diorex
Dedas

Nil'den Tuna'ya Osmanlı - Haluk Dursun Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Nil'den Tuna'ya Osmanlı kimin eseri? Nil'den Tuna'ya Osmanlı kitabının yazarı kimdir? Nil'den Tuna'ya Osmanlı konusu ve anafikri nedir? Nil'den Tuna'ya Osmanlı kitabı ne anlatıyor? Nil'den Tuna'ya Osmanlı PDF indirme linki var mı? Nil'den Tuna'ya Osmanlı kitabının yazarı Haluk Dursun kimdir? İşte Nil'den Tuna'ya Osmanlı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 19.07.2022 20:00
Nil'den Tuna'ya Osmanlı - Haluk Dursun Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Haluk Dursun

Yayın Evi: Timaş Yayınları

İSBN: 9786051140339

Sayfa Sayısı: 288

Nil'den Tuna'ya Osmanlı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Osmanlı bir cihan devleti, Osmanlı coğrafyası uçsuz bucaksız bir coğrafya. Kaç milyon kilometrekare olduğu, bugün içinde kaç bağımsız devleti barındırdığı tam olarak belli değil. Aşağı yukarı yirmi milyon kilometrekareden fazla bir memleket ve otuz civarında devlet… 

Bunların hepsini görmek, Osmanlı sonrası Osmanlı'yı aramak güç, yorucu fakat zevkli bir heves, keyifli bir uğraş. Kudüs'ten Kahire'sine, Mekke'den Medine'sine kadar Ortadoğu'yu; Vardar boylarında Üsküp'ten Kosova'ya, Elbasan'dan Tiran'a, Selânik'ten Yanya'ya, İstanköy'den Rodos'a, Estergon'dan nazlı Budin'e ve Tuna boyunun Rusçuk'undan Silistre'sine, Deliorman'ların Razgrad'ından Koca Balkanlar'daki Hüseyin Raci Efendi'nin Eski Zağra'sına, Dobruca'nın Köstencesi'ne, Mecidiyesi'ne ve sonra Eflâk'tan başlayıp ta Kara Boğdan'a Prut kıyılarına, Dinyeper'e, Dinyester'e, Akkerman'a kadar gittiği her yerde Haluk Dursun Osmanlı diyarlarını gitti, gördü ve mavi Nil'den Yeşil Tuna'ya kadar kültür tarihimiz açısından değerlendirdi.

Nil'den Tuna'ya Osmanlı Alıntıları - Sözleri

  • Bugün, Sırbistan'da kalan Kosava'daki Sultan Murad'ın türbesi bile son derece bakımlı ve ziyarete açık olduğu halde bir müslüman ülkesinde bulunan bu son Osmanlı Halifesi türbesiz ve ziyaretçisiz tarihin hakkında vereceği beraat kararını beklenmektedir.
  • Çok ülke gördüm, çok sinir geçtim, çok gümrük polisiyle karşılaştım. Hiçbirisi Sırp polisi kadar soğuk gelmedi, ürküntü vermedi. Onun için Sırbistan'da ki gümrük kontrol noktasından geçip, Kosova'ya doğru ilerlerken içimde büyük bir rahatlama, gevşeme oldu. Hani çok zor bir imtihandan, çok korktuğunuz bir mülakattan başarıyla çıkarsınız ya, işte öyle bir şey.
  • Silistre'nin kültür tarihimizde önemli bir şahsiyeti de Razgrad'ın Ferhatlar köyünde doğan merhum Süleyman Hilmi Tunahan Hocaefendi'dir.
  • Borku Şeyhi “Bir Türk gelene kadar hiç değilse bir Türk Bayrağı gönderin.”
  • Tarih; mekân, insan ve hadise uzerine dayanır. Biz daha baştan mekân ve insan kısmını atlayarak hadiseyi çözmeye çalışıyoruz. Halbuki mekânı tanımayan, insanı bilmeyen hadiseye nasıl hakim olur, onu nasıl değerlendirir, nasıl anlar?
  • Zaman insanı değiştiriyor. Kırkımdan sonra Rumeli'ye gözümü çevirip, Tuna'ya gönül bağladım. Varsın Necip Fazıl, Sakarya'nın türküsünü söylesin, varsın İbrahim Tatlıses Fırat'ın türküsünü çağırsın...
  • Coğrafyayı sevmeyen, coğrafyayla dost olmayan tarihi sevemez, tarihi anlayamaz.
  • Yahya Kemal "Türk'ün gönlünde nehir varsa Tuna'dır, dağ varsa Balkan'dır" demişti. Üstad bir Rumeli çocuğu, tabii ki gönlünde dağ Balkan, nehir Tuna olacak. Biz Anadolu evladıyız. Rumeli'yle hiçbir aile bağım olmadı. Bırakın Tuna'yı, Balkan Dağları'nı; gençliğimiz de Anadolu'nun Fırat'ı, Ağrı Dağı bile gözümüze gönlümüze girmedi
  • Coğrafyamız ne kadar geniş olursa; gönlümüz, muhabbetimiz ve ufkumuz da o kadar geniş olur.

Nil'den Tuna'ya Osmanlı İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Ufuk açıcı bir seyahatname. Okurken hemen gezeceğiniz kadim mekanların listesini yapmak ve biran evvel yolculuğa koyulmak istiyorsunuz. Ortak tarihe ve hikayelere dokunmak , hissetmek istiyorsunuz. Tarihi Balkan Şehirleri ve Orta Doğu Şehirlerinde zihinde ve gönülde seyahat başlıyor. Şayet evvelden ziyaret ettiyseniz ya bir daha o şehirlere gitmek ve bu bahsedilen mekânlarımda görmek istiyorum diyorsunuz. Allah rahmet eylesin , Haluk Dursun Hoca çok değerli bir miras bırakmış. Keyifli okumalar. Sıkılmadan okunulacak, çayın yanında simit tadında bir eser. (Fikir Senfonisi)

Osmanlinin gizli hazinelerini hala hayatta kalan yerleri görüp, haluk hocayla o zamanlara gitmek isteyenler için güzel bir kitap. Haluk hocayı bilen bilir... (muhammet girgin)

Rahmetli Fethi Gemühlüoğlu'nun " Coğrafya ile barışmamız gerekiyor" sözü üzerine bina edilmiş muntazam bir yapıt. Rusya'dan Kafkasya'ya Kafkasya'dan Balkanlara Balkanlardan Suriye'ye Suriye'den Mısır'a hatta Kuzey Afrika'ya kadar Osmanlı İmparatorluğu'nun takribi 400 yıla yakın yaşadığı izini bıraktığı coğrafyalarda bizden ne kaldığını anlatmaya çalışan kitap millîî şuur oluşturma yolunda önemli bir mihenk taşı görevi görüyor. Ayrıca seyahat sırasında nerelerin nasıl gezilmesi gerektiğini de söyleyen bir el kitabı. "Bilerek bakmak ile sadece bakmak" arasındaki farkta size bilerek bakanlar tarafının zevkini yaşatır. Öte yandan Osmanlı mirasının toplum ve kültür düzeyinde hala yaşadığını ancak kan kaybettiğini, bir an önce müdahalenin gerektiğini, artık Anadolu sınırlarının dışına çıkmamız gerektiğini öğütlüyor. İlgilenenler için bulunmaz bir eser. Kitap Şuuru İnsanlık Şuurudur KitapSuuru (Cengizhan Özdemir)

Nil'den Tuna'ya Osmanlı PDF indirme linki var mı?

Haluk Dursun - Nil'den Tuna'ya Osmanlı kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Nil'den Tuna'ya Osmanlı PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Haluk Dursun Kimdir?

Eğitim ve Öğretim Hayatı

1968'de ilkokuldan mezun olduktan sonra Galatasaray Lisesi'nde okumak için İstanbul'a geldi. Liseden sonra girdiği İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Son çağ ve Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Kürsüsü'nden mezun oldu. Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde, 1994 yılında "II. Abdülhamit Döneminde Ortadoğu'da Osmanlı-İngiliz Rekabeti: Akabe Meselesi" konulu tezle tarih doktoru unvanını aldı. 2007 yılında “Osmanlı Müesseseleri ve Medeniyeti Tarihi” sahasında tarih doçenti oldu.

1982 Aralık ayından itibaren Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi ile Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih bölümünde lisans ve lisansüstü öğrencilerine Bizans ve Batı Avrupa tarihi, Yeni ve Yakınçağ Avrupa Tarihi; Osmanlı Müesseseleri ve Medeniyeti Tarihi, Türk Kültür Tarihi; İstanbul'un Tarihî Mekânları; Cumhuriyet Dönemi Eğitim ve Kültür Politikaları, Tarih Öğretiminde Müzelerin Rolü gibi dersler vermektedir. Ayrıca ‘Viyana Bilim Sanat Felsefe Akademisi’nde, 2007-2009 yılları arasında çeşitli dönemlerde Osmanlı Medeniyeti ve Kurumları, Osmanlı Eğitim Tarihi, Flora ve Fauna (İhtisas Grubu), Osmanlıda Tekke Kültürü ve Tekke Eğitimi başlıklı dersleri de vermiştir.

Kariyer

Haluk Dursun 1989 yılında Zaman Gazetesinde yazdığı "Elveda Boğaziçi" başlıklı bir yazı dizisiyle İstanbul Mimarlar Odası’nın “Basında Uzmanlık Ödülü”nü kazandı. Yine 2002 yılında Nil'den Tuna'ya adlı kitabıyla da Türkiye Yazarlar Birliği “Gezi Yazarları Ödülü”nü aldı. Akademik çalışmaları dışında kamusal alanda da faaliyetleri bulunan Haluk Dursun, İBB Kültür A.Ş. Genel Müdür Danışmanı olarak, Miniatürk Projesinin hazırlanmasında görev almıştır. İçişleri Bakanlığı'nca Türkiye Turing Otomobil Kurumunun Yönetim Kurulu Üyeliğine atanan Haluk Dursun, 2005-2006 tarihlerinde aynı kurumda Başkan Vekilliği görevini yaptı. Yine aynı kuruma 2011 Mayıs ayında “kayyım” sıfatıyla atandı. Beyoğlu ve Fatih Kent Konseyi üyeliği de yapmıştır.

2007 yılında İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü vekili olarak görev yapmıştır. 2006-2012 yılları arasında Ayasofya Müzesi Başkanlığını yürütmüş, 2009-2011 yıllarında Ayasofya Müzesi Müdürlüğü görevini de üstlenmiştir. 2012 Temmuz ayı itibarıyla getirildiği Topkapı Sarayı Müzesi Müdürlüğü görevini 2014 ortalarına kadar sürdürmüştür.

2012-2014 yılları arasında İstanbul Topkapı Sarayını Sevenler Derneği Başkanlığı görevine seçilmiştir. 2014 Temmuz ayında Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşarlığı görevine atanmış, 2016 yılı Nisan ayında kendi isteğiyle emekliye ayrılmıştır.

26 Mayıs 2017 tarihli Bakanlar Kurulu Kararıyla Başbakanlık Kamu Görevlileri Etik Kurulu üyeliğine atanmıştır. Aynı zamanda Başbakanlık Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Yönetim Kurulu üyeliği görevini yürütmüştür. 20 Temmuz 2018 tarihi itibarıyla de Kültür ve Turizm Bakanlığı Bakan Yardımcılığı görevine getirilmiştir.

Dünya kültür mirası listesinde yer alan ve binlerce yıllık geçmişiyle Türkiye'nin de en önemli tarihî mekanlarından biri olan Ayasofya, Haluk Dursun'un başkanlığı döneminde büyük restorasyonlardan geçmiş, müzenin içindekilerle birlikte etrafındaki Osmanlı eserleriyle ilgili koruma/onarma çalışmaları tamamlanmış, Ayasofya içinde bulunan Osmanlı padişah türbeleri onun döneminde kendi tabiriyle bir "Ölüm Kültürü Müzesi" olarak ziyarete açılmıştır. Ayasofya'daki bu çalışmalar müze başkanı Haluk Dursun'a 2010 yılında İtalya'da her yıl verilen Rotondi Sanat Kurtarıcısı Ödülü'nü (Premio Rotondi 2010 ai Salvatori Dell) kazandırmıştır.

Bunun dışında Ayasofya ve çevresini büyükten küçüğe herkese doğru bir şekilde anlatabilmek, tarihi bugünle buluşturmak için "Ayasofya Gezi Konferansları"nı bizzat gerçekleştiren Haluk Dursun, yine Ayasofya'daki Osmanlı kültüründen gelen sebil geleneğini yaşatmak adına avlu içinde bulunan sebilden ziyaretçilere çeşitli ikramlar yaptırarak tarihî bir geleneği devam ettirmiştir. Haluk Dursun Ayasofya ile ilgili yurt içinde ve yurtdışında çok sayıda konferans vermiştir. Ayasofya Müzesi’nin 13. Yıllığının editörlüğünü de yapan Haluk Dursun, uzun yıllar yayımlanmayan derginin yeniden meraklısıyla buluşmasına da öncülük etmiştir.

İstanbul'un tarihini, mimarisini, kültür ve sanatını konu alan sayısız konferans veren, bu alanda yapılan birçok etkinlikte aktif olarak yer alan, İstanbul ve Boğaziçi üzerindeki engin bilgi birikimini yaptığı geleneksel Boğaz gezileriyle öğrencilerine, İstanbul meraklılarına aktaran Haluk Dursun çeşitli dönemlerde, değişik gazetelerde kültür-sanat yazıları yazmış, televizyonlarda tarih, kültür ve sanat içerikli programlar hazırlamış ve sunmuştur. Bu çerçevede Eylül 2005 tarihinden itibaren TRT 2'de uzun süre yayınlanan "Tarih Mekân" programını hazırlayıp sunmuş, Osmanlı kültür coğrafyasıyla ilgili ‘Kudüs', ‘Tuna' ve ‘Mimar Sinan: The Architect' belgesellerinin danışmanlığını yapmıştır. TRT Türk'te 2010 yılı yapımı "İstanbul'u Yaşamak" belgeselini sunmuş, KANAL 24'te "İncir Çekirdeği" adlı bir programda yer almıştır.

Haluk Dursun özellikle geçmiş ve bugünkü İstanbul ile ilgili birikimini birçok gezi-konferans ile geniş topluluklara aktarmış, bu konuda yapılmış çok sayıdaki etkinliğe imza atmıştır. Bu çerçevede 2007 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Haliç Kültür Gezilerini gerçekleştirdi. Çok sayıda dernek ve sivil toplum kuruluşlarından gelen taleplerle Boğaziçi kültür gezileri düzenledi. Ayrıca Avrupa Kültür Başkenti İstanbul ile ilgili etkinlikler çerçevesinde 2010 İstanbul Ajansı için bir seri Boğaziçi gezisini gerçekleştiren Haluk Dursun, İstanbul içinde bir başka İstanbul olan Boğaziçi'ni, tarihiyle, kültürüyle, mimarisiyle ve musikisiyle meraklısına anlattı. Onun İstanbul başta olmak üzere yaptığı bu kültür gezilerinin bir başka ayağını; Eman Tur ve TURİNG Kurumu adına "Mustafa Kemal'in Rumeli'si" ve "Üç Dinin Kavşağında Kudüs" başta olmak üzere Osmanlı Coğrafyasına yaptığı kültür gezileri oluşturmaktadır.

Haluk Dursun düzenlemiş olduğu tüm bu etkinlikler, 5 yıl boyunca süren Ayasofya gezi konferansları, Sıbyan Mektebinde çocuklara Ayasofya Müzesi’ni anlattığı çalışmaları, 17 yıldır çıkarılamayan ”Müze Dergisi”ni yeniden çıkarması, Haliç ve Boğaziçi sunumları, İstanbul eksenli kültür tarihçiliği alanında yaptığı çeşitli çalışmaları dolayısıyla 2011 İstanbul Turizm Ödülleri kapsamında verilen 'Etkinlik Ödülü'nü kazanmıştır.

Türk Tarih profesörü ve bürokrat Ahmet Halûk Dursun Malazgirt Savaşı'nı anma programı için gittiği Doğu Anadolu Bölgesi'nde çevre yerleşim yerlerini gezerken 19 Ağustos 2019'da Erçiş, Van'da kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen trafik kazası sonucu 62 yaşında vefat etmiştir. Cenazesi Fatih Camii'nden kaldırılarak memleketi Hereke, Kocaeli'de Hereke Merkez Mezarlığı'nda defnedilmiştir.

Geziler

Haluk Dursun ilk göz ağrısı İstanbul başta olmak üzere Osmanlı kültür coğrafyasını baştan başa bir gezgin olarak dolaşmış; Balkanlar’dan Osmanlı’nın Avrupa, Asya ve Afrika'da uzandığı coğrafyalarda gördüklerini, yaşadıklarını, tarihçi olmasının kendisine verdiği zengin birikimle harmanlayarak sade, akıcı ve samimi bir üslupla gezi yazıları şeklinde okuyucusu ile buluşturmuş; bunun yanında yazılarıyla kurduğu bu bağı, Osmanlı coğrafyasında meraklılarına yaptırdığı akademik kültür gezileriyle de unutulmaz kılarak kendi adıyla anılan bir gezi geleneğini başlatmıştır. 

Eserleri

İstanbul'da Yaşama Sanatı

Nil'den Tuna'ya Osmanlı Yazıları

Tuna Güzellemesi

Osmanlı Coğrafyası'na Yolculuk

Boğaziçi'nde Kırk Yılım

Ayasofya Müzesi Kültür Envanteri

Şehir ve Kültür: İstanbul, (Editör)

İncir Çekirdeği: Hereke'den Çıktım Yola

Medeniyet Köprüsü Beş Şehirli, (Editör)

Haluk Dursun Kitapları - Eserleri

  • Gençlerle Hayat Bilgisi
  • İstanbul'da Yaşama Sanatı
  • Nil'den Tuna'ya Osmanlı
  • Osmanlı Coğrafyasına Yolculuk
  • İncir Çekirdeği
  • Boğaziçi'nde Kırk Yılım
  • Tuna Güzellemesi
  • Ayasofya Müzesi Kültür Envanteri

Haluk Dursun Alıntıları - Sözleri

  • Silistre'nin kültür tarihimizde önemli bir şahsiyeti de Razgrad'ın Ferhatlar köyünde doğan merhum Süleyman Hilmi Tunahan Hocaefendi'dir. (Nil'den Tuna'ya Osmanlı)
  • Nerede kardeşlerin, cömert Nil, yeşil Tuna Giden şanlı akıncı ne gün döner yurduna? (Tuna Güzellemesi)
  • Aman ne olacaksanız olun, sakın “sıradan ve sürüden” olmayın! (Gençlerle Hayat Bilgisi)
  • Ama görene... Köre ne... (Boğaziçi'nde Kırk Yılım)
  • Bir vefasız yâre düştüm, hiç beni yâd etmiyor. Bâdeler, güller, çemenler gönlümü şâd etmiyor. Her ne yapsam nev-nihâlim gamdan âzâd etmiyor. … (İncir Çekirdeği)
  • Fethin sembolü, mânâsı, kalbgâhı Ayasofya'dır. Ayasofya kapalı kaldıkça kalbimiz çalışmıyor demektir. Sultan Fatih'in fetihten muradı; Ayasofya'yı camiye tahvil ederek, hilâli salibe galebe kılmaktır. (İstanbul'da Yaşama Sanatı)
  • Hâlbuki siz onun kolu kanadı kırılmadan, suyu şerbeti kesilmeden görecektiniz... Önce, yanıbaşındaki tekkeyi yıktılar, sebili “Hu”suz bıraktılar... Sonra yolu genişleteceğiz diye çeşmeyi susuz bıraktılar... (Boğaziçi'nde Kırk Yılım)
  • Boğaziçi’nde, Ramazanlarda iftar için ayrıca insanları davet etmeye lüzum yoktur, bütün insanlar Ramazan’da herhangi bir yalıya iftara gidebilirlerdi. Yalı sahibi misafire hazırlıklı olmalıdır. Çünkü Boğaziçi kültüründe bunun böyle olması iktiza eder. (İstanbul'da Yaşama Sanatı)
  • Çıkayım gideyim Urumeli'ne Arzuhâl vereyim Beylerbeyi'ne (Osmanlı Coğrafyasına Yolculuk)
  • Bir konuyu bildiğini zanneden değil, en iyi kimin bildiğini bilen makbuldür. (Gençlerle Hayat Bilgisi)
  • Üsküdar’ın “Altın Şehir” olmasından başka, bir diğer özelliği de, gıpta ile anılan şehir olmasıdır. O, hiçbir şehre nasip olmayanı görmüş ve İstanbul’un fethine şahit olmuştur. (İstanbul'da Yaşama Sanatı)
  • Eski Boğaziçi'nin sadece balığını değil, Voli yerlerini ve dalyanlarını da hep merak etmişimdir. Gerçi Beykoz dalyanının kazıklarının su üstünde durduğu günleri hayal meyal hatırlıyorum; ama o günler çok geride kaldı. (Boğaziçi'nde Kırk Yılım)
  • Niğbolu, Tuna Nehri kıyısında küçük bir kasaba. Ama şirin mi şirin, kendi halinde sessiz, sakin, yorgun bir kasaba. Dağarcığında neler var ama soranı, dinleyeni yok. Bir sorsalar neler anlatacak neler. Gitseniz hiç yabancılık çekmeyeceksiniz. Onun da sizi yadırgamadığını göreceksiniz. Kalesinden seyre dalacağınız Tuna manzarası size Boğaz'ı hatırlatacak... (Tuna Güzellemesi)
  • Geçmiş, geçen veya gelecek vakti duymadan Aheste çek kürekleri mehtab uyanmadan (Boğaziçi'nde Kırk Yılım)
  • Bu memleket hakkında söz sahibi olmak istiyorsanız 24 saatte 25 saat okuyacaksınız! (İncir Çekirdeği)
  • Çok sürse ayrılık, aradan geçse çok sene, sen bizimle olmasan bile, biz seninleyiz yine. Yahya Kemal Üsküb'e ithafen (Osmanlı Coğrafyasına Yolculuk)
  • Coğrafyayı sevmeyen, coğrafyayla dost olmayan tarihi sevemez, tarihi anlayamaz. (Nil'den Tuna'ya Osmanlı)
  • "Musahipsiz kalmayınız. Kendinize doğru musahipler bulunuz." Musahibin ana anlamı sohbet eden, edebilen, söz söyleme üstadı, bilgisi olan ve bunu güzel aktarabilen kişi demektir. Eski tabirle "mîr-i kelâm", yani sözün emiri. (Gençlerle Hayat Bilgisi)
  • İstanbul'un büyük nüfus patlaması, anlaşılmaz kültür aşımı, Boğaziçi'ni ve geleneksel yaşantısını biz tarihçilere ve hatırat kaleme alanlara bıraktı. (Boğaziçi'nde Kırk Yılım)
  • "Deli misin, depik misin?" (İncir Çekirdeği)

Yorum Yaz