diorex
life

Müderris - Mürsel Gündoğdu Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Müderris kimin eseri? Müderris kitabının yazarı kimdir? Müderris konusu ve anafikri nedir? Müderris kitabı ne anlatıyor? Müderris PDF indirme linki var mı? Müderris kitabının yazarı Mürsel Gündoğdu kimdir? İşte Müderris kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 13.01.2023 12:00
Müderris - Mürsel Gündoğdu Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Mürsel Gündoğdu

Yayın Evi: Arifan Kitap

İSBN: 9786058198029

Sayfa Sayısı: 520

Müderris Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

İslam medeniyeti, altın çağını yakalamanın arifesindeydi. Selçuklular, İslam dünyasının merkezinde siyasi birliği sağlamış, yeni bir çağa yürümeye hazırlanıyordu. Mezhep çatışmalarının yerini ilim

meclislerinde yaşanan hararetli fikri tartışmalar süslüyor, stratejik vilayetlere medreseler kuruluyor, sürgün edilen âlimlerin itibarları iade ediliyor, ilme ve ilim adamlarına üst düzeyde önem veriliyordu.

Devlet teşkilatında yapılan köklü değişikler ve ayrılıkçı Fatımilerle anlaşarak devleti içten çökertmeye yeltenen Haşhaşilere karşı yapılan sistemli mücadeleler Selçukluları, Türk Cihan Hâkimiyeti Mefkûresini

gerçekleştirmenin eşiğine getirmişti. Medreselerin meyvelerini verip topluma ışık saçmaya başladığı demlerde bu mefkûre, kutlu şafağına doğru gün sayıyordu.

Müderris; bu medreselerden yetişerek Selçuklu İslam tefekkürünü yoğurup yeniden yorumlamayı başaran İslam düşüncesinin zirve ismi İmam Gazali’nin baş döndürücü hayat hikâyesidir.

Bu romanda, İslam düşünce bahçesini asırlardan beri sulamaya devam eden ve bilinenin aksine batı düşüncesini derinden etkilemiş olan İmam Gazali’nin tefekkür çileleriyle dolu hayat hikâyesine tanıklık etmenin

yanında, yaşadığı devrin bütün ilimlerine vakıf olup onlardan güçlü bir hisar kurmayı başaran muzdarip bir âlimin gönül iniltilerini dinleyeceksiniz. Fıkıh, kelam, felsefe ve tasavvuf gibi kadim ilimleri

yorumlamanın sarp yokuşlarında çile çeken bir aydının yürek yangınlarını hissedecek; yana yakıla hakikati aramaya çıkan bir gönül adamının çağının fikir akımlarıyla hesaplaşması neticesinde sahip olduğu

her şeyi elinin tersiyle iterek talip olduğu inzivanın çetin kollarından hakikat şehrine kanatlanışının eşsiz çabasına şahit olacaksınız.

Elli beş yıla sığdırmayı başardığı yüzlerce eserinin yanında İmam Gazali’nin İslam’ı zararlı akımlardan korumaya ve din ilimlerini yeniden ihya etmeye yönelik samimi çabaları, şekil ve gösteriş çağının zehirli

oklarına maruz kalan gönüllerimize şifa meltemi gibi dokunmakla kalmayacak, tefekkürümüzü aklın dar odalarının esaretinden kurtararak kalbin aydınlık şehrine kanatlandıracaktır.

Mürsel GÜNDOĞDU’nun güçlü kaleminden Müderris Romanı’nı okurken medeniyet mirasımızın zengin kökleriyle yüzleşecek ve tefekkür tarihimizin altın dönemlerine doğru esrarlı bir seyahate çıkacaksınız.

Müderris Alıntıları - Sözleri

  • Hüzün, epey zamandır gelip konduğu içimde iyice demlenmiş, siyaha çalan kırbacı yüreğime, hırçın dalgalar gibi vuruyordu.
  • Bu uzun deniz yolculuğunda anladım ki insan ruhu en çetin savaşların bozkırıdır ve yine anladım ki içindeki bu büyük savaşı kazanamayan insan, her şeyi kaybetmiştir.
  • Ruhumuzu Yüce Rabbimizin engin rahmetinden, şefkatinden ve merhametinden daha büyük bir ihtimamla sarıp sarmalayacak başka kimimiz vardı ki?
  • “Zarif görünümlü insanlar fazla ilgini çekmesin, dış görünüşe pek aldanma. Çünki insan, kalbiyle, düşüncesiyle ve diliyle adamadır, kıyafetiyle değil.”
  • Mutluluk denen büyük sır, böyle bir teslimiyet olmalı…
  • Ahrârın südûru, esrârın kubûrudur. ( Hür insanların kalpleri, sırların mezarlarıdır. )
  • Benzi sarı, zayıf kimseleri hor görme. Çünkü insan iki küçük et parçasıyla ölçülür: Kalbi ve dili. Öyleyse insanların bu iki değerinden faydalanmaya çalış; gerisi et, kan ve kemiktir. İmam Gazali
  • - Allah'ım! Neden ben de böyle dingin ve huzurlu olamıyorum. Esen rüzgâr, beni neden hep başka diyarlara sürüklüyor ?
  • İnsanın kendi geçmişini seyretmesi, onu yeniden yaşaması ve onunla yüzleşmesi ne garip şeymiş meğer.
  • Ahrârın südûru ,esrarın kubûrudur.. (İnsanların kalpleri ,sırların mezarlarıdır)

Müderris İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Müderris: Yöneticisi olduğum yayınevinin en güzel eserlerinden birisidir ki okuyunca haz almıştım. Özellikle Gazali’nin minarede yazdığı ihya kitabı anıları çok etkilemişti. (İlme Sevdalı)

Allah’a yaklaşmak da mutlu olan kalptir.İnsanoğlu kalbini temizlediği zaman felaha ulaşabilir.kalibini kirletip gaflete daldığı zaman ise şekavete sapar ve sınırsız rahmetten mahrum kalır. (Abdi aciz)

İnceleme niyetine sizleri kitaptan aldığım çok hoş derlenmiş, büyük alimin öğütleri ile başbaşa bırakayım.. Ey Allah'ın sevgili dostları Kardeşlerim! Bir kimsenin dünya ticareti, âhiret ticaretine mani olursa, bu kimse bedbahttır, zavallıdır. Bir çömlek almak için, altın kupa verene ne denir? Dünya, saksı parçası gibidir. Hem kıymetsizdir, hem de çabuk kırılır. Ahiret ise, altından kupa gibidir, hem çok kıymetlidir, hem de dayanıklıdır, kırılmaz. Dünya ticaretinin âhirete yaraması ve insanı Cehennem'e sürüklememesi için çok uğraşmak lazımdır. İnsanın yegâne sermayesi, dini ve âhiretidir. Bu sermayeyi kaptırmamak için, çok uyanık olmak lâzımdır. Dostlarım! Dinini kurtarmak isteyenler, yedi şeye dikkat etmelidirler. Bunlardan birincisi, her sabah, “Kendimin ve ailemin rızkını kazanmak, onları kimseye muhtaç bırakmamak, Allah Teâlâ'ya gönül rızasıyla ibadet edebilmek ve âhiret yolunda yürüyebilmek için vazifeme gidiyorum” diye niyet etmelidir. O gün Müslümanlara iyilik, yardım ve nasihat yapmayı kalbinden geçirmeli, namazda kusur edenlere, günah işleyenlere ve kötü işlerle meşgul olanlara kayıtsız kalmamalıdır. Böyle niyet eden bir tüccar, bir memur, bir öğretmen, bir hâkim ve bir asker, vazifesini yaptığı sürece hep sevap kazanır. Onun her işi ibadet olur. Dünyada kazandığı şeyler de fazladan kârıdır. İkincisi, her insan; “En azından, binlerce insan çalışmayacak olursa, kendisinin bir gün bile yaşayamayacağını” düşünmelidir. Meselâ, çiftçi, fırıncı, dokumacı, demirci, iplikçi ve daha nice sanatkârlar, hep onun için çalışıyor. O, hepsine muhtaçtır. Herkes onun için çalışıp, ona hazırlayıp da, onun boş oturması, kimseye faydalı olmaması doğru olur mu? Bu dünyada herkes yolcudur. İşte geldik, gidiyoruz. Yolcuların birbirlerine yardım etmeleri, el ele vermeleri, kardeş gibi olmalan lâzımdır. Her Müslüman böyle düşünmelidir. Vazifesine başlarken, Müslüman kardeşlerime yardım etmek, onları rahat ettirmek için çalışacağım. Din kardeşlerim benim işimi gördükleri gibi, ben de, onlara hizmet edeceğim, demelidir. İş görürken niyetin doğru olmasının belirtisi, insanlara faydali olan bir meslek, bir sanat seçmektir. Yani, eğer o iş olmasa Müslümanlar sıkıntı çekerdi. Üçüncüsü, dünya işleri, âhiret için çalışmaya mâni olmamalıdır. Ahiret için ticaret yeri camilerdir. Allah Teâlâ, Kur'ân-ı Kerîm’de; “Mallarınız ve çocuklarınız, Allah'ı hatırlamanıza mâni olmasın!” buyuruyor. Halife Ömer bu hususta der ki; “Ey tüccarlar! Önce âhiret nizkını kazanın. Sonra dünya nzkına çalışın.” Ticaretle meşgul olan büyüklerimiz, sabah ve akşamlan âhiret için çalışır, Kur'ân okur, ders dinler, tövbe ve dua eder, ilim öğrenir ve gençlere bunlan öğretirlerdi. Müslüman tüccarlar, sanat erbâbı, gündüzleri de ezan sesini duyunca, işini bırakıp camiye koşmalıdır. Büyüklerimiz; “Ticaretleri, Allah Teâlâ'yı unutmalarına sebep olmaz” âyetine mana verirken diyorlar ki: "Demirciler vardı. Demir döverken ezan okununca çekici kaldırmış olsa dahi demire vurmaz, bırakıp namaza koşarlardı. Ve terziler vardı. İğneyi sokunca, ezan okunduysa, o halde bırakıp, cemaate koşarlardı. Ağzımdan dökülen kelimeleri durduramıyordum. Zira kalbim coşmuştu adeta. Gönül denizimden süzülen kelimeler, dinleyenlerin kalbine bir ok gibi saplanmışçasına tesir ediyor ve konuşulanları adeta nefes almadan dinliyorlardı; Ey Allah’ın mümtaz kulları! Dinini kurtarmak isteyenlerin dikkat edeceği şeylerin dördüncüsü ise, çarşıda, işinde, gücünde Allah Teâlâ'yı sıkça zikir ve tesbih etmeleri, her an O'nu hatırlamalarıdır. Dili ve kalbi boş bırakmamak gerekir. İyi bilmelisiniz ki, o anda kaçırdığınız şeyi, bütün dünyayı verseler bir daha asla elinize geçiremezsiniz. Gafiller arasında yapılan zikrin sevabı çok olur. Cüneyd-i Bağdadî buyurdu ki: “Pazarda çok kimse vardır ki onlar, sûfiler halkasında oturanlardan daha kıymetlidir.” Hulâsa, dinine ve ibadetine yardım niyeti ile dünyaya çalışanlara hep böyle sevaplar vardır. Yalnız para kazanıp, dünya malı toplamak için çalışanlar, sevaptan mahrum kalırlar. Hatta bunlar, camide namazdayken bile, kalpleri dükkânının hesabındadır. Beşinci hususa gelince o, dünya işlerine çok düşkün olmamaktır. İnsan, sabah namazı kılmadan ve kitap okuyup birkaç şey öğrenmeden işe gitmemeyi âdet edinmelidir. İhtiyacı kadar dünyalık kazanınca, âhireti kazanmakla meşgul olmalıdır. Çünkü âhiret hayatı sonsuzdur ve ona ihtiyaç daha fazladır. İmam-ı Âzam Ebû Hanife’nin hocası Hammad, ticaret yapardı. Başörtüsü satardı. Her gün, iki habbe kazaninca eşyayı toplayarak pazardan çıkardı. Büyüklerden bazısı dükkâna, haftada iki gün giderdi. Bir kısmı da cumadan başka her gün gider, öğle namazında geri dönerdi. Bir kısmı nihayet ikindiye kadar alış veriş ederdi. Hepsi ihtiyacı kadar kazanınca camiye gider, ibadetle, ilim öğrenmekle akşamı getirirdi. Dostlarım! Biliniz ki altıncı niyet, şüpheli şeylerden kaçınmaktır. Harama yaklaşan zaten âsi ve fâsık olur. Kalbine sıkıntı getiren şüpheli şeyleri almamak gerekir. Zalimlerle, hile edenlerle, yemin ile ticaret yapanlarla ve dükkânında haram şey satanlarla alış veriş etmemelidir. Zalimlere ve fâsıklara veresiye mal satmamalıdır. Çünkü öldükleri zaman onlarda paramız kaldı diye üzülürsünüz. Hâlbuki zalimler öldüğü zaman üzülmek günahtır. Onlara yardım etmek caiz değildir. Velhasıl, herkesle muamele etmemeli, dost olmak için doğru insanlar aranmalıdır. Unutmamalıdır ki yedinci ve son niyet ise insanın, alış veriş yaptığı kimse ile olan sözlerini, hareketlerini, alıp verdiğini doğru hesap etmesidir. Kişi, kıyamette bunların hepsinden hesaba çekileceğini bilmelidir. Büyüklerden biri, bir bakkalı rüyada görüp ona sormuş; - Allah Teâlâ sana ne yaptı? Bakkal bu suale şöyle cevap verm – Önüme elli bin sahife koydular. Ya Rabbi! Bu sahifeler kimlerindir? Diye sordum. Bana şöyle söylendi; — Elli bin kişi ile alış-veriş yapmışsın. Her sahife, bunların birisi ile olan muameleni göstermektedir. Bakkal, gördüğü manzara karşısında çok şaşırmış ve ne yapacağını bilemez hâle gelmiş. Bütün mahcûbiyeti içinde şöyle demiş; — Baktım ve ne göreyim. Her sayfada alışveriş yaptığım bir kimse ile olan muamelemin inceden inceye yazılmış olduğunu fark ettim. Kardeşlerim! Bütün bunlardan anlıyoruz ki bir kuruş hile yapan ve bir kuruş hak yiyen, âhirette mutlaka cezasını çekecektir ve orada hiçbir şeyin, hiçbir kimsenin bizlere en ufak bir yardımı olmayacaktır. (Mehmet Akif Akman)

Müderris PDF indirme linki var mı?

Mürsel Gündoğdu - Müderris kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Müderris PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Mürsel Gündoğdu Kimdir?

Mürsel Gündoğdu, 1969 yılında Giresun’un Bulancak ilçesi Karaağaç köyünde doğdu.

İlk ve orta öğrenimini Bulancak’ta tamamladı.

Erciyes Üniversitesi İlahiyat Fakültesinden “Kuran’da Sanat Kavramı” adlı teziyle mezun oldu.

Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı İslam Felsefesi Bölümünde “Farabi’de İyilik Kavramı” adlı teziyle yüksek lisansını tamamladı.

Kayseri, Mardin ve Kocaeli vilayetlerinde öğretmenlik ve yöneticilik yaptı.

Halen Kocaeli Ali Fuat Başgil Sosyal Bilimler Lisesinde okul müdürü olarak görev yapmaktadır.

“Rotahaber.com” da köşe yazarlığı da yapan Mürsel GÜNDOĞDU evli olup Mehmet Kağan ve Bengisu adında iki çocuğu vardır.

Yayınlanmış Tüm Eserleri

Bir Nehir Yangını ( şiir)

Akıl Kalbi Ararken- Bir Gazali Romanı

Kalbin Şehrinde-Bir Gazali Romanı 2

Taşları Konuşturan Adam (Bir Mimar Sinan Romanı)

Vezir Nizamülmülk: Kalemi Kılıçtan Keskin Selçuklu Veziri

Mürsel Gündoğdu Kitapları - Eserleri

  • Vezir
  • Taşları Konuşturan Adam
  • Akıl Kalbi Ararken
  • Bir Nehir Yangını
  • Kalbin Şehrinde
  • Hakan
  • Müderris
  • İmam Maturidi
  • Farabi

Mürsel Gündoğdu Alıntıları - Sözleri

  • Sıkıntılı olan şey değişmemektir ve değişime direnmektir. (Vezir)
  • İman, kalbin tasdikinden ibarettir. Çünkü inanmak kalbin işidir. #kitapşuuru (İmam Maturidi)
  • Ahrârın südûru, esrârın kubûrudur. ( Hür insanların kalpleri, sırların mezarlarıdır. ) (Müderris)
  • Ve hayat, sırların sırrını arayıp bulmak için çıkılan çileli, hüzün ve ızdırap dolu bir yolculuktan başka nedir ki? (Vezir)
  • Korku sonsuza kanatlanmak isteyen bir kuşun kanadına vurulan prangadan başka nedir ki? Ve hangi yürek, korkularından arınmadıkça hür olabilir? (Hakan)
  • "Çiçek açmış tek çöldü aradığım ve dahası hiç bitip tükenmeyecek olan bir sevdaydı peşine düştüğüm..." (Kalbin Şehrinde)
  • Hayat, geceyi de gündüzü de büyük bir kabullenmişlikle bağrında misafir eden kutlu bir bilgeden başkası değildir. Hayatı layıkıyla kuşanan insan, onun sunduklarını sabır ve büyük bir sadakatle yudumlayandır aynı zamanda. Kâmil insan, yalnızlığını ararken kalabalıklara karışsa da dinginliğini arzularken türlü keşmekeşlere dûçâr olsa da ve huzurunu ararken huzursuzluğun can yakıcı çarklarına dolansa da hayattan ümidini kesmeyendir. Hayatı kuşanmak kendi çağını kuşanmak demektir. (İmam Maturidi)
  • Güzel, güzelden anlayana güzeldir... (Vezir)
  • Can bedenden çıkmadıkça. Kalbimdedir inan yerin... (Bir Nehir Yangını)
  • En korkunç meslek, cahilliktir. Ama cahil olduğunu bilmemek ondan da kötüdür. (Akıl Kalbi Ararken)
  • Ruhumuzu Yüce Rabbimizin engin rahmetinden, şefkatinden ve merhametinden daha büyük bir ihtimamla sarıp sarmalayacak başka kimimiz vardı ki? (Müderris)
  • “ Tertemiz olmayan, tertemiz olana yaklaşmasın “ ( Eflatun ) (Farabi)
  • Babam, gözlerini bu kitap sevdası uğruna kaybetti beyim, sağlığını da kitaplar bozdu onun. Devamlı söylüyorum ona, 'Babacığım! Sana ne kimin kitap okuyup okumadığından' diye. (Vezir)
  • Hayat, ebediyet yumağına sarılırken, ne kadar çok acı yüklüyordu insana. (Taşları Konuşturan Adam)
  • Ahrârın südûru ,esrarın kubûrudur.. (İnsanların kalpleri ,sırların mezarlarıdır) (Müderris)
  • Zaman, onun arzularını da heybesine yükleyip sonsuza doğru akıyor, akıyordu.. (Akıl Kalbi Ararken)
  • Hayat, ebediyet yumağına sarılırken, ne kadar çok acı yüklüyordu insana. (Taşları Konuşturan Adam)
  • Mutluluk denen büyük sır, böyle bir teslimiyet olmalı… (Müderris)
  • Dalgıçlar içimin derinliğine dalsalar Dağarcıklarını cevherle doldursalar... (Taşları Konuşturan Adam)
  • Gelince dönemi Sultân Süleyman'ın Bahtı açıldı bu güçsüz karıncanın.. (Taşları Konuşturan Adam)

Yorum Yaz