diorex

Müslümanların Tarihi (2. Cilt) - İhsan Süreyya Sırma Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Müslümanların Tarihi (2. Cilt) kimin eseri? Müslümanların Tarihi (2. Cilt) kitabının yazarı kimdir? Müslümanların Tarihi (2. Cilt) konusu ve anafikri nedir? Müslümanların Tarihi (2. Cilt) kitabı ne anlatıyor? Müslümanların Tarihi (2. Cilt) kitabının yazarı İhsan Süreyya Sırma kimdir? İşte Müslümanların Tarihi (2. Cilt) kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 18.02.2022 02:53
Müslümanların Tarihi (2. Cilt) - İhsan Süreyya Sırma Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: İhsan Süreyya Sırma

Yayın Evi: Beyan Yayıncılık

İSBN: 9789754735833

Sayfa Sayısı: 480

Müslümanların Tarihi (2. Cilt) Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Prof. Dr. İhsan Süreyya Sırma tarafından hazırlanan ve uzun süredir yayınlanması merak ve heyecanla beklenen Müslümanların Tarihi isimli eser 5 cilt olarak yayınlandı. İslam Tarihi üzerine çalışmalarıyla bilinen ve 40 yılı aşkındır hem yetiştirdiği öğrenciler hem de yayınladığı kitaplarla onbinlerce kişi üzerinde önemli etkileri olan İhsan Süreyya Sırma Hoca, 'hayatının eseri' mesabesinde olan çalışmasını tamamladı ve bu değerli eser Beyan Yayınları tarafından yayına hazırlanarak okuyucularının istifadesine sunuldu. Yayın dünyasında, tek kişi tarafından hazırlanan ve Müslümanların siyasi tarihini Hz. Âdem'den günümüze kadar inceleyen ikinci bir örneğin olmayışı, bu çalışmayı daha da anlamlı kılıyor. 

İhsan Süreyya Sırma hoca bu çalışmasında, sadece dünya Müslümanlarının tarih boyunca hangi devlet isimleri altında ve kimler tarafından yönetildiklerini anlatmıyor aynı zamanda yaptığı yorumlarla geçmişte yaşananların günümüzdeki anlamına da işaret ediyor ve bundan nasıl dersler çıkarmamız gerektiğine dikkat çekiyor. 

Müslümanların Tarihi'nin 2. cildi, Hz. Muhammed'in İslam'ı tebliğ görevini üstlenmesiyle başlıyor. İslâmî tebliğin kolay olmadığı, işkence çekmeden, ezâ görmeden bu ilâhi görevin yerine getirilemediği, Sünnetullah'ın bu olduğu anlatılıyor. İslâmî tebliğ yüzünden sadece Hz. Muhammed (s.a.s) ve ashabının değil, onlardan önceki peygamberler ve onların ümmetlerinin de bu uğurda işkence çektikleri vurgulanıyor. Daha sonra Hz. Muhammed (s.a.s)'in Medine'de geçen son on senelik peygamberlik döneminin hem sosyal yapılanma hem de askerî cihâdla/savaşla geçtiği anlatılıyor. Cihâdın gayesinin insanları zorla Müslüman yapmak olmadığı, tek amacın Allah'ın mesajının insanlara ulaştırılma gayreti olduğu, bunu önlemeye çalışanlarla mücadele edilmesi gerektiği vurgulanıyor. 

Müslümanların Tarihi (2. Cilt) Alıntıları - Sözleri

  • “ Kalp yalnızlıkta dinlenir ve ancak yalnızlıkta duyulur. “
  • Muhammed İkbal'in deyişiyle, "ortaya koyun 'la' haykırışının dirilişini;" illa" inkilabının gücüyle sömürü putlarının nasıl yıkıldıklarını görürsünüz!"
  • İslam kadını, ayağının süsünden, kolunun bileziğinden önce, mutlaka Müslümanların ihtiyaçlarını düşünür. Zaten böyle oldukları için İslam Devleti hükümran olmuştur. Esma'nın ve diğer Esmaların derdi, her gün parmaklarındaki pırlantaları değiştirmek değil, var olanı da Allah rızası için vermektir.
  • Yalnızlık... İnsanı, kendi kendisiyle baş başa bırakan, korkunç tatlılık... Yalnızlık sessizliğinde duyulan tek ses, göğüs kafesindeki kalp atışları... Yalnızlığı aramak, bu kalp atışlarını dinleyip onları terbiye etmek, onları anlamaya çalışmaktır.
  • Aslında İslam, Allah'ın emrettiği gibi yaşamak için, o uğurda verilen topyekün bir cihaddan, cehdden, mücadeleden ibarettir. Cihad, Allah'ın istediği gibi yaşamanın mücadelesini vermektir. Dolayısıyla İslamı bir hayat düzeni olarak yaşamak ve bütün yönleriyle insanlara tebliğ etmek uğruna verilen mücadelelerin, gösterilen gayret ve çabanın tamamı cihaddır.
  • Enes b. Malik (r.a.) şöyle dedi: Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurdu: "Samimi olarak şehid olmak isteyene, şehid olmazsa bile şehidlik verilir."
  • Hz. Muhammed (sas)'e gelen ilk ayetlerin "ikra' oku!" emriyle başlaması ve ondan sonra gelen ilk ayetlerin de "kalem" ile devam etmesi oldukça manidardır. Çümki Taberi'de geçen rivayete göre, Rasulullah (sas), "İkra' suresinden sonra bana gelen ilk vahiy, 'Kalem Suresi' nin ilk ayetleridir." buyurmuştur. Peygamberimiz böyle buyurmuş olmasına rağmen maalesef Müslümanlar bu emrin gereğini yerine getirip yeterince okumuyorlar. Okumadıkları için de Dünyanın en cahil insanları arasında yer alıyorlar, yerli ve yabancı emperyalistlerin kolaylıkla kullanabilecekleri bir halde bulunuyorlar.
  • Makam hırsı o kadar tehlikelidir ki, insanın gözüne bin bir katlı katarakt perdesi indirir. Böylece insan kendi nefsinden başka hiçbir şeyi görmez olur. Hırçınlaşır, tek doğru kendisidir sanmaya başlar
  • Kalp, yalnızlıkta dinlenir ve ancak yalnızlıkta duyulur...
  • Bazı tipler vardır; insanca hiçbir özellikleri olmadığından, İslâm düşmanlığı yaparak, "gericilik", " irtica" kampanyaları başlatarak meşhur olmak isterler...
  • Bir sayfasında İslam ve Allah düşmanlığı yapan, diğer sayfasında ise İslam kahramanlarını anlatan ve müslümanları sömürerek dünyalarını kazanan medya patronlarının üzerinizde kurduğu saltanat, size hiç mi ağır gelmiyor?
  • Makam hırsı o kadar tehlikelidir ki insanın gözüne bin bir katlı katarakt perdesi indirir. Böylece İnsan kendi nefsinden Başka hiçbir şeyi görmez olur. Hırçınlaşır, tek doğru kendisidir sanmaya başlar; işte bağy ve isyan budur
  • Resulullah (s.a.s) şöyle buyurdu: "Allah yolunda ölüm, borç hariç, her şeyin keffareti olur ."
  • Çünkü insanın menfaat düzeni, gün geliyor, o insanın dini oluveriyordu.
  • Yalnızlık..İnsanı,kendi kendisiyle baş başa bırakan,korkunç tatlılık...Yalnızlık sessizliğinde duyulan tek ses,göğüs kafesindeki kalp atışları...Yalnızlığı aramak,bu kalp atışlarını dinleyip onları terbiye etmek,onları anlamaya çalışmaktır.Deruni olan o sesler insana taşa,demire kulluk etmemeyi öğretir.Taşa,demire kulluk eden de zaten o sesleri,o inleyişleri duymaz..

Müslümanların Tarihi (2. Cilt) İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Varlığımıza Anlam Katalım: Tüm insanlık hayatındaki izleri bakımından muazzam bir olay, bu olayın gerçekleştiği an, hiç mübalağasız şu yeryüzünün uzun tarihi boyunca görmüş olduğu en büyük "an" sayılır. İyiliği,ihsanı zatından olan eşsiz ilahımız, koskoca evrenin kenarında köşesinde kalan, onca gezegenin,yıldızın ve ışık kaynağının arasında nerede ise göze batmayacak kadar küçük olan ve adına "Yeryuvarlağı" denilen gezegende bulunan insan denen yaratığa yöneldi.Yarattıklarına kutsal nurunun tecelli ettiği bir yer, hikmetinin ortaya çıktığı bir mahaş, kutsal sözlerinin indiği bir alan ve onlar için planladığı ve istediği kaderinin temsilcisi olmak üzere içlerinden birisini seçerek ihsanda bulundu. (Seyyid Kutub) Varoluş amacına teslim olmuş, istikametin veçhesini hayatıyla belirlemiş,tüm varlığa armağan olarak o ulvi kattan acziyetimize bir teselli, hiçliğimize bir oluş, kaybolmuşluğumuza bir buluş tayin edildi.Değeri kendinden olmayan insanlık, değerler dünyasında şaşkın bir halde seyrederken umut ışığı olup dosdoğru olan çizgiyi onlar için çizdi.Gücü kendinden olmayan insanlık zelil bir halde sürünürken sonsuzluğa varacak olan eli uzatarak tükenmişliğimize bir çare oldu.Varlığın sahibi olan Hak tüm bu nimetlerle sarmalarken yokluğun esiri olmuş insanlar gibi varlığına bir yanılsama sunmadı, gerçeğini öyle bir kabullendi ki onunla sonsuza dek adı yaşayacak bir insan oldu... Bi'setin öncesinden sonuna kadar uzanıyor kitap, muazzam bir olay örgüsüyle.İnanan inanmayan herkesin merakını celbedecek, anlam arayışına bir yön verecek, iç dünyasındaki karışıklıklara son verip dış dünyaya kötü yansımalarına gem vuracak, muazzam değerler aşılayan güzel insanın resmini çizen, zamanı değerli kılan bir kitap.Bir kitaptan ziyadesi olduğunu anlatmaya gerek olmadığını düşünüyorum. Adım adım vicdanlara ve idraklere işlenen bir eğitim metodu,bi'set... (Ayan Us)

Bir serinin daha sonuna geldik Bitmesini hiç istemediğim bir eserdi ama bir an önce tüm ciltleri okuyup, edindiğim malûmatlarla, kafamda eksik kalan parçaları tamamlama heyecanı içinde idim süreç boyunca. İhsan Süreyya hoca tarih yalnızca geçmişteki olayları kronolojik sırası ile ezberlemek değildir diyor. Çıkarılan dersler, yorumlar, değerlendirmeler hayata bakış açısını değiştirmeli insanın. Aynen dediği gibi, kaleme aldığı eserinde okuyucuya bilgi verirken bir yandan da yaptığı değerlendirme ve eleştirileriyle konular üzerinde bol bol tefekkür ettiriyor. Kimi zaman olaylar karşısındaki sitemini ifade ediyor, sen de üzülüyorsun; Müslümanlara yapılan zülumden bahsediyor, "Bunlardan habersiz olan nice Müslüman var şu yeryüzünde.." diye dertleniyorsun. Geçtiğimiz günlerdeki bir söyleşisinde, "İnsanın bir derdi olacak. Öğütler isimli kitapta Feriduddin; "Bir dert edin kendine. Eğer yok dersen gel benden ödünç al" diye tavsiye veriyor" demişti İhsan Süreyya hoca. Sonra da, "derdini vermiyor dikkat edin, ödünç al diyor" diye ekleme yapmıştı. Çünkü insanın derdi davasıdır. O derdi edindiği zaman bir şeyler uğrunda mücadele eder, hayat gayesi edinir. Kitap fotoğrafta gördüğünüz gibi 5 ciltten oluşuyor. 1.cilt Adem aleyhisselam ile başlıyor, 5.cilt ise Osmanlı'nın son padişahı ile bitiyor. Medine İslam Devleti, Emeviler, Abbasiler, Endülüs.. hepsiyle ilgili bilgilere yer verilmiş eserde. Bu eserin hayatımda büyük bir öneme sahip olduğunu ve olacağını söyleyebilirim. Rabbim isteyen herkese edinmeyi, okumayı ve öğrenmeyi nasib etsin Selamunaleyküm (Hande Yılmaz)

Kitabın ikinci ciltinde Peygamber Efendimiz (SAV)'in hak mücadelesine yer verilmiş. Mekke Dönemi, Medine Dönemi ve son olarak da cihadlar dönemi ele alınmış. Efendimiz (sav)'in hayatı ve mücadelesini en kısa ve öz şekilde öğrenmek isteyenler için ideal bir kitap. (Zifiri)

Kitabın Yazarı İhsan Süreyya Sırma Kimdir?

Prof. Dr. İhsan Süreyya SIRMA, 10 Temmuz 1944 yılında, Siirt’in Pervari ilçesinde doğdu. İlk öğrenimini Pervari’de yaptıktan sonra; Orta ve lise öğrenimini Siirt’te tamamladı. 1962 yılında girdiği Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ni, 1966 yılında bitirdi. Üniversite öğrenimi sırasında, bir müddet Batman’da, Türk Petrollerinde işçi, bir müddet de Diyanet İşleri Başkanlığı’nda memur olarak çalıştı.

Üniversite mezuniyetinden sonra, orta öğrenimini yapmış olduğu Siirt Lisesi’ne öğretmen olarak atandı. 1967 baharında, devlet doktora burs sınavını kazanarak, İslâm Tarihi dalında doktora yapmak üzere Fransa’ya gitti. Aslında o, İngilizce’den sınavı kazanıp İngiltere’de doktora yapması gerekirken, yetkililer, bilinmez bir sebepten dolayı onu Fransa’ya gönderdiler. Bundan dolayı bir senesini Fransızca öğrenimine harcadı. Paris’te, College de France’da Prof. Dr. Jacques Berque’le başladığı doktora öğreniminin yan çalışmaları içerisinde, Arapça öğrenimi için 1969-1970 ders yılında Tunus’ta bulundu; ve Zeytuna Üniversitesi’nde, Arapça’nın yanı sıra, Büyük sosyolog Fadıl b. Aşur’un derslerine devam etti.

1973 mayısında, “İslâmî İlimler” dalında doktor olarak Türkiye’ye döndü. 1973-74 ders yılında Erzurum Yüksek İslam Enstitüsünde İslam Tarihi hocalığı yaptı. 1974 yılında Atatürk Üniversitesi İslâmî İlimler Fakültesinde İslam Tarihi Doktoru olarak göreve başladı. 1980 yılında Doçent, 1989 yılında Profesör oldu. 1993 yılında naklen Sakarya Üniversitesine geçti; ve 1995 yılına kadar bu Üniversitenin İlahiyat Fakültesinde İslam Tarihi öğretim üyeliği yaptı; ve aynı yıl zorla bu üniversiteden emekli edildi. 1995-1997 yılları arasında İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkan Danışmanlığı görevinde bulundu.

İslam Tarihi dalında 30 kitabı, ve 200’ü aşkın ilmî makalesi yayınlandı. Ulusal, ve uluslar arası bir çok konferansa katılarak tebliğler sundu; Zaman, Yeni Devir, Milli Gazete, Yeni Şafak gibi gazete; ve İslâm Mecmuası, Yeni Dünya, Bilgi ve Hikmet, Tarih Dergisi, Tarih Enstitüsü Dergisi, Tarih ve Toplum gibi değişik dergilerde, tarihle ilgili makaleler yazdı. Kanal 7’de dört seneyi aşkın bir süreyle “Seyahatnâme” adı altında tarih programları yaptı. Kendi alanındaki araştırmalarını takip edip sürdürecek derecede Fransızca, İngilizce, Arapça, ve Farsça bilmektedir. İhsan Süreyya Sırma evli olup, üç çocuk babasıdır.

İhsan Süreyya Sırma Kitapları - Eserleri

  • İslami Tebliğin Mekke Dönemi ve İşkence
  • İslam Öncesi Mekke Dönemi ve Hz. Muhammed
  • İslami Tebliğin Medine Dönemi ve Cihad
  • Emeviler Dönemi
  • İslami Tebliğin Örnek Halifeler Dönemi
  • Nehirlerin Dili

  • Abbasiler Dönemi
  • Nasıl Sömürüldük
  • Peygamberler Tarihi
  • Ah Endülüs
  • Müslümanların Tarihi (1. Cilt)
  • Sömürü Ajanı İngiliz Misyonerleri
  • Pakia Mektupları

  • 2. Abdülhamid`in İslam Birliği Siyaseti
  • İşte Önderimiz Hz. Muhammed
  • Tarih Şuuru
  • Tanzimat'ın Götürdükleri
  • Müslümanların Tarihi (2. Cilt)
  • Dağların Sırrı
  • Müslümanların Tarihi (3. Cilt)

  • Müslümanlarda Yanlış Din Anlayışları
  • İslam ve Tarih
  • Haçlı Seferleri
  • Müslümanların Tarihi (4. Cilt)
  • Medine Vesikası Işığında Yahudi Meselesi
  • Müslümanların Tarihi (5 Cilt Takım)
  • Bir Garip Tarih

  • Ezan Ya Da Ebedi Kurtuluşa Çağrı
  • Müslümanların Tarihi 5. Cilt
  • Neler Sordular
  • Yalan Dünyayı Adımlarken
  • Sömürü Ajanı Amerikan Misyonerleri
  • Belgelerle 2. Abdülhamid Dönemi
  • Selahaddin Eyyûbî

  • Hz.Muhammed
  • Halname
  • Çin Müslümanları ve Çin'e Seyahat
  • Alaturka Demokrasi Alaturka Laiklik
  • Seyahatname-i Süreyya
  • Osmanlı Devletinin Yıkılışında Yemen İsyanları
  • Sen Geldin

  • Ano Yemen'dir
  • Müslümanların Tarihi'ne Giriş
  • Türkiye'de Yanlış Din Anlayışı
  • II. Abdülhamid'in İslam Birliği Siyaseti
  • Viyana Günleri

İhsan Süreyya Sırma Alıntıları - Sözleri

  • Allah, Tûr'a çağırdığı Peygamberi Mûsâ'ya "ayakkabılarını çıkar! Çünkü sen mukaddes Tuvâ vadisindesin!" buyurmuştu... (Seyahatname-i Süreyya)
  • Fransızca'da bir atasözü var: Öğretmek ikinci defa öğrenmektir. (Neler Sordular)
  • Seven sevdiğine sevdiğini söylesin. (Hz.Muhammed)
  • Ne yazık ki Müslümanlar onun içtihadını unutup davranışını gözardı ettiler ve hayatlarını sultanları alkışlamakla geçirdiler. Bir dönem “Padişahım çok yaşa!" dediler, bir başka dönem de “Bizi kim, nasıl ve hangi rejimle yönetirse yönetsin; bize düşen itaat etmektir!” zihniyetinin öncüleri oldular. Böylece Müslümanları zalim yöneticelere ve Batı uşaklarına kul ettiler. Sonuçta da Müslümanlar, asırlar boyu kul oldukları sultanlar ve yöneticiler tarafından sömürüldüler, sömürüldüler... (Müslümanların Tarihi (4. Cilt))
  • Hira üniversiten, Sevr dağı akademin, Hicret menzillerine, ilim ile sen geldin (Sen Geldin)
  • Şu göğe doğru yükselen ince uzun yapılar nedir? -şoför : minare .dedi. Prof.yine sordu: ne için kullanılır bu minareler? -şoför: ezan okumaya. Dedi. Miyahara sordu: ezan ne için okunur? -şoför: namaz bildirmek için dedi . Prof: Namaz Müslümanlığın şartlarından biri ,bunu mazeretsiz terk eden müslümanlar ehli sünnet imamlarından üçüne göre de müebbed hapisle cezalandırılırlar,değilmi şoför efendi? Diye sordu. -şoför gayri memnun bir tavırla : bilmiyorum.dedi. Prof: affedersinüz sizi müslüman sanmıştım da.! Deyince şoför parladı. : tabii Müslümanım babam dört defa Hacca gitti; her sene kurban keseriz ,ama namaz kılmam ,bazen de içerim.Allah affeder be kafanı takma abi yeter ki için temiz olsun !Ehli sünnet dedin ya ; çocuklarımızı da sünnet ederiz tabi ,hem de en pahalı salonlarda ,en pahalı içkilerle ...profesör sustu.. (Pakia Mektupları)

  • "Evet, gerçekten ortakların çoğu, birbirlerinin haklarına tecavüz ederler. İnanan ve sâlih ameller yapanlar bunların dışındadır. Ama onlar da ne kadar azdır!" dedi. Dâvûd, kendisini imtihân ettiğimizi sanarak Rabbinden bağışlanma diledi ve rüku ederek yere kapandı; tövbe etti. (Peygamberler Tarihi)
  • insanların değil, insanları yaratanın emirlerine bağlanmayı kendimize ilke edindiğimiz gün, adımımızı kurtuluş dünyasının kapısından içeri atmış sayılırız. (Türkiye'de Yanlış Din Anlayışı)
  • Müslümanların tarihinde öylesi dönemler var ki, İslam ile ilgisi bulunmamaktadır, ihanet dolu olaylar olduğu gibi, bizlere kahraman olarak tanıtılan mücrimler ve hainler de mevcut bu tarihte. (Neler Sordular)
  • İnsan kendisini zenginleşmiş (bir makama gelmiş, imza yetkisine sahip olmuş, saltanatı eline geçirmiş) görünce sapıtır. Alak suresi 6-7 (Müslümanların Tarihi (5 Cilt Takım))
  • Yoktur bu vücudun i'tibârı, Hakk âyinedir cihan ğubâri. (Sömürü Ajanı İngiliz Misyonerleri)
  • Adem'in şahsında Allah'a secde etmeyip isyan et­tiğinden, melekler arasında olmasına rağmen şeytanlaşıvermiştir. O halde melek ve şeyta n olmak; insan olmak veya olmamak, Allah'a karşı takınılan tavra bağlıdır. (İslam Öncesi Mekke Dönemi ve Hz. Muhammed)
  • Urbain’in iddialarına göre Müslümanlar hen Hristiyan Hacılarına, hem de Kudüs’teki mukim olan Hristiyanlara zulmediyorlardı ki bu, Hristiyan yazarlarının da kabul ettikleri gibi bir iftiraydı (Haçlı Seferleri)

  • İslâm ordusunun içinde münafıklar da vardı. Dilleriyle imân ettiklerini söyleyip, İslâm düşmanlığı yapanlar... İslâm toplumunun kanser kaynağı tipler!... Bunlar, namaz da kılarlar, hatta kıldırırlar, oruç da tutarlar, Hacc'a giderler; hatta ve hatta cihada bile katılırlar. Kur'an okurlar!.. Ne var ki bunlar, İslâm'a savaş açmış devletlerin emrinde olan Allah düşmanlarıdırlar... (İşte Önderimiz Hz. Muhammed)
  • "Dünya insanları üzdüğü kadar sevindirmez. Yani az sevindirir, çok üzer." (Emeviler Dönemi)
  • Bütün tarih boyunca ve günümüzde, ne zaman ki Müslümanlar birbirleriyle uğraşmışlar; bundan yararlananlar düşmanlar olmuş ve fırsattan istifade ederek savaş açmış ve de galip gelmişlerdir. (Abbasiler Dönemi)
  • "La" sı olmayanın, "illa" ile gerçekleştirilecek bir inkılabı yoktur. (Nasıl Sömürüldük)
  • Haydi Filistin'de çocuk katleden Siyonist'e hesap sormaya! Haydi Eba Gurayb hapishanesinde masum kadınların ırzına geçen işgalci Amerikalının igrenç ihtirasını durdurmaya! (Ezan Ya Da Ebedi Kurtuluşa Çağrı)
  • Aslında Islahat Fermanı , gayr-i Müslimlere hak ve imtiyazları verme fermanıdır . (Tanzimat'ın Götürdükleri)
  • Dünya da bir gün yaşayacaksak, şahsiyetli yaşayalım o günü! (Pakia Mektupları)

Yorum Yaz