diorex
Dedas

Notre Dame'ın Kamburu - Eugenie Grandet - Victor Hugo Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Notre Dame'ın Kamburu - Eugenie Grandet kimin eseri? Notre Dame'ın Kamburu - Eugenie Grandet kitabının yazarı kimdir? Notre Dame'ın Kamburu - Eugenie Grandet konusu ve anafikri nedir? Notre Dame'ın Kamburu - Eugenie Grandet kitabı ne anlatıyor? Notre Dame'ın Kamburu - Eugenie Grandet kitabının yazarı Victor Hugo kimdir? İşte Notre Dame'ın Kamburu - Eugenie Grandet kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 06.02.2022 22:41
Notre Dame'ın Kamburu - Eugenie Grandet - Victor Hugo Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Honore de Balzac

Yazar: Victor Hugo

Çevirmen: Canan Nur Polat

Çevirmen: Özge Çalışkanoğlu

Yayın Evi: Dionis Yayınları

İSBN: 9786059609951

Sayfa Sayısı: 672

Notre Dame'ın Kamburu - Eugenie Grandet Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Notre Dame’daki kubbeli gotik kulelerde çan çalan kambur Quasimodo yaşamaktadır. Görüntüsünden dolayı alay edilen ve kendisinden korkulan Quasimodo’ya sadece çingene dansöz Esmeralda acır. Quasimodo’nun tüm kalbiyle bağlı olduğu Esmeralda, aynı zamanda içten pazarlıklı başrahip Claude Frolla’nun da ilgisini çekmiştir.

Ne zamanki Esmeralda onun şehvetli arzularına karşı gelir, o zaman rahip onun için sadece Quasimodo’nun engelleyebileceği kötü bir plan hazırlar.

*

Eski bir fıçı imalatçısı olan Felix iş alanında yaptığı atılımlar ve karısının ailesinden kalan miraslar yolu ile zengin olmuş güçlü ve aynı zamanda da hasis ve tamahkâr bir adamdır. Bu kadar para ve güce rağmen kızı, Eugénie Grandet, karısı ve uşakları Nanon ile birlikte bakımsızlıktan neredeyse dökülmekte olan çok eski bir evde yaşamaktadır. Felix’in bankacısı Des Grassins, Eugénie’i oğlu ile avukatı Cruchot ise yeğeni ile evlendirmeyi düşlemektedir. Her iki aile de bu sebeple Felix’in gözüne girebilmek için ellerinden geleni yapmaktadır ancak Felix bu durumu kendi çıkarları doğrultusunda kullanmakta bir an bile tereddüt etmez.

Notre Dame'ın Kamburu - Eugenie Grandet Alıntıları - Sözleri

  • ” – Dostluk nedir, biliyor musunuz? diye sordu.    – Evet diye yanıtladı Çingene kızı; kız kardeş gibi olmaktır, tıpkı elin iki parmağı gibi iç içe geçmeden birbirlerine dokunan iki ruh gibi.”
  • Hayat böyledir işte. İnsana hep en iyi dostları çelme takar...
  • "Hayat böyledir işte. İnsana hep en iyi dostları çelme takar."
  • Ortalık yavaş yavaş yatışmıştı. Yalnız, kalabalıktan bir mırıltı yükseldiği işitiliyordu. Zaten bir kalabalık ne kadar sussa yine böyle bir mırıltı işitilir.
  • Zaten halk daima böyledir işte. Neyden hoşlanmadığı belli olmaz.
  • "Dinle beni... Şu ana kadar kendime bile itirafa cesaret edemediğim şeylerin hepsini anlatacağım. Geceleri, zifiri karanlıkta da vicdanıma hep bunları sormuştum. Bazen karanlık o kadar koyu olur ki, Tanrı bizleri görmüyor sanırız. İşte böyle zamanlarda kendimi sorguya çekmiştim hep. Dinle. Sana rastlamadan önce ben de mesuttum..."
  • " Gün ışığı herkesin malıdır. Ne diye bana yanlız geceyi veriyorlar . "
  • "Sevgi demek iki kişi olmakla birlikte yine de tek bir kişi olmak demektir. Bir kadınla bir erkek birleşirler, meler olurlar. Sonra da göklerde uçarlar."
  • "Çünkü namuslu insanlar bize nasıl muamele ederlerse, biz de onlara aynı şekilde muamele ediyoruz. Sizin serserilere uyguladığınız kanunlar var ya, serseriler de onları size karşı uyguluyorlar. Bu kanunlar çok sertse kabahat sizde. Doğrusunu söylemek gerekirse, yağlı ipte bazen bir de namuslu adamın sallandığını görmek hiç fena olmuyor hani. Böylelikle asma işi de namuslu bir hal alıveriyor."
  • Zaten bir yargıç kör ve sağır olmadıkça mükemmel bir yargıç sayılmaz.
  • "Tanrı aşkına acı bana! Bir kadını sevmek! Üstelik papaz olmak!..."
  • Halkın toplumdaki yeri, hele Ortaçağ'da, bir çocuğun ailedeki yerine benzer. Halk da çocuk kadar cahil, kafaca ve zekaca onun kadar gelişmemiş haldedir. Halk da tıpkı çocuk gibi merhamet nedir bilmez.

Notre Dame'ın Kamburu - Eugenie Grandet İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Öncelikle bu kitabı bkm kitaptan aldım 5 lira. Gayet uygun ve güzel. Tavsiye ederim. Notre Dame'ın Kamburu, bu kitabı çok beğenerek okudum. Evet yaklaşık 600 küsür sayfa fakat hiç sıkılmadan okuyorsunuz. Kitap bittikten sonra YouTube da müzikli var, 2 perde şeklinde yaklaşık 3 saat. Kesinlikle izleyin. Birbirlerini tamamlıyorlar. Bu kitabı okuyun. Eugenie Grandet, bu kitaptan nefret ettim. Aşırı detaya girilmişti. Sırf okumak için okudum. Konu akmıyordu. Olduğu yerdeydi. Vakit kaybı oldu benim için. (Dilan)

Hugo'nun 1831 senesinde yayınlanan ve Fransa'da imparator döneminin karanlık günlerinden kesitler sunan kitabıdır. ... Victor Hugo bu romanda insanların yaşamında kaderin yerini ve yoksulluğun insanı köreltmediğini ortaya koymuştur. (Ş.ö)

Victor Hugo 1: Bazen betimlemelerden yorulsam da okurken zevk aldim, Kitabi okurken soru isaretleri oldu kafamda. Fakat cevaplari okumadan kendim tahmin ettim. Yazarin anlatimindan dolayi tum olaylar ve kisiler gozumde canlandi. Yasadim diyebilirim. Kitabin sonu bekledigim gibi olmadi. Sanirim iyilerin kazanmasina alismisim. (İrem)

Kitabın Yazarı Victor Hugo Kimdir?

Victor Hugo 26 Şubat 1802'de Fransa'da doğdu. Liseyi bitirdikten sonra kendini tümüyle edebiyata adadı. 1824 yılında Fransız coşumcularının (romantikler) yayın organı olan La Muse Française dergisini kurdu. Cenacle adını taşıyan coşumcu sanatçılar çevresinin üyesi ve onun odak noktası oldu. 1830-1843 arasında en verimli dönemlerinden birini yaşadı. Romanları, tiyatro yapıtları ve şiirleriyle başarıdan başarıya koştu. 1831'de Notre Dame de Paris (Paris'in Notredame Kilisesi) adlı büyük romanını yayımladı. 1841 yılında Fransız Akademisi'ne üye seçildi. Çok sevdiği kızı Leopoldine'nin 1843'de kazayla boğularak ölmesi üzerine 1852'ye dek yeni yapıt vermedi. 1848 Devrimleri'nden sonra parlemento üyeliğine seçildi. 3. Napoleon'un hükümet darbesini engellemeye çalıştı, başaramayınca 1851 yılında Belçika'ya kaçmak zorunda kaldı.

Ateşli bir demokrasi ve cumhuriyet yanlısı olarak imparatorluk rejimini eleştiren yapıtlar yazdı. 1855-1870 arasını küçük bir İngiliz adası olan Guernsey'de geçirdi. O dönem yazarlığının en üretken yılları olmuştur. 1862 yılında başyapıtı olan Les Misérables (Sefiller) adlı romanını yayımladı. Bunu 1866'da Les Travailleurs de la Mer (Deniz İşçileri) ve aynı yıl L'Homme qui Rit (Gülen Adam) gibi önemli romanları izledi.

Fransa'da Cumhuriyet yeniden kurulunca Paris'e döndü. Ulusal Meclise seçildi. Artık Fransa'nın en gözde kişilerinden biriydi. Paris Komünü'nün ezilmesinden sonra komüncülerin bağışlanması için çok uğraştıysa da sonuç alamadı. Giderek siyasal ve toplumsal yaşamdan elini eteğini çekti.

1885 yılında ölüm döşeğinde iken; "Tanrı'ya inanıyorum, ahirete inanıyorum; fakat hiçbir kilise papazını başımda istemiyorum. Beni seven bütün dünya insanlarının gönülden dualarını bekliyorum. Bu benim için kafidir." diyerek 22 Mayıs 1885 yılında hayata gözlerini yummuştur.

Victor Hugo Kitapları - Eserleri

  • Sefiller (2 Cilt Takım)
  • Notre Dame'ın Kamburu
  • Bir İdam Mahkumunun Son Günü
  • Nişanlıya Mektuplar 1820-1822
  • 1793 Devrimi
  • Hernani

  • Tapner Davası
  • Seçme Şiirler
  • Küçük Gavroş
  • Bug-Jargal
  • Gördüklerim İşittiklerim
  • Bir Nutuk Bir Mektup
  • Denizde Gece

  • Les Contemplations
  • Şairin Görevi
  • Şeytanın Kemanı
  • Sefiller - Goriot Baba
  • Notre Dame'ın Kamburu - Eugenie Grandet
  • Robin Hood - Sefiller
  • Ruy Blas

  • Deniz İşçileri
  • Marion de Lorme
  • Anılar
  • Kozet
  • Claude Gueux
  • Bir İdam Mahkumunun Son Günü ve Claude Gueux
  • 1871 Paris Komünü Günleri

  • Aforizmalar
  • Gülen Adam
  • Sefiller 2. Cilt
  • Mary Tudor
  • Sefiller 3. Cilt
  • Sefiller 4. Cilt
  • Sefiller 5. Cilt

  • Küçük Erkekler - Notre Dame 'in Kamburu
  • Claude Gueux

Victor Hugo Alıntıları - Sözleri

  • MEZAR VE GÜL “Senin gibi bir aşk çiçeği ne yapar Seher vakti yağdığında yağmurlar?” Diye sordu mezar güle "Ya senin o kuyu gibi ağzına Düşen insan ne yapar daha sonra?” Diye sordu ona gül de “Ey karanlık mezar, ambar ve bal Kokusuna döner o damlacıklar Anladın mı beni şimdi?” Mezar da dedi ki “ey dertli çiçek Melek olup göklerde süzülecek İçime düşen her kişi” (Denizde Gece)
  • Ne yana baksam, kendimi yapayalnız görüyorum. (Nişanlıya Mektuplar 1820-1822)
  • Bu hep böyle olmuştur. Ünlü olma, düşmanı ve sevmeyeni olmadan olmuyor. (Claude Gueux)
  • “…İndi mən doğrudan da, koram. Əvvəl mən gecənin nə olduğunu bilmirdim. Gecə ayrılıqdır”. (Gülen Adam)
  • Mutluluk, herkesi mutlu görmek ister. (Sefiller 5. Cilt)
  • "Ana baba sevgisi tatmadan, ot gibi yaşıyordu çocuk. Sevilmediğine üzülmüyordu. Zaten bir ana babanın nasıl davranması gerektiğini bilmiyordu ki!" (Küçük Gavroş)

  • "İnsanların hayatını kurtarıp sonra unutuyorsunuz! Yazık, yazık! Oysa onlar sizi her zaman hatırlıyorlar." (Kozet)
  • "Tanrı aşkına acı bana! Bir kadını sevmek! Üstelik papaz olmak!..." (Notre Dame'ın Kamburu - Eugenie Grandet)
  • ''Böylece yiğit Türkler geleneksel giysilerini, insan giysilerinin bu en güzel ve en gösterişlisini bir kenara attılar , ve bizim giysilerimizi yalan yanlış benzetlemeye başladılar. Türklerin bizden fazla bir şeyleri, güzellikleri vardı; biz onlara kendi çirkinliğimizi vermeyi başardık. Bizim uygarlık taslayan bilgiçlerimiz ise buna ilerleme adını veriyorlar. '' (Anılar)
  • "Tıpkı bir sürgün gibiyim." (Nişanlıya Mektuplar 1820-1822)
  • "Bir günlük mutluluk, mutsuz bir yaşamdan çok daha değerlidir." (Nişanlıya Mektuplar 1820-1822)
  • "Ölmek bir şey değil, yaşamamak korkunç..." . (Sefiller (2 Cilt Takım))
  • Mantıksız ceza, suçu suçun üstüne mühürlemek ve perçinlemektir... (Claude Gueux)

  • Duygulara kelimeler yetmiyor (Bir İdam Mahkumunun Son Günü ve Claude Gueux)
  • "Bu adam o kadının var olduğunun farkına vardığı ve o kadın bu adamın orada olduğunu görmediği andan itibaren, felaket artık kaçınılmazdır." (Gördüklerim İşittiklerim)
  • "Hayat böyledir işte. İnsana hep en iyi dostları çelme takar." (Notre Dame'ın Kamburu - Eugenie Grandet)
  • Sadece bedenleri, şekilleri, görüntüleri sevenlere ne yazık! Ölüm her şeyi yok edecek. Ruhları sevmeyi deneyin, onlara yeniden kavuşursunuz. (Sefiller (2 Cilt Takım))
  • Sokak çocuğu demek Paris demektir, Paris demek dünya demektir. (Sefiller 3. Cilt)
  • Efendilerin nefreti kölelerin tutkusundan her zaman daha fazla olur... (Claude Gueux)
  • Ölmek bir şey değil, yaşamamak korkunç. (Sefiller (2 Cilt Takım))

Yorum Yaz