diorex
sampiyon

"Ne Yapmalı"cılar Kitabı - Kemal Okuyan Kitap özeti, konusu ve incelemesi

"Ne Yapmalı"cılar Kitabı kimin eseri? "Ne Yapmalı"cılar Kitabı kitabının yazarı kimdir? "Ne Yapmalı"cılar Kitabı konusu ve anafikri nedir? "Ne Yapmalı"cılar Kitabı kitabı ne anlatıyor? "Ne Yapmalı"cılar Kitabı PDF indirme linki var mı? "Ne Yapmalı"cılar Kitabı kitabının yazarı Kemal Okuyan kimdir? İşte "Ne Yapmalı"cılar Kitabı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 10.06.2022 14:00
"Ne Yapmalı"cılar Kitabı - Kemal Okuyan Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Kemal Okuyan

Tasarımcı: Levent Karaoğlu

Yayın Evi: Yazılama

İSBN: 9786055892029

Sayfa Sayısı: 302

"Ne Yapmalı"cılar Kitabı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Leninizm'in Marksizm'e kattıkları içerisinde kimileri için en tartışmalı, kimileri için en önemli değer "öncülük teorisi". Elinizdeki kitap, "işçi sınıfı partisi" üzerine Marksizm'in bugüne kadarki birikimini cesur ve özgün bir biçimde ele alıyor. On yıllardır Marksist kuramcılar arasındaki tartışmalarda kilit roller üstlenmiş olan iradecilik, determinizm, özne-nesne ilişkisi, devrimci durum, merkeziyetçilik gibi kavram ve sorunların özgün ama aynı zamanda ortodoks bir yaklaşımla incelendiği "Ne Yapmalı"cılar Kitabı'nda yeni kimi tartışma başlıkları da ortaya çıkıyor.

"Ne Yapmalı"cılar Kitabı Alıntıları - Sözleri

  • Ne kadar emek, o kadar devrim!
  • "... leninist parti eşitsiz gelişimin hem en büyük ürünü, hem de en büyük düşmanıdır."
  • Kitleleri, tek tek insanları "sosyalist" yapmaktan çok, sosyalizmi hedefleyen bir özne etrafında toplamaya çağıran bir uğraştır bu... Bu topluluğu ortaklaştıran, sosyalist toplum için duyulan bilinçli özlem değil (bu, bir bilinçli tercih olarak devrimci örgüte özgüdür), daraltılmış somut siyasal hedefler ve bu hedefleri ayakta tutması, tarihsel perspektifimizi bu siyasal hedeflere bağlaması anlamında programatik çerçevemizin emekçi sınıflardaki güncel tezahürüdür.
  • Devrimci durum varsa, devrimci girişim meşrudur! Girişimin kendisi değil, girişimin örgütlenmesi tartışılabilir, eleştirilebilir... Bu da, devrimcilerin işidir...
  • Devrimci parti, "işçi şınıfının aklı", bir siyasal mücadele aracıdır. (…) partinin misyonlarını yerine getirmede asıl işlevli olan, siyasal üretim ve bu üretimin somutlandığı bir dizi araçtır. Bu siyasal üretim, yalnızca komünizmin bilimsel temellerine erişmiş olan proleterlere somut hedefler göstermez, buna ek olarak ve daha da önemlisi, doğrudan proleterleri bir mücadele birliğine çeker.
  • İşçi sınıfının yığınsal kalkışmaları ne bilinçli bir "sosyalizm" tercihinden ne de güncel gelecek arasındaki tarihsel bağlara dair kavrayışın sınıfın çoğunluğuna mal olmasından ortaya çıkar. Kitlelerin en bilinçli haline denk düşmekle birlikte, bir sosyalist devrimde bile öncünün derdi ile kitlelerin muradı arasında örtüşme değil, kesişme vardır:
  • Eğer, Stalin ve ardıllarının yönetiminde yaratıcı düşünce köreltildiyse, 1987 sonrasındaki çözülüş döneminin kaynakları geniş, iyi eğitilmiş Rus insanında yeni bir aydınlanmayı ortaya çıkartması gerekiyordu (...) Gerçekten ne oldu?.. İçinizde glasnost döneminde ve sonrasında doğru dürüst tek bir film seyredip, adam gibi bir öykü okuyan var mı?
  • Onca yıldan sonra anladım ki, birçok marksist aydın, bir işçinin bilinçlenmesi ile işçi sınıfının devrimci misyonlarını birbirine adamakıllı karıştırmakta. Bir işçiye, bir grup işçiye, işçilere bilinç taşıma ya da onları kalıcı birer marksiste ve örgütlü komüniste dönüştürme büyük önem taşır ancak işçi sınıfının devrimci bir yönelime girmesi bu dönüştürme işlemi ile sınırlanamayacak ölçek ve düzlemdedir.
  • "Lenin Ne Yapmalı'nın temel tezinden hiçbir zaman vazgeçmemiştir; vazgeçemezdi de, çünkü bu tez Leninist Parti anlayışının temel direklerinden biridir. Lenin'in 1905 Devrimi'nde işçilerin görkemli biçimde ayağa kalkması karşısında söylediği sadece şudur: İşçi sınıfı eylemleriyle devrimci bir ruh durumuna girmiş, devleti karşısına almıştır. İsyan içindedir, devrim yapmaya bile hazırdır. Bu da demektir ki, işçi sınıfı ham bir anlamda, eylem içinde, içgüdüsel bir dürtü düzeyinde komünisttir."
  • İşçi sınıfının genel nüfus içerisindeki oranının yüksek olduğu bölgeler, kolektivizm, eşitlikçilik gibi ideolojik motiflerin yayılması için uygun bir zemin sunmakta, küçük burjuva eğilimlerin bastırılmasına yardımcı olmakta, ara tabakalar üzerinde pozitif bir baskı oluşturmakta, örgütlü mücadele açısından kalıcı mevzilere yataklık etmekte, sosyalist hareketin kökleşmesine çanak tutan fiziki ve kültürel koşullan olgunlaştırmaktadır
  • "Sendikalar sosyalizmin okullarıdır. İşçilerin kendilerini eğittikleri ve sosyalist oldukları yer, hemen gözleri önünde ve her gün sermaye ile mücadele sürmekte olduğundan, sendikalardır. Doğası ne olursa olsun, istisnasız bütün politik partiler kitlelerin coşkusunu ancak çok kısa bir süre için, anlık olarak ellerinde tutabilirler; diğer yandan sendikalar kitleleri daha kalıcı bir biçimde tutabilirler; tek başlarına gerçek bir işçi sınıfı partisini temsil etme ve sermaye iktidarına karşı koyma yeteneğine sahiptirler."
  • "Sonuç olarak, siyasal partilerin marksist bakış açısından değerlendirilmesinde temel ölçüt sadece bunların hangi sınıfa dayandıkları değil, burjuvazi ile proletarya arasındaki sınıf mücadelesinde nerede durduklarıdır.”
  • Bolşevikler ne işçi sınıfı, ne de devletin güvenlik mekanizmaları açısından başat devrimci örgüt durumundaydılar. Yalnız, 1912'de değil, 1914'te, ve 1917'nin başlarında da...
  • Komünistlerin kapitalizmin onlara sunduğu çerçeveden kurtulabilmeleri için "bilmek" yetmez. Onları kapitalizmin esaretine girmeme konusunda sınıfın bütününe göre avantajlı kılan, çok bilmişlikleri değildir. Bilişsel olanaklar, öncüler için ancak ve ancak özel bir örgütsel ürün sayesinde harekete geçebilir. Bu özel örgütsel ürün, kapitalizm koşullarında düzenin iktisadi, hukuki, ideolojik, kültürel, etik ve siyasal kuşatmasına direnebilecek mümkün olan tek yapıdır.
  • 1914'le bütün Avrupa'nın büyük bir kaosa düşmesi sosyal demokrasinin burjuvazinin kampına geçişini hızlandırdı. Devrimci bir atılıma hazır olan işçi sınıfına bu anlamda hizmet etmekten uzak olan sosyal demokrasi, işçi sınıfını kaybettiğine inanan burjuvaziye büyük bir olanak sunmaya başladı.

"Ne Yapmalı"cılar Kitabı İncelemesi - Şahsi Yorumlar

"Ne Yapmalı"cılar Kitabı PDF indirme linki var mı?

Kemal Okuyan - "Ne Yapmalı"cılar Kitabı kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de "Ne Yapmalı"cılar Kitabı PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Kemal Okuyan Kimdir?

1962'de doğan Okuyan'ın çocukluk ve gençlik yılları İzmir ve İstanbul'da geçmiştir. İzmir Bornova Anadolu Lisesi'nin ardından Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi bölümünü bitirmiştir.

Siyasi hayatı lise yıllarında TİP içinde başlamıştır. 1980 yılında 11 ay boyunca yayınlanan Sosyalist İktidar dergisi çevresinde bulunmuş ve yine ilk yazıları bu dergide yayınlanmıştır. 1986 yılında yayın hayatına başlayan Gelenek dergisinin yayın kurulunda ve bu dergi çevresinde oluşan hareketin önder kadrosu içinde yer almış, bu hareketin daha sonra partileşme süreçlerinde önce Sosyalist Türkiye Partisi, ardından Sosyalist İktidar Partisi'nde çeşitli görevler almıştır .

Sosyalist İktidar Partisi 11 Kasım 2001 tarihinde Türkiye Komünist Partisi ismini aldıktan sonra bu partide Merkez Komitesi üyeliğini sürdürmektedir. Okuyan, partiyi çeşitli uluslararası toplantı ve etkinliklerde de temsil etmiştir.

Kemal Okuyan yayın hayatına 1 Ekim 2012 tarihinde başlayan günlük gazete soL'un genel yayın yönetmenliğini yapmaktadır.

Kemal Okuyan Kitapları - Eserleri

  • Stalin'i Anlamak
  • "Ne Yapmalı"cılar Kitabı
  • Devrimin Gölgesinde
  • Sovyetler Birliği'nin Çözülüşü Üzerine Anti-tezler
  • Türkiye Solunun Yurtseverlik Sınavı
  • Sosyalist Devrim Teorisi
  • Ergenekon ve AKP Arasında Sıkışan Sol

Kemal Okuyan Alıntıları - Sözleri

  • "Sonuç olarak, siyasal partilerin marksist bakış açısından değerlendirilmesinde temel ölçüt sadece bunların hangi sınıfa dayandıkları değil, burjuvazi ile proletarya arasındaki sınıf mücadelesinde nerede durduklarıdır.” ("Ne Yapmalı"cılar Kitabı)
  • Yakov, faşistlerce kurşuna diziliyor. Sovyet liderinin oğlu olmak ayrıcalığıyla! (Stalin'i Anlamak)
  • 1936'da hem toplumun kazanımlarını somutlaması hem de Hitler faşizmine meydan okuması anlamında büyük bir değeri olan 1936 Anayasası'nın kabul eden Sovyetler Birliği ile Trotskiy fantezileri arasındaki bağ çoktan kopmuştu. Sovyet emekçileri hiç şikayeti edilmemesi gereken bir coşku ve özveriyle eski bolşeviklerin umutsuzluk verici politikalarını çoktan hafızlarından silmişlerdi. Bu dönemin ruh halini herhalde Sovyet paraşütçülerinin şu sloganlarından daha güzel hiçbir şey açıklayamaz: "Bizim ülkemizin gökleri dünyanın en yüksek gökleridir". (Stalin'i Anlamak)
  • Ve devrimi çıkarınca Avrupa'dan, geriye uygarlık değil,barbarlık kaldı. (Türkiye Solunun Yurtseverlik Sınavı)
  • Haksız olan egemense,adaletsizlik baskın çıktıysa,insanın insana kulluğu bir kurala dönüştüyse,kendinizi ve toplumu özgür hissetmiyorsanız ve "bizim oranın havası,suyu.."yla bambaşka bir yaşam kurulabileceğine ilişkin hülyalarınız varsa,yurdunuzu değiştireceksiniz,değişim yoluna sokacaksınız. Yurtseverliği,milliyetçilikten ayıran tam da budur aslında. (Türkiye Solunun Yurtseverlik Sınavı)
  • Devrimci parti, "işçi şınıfının aklı", bir siyasal mücadele aracıdır. (…) partinin misyonlarını yerine getirmede asıl işlevli olan, siyasal üretim ve bu üretimin somutlandığı bir dizi araçtır. Bu siyasal üretim, yalnızca komünizmin bilimsel temellerine erişmiş olan proleterlere somut hedefler göstermez, buna ek olarak ve daha da önemlisi, doğrudan proleterleri bir mücadele birliğine çeker. ("Ne Yapmalı"cılar Kitabı)
  • Almanya 1919’a girilirken Komünist Partisi’ni arıyordu. (Devrimin Gölgesinde)
  • Almanya’da emekçi halkın afyonu sosyal demokrasiydi ve komünistlerin daha sonra bu etkiyi dağıtmak için verdiği muazzam kavga yeterli olmadı. (Devrimin Gölgesinde)
  • Gariptir, Alman Devrimi çok ama çok sayıda yiğit devrimci çıkardı ortaya, bunların çoğu komünistti ama Devrim’in kritik anlarında öne çıkanlar hep devrimciliği bile tartışmalı tipler oldu. Tarih bazen bireylere hazır olmadıkları, hatta hiç hesaplamadıkları roller düşürür! (Devrimin Gölgesinde)
  • Gerçekten ilginçti, savaştan sorumlu olanların da çaresizce ve sinsice kendilerini dahaki ettiği bir “devrim” yaşanıyordu. Herkes devrimci, herkes cumhuriyetçiydi! (Devrimin Gölgesinde)
  • "Babamın özellikle demokrat olmadığı doğruydu, fakat kendisini asla Tanrı gibi görmedi" diyor kızı Svetlana. Doğal, Svetlana kavrayamamış; Stalin zaten ne tanrı olmak istedi, ne de demokrat... (Stalin'i Anlamak)
  • Sermaye hep genişlemek ister,onun vatanı yoktur. (Türkiye Solunun Yurtseverlik Sınavı)
  • Kapitalizm akıl dışıdır, irrasyonaldir; kapitalizm kaos üretir; kapitalizm kaynakları düşüncesizce tüketir... Buna karşılık sosyalizm ekonomiyi toplumun yararına uyumlu, rasyonel biçimde planlayabilme yeteneğine sahiptir. (Sovyetler Birliği'nin Çözülüşü Üzerine Anti-tezler)
  • Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği, çözülüş kader olduğu için değil, kendisini ortadan kaldırmak isteyen zalim bir uluslararası güce, emperyalizme karşı gerektiği gibi mücadele edemediğinden yıkılmıştı (Sovyetler Birliği'nin Çözülüşü Üzerine Anti-tezler)
  • Stalin, son bolşeviktir, kabahati gerçekten de bolşevik geleneği yeniden üretmek konusunda istek göstermemesidir. Bolşevizm mevcut kapasitesinin sınırlarına geldiğinde, fiziken yorgun Stalin siyaseten de tükenmeye başlamıştır. (Sovyetler Birliği'nin Çözülüşü Üzerine Anti-tezler)
  • Özgün bir durumla karşı karşıyayız,Türkiye Cumhuriyeti emperyalizmin öldürücü darbeleriyle başkalaşırken,büyük ölçüde Osmanlı sınırlarına denk düşen bir bölgede daha önce yanından dahi geçemediği açılımlara,yine emperyalistlerin zorlandığı kilitleri onlar adına çözmek için imza atmakta.Atarken zorlanmakta,emperyalizmin iç dengelerini dağıtmakta ve büyük bir krize doğru sürüklenmekte. (Türkiye Solunun Yurtseverlik Sınavı)
  • Eğer, Stalin ve ardıllarının yönetiminde yaratıcı düşünce köreltildiyse, 1987 sonrasındaki çözülüş döneminin kaynakları geniş, iyi eğitilmiş Rus insanında yeni bir aydınlanmayı ortaya çıkartması gerekiyordu (...) Gerçekten ne oldu?.. İçinizde glasnost döneminde ve sonrasında doğru dürüst tek bir film seyredip, adam gibi bir öykü okuyan var mı? ("Ne Yapmalı"cılar Kitabı)
  • İngiltere'nin 10 Ağustos 1920'deki Sevr hamlesi Mustafa Kemal Türkiyesi ile Lenin Rusya'sını daha da yakınlaştırmıştır.Sovyet iktidarı,sosyalist kuruluşa olanaklar elverdiğince "dost"bir coğrafyada girişme peşindedir. (Türkiye Solunun Yurtseverlik Sınavı)
  • Sosyalizm, Sovyetler'de cehaletin kökünü kazımış, gerici ideolojileri allak bullak etmiştir. Elektrik, su, konut, sağlık, spor, dinlenme gibi Rus emekçilerinin 1917 öncesinde ve 30'lara kadar pek ulaşamadığı beşeri olanaklar da, fazla beklenmeden devreye sokulmuştur. (Stalin'i Anlamak)
  • "... leninist parti eşitsiz gelişimin hem en büyük ürünü, hem de en büyük düşmanıdır." ("Ne Yapmalı"cılar Kitabı)

Yorum Yaz