diorex
sampiyon

Mişima ya da Boşluk Algısı - Marguerite Yourcenar Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Mişima ya da Boşluk Algısı kimin eseri? Mişima ya da Boşluk Algısı kitabının yazarı kimdir? Mişima ya da Boşluk Algısı konusu ve anafikri nedir? Mişima ya da Boşluk Algısı kitabı ne anlatıyor? Mişima ya da Boşluk Algısı PDF indirme linki var mı? Mişima ya da Boşluk Algısı kitabının yazarı Marguerite Yourcenar kimdir? İşte Mişima ya da Boşluk Algısı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 26.05.2022 11:00
Mişima ya da Boşluk Algısı - Marguerite Yourcenar Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Marguerite Yourcenar

Çevirmen: Haldun Bayrı

Yayın Evi: Can Yayınları

İSBN: 9789750713460

Sayfa Sayısı: 112

Mişima ya da Boşluk Algısı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

24 Kasım 1970, Mişima titizlikle ölümüne hazırlanıyor. Yaşı kırk beş. Çok sayıda eseri var. Ünü dünyaya yayılmış. İntiharının, yaşamayı seçtiği dini, toplumsal, edebi ve siyasi ortamın, yani ülkesi Japonya'nın yüzyıllara dayanan geleneklerine ve dayattığı ayinsel gerekliliklere harfiyen uymasını istiyor. Bir arkadaşı kafasını kesmeden önce kendi elleriyle karnını deşiyor. Korkunç bir ölüm, ancak yazarın gençliğinden beri büyülendiği metafizik boşlukla kavuşması aynı zamanda.

Marguerite Yourcenar ise keskin zekâsıyla, hem yakın hem de yabancı olduğunu hissettiği bu kişisel maceranın peşine düşüyor. Batılı büyük bir yazarın, Doğulu bir başka büyük yazarın hem eserine hem de yaşamının belirli anlarına ışık tutarak, tutkularını, zaferlerini, zayıflıklarını, içsel çöküşlerini ve cesaretini gözler önüne serdiği bir tür saygı duruşu

Mişima ya da Boşluk Algısı Alıntıları - Sözleri

  • Bereket Denizi’nin tamamı bir vasiyettir. Öncelikle başlığı, bu kadar şedit bir biçimde canlı olan bu adamın yaşamla arasına mesafe koymuş olduğunu kanıtlar. “Bereket Denizi”, aykürenin merkezinde görünen geniş ovaya verilmiş olan addır; şimdi de bilmekteyiz ki, uydumuzun tamamı gibi o deniz, ne suyu ne havası olan yaşamsız bir çöldür. Birbirini izleyen dört nesli nice girişim ve karşı-girişimlerle, sahte başarılar ve gerçek felaketlerle ayağa kaldıran bu kaynaşmadan sonunda çıkanın Hiç olduğu, Hiçlik olduğu, daha en başta bundan iyi vurgulanamaz.
  • İki tür insan varlığı bulunur: Daha iyi ve daha özgürce yaşamak için düşüncelerinden ölümü uzak tutanlar ve aksine, bedenlerinin duyuları ya da dış dünyanın tesadüfleri arasından ölümün onlara verdiği sinyalleri gözledikleri ölçüde daha bilge ve güçlü bir biçimde var olduklarını hissedenler. Bu iki anlayış türü birbirine karışmaz. Birilerinin marazi bir düşkünlük diye adlandırdığı, diğerleri için kahramanca bir disiplindir.
  • Her gün, ölümü bekleyin, bekleyin ki, zamanı geldiğinde, huzur içinde ölün.
  • Yaşama doymayan varlıklarda ölüm düşkünlüğü sık görülen bir şeydir.
  • ..bir romanın son sayfasını yazmak ille de onu bitirmek demek değildir: Bir kitap ancak yayıncının adı yazılı bir zarfa konduğu gün biter...
  • Mişima’nın yaşamöyküsü yazarlarından biri, yüzyılın ilk altmış yılında intihar eden on tanınmış Japon yazarının listesini çıkarma zahmetine girmiştir. İradi sonları hep yüceltmiş olan bir ülkede bu sayı şaşırtmaz. Ama içlerinden hiçbiri bu en büyük yöntemle ölmemiştir. Mişima’nın ölümü ise aksine, protesto eden ve zılgıt çeken geleneksel seppuku’yla olacaktır; karın deşilir, ikinci bir kişinin hazır bulunması sağlanmış ise bunun peşinden de hemen kılıçla boyun vurulur.

Mişima ya da Boşluk Algısı İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Bu kadar anlatımdan sonra yıllar önce okuduğum kitapları da tekrar okuyorum şu anda "şölenden sonra " ve " bir maskenin Itirafları " yıllar olmuştu okuyalı .Mişhima' nın diğer eserlerini yakın bir zamanda okuduğumdan dolayı gerek yok diğerlerine. Eleştirileri tam anlayabilmem için ve değerlendirebilmek için bütün bunlar..." Yazarin Misima dan etkilendigini fark etmemek imkansiz fakat etkilendigi icin de sanki kendisine kiziyor,devamli baska kulturler detayina kafayi takmis.Yillar önce bir filmde Japon gelini olan Amerikali bir kadinin dostlarina gelini icin söyledigi bir sey aklima geldi "Japon ama iyi kiz yazik, tabii bizim gibi degil" burda ki asagilamayi yazar da da fark ettim. Misima dunya edebiyat tarihinde bir cigir acmis. Bazi yerlerde bunu göremeden edemesede yine de Japon kulturune dogu kulturune takmis bir sekilde rahatsiz ama asil bu rahatsizligi bence Marguerite Yourcenar 'in kendisinden kaynaklaniyor. Ve oldukca demogojik anlatimlari var.Misima yi kesfetmeyen biri icin; bu kitabi okuyup Misima nin eserlerini okursa mutlaka baska turlu okuyacak Misima yi ki kesinlikle tavsiye etmem. Mutlaka benim gibi dusunmeyenler olacak belki biraz Misima hayrani olarak duygusal davraniyorum.Yazarin elestiri ve incelemelerini yorumlarini daha iyi anlamak icin diger eserlerini de okudum tekrardan.Hele Misima'nin ilk okudugum eseri zaten benim gözumde asil sahaseri olarak kalacak (Bir Maskenin İtirafları).Diger taraftan Japon kulturune bagladigi bazi durumlarda söyle dusundum, Kawabata,Tanizaki,Osamu Dazai ve diger japon yazarlara göz attigimda onlarin dunya edebiyati icinde görebiliyorum sadece japon kulturunden kaynaklanan yazilar yazan birileri olarak degil. Söyle yazmis ilk baslarken yazisina;"Çağdaş bir yazar hakkında hükme varmak her zaman güçtür: Mesafemiz noksandır. Hele bizimkinden başka bir uygarlıktansa onun hakkında bir hükme varmak daha da güç olur; çünkü ya egzotizmin çekiciliği ya da kendini egzotizmden sakınma girer devreye. Bu yanlış anlama ihtimalleri, Yukio Mişima’nın durumunda olduğu gibi, doymazlıkla içselleştirdiği hem kendi kültürünün hem de Batı kültürünün unsurları, yani bizim için tuhaf olan ve bizim için sıradan olan unsurlar, her eserde muhtelif etkiler ve mutlu tesadüflerle farklı oranlarda karıştığında artar" Ayrica sunuda yazmadan edemeyecegim Misima ya kayitsiz sartsiz hayran biri olmama onun bana göre yanlis davranisi görmeme engel degil mutlaka. yine de onu dunya edebiyatinda hak ettigi yeri aldigina inaniyorum. Yinede herseye ragmen okunulmasina inandigim bir deneme yazisi. Yazarda kesinlikle cok iyi demek istedigim sadece Misima ile ilgili olarak ayni sekilde görmemem beni anti Marguerite Yourcenar yapmaz sanirim. yazarla sadece bu konuda degisik dusundugumu söyleyebilirim.Diger eserlerinide kesinlikle okuyacagim. (pina)

"Şu son yirmi beş yılı kafamda tekrar canlandırdığımda boşluğu beni şaşkınlığa gark ediyor.Yaşadım diyebilir miyim bilmem." (Temmuz 1960) diyen Mişima'nın kendisi tarafından planlanmış trajik sonunu , yaşam öyküsü ve eserleri üzerinden yola çıkarak gözler önüne seren Marguerite Yourcenar kitabı çok doyurucu bir okuma oldu benim için.Geçen yıl iki yazarın da külliyatını eş zamanlı olarak okumaya karar vermiştim.İki sevdiğim yazar Mişima Ya Da Boşluk Algısı kitabında bir araya gelip birleşti sanki.Sadece bu kitabı sona bırakmayıp, Mişima'nın okuyup bitirdiğim her kitabının izini, bu kitapta taze taze sürseydim çok daha verimli olurdu okumam.Mişima okumadan, bu kitabı okumak sanırım yanlış olur.️ (Özlem Akbaş)

Eser, yazar ve yapıtları -özellikle Bereket Denizi Dörtlemesi- hakkında doyurucu bilgiler veriyor. Yourcenar'ın önemli değerlendirmelerinin de olduğu bir eser. Daha özenli bir çeviri olmalıydı diye düşündüğüm kısımlar çok oldu. Ülkemizde layıkıyla tanınmayan bir yazar hakkında gerekli ve okunması gereken bir yapıt. (utku köker)

Mişima ya da Boşluk Algısı PDF indirme linki var mı?

Marguerite Yourcenar - Mişima ya da Boşluk Algısı kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Mişima ya da Boşluk Algısı PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Marguerite Yourcenar Kimdir?

Marguerite Yourcenar, asıl adı Marguerite de Crayencour (d. 8 Haziran 1903, Brüksel, Belçika- ö. 17 Aralık 1987, Northeast Harbor, Maine, ABD),romancı, deneme, öykü yazarı ve çevirmen. Üye sayısı 40'la sınırlı olan Académie française'e seçilen (6 Mart 1980) ilk kadın üyedir. Akademi üyeliği yalnızca Fransız vatandaşlarına verildiğinden, Amerikan uyruklu Yourcenar, Fransız cumhurbaşkanının özel izniyle çift uyrukluluk kazanmıştır.

Baba tarafından Flandre bölgesinin Fransız kesiminde yerleşmiş eski bir aileden, anne tarafından ise Belçika'ya çok sayıda edebiyatçı ve siyaset adamı vermiş Valon bir ailenin soyundan gelen Crayencour, Flandre'ın Fransızca konuşulan kesiminde bulunan evinde özel eğitim gördü. Çocukluğunun çoğu, daha sonra "tanıdığım en iyi dost ve en özgür insan" olarak tanımlayacağı babasıyla birlikte gittiği gezilerde geçti. Genç yaşta yazmaya başladı. 1927'de babası öldükten sonra kalan miras, Crayencour'a istediği gibi yazma özgürlüğü kazandırdı, uzun dünya gezilerine çıktı. İlk romanı Alexis'i 1929'da yayımladı. II. Dünya Savaşı çıkana değin bir göçebe gibi yaşadı.Sonra ABD'ye yerleşti; 1947'de Fransız vatandaşlığından çıkmadan ABD vatandaşlığına geçti. Asıl adı Crayencour'u değiştirerek yaptığı Yourcenar adını kullanmaya başladı.

Yapıtları

Yourcenar'ın yapıtları, kusursuz klasik üslupları, içerdikleri geniş bilgi ve psikolojik incelikle dikkati çeker. En önemli yapıtlarında geçmiş dönemleri ve kişilikleri yeniden yaratmış, insanlığın kaderi, ahlak ve iktidara ilişkin düşünceler ileri sürmüştür. Başyapıtı Mémoires d'Hadrien (1951; Hadrianus'un Anıları, 1984) 2. yüzyılda hüküm sürmüş bir Roma imparatorunun öykülerle zenginleştirilmiş anılarını içeren tarihsel bir romandır. Başka bir tarihsel roman olan L'Œuvre au noir (1968; Zenon, 1985) ise 16. yüzyılda yaşamış bir simyacı ve bilim adamının düşsel yaşamöyküsüdür. Yourcenar'ın öteki yapıtları arasında kısa öykülerini topladığı Nouvelles orientales (1938; Doğu Öyküleri, 1985), düzyazı bir şiir olan Feux (1936; Ateşler) ve Le Coup de grâce (1939; Bir Ölüm Bağışlamak, 1988) adlı kısa roman sayılabilir.

Ayrıca denemeler (Sous bénéfice d'inventaire (1962)), ailesine ilişkin anı kitapları (Souvenirs pieux (1973)), (Archives du Nord (1977)) ve Hindu gizemciliğine olduğu kadar eski ve modern Yunanistan'ın lirizmine duyduğu ilgiyi belirten çeviriler yayımladı. Ölüm teması (Mishima ou la Vision du vide (1981)) ile herşeyin gelip geçiciliği teması (Comme l'eau qui coule (1982), Le Temps, ce grand sculpteur (1984)) sanatın ve yalnızlığın ayna oyunlarına temel oldu.

Birçok deneme yazan Yourcenar, Siyahların spiritual'ları ile çeşitli İngiliz ve Amerikan romancılarının yapıtlarını Fransızcaya çevirmiştir.

Marguerite Yourcenar Kitapları - Eserleri

  • Alexis ya da Beyhude Mücadelenin Kitabı
  • Doğu Öyküleri
  • Bir Ölüm Bağışlamak
  • Ateşler
  • Hadrianus'un Anıları
  • Düş Parası
  • Mişima ya da Boşluk Algısı
  • Rüya ve Kader
  • Zenon
  • Akan Su Gibi
  • Mavi Masal

Marguerite Yourcenar Alıntıları - Sözleri

  • Her gün, ölümü bekleyin, bekleyin ki, zamanı geldiğinde, huzur içinde ölün. (Mişima ya da Boşluk Algısı)
  • Sana rastlasam beni görmeden geçerdin, çünkü rüyalarımız tarafindan görülmeyiz. (Ateşler)
  • "Rosalia'nın hayatı bir dönüşün, bir de gidişin bekleyişiyle geçiyordu." (Düş Parası)
  • Hayatın bize rüya kadar saçma gelmemesinin nedeni alışkanlıktır. (Rüya ve Kader)
  • ''Her gece etten kemikten kurtulur, hayalet halimizin provasını yaparız.'' (Rüya ve Kader)
  • Sevdiğim adamla birlikte bir odada, bir yatağın başucundayım. Yatakta yatıyorum, kadınların aşk karşısında kapıldığı uyuşturulmuş hayvan titremesine tutulmuşum. (Rüya ve Kader)
  • Aşk konusunda da, süssüz bir kusursuzluk yanlısıyım. (Bir Ölüm Bağışlamak)
  • ... bazen tanrı kendisini daha doğmazdan önce mahkum etmiş sanısına kapılıyordu ve erdem bile tanrının hoşuna gitmeyen bir diretmeydi sanki. (Zenon)
  • Teni o kadar soluk ki kendi damarlarımı kessem hayatın rengini kazandıramam ona; o kadar soğuk ki, kalbinin üzerine yatsam onu ısıtamam. (Rüya ve Kader)
  • Ölüler uyuyor, ama rüyalarını kimse bilmiyordu. (Düş Parası)
  • Belki de mutluluk daha iyi katlanılan bir mutsuzluktur sadece. (Alexis ya da Beyhude Mücadelenin Kitabı)
  • "Uyanıkken insanların dünyası ortaktır, ama uykuda herkesin ayrı bir evreni vardır." (Rüya ve Kader)
  • Ölüm, bir bahçede ayakta durmuş viyolonsel çalıyor. (Rüya ve Kader)
  • Bir anlamda göz, hiçliği dengeleyen karşı ağırlıktı. (Zenon)
  • Onaylanmayı dileyecek kadar çılgın değilim; kabul görmeyi bile talep etmiyorum: bu çok büyük bir talep. Sadece anlaşılmayı arzu ediyorum. (Alexis ya da Beyhude Mücadelenin Kitabı)
  • Bir köşede oturan hekim, Ölüm'ü rahatsız etmekten korkar bir halde gibi oturuyordu.Kendisinden mucizevi tedaviler isteyen hizmetçileri susturmak zorunda kalmıştı. (Akan Su Gibi)
  • Güzel olan herşey, Tanrı'nın ışığıdır. (Akan Su Gibi)
  • İnsan ölümünün bir kepazelik olduğunu fark etmek için bir insanı sevmek gerekir... (Zenon)
  • Hem istiyor, hem istemiyorum; hem acı çekiyor, hem zevk alıyorum. Yaşamaktan tiksiniyorum, ölümden korkuyorum. (Doğu Öyküleri)
  • Her şeyin bir düş gibi gelip geçtiği bir dünyada küsmek, küfretmek yakışmaz insana. (Doğu Öyküleri)

Yorum Yaz