Metal Fırtına 1 - ABD'nin Türkiye'yi İşgali - Burak Turna Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Metal Fırtına 1 - ABD'nin Türkiye'yi İşgali kimin eseri? Metal Fırtına 1 - ABD'nin Türkiye'yi İşgali kitabının yazarı kimdir? Metal Fırtına 1 - ABD'nin Türkiye'yi İşgali konusu ve anafikri nedir? Metal Fırtına 1 - ABD'nin Türkiye'yi İşgali kitabı ne anlatıyor? Metal Fırtına 1 - ABD'nin Türkiye'yi İşgali kitabının yazarı Burak Turna kimdir? İşte Metal Fırtına 1 - ABD'nin Türkiye'yi İşgali kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Burak Turna
Yazar: Orkun Uçar
Yayın Evi: Timaş Yayınları
İSBN: 9789752631090
Sayfa Sayısı: 304
Metal Fırtına 1 - ABD'nin Türkiye'yi İşgali Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Soluk soluğa okunacak bir politik kurgu ABD-Türkiye Savaşı
Tarih, 23 Mayıs 2007. Yer, Kerkük'ün kuzeydoğusu.
Kuzey Irak'taki kargaşa devam ederken, bölgede bulunan Türk birlikleri ani bir Amerikan saldırısına uğrar. Türk birlikleri "müttefik"lerinden hiç de beklemedikleri bir darbe almıştır.
CNN International hemen haber geçmeye başlar: "Kuzey Irak'ta çatışma. 13 ABD askeri öldü, 30 yaralı var. Ordu yetkilileri, Amerikan güçlerine saldıran 35 Türk askerinin öldürüldüğünü açıkladı."
Amerikalıların niyeti Türkiye'deki zengin bor minerallerini ele geçirmektir. Bunun için her şeyi göze almışlardır. İstanbul ve Ankara dahil olmak üzere tüm Türkiye'yi savaş alanına çevirmeyi bile. Ve Metal Fırtına Operasyonu başlar.
Önümüzdeki günlerde Timaş Yayınları tarafından yayınlanacak olan Metal Fırtına adlı kitabın, gündeme bomba gibi düşmesi bekleniyor. Timaş'ın özel bir fiyatla piyasaya süreceği kitap çok yakında okuyucularla buluşacak.
Orkun Uçar ve Burak Turna'ya ait bir ortak çalışma olan Metal Fırtına, soluk soluğa okunacak bir savaş romanı. Savaşın tüm heyecanını ve sıcaklığını birebir aktaran satırlar, her kesimden okuyucuyu derinden etkileyecek.
İşte o heyecanlı satırlardan birkaç bölüm
"Savunma Bakanı Donald Rumsfeld, Başkan'ın odasından içeri girdi. Telaşlıydı ve Başkan ile konuşması gereken şeyler vardı. Derken kapıda Genelkurmay Başkanı Howard Strike göründü, yüzünde karanlık bir ifade vardı. Başıyla sert bir selam vererek hemen duvardaki ekranın başına geçti. Makineyi kendisi çalıştırdı. 'Sayın Başkan,' dedi 'şu an itibariyle Metal Fırtına harekâtı başlamış bulunuyor.'"
"Genelkurmay Başkanı, Harekât Komuta Merkezi'ndeki telsizin başından ayrılmıyordu. Deniz Piyade Tugayı Karargâhı'ndan sürekli olarak bölgedeki çatışma ile ilgili haberler geliyordu. Başbakan Tayyip Erdoğan ve Ankara'da bulunan kabine üyeleri Harekât Merkezi'ne geliyorlardı. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, altı kişilik bir heyetle Washington'a doğru yola çıkmıştı bile"
"İstanbul'a büyük hava saldırısı başladı. Henüz resmî açıklama yapılmadı ancak İstanbul, tarihinin en ağır hava saldırısı ile mücadele etmeye çalışıyor. Operasyonun ne kadar süreceği belli değil. Dört saattir aralıksız süren bombardıman nedeniyle şehirde su kesildi, trafik tamamen durdu. Köprüler ve yollar hasarlı, çok sayıda sivil kayıp olduğu belirtiliyor."
Metal Fırtına'nın en ilginç yanlarından biri de kahramanların; R. Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül, George W. Bush, Condeleezza Rice, Donald Rumsfeld gibi gerçek karakterlerden oluşması. Kitabın özellikle bu yanı, romanın etkileyici gücünü ve oluşturduğu gerçeklik algısını daha da güçlendiriyor.
Metal Fırtına 1 - ABD'nin Türkiye'yi İşgali Alıntıları - Sözleri
- "Ancak en büyük hedef, tek bir şehir. Ülkenin can damarı. Ve bu şehir dünyanın kalbi olarak da adlandırılabilir. Orası İstanbul. "
- Ne zaman birini sevecek gibi olsa o bakış gözünün önüne geldi.
- “Amerika Birleşik Devletleri ve Türkiye savaşa girmiştir. Amerika, Türkiye'yi işgal edebilir ama bizim kolay yutulur bir lokma olmadığımızı anlayacaktır!”
- Ve bu şehir dünyanın kalbi olarak da adlandırılabilir. Orası, İstanbul.
- Sizi ülkenizden başka sevgiye bağlayan her şeyi öldüreceksiniz. Bundan sonra bir şeyi severken veya bağlanırken korkacaksınız, çünkü o şeyi emir gereği terk etmek, yok etmek zorunda kalabilirsiniz..
- -Dünyanın bunun kolay bir zafer olduğunu düşünmesine izin veremeyiz değil mi? Türk ulusunun yüzyıllardır kanla yazdığı kahramanlık destanlarına ihanet edemeyiz.” - “Haklısınız komutanım, en az bir düşman öldürmeden ölmek bize haram olsun. Bu tuzaktan kurtulmak da bize haram olsun.”
- "Hadi uzatma, üzerinde ne varsa bize ver. Giysilerin de dahil. Yoksa hakkından geliriz."
- Ölümün kesinleştiği anlarda insan farklı bir varlığa dönüşüyordu demek ki. Sonsuz bir mutluluk kaplıyordu içini. Varoluşun en derin yarası olan ölüm korkusu terk ediyordu bedeni ve kendisini bir geçiş alanında buluyordu insan. O alanda neyin olacağının bir önemi yoktu. Ölümün şeklinin de bir önemi yoktu..
- Çözüm bulmak lazım. Çözümsüz direnmenin maması yok..
- Ölümün kesinleştiği anlarda insan farklı bir varlığa dönüşüyordu demek ki. Sonsuz bir mutluluk kaplıyordu içini. Varoluşun en derin yarası olan ölüm korkusu terk ediyordu bedenini ve kendisini bir geçiş alanında buluyor insan.
- Gittikçe artan koyu bir karanlığın içine sürükleniyordu, buna dayanamazdı. Ya bir şeyler yapacaktı ya da kendi kendisini yok eden bir girdabın içinde hayatına son verecekti..
- Savaşı ABD'nin evine taşımayan hiçbir gücün galip gelme imkanı yoktur!
Metal Fırtına 1 - ABD'nin Türkiye'yi İşgali İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Kurtlar vadisi kıvamında bir kitap bence. Kötü değil belki ama çoğu nokta da çok ütopik. Belki ilk olarak metal fırtına 1 i okusaydım daha anlamlı olabilirdi. (Zeynep)
Tabi okuyalı baya oldu. Ben on yaşlarındayken çıkmıştı kitap, o zamanlar gözüme çok görünmüştü sayfa sayısı ama bir o kadar da okumak istediğim bir kitaptı. Hasılı okundu beğenildi. Macera, aksiyon her sayfada kendine yer bulmuş. Memleket işgal ediliyor, millet mücadele halinde ve gözü kara bir türk istihbaratçısı canı pahasına vatanı kurtarmaya çalışıyor. Bol bol hop oturtup hop kaldırtan güzel alıcı bir eser. (Ahmet Emre Çiçek)
Okurken heyecanlandığım tekrar tekrar okuduğum harika bir kitap. Herkesin kitaplığında bulunması gerek muhteşem bir eser. Film izlermiş gibi insanı içine çeken adeta orda bi heyecan cümbüşü yaratan bir eser . (Abdullah Öztürk)
Kitabın Yazarı Burak Turna Kimdir?
Burak Turna, 20 Ocak 1975 tarihinde İstanbulda doğdu. İlk, orta ve lise ögrenimini Yeşilköy, İstanbulda tamamladı. Kıbrıs Girne Amerikan Üniversitesinde İşletme okudu. Medya sektöründe, dergi ve kitap çevirmenliği, ekonomi muhabirliği yaptı; sonrasinda bankacılık, tekstil gibi çeşitli işlerde çalıştı. Yazma serüveni, günlük, öykü gibi ara adımlar olmadan doğrudan roman yazmakla başladı, ancak hayal kurma serüveni, bilincinin açıldiğı ilk andan beri sürüyor. Orkun Uçar ile yazdıkları Metal Fırtına ve daha sonra tek başına yazdığı Üçüncü Dünya Savaşı adında ki romanları Türkiyede en çok satan kitaplar arasında oldu. Uzun süre Türkiye'nin gündeminden düşmedi.
Burak Turna Kitapları - Eserleri
- Metal Fırtına 1 - ABD'nin Türkiye'yi İşgali
- Metal Fırtına 2 - Kurtuluş
- Üçüncü Dünya Savaşı
- Metal Fırtına 3 - Karşı Saldırı
- Metal Fırtına 4 - Gizli Güç
- Metal Fırtına 5 - Karanlık Savaş
- Nükleer Darbe
- Metal Fırtına 6 - Uyanış
- Metal Fırtına 7 - Ateş Kapanı
- 1909 İstanbul Düştü
- Bigeran
- Süleyman Operasyonu
- Metal Fırtına 8 Hakikat Muhafızları
- Osmanlı'nın Gizlenen İşgali
- Çanakkale'nin Gizlenen Gerçeği - 1915
- Bir Kış Gecesi
- Sistem A
Burak Turna Alıntıları - Sözleri
- Sıradan insanlar bunu hiç düşünmezler .Onlar yıldızlara bakıp aşk şiirleri yazarken sen o yıldızlara hükmetmek istersin .Bundan daha romantik ne olabilir yeryüzünde ?? (Nükleer Darbe)
- Ölümün kesinleştiği anlarda insan farklı bir varlığa dönüşüyordu demek ki. Sonsuz bir mutluluk kaplıyordu içini. Varoluşun en derin yarası olan ölüm korkusu terk ediyordu bedenini ve kendisini bir geçiş alanında buluyor insan. (Metal Fırtına 1 - ABD'nin Türkiye'yi İşgali)
- Ne zaman birini sevecek gibi olsa o bakış gözünün önüne geldi. (Metal Fırtına 1 - ABD'nin Türkiye'yi İşgali)
- Askeri literatürde şöyle bir söylem vardır. Kalelerle gemilerin savaşını her zaman kaler kazanır... (Çanakkale'nin Gizlenen Gerçeği - 1915)
- Askeri Literatür de söyle bir söylem vardir. Kaleler'le gemilerin savasini her zaman kaleler kazanir. (Çanakkale'nin Gizlenen Gerçeği - 1915)
- Amerika her zaman böyle yapar,önce başkalarını çatışmaya zorlayacak ortamı yaratır,sonra da mağdur olmuş gibi kendisini dünya savaşına sokacak bir olayın gelişmesini bekler.Ne yazık ki o garip küresel güç bağlantıları,her seferinde bunu gerçekleştirmeyi başarıyorlar. (Üçüncü Dünya Savaşı)
- Her savaşçı diğeri kadar değerlidir. Ve her savaşçı eşittir. Her savaşçı korkar. Sonuç ise önemli değildir. (Nükleer Darbe)
- "Ancak en büyük hedef, tek bir şehir. Ülkenin can damarı. Ve bu şehir dünyanın kalbi olarak da adlandırılabilir. Orası İstanbul. " (Metal Fırtına 1 - ABD'nin Türkiye'yi İşgali)
- Türkler ölüyordu, ama yenilmiyordu (Metal Fırtına 2 - Kurtuluş)
- Eğer bir din, ortak bir dile sahip değilse ortadan kalkardı. (Metal Fırtına 3 - Karşı Saldırı)
- "Ahlâk, onun için sadece başkalarına karşı kullanılabilecek bir söylev oyuncağıydı." (Metal Fırtına 4 - Gizli Güç)
- Tarih bunu sürekli yapıyordu. Önce her şeyin sonu gelmiş gibi gösterip, sonra yeni bir hayatın kapısını açıyordu insanlara ... (Metal Fırtına 2 - Kurtuluş)
- Bir amaç uğrunda ölmek, o ölümü sonsuz kılar. (Üçüncü Dünya Savaşı)
- "Onlar başlarına geleni bilmiyordu... Düşmanın onları çevreleyip sarmasına izin verdiler... Kimseye acınmadı..." (Metal Fırtına 8 Hakikat Muhafızları)
- "Hadi uzatma, üzerinde ne varsa bize ver. Giysilerin de dahil. Yoksa hakkından geliriz." (Metal Fırtına 1 - ABD'nin Türkiye'yi İşgali)
- ... Bize Çanakkale savaşları ile ilgili verilen ölü rakamları pek çok açıdan zaten bölgenin coğrafi sınırları nedeniyle pek mümkün değil. Bu savaş sırasında ölen insanlara Gelibolu'daki kasabalarda ve şehirlerde bombalarla öldürülensivilleri de eklediğiniz taktirde o raklar ortaya çıkabilir. Evet, bize pek yansımayan bir konu da kalelerle beraber kalelerin koruduğu ve iç içe olduğu sivil yerleşim birimlerinin de deniz bombardımanı sonucu yok edildiğidir. Orada öldürülen sivil halkın adı bile anılmıyor bugün. (Çanakkale'nin Gizlenen Gerçeği - 1915)
- Doğuyu küçümseyerek aşağılayarak,aslında Avrupa'nın sonunu getirmişlerdi. (Üçüncü Dünya Savaşı)
- İngiltere / Runnimede, 1215 Ocak... Runnimede'de her zamanki gibi yağmur yağıyordu. Kara bulutlar çökmüştü ormanın, şehrin üzerine. Kalenin dışında pek fazla köylü görülmüyordu. Sadece kale içindeki pazarda mallarını satmak için gelmiş birkaç tüccar vardı, hepsi bu. Kendi aralarında konuşuyor ve söyleniyorlardı. Toprak ağası baronlar vergileri gittikçe artırıyordu. Bunun nedeni de Kral'ın sürekli kendilerinden asker ve para talep etmesiydi. Biraz sonra kaleye alınacaklardı ama atlarını dışarıda bırakmaları istenmişti onlardan. Kral, kendi atları dışında başka atların pisliğini kale içinde görmek istemiyordu. Tüccarlardan birisi yüksek sesle bağırdı: "Zaten Baronlar, Kral'ın artık çok olduğunu ve ona gereken dersi vereceklerini söylüyorlar." "İşini bitireceklermiş." "Papa III. Innocent da onları destekliyormuş ama politika gereği Kral'ın yanında gibi görünüyormuş..." (Üçüncü Dünya Savaşı)
- “Erişemediğiniz için, kabullenemeyeceksinizde..” (Bigeran)
- Birden konuk ayağa kalktı.Ağzından cümleler güçlükle çıkıyordu. Oysa o burada ve her yerde... Düşlerimin ta içinde, (Bigeran)