Mülksüzler - Ursula K. Le Guin Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Mülksüzler kimin eseri? Mülksüzler kitabının yazarı kimdir? Mülksüzler konusu ve anafikri nedir? Mülksüzler kitabı ne anlatıyor? Mülksüzler kitabının yazarı Ursula K. Le Guin kimdir? İşte Mülksüzler kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Ursula K. Le Guin
Çevirmen: Levent Mollamustafaoğlu
Orijinal Adı: The Dispossessed (Hainish Cycle #1)
Yayın Evi: Metis Yayınları
İSBN: 9789753425285
Sayfa Sayısı: 344
Mülksüzler Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
"...Vermediğimiz şeyi alamazsınız,
kendinizi vermeniz gerekir.
Devrim'i satın alamazsınız.
Devrim'i yapamazsınız.
Devrim olabilirsiniz ancak.
Devrim ya ruhunuzdadır ya da hiç bir yerde değildir."
Konuşmasını bitirirken, yaklaşan polis helikopterlerinin gürültüsü sesini boğmaya başladı.
"Romanım Mülksüzler, kendilerine Odocu diyen küçük bir dünya dolusu insanı anlatıyor; Odo romandaki olaylardan kuşaklarca önce yaşamış, bu yüzden olaylara katılmıyor, ya da yalnızca zımnen katılıyor, çünkü bütün olaylar aslında onunla başlamıştı.
"Odoculuk anarşizmdir.
Sağı solu bombalamak anlamında değil: kendine hangi saygıdeğer adı verirse versin bunun adı tedhişçiliktir. Aşırı sağın sosyal-Darwinist ekonomik özgürlükçülüğü de değil; düpedüz anarşizm: eski Taocu düşüncede öngörülen, Shelley ve Kropotkin'in, Goldmann ve Goodman'ın geliştirdiği biçimiyle.
Anarşizmin baş hedefi, ister kapitalist isterse sosyalist olsun, otoriter devlettir; önde gelen ahlaki ve ilkesel teması ise işbirliğidir (dayanışma, karşılıklı yardım)
Tüm siyasal kuramlar içinde en idealist olanı anarşizmdir; bu yüzden de bana en ilginç gelen kuramdır."
Mülksüzler Alıntıları - Sözleri
- "Benim kadar ileri gitmek istemeyen hiç kimsenin beni gitmekten alıkoymaya hakkı yoktur."
- İnsan işini ilgisine, yeteneğini, gücüne göre seçer - cinsiyetin bununla ne ilgisi var?
- Yalnızdı, her gün gördüğü onca insanın arasında boğulurcasına yalnızdı.
- "Yaşamın ne güzel olduğunu görmenin yolu ölümün bakış açısından bakmaktan geçiyor."
- Bütün duvarlar iki anlamlı ve iki yüzlüdür. Neyin içeride, neyin dışarıda olduğu, duvarın hangi yanından baktığınıza bağlıdır. ... ~...
- Bir hırsız yaratmak için, bir sahip yaratın; suç yaratmak istiyorsanız, yasalar koyun.
- ... hasta bir organizmada sağlıklı hücreler bile yaşayamaz.
- “Gitmek istiyor musun?” “Henüz değil.” “Ben de öyle tahmin etmiştim. Ama gitmelisin. Kitaplar ve orada tanışacağın yeni beyinler için.”
- "Hiçbir şey senin değil. Kullanmak için var. Paylaşmak için var. Eğer paylaşmazsan kullanamazsın."
- Acı çekme, yaşamamızın koşulu.
- Pusuya yatan, yanlış bir hamle yapmamızı bekleyen insanlar var.
- İnsan işini ilgisine, yeteneğine, gücüne göre seçer - cinsiyetin bununla ne ilgisi var?
- Yirmi yaş dolaylarında öyle bir an vardır ki, yaşamının geri kalan kısmı boyunca ya herkes gibi olmayı, ya da farklılıklarnı erdeme dönüştürmeyi seçmen gerekir.
- Düşünceler baskı altına alarak yok edilemez. Onlar ancak dikkate alınmayarak yok edilebilir.
Mülksüzler İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Bir Ütopya Klasiği: yazar/ursula-k-le-guin , spekülatif kurgu, bilim kurgu ve fantezi yazarı.2018 de ölmüştür.Hugo,Nebula gibi önemli ödülleri vardır.Nebula yı reddetmiştir.İki ödülü de alabilen tek kadındır.Ayrıca iki ödülü de ikiden fazla alabilen tek kişidir.Taoizm,Budizm,feminizm,antropoloji ve Yunan Mitolojisinden özellikle etkilendiği bilinmektedir.Ayrıca ünlü kalemler yazar/carl-gustav-jung , yazar/j-r-r-tolkien yazar/philip-k-dick diğer etkilendikleridir. kitap/yerdeniz--60098 serisi ve kitap/karanligin-sol-eli--7860 en önemli eserleridir.Eserlerinde siyasi,manevi ve cinsellikle ilgili mesaj verici içerikler görmek mümkündür. kitap/mulksuzler--1724 kitabındaki Shevek, yazar/robert-oppenheimer dır.Ütopik ve bilimkurgu romanıdır.Metis yayınları güzel bir çeviri yapmıştır ama kitap ağır ve zor anlaşılan bir kitaptır.O yüzden okuma konusunda kendini ileri seviye görenler okursa daha çok sevinirim.Çünkü yarıda bırakan ve kitabı anlamayan, hatta defaatle okuyan çok kişi tanıdım.Bu bilim kurgu ve yeni bir dünya düşüncesine adapte olamamak gayet normaldir bu arada. Anarres ve Urras diye ikili dünya var.Anarres ler anarşist, Urras ise kapitalist ve devletçi.Shevek isimli kişinin gözünden olaylar anlatılır.Anarres, kurak.Urras ise verimli toprağa sahiptir.Shevek, bilim meraklısıdır.Bir teori keşfeder ama Urras gelişecek diye reddedilir bu proje.Oddo diyen geçen kavram anarşizmdir.Anarşizm, otoriter bir rejimi sevmez. Anarres, resmiyeti sevmez.Eşcinsellik, zıtcinslik legal.Çocuklar yeni doğunca terk edilip genellikle aile istemezse yurtlarda yaşar.Yani mülksüzdürler.Kitabın adı da buradan gelir.Unvan önemsiz.Kadın ile erkek arasında hiçbir ayrım yok.Bu da yazarın feminizm düşüncesini destekler boyutta.Kimsenin özel mülkü yok,paranın hükmü yok.Annares de zorunluluk değil, gönünlülük 1.sırada gelir. Kitabın en önemli noktalarından birisi baş kahramanın bir şekilde Urras a gitmesidir.Ama orada umduğunu bulamaz .Kapitalist rejim, sosyalist rejim kavramları burada karşısına çıkar. Kitapta, kapitalist rejimin ciddi bir eleştirisini görürüz ama aynı zamanda da anarşizminde doğru ve yanlışlarını da bize anlatır. Ülkemize bilindiği üzere çeviri anlamında bilim kurgu eserleri ve ütopyalar geç gelmeye başladı.Bu kitapta yaklaşık 20 yıl sonra yazıldıktan sonra bize çevrilmiştir.Bir bilim kurgu,ütopya klasiği demek mümkündür. Zor bir kitaptı dediğim gibi.Kitabı dayanıpta sonuna kadar okursanız muhtemelen kapitalizm kötü, anarşizm de doğru kullanılırsa iyi gibi bi düşünce elde edeceksiniz.Yazar ama ciddi anlamda bir saygımı kazandı. Kitaba puanım 7. (Emre Bulut)
Mülksüzler: Bugün sizlere uzun zaman boyunca çok satanlar listesinde karşımıza çıkan “ Mülksüzler ”den söz edeceğim. Kitabın içeriğine geçmeden önce çok beğendiğim ve sizin de okuyunca yaşamla bağdaştırabileceğiniz bir alıntı ile başlamak istedim. ‘’Düşüncenin doğasında iletilmek vardır: Yazılmak, konuşulmak, gerçekleştirilmek. Düşünce çimen gibidir. Işığı arar, kalabalıkları sever, melezlenmek için can atar, üzerine basıldıkça daha iyi büyür.‘’ Sizin yaşadığınızdan farklı bir dünya ya da onların yaşadığından farklı bir dünya, işte bu dünyaları birbirinden ayıran bir duvar ve gezegenler arasında yolculuk eden bir uzay gemisi ile başlıyor tüm hikaye. Dünyalarımızdan birisi anarşizmin hüküm sürdüğü “Anarres”, diğeri ise kapitalist ve devletçilerin dünyası “Urras”. Daha şimdiden kitap içerisinde bilim-kurguyu ve politikayı hissediyoruz. Yerinde betimlemeleri, felsefi yaklaşımı ile iki dünya arasındaki duvarın aslında kendi kendimize ördüğümüz duvarlar olduğunu anlatan ve olaylara olan bakış açımıza yön veren bu eser sunduğu farklı düşünceler sayesinde ideolojik bir düşünceyi benimsetmek zorunda bırakmıyor. Kitap boyunca bize eşlik eden kahramanımız Shevek sorularla dolu, içine kapanık bazen de sorunlu halleri ile çareler arıyor, duvarları yıkmak gerektiğine inanıyor. Bir yanda tüm bu felsefi, toplumsal sorunlar ile uğraşırken diğer yanda engel olamadığımız büyülü bir aşka şahit oluyoruz. Aşk sayesinde kitaba yeni anlamlar yüklüyoruz. İnsan hırsı, mülkiyetçiliği ve hükümdarlığı hem gezegeni hem de üzerindeki insan yaşamını sömürmekte olan dünya düzeni çok da yabancı gelmese gerek. İşte tüm bunları yıkmak için karşımıza Odoculuk adını verdiği anlayış ile karşımıza çıkan LeGuin her iki sistemdeki çelişkileri görmemizi sağlıyor. Daha fazla detay vermeden sizlere Mülksüzler’den iki alıntı ile veda edeyim: “Bir hırsız yaratmak için, bir sahip yaratın; suç yaratmak istiyorsanız yasalar koyun.” “Oiie: İnsanları düzen için de tutan ne? Neden birbirlerini soyup öldürmüyorlar? Shevek: Hiç kimse çalınacak bir şeye sahip değil. Eğer bir şeyi istersen gidip depodan alabilirsin. Şiddete gelince, bilemiyorum. Oiie, durup dururken beni öldürür müydün? Eğer öldürmek isteseydin, buna karşı çıkarılan bir yasa seni engeller miydi? Zorlama, düzeni sağlamanın en etkisiz yoludur.” Kısa süreli okuma planlarınız arasında bu kitabı okumak yok ise dilerim ki bu yazıdan sonra düşüncenizi değiştirebilirim. Dünyanın güzelliklerini fark edebilme dileklerimizle, keyifli okumalar... (Ercan ERGÜN)
- DİSTOPYA AŞKINA ...: * "Acı var," dedi Shevek ellerini açarak." Gerçek. Ona yanlış anlama diyebilirim, ama var olmadığını veya herhangi bir zamanda yok olacağını varsayamam. Acı çekme, yaşamımızın koşulu. Başına geldiği zaman fark ediyorsun. Onun gerçek olduğunu anlıyorsun. Tabi ki,tıpkı toplumsal organizmanın yaptığı gibi, hastalıkları iyileştirmek, açlık ve adaletsizliği önlemek doğru bir şey. Ama hiç bir toplum varolmanın doğasını değiştiremez. Acı çekmeyi önleyemeyiz. Şu acıyı bu acıyı dindirebiliriz, ama acıyı dindiremeyiz. Bir toplum ancak toplumsal(gereksiz acıyı) dindirebilir. Gerisi kalır. Kök, gerçek olan. (s.57) yazar/ursula-k-le-guin Başyapıtı!!! Kitabın son sözünde 'Mülksüzler' Dostoyevski'nin Ecinniler kitabına bir cevap olarak yazılmış. Konusu, birbirlerine uydu olan iki dünya: Anarres ve Urras. Aynı zamanda farklı yönetim sistemlerinin uygulandığı gezegenler. Anarres de Anarşizm uygulanıyor, resmi olan hiçbir şey yok... İnsanlar istedikleri yerde çalışıyor. Hiçbir şeye sahip değiller, Mülksüzler... Sanırım yazar/ursula-k-le-guin 'ın hayal ettiği, olmasını istediği dünya bu "Hiçbir şey senin değil. Kullanmak için var. Paylaşmak için var. Eğer paylaşmazsan kullanamazsın." (s.30) Urras da Kapitalizm uygulanıyor, yani şimdiki dünya gibi... Peki bu iki gezegeni bir araya getiren ne. Anarres'li Fizikçi Shevek yaşadığı dünyada özgür olmadığını düşünerek, bir gün Urras'dan gelen bir bağlantıyla oraya yolculuk ediyor ... Çocukluğundan beri merak ettiği her gece gökyüzünde seyrettiği bu gezegen (Urras) hayal ettiği, maalesef ki değil. Mülkkiyetçi yapılarıyla sınıflandırmalariyla her şeyiyle farklı... Kapitalizm içinde tek Anarşist. Shevek orda yaşamaya başladıktan sonra ( kitap burdan sonra başlıyor bence) kendi gezegeni olan Anarres ve Urras arasında bir kıyaslama başlıyor. Aradaki farkları bariz bir şekilde yazar, Shevek gözüyle bize gösteriyor... Sonunda tamamen yabancı olduğu bu dünyada kendi gezegenine giden bir yol arayışına giriyor. "Yalnızdı, her gün gördüğü onca insanın arasında boğulurcasına yalnızdı."(s.127) Bir bölüm Anarres (geçmiş) de, bir bölüm Urras (şimdiki) da geçiyor. Birazda felsefi yanı olan, derin analizlerin olduğu Bakış açınızı geliştiren gerçekten muhteşem bir kitap... Ve gerçekten ağır:D iki hayali gezegen biri her ne kadar gerçekçi olsa da. kendilerine ait bir dil, yeni kelimeler kitabı baya ağırlaştırıyor, anlamak da zorlaşıyor.. dikkatli ve biraz zaman aralıklarıyla okumak daha makul. DİSTOPYA severler kesinlikle okumalı. ✿ ✿ ✿ (Mervé)
Mülksüzler PDF indirme linki var mı?
Ursula K. Le Guin - Mülksüzler kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Mülksüzler PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Ursula K. Le Guin Kimdir?
Ursula Kroeber Le Guin (d. 21 Ekim 1929) ABD'li yazar. Bilim kurgu ve fantezi edebiyatının en önemli yazarlarından kabul edilen Le Guin, bu alanlardaki eserlerinin yanı sıra şiir, tiyatro, çocuk ve genç edebiyatı alanlarında da yazar ve çevirmen olarak katkıda bulunmaktadır. İlk romanı 1966 yılında yayımlanan Le Guin'in eserlerinde ağırlıklı olarak Jung'un, taoizimin, varoluşçuluğun ve yunan mitolojisinin etkileri görülmektedir. Yazar, başta Hugo ve Nebula olmak üzere pek çok ödülün sahibidir.
Yaşamı
Ursula Kroeber, ABD'nin Kaliforniya eyaletinde 1929 yılında dünyaya geldi. Antropolog bir babayla (Alfred Kroeber) psikolog ve yazar bir annenin (Theodora Kroeber) kızıdır. İsmini doğum tarihi olan Azize Ursula Günü'nden aldı. Ebeveynleri tarafından üç erkek kardeşi ile beraber kültürel çeşitlilik fikrinin hakim olduğu bir ev ortamında yetiştirildi. Massachusetts-Radcliffe College’da lisans eğitimini tamamladıktan sonra Columbia Üniversitesi'ni bitirdi ve yüksek lisansını “Fransa ve İtalya’da Orta Çağ ve Rönesans Dönemi Edebiyatı” üzerine yaptı. 1951’de tarihçi Charles A. Le Guin ile evlendi. Üç çocuk ve dört torun sahibi oldu. Le Guin 22 Ocak 2018'de Portland'daki evinde 88 yaşında öldü.
Edebiyat hayatı
Bilimkurgu türünde yazmaya 1960'li yıllarda başladı. İlk öyküsü 1962’de yayınlandı. Pek çok üniversitede ders verdi, çeviri, derleme ve makaleleri yayınlandı. Le Guin, 1969'da yazmış olduğu "Karanlığın Sol Eli" adlı romanıyla bilimkurgu dünyasının iki büyük ödülü olan Hugo ve Nebula ödüllerini aldıktan sonra ün kazanmıştır. Ayrıca, 1974'te yazmış olduğu ütopik bilimkurgu romanı Mülksüzler ile 1975'de yine Hugo ve Nebula ödüllerini almıştır. Bilimkurgu ve fantastik kurgunun yanı sıra şiir ve çocuk kitapları da bulunmaktadır.
LeGuin, teknolojik gelişmelerin değil, politika, toplumbilim ve psikolojinin öne çıktığı ve alternatif toplum biçimlerinin sorgulandığı bilimkurgu yaklaşımının en önemli temsilcilerindendir.
Eserleri arasında özellikle Yerdeniz Üçlemesi ve buna sonradan eklenen dördüncü, beşinci ve altıncı kitapla çok ciddi hayran kitlesine ulaşmıştır. Bu serinin 3. romanı olan "En Uzak Sahil" (The Farthest Shore) kitabıyla 1973 yılında Çocuk Kitapları için verilen ABD milli ödülü (National Book Award) kazanmıştır. 1990 yılında yeniden Nebula ödülünü Tehanu ile kazanmıştır.
Ana temaları
Temel feminist teoreme oldukça hakim olan Le Guin yazılarında teorisini gizlice vererek erkek okuru rahatsız etmez ve teoriyi okuyucuya gizlice zerk eder. Anarşist eğilimli ya da anaerkil toplumlar yaratmaktan çekinmez. Zaten hayatı boyunca asice hareket etmiştir. Kadınlar, Rüyalar, Ejderhalar adlı makale denemesinde, bir yazısında zamanında Playboy dergisinde bile yazdığını söylemektedir. Pek çok okuru için bilge bir kadın tiplemesi olan LeGuin Ged (Çevik Atmaca) karakteri ile de pek çok okurun kişiliğine etki etmiştir. Yüzüklerin Efendisindeki bilge ve ilk yaratılanGandalf'ın aksine (Gandalf Tolkien mitosunda ilk yaratılan ve kutsal olan maiardandır. Bkz. Güç Yüzüklerine Dair adlı Tolkien kitabı) LeGuin'in baş kahramanı Ged Gontlu bir keçi çobanı olarak başlayıp Roke adası büyücülerinin en büyüklerinden olmuştur. Yeraltı tanrılarının başrahibesi Tenar ise sıradan bir kadın olmayı tercih ederek kendini bulmuştur. LeGuin'in her kahramanı, her romanı bir süreç, bir değişim anlatır. Bilgeliği ve büyümeyi değişmekten korkmamakta bulur.
Le Guin'in karakterleri basma kalıp kahramanlardan uzaktır. Genç mükemmel kadın ve erkekler yaratmayan yazarın kahramaları genellikle yaşlı adamlar veya koca karılar, cılız, sakat veya tecavüze uğramış ve intikam peşinde koşamayacak kadar çaresiz çocuklardan oluşmaktadır. Bu haliyle Le Guin romanları çaresizliği, yaşama cesaretini vurgulayan mütevazi görünümlü gizli bir romantizim barındırmaktadır. Oldukça sık kölelikten bahseder. Öncelikle köleliği tüm şatafatlı sembollerinden arındırır. Köleleri, bir kölenin yalın ve itirazsız, itaatkar dünyasında her hangi bir şeyi sorgulama yeteneğinden yoksun insanlardır. İsyandan bahseder, ama yanlışlıkla köle sıfatı taşıyan soylu kurtarıcılardan yoksundur hikâyeleri. Kadınlık ve erkeklik, çocukluk ve erişkinlik, kölelik ve sahiplik gibi zıtlıklara vurgu yapmaktadır. Le Guin yalın ama şiddet dolu bir evreni yansıtır. Şiddeti adlandırmaktan çekinmez. Özgürlük ve cesaret dolu bir dili vardır.
Daha fazla bilgi için: https://tr.wikipedia.org/wiki/Ursula_K._Le_Guin
Ursula K. Le Guin Kitapları - Eserleri
- Mülksüzler
- Yerdeniz Büyücüsü
- Atuan Mezarları
- Sürgün Gezegeni
- Karanlığın Sol Eli
- En Uzak Sahil
- Tehanu
- Yerdeniz Öyküleri
- Öteki Rüzgar
- Her Yerden Çok Uzakta
- Rüyanın Öte Yakası
- Yaban Kızlar
- Dünyaya Orman Denir
- Yerdeniz
- Kadınlar Rüyalar Ejderhalar
- Marifetler
- Anlatış
- Rocannon'un Dünyası
- Lavinia
- Lao Tzu: Tao Te Ching
- Sesler
- Başlama Yeri
- Güçler
- Devrimden Önceki Gün
- Bağışlanmanın Dört Yolu
- Dümeni Yaratıcılığa Kırmak
- Rüzgargülü
- Balıkçıl Gözü
- İçdeniz Balıkçısı
- Orsinya Öyküleri
- Yanılsamalar Kenti
- Dünyanın Kıyısında Dans
- Yazma Üzerine Sohbetler
- Tanrı Kuşlarıyla Buluşmak
- Uçuştan Uçuşa
- Kanatlı Kediler Masalı 1 - Dört Yavru
- Zihinde Bir Dalga
- Rüzgarın On İki Köşesi
- Aya Tırmanmak ve Diğer Öyküler
- Malafrena
- Hep Yuvaya Dönmek
- Dünyanın Doğum Günü ve Diğer Öyküler
- Şimdilik Her Şey Yolunda
- Günün Geç Vakitleri
- Kanatlı Kediler Masalı 2 - Yuvaya Dönüş
- Boşa Geçirecek Vakit Yok
- Kanatlı Kediler Masalı 4 - Kentte Tek Başına
- Balık Çorbası
- Kanatlı Kediler Masalı 3 - Yeni Arkadaş
- Uçsuz Bucaksız
- The Ones Who Walk Away from Omelas
- Sözcüklerdir Bütün Derdim
- Başka Bir Yer
- Denizyolu
- Atmacanın Türküsü
- The Daughter of Odren
- Schrodinger’s Cat
- The Stars Below
- Direction of the Road
- Things A Story
- A Trip to the Head
- The Field of Vision
- Semley's Necklace
- Vaster than Empires and More Slow
- Why are Americans Afraid of Dragons?
- Yerdeniz Büyücüsü
- The Other Wind
- Tales from Earthsea: The Fifth Book of Earthsea
- Balina Süleyman’ın Dokuz Yüz Otuz Birinci Dünya Turu
- Tehanu
- The Farthest Shore
Ursula K. Le Guin Alıntıları - Sözleri
- "Sana ayrıldığım zamanki gibi geri geldim: Bir aptal olarak." (Yerdeniz Büyücüsü)
- “Çakmaktaşı ile çelik yıllarca yan yana durur da en ufak bir kıpırtı olmaz ama birbirine sürtersen kıvılcımlar saçarlar. İsyan anlık bir şeydir, birden ortaya çıkar, bir kıvılcım, bir ateş gibidir.” (Marifetler)
- Bu gece mavi bir ay doğacak güneş, rüzgarın ardında battığında. Hep yaptım. Hep yaptım doğru şeyi. Şimdi izin verin başlasın varoluşum şarkısına. (Tanrı Kuşlarıyla Buluşmak)
- içine şeytanı saldılar mı, asla kurtulamazsın. Hamile olmak yerine onu taşırsın. (Denizyolu)
- Bazı insanlar sanatın kontrolle ilişkili olduğunu düşünür. Ben daha çok kendini kontrolle ilgili olduğunu düşünüyorum. Şöyle bir şey: İçimde anlatılmak isteyen bir hikaye var. O benim amacım. Ben onun aracıyım. Eğer kendimi, egomu, istek ve fikirlerimi, zihinsel çöpümü bir kenarda tutabilir, hikayenin odağını bulabilir ve hikayeyi takip edebilirsem, hikaye kendi kendini anlatacaktır. (Yazma Üzerine Sohbetler)
- Domuzların üstünde dolaşan Şaşkın sinekler gibidir düşünceler. (Tanrı Kuşlarıyla Buluşmak)
- Gitmek kolaydı. Gitmeyi sürdürmek zordu. (Balıkçıl Gözü)
- “Bir kadına âşık bir adam mı? Ben sadece kadınların âşık olabildiklerini zannederdim.” “Bazen kadınlar bir erkeğe âşık olabiliyor ki bu da çok kötü” (Dünyanın Doğum Günü ve Diğer Öyküler)
- Belki de sevme isteği dışında tutunabileceği bir şey yoktu. Eğer o duyguyu da yitirirse kaybolurdu. (Başlama Yeri)
- Sağır bir şiddet karşısında hangi söz bir anlam ifade eder ki? (Tehanu)
- ...herkese karşı adil olma havamda değilim. Kendime karşı adil olma havamdayım. (Zihinde Bir Dalga)
- To refuse death is to refuse life. (The Farthest Shore)
- "Erkeklerden daha ufak tefek oldukları ve dar yerlerde daha rahat hareket edebildikleri ya da toprağa daha ait oldukları için, ya da daha büyük bir ihtimalle âdet olduğu için Yerdeniz'de madenlerde her zaman kadınları çalıştırırlardı." (Yerdeniz Öyküleri)
- Bir nesil, bilginin cezalandırıldığı ve cehaletin saadet olduğunu öğrenerek yetişiyor.. Bir sonraki nesil cahil olduklarını bile bilmeyecek çünkü bilginin ne olduğunu bilmeyecekler. (Sesler)
- “Bir nesil, bilginin cezalandırıldığı ve cehaletin saadet olduğunu öğrenerek yetişiyor. Bir sonraki nesil cahil olduklarını bile bilmeyecek çünkü bilginin ne olduğunu bilmeyecekler.” (Sesler)
- "Sanki bütün hayatımız boyunca kapıları kilitleyip duruyor gibiyiz. Yaşadığımız yer evin içi." (Tehanu)
- BİR TOPLULUĞUN odak noktasıdır kütüphane, o topluluk için kutsal bir yerdir... (Zihinde Bir Dalga)
- İnsanın kendi bedeni bir nesne değildir, bir aksesuar değildir, göz zevki vermekle yükümlü bir süs eşyası değildir, sensindir o, yalnızca sen, kendin. Ne zaman ki sen olmaktan çıkar, senin olmaya başlar, sahip olduğun bir şey olmaya başlar, sen de o zaman başlarsın işte onun için kaygılanmaya... (Devrimden Önceki Gün)
- Bu sevişmelerin üzerinde tefler çalınsın, tutkunun görkemi gonglarla ilan edilsin. (The Ones Who Walk Away from Omelas)
- Zihnimde, öykü ile roman arasındaki bağlantı oldukça ilginç. "Semley'in Kolyesi" kendi başına tam bir öykü ise de, aslında bir romanın tohumu. Öyküyü tamamladığımda Semley ile de işim bitmişti. Ama öyküde küçük bir role sahip, sadece yolu oradan geçen bir karakter vardı: Öykü bittiğinde yeniden gölgelere karışmaya itiraz eden biri. "Benim öykümü de yaz," diye başımın etini yiyip duran biri: "Ben Rocannon. Dünyamı keşfe çıkmak istiyorum ... " Ben de dediğini yaptım. İnanın, bu insanlarla tartışmaya giremiyorsunuz. (Rüzgarın On İki Köşesi)
Editör: Nasrettin Güneş