Mustafa Kemal - Yılmaz Özdil Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Mustafa Kemal kimin eseri? Mustafa Kemal kitabının yazarı kimdir? Mustafa Kemal konusu ve anafikri nedir? Mustafa Kemal kitabı ne anlatıyor? Mustafa Kemal kitabının yazarı Yılmaz Özdil kimdir? İşte Mustafa Kemal kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Yılmaz Özdil
Editör: Çağlayan Çevik
Tasarımcı: Cüneyt Çomoğlu
Yayın Evi: Kırmızı Kedi Yayınevi
İSBN: 9786052983690
Sayfa Sayısı: 520
Mustafa Kemal Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
“Ey Türk gençliği!
Birinci vazifen...”
Yılmaz Özdil’in “Türkiye'nin kurtuluş reçetesi Mustafa Kemal'in hayat hikâyesidir,” diyerek kaleme aldığı Mustafa Kemal, Kırmızı Kedi etiketiyle buluşuyor. Özdil’in kaleminden, Modern Türkiye’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün hayatı aynı zamanda Kırmızı Kedi Yayınları’nın 1000’inci kitabı.
Yılmaz Özdil yeni kitabında, Mustafa Kemal’in Osmanlı ordusunda görevli bir askerken -bilhassa 1.Dünya Savaşı’nda görev aldığı Çanakkale cephesinde- çeşitli cephelerde ve daha sonra Türk Kurtuluş Savaşı’nda emperyalist güçlere karşı kazandığı başarıları, kurduğu yeni cumhuriyetle gerçekleştirdiği “çağdaş” demokratik cumhuriyet idealini, kadın hakları başta olmak üzere sosyal hayatta gerçekleştirdiği reformları, eğitim-kültür-sanat-ekonomi-tarım-sanayi-gündelik yaşam ve diğer başka alanda hayata geçirdiği, dönemi için emsalsiz denebilecek başarıları kaleme alırken, gündelik hayatından da kesitler sunuyor.
Ayrıca Mustafa Kemal’in, sanatsever ve entelektüel kimliğini, hayvanseverliğini, doğa bilincini, çocuk sevgisini, kadın hakları konusunda sergilediği vizyonerliğini ve diğer sıra dışı özelliklerini sebep sonuç ilişkisi içinde ele alıyor.
Onun, ailesiyle, arkadaşlarıyla, çocuklarıyla ve çocuklarla, hayatına giren kadınlarla olan ilişkisini; cephede askeri veya diplomatik temasta bulunduğu kişilere karşı “insan sevgisi” etrafında şekillenen barışçı tutumunu; ülkede gerçekleştirdiği kültür reformunun önemini; tüm dünyada “ezilen toplumlar” tarafından örnek alınan askeri ve siyasi başarılarını; bunların yanında en sevdiği yemekten en çok dinlediği şarkılara, giyim tarzından sevdiği hayvanlara, hatta Türkiye’nin “çağdaş” ülkeler seviyesine geçebilmesi için gündelik yaşamda yaptığı ve yapılmasını arzuladığı davranışlara kadar eksiksiz ve insani yönleriyle bütüncül bir Mustafa Kemal portresi ortaya koyuyor.
Bu kitapta, Mustafa Kemal’in çocukluğundan Kuvayı Milliye ruhuna, idam fermanından Kurtuluş Savaşı’na, Cumhuriyet’in kuruluşundan Mustafa Kemal’in kişisel özelliklerine, hizmetlileri ile olan diyaloglarından gece hayatına ve hayatında iz bırakan yakınlarına kadar pek çok detayı bulacaksınız.
Bugüne kadar hep Atatürk’ü okudunuz Yılmaz Özdil’in kaleminden Mustafa Kemal’i okuyacaksınız!
Mustafa Kemal Alıntıları - Sözleri
- "Çanakkale geçilmedi. Geçilemedi."
- "Mustafa Kemal para, makam, şöhret değil, insan biriktiriyordu. "
- " Bazen 48 saat aralıksız kitap okuyordu. Sadece banyo yapmak için ara veriyor, devam ediyordu. Beyaz tülbentlerden küçük parçalar kestiriyordu... Okumaktan gözleri yaşarınca bu emici tülbent parçalarıyla kuruluyordu. 'Kitap okumak hususi bir sanattır' diyordu."
- "Kitap okumak hususi bir sanattır " diyordu
- Karabasanla başlayan, 3 yıl 3 ay 22 gün süren, mucizeyle biten bir rüya... ÇİÇEKLER AÇIYORDU İZMİR İN DAĞLARINDA (M. KEMAL ATATÜRK)
- Mustafa Kemal üzgün bir ses tonuyla "gel Sabiha" dedi... "Sana bir sır vereceğim, kahve içmem kati surette yasaklandı, şu fincanı görüyor musun, işte o benim son kahvem!" Sabiha fincanı aldı. Yıkanması için mutfağa götürüyormuş gibi yaptı. Telvesiyle birlikte sakladı.
- "Sanırım Dünyadaki liderler ve erkekler arasında en yakışıklı olan adam" diyordu
- Vicdanınıza karşı görevinizi yaptığınızı düşünüyorsanız, içiniz rahat olsun , en büyük komutanların bile esir oldukları tarihte yazılıdır söz gelişi Napolyon dedi (M. Kemal Atatürk)
- "Milli hakimiyet uğrunda canımı vermek , benim için vicdan ve namus borcu olsun."
- Hayat pek kısa.
- "Kurtuluş Savaşı'nı kağnıyla kazanan Türkiye Cumhuriyeti, sadece 11 yıl sonra uçak üretiyordu."
- Güzel kadındı. Güzel yaşlanmıştı. Zübeyde Hanım
- Beni görmek demek Mutlaka yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi, Benim duygularımı anlıyorsanız Ve hissediyorsanız, Bu kâfidir.
Mustafa Kemal İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Üzgünüm, duymak isteyeceğiniz şeyleri bu incelemeye yazmayacağım. Hatta incelemem belki de birçok arkadaşı(mı)n hoşuna gitmeyecek. Ama bu gerçekleri söylemekten çekineceğim anlamına asla gelmiyor. İlk çıktığı zaman kitabı elime aldım. Yavaş yavaş ve sindire sindire okuyup bir nevi önyargılarımı silmeye çalıştım. Ama üzgünüm, kitabın kapağını kapatırken önyargılarımdan kurtulamadım aksine düşündüklerimin gerçek olduğa karar verdim. Sarı saçlı paşa mavi gözlerini ufka dikmişti... Yunan ordusu tırsmıştı... Ondan sonra İsmet geldi... Ve.... Bir kıyamet koptu... Toplar... Tüfekler... Süngüler... Savaşı kazanmıştık... Paşa geldi ve ilk emrini verdi... ORDULAR İLK HEDEFİNİZ AKDENİZDİR İLERİ!!!... Ne hissettirdi? İnsan o anı birden yaşamış gibi oluyor değil mi? Tabi burası kitapta yazmıyor ben sadece kendi kelimelerimi dökmeyi denedim.(Özdil tarzı) Kitap güzel, hatta Atatürk çok çok güzel anlatılmış bu konuda herkese katılıyorum. Ama Özdil’i bu kitapta açıkcası samimi bulmuyorum. Atatürk sevgisine, Cumhuriyet bağlılığına, kadınlara verdiği öneme, gençliğe ve geri kalan her şeye asla lafım yoktur ki kendisi köşe yazılarından da nadiren sevdiğim(?) bir gazetecidir. -çok nadiren- Sadece anlamaya çalışıyorum. Neden? Niye? O kadar kitabın reklamını yapıyorsunuz, kitap binlerce basılıyor, Mustafa Kemal’i böyle görmediniz diyorsunuz, bu kitap için 10 yıl hazırlandım diyorsunuz ama okuyucularınıza kaynak gösterme zahmetinde bulunmuyorsunuz. Bazı noktalarda tamamen size kaynak görmeden onaylamamızı istiyorsunuz. Ee bunun muhalefet olanlardan ne farkı var? İyi yazıldı diye bir şey körü körüne görmeden inanmak mı lazım? Buna asla katılmıyorum. Aynı şeyleri de düşünsek, aynı bağlılıklara da sahip olsak, bir kaynak ve bir belge görmeden sadece yazan kişi için “O Yılmaz Özdil, yanlış yazmaz ona inanacağız!!!” gibi bir düşünceye sahip değilim. Bu yüzden yazdığı birçok hikaye bende havada kalmıştır. Kaynak olmadığı için de alıntılarına bile isteye yer vermedim. Bu kitaplar bana göre çerezliktir. Alırsın ve bildiğin insanı farklı kişinin bakış açısından tekrar okur, tekrar sorgular, tekrar hafızanda yerini korursun. Sadece şunları söylemek istiyorum. Bu kitap için “Örnek olsun, düşmanları belki alır, okur ve onu tanır,” denildi. Ama cidden bu kaynak, belge vs.. olayları benim için çok çok önemli. Yani bir insana bir şey anlatmak, öğretmek istiyorsan ona delillerini sunmak zorundasın. Ha sen sunarsın o yine yalanlar orası çok ayrı... Ama sen o ortamı yine de sağlamak zorundasın ki eğer böyle bir işe kalkışıp şu dönemde Atatürk kitabı yazıyorsan. Açıkcası bu tarih kitapları mevzusunda fazla titizim. Kaynakça olarak yabancı kitaplardan ve onların belgelerinden de kitaplarda yer edinmesini isterim. Çünkü bu tarihi, savaşları tek bir ülke yaşamıyor. Bu insanlara ve geçmişe dair yabancı kaynaklardan da çok fazla bilgi ve belge var. Bir kitap bana her şekilde açık olmalı ve her şekilde emeğini göstermeli. Üzgünüm, bu kitap bana buram buram para kokuyor. Samimi bulamadım. Zaten tarihçilerin de sizleri(gazeteci ya da diğer meslek gruplarını) doğru şeyler yazsanız bile örnek göstermemesinin sebebi budur. Geçenlerde tarih bölümünde akademisyenlik yapan arkadaşımla sohbet ediyordum. Kendisine bir soru yönelttim. Sorumu cevaplamakta tereddüt ettiğini söyledi ve ona “neden?” diye sordum. Kendisi ise bana şöyle söyledi: “Benim uzmanlık alanım bu değil. Hobi olarak o konuya yoğunlaşsam bile bir şeyden net olarak konuşamam ama sana elbette anlatırım. Fakat şunu söyleyeceğim. Hepimiz alanlar seçiyoruz. Her yıl veya ay, dünya çapında ortaya çıkan bir sürü belgeler, bir sürü kaynaklar keşfediyoruz. Ya da araştırmalar sonucu ortaya yeni şeyler çıkartıyoruz veya çıkıyor. Hepimiz her alan için bütün bilgilere sahip olamayız. Çünkü çalışmak ve öğrenmek özveri istiyor. Bunu sağlamak da çok zor. Ama sana çok güzel kitaplar ve tarihçiler önerebilirim. Uzmanlık alanlarında yıllarca çalışma yapmış insanların kitaplarını okuyabilirsin. Tarih bilgi ister, tarih kaynak ister, tarih emek ister. Bunu unutma.” Söyleyeceklerim bu kadar, teşekkürler. (Neslihan T.)
"Hüznünü zaman zaman kendisine bile itiraf etmezdi ama... Kurtardığı memleketin yarın öbür gün birtakım değersizlerin elinde , akla hayale gelmeyecek badirelere sürüklenebileceğini bilirdi . Hiç kuşku yok ki , endişeliydi... " (Beyza Gönültaş)
Yoruma başlamadan önce şunu açıkça belirtmek istiyorum ki tarihe dair şu ana kadar okuduğum kitap olmadı. Hazır olmadığımdan mıdır nedir ama yıllardır roman tarzı okuyorum. Oldukça cahilimdir ama epey okurum sözünü kendim için buraya çoktan yapıştırdım. Ders kitaplarında ezber kaldı Atatürk. Ona dair bir alt yapı oluşturayım diyerekten Yılmaz Özdil'den "Mustafa Kemal" okuyup bitirdim. Devamını zorla da olsa en güvenilir kaynaklardan getireceğim çünkü kendimi geliştirirken bir birey olarak ezbere okuyan cahil olmaktan şikayetçiyim. Kendime katacağım,etrafıma anlatabileceğim doğrularım olsun istiyorum. Bu istek sadece tarih açısından değil her açıdan olmalı. Şunu diyebilirim ki tarih kaynak ister, bilgi ister, birçok yerden referans birçok yerden tanık ister, birçok bakış açısı ve onu birçok kişiden okumak ister. Kısacası emek ister. Hangisi doğru hangisi yanlış? Bunları ayırt edebilmek ise yıllarını alır insanın ve yıllarca okuyarak biriktirdiklerinle eleştiri ve yorum yapmak gayet yerli yerinde olur. Açıkçası ben o raddede değilim henüz. Bu kitap Atatürk ve dönemine dair birçok açıdan beni tatmin etmedi. Asla diyemem ki hayatı kötü anlatılmış. Yılmaz Özdil hikaye tarzında gayet güzel anlatmış Atatürk'ü ama dediğim gibi bir kaynak bile belirtilmeyen bu kitap ne kadar tatmin edebilir ki bir insanı. Bir insana bir şey öğretmek ya da anlatmak istiyorsan ona delillerini mutlaka sunmalısın. Bir arkadaşımdan şunları okumuştum diyordu ki, bir gün derste Prof.Dr. Hikmet Özdemir Atatürk'ün Liderlik Sırları'nı anlatıyordu. Atatürk hakkında kitaplar yazmış bir isimden bahsediyoruz. Bize ders esnasında hiç unutmayacağım şu sözleri kullandı. "Atatürk'ün "Ben size taarruz etmeyi değil ölmeyi emrediyorum" şeklinde bir hitabı olmamıştır dedi. Biz şoktayız. Nasıl yani hocam dedik. O da bize tarih araştırılarak, öğrenilerek, belgelenerek yazılır. Hiçbir belgede Atatürk'ün böyle bir cümle söylediğine dair delil yok" demişti. Yani demem o ki bol keseden atmak kolaydır. Tarih yazmak hem kolaydır, hem de çok zordur. Tarih yazıyorsanız eğer çok iyi bir araştırmacı olmak ve yazdıklarınızı kaynakçayla belgelemek zorundasınız. Sevgi Yetgin (Sevgi Yetgin)
Kitabın Yazarı Yılmaz Özdil Kimdir?
Türk gazeteci yazardır. Yılmaz Özdil, İzmir Atatürk Lisesi'nin ardından Ege Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu Gazetecilik bölümünden mezun olmuştur. Mesleğe Yeni Asır gazetesinde muhabirlik yaparak başladı. Ardından Fatih Çekirge'nin genel yayın yönetmenliği yaptığı Star gazetesinin kuruluşunda bulundu. Star gazetesinden ayrıldıktan sonra Ciner Medya Grubu'na geçti. Sabah gazetesinde köşe yazarlığı ve atv haber genel yayın yönetmenliği görevlerinin üstlendi. atv ve Sabah'ın TMSF'ye devredilmesinin ardından Hürriyet gazetesine geçti. 2008 yılında Uğur Dündar'ın sunduğu Star Ana Haber bülteninin yayın yönetmenliğini yapmaya başlayan Özdil, Hürriyet'in üçüncü sayfasında ve aynı zamanda Fanatik gazetesi çatısı altında spor yazarlığı da yaptı. Halen Sözcü Gazetesinde yazmaktadır.
Yılmaz Özdil, Üniversite 3. sınıftayken tanıştığı Hülya hanım ile 1989 yılından beri evli olup Pelin (d.1991) adında bir kız çocuğu vardır.
Yılmaz Özdil Kitapları - Eserleri
- Mustafa Kemal
- İsim Şehir Hayvan
- Adam
- Beraber Yürüdük Biz Bu Yıllarda
- Kadın
- Son Cüret
- Beraber Yürüttük Biz Bu Yollarda
- İsim, Şehir, Bitki
- Sen Kimsin?
- İsim Şehir Artist
- Mustafa Kemal Atatürk Serisi
- Mustafa Kemal Atatürk ve Çocuk
- Mustafa Kemal Atatürk ve Annesi
- Mustafa Kemal Atatürk ve Doğa
- Mustafa Kemal Atatürk ve Temizlik
- Mustafa Kemal Atatürk ve Okul
- Mustafa Kemal Atatürk ve Hayvan Sevgisi
- Mustafa Kemal Atatürk ve Spor
- Mustafa Kemal Atatürk ve Kitap
- Mustafa Kemal Atatürk ve Sofra
- Mustafa Kemal Atatürk ve Sanat
Yılmaz Özdil Alıntıları - Sözleri
- Mustafa Kemal Atatürk'ü çocuklarımıza anlatmak boynumuzun borcudur! (Mustafa Kemal Atatürk Serisi)
- Atatürk'ün annesi... Türkiye'nin annesiydi. Anatürk'tü. (Mustafa Kemal Atatürk Serisi)
- Ranzalarda son mektuplar... "Gün gelecek hiç bitmeyecek, gün gelecek sana kavuşacağım. Ağlamayı bil, gülmeyi unutma, cezaevini sev demiyorum ama, nu lötü yataklarını asla unutma. Zincir soğuk, zindan yaş, belki biraz üşürüz, hele başım zindandan çıksın, görüşürüz."... (İsim, Şehir, Bitki)
- Bakanların, bakan olduklarını TRT'den öğrendikleri bir ülke burası... Devamlı TRT ekranına bakıyorlar ki, görsünler, bakan olmuşlar mı, olmamışlar mı... Onun için onlar "bakan" zaten. (İsim, Şehir, Bitki)
- Hedef 2023. Kafa 1800' dür. (Kadın)
- Kalesinde kendi milletinin bayrağı dalgalanmayan hürriyeti olmayan memlekette cuma namazı kilnmaz. (Son Cüret)
- "Gün gelecek hiç bitmeyecek, gün gelecek sana kavuşacağım. Ağlamayı bil, gülmeyi unutma, cezaevini sev demiyorum ama, bu kötü yataklarını asla unutma. Zincir soğuk, zindan yaş, belki biraz üşürüz, hele başım zindandan çıksın, görüşürüz".. -Ulucanlar cezaevinde bir ranzaya yazılmış not.. (Adam)
- Doğruları konuşmak için, en az iki kişi gerekir. Biri doğru söyleyen. Biri doğru anlayan. (Adam)
- Türkiye'de kadın olmak, zordur. Kadın heykeli olmak, daha zordur. (Kadın)
- # Makarna verdiklerinde, kömür verdiklerinde, çikolata verdiklerinde, sorunları çözmüş oluyorlardı! (Kadın)
- Herkes evine mis kokulu çiçekler alabilsin diye, çiçekçiler açtırdı. (Mustafa Kemal Atatürk Serisi)
- Gözünüzün önünde olup biteni seyrediyorsunuz, seyrediyorsunuz.Hiç mi rol üstlenmeyeceksiniz, ömrünüzün sonuna kadar hep böyle “figüran” olarak mı yaşayacaksınız? (İsim Şehir Artist)
- İnsanın kendisini bu kadar kaybetmesi için "iktidar sarhoşu" olması yetmez... "İktidar ayyaşı"ydı bunlar! (Sen Kimsin?)
- Hiç düşünmeyiz maalesef...Korktuğumuz için mi kaçarız? Kaçtığımız için mi korkarız? (İsim Şehir Hayvan)
- Malum, evli erkekler iyi bilir, kadınların hissiyatından daha yetenekli bir istihbarat teşkilatı henüz icat edilmedi dünyada... (Sen Kimsin?)
- Minimalist'ti zaten bizim Başbakan. Yakında, gemiye de gemicik diyecekti. (Beraber Yürüdük Biz Bu Yıllarda)
- Memleketi satıyorlar, gıkın çıkmıyor, tarlana alt tarafı inek giriyor, bütün köye dava açıyorsun emmioğlu! (İsim Şehir Hayvan)
- E, bakıyoruz bugün... Memiş Arıbaş'ın mezun olduğu astsubay okulu kapatıldı. Memiş Arıbaş'ın mensubu olduğu jandarma genel komutanlığı, Türk Silahlı Kuvvetleri'nden koparıldı, adeta belediye zabıtası yapıldı. Memiş Arıbaş'ın kaldırıldığı GATA' yı padişah Abdulhamid'in hastanesi yaptılar, türbanlı biyokimyagere devrettiler. Ve... Memiş Arıbaş'ı Şemdinli'de şehit eden, tarihteki ilk Pkk baskınında kılavuzluk yapan " hacı" kod adlı Seferi Yılmaz, şu anda Şemdinli'de belediye başkanı! Hâla deniyor ki, hesap soracağız, kanları yerde kalmayacak filan... Hastirin ordan! (Sen Kimsin?)
- İncecik iplikle bileğinize bağlanmış kırmızı balonu, sanki dünya avucunuzdan kayıp gidiyormuş gibi, elinizden kaçırdığınız yeri hatırlıyor musunuz? (İsim Şehir Hayvan)
- Tadına bakılacak kitaplar vardır, bir lokmada yutulacak kitaplar vardır, bir de iyice çiğnenip sindirilmesi gereken kitaplar. (İsim Şehir Hayvan)