diorex
Dedas

Motto - Dücane Cündioğlu Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Motto kimin eseri? Motto kitabının yazarı kimdir? Motto konusu ve anafikri nedir? Motto kitabı ne anlatıyor? Motto PDF indirme linki var mı? Motto kitabının yazarı Dücane Cündioğlu kimdir? İşte Motto kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 09.04.2022 18:00
Motto - Dücane Cündioğlu Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Dücane Cündioğlu

Yayın Evi: Kapı Yayınları

İSBN: 9786055147778

Sayfa Sayısı: 130

Motto Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Ne mutlu insanım diyene!

Dücane Cündioğlu yeni kitabı Motto'da yola, yaşama, bilgeliğe, hakikate dair düşünce ve deneyimlerini dilin imbiğinden süzüyor ve en yalın hâliyle okuyucularına takdim ediyor. Motto, insanlık yolculuğumuzda karşılaştığımız dünyanın hâllerine dair daimi bir erdem arayışını ifade eden, bakışımlı, birbirini hesap eden cümlelerle kurulmuş, incelikli bir örgü. Okuyucuyu zihninin çeperlerini zorlamaya davet eden, derya içreyken deryanın farkında olmaya çağıran düşünsel bir yol haritası. Motto'yla her durağında durup uzun uzun düşüneceğiniz bir yolculuğa çıkacak, insan olabilmenin mutlak koşulu olan "yolda olma" deneyimine farklı bir pencereden bakacaksınız.

Motto Alıntıları - Sözleri

  • İnsan bazen sırf kendisi olmaktan bile yorulur.
  • Meselesi olmayanlar her şey olabilirler ama adam olamazlar, çünkü adam olmak mesele sahibi olmak demektir.
  • Kalbin dişisi erkeği olmaz, insan insanı insanda tanır.
  • Kalbin dişisi erkeği olmaz, insan insanı insanda tanır.
  • Sahilsizim...
  • Ne mutlu insanım diyene!
  • Ezelden bir kalp ağrısı çizdi yolumu, sırf ikilik bitsin diye diye bittim bağrında aşkın.
  • Kanıta ihtiyacı olmayan doğallığın adıdır içtenlik.
  • En güzelin en çirkine dönüşebildiğini görebilecek kadar uzun yaşamakmış yazgım.
  • Mahzun olma, biz biraz da yenilmek için bu-ara-dayız.
  • Hiç tereddüt etme, yaygın olan yanlış olandır.
  • Tanımlamak sınırlamak demek, insan sınırlayamadığını tanımlayamaz.
  • Tutkun yoksa yoksun!
  • Gerekirse dünyadan vazgeç, ama asla kendinden vazgeçme!

Motto İncelemesi - Şahsi Yorumlar

İnceleme değil de mini bir kompozisyon.: "Seni senden uzaklaştıran ne varsa ondan uzaklaş!" Dinimizin emrettiği okumak eylemini yapabilmek için yazarın bahsettiği uzaklaşmayı kesinlikle uygulamaya koymamız gerekiyor. Uzaklaşmak, arınmaktır. Ve insan uzaklaştıkça yakınlaşır. Neden dinimizin emrettiği okumak ve neden uzaklaşmak? Dinimiz sadece kitabı okumayı değil; dünyayı, kainatı, hayatı kısacası her şeyi okumayı emreder. Uzaklaşmak ise, dünya telaşından sıyrılıp beni, benden sonra da çevreyi yetiştirme uğraşıdır. Uzaklaşarak okumak hayattan sıyrılıp yeni bir hayat inşa etmeye yol açar ki, bu en güzel yoldur. Bu yola talip olmak ve yola revan olmak için lazım olan ilk şey aşktır. "Mecnun olmayana Leyla görünmez. (Sf. 106)" Leyla'ya gitmek için Mecnun olmak şarttır. Kays elbisesini çıkarıp Mecnun üryanlığına bürünmek gerekir. Aşk kapısını tıklattıktan sonra, önemli şeyler önemini yitirmeye, değerli şeyler daha da parlamaya başlar. "Önemli olana değil, değerli olana yönel, çünkü önemli olan geçip gider ama değerli olan daima kalır. (Sf. 114)" İşte bu değerler manzumesinin efsunu içinde yerle bir olmalı insan, yeniden doğabilmek için. Çünkü yeniden doğuş amacın ne olduğunu anlamak için en önemli rehnümalardan biridir. "Büyülenmek yaralanmak demek, yaralanmadıkça kanatlanamaz insan. (Sf. 49)" Kanatlandıktan sonra da yürümek ister insan, uçmaktan ziyade. Çünkü yaralandıkça yara alan yerlerin, özellikle kalbin, kıymetini anlar ve ona göre adım atmaya başlar. Artık neleri kaybedebileceğini ve tenin kalıcı değil gidici olduğunu yaşayarak görmüş olur insan. Yollar, önce dikenlerden sonra güllerden daha sonra yine dikenlerden ondan sonra... Hep bu ikilemde gider gelir. Bu gel gitler arasında insan para ile satın alamayacağı şeyler kazanır ki, en önemlisi 'terbiye'dir. "Yürümeye devam et, yol insanı terbiye eder. (Sf. 124)" Tüm bu uğraşlar içinde insanın kendisini tanıması için düşmesi gerekir. Sadece kendisini değil, çevresini tanıması için de bu şarttır. Zira düştüğünde kalmak için gücü olması gerekir insanın. Bir de onu kaldıracak bir çevreye ihtiyaç duyar. O anda anlar işte dünyayı. O anda anlar işte nerede, nasıl, kiminle, ne amaçla var olduğunu ya da yok olduğunu. O yüzden karanlık insanın kendi aydınlığına yol açar. "İnsanın yazgısı böyle, kendisiyle hep karanlıkta karşılaşır. (Sf. 121)" Ve böylelikle yeni bir hayata hem sahip hem ait olur insan... "Yaşama başkalarınca ve önceden verilmiş bir anlamı üstlenmek zor değil, zor olan ona kendince ve yeniden anlam verebilmek. (Sf. 2)" (Öğretmenden Notlar)

Yazarın okuduğum ilk kitabı. Motto niteliği taşıyan özlü kısa ve derin anlamlar içeren cümlelerden oluşan akıcı duru ve sade felsefik düşünce kitabı diyebilirim. Kısa sürede bitirirsiniz. Okumanız tavsiyedir. (mavi ejderha)

Dücane Cündioğlu okuyan her okur ; onun ne kadar ince ve üstü kapalı mesajlar verip kişiyi düşünmeye ve tefekküre davet ettiğini bilir . Onun yazdığı her bir söz , diğer yazarlardan farklıdır zira o ; sözü her manaya gelen anlamıyla okuyucusuna sunmaz “ her anlama gelen söz hiçbir anlama gelmez “ der . Okuyucuyu zihninin çeperlerini zorlamaya davet eden, derya içreyken deryanın farkında olmaya çağıran düşünsel bir yol haritası. Motto'yla her durağında durup uzun uzun düşüneceğiniz bir yolculuğa çıkacak, insan olabilmenin mutlak koşulu olan yolda olma deneyimine farklı bir pencereden bakacaksınız. (Sinem)

Motto PDF indirme linki var mı?

Dücane Cündioğlu - Motto kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Motto PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Dücane Cündioğlu Kimdir?

1962 yılında İstanbul Üsküdar'da doğdu. 2 Nisan 1980 tarihinde başladığı yazı hayatına çeşitli dergi ve gazetelerde makaleler yazarak devam etti. 1981 yılında Kur’an ilimlerini temel uğraş alanı olarak seçti. Yorumbilim'in (İlm-i Tefsir) yanı sıra uzun yıllar Tarih, Dilbilim (İlm-i Belâğat), Düşüncebilim (İlm-i Mantık) ve Felsefe dersleri verdi. Şubat 1998’ten 2011'e kadar Yeni Şafak gazetesinde köşe yazarlığı yaptı. 5 Şubat 2011 tarihinde 'Son Günah' adlı son yazısı ile gazetedeki yazılarına son verdi. 1993 yılında Elmalılı Hamdi Yazır’ın 'Hak Dini Kur’an Dili: Kur’ân ve Meâlini' hazırlayıp notlandırdı.

Dücane Cündioğlu Kitapları - Eserleri

  • Hz. İnsan
  • Göz İzi
  • Ölümün Dört Rengi
  • Cenab-ı Aşk
  • Motto
  • Düşünce Düşlenir
  • Daire'ye Dair
  • Hakikat ve Hurafe
  • Kur'an'ı Anlama'nın Anlamı
  • Sanat ve Felsefe
  • Sinema ve Felsefe
  • Mimarlık ve Felsefe
  • Akif'e Dair
  • Söz'ün Özü
  • Keşf-i Kadim
  • Anlamın Buharlaşması Ve Kur'an
  • Felsefenin Türkçesi
  • Anlam'ın Tarihi
  • Kur'an Çevirilerinin Dünyası
  • Bir Mabed Bekçisi
  • Arasokakların Tarihi
  • Philo Sophia Loren
  • Bir Mabed Savaşçısı
  • Başörtü Risalesi
  • Bir Kur'an Şairi
  • Bir Mabed İşçisi
  • Meşrutiyet'ten Cumhuriyet'e Din ve Siyaset
  • Türkçe Kur'an ve Cumhuriyet İdeolojisi
  • Mehmet Akif'in Kur'an Tercümeleri
  • Kur'an ve Dil'e Dair
  • Bir Siyasi Proje Olarak Türkçe İbadet
  • Tarih ve Siyaset'e Dair
  • Bir Mabed İşçisi
  • Bir Mabed Bekçisi
  • Bir Mabed Savaşçısı

Dücane Cündioğlu Alıntıları - Sözleri

  • Ne var ki bu genç adam yalnızlık duygusundan hiç sıyrılamayacak, kendisini hep ayrı, aykırı hissedecek(…) (Bir Mabed Bekçisi)
  • -Nurullah Ataç’a ithafen- “Nesir yok artık. Beyaz sayfaları kirleten kelime leşleri. Mabedin enkazı üzerinde hora tepen binlerce deli ve başlarında başsız bir heyulâ: Ataç” (Bir Mabed Bekçisi)
  • Bil ki Kur’an, Arap Dili ve Arap Dili’nin üslub ve belâğatıyla nazil olmuştur. O nazil olduğunda Arapların hepsi Kur’an’ı anlıyorlardı ve onun bütün ayrı ayrı kelime ve terkiblerindeki mânâları biliyorlardı. Kur’an, tevhid’i ve dinî vecibeleri hâdiselere uygun olarak beyan etmek maksadıyla cümle cümle, ayet ayet inzâl ediliyordu...(İbn Haldun, 438) (Kur'an'ı Anlama'nın Anlamı)
  • Eller karıncalanmış. Karıncalar kanlanmış. Kabalar kalabalıklaşmış. Kalabalıklar kabalaşmış... (Hakikat ve Hurafe)
  • Rüzgarda unutulmuş bir mum gibi hisseder hep kendisini; fânussuz, yani kimsesiz, yani çaresiz… (Bir Mabed Bekçisi)
  • "İmam-ı Azam hazretleri ,"Kur'an'ı doğru okuyamayanlar için Kur'an'ın tercümesiyle namaz câiz olur " demiştir." (Türkçe Kur'an ve Cumhuriyet İdeolojisi)
  • Modernleşme/Dünyevileşme projesinin dindarlık anlayışı, Maûn Sûresi'nde kendisine veyl olunan o gafletin ve riyakârlığın eşlik ettiği öte dünyada hesaba çekilme bilincinden yoksun, gösteriş meraklısı ortakkoşucuların dindarlık anlayışının aynısıdır. (Philo Sophia Loren)
  • Dindar bilinç düşünmeyi bilmez, gücünün de zaaflarının da kökeni budur: düşünmemek, sadece inanmak. (Söz'ün Özü)
  • Ülkemizde ne yazık ki fikirlere değil, sloganlara rağbet etmek daha revaçta. Slogan atmak daha cazip, daha kârlı, daha masrafsız bir yol; üstelik etkileyici de. Düşünen değil, etkilenen insanlar... Tartışan değil, saldıran hasımlar... Öğretmeye veya öğrenmeye talip olmak yerine aldâtmaya veya aldatılmaya müheyya aydınlar... (Keşf-i Kadim)
  • Sizin anlayacağınız, aşılacak çok tepe var ve fakat henüz talib yok! (Kur'an Çevirilerinin Dünyası)
  • ' daha insancıl, daha adil bir düzen istedim. Direndim, insanları daha mutlu görebilmek için. Yaşam da bu değil mi zaten ? Ben de yaşadım insan gibi. ' (Arasokakların Tarihi)
  • Sanatın en başından itibaren yasayla, düzenle, genel ahlakla, hatta toplumla başının belada olmasının en temel nedeni bu serazadlığı değilse nedir? (Sanat ve Felsefe)
  • Kimse sana sende olmayanı veremez; bu nedenle sen sende olanı bulmalı, bulman gerekeni sen kendinde aramalısın. (Cenab-ı Aşk)
  • Yarım kalmışlık yaşamın özüdür, telafi edilemez. İtiraf etmek çok zor ama ne yazık ki böyle: tüm varlığımızla yinelenemez ve yenilenemez bir çevrimin içindeyiz. (Ölümün Dört Rengi)
  • Hakikatte ise sevgi elbette yaşamın özüdür... (Sinema ve Felsefe)
  • “Sanat halk içindir” tekerlemesi, “köylü efendimizdir” gibi bir klişe. Puşkin “mabedimden çekil” diyor sürüye; “sen tekmeden ve küfürden anlarsın.” | CM ~ Fildişi Kule’den (Bir Mabed Bekçisi)
  • Şiirin arkasında kalmak başka, şiirin arkasına saklanmak daha başka. (Akif'e Dair)
  • ... "kimi gülistan da gonca gül olur" imiş; kimi gonca güle har [diken] olur gider" imiş... (Daire'ye Dair)
  • Yoksula, yetime, esire seve seve yedirirler; "Size sadece Allah rızası için yediriyoruz, sizden ne bir karşılık, ne de bir teşekkür beklemiyoruz. Çünkü biz, o suratsız kara günde Rabbimizin azabından korkarız" derler (İnsan: 8- 1 0) (Söz'ün Özü)
  • İnsan insanı insanda tanır. (Hz. İnsan)

Yorum Yaz