Nehcü'l Belaga - Abdülbaki Gölpınarlı Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Nehcü'l Belaga kimin eseri? Nehcü'l Belaga kitabının yazarı kimdir? Nehcü'l Belaga konusu ve anafikri nedir? Nehcü'l Belaga kitabı ne anlatıyor? Nehcü'l Belaga PDF indirme linki var mı? Nehcü'l Belaga kitabının yazarı Abdülbaki Gölpınarlı kimdir? İşte Nehcü'l Belaga kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Abdülbaki Gölpınarlı
Yayın Evi: Kapı Yayınları
İSBN: 9786055147211
Sayfa Sayısı: 510
Nehcü'l Belaga Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Fasâhat ve belagatte gerçekten de eşi bulunmayan; mevzu bakımından İslâm dininin esaslarına, o esasların gerektirdiği hükümlere değinen; bunları İslâm Peygamberi'nden (s.m.) tevarüs ettiği sınırsız bilgi kudretiyle açıklayan; içtimâî ve iktisâdî meselelere, İslâm dininin insanî görüşüne aydınlatıcı, şüpheleri giderici ışıklar tutan; ayrıca da tarihî olayları, sebepleri ve sonuçlarıyla belirten 'Nehcü'l-Belâga', Emîrü'l-Mü'minîn Alî b. Ebî-Tâlib'in (a.m.) hutbelerinin, sözlerinin, öğütlerinin, vasiyetlerinin, mektuplarının ve vecizelerinin toplanmasından meydana gelmiştir.
"O Hazret'in şaşılacak hâllerinden biri de, hiç kimsenin, üstünlüğünde eşitliği olmayan fasâhat ve belâgatidir. Zâhidlikte, öğütte; korkutmada onun düşüncesine ulaşan yoktur; o yücelikte söz söylemek, onun ihatasına erişmek imkânına hiç kimse sahip değildir. Bu sözleri okuyup ibretle düşünen kişi, sanır ki o Hazret'in, dünyadan nasibi, ancak zâhidliktir; dünyayı terk etmektir, Allah'a kullukta bulunmaktır; O, bir bucağa çekilmiş yahut bir dağ eteğine sığınmış, halktan ayrılmıştır; kendi duygusundan başka bir şey duymaz; kendi soluğundan başka bir şey işitmez; kendinden başka kimseyi görmez. Bu sözlerin, savaş denizlerinde dalgalar yutan, coşup köpüren, savaş deryalarına dalıp çıkan, elinde yalın kılıç, haktan baş çekenlerin başlarını bedenlerinden ayıran, ünlü kahramanları, Allah kulluğu yolunda helak toprağına seren, kılıcından kanlar damlaya damlaya, canlar döküle saçılan meydandan dönen birisinin sözleri olduğuna asla inanmaz. Oysa, bu hâlle beraber gene de zâhidlikte, gönül alçaklığında, kullukta, dünyanın bütün zâhidlerinin zâhididir; kulluğu üstünlüğe değişenlerin başıdır. Bu hâl, o Hazret'e has olan şaşılacak faziletlerdendir. O, zıtları nefsinde toplamıştır; yiğitlikle gönül alçaklığını, üstünlükle kulluğu nefsinde cemetmiştir."
Nehcü'l Belaga Alıntıları - Sözleri
- Dostları yitirmek, gurbete düşmektir.
- Herkesin dilini zaptetmesi gerektir. Çünkü bu dil, serkeştir; sâhibini eğri yola götürür, saptırır. Andolsun Allah'a ki ben, çekinen kulun, dilini zaptetmedikçe çekinmesinden faydalandığını görmedim. Çünkü inananın dili, gönlünün ardındadır; münafığın gönlüyse dilinin ardında. İnanan, bir söz söylemek istedi mi, önce gönlünden geçirir o sözü, bir düşünür, hayırsa söyler, şerse vazgeçer. Münâfıksa diline geleni söyler; hangi söz kendisine fayda verir, hangi söz zarar, düşünmez bile. Allah'ın salâtı O'na ve soyuna olsun, Rasûlullah, "Bir kulun îmânı, gönlü doğru olmadıkça doğru olmaz; gönlü de, dili doğru olmadıkça doğrulmaz" buyurmuştur.
- Dünyadakiler, uykuda yol alan kervan ehline benzerler
- Kim bizi severse bizimle olur, insan bir taşı bile sevse Allah, onu o taşla haşreder. -İmam Ali (as)
- Akıl tamamlandı mı söz azalır.
- "Körlük her yanı kaplamıştı. Rahman'a isyan ediliyor, şeytana yardımda bulunuluyordu."
- Görmek yalnız gözle olmaz; görüşler, görenleri aldatabilir.
- Bir yağ parçasıyla gören, bir et parçasıyla konuşan, bir kemikle işiten ve bir delikten teneffüs eden şu insana şaşırın doğrusu! (Onun yaratılışı hakkında düşünün.)
- Dünyâda geçen çağları düşün, geleceklere dâir ibret al onlardan. Çünkü geçenle gelen birbirine benzer ayan beyan.
- Yakındır, benim yüzümden iki bölük helâk olur gider: Bir bölüğü, beni fazlasıyla sevendir; sevgi, gerçek olmayan inanca yürütür onu; öbürü, bana buğuz edendir; buğuz, gerçek olmayan yola salar onu.
- "Menfaatlerine dokunulmadıkça her şeye razıdırlar..!"
- Hüküm verişte susmakta hayır olmadığı gibi bilgisiz söz söylemekte de hayır yoktur.
- “Âhireti dünya için isteyen; ibâdeti, gösteriş için yapan; dini, dünyaya âlet eden kişilerse, kesin olarak İslâm'ın ruhuna ermemiş, gerçek Müslüman olmamış riyâkarlar, münâfıklar-dır ki şeyh geçinen, tarikat ulusu görünen kişilerin çoğu, bu tâifedendir.”
- Senin hakkında iyi zanda bulunanın zannını gerçekleştir.
- Öfke delilikten bir kısımdır. Çünkü sâhibi nâdim olur; nâdim olmuyorsa deliliği adamakıllı pekişmiş demektir. Nadim: pişman
Nehcü'l Belaga İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Ali'den Ululuğa: Hz. Ali, İslam tarihi içinde şüphesiz ki tavrı, duruşu ve kaderiyle en çok dikkat çeken; İslamla ilgilenen okurların en yakın hissedecekleri bir karakter olagelmiştir. Ali'nin bu tutumu maalesef ki içine düştüğü hilafet kavgasında hakkının gasp edilmesi ve Ümeyyeoğullarının iktidarı ele geçirerek İslam dinini dejenere etme çalışmalarına yol açmıştır. Ancak unutulmaması gereken nokta şudur; haklı haklıdır, iyi iyidir. Nehcü'l Belaga, İmam Ali'nin soyundan gelen er-Radi tarafından derlenmiş, kıymeti ölçülemeyecek kadar mühim bir eserdir. Eserin sahihliği noktasında, Türkçeye tercümesini yapan Abdülbaki Gölpınarlı'nın sunuş yazısı yeterlidir. Kitap boyunca Ali tarafından sarf edilmiş hutbeler, içinde kaldığı çekişmeleri birinci gözden anlatan tasvirler ve kitabın sonlarına eklenen Ali'nin veçhizeleri yer almaktadır. Kitabın hutbeler kısmı bir tarafa, yalnızca Ali'nin sözlerinin yer aldığı kısımlar dahi ayrı bir kıymeti haizdir. (Furkan Gedik)
Hz. Ali (Radıyallâhü Anh)'nin hutbeleri, vasiyetleri, emirleri, mektupları, hikmet ve vecizlerinin yer aldığı feyz alınacak kıymetli, faydalı bir eser. (Volkan ÖZDEMİR)
İsra kitabdan hədiyyə olan "Nəhcül-Bəlağə"dən seçmə incilər kitabı ilə gəldim. Nəhcül-Bəlağə, Hz.Əlinin (r.a) qısa xilafəti dövründə buyurmuş olduğu 239 xütbə, 79 məktub və 480 hikmətli qısa sözdən ibarət olan bir kitabdır. Seyid Razi adıyla məşhur olan və böyük "Şiə" alimlərindən sayılan Məhəmməd bin Həsən bu xütbə, məktub və qısa sözləri bir yerə yığaraq qiymətli bir əsər meydana gətirmiş və elə kitaba da bu adı o vermişdir. O, bu qiymətli əsəri 1009-cu ildə qələmə almışdır. Sonda bu əsəri tərtib edən "Heydər Məscidi"nin axundu, Bakı İslam Universitetinin müəllimi Hacı Rüfət Qarayev olmuşdur. Nəhcül-Bəlağəyə böyük ümidlərlə başlamışdım. Taki qadınlarla bağlı yazını oxuyana qədər. Bir Allah da bilir ki, atam belə olsa, qadını pislədiyi an mənim üçün ölüdən bir fərqi olmur. Hz.Fatimə ilə dastansı, iki dünyalıq məhəbbətlərini oxuyub dinlədiyimiz Hz.Əlinin (r.a) qadınlar haqda bu cür ifadələr buyurduğuna inanmıram. İslam, qadınları azad edən, onlara mərhəmət edən, dəyər verən din olub. İslam dininin incilərindən sayılan bu kitabda qadınları alçaltmaq Hz.Əli yox, ondan sonra düzəlişlər edənlərin işidir, məncə. "Qadınların iman və ağıldan payları azdır." deyənlərə səslənirəm; cahillər! Söhbət imandan gedirsə, cinsiyyət ortadan qalxar. Allahu Təala (c.c) buyurur: insanların ən üstünü təqvalı olandır.(Təqvada üstün olanıdır.) Ağıldan söhnət gedirsə də, buna da uyğun bir deyim var: kim başqasının ağlının kəmliyindən danışırsa, öz ağlını qorusun. Qadınları bu qədər alçaltmaqla, əslində, özünüzü təkzib edirsiz, öz quyunuzu qazırsınız. Qadınlara uşaqlarını böyüdüb tərbiyə etməklə mükəlləf olduqlarını deyən kişilər deyilmi? Ağılsız və imansız qadınlara övladlarınızı necə etibar edirsiniz bəs? Yazıq. Qadınları alçaldan "hikmətli sözlər"i (!) çıxsaq, kitabda altı xətlənəcək sözlər də vardı. (Sitare Vüsal)
Nehcü'l Belaga PDF indirme linki var mı?
Abdülbaki Gölpınarlı - Nehcü'l Belaga kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Nehcü'l Belaga PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Abdülbaki Gölpınarlı Kimdir?
1900 yılında İstanbul'da doğdu. Asıl adı Mustafa İzzet Baki'dir. Ailesi Azerbaycan'dan göçtü. Menbaü'l-İrfan İdadisinin rüştiye kısmında ve Gelenbevî İdadisinde okudu. Öğretmenlik ve Vezneciler'de kitapçılık yaptı. Bir arkadaşının davetine uyarak Çorum'un Alaca ilçesine öğretmen olarak gitti (1918). 1923'te İstanbul'a döndü. İstanbul Erkek Muallim Mektebini (1927) ve İ.Ü. Edebiyat Fakültesini (1930) bitirdi. Konya, Kayseri, Balıkesir, Kastamonu, Haydarpaşa liselerinde edebiyat öğretmenliği yaptı. A.Ü. Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesine Farsça okutmanı olarak tayin edildi. Burada doktorasını verdi. Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünde metinler şerhi okuttu. Doçentliğe yükseldi. İ.Ü. Edebiyat Fakültesine geçerek İslâm-Türk tasavvuf tarihi okutmaya başladı. Bu sıra 142. maddeden tutuklandı. Beraat ettikten sonra üniversiteye döndü. 1949'da emekliye ayrıldı. 25 Ağustos 1982'de İstanbul'da öldü.
Abdülbaki Gölpınarlı çalışmalarını Tasavvuf, Mevlevîlik, Şiîlik ve Divan Edebiyatı üzerine yoğunlaştırmış, bu sahalarda dikkate değer eserler vermiştir. Ayrıca devrin gazete ve edebiyat dergileri yanında Türk Ansiklopedisi, İslâm Ansiklopedisi ile Şarkıyat, Türkiyat ve İktisat Fakültesi mecmualarında çok sayıda makalesi çıkmıştır. 60'a yakın eser bıraktı.
Abdülbaki Gölpınarlı Kitapları - Eserleri
- Yunus Emre - Hayatı ve Bütün Şiirleri
- Pir Sultan Abdal
- Nehcü'l Belaga
- Yunus Emre
- Cumhuriyet Çocuğunun Din Dersleri
- Türkiye'de Mezhepler ve Tarikatlar
- Nedim Divanı
- Hayyam ve Rubaileri
- 100 Soruda Tasavvuf
- Melamilik ve Melamiler
- Şeyh Galip
- Mesnevi Tercemesi ve Şerhi Cilt: 1-2
- Mevlana Celaleddin-i Rumi
- Tasavvuf
- Nasreddin Hoca
- Mevlana'dan Sonra Mevlevilik
- Tarih Boyunca İslam Mezhepleri ve Şiilik
- Baki
- Mevlana Celaleddin
- Divan Edebiyatı Beyanındadır
- Mevlevi Adab ve Erkanı
- On İki İmam
- Yeni Gülzar-ı Haseneyn - Kerbela Vak'ası
- Tasavvuftan Dilimize Geçen Deyimler ve Atasözleri
- Sosyal Açıdan İslâm Tarihi
- Müminlerin Emiri Hz. Ali
- Yunus Emre
- Yunus Emre Ve Tasavvuf
- Kaygusuz Abdal, Hatayi, Kul Himmet
- Mevlana Celaleddin Mektuplar
- Alevi Bektaşi Nefesleri
- Mesnevi Tercemesi ve Şerhi Cilt: 5-6
- Mesnevi Tercemesi ve Şerhi Cilt: 3-4
- Şeyh Bedreddin ve Manakıbı
- Mevlana Adı Aşk
- Türkiye'de Mezhepler ve Tarikatlar
- Nesimi Usuli Ruhi
- Hz. Muhammed ve Hadisleri
- Hafız
- 100 Soruda Türkiye'de Mezhepler Ve Tarikatler
- Mevlana
- Fuzuli
- Şeyh Galib Divanı'ndan Seçmeler
- Türk Tasavvuf Şiiri Antolojisi
- Yurt Bilgisi
- Hafız Hayatı Sanatı Eserleri
- Nail-i Kadim
- Ramazan Geldi Hoş Geldi
- Mesnevi Şerhi - Cilt 1
- Kur'an-ı Kerim ve Meali
- Yunus Emre Hayatı ve Bütün Şiirleri
- Yunus ile Âşık Paşa ve Yunus'un Bâtıniliği
- Fuzûlî Dîvânı
- Mevlana
- Simavna Kadısıoğlu Şeyh Bedreddin ve Menakıbı
- Kaygusuz Vizeli Alaeddin
- Yeni Gülzar-ı Haseneyn
- Mesnevi Şerhi - Cilt 6
- Mesnevi Şerhi - Cilt 5
- Mesnevi Şerhi - Cilt 4
- Mesnevi Şerhi - Cilt 2
- Mesnevi Şerhi Cilt 3
- Divan Şiiri XV-XVI. Yüzyıllar
Abdülbaki Gölpınarlı Alıntıları - Sözleri
- İnanmayanlara de ki: Gücünüzün yettiğini yapın, şüphe yok ki biz de yapmadayız. Ve bekleyin, şüphe yok ki biz de beklemedeyiz. (Kur'an-ı Kerim ve Meali)
- Hiç buğday ekersin de arpa biter mi? Attan sıpa doğduğunu gördün mü hiç? (Mesnevi Tercemesi ve Şerhi Cilt: 1-2)
- 1.Gittin ammâ ki kodun hasret ile cânı bile İstemem sensiz olan sohbet-i yârânı bile 2. Devr-i meclis bana girdâb-i belâdır sensiz Mey-i zehrâb-i sitem sâgar-i gerdânı bile 3. Bâğa sensiz bakamam çeşmime âteş görünür Gül-i handânı değil, serv-i hirâmâm bile 4. Sineden derd ile bir âhedeyim kim dönsün Aksine çerh-i felek mihr-i dırahşanı bile 5. Hâr-i firkatle Neşâti-i hazînin vâhayf Dâmen-i ülfeti çakoldu girîbânı bile (Divan Şiiri XV-XVI. Yüzyıllar)
- Gel gel beru ki savm ü salatın kazası var Sensiz geçen zaman ı hayatın kazası yok (Gel gel beri ki orucun da namazın da kazası var ama sensiz geçen zamanın kazası yok) (Nesimi Usuli Ruhi)
- Hoca, bir köye konuk olmuş. Köy ağası, Hoca'ya sormuş; — Padişah mı büyük, çiftçi mi? Hoca cevap verir. — Elbette çiftçi büyük. Çiftçi buğday vermese padişah acından ölür. (Nasreddin Hoca)
- ? Allah'ın ihsânı ve acıması olmasaydı pek azınız müstesna, Şeytan'a uyup gitmiştiniz. (Kur'an-ı Kerim ve Meali)
- Sen seher yelisin gider gelmezsin Gelirsen de bana bâki kalmazsın Seni uçuranlar murad almasın Seni kim uçurdu gölünden sunam (Pir Sultan Abdal)
- , Bunalıp sana geldim halimi bil Mededin var ise gözüm yaşın sil. ... (Yunus Emre Ve Tasavvuf)
- Onun Sana Şeker Gibi Olmasını İstiyorsan Ona Aşıkların Gözüyle Bak, Güzele Sen Kendi Gözünle Bakma İstenilene Onu İsteyenin Gözüyle Bak..(mesnevi) (Mevlana Celaleddin-i Rumi)
- Ya Râb âleme yayılan bu acı nedir; dünya halkının hepsi yas ve mateme girdi Yerden bir kıyamet kopuyor,göğe bir sur sesi yükseliyor Âlemleri gam vadisine salan bu karanlık sabah,hangi tan vakti doğmaktadır Sanki güneş batıdan doğdu,dünyadaki bütün zerreler birbirine girdi #Aşura (Yeni Gülzar-ı Haseneyn - Kerbela Vak'ası)
- Hz. Rasul-i Ekrem (S.M), "Her peygamberin bir vasisi ve varisi vardır; Ali, benim vasim ve var isimdir" buyurmuşlardır. (Künuzü'l Hakaık; 2 , s.148). (Tarih Boyunca İslam Mezhepleri ve Şiilik)
- Hz Peygamber (S.M), Ali'yi (A.M), ilminin, hükmrtinin kapısı olarak bildirmişler, "Ali bendendir, ben O'ndanım" buyurmuşlar, O'nu, "Hayırlı, iyi kişilerin imamı, kafirlerin öldürücüsü" olarak övmüşler, O'nun Kur'an'la beraber olduğunu beyan etmişler.... (Tarih Boyunca İslam Mezhepleri ve Şiilik)
- "Bir günah işlediğinde hemen tövbe et. İnsan suya düştüğü için değil, sudan çıkamadığı için boğulur." -Hz. Mevlânâ (k.s) (Mevlana Adı Aşk)
- Ortodoks Müslümanlık insanları inanışlarına göre sınıflandırırken tasavvuf, büyük bir müsamahayla dinlerin üstüne çıkıyor, herkesi bir görüyor, ârifin, yâni gerçeği bilip anlayan kişinin su gibi, bulunduğu kabın renk ve şeklini alacağını söylüyor, hattâ bununla da kalmıyor, hayrı, şerri nisbî ve izafî kabul edip herkesten zuhur eden işin, istidada göre doğru ve yerinde olduğunu telkin ediyordu. (Mevlana Celaleddin)
- Görmezler mi ki onlar her yıl bir, yahut iki kere musibetlere uğratılırlar da gene ne tövbe ederler, ne ibret alırlar. (Kur'an-ı Kerim ve Meali)
- Bir yağ parçasıyla gören, bir et parçasıyla konuşan, bir kemikle işiten ve bir delikten teneffüs eden şu insana şaşırın doğrusu! (Onun yaratılışı hakkında düşünün.) (Nehcü'l Belaga)
- Muradım olsun diye iplikler bağlanmış,üfürükçülerin elleri öpülmüştür.Ölüye kandil,mum,elektrik yapmaktansa parasıyla vatanın evlatlarına okul açılsa elektrikler konferans salonlarında yakılsa olmaz mıydı ? Hiç doktor bakmazsa,ilaç alınmazsa,iplik bağlamakla hastalık geçer mi ? (Cumhuriyet Çocuğunun Din Dersleri)
- Ben özümden bîhaber mecnûn iken verdi hıraş Akl edip şâgird-i nâ kabil Felâtun'u bana Ben, kendinden haberi bile olmayan bir deliyken akıl, tuttu da Eflatun'u, bana kanikiyetsiz bir öğrenci yaptı... (Nail-i Kadim)
- Din dersinin zorunlu olması kuşkusuz laikliğe aykırıdır. (Cumhuriyet Çocuğunun Din Dersleri)
- Birinci karısı ihtiyarlayınca genç bir kadınla evlenmiştir. Lâkin gene kabak, Hoca’nın başına patlar... Her gün, Hoca’ya, hangimizi daha çok seviyorsun diye sorarlar. Hoca’yı, cevap vermeye mecbur etmek için bir gün, suali şöyle tekrar ederler; İkimiz birden suya düşsek hangimizi daha evvel kurtarırsın? O zaman Hoca, ihtiyar karısına dönerek, tatlılıkla, sen biraz yüzme biliyorsun, değil mi der. (Nasreddin Hoca)