çoban vardı ya!… - Ya Rabbim!… Seni arayan çobana gel!… Gel de gömleğindeki bitleri ayıklayayım, kırayım. Çarığını dikeyim, eteğini öpeyim … diyordu ya !.. Kimse aşk ve muhabbette ona eş olamazdı , fakat; Allah’ı tesbih etmeyi, O’na söz söylemeyi bilmiyordu. Aşkı gökyüzüne çadır kurmuştu da, köpeğe benzeyen can; o çobanın çadırı önünde bir köpek kesilmişti. Allah aşkının denizi coşunca; onun gönlüne vurur, senin de kulağına!…
- Mademki bir fidan diktin, onu sula.
- Merhamet imandandır. kin şeytandandır, sapıklığın, kafirliğin temelidir
- İffetli, temiz, namuslu kız iyidir.
- Ne mutlak iyi var ne mutlak kötü. Bu dünyada iyilik de kötülük de nisbidir. Sana kötü gelen bir şey başkasına iyidir. Zehir senin için memat, yılan için hayattır. Çiftçi yağmur bekler, tuğlacı ister ki güneş daha da kızsın. Kainatın mimarı her şeyi bir hikmetle yaratmış ve zıtlar arasında denge kurmuştur. Müminin değerini kâfirle arttırmış, güzelin güzelliğini çirkinle çoğaltmıştır. O halde hikmete itiraz etme ve hiçbir şeyin abes yere yaratılmadığını bil.
- Gerçekten her düşman, senin ilacındır; senin iksirin, faydan ve gönlünü alıcıdır. Çünkü ondan dolayı yalnızlığa kaçarsın; Hakk'ın lütfundan yardım dilersin.
- Heves, hırs doludur ve bulunduğu ânı görür.
- Akıl Hakk'ın gölgesidir, Hak güneştir. Gölgenin, onun güneşi karşısında ne gücü vardır?
- Ey oğul! Yaşlı, akıl yaşlısıdır; sakal ve baştaki saçın beyazlığı değil. İblisten daha yaşlı kim var? Akıl olmadığı için o, bir şey değildir.
Mesnevi Cilt 4 İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Mesnevi Cilt 4 PDF indirme linki var mı?
Mevlana Celaleddin-i Rumi - Mesnevi Cilt 4 kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Mesnevi Cilt 4 PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Mevlana Celaleddin-i Rumi Kimdir?
Mevlâna 30 Eylül 1207 yılında bugün Afganistan sınırları içerisinde yer alan Horasan Ülkesi'nin Belh şehrinde doğmuştur. Mevlâna'nın babası Belh Şehrinin ileri gelenlerinden olup, sağlığında 'Bilginlerin Sultânı' ünvanını almış olan Hüseyin Hatibi oğlu Bahâeddin Veled'tir. Annesi ise Belh Emiri Rükneddin'in kızı Mümine Hatun'dur.
Sultânü'I-Ulemâ Bahaeddin Veled, bazı siyasi olaylar ve yaklaşmakta olan Moğol istilası nedeniyle Belh'den ayrılmak zorunda kalmıştır. Sultânü'I-Ulemâ 1212 veya 1213 yıllarında aile fertleri ve yakın dostları ile birlikte Belh'den ayrıldı.
Sultânü'I-Ulemâ'nın ilk durağı Nişâbur olmuştur. Nişâbur şehrinde tanınmış mutasavvıf Feridüddin Attar ile de karşılaştılar. Mevlâna burada küçük yaşına rağmen Feridüddin Attar'ın ilgisini çekmiş ve takdirlerini kazanmıştır.
Sultânü'I Ulemâ Nişabur'dan Bağdat'a ve daha sonra Kufe yolu ile Kâ'be'ye hareket etti. Hac farizasını yerine getirdikten sonra, dönüşte Şam'a uğradı. Şam'dan sonra Malatya, Erzincan, Sivas, Kayseri, Niğde yolu ile Lârende'ye (Karaman) geldiler. Karaman'da Subaşı Emir Musâ'nın yaptırdıkları medreseye yerleştiler.
1222 yılında Karaman'a gelen Sultânü'/-Ulemâ ve ailesi burada 7 yıl kaldılar. Mevlâna 1225 yılında Şerefeddin Lala'nın kızı Gevher Hatun ile Karaman'da evlendi. Bu evlilikten Mevlâna'nın Sultan Veled ve Alâeddin Çelebi adlı iki oğlu oldu. Yıllar sonra Gevher Hatun'u kaybeden Mevlâna bir çocuklu dul olan Kerrâ Hatun ile ikinci evliliğini yaptı. Mevlâna'nın bu evlilikten de Muzaffereddin ve Emir Alim Çelebi adlı iki oğlu ile Melike Hatun adlı bir kızı dünyaya geldi.
Bu yıllarda Anadolu'nun büyük bir kısmı Selçuklu Devleti'nin egemenliği altında idi. Konya'da bu devletin baş şehri idi. Konya sanat eserleri ile donatılmış, ilim adamları ve sanatkarlarla dolup taşmıştı. Kısaca Selçuklu Devleti en parlak devrini yaşıyordu ve Devletin hükümdarı Alâeddin Keykubâd idi. Alâeddin Keykubâd Sultânü'I-Ulemâ Bahaeddin Veled'i Karaman'dan Konya'ya davet etti ve Konya'ya yerleşmesini istedi.
Bahaeddin Veled Sultanın davetini kabul etti ve Konya'ya 3 Mayıs 1228 yılında ailesi ve dostları ile geldiler. Sultan Alâeddin kendilerini
muhteşem bir törenle karşıladı ve Altunapa (İplikçi) Medresesi'ni ikametlerine tahsis ettiler.
Sultânü'l-Ulemâ 12 Ocak 1231 yılında Konya'da vefat etti. Mezar yeri olarak, Selçuklu Sarayının Gül Bahçesi seçildi. Halen müze olarak kullanılan Mevlâna Dergâhı'ndaki bugünkü yerine defnolundu.
Sultânü'I-Ulemâ ölünce, talebeleri ve müridleri bu defa Mevlâna'nın çevresinde toplandılar. Mevlâna'yı babasının tek varisi olarak gördüler. Gerçekten de Mevlâna büyük bir ilim ve din bilgini olmuş, İplikçi Medresesi'nde vaazlar veriyordu. Vaazları kendisini dinlemeye gelenlerle dolup taşıyordu.
Mevlâna 15 Kasım 1244 yılında Şems-i Tebrizi ile karşılaştı. Mevlâna Şems'de 'mutlak kemâlin varlığını' cemalinde de 'Tanrı nurlarını' görmüştü. Ancak beraberlikleri uzun sürmedi. Şems aniden öldü.
Mevlâna Şems'in ölümünden sonra uzun yıllar inzivaya çekildi. Daha sonraki yıllarda Selâhaddin Zerkubi ve Hüsameddin Çelebi, Şems-i Tebrizi'nin yerini doldurmaya çalıştılar.
Mevlana Celaleddin-i Rumi Kitapları - Eserleri
- Mesnevi'den Seçmeler
- Mesnevi Cilt 1
- Mesnevi Cilt 4
- Fihi Ma Fih
- Gül Bahçesi
- Mesnevi'de Geçen Hikayeler
- Kalem Yazamadı Aşkı
- Dost Görünen Düşman
- Mesnevi
- Toprak Gibi Ol
- Aşkname
- Ya Olduğun Gibi Görün Ya Göründüğün Gibi Ol
- Rubailer
- Aşk Şehri
- Akarsu Gibi Ol
- Mecalis-i Seba (Yedi Meclis)
- Bir Demet Gül
- Mesnevi Bahçesi
- Divan-ı Kebir
- Mesnevi Hikayeleri
- Aşk'a Gel
- Aşk ve Dergah
- Aşk- ı Gizem
- Mesnevi Cilt 2
- Mesnevi Cilt 3
- Mesnevi Cilt 5
- Mesnevi Cilt 6
- Ben Bende Değil
- Mevlana
- Eserlerinden Seçmeler
- Deniz Gibi Ol
- Veciz sözler
- Sufinin Yolu
- Gece Gibi Ol
- Güneş Gibi Ol
- Herkes İçin Mesneviname
- Aşktan Doğduk Biz
- Aşk-ı Lamekan
- Mesnevi'den Erotik Hikayeler
- Mektubat
- Mesnevi ve Şerhi
- Mevlana'dan Seçmeler
- Aşk de Ötesini Bırak Mevlana'dan Öyküler
- Mesnevi'den Her Güne Bir Hikmet
- Ne Olursan Ol
- Divân-ı Kebir'den Seçmeler
- Gerçek Aşk
- Mesnevi'den Çocuklara Seçme Hikayeler
- Etme; Külliyat-ı Şems-i Tebrizi Güldestesi
- Yedi Öğüt
- Mesnevi Aşk Şeriatı
- Seçme Rubailer
- Mesneviden Seçmeler
- Kızıl Postun Eşiğinde
- Sır Tutabilir misin?
- Mevlana'dan Ruha Dokunan Düşünceler
- Aşk
- Mesnevi-i Şerif
- The Love Poems of Rumi
- Mesnevi-i Şerif Şerhi - 1
- Ben Sağırım Efendim
- Şems ile Sohbet
- Can Yücedir Göklerden
- Mesnevi-i Şerif Şerhi - 4
- Sabır Kapısı
- Mesnevi-i Şerif Şerhi - 5
- Mesnevi-i Şerif Şerhi
- Mesnevi (6 Cilt Takım)
- Aşk Dile Gelince
- Mesnevi'den Seçmeler
- Mesnevi’de İnsan
- Aşk Şiirleri
- Eşq Pərvanəsi
- Mesnevi Tercümesi Cilt - 2
- Mesnevi Tercümesi Cilt - 3
- Mesnevi Tercümesi Cilt - 5
- The Masnavi
- Mesnevi-i Şerif Şerhi 2
- Mesnevi-i Şerif Şerhi - 8
- Mesnevi-i Şerif Şerhi - 2
- Mesnevi-i Şerif Şerhi - 3
- Mesnevi-i Şerif Şerhi - 4
- Mesnevi-i Şerif Şerhi - 6
- Mesnevi-i Şerif Şerhi - 7
- Mesnevi-i Şerif Şerhi - 9
- Mesnevi-i Şerif Şerhi - 10
- Mesnevi-i Şerif Şerhi - 11
- Mesnevi-i Şerif Şerhi - 12
- Mesnevi-i Şerif Şerhi - 13
- Mesnevi
- Mesnevi 1
- Mesnevi 2
- Mesnevi 3
- Mesnevi 4
- Mesnevi 5
- Mesnevi 6
- Canan ile Sohbet
- Maşuk ile Sohbet
- Mesnevi'den Seçmeler
- Divan-ı Şems
- Mesnevi Dünya Rüyası
- Mevlana'dan Masallar Set
- Sen Allah’a Güven
- Rumi Mecalis-i Seb'a Yedi Vaaz
- Bütün Eserleri Seçmeler
- Ölü Gibi Ol
- Mesnevi Cilt 4-5-6
- Mesnevi-i Manevi
- Fihi Ma-fih ve Mecalis-i Seba'dan Seçmeler
- Rumi
- Mesnevi Tercümesi Cilt - 1
- Mesnevi Tercümesi Cilt - 4
- Mesnevi Tercümesi Cilt - 6
- Fihi Ma Fih'ten Seçmeler
- Mesnevi'den Hikayeler
- Mesnevi (2 Cilt) & Manzum Tercüme
- Mevlana Celaleddin Rumi'nin BÜTÜN ESERLERİNDEN SEÇMELER
- Dert Etme Dua Et
- Mesnevi'den Seçmeler
- Akıllı Papağan
- Dörtlükler - Rubailer
- Mesnevî-i Muradiye
- Makalat
- Mevlana'nın Mesnevi'sinden Hikâyeler
Mevlana Celaleddin-i Rumi Alıntıları - Sözleri
- "Nice dualar vardır ki ziyanın, helâk olmanın bedduanın ta kendisidir. Yüce Rabbimiz onları kereminden dolayı kabul etmez." (Mesnevi'de Geçen Hikayeler)
- Orada çıxış edən hər bir alim ya keçmiş alimlərin sözünü, ya da övliyalardan bir kəramət danışırdı. Onlara diqqətlə qulaq asan Şəms dözə bilməyib dedi: - Nə vaxta qədər başqalarının sözü ilə zaman keçirəcəksiniz? Nə vaxt "qəlbim Rəbbimdən rəvayət etdi" deyəcəksiniz? Nə üçün başqalarının əsası ilə gəzirsiniz? Haradadır sizin sözləriniz? Haradadır sizin əsərləriniz? Sizin öz qəlbinizin sözü yoxdurmu? (Eşq Pərvanəsi)
- “Cânım benim, ümitsizliğe düşme. Bütün canların ümidi gayb âleminden çıkageldi.” (Aşk Şehri)
- Senin Allah demen, Allah'ın (c.c.) lebbeyk kulum -buyur kulum demesidir. Allah (c.c.) isminin zikrini herkese nasip eder mi, bunu sana nasip etmesi az şey mi? (Mesnevi'de Geçen Hikayeler)
- 'Şimdi sorarım sana, Hangi aşk daha büyüktür ? Anlatılarak dile düşen mi, Anlatılamayıp yürek deşen mi ?' (Canan ile Sohbet)
- Altı kişinin kusurlarını, ayıplarını arkasından söylemek gıybet olmaz: 1. Günah işlemesine engel olmak için söylemek. Bir kimse, babasından gizli haram, günah ve suç işleyince, babasının engel olacağını bilenin, babasına söylemesi veya yazarak bildirmesi gıybet olmaz. Mani olacağı bilinmiyor veya fitne çıkacağı tahmin ediliyorsa elbette haber verilmez. Çünkü düşmanlığa sebep olur. 2. Kusur işleyene acıdığı için söylemek. Bir şeyi bilmeyene nasihat vermek, satılmakta olan malın kusurunu müşteriye haber vermek, evlenecek erkeğe, nikah edeceği kızın ayıbını, kusurunu veya evlenecek kıza, evleneceği erkeğin ayıbını kusurunu haber vermek gıybet olmaz. 3. Müslümanları onun şerrinden, kötülüğünden korumak için söylemek. İnsanları haksız yere döveni, mallarını gasp edeni, çalanı, yahut dili ile söverek, iftira ve gıybet ederek zarar vereni söylemek gıybet olmaz. 4. Bir âlime söyleyip, o kusurun dindeki hükmünü (fetvasını) öğrenmek için söylemek. 5. O kusur, ona isim olmuşsa, onu bu isimle tanıtmak mecburiyetinde olmak. 6. Din düşmanlarını, İslâmiyet'i yanlış anlatanları ve yazanları Müslümanlara açıklayıp haber vermek. İnsanlar arasında bir hastalık hâline gelen gıybetten, bunları yapanları sakındırmalıdır. Bu, hem ona, hem de topluma en büyük hizmettir. (Gece Gibi Ol)
- "Aynan, bilir misin, neden gammaz değil? Yüzünden tozu, pası silinmemiş de ondan!" (Mesnevi-i Şerif Şerhi - 1)
- Peki gönül dediğin nedir? Senin bağında açılmış bir çiçek. (Divân-ı Kebir'den Seçmeler)
- Varlık yoklukta gizlenmiştir. (Mesnevi'den Her Güne Bir Hikmet)
- Gerçekten de ben Rabbime gidiyorum 37/99 O'na tevekkül ederim. O bana yeter. (Bütün Eserleri Seçmeler)
- Gelecek, onu görene kadar şekilsizdir. Bir parayı havaya attığında iki olası gelecek vardır, birinde para yazı gelir, diğerinde tura, ama sen görene kadar ikisi de değildir." (Ben Bende Değil)
- Kendi tuzağına tutulmuşsun, nasıl avcılık bu? Kendi evini soymadasın,ne biçim hırsızsın sen? (Aşk Şehri)
- "Aslında uzak düşen kişi, yine vuslat zamanını arar." (Mesnevi-i Şerif Şerhi - 1)
- Mizacım gereği hiçbir kalbin kırılmasını istemem. (Fihi Ma Fih)
- Allah der ki; Kimi benden çok seversen onu senden alırım. Ve ekler; Onsuz yaşayamam deme, seni onsuz da yaşatırım. Ve mevsim geçer, gölge veren ağaçların dalları kurur, Sabır taşar, Canından saydığın yar bile bir gün el olur. Aklın şaşar, dostun düşmana dönüşür. Düşman kalkar dostun olur. Öyle garip bir dünya, Olmaz dediğin ne varsa olur. Düşmem dersin düşersin. Şaşmam dersin şaşarsın. En garibi de budur ya; Öldüm der durur yine de yaşarsın… Mevlana Celaleddin Rumi Fazla söze gerek bırakmamış Mevlana: Onsuz yaşayamam deme, seni onsuz da yaşatırım……… (Mesnevi)
- "Maddi bedenlerimiz, sûretlerimiz ve dış görüşümüz birer testi gibidir. Güzellik ise ilâhi bir şaraptır. Cenab-ı Hakk, bana Leyla'nın suretinde şarap sunmaktadır. Sizin onu görmeniz, benim görmemden çok farklıdır." (Gül Bahçesi)
- Sen beni bıraktın da derdin bırakmadı. Hakikaten de derdin, gamın, senden vefalıymış! (Seçme Rubailer)
- İnsanların çoğu, insan yiyen canavar gibidir. Onların selam vermelerine pek güvenme. Emin olma... Hepsinin gönülleri şeytan yatağıdır. Kendileri de insan şeytanıdır. (Gül Bahçesi)
- Öyle bir arkadaş istiyorum ki, benim derdimi kendine dert edinsin.Fakat öyle kendinden geçsin ki neşe ile gamı birbirinden ayırt edemesin. (Aşk'a Gel)
- Nice tatlılar vardır ki şeker gibidir, fakat o şeker içinde zehir gizlidir. (Mesnevi)