diorex
life
Dedas

Noa Noa - Paul Gauguin Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Noa Noa kimin eseri? Noa Noa kitabının yazarı kimdir? Noa Noa konusu ve anafikri nedir? Noa Noa kitabı ne anlatıyor? Noa Noa PDF indirme linki var mı? Noa Noa kitabının yazarı Paul Gauguin kimdir? İşte Noa Noa kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 17.12.2022 00:00
Noa Noa - Paul Gauguin Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Paul Gauguin

Çevirmen: Kemal Kandaş

Yayın Evi: Kavis Kitap

İSBN: 9786055730000

Sayfa Sayısı: 98

Noa Noa Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

On dokuzuncu yüzyılın büyük izlenimci ressamı Paul Gauguin, güçlüklerle dolu yaşamına eşine az rast­lanır, büyük bir yapıt sığdırmadı yalnızca. Büyük, serüvenli yolculuklar, tutku dolu aşklar, büyüleyici arka­daşlıklarla dolu dolu yaşadı. Gauguin, yozlaşmış Avrupalı değerlerinden tiksiniyordu. Yaşamı çıkarsız ilişkilerde, doğal güzelliklerin içerisinde arıyordu. Bu arayış onu Tahiti'ye sürüklemiş, orada mutlulukla yaşamıştı. Sanatının özgün ürünlerim de orada vermişti.

"Noa Noa", Gauguin'in kaleminden bir Tahiti günlüğü, tadı­na doyulmaz bir metin. Tahiti, bu metinde Gauguin'e şunu söyletiyor: Her şey çok güzel olduğu için, her şey çok güzeldir...

Noa Noa Alıntıları - Sözleri

  • Doğa, varlıklı ve eli açıktır. Dağlarını ve denizlerini kaplayan bitip tükenmez yemişle­rini esirgemez.
  • "İçgüdülerim, kalbim ve aklımla çelişen hiçbir şeye güvenmemeyi öğrendim. İlkel yaşantı benim için bir genç­leşme besini oldu."
  • Sanatçının yararlı bir in­san olduğunu ancak çocuklarla yerliler kabul edebilir!
  • — Ne görkemli bir ülkemiz vardı bizim, satılmadan önce. Yüzyıllar boyu şarkı söylenir­di. Durmadan şarkı söylemek, durmadan bir şeyler vermek!..
  • Tek gerçeğin doğa olduğunu anlıyorum. Bu gerçek içinde, yarının da bugünkü kadar öz­gür ve güzel olacağını bilmek, insana sevinç ve rahatlık veriyor.
  • Terkedilmiş geçmişin izleri yalnız başına nasıl bulunabilir, bir gösteren olmazsa nasıl tanınabilir? Dağılmış küllerden ateş yeniden nasıl tutuşturulabilir?
  • Bu senin gizemin midir, bilinmeyenlerle dolu dünya? Bana ışık verdin, doğanın ölmez güzellik­lerini getirdin. Şaşırtıcı antik güzelliğinde kendimi bul­dum. Anlayış ve sevgi dolu insanlarından uzakla­şıyorum. Onlar yine çiçek açacak. Ama ben, beni iyileştiren, beni kendime getiren güzel kokuyu bir daha soluyamıyacağım.
  • Her çeşit gösteriş ve yapmacıktan, her çe­şit bağdan, gelenek ve alışkanlıklardan özgür yaşamak, insanı gerçeğe daha çok yaklaştırı­yor.Tek gerçeğin doğa olduğunu anlıyorum.
  • "Bir gün, —hem de yakın bir gün—, sı­cak deniz adalarının ormanlarına saklanaca­ğım. Büyük bir coşku içinde gömüleceğim ses­sizlikte yalnız sanatımı yaşıyacağım. Kendi­me, uygar Avrupa’da para üstüne dönen kav­galardan habersiz bir aile kuracağım. Tahiti’de, tropikal gecelerin büyülü güzelliklerine dalıp, kendimden geçeceğim ve yalnızca kalbimin yumuşak müziğine kulak vereceğim."
  • Bütün ormanı yoketmek gerekir Yoketmek bütün kötülüklerin ormanını Çimlerin zehirli soluğudur seni sol­ duran Yoket, içindeki bencilliği Uğrat ruhundan dışarı, kötülükleri yoket Sonbaharda lotos çiçekleri gibi

Noa Noa İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Bir tuval tablo kitabı, boyası kelimeler, fırçası ise daktilo tuşları: Evet yanlış okumadınız , tuval tablo kitabı. Kelimeler ile resim çizilir mi ? Sorusunun cevabıdır bu kitap ve okuduğum müthiş, iz bırakan kitaplar arasında yerini de almış oldu zat-ı muhterem. Betimlemesine uzun uzun değinmeden önce yazarımız kim? Biraz bahsedeyim. Paul Gauguin , Paris'te doğmuş ama çocukluğunu Peru da geçirmiş biri. Donanmada görev almış  sonrasında ise banka memurluğu yapmış. Lakin mesleğini bırakıp kendini ressamlığa adamış hayatının geri kalanını geçirdiği Tahiti adasında. Yerli kabile insanlarının portrelerini çizmek onun en sevdiği uğraşıymış. Tamam size vaat ettiğim betimleme kısmına geleyim. Betimlemesi cidden fevkalâde bir kitap, inanın deniz kokusu, sahilden esen meltemin serinliği, dalga sesleri ve güneşin kavurucu sıcaklığını.... Hepsini hissettim desem palavra olmaz. Bu kadar betimlemesi yüksek bir kitap nadir okumuşumdur ,  yazar bu sefer fırçayla değil de kalem ile resim yapmış adeta. Evet evet,  kalemle adeta resim yapmış,  paletindeki boyaları ise kelimeler olmuş. Bakın kolay kolay bir kitabı iki defa okumam ama bu kitabı okuyacağım. Hatta iki defadan daha fazla okuyacağım, çünkü her okuduğumda kendimi sahil kenarında gibi hissedeceğimi biliyorum. Alıntılarla söylemlerimi somutlaştırayım. "Yaşlı çıkıntılarıyla donmuş dağ siluetleri, alaca karanlıkta  göğün mor kızıllığına eklenmişti. Bu görkemli  doğa görüntüsünün beni ardından sürüklemesi olağandı...... Sarhoş dalgaların, büyük bir kalabalığın şamatasını andıran gürültüsü oraya kadar uzanamıyordu. " s.18 Tek gerçeğin doğa olduğunu anlıyorum. Bu gerçek içinde, yarının da bugünkü kadar özgür ve güzel olacağını bilmek, insana sevinç ve rahatlık veriyor. " s.26-27 Görkemli temiz havayı şehvetle içime çekiyordum. Bambaşka bir insandım artık. s.33 İnceleme metnimi sonlandırırken sizlere keyifli okumalar diler, denize nazır bir hayat temenni ederim. (Barış...)

Paul Gauguin, Avrupa' dan sıkılıp kendini bulabileceği, gösterişten uzak, onun tabiriyle 'vahşi' bir hayat süreceği bir yere gitmek ister ve Tahiti'ye gider. Orada ilkel şartlar altında yaşamak, karnını doyurmak için gün içinde avlanmak, insanların içtenliği ona çok iyi gelir. Orada geçirdiği iki yıl için şu sözleri söyler: iki yıl daha yaşlandım ama yirmi yıl daha gençleştim. Vahşileştim ama bilgeleştim de. Gauguin'in bu serüveni nihayetinde iyi sonuçlanmaz. İki yıl sonunda tekrar Fransa'ya dönmesi gerekir fakat bu ona zarar vermekten başka bir işe yaramaz ve Tahiti yollarını tekrar kateder. Beğendiğim bir kitap olmadı. Okumanızı tavsiye etmiyorum. Size katacağı tek şey ; teknoloji olmadığı dönemlerde, ülkeler bu kadar büyümemişken bile insanlar kalabalıktan gösterişten kaçmanın yollarını aramışlar. Bu dünyanın kanseri diyebiliriz. (Rabia Koç)

Noa Noa" Gauguin tarafından kaleme alınmış, ressamın bir süre kaldığı Tahiti günlüğüdür. . Paul Gauguin 19.yüzyıl ressamlarındandır. Zorluklarla geçen bir yaşamı olmuş 40 yaşlarda sanata yönelmiş ama özgün eserlerine rağmen bir başyapıt denecek eser çıkaramamış bu sürede de. Arayış içinde bunaldığı bir vakit Tahiti gitmiş. Tahiti’deki ilkel yaşama rağmen gördüğü mutlu insanlar , eserlerine de yansımış. Eserlerinde bu coşkunluğu sembolize eden çizimlere yer vermiş. . Gauguin'in Van Gogh ile başlayan dostluğu bir süre birlikte yaşayarak devam eder ancak ikisinin de ruhsal durumlarındaki çeşitlilik aralarında sık sık tartışmalara yok açar. Gauguin bir gün evi terk edeceğini söyleyerek bir kavgaya sebep olur ve geceyi dışarıda geçirir. Bu olayla sinir krizi geçiren Van Gogh sol kulağını keser...Evet kesik kulak olayını bilirdim de Gauguin ile başladığını bilmezdim Bu kitabın artılarından biri de bu oldu bana . (Nilgün Keskin Çardak)

Noa Noa PDF indirme linki var mı?

Paul Gauguin - Noa Noa kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Noa Noa PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Paul Gauguin Kimdir?

Paul Gauguin 7 Haziran 1848 yılında Paris’te doğdu. Üç yaşındayken Lima’ya götürüldü. Sol eğilimli bir gazeteci olan babası, yolculuk sırasında öldü. Gauguin, annesi ve kardeşiyle birlikte Peru’da akrabalarının yanında dört sene kaldı.

Fransa’ya dönünce, tahsilini Orléans’da tamamladı. Sonra 1865′de bir ticaret gemisinde çalışmaya başladı. Daha sonra silah altına alınınca yine denizci sınıfına ayrıldı.

1871′de askerliğinin bitiminde, koruyucusu ve Pissarro koleksiyoncusu Arosa’nın uyarılarıyla, Bertin Kambiyo Acentası’nda çalışmaya başladı. Borsa işleriyle uğraşarak büyük başarı kazandı. 1873′de Danimarka’lı Mette Sohhiè Gad ile evlendi; sakin, mutlu bir yaşam sürmeye başladı.

Borsa işlerinden cebine olukla para akıyordu. Arosa gibi o da tablo koleksiyonculuğu yapmaya başladı. Bilhassa modern eserleri topluyordu. Bu arada, boş zamanlarında arkadaşı Emil Schuffenecker’le birlikte resim çalışmaları da yapıyordu.

Ancak bu, onun resme karşı duyduğu büyük hırsı doyurmadı. 1883′te, kesin kararını vererek, kendini tümüyle sanata adadı.

Ailesine bile haber vermeden işini bırakarak Paris’e gitti. Orada çok kötü günler geçirdi, parasız kaldı, karnını doyurmak için sokaklarda afiş yapıştırdı. Sanatı, beklediği ilgiyi görmedi.

Daha sonra, ressam Charles Laval’la arkadaşlık kurdu ve medeniyetten kaçmak için birlikte 1887′de önce Panama’ya sonra Martinigue’e gitti. Fransa’ya hasta ve bitkin bir durumda döndüler.

Schuffenecker, eski arkadaşının bu halini görünce onu hemen himayesine aldı; maddi ve manevi yardımlarda bulundu. Théo, Vincent Van Gogh ile tanıştırıldı. Bu sanatçılar onu asistan olarak çalıştırdılar ve yaptığı işlerden bir hayli de memnun kaldılar. Théo ile Van Gogh‘un yönettiği bir galeride açtığı resim sergisi, ticari yönden hiçbir ilgi görmedi. Arles’te bir süre Van Gogh‘un yanında kaldı.

1891′de içindeki macera tutkusuyla, Tahiti’ye gitti. Istıraplı, mutsuz bir devre sonunda Paris’e döndü ise de, orada da aradığını bulamadı.

1893′den 1895′e kadar akıntıya kapılmış bir yaprak gibi dolandı durdu. Durand-Ruel sergisi ve bu sergideki satışlar O’nun için bir fiyasko oldu. Kopenhag’a karısını görmeye gitti. Fakat o muhitin de artık kendisine yabancı olduğunu gördü. Bir amcasından kalan mirasın altından girip üstünden çıktı. Cava’lı bir metresi vardı. O da, atölyeyi yağma ettikten sonra ressamı terk etti.

1895′te yeniden ve bir daha geri dönmemek üzere, ikliminin büyüsüne kapıldığı Tahitiye gidip orada yerleşti; sefalet içinde çalıştı. Tahiti’den Dominique adalarından Marquesas’a geçti ama orada da çevre tarafından benimsenmedi. Yerlileri kışkırttığı iddiasıyla yöneticiler tarafından üç ay hapse mahkum edildi. Hastalık, yokluk ve üzüntülerin ağırlığında, 8 Mayıs 1903 yılında öldü.

Gauguin, bir tezatlar ressamıdır, ilkelliğe dönüş çabasında, mistik çağrılarında, daima «eğitilmiş» bir yön görülür. Sanatıyla, düşüncenin esrarlı dünyasına inmeyi düşlediği halde, evrensel güzellikten, kendini sıyıramaz. Bir «ilkel» olduğunu savunduğu halde, sembollerden, renk zenginliğinden, müzik armonisinden bahseder. Yine de bu değişik ruh fırtınalarından, karşımıza, bahtsızlığını ölünceye dek güçle taşıyan, gerçek bir insan çıkar.

Ressamın ilk eserlerindeki hava, ağır ve yapışkan renkler işe ağdalı bir karışımdır. Tedirgin ve geleneksel stili, empresyonistlerden uzaktır. Giderek Gauguin, görüş ve duyuş arasında kurduğu dengeyle, kişilerin iç dünyalarının esrarına kadar inmeyi başarmıştır.

Böylece tutku ve esinlenmeleri, fırça darbeleriyle canlandırmaya yönelmiştir. Renk kitlelerini sadeleştirmiş, daha, aydınlık ve toplayıcı resim tarzını benimsemiştir.

Tahiti’deki ilkel evrende karşılaştığı canlı ve mutlu yaşam, eserlerine coşkun bir sembolizmle yansımış, ressam bu tutkuyu ölümüne dek içinden atamamıştır. Yeni bir akımın öncülüğünü yapmış, sanatı; eleştirmenler tarafından «Hem ilkel, hem karışık, hem aydınlık, hem karanlık, hem vahşî, hem zarif» olarak nitelendirilmiştir. Yaşamı boyunca, eserlerinde coşkun, güçlü ve sıcak bir evrenin vahşi ve esotik esintisi duyulmuştur.

Paul Gauguin Kitapları - Eserleri

  • Noa Noa
  • Gauguin
  • Mahrem Günlük

Paul Gauguin Alıntıları - Sözleri

  • Her yerde kurtulanlar vardır, bir de dibe vuranlar. (Mahrem Günlük)
  • Anlayacağınız, ben sevmiyorum. "Seni seviyorum," sözü, benim bütün dişlerimi döker. (Mahrem Günlük)
  • O zaman neden yazmayayım? Kendimi eğlendirmekten başka gayem yok ki. (Mahrem Günlük)
  • "Bir gün, —hem de yakın bir gün—, sı­cak deniz adalarının ormanlarına saklanaca­ğım. Büyük bir coşku içinde gömüleceğim ses­sizlikte yalnız sanatımı yaşıyacağım. Kendi­me, uygar Avrupa’da para üstüne dönen kav­galardan habersiz bir aile kuracağım. Tahiti’de, tropikal gecelerin büyülü güzelliklerine dalıp, kendimden geçeceğim ve yalnızca kalbimin yumuşak müziğine kulak vereceğim." (Noa Noa)
  • Gerçeği ve masalı hiç birbirinden ayrıt edemedim ben, bunu da sizi kendi takdirinizle baş başa bırakmak için söylüyorum. (Mahrem Günlük)
  • "Hayat bir andan ibarettir. Sonsuzluğa hazırlanmak için ne kadar kısa bir süre!" (Gauguin)
  • Doğa, varlıklı ve eli açıktır. Dağlarını ve denizlerini kaplayan bitip tükenmez yemişle­rini esirgemez. (Noa Noa)
  • Yanlış bilmektense hiç bilmemek daha iyidir. (Mahrem Günlük)
  • Sanatçının yararlı bir in­san olduğunu ancak çocuklarla yerliler kabul edebilir! (Noa Noa)
  • Tek gerçeğin doğa olduğunu anlıyorum. Bu gerçek içinde, yarının da bugünkü kadar öz­gür ve güzel olacağını bilmek, insana sevinç ve rahatlık veriyor. (Noa Noa)
  • Her çeşit gösteriş ve yapmacıktan, her çe­şit bağdan, gelenek ve alışkanlıklardan özgür yaşamak, insanı gerçeğe daha çok yaklaştırı­yor.Tek gerçeğin doğa olduğunu anlıyorum. (Noa Noa)
  • — Ne görkemli bir ülkemiz vardı bizim, satılmadan önce. Yüzyıllar boyu şarkı söylenir­di. Durmadan şarkı söylemek, durmadan bir şeyler vermek!.. (Noa Noa)
  • Siz, hoş bir konu arayan ressam, fırçalarınızı alın ve bu tabloyu ölümsüzleştirin (Mahrem Günlük)
  • Gaugin'in not defterinden şu satırlar: '... belirli renk, ışık, gölge düzenlemesinde ortaya çıkan bir etki vardır. Buna, resmin müziği de denebilir. Resimden hiç anlamasanız da, bir katedrale girdiğinizde oradaki resmin temsil ettiği şeyi bilemeyecek kadar resimden kopuk olsanız da bu büyüleyici ahenk sizi çarpar. Resmin diğer sanatlara olan üstünlüğü burada yatmaktadır, çünkü bu duygu ruhun en saf tarafına hitap etmektedir.' (Gauguin)
  • Bütün ormanı yoketmek gerekir Yoketmek bütün kötülüklerin ormanını Çimlerin zehirli soluğudur seni sol­ duran Yoket, içindeki bencilliği Uğrat ruhundan dışarı, kötülükleri yoket Sonbaharda lotos çiçekleri gibi (Noa Noa)
  • Terkedilmiş geçmişin izleri yalnız başına nasıl bulunabilir, bir gösteren olmazsa nasıl tanınabilir? Dağılmış küllerden ateş yeniden nasıl tutuşturulabilir? (Noa Noa)
  • Darmadağın notlar, düzensiz, rüyalar gibi, sadece parçalardan oluşan bütün bir hayat gibi; (Mahrem Günlük)
  • Hayat bir andan ibarettir. Sonsuzluğa hazırlanmak için ne kadar kısa bir süre! (Mahrem Günlük)
  • Bizler başlangıçta neysek oyuz; hep de olduğumuz gibi kalacağız, her defasında rüzgarla savrulan gemiler gibi (Mahrem Günlük)
  • Kar yağmaya başladı, mevsim kış. Size kefen ayıracağım, kardır o kefen. Yoksullar cefa çekiyor. Toprak sahipleri bunu pek anlamaz. (Mahrem Günlük)

Yorum Yaz