diorex
Dedas

Nişanlıya Mektuplar 1820-1822 - Victor Hugo Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Nişanlıya Mektuplar 1820-1822 kimin eseri? Nişanlıya Mektuplar 1820-1822 kitabının yazarı kimdir? Nişanlıya Mektuplar 1820-1822 konusu ve anafikri nedir? Nişanlıya Mektuplar 1820-1822 kitabı ne anlatıyor? Nişanlıya Mektuplar 1820-1822 kitabının yazarı Victor Hugo kimdir? İşte Nişanlıya Mektuplar 1820-1822 kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 06.02.2022 22:41
Nişanlıya Mektuplar 1820-1822 - Victor Hugo Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Victor Hugo

Çevirmen: Alev Özgüner

Yayın Evi: Bordo Siyah Yayınları

İSBN: 9789758688302

Sayfa Sayısı: 360

Nişanlıya Mektuplar 1820-1822 Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Nişanlıya Mektuplar, Victor Hugo'nun gençlik sarsıntılarının belgesidir. Bu mektupların "adresi" olan Adele Foucher, Hugo kardeşlerin "çocukluk aşkı"dır. 26 Nisan 1819 gecesi Eugene Hugo ile Victor Hugo, aynı kızı sevdiklerini birbirlerine itiraf ederler; ama Adele ile birleşmenin Hugo için asıl engeli sevgili annesi Sophie'dir. Oğluna yüksek tabakadan gelin almak isteyen kadın, muhtemel bir evliliğe şiddetle karşıdır. Bu engelleme Nişanlıya Mektuplar'ın da doğumunu hazırlar. İki sevgili gizlice mektuplaşırlar. Duygu yüklü, romantik ve ateşli bu mektuplar, anne sevgisi ile "dış" sevgili arasında sıkışmış genç Hugo'nun edebiyat tarihine armağanlarından ilkilerini oluşturacaktır. Kader, mektuplarla döşediği yolu açmaya kararlıdır. Anne Sophie, 1821'de ölür. On altı ay sonra Victor Hugo ile Adele Foucher evlenirler.

Aşka hiçbir şey yetmez. Mutlusunuzdur; cenneti istersiniz; cennete sahipsinizdir; Tanrı'yı istersiniz.

-Victor Hugo-

Nişanlıya Mektuplar 1820-1822 Alıntıları - Sözleri

  • Ne yana baksam, kendimi yapayalnız görüyorum.
  • İnsanlar arasında hayvan soyunda kimselere rastlamak pek de zor değil.
  • Seni yaşamdan çok sevdiğimi söylesem, bu senin için büyük bir şey ifade etmezdi, çünkü bildiğin gibi, yaşamaya çok hevesli biri değilim.
  • Ne yana baksam, kendimi yapayalnız görüyorum.
  • Gelecekteki engellere rağmen, Vll. Charles gibi haykırmaya hazırım: "Onu bana Tanrı verdi, şeytan alamaz."
  • İçerde yalnızlık dışarda yalnızlık.
  • Sevdiğim gibi sevilseydim ne mutlu olurdum!
  • Ne yana baksam, kendimi yapayalnız görüyorum.
  • "Budala insanların söylediklerine, Çevrendeki küçük beyinlerin düşündüklerine takılıp kalma; Kendi içine yönel,Kendini dinle
  • "Bir günlük mutluluk, mutsuz bir yaşamdan çok daha değerlidir."
  • ama şiirden bahsetmek, neredeyse senden bahsetmek gibi.
  • "Tıpkı bir sürgün gibiyim."

Nişanlıya Mektuplar 1820-1822 İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Geçmişte kalan romantikler...: Mektup yazmak..... Çağımızın yakalayamadığı, anlamını bilmediği ve heycanından mahrum kaldığı bir olay... En çokta yazarken okuduğunu hayal etmek ve cevap beklerken günleri, saatleri ve saniyeleri saymak... O mektup eline geçtiğinde kalp ritminin değişmesi okurken hissettiklerini cümlelerinin içinde bulmak... Victor Hugo gibi romantik akıma öncülük etmiş biri , yaşamadığınız bu hissi kitaplarında size sunabilir.. Ben tamda bu kitap da kaybolan hislerimi bulmayı ümit ediyorum.. (Naz Ay)

Victor Hugo sevdiğim yazarlardan. Bir de bu kitabın gerçek hayatta karısı olan Adele Foucher'e nişanlıyken yazdığı gerçek mektuplardan oluştuğunu öğrenince büyük bir istekle ve merakla kitaba başladım. Kitap çok akıcı başladı ve öyle devam etti. Bu nedenle kısa sürede bitecek diye düşündüm ama öyle olmadı çünkü ben 5 sayfa okuyorsam yarım saat hayal kuruyordum. O kadar romantik ve etkileyici yazılmış ki mektuplar, insan kendini Adele yerine koymadan duramıyor. Bu mektuplar bana yazılsaydı neler hissederdim diye düşünüyorsunuz. Kitapta sadece Victor Hugo'nun mektupları var, karşı tarafın mektuplarını okuyamıyoruz. Kitap açısından bunun iyi olduğunu düşünüyorum çünkü karşı taraf büyük ihtimalle Victor Hugo kadar etkileyici mektuplar yazamamıştır. Bu da kitabın etkisini azaltabilirdi. Ayrıca kadının ne yazdığını ve çiftin ne yaşadığını bilmeden sadece Hugo'nun mektuplarını okuyarak yaşanılanları tahmin etmek daha eğlenceli ama genel olarak bayan Adele Foucher'in kaprisli bir kadın olduğu izlenimine kapıldım. Hugo'nun sevgisinden şüphe ettiğini söyleyip sen beni sevmiyorsun tavrı takınınca Hugo'nun sayfalarca aslında onu ne kadar sevdiğini anlatmasını okuyoruz. Ben kendi adıma bundan hiç şikayetçi değilim :-) (şule uzundere)

Aslında herkesin var birilerine yazmış olduğu mektuplar. Sevenin sevdiğine, Nazım'ın Pirayesi'ne, Kafka'nın Milenasına . Hepsinin tek bir ortak noktası; Özle, sevgi... Yıllardır süregelen ve Romantik akımın ilk kurucusundan bir şaheser. (İsmail)

Kitabın Yazarı Victor Hugo Kimdir?

Victor Hugo 26 Şubat 1802'de Fransa'da doğdu. Liseyi bitirdikten sonra kendini tümüyle edebiyata adadı. 1824 yılında Fransız coşumcularının (romantikler) yayın organı olan La Muse Française dergisini kurdu. Cenacle adını taşıyan coşumcu sanatçılar çevresinin üyesi ve onun odak noktası oldu. 1830-1843 arasında en verimli dönemlerinden birini yaşadı. Romanları, tiyatro yapıtları ve şiirleriyle başarıdan başarıya koştu. 1831'de Notre Dame de Paris (Paris'in Notredame Kilisesi) adlı büyük romanını yayımladı. 1841 yılında Fransız Akademisi'ne üye seçildi. Çok sevdiği kızı Leopoldine'nin 1843'de kazayla boğularak ölmesi üzerine 1852'ye dek yeni yapıt vermedi. 1848 Devrimleri'nden sonra parlemento üyeliğine seçildi. 3. Napoleon'un hükümet darbesini engellemeye çalıştı, başaramayınca 1851 yılında Belçika'ya kaçmak zorunda kaldı.

Ateşli bir demokrasi ve cumhuriyet yanlısı olarak imparatorluk rejimini eleştiren yapıtlar yazdı. 1855-1870 arasını küçük bir İngiliz adası olan Guernsey'de geçirdi. O dönem yazarlığının en üretken yılları olmuştur. 1862 yılında başyapıtı olan Les Misérables (Sefiller) adlı romanını yayımladı. Bunu 1866'da Les Travailleurs de la Mer (Deniz İşçileri) ve aynı yıl L'Homme qui Rit (Gülen Adam) gibi önemli romanları izledi.

Fransa'da Cumhuriyet yeniden kurulunca Paris'e döndü. Ulusal Meclise seçildi. Artık Fransa'nın en gözde kişilerinden biriydi. Paris Komünü'nün ezilmesinden sonra komüncülerin bağışlanması için çok uğraştıysa da sonuç alamadı. Giderek siyasal ve toplumsal yaşamdan elini eteğini çekti.

1885 yılında ölüm döşeğinde iken; "Tanrı'ya inanıyorum, ahirete inanıyorum; fakat hiçbir kilise papazını başımda istemiyorum. Beni seven bütün dünya insanlarının gönülden dualarını bekliyorum. Bu benim için kafidir." diyerek 22 Mayıs 1885 yılında hayata gözlerini yummuştur.

Victor Hugo Kitapları - Eserleri

  • Sefiller (2 Cilt Takım)
  • Notre Dame'ın Kamburu
  • Bir İdam Mahkumunun Son Günü
  • Nişanlıya Mektuplar 1820-1822
  • 1793 Devrimi
  • Hernani

  • Tapner Davası
  • Seçme Şiirler
  • Küçük Gavroş
  • Bug-Jargal
  • Gördüklerim İşittiklerim
  • Bir Nutuk Bir Mektup
  • Denizde Gece

  • Les Contemplations
  • Şairin Görevi
  • Şeytanın Kemanı
  • Sefiller - Goriot Baba
  • Notre Dame'ın Kamburu - Eugenie Grandet
  • Robin Hood - Sefiller
  • Ruy Blas

  • Deniz İşçileri
  • Marion de Lorme
  • Anılar
  • Kozet
  • Claude Gueux
  • Bir İdam Mahkumunun Son Günü ve Claude Gueux
  • 1871 Paris Komünü Günleri

  • Aforizmalar
  • Gülen Adam
  • Sefiller 2. Cilt
  • Mary Tudor
  • Sefiller 3. Cilt
  • Sefiller 4. Cilt
  • Sefiller 5. Cilt

  • Küçük Erkekler - Notre Dame 'in Kamburu
  • Claude Gueux

Victor Hugo Alıntıları - Sözleri

  • MEZAR VE GÜL “Senin gibi bir aşk çiçeği ne yapar Seher vakti yağdığında yağmurlar?” Diye sordu mezar güle "Ya senin o kuyu gibi ağzına Düşen insan ne yapar daha sonra?” Diye sordu ona gül de “Ey karanlık mezar, ambar ve bal Kokusuna döner o damlacıklar Anladın mı beni şimdi?” Mezar da dedi ki “ey dertli çiçek Melek olup göklerde süzülecek İçime düşen her kişi” (Denizde Gece)
  • Ne yana baksam, kendimi yapayalnız görüyorum. (Nişanlıya Mektuplar 1820-1822)
  • Bu hep böyle olmuştur. Ünlü olma, düşmanı ve sevmeyeni olmadan olmuyor. (Claude Gueux)
  • “…İndi mən doğrudan da, koram. Əvvəl mən gecənin nə olduğunu bilmirdim. Gecə ayrılıqdır”. (Gülen Adam)
  • Mutluluk, herkesi mutlu görmek ister. (Sefiller 5. Cilt)
  • "Ana baba sevgisi tatmadan, ot gibi yaşıyordu çocuk. Sevilmediğine üzülmüyordu. Zaten bir ana babanın nasıl davranması gerektiğini bilmiyordu ki!" (Küçük Gavroş)

  • "İnsanların hayatını kurtarıp sonra unutuyorsunuz! Yazık, yazık! Oysa onlar sizi her zaman hatırlıyorlar." (Kozet)
  • "Tanrı aşkına acı bana! Bir kadını sevmek! Üstelik papaz olmak!..." (Notre Dame'ın Kamburu - Eugenie Grandet)
  • ''Böylece yiğit Türkler geleneksel giysilerini, insan giysilerinin bu en güzel ve en gösterişlisini bir kenara attılar , ve bizim giysilerimizi yalan yanlış benzetlemeye başladılar. Türklerin bizden fazla bir şeyleri, güzellikleri vardı; biz onlara kendi çirkinliğimizi vermeyi başardık. Bizim uygarlık taslayan bilgiçlerimiz ise buna ilerleme adını veriyorlar. '' (Anılar)
  • "Tıpkı bir sürgün gibiyim." (Nişanlıya Mektuplar 1820-1822)
  • "Bir günlük mutluluk, mutsuz bir yaşamdan çok daha değerlidir." (Nişanlıya Mektuplar 1820-1822)
  • "Ölmek bir şey değil, yaşamamak korkunç..." . (Sefiller (2 Cilt Takım))
  • Mantıksız ceza, suçu suçun üstüne mühürlemek ve perçinlemektir... (Claude Gueux)

  • Duygulara kelimeler yetmiyor (Bir İdam Mahkumunun Son Günü ve Claude Gueux)
  • "Bu adam o kadının var olduğunun farkına vardığı ve o kadın bu adamın orada olduğunu görmediği andan itibaren, felaket artık kaçınılmazdır." (Gördüklerim İşittiklerim)
  • "Hayat böyledir işte. İnsana hep en iyi dostları çelme takar." (Notre Dame'ın Kamburu - Eugenie Grandet)
  • Sadece bedenleri, şekilleri, görüntüleri sevenlere ne yazık! Ölüm her şeyi yok edecek. Ruhları sevmeyi deneyin, onlara yeniden kavuşursunuz. (Sefiller (2 Cilt Takım))
  • Sokak çocuğu demek Paris demektir, Paris demek dünya demektir. (Sefiller 3. Cilt)
  • Efendilerin nefreti kölelerin tutkusundan her zaman daha fazla olur... (Claude Gueux)
  • Ölmek bir şey değil, yaşamamak korkunç. (Sefiller (2 Cilt Takım))

Yorum Yaz