diorex
life
Dedas

Nazik Alet - Aziz Nesin Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Nazik Alet kimin eseri? Nazik Alet kitabının yazarı kimdir? Nazik Alet konusu ve anafikri nedir? Nazik Alet kitabı ne anlatıyor? Nazik Alet kitabının yazarı Aziz Nesin kimdir? İşte Nazik Alet kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 16.02.2022 12:00
Nazik Alet - Aziz Nesin Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Aziz Nesin

Yayın Evi: Nesin Yayınevi

İSBN: 9789759038188

Sayfa Sayısı: 191

Nazik Alet Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

İkinci arkadaşa yaptığım küçük şaka şöyle oldu. Tekel aleyhine çok çok ağır bir yazı yazmıştı. Bu yazıdan üç gün sonra Tekel İdaresi bu arkadaşa bir sandık içinde likör, köpüklü şarap, votka gönderdi. Daha doğrusu o böyle sanıyordu. Kapalı sandığı bize gösterip övündü. Akşam da sandığı bir otomobile koyup evine götürdü. Evde de karısına, kaynanasına, çocuklarına epiy atıp tutmuş:

-Biz bir yazı yazdık mı, adamın işini bitiririz. Tekel, sus payı olarak bana bir sandık içki hediye etti. Ben böyle hediyelerle susacaklardan değilim. Yarın daha ağır bir yazı yazayım da görsünler.

Arkadaşımızın ağır yazısı, rakı şişelerindeki mantarların sıkılığından, zor çıkarılmasından şikayetti.

Evdekilere bir zaman şişindikten sonra,

-Açın bakalım şu sandığı! demiş.

Heyecanla sandık açılmış. İçinden tohuma kaçmış kırk hıyar çıkmış.

Nazik Alet Alıntıları - Sözleri

  • Kiminin parası pul, kiminin pulu para…
  • Kim istediği işi yapabiliyor ki bu dünyada!
  • İnsan arada bir başını alıp bir yerlere gitmek istiyor yahu…
  • ''İkinci arkadaşa yaptığım küçük şaka, şöyle oldu. Tekel aleyhine çok ağır bir yazı yazmıştı.Bu yazıdan üç gün sonra Tekel İdaresi bu arkadaşa bir sandık içinde likör, köpüklü şarap, votka gönderdi. Daha doğrusu o böyle sanıyordu. Kapalı sandığı bize gösterip övündü. Akşam da sandığı bir otomobile koyup evine götürdü. Evde de karısına, kaynanasına, çocuklarına epey atıp tutmuş: ----- Biz bir yazı yazdık mı, adamın işini bitiririz.Tekel, sus payı olarak bana bir sandık içki hediye etti. Ben böyle hediyelerle susacaklardan değilim. Yarın daha ağır bir yazı yazayım da görsünler. .......Arkadaşımızın ağır yazısı, rakı şişelerindeki mantarların sıkılığından, zor çıkarılmasından şikayetti. .......Evdekilere benzer şişindikten sonra, -----Açın bakalım şu sandığı demiş. Heyecanla sandık açılmış .İçinden tohuma kaçmış kırk hıyar çıkmış. .......Hemen kaynana fırsatı kaçırmayıp, hıyarların en iyisini eline almış. -----Nasıl bir yazar olduğunu işte gör! demiş.''
  • Kimi olayların, insanları birdenbire değiştirdiği, az da olsa görülmüştür.
  • İnsan kafa dengi bi arkadaş buldu mu, yolculuk iyi geçer.
  • ''(...)Bir gece köyü, bir alevdir, bir dumandır sardı.Baktık, asker Sımiyl'in samanlığı yanıyor.Hep koşuştuk.Fıkara Sımiyl askerde.Karısı bir taze.Samanlık dört bir yandan yalım yalım yanıyor.Ulan bu işi domuz Mırad'dan başkası yapmaz.Yakalayın iti.Mırad'ı tuttuk. << Ulan domuz, bu işi niye yaptın?>> << Az bir bekleyin, neden yaptığımı anlarsınız>> dedi. Demeye kalmadı. Hüsiin Ağa, samanlıktan erkekli dişili bir bağırtı yükseldi! -----Amanın dutuştuk,imdat... Kapıyı bacayı alaf sardı... Bunlar kim, demeye kalmadı, samanlığın penceresinden bizim Mıhtar'la Sımiyl'in karısı görünmez mi! ----Mıhtar, kocasız karının samanlığında işin ne? ----Aman,karıyı kurtaralım derken dutuştuk, hiç sorma... ....Pencereden aşağı bir eşek boyu var yok. ----Atlasana Mıhtar... ----Atlayamam, cıbılım.Evden şalvarımı koşturun. Hay Mıhtar, yangına çıplak mı koşulur?Besbelli yangını görünce, Mıhtar değil mi ya, yataktan cıbıl fırlayıp yangını söndürmeye gelmiş. ....Karı da içerden bağırır: ----Aman komşular,yanıyoruz,yazmamı,çarımı getirin!... ....Ulan bu Sımiyl'in karısı da yangına donsuz mu koştu? ....Domuz Mırad ----Ey ahali, ola ki, bunlara bir şalvar, bir yazma verirsiniz, topunuzun evini,samanlığını yakar, evinizi ocağınızı başınıza geçiririm,dedi. .....Yapar mı yapar...Köyün başına bela.Gecenin bir vakti, Mıhtar'la Sımiyl'in karısını samanlıkta cıbıl bastırmış.Urbaları kapmış,kaçmış.Samanlığı da yangına vermiş. .....Mıhtar ar derdine düşmüş,cıscıbıl dışarı çıkamaz.Karı, can derdine düşmüş,çırpınır.Bütün köy, karısı,kızı orada.Samanlığın içinde bir kavgadır başladı.Sımiyl'in Karısıyla Mıhtar, samanlıkta bir eşek çuluyla bir semer yakalamışlar.Çulla semeri sen örtüneceksin, ben örtüneceğim, diye çekiştirip duruyorlar.Karı, ----Sen er kişisin, yiğitçe yürü çık, dal taban atla!... ....Mıhtar da ona, ----Len kahpenin kızı, bugüne bugün ben bir mıhtarım.Köylüye böyle sivil görünmek mıhtarlığın şanından mı? Çulu ver hele...diye bağırıyor. .....Derken ,karının topuklarına inen uzun saçı tutuşmuş. -----Ey müslümanlar, er kişiler başını öteye çevirsin.Elin namahremine bakmanın büyük günahı vardır...diye bağıraraktan kendini pencereden attı. .....Bir eli önünde, bir eli ardında, edep yerlerini örteleyip eve kaçtı.Ardından da Mıhtar atladı. Mıhtar, eşeğin çulunu hamam peştemalı gibi beline dolamış, eğeri de sırtına vurmuş, dört nala, kendi evine koştu. .....Köylü yangını mangını unuttu, hep gülüyor(...)''
  • Başınızın derde girmesini istemiyorsanız, başı derde girenlerin hayatından ders almalısınız.
  • Gerçekten tanışıyor muyduk?
  • Kim istediği işi yapabiliyor ki bu dünyada!
  • * ''(...)Üç arkadaş bir kahvede kafa kafaya verip düşünmeye başladık.Türkçe dersinden okuldan sepetlenmiş olan arkadaş, ---Ben, dedi, göreceksiniz, günün birinde çok ünlü bir yazar olacağım. ....Öbür arkadaş, ----Ben de öyle, dedi, ben de tanınmış bir romancı olacağım. ....Bana sordular: ----Sen ne olacaksın? ----Ben de, bilmem ki... Ünlü bir şey olmak istiyorum. .....Üçümüzün en bilgilisi, -----Yalnız, dedi, ünlü bir sanatçı olmak için hayatı görmek,tanımak,bilmek ister.Biz, hayatı,insanları tanımıyoruz. .....Ünlü bir Amerikan romancısının altın arayıcılığı, içki kaçakçılığı, gemilerde miçoluk gibi türlü işlere girip çıktığını söyledi. -----Öyleyse biz de altın arayalım, dedim. .....Tanınmış bir Fransız şairin de,papazlık yaptığını söyledi. -----Öyleyse papazlık yapalım, dedim. .....Başka bir tanınmış sanatçı da domuz çobanlığı yapmış. -----İyi ya, biz de domuz çobanlığı yapalım,dedim. .....Bizde domuz yokmuş, altın yokmuş, papazlık yokmuş. -----Şimdi neden bizde büyük sanatçının yetişmediği anlaşılıyor,dedim.Sanat için gerekli bir ortam yok.Ne papazlık var, ne altın, ne de domuz...Ne verimsiz bir yere doğmuşuz. Peki, biz nasıl ünlü sanatçı olacağız? ....Biz de hayatı, insanları iyi tanımak için değişik işlere girip çıkmaya karar verdik. ....Arkadaşlarımdan biri kaçakçılığa başladı.Daha doğrusu başlayamadı.Başlayacağı gün enselendi,kodesi boyladı. ....Öbür arkadaşım, takma sakal takıp bir kuyumcuyu soymaya kalktı.Kuyumcuyu, ondan bir saat önce soyduklarından, boş dükkanda o yakalandı.Daha hırsızlığı bile yapamadan yakalanınca, ailesinin şerefine sürülen bu lekeyi temizlemek için hayatı tanımak uğrana intihar etti. İçlerinde en sağlam kişi ben oldum, bar fedaisi oldum(...)'' *Bar Fedaisi öyküsünden
  • Ne yaparsak yapalım, ama eşşoğlueşşeklere kendimize eşşoğlueşşek dedirtmeyelim…
  • ''(...)Hemen o gün şehirden ayrılmaya karar verdim.Öğleden sonra valinin yanına gittim.Odasında yalnızdı. ----Birkaç gün kalacaktım ama vazgeçtim, bugün gidiyorum,dedim. ----Valla sen bilirsin,dedi. .....Saatine baktı. -----Yarım saat sonra otobüs var, dedi, burada günde bir otobüs kalkar istasyona... Gitmek üzere ayağa kalktım. -----Dur yanına birini vereyim de seni otobüse kadar götürsün.Otobüslerin nerden kalktığını bilmezsin,dedi. -----Gidip gitmediğimi iyice anlamak,, benden kurtulduğuna inanmak için yanıma adam vermek istediğini anladım.Zile bastı.Gelen memura, -----Beyi otobüse kadar götürüp uğurlayıni! dedi. .....Yani, << göz kulak ol, ona göre... >> demek istiyordu. Valinin odasından çıktık. Ama bir türlü vilayetin kapısından çıkamıyoruz. Kapıya gelince, adam iki kat eğildi. ----Buyurun efendim, dedi. Ben de ona, ----Rica ederim, siz buyurun, dedim. ....Doğrusu ben o kadar ince biri değilimdir ama, karşınızdaki incelirse,ister istemez siz de incelmek zorunda kalıyorsunuz. Adam, ----Vallahi olmaz, istirham ederim, önce siz buyurun, dedi. -----İmkanı yok beyefendi, önce siz buyurun, dedim. -----Hicap ederim beyefendi...Zatıaliniz buyurun... -----Katiyen olmaz... -----Aman efendim... ------Lütfen. ------Ayağınızı öpeyim,geçin... ------Kulunuz olayım,siz buyurun... ------Nasıl olur efendim? Yalvarırım buyurunuz. ------Valla buyurmam. Allah aşkına geçin... ------Ayıp olur... ------Olmaz olmaz...Geçin... ------Emredersiniz, lakin siz önce... ------Beni mahcup ediyorsunuz. ------Asıl mahcup olan bendenizim... Saate baktım, otobüsün kalkmasına yirmi dakika var. ------Yahu otobüsü kaçıracağız, geç şurdan! dedim. Adam,yerlere kadar eğilerek, ------Hizmetkarınızım efendim, başüste efendim..diye diye yüzü bana dönük, kıçın kıçın kapıdan çıktı.Arkasından da ben çıktım. ......Ama bu kez de bir türlü yolda gidemiyoruz.Adam önümde el pençe durup duruyor.Duruyor dedimse; yanımda değil, benden üç adım geride, sol yanımda. ------Ayıp oluyor beyim, dedim, yanıma gelin rica ederim. ------Siz buyurun, ben arkanızdan gelirim, dedi. Hiç böyle arkamdan adam yürütmeye alışmamışım.Bayağı utanıyorum.Onunla bir hizaya gelmek için üç, dört adım geri gittim. Bu kez o da geri gitti. Yine aramızda üç dört adım kaldı. Ben, bir sol geri daha yaptım. O da sol geri yaptı.Başımı geri çevirip adama baktım. -----Yahu, gel yanıma da gidelim, dedim. -----Aman efendim, estağfurullah, dedi.Bendeniz zatıalinizle yanyana yürüyebilir miyim? -----Kardeşim, ben bakanlık emrinde bir memurum. -----Biliyorum efendim, İşallah daha da yükselirsiniz. Bir sol geri yaptım. O da öyle... -----Rica ederim, yanıma gelin. -----Çok alçakgönülllü bir adamsınız.Lakin yanınıza gelemem.Başkaları görürse vallahi bendenizi haddini bilmiyor diye ayıplarlar. -----Kimse görmez,gel şöyle.Ara sokaklardan gideriz, kimse görmez, gel! -----Mazur görün,gelemem. -----Gel yahu! -----Gelemem beyefendi. Şöyle aklımca bir geri sıçrayım da adamı tutayım,dedim.Bir saldırdım geriye...Nerde, o benden önce çekirge gibi sıçradı.Aramızda hep üçdört adım tutmaya çalışıyor.Biz üçer adım geri geri sola doğru gidiyoruz.Vilayet binası arkamızda kalacağına, önümüzde kaldı.Biz gerimizde, solda bir sokağa saptık.Ben sol geri ettikçe, o da sol geri ediyor.Artık iş inada bindi. ------Yahu gel, yanıma gel, otobüs kalkacak. ------Kalksın, dedi, otobüs değil, uçak kalksa bendeniz yanınıza gelemem. ------Koşup da şunu yakayayım hiç olmazsa,dedim.Bir saldırdım.O benden önce tetikteymiş.Başladı kaçmaya.Biz artık otobüsü falan unuttuk, otobüs diye ben adama koşuyorum(...)''
  • * ''(...)Arkadaşımız on iki yıl önce, kısaca KİT denilen ''Kamu İktisadi Teşekkülleri''nden birinde işgören olarak çalışmaktaymış.Kendisi bir proje üretmiş.Çok beğenilen ürettiği projenin uygulaması işi de kendisine verilmiş.O zamanki parayla kuruluşun 900 milyon lirası harcanarak proje gerçekleştirilmiş.O kuruluşta herkes bu sonuca pek şaşmış.Çünkü böyle bir proje bir özel firmaya yaptırılmış olsa en azından o devlet kuruluşunun 3-5 milyar lira ödemesi gerekirmiş.Arkadaşımız o devlet kuruluşunun görevlisi olduğundan, bu projeyi uygulamak için ek para da almamış, ama devlet kuruluşunun başkanından teşekkür almış. Gelgelelim... En iyisi biz bu olayı arkadaşımızın kendi ağzından dinleyelim: -----Gelgelelim, beni işten çıkardılar.Sözleşmeli işçi kadrosunda çalışan bir işgören olduğumdan, işten çıkarırken tazminat da ödemediler.Niçin işten çıkarıldığımı da söylemediler.Sonradan eşten dosttan öğrendiğime göre, solcuymuşum da ondanmış işten çıkarmaları. Bunu öğrenince iyice meraka düştüm.Ne yapmışım da solculuk etmişim diye meraklandım.Soruyorum, araştırıyorum, kimse de bana bunu söylemiyor.Solculuğumun ne olduğunu, nereden kaynaklandığını kendi kendime düşünmeye başladım.Yıllar öncesi, fakülte öğrenciliğim sırasında, her kim yapmışsa ihbar yapılmış benim için.Polisler basıp evimi arayıp taradılar.Solculuğumun kanıtı olarak ünlü Amerikan yazarı Steinback'in bir romanını bulup aldılar.Mahkemeye verildim.Steinback solcuysa ben de solculuktan mahkum olacağım, değilse kurtulacağım.Ben Steinback'in solcu olup olmadığını bilmiyorum ki... Neyse şansım varmış, o sıra Amerika ile Viyetnam savaşıyor.Bu Steinback de oğlunu gönüllü olarak Viyetnam'a gönderince, solcu olmadığımı bütün dünyaya kanıtladı da, ben de solculuk suçlamasından kurtulmuş oldum.Bu olaydan başka yaşamıma hiçbir solculuk lekesi düşmemiştir.Çok şükür solculukla da sağcılıkla da en küçük bir ilişkim yoktur(...)'' *Gerçekten Solcu öyküsünden

Nazik Alet İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Su gibi Aziz / aziz ol! Bu kadar hercümerç içinde, kitap okumağa zaman ayırmak katiyyen lüks bir eylem. Sadece ekmek nağmına değil, yek ya da toplum olarak, dimağlarımızı meşgul edip, odaklanma sorunu yaşatan o kadar çok emera var ki bu coğrafyada bizleri alıkoyuveren... Bittabi bir plasebo ecza gibi, çok değerli Nesin'in istenince, ayaküstü bile, hızlı ve kolay okunabilen, üstelik yaşadığımız şu bedbaht coğrafyanın gülmeceli paradokslarını da bizlere teşhir edip gülmemizi salık veren, Oh! bunun gibi kitapları da olmasa neylerdik, nerelere başvururduk, düşmanın balından mı şifa isterdik yoksa? Asla! Peki. Aziz o bildiğiniz Aziz, su gibi aziz, kalemi doğuştan humourla kaplı, düşmanı olsam (ki Haşa! ) sövgüsünün bile bir besin değerinin olduğuna inanırım. O kadar ortada, ve tabiri mümkünse bir dart hedefi gibi, sokak duvarlarına asmış kendini,öyle özgüvenli, öyle apaçık, kendini ''Ben Ölmem!'' arkidiş dercesine nişangah yapıvermiş. İnciği, boncuğu durmaz öyküleştirmiş.Elbette ilk okuduğum kitabı değil fakat, sürekli ötelediğim ve benim zihin kimyamla aynı molekülleri taşıyan bir isim Aziz! Külliyatını bir aralık (umarım uzun bir aralık olmaz!) okumak niyetindeyim ama daha değil, vakit var daha! Kitabın hatırı sayılmaz bir eser miktarını buraya nakşettim ama nakşettiğimin çok daha fazlası muhtevasında var. Nasıl imreniyorum kendisine yıllardır, her şeyi bireysel ve toplumsal kodlarla hicivleyerek öyküleştiren başka biri daha var mı bilmiyorum ama siz özellikle Aziz’i bilin! En azından bir başlangıç olarak – özellikle gençler – hemencecik bu kitaba başvurun. İnsanın sorgulama yetisini geliştirir, sadece bir kitabıyla değil, eminim külliyatıyla da bir okuldur başlı başına Aziz Nesin! Keyifli okumalar. Alıklar birliğinden çıkarken, eşzamanlı aydınlanacaksınız! (DaDa)

Tam Aziz Nesin’lik olayla karşı karşıyayız...: Gülmece Bir Araç,Düşünmek Amaçtır.Güldürmekten ziyade düşündüren adam Aziz Nesin,edebiyatın mihnk taşlarındandır.Dünya edebiyatında da yer edinmiş yazar,mizah anlayışını dünya edebiyatına da tanıtmıştır.Sosyal gerçekçi anlayışla toplumdaki haksızlığı,zulmü,siyasi ve sosyal kötülükleri kınayan her şeyi mizahi bir dille sade bir üslüpla başarılı bir şekilde ele almış.Kitabın sonunda geçen bazı kelimeleri kendince imla kurallarına aykırı bir şekilde işlemiş ve yine yapmış yapacağını.Yaşar Kemal’le Rusya da genç tercüman bir hanımefendiye Yaşar Kemal’in türkçe bilmediğini söyleyen yazarın böylesine anıları da dikkat çekici ve eğlencelidir.Bu kitabı okurken yazarı tanıdığım için okuduğum karakter de yabancı gelmedi. Nazik Alet’te okuduğum karakter hiç şüphesiz yazarın kendisiydi böylesine şakacı çevresindekileri şakalarıyla bezdiren karakterimiz en sonunda da ona yapılan şakayla bir nevi boyunun ölçüsünü alıyor.Kitapta bir diğer kısımsa ; “– Biz bir yazı yazdık mı, adamın işini bitiririz. Tekel, sus payı olarak bana bir sandık içki hediye etti. Ben böyle hediyelerle susacaklardan değilim. Yarın daha ağır bir yazı yazayım da görsünler.Böyle bir cevapta ancak Aziz Nesin tarafından verilir. Arkadaşımızın ağır yazısı, rakı şişelerindeki mantarların sıkılığından, zor çıkarılmasından şikâyetti. Evdekilere bir zaman şişindikten sonra, – Açın bakalım şu sandığı! demiş. Heyecanla sandık açılmış. İçinden tohuma kaçmış kırk hıyar çıkmış.” #edebiyat #aziznesin #nazikalet (E.E.B)

Aziz Nesin Türkiye olaylar ve gündelik hayatı insanlarına ışık tutuyor. Bugünde bu tür olaylara kulak asinayim. Sosyolojik bulgular barindiriyor. (Kadircan)

Kitabın Yazarı Aziz Nesin Kimdir?

20 Aralık 1915’te İstanbul’da doğdu. İki yıl Darüşşafaka Lisesinde öğrenim gördü. Kuleli Askeri Lisesini bitirdi. Kara Harp Okulu ve Askeri Fen Okulundan mezun oldu. Üsteğmen rütbesindeyken "görev ve yetkisini kötüye kullanmak" suçlamasıyla yargılanıp ordudan uzaklaştırıldı. Bir süre bakkallık yaptı. Ardından gazeteciliğe başladı. Yedigün, Karagöz ve Tan Gazetesinde çalıştı. Cumhuriyet adlı bir magazin dergisi yayınladı. Sabahattin Ali ile birlikte, Marko Paşa, Malum Paşa, Merhum Paşa, Alibaba mizah dergilerini çıkardı. 1951de bir kitapçı dükkanı, ardından bir fotoğraf stüdyosu açtı. 1954ten itibaren Akbaba mizah dergisinde takma isimlerle mizah öyküleri yazdı. Yazın yaşamı boyunda 100ün üzerinde takma isim kullandı. Kemal Tahirle birlikte Düşün Yayınevi’ni kurdu.Yeni Gazete, Akşam ve Taninde köşe yazıları yazdı. Yazarlığı, Öncü, Yeni Tanin ve "Ustura" isimli bir mizah eki de hazırladığı Günaydın gazetesinde sürdürdü. 1962de Zübük isimli mizah dergisini çıkardı. 1963te yayınevinin yanmasının ardından sadece yazmaya başladı. 1972de Çatalcada kimsesiz çocukların eğitimini gerçekleştirmeyi amaçlayan Nesin Vakfını kurdu. Kitaplarının tüm gelirini bu vakfa bağışladı. 1976-1980 arasında her dalda edebiyat ödülleri veren Nesin Vakfı Edebiyat Yıllığını çıkardı. 1979da seçildiği Türkiye Yazarlar Sendikası Başkanlığı görevini yıllarca sürdürdü. Sadece Türk edebiyatının değil dünya mizah edebiyatının da sayılı isimleri arasında yer alan Aziz Nesin, düşünceleri ve yazıları nedeniyle siyasi iktidarlardan sürekli baskı gördü, tutuklandı, yargılandı, sürgün edildi, cezaevlerinde kaldı. 6 Temmuz 1995 tarihinde yaşamını yitirdi. Öykülerinde Türk toplumunu ayrıntılarıyla yansıtır. Anlatımında halk edebiyatının ana öğelerinden yararlanır. Yer yer masal temasıyla ve mizah aracılığıyla günlük olayları, toplumsal aksaklıkları eleştirir. Türk edebiyatında çağdaş mizah yazarlığı tekniklerini geliştiren, genç mizah yazarlarının doğmasına yolaçan yazardır.

Aziz Nesin Kitapları - Eserleri

  • Zübük
  • Şimdiki Çocuklar Harika
  • Ölmüş Eşek
  • Nazik Alet
  • Gözüne Gözlük
  • Biz Adam Olmayız

  • Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz
  • Yol
  • Yokuşun Başı
  • Yokuş Yukarı
  • Sizin Memlekette Eşek Yok mu
  • Tatlı Betüş
  • İt Kuyruğu

  • Koltuk
  • Toros Canavarı
  • Pırtlatan Bal
  • Geriye Kalan
  • Memleketin Birinde
  • Havadan Sudan
  • Gıdıgıdı

  • Aferin
  • Surname
  • Merhaba
  • Az Gittik Uz Gittik
  • Ben de Çocuktum
  • Yüz Liraya Bir Deli
  • Yedek Parça

  • Aşkım Dinimdir
  • Sivas Acısı
  • Fil Hamdi
  • Zübüklüğün Sonu Yok
  • Adamı Zorla Deli Ederler
  • Anıtı Dikilen Sinek
  • Kördöğüşü

  • Bir Sürgünün Anıları
  • İstanbul'un Halleri
  • Yurt Gezileri
  • İhtilali Nasıl Yaptık
  • Hayvan Deyip de Geçme
  • Deliler Boşandı
  • Şehirden İndim Köye

  • Memurlar Memurlar
  • Gerçeğin Masalı
  • Bay Düdük
  • Hoptirinam
  • Gol Kralı
  • Bu Yurdu Bize Verenler
  • Mahmut ile Nigar

  • Ah Biz Ödlek Aydınlar
  • İnsanlar Uyanıyor
  • Tek Yol
  • Leyla ile Mecnun
  • Gözünüz Aydın Efendim
  • Bir Tutam Aydınlık
  • Nutuk Makinesi

  • Hangi Parti Kazanacak
  • Ah Biz Eşekler
  • Yeşil Renkli Namus Gazı
  • İnsanlar Konuşa Konuşa
  • Büyük Grev
  • Benim Delilerim
  • Nah Kalkınırız

  • Poliste
  • Damda Deli Var
  • Şimdi Avrupa
  • Sosyalizm Geliyor Savulun
  • Rüyalarım Ziyan Olmasın
  • Kalpazanlık Bile Yapılamıyor
  • Okuma Güncesi

  • En Masumlar İçerde
  • Rıfat Bey Neden Kaşınıyor
  • Mahallenin Kısmeti
  • Yetmiş Yaşım Merhaba
  • Bütün Oyunları - 1
  • Bütün Oyunları 2
  • Halimiz Hal Değil

  • Borçlu Olduklarımız
  • Aziz Nesin - Ali Nesin Mektuplaşmaları
  • Aziz Nesin'den Sıra Dışı
  • % Kaç Aptalız
  • Yazarlık, Edebiyat ve Dil Üstüne
  • Aşk Şiirleri
  • Birlikte Yaşadıklarım Birlikte Öldüklerim

  • Çuvala Doldurulmuş Kediler
  • Kalem Yapın Beni Kalem!...
  • Eğitim Üstüne
  • Batı'ya Giden Yoldayız
  • Bir Koltuk Nasıl Devrilir
  • Vatan Sağolsun
  • Seyyahatname

  • Türkiye Şarkısı Nazım
  • Okuduğum Kitaplar
  • Korkudan Korkmak
  • Salkım Salkım Asılacak Adamlar
  • Üçü Birden
  • Bütün Şiirleri 1
  • Kazan Töreni

  • Bütün Şiirleri 2
  • Seviye On Ölüme Beş Kala - Kendini Yakalamak
  • Hayvanlar Takımı
  • Maçinli Kız İçin Ev
  • Sondan Başa
  • Sora Sora Cennet Bulunur
  • Uyusana Tosunum

  • Aziz Nesin'den Çocuklara En Güzel Öyküler
  • Hazret-i Dangalak
  • Aziz Nesin'in Güncesi Mum Hala
  • Mum Hala 1
  • Aziz Nesin'den Darbeler Kitabı
  • Sanat Yazıları
  • Gülmekten Öldüren Öyküler-1

  • Gülmekten Öldüren Öyküler 2
  • Alamanya Alamanya Bizden Aptal Bulaman Ya
  • Mum Hala 2
  • Soruşturmada
  • Aziz Nesin'in Anıları: Böyle Gelmiş Böyle Gitmez
  • Herkesin İşi Gücü Var
  • Suçlanan ve Aklanan Yazılar

  • Arkadaşım Badem Ağacı
  • Bir Dokun Bin Dinle
  • Cumhuriyet Dönemi Türk Mizahı
  • Unutulmayan Rüyalar
  • Bekârlık Sultanlıktır
  • Irak ve Mısır
  • Taşlamalar

  • Çocuklara En Güzel Masallar
  • Aziz Dede'den Masallar
  • Nasrettin Hoca Gülütler
  • Okullar İçin Kısa Oyunlar
  • Sporcu Milletiz Vesselam
  • Bursaname - Aziz Nesin'in Bursası
  • Laiklik, Dincilik ve Atatürkçülük

  • Bayan Aynur ile Bay Buyur
  • Bilmem Ne Adası
  • Bir Vicdan Davası
  • Onursal Doktor Olamamanın Büyük Onuru
  • Bulgaristan'da Türkler Türkiye'de Kürtler
  • Aşk Öyküleri
  • Aydınlar Üstüne

  • Büyüklere Masallar 1
  • Büyüklere Masallar 2
  • Türkiye Toplumu ve Demokrasi
  • Bütün Oyunları - 3
  • Bütün Oyunları 4
  • Aziz Nesin - Klaus Liebe Harkort Mektuplaşmaları
  • Aziz Nesin - Saliha Scheinhardt Mektuplaşmaları

  • Aziz Nesin - Tahsin Saraç Mektuplaşmaları
  • Tut Elimden Rovni
  • Erkek Sabahat
  • Çiçu
  • Hadi Öldürsene Canikom
  • Dört Kitap Tek Ciltte
  • Ölümü Hak Eden Ölümsüz Aziz Nesin Cilt: 1

  • Ölümü Hak Eden Ölümsüz Aziz Nesin Cilt: 2
  • Azizname
  • Saçkıran
  • Gübre Kralı
  • Şiirin Tam Zamanıdır
  • Biraz Gelir misiniz?
  • Bir Aşk Var Bir De Ölüm

  • Hoşça Kalın
  • Bişey Yap Met
  • Qum Qalalar
  • Hekayələr
  • Azîz Nesin - Meral Çelen Mektuplaşmaları
  • Gülmece Öyküleri 9
  • Bizim Memleket

  • Gülmece Öyküleri 5
  • Gülmece Öyküleri 2
  • Memleketin Birinde - Hoptirinam
  • Deniz Aslanı
  • Baba Mirası
  • Berber Nonoş
  • Gülmece Öyküleri 3

  • Üç Kitap Birarada
  • Nutuk Makinası, Az Gittik Uz Gittik
  • Gülmece Öyküleri 8
  • Aziz Nesin Bütün Kitapları
  • Kendini Yakalamak
  • Boyalı Tilki Masalı
  • İstanbul'dan Ne Haber

  • Aziz Nesin Ali Nesin Mektuplaşmaları 2
  • Aziz Nesin Ali Nesin Mektuplaşmaları 1
  • Seçilmiş Satırlar
  • Aziz Nesin Ali Nesin Mektuplaşmaları 3
  • Aziz Nesin Ali Nesin Mektuplaşmaları 4
  • Sosyalizm Geliyor Savulun

Aziz Nesin Alıntıları - Sözleri

  • İslamlıktan sonra da .. şimdi de kız çocukları pek makbul sayılmıyor, başlık parasını saymazsan. Müslümanlarca … (Bay Düdük)
  • Sen insanların zahirine değil zamirine bak. (Toros Canavarı)
  • Yoksular yaşamları boyunca yalnız bir kez kolaylık görürler, o da öldükten sonra; cenazeleri hemen kalkar, çabucak. (Ben de Çocuktum)
  • Muayeneye giren çocuğu, içi kül dolu bir kaba yellendirirlermiş. Yel ne denli çok kül kaldırırsa o denli iyi, o denli yiğitlik sayılıyor. Yel hiç kül kaldırmazsa, çok kötü..." Mangalda kül bırakmaz" sözü, sonradan bir alay sözü olarak kullanılmış olsa bile, kabadayılığı, yiğitliği anlatmak için söylenir. (Yokuşun Başı)
  • Sen artık bu kitapta: noktaları , virgülleri , satırları taşımıyorsun.. Sen artık bu kitapta : koşmuyor , bağırmıyor , alnını kaşımıyorsun.. Sen artık bu kitapta yaşamıyorsun. (Aşk Şiirleri)
  • Ayağını sıcak tut, başını serin, Kendine bir iş bul, düşünme derin. (Nasrettin Hoca Gülütler)

  • Önce bir sayımdöküm yapmalıyım Neleri götüreceğim Geri dönüp alamam Kendimden hiç bırakmamalıyım geride Gölgemi de gölgesizliğimi de Söyleyemediklerim yazamadıklarım Verilemeyen yanıtlarım Benimle olmalı üzünçlerim acılarım Utançlarım gözyaşlarım Söyletilmeyen şarkılarım Hiç bir kötülüğüm kalmamalı arkamda Aldatmaları sevdiğim kadınların Kurnazlıkları çıkarcıkları küçük küçük Zaman zaman kurnazlıklarım Düşlerimi hiç mi hiç bırakamam En değerli varlıklarım Hele sonsuz tasalarım ki yaşama sığmayan Ve hiç sönmeyen harlı tutkularım Ne kalır benden geriye Hiç O hiçi de kendimle almalıyım (Seviye On Ölüme Beş Kala - Kendini Yakalamak)
  • Aslında Sayın Başkan Hoobert iyi insandı. Sayın Başkan iyiydi ama, ne yazık ki çevresindekiler kötüydü. Nedense bu iyi başkanların çevresini de hep kötü kişiler alıyordu. (Kalpazanlık Bile Yapılamıyor)
  • Yabancı bir kentte insanın yalnızlığı daha bir katmerleniyor. (Sizin Memlekette Eşek Yok mu)
  • "Zenginlik sermaye birikimidir; uygarlık kültür birikimidir.Bizde böyle birikimler olmadığı için de , toplumumuz tutarsızdır. Ulusal zenginliğin , uygarlığın birikim demek olduğu bizde , daha 19. yüzyıl sonunda anlaşılmıştır.Ama bu bir TERS anlamadır.Bizde bu birikim , devlet gücüyle zengin yetiştirmek diye anlaşılmıştır.TERS işleyen mantık şudur: 'Yurdun kalkınması için zenginlik gerekir. Bizde kendiliğinden zengin yetişmediğine göre , devlet yardımıyla zengin yetiştirmeli , sermaye birikimi saglanmalıdır.' ...Devlet zengin yetiştirmeye kalkarsa kimleri seçer? Elbet kendisini devlet yapanları, kendinden olanları... " (Suçlanan ve Aklanan Yazılar)
  • Bakınız, neden olmaz, izah edeyim. Affedersiniz, ismiâliniz Beyfendi? Ulvi Bey... Müşerref olduk efendim. Benim adım Şâzi. Çok memnun oldum. Evet... ne diyorduk? Ol­maz.. Katiyen olmaz. Çünkü efendim, herşeyden önce bir maarif plânımız yok. Bendiniz uzun yıllar maarifte hizmet ettiğimden bu işleri gayet iyi bili­rim. Plânsız, programsız hiçbir iş olmaz efendim. Affedersiniz Beyfendi, ismiâlinizi öğrenebilir miyim? Ulvi Bey... Çok güzel, memnun oldum. Benim adım da Şâzi... Çünkü efendim bizde herşeyden ön­ ce bir tedrisat sistemi yok. Onun içindir ki, biri… (Kördöğüşü)
  • Bu pis burjuvaların Allah bin türlü belalarını versin!.. (Aziz Nesin'in Güncesi Mum Hala)
  • "Sarılmak neden güzeldir bilir misin? Çünkü sağ tarafta kalp yoktur, ve orası hep boştur. Sarılınca, sağ yanını onun kalbi doldurur..." | (Ah Biz Eşekler)

  • Amerikada otuzaltı gazeteye birden yazan bir başyazar, — Sizde, dedi, bir başyazar, kaç gazeteye yazar? — Bizde, dedim, her gazetenin ayrı bir başyazarı vardır, ama, hepsi de aynı şeyleri yazar!.. — Ayrı ayrı insanlar nasıl aynı şeyi yazarlar? — Bizde ayrı gayrı yoktur. Birlik, beraberlik falan... İşte öyle... — Sizde demokrasi var mı? — Az bişey vardı, ama son zamanlarda yedek parçası kalmadığından kullanamıyoruz? (Yedek Parça)
  • İnsan, sevebilir miyim diye düşünüyorsa sevemeyecek demektir. İyi ki sevide düşünce yok;yoksa kimse kimseyi sevmezdi. (Aşkım Dinimdir)
  • Gece yatakta bir elimi attığım zaman, elimin tuttuğu yalnızlık... Korkudan öbür elimi atıyorum, kendimi tutuyorum, soğuk, ıslak, titreşik... (Çiçu)
  • "Ben ölmüşüm baba, neden bana hiç demediniz?" (Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz)
  • “İster altından olsun, ister demirden, kafes kafestir!” (Memleketin Birinde)
  • Sizin sevdiğiniz her şeyi ben de severim. (Gol Kralı)
  • İnsanın kendini olduğundan başka göstermek için harcadığı çabalar onu gülünç yapar. Hele bu para konusunda ise gülünçlüğün derecesi daha da artar. (Aziz Nesin'den Çocuklara En Güzel Öyküler)

Yorum Yaz