diorex
Dedas

'Nuke' Türkiye! - Alev Alatlı Kitap özeti, konusu ve incelemesi

'Nuke' Türkiye! kimin eseri? 'Nuke' Türkiye! kitabının yazarı kimdir? 'Nuke' Türkiye! konusu ve anafikri nedir? 'Nuke' Türkiye! kitabı ne anlatıyor? 'Nuke' Türkiye! kitabının yazarı Alev Alatlı kimdir? İşte 'Nuke' Türkiye! kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 04.03.2022 06:00
'Nuke' Türkiye! - Alev Alatlı Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Alev Alatlı

Yayın Evi: Everest Yayınları

İSBN: 9789752895423

Sayfa Sayısı: 442

'Nuke' Türkiye! Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

"Or'da Kimse Var mı?" dörtlüsü azgın iştahların beslediği cehaleti şehvetle bağrına basan Türkiye toplumunun kıydığı bir aydının, Günay Rodoplu'nun öyküsü. Dörtlünün birinci kitabı, Viva la Murte! hızla yabancılaşan Türkiye toplumunda bir haymatlos gibi yaşamak zorunda kalan Rodoplu'nun, ezilmesini, pasifize edilmesini anlatır.

"Bu toplumda 'biliyor' olmak mutlak surette bir haksızlığa maruz kalmak demektir. Çünkü, bilgi borçlandırır, 'anlamak' zorunda bırakır. Cahil, acıma duygusu uyandırır. Yıkıcılığı bağışlanır. Bu, onların lüksüdür. Oysa aydın, bilgilenmek gibi bir suçtan müebbeden mahkûm edilmiştir. Bastığı yerde ot bitmeyen cahili vicdanının demir parmakları arasından seyreder," diyen Alev Alatlı, ikinci kitap, 'Nuke' Türkiye'de cehaletin sadece bizim toplumumuza özgü olmadığını anlatıyor.

"Türk aydım, iki cephede savaşır. Sadece kendi toplumunun hoyratlığı ile değil, Batı'nın hemen her zaman şiddetle sonuçlanan kendini beğenmişliği ile de uğraşmak zorundadır. Bu bakımdan, sadece Türkiye'de değil, Batı'da da haymatlostur! Dünya üzerindeki iktidarını koruma gayreti içindeki Batı, cahilliyeyi öyle bir hamiyetle dayatır ki, elvermemek, katledilmek demektir."

'Nuke' Türkiye! Alıntıları - Sözleri

  • "Türk aydını, iki cephede savaşır. Sadece kendi toplumunun hoyratlığı ile değil, Batı'nın hemen her zaman şiddetle sonuçlanan kendini beğenmişliği ile de uğraşmak zorundadır. Bu bakımdan, sadece Türkiye'de değil, Batı'da da haymatlostur! Dünya üzerindeki iktidarını koruma gayreti içindeki Batı, cahilliyeyi öyle bir hamiyetle dayatır ki, elvermemek, katledilmek demektir."
  • Rabin Pavloviç, korkulan yozlaşmanın “Amerikanizm” değil, “Siyonizm” olduğunu dehşetle fark etti!
  • Bu ülkede kimse mutlu değil! Gençler bile değil. Çevremdekiler bana babamı hatırlatıyor. Anlıyor musun ne demek istediğimi? İnsanlar hiçbir şeyden memnun değil. olumlu bir şeye işaret ettiğimde, aldığım tepki hep aynı, 'evet, ama...' ve ama dan sonra hep bir olumsuzluk sıralanıyor.
  • Teknokrasi öylesine iyi örgütlendi ki, teker teker hepimizin beynini yıkıyor. Amerikalı, artık teknolojiyi kendisine köle etmeyen özgür insandan nefret ediyor.
  • ...insan düşündüğünü dürüstçe ifade ettiği sürece ahlaklıdır.
  • Her şeyi dene, iyi bir şey bulursan sakın bırakma!
  • ''Ey görkemiyle mağrur şehirler şehri, güzel Kudüs! Kartal kanatlarım olaydı, uçmaz mıydım sana? Tozunu ıslatıp yatıştırıncaya kadar gözyaşlarım? Naçiz bedenim oyalanırken Batı'da, yüreğim Doğu'dadır benim!
  • Dini değerlerin yadsındığı bir toplumda, ''iyilik'' kıvılcımını ateşlemeye çalışmak abesti, ''iyilik'' kavramını insandan vazgeçmiş bir megamachine çağının anlayabileceği bilimsel terimlerle ifade etmek de olanaksızdı.
  • İnsanoğlu, "ermişliğin asgari koşullarını " ancak bedenden "kurtulduğu" , hazlara gem vurduğu zaman sağlayabilir.
  • ''Teknoloji çağına uyum sağlayacak şekilde eğitiliyor, örgütleniyor, yönetiliyor olmamız, bizim mekanik kölelerimizin zaferidir.''
  • Hatalarınızı hiç sahiplenmezsiniz, değil mi?
  • Rabin Pavloviç, korkulan yozlaşmanın “Amerikanizm” değil, “Siyonizm” olduğunu dehşetle fark etti!
  • Teknokrasi öylesine iyi örgütlendi ki, teker teker hepimizin beynini yıkıyor. Amerikalı, artık teknolojiyi kendisine köle etmeyen özgür insandan nefret ediyor.
  • Politika, adaleti gölgeler...
  • "Türk aydını, iki cephede savaşır. Sadece kendi toplumunun hoyratlığı ile değil, Batı'nın hemen her zaman şiddetle sonuçlanan kendini beğenmişliği ile de uğraşmak zorundadır. Bu bakımdan, sadece Türkiye'de değil, Batı'da da haymatlostur! Dünya üzerindeki iktidarını koruma gayreti içindeki Batı, cahilliyeyi öyle bir hamiyetle dayatır ki, elvermemek, katledilmek demektir."

'Nuke' Türkiye! İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Güçlü anlatımın derin bilgiyle birleşimi.Ülkemizde bir çok alanda başgösteren kalitesizliğin maalesef üniversite eğitiminde de had safhada oluşuna değinmiş.Zaten Türkiye'de üniversite diplomasına sahip olmak ile olmamak arasında bir fark olmadığını düşünüyordum.Kitap da bu düşüncemi doğruladı.Tepeden tırnağa kalitesiz bir eğitim sistemi...David gibi öğretim görevlilerimiz ve onun beklediği seviyede öğrencilerimiz olsa üniversiteler şaha kalkar, ülkede eğitim seviyesi ve buna bağlı olarak hayat kalitesi mükemmel bir noktaya ulaşırdı.Günay Rodoplu'ya geçen sefer çok kızıyordum.Bu kitapta da ondan, olaylara bazen de kendi penceremden değil de mantık penceresinden bakmam gerektiğini öğrendim.Özellikle Rodoplu ile Diana'nın Nesibe hakkındaki ilk tartışmasında ben çok arada kaldım.Hangi tarafta olduğuma, olmam gerektiğine karar veremedim.İkisi de çok haklı geldi bana.Tabi sonradan işler değişti.Diana'yı ve çılgınlıklarını başta çok sevimli bulurken sonlara doğru işin suyunu çıkardı.İlk başta hayretler içinde, daha sonra da 'şok şok şok' modunda, olaylar nasıl bu noktaya gelebildi dedim.Nesibe'nin gidişi de gidiş değildi zaten.Ama hepsinin kendince haklı gerekçeleri vardı galiba.Ya da yok muydu, bilemiyorum. (Begüm Özkan)

Alatlı, ülkemizin düşünen, kültürlü, önemli entelektüellerinden biri ve ben onu çağımızın Cemil Meriç'i gibi görürüm. Konuşarak düşüncelerini ifade etmede çok başarılı olduğunu düşünmüyorum ancak yazılarıyla birikimini ve fikirlerini daha iyi sunuyor. Nuke Türkiye yazarın farklı kültür, inanç ve milletlerden oluşan roman kahramanları ve her birini kendi düşünce yapıları doğrultusunda konuşturduğu ilginç bir eser. Kitapta en dikkat çekici karakter Günay Rodoplu, bende gerçek dünyada da yaşamış hissini en çok uyandıran karakter o ve ve kanaatimce Alev Alatlı fikirlerine bu karakterle hayat vermiş. Diana Pavloviç ve eşi David Pavloviç'in bir araştırma için Türkiye'ye gelişleri ve bu karakterler çerçevesinde din, inanç, Türk milletinin düşünce yapısı, yozlaşma vb. pek çok düşünce karşıt fikir ve görüşlerle okura aktarılmış. Kitapta farklı dillere ait olan sözcük ve kavramların sıkça kullanılması sözlük kullanmayı gerekli kılıyor. Ancak buna rağmen etkileyici bir eser. Kitaptaki onca farklı fikirden sonra ana fikir bence Günay Rodoplu'nun dilinden aktarılan: "Gördüğün gibi, ne dinsizler, ne de dindarlar için insanlık ahdine vefasızlık yoktur. Ateist olmakla ahlâktan kurtulamazsın.” sözleriydi. (Sabriye Yabancı)

Alev Alatlı bu romanında olayları birçok karakterin ağzından anlatır ki, bu romanda beni en çok etkileyen buydu.Türkiye'ye büyük merakla gelip kaybolan Amerikalıların hikayesi de denilebilir bu romana.Ama bunu dersem romanı sığlaştırmış olurum siz en iyisi okuyun. (gzd)

Kitabın Yazarı Alev Alatlı Kimdir?

Alev Alatlı (d. 1944, İzmir) Türk yazardır. Liseyi babasının askeri ataşe olarak görev yaptığı Tokyo’da okudu. Ekonomi & İstatistik lisansını ODTÜ'den, Ekonomi ve Ekonometri yüksek lisansını "Fulbright" bursu ile gittiği Vanderbilt University'den (Nashville, Tennessee) aldı. Bilâhare felsefe öğrenimine başlayan Alatlı, doktora çalışmalarını New Hampshire'daki Dartmouth College’de sürdürdü. İlahiyat konusunda ve düşünce ve medeniyet tarihi üzerinde yoğunlaştı. 1974’te Türkiye’ye döndü. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesinde öğretim görevlisi, Devlet Planlama Teşkilatı'nda kıdemli ekonomist olarak çalıştı. California Üniversitesi ile ortak psiko-dilbilim çalışmaları yürüttü. Cumhuriyet Gazetesi bünyesinde Bizim English dergisini çıkaran Alatlı, daha sonra Türk Yazarlar Kooperatifinde (YAZKO) başkan yardımcısı olarak görev aldı.

Filistin davasının tanıtımına yaptığı katkılardan dolayı 1986 yılında Tunus'ta sürgünde bulunan Yaser Arafat tarafından "Özgürlük Madalyası"yla onurlandırılmıştır. Aydınlanma Değil, Merhamet! adlı romanıyla ise 2006 yılında Moskova'da "Mikhail A. Sholokhov 100. Yıl Roman Ödülü"nü kazanmıştır.

Alev Alatlı Kitapları - Eserleri

  • Kabus
  • Yaseminler Tüter mi, Hâlâ?
  • Fesüphanallah!
  • Viva La Muerte! - Yaşasın Ölüm!
  • Rüya
  • 'Nuke' Türkiye!

  • Beyaz Türkler Küstüler
  • İşkenceci
  • Aydınlanma Değil, Merhamet!
  • Valla, Kurda Yedirdin Beni
  • O. K Musti Türkiye Tamamdır
  • Hayır! Diyebilmeli İnsan
  • Hafazanallah!

  • Ben Böyle Düşünüyorum! Demekle Olmuyor
  • Kadere Karşı Koy A. Ş.
  • Aydın Despotizmi
  • Safsata Kılavuzu
  • Dünya Nöbeti
  • Aklın Yolu da Bir Değildir
  • Hollywood'u Kapattığım Gün

  • Eyy Uhnem! Eyy Uhnem!
  • Hatırla! Geçmişin Geleceğindir
  • Şimdi Değilse Ne Zaman?
  • Suç Ortağı Hollywood
  • Kelebek Etkisi Söyleşileri 1
  • Yorumsuz
  • İşkenceci

  • Bize Yön Veren Metinler Cilt: I - II
  • Kelebek Etkisi Söyleşileri - 2

Alev Alatlı Alıntıları - Sözleri

  • Ölümlü bir insan, kaç defa beyaz sayfa açabilir ki kısacık hayatında? (Kabus)
  • ...yumurta da taşın üstüne düşse, taş da yumutanın; olan yumurtaya olur... ... (kıbrıs rum atasözü) (Yaseminler Tüter mi, Hâlâ?)
  • " İşleyebileceğimiz en büyük günah, birbirimize kayıtsız kalmamızdır. " (Fesüphanallah!)
  • Kadim bir Uygur diskuru vardır."Kendinize güvenin!" der. Kendinize güvenin! Akranlarınızın,çağınızın,Gerçeklik'in payınıza düşen kadarıyla da olsa hakkını verin.Dil,din,ırk,cinsiyet ayrımının tuzağına düşmeden,zamanınızın en yetkin bilginleriyle,sanatçı ve filozoflarıyla dostluk kurun.Mahrem düşüncelerinizi aşkın zekâlarla paylaşın.Sizler,anneleri tarafından sakınılmak durumunda olan özürlüler ya da çocuklar değilsiniz.Kavminizin kaderini eline almaktan kaçınan korkaklar değilsiniz.Sizler,mağdurların kefaretini ödeyecek,kâbustan uyandıracak yetişkin erkeklersiniz." (Hatırla! Geçmişin Geleceğindir)
  • Günümüz Türkiye'sinde her başarılı kadının arkasında yetiştirilmesi gereken bir çocuk vardır.İstisnalar kaideyi bozmaz (Kadere Karşı Koy A. Ş.)
  • ne zaman unuttuk, bir şeye sırf "haksızlık" olduğu için karşı çıkmayı? (Şimdi Değilse Ne Zaman?)

  • Alexis zorbanın İngiliz Basile dediği gibi, “neye yarıyor sizin onca lanet kitabınız, zulmü zalimden soyutluyorsa?“ (Hafazanallah!)
  • Hicraniyem der ki bakın hâlıma Dağlar dayanmıyor ahu zarıma Elim ermez oldu kisbü kârıma Çünkü Gül yüzlümü elden aldırdım Hacı Taşhan (Beyaz Türkler Küstüler)
  • Günay kızım. İnsanları sevmekten korkma .Sevmediğin değil, sevdiğin yanlarını abart.İnsan olmanın kefareti,sevmeyi bilmektir. (Valla, Kurda Yedirdin Beni)
  • Kıtlık Tanrı'dan,açlık insanlardan gelir (Eyy Uhnem! Eyy Uhnem!)
  • En muhteşem zaferlerimizden geride, sorumluluğunu bilinmeze yüklediğimiz bir enkaz kaldı. (Dünya Nöbeti)
  • Ünlü diplomatları Fyodor Tyutçev'i hatırladım: Rusya, anlaşılamaz, hesaba kitaba da gelmez. Kendisine has bir kimliği vardır, Rusya'ya sadece iman edilir. İç çektim, 'İman etmekten başka çaremiz yok, değil mi Aleksi?..' (Eyy Uhnem! Eyy Uhnem!)
  • Esasen bunların hepsi uydurma.Samanyolu galaksisinin güneş sisteminin kokuşan bir gezegeni olan Dünya'da,insanoğlu insanoğluna kısacık bir süre için teğettir.Sonra,herkes kendi meçhulüne yollanır.Bir başına (O. K Musti Türkiye Tamamdır)

  • Tanım: Bir kimsenin görüşlerinin yanlış olduğuna dair delil sunmak yerine, o kimsenin niteliklerine (kişiliğine, karakterine, niyetlerine, vasıflarına vs) saldırarak, reddetmek veya karşı iddiada bulunmak. Örnek 1: Başkan bu konuda haklı olamaz. Çünkü kanının son damlasına kadar liberal. Örnek 3: Onun önerisini kabul edemeyiz. Çünkü o karşı partiden. Örnek 4: Bu bilim adamının teorisinin herhangi bir geçerliliği olduğunu sanmıyorum. Bu teoriyi ödeneğini kaybetmemek ve işini kurtarmak için ortaya atıyor. (Safsata Kılavuzu)
  • Mantık "doğru"ların değil, "geçerlilik"lerin bilimidir. (Ben Böyle Düşünüyorum! Demekle Olmuyor)
  • ...insan düşündüğünü dürüstçe ifade ettiği sürece ahlaklıdır. ('Nuke' Türkiye!)
  • Cevapların hepsini buldum sandı, hayatı karşılamayı unuttu. (Viva La Muerte! - Yaşasın Ölüm!)
  • Aile, koca, çocuk, iş derken, kadın kendisine teğet geçmeye mecbur edilir. Bir şey yapması daima müsaadelere bağlıdır. Ailesinin müsaadesine veya teşvikine, dostlarının desteklemesine, yakınlarının "evet" demesine! Bu yüzden, sanat eğitiminin kadına verilmesi daha da önemlidir. (Kadere Karşı Koy A. Ş.)
  • Kime kırk gün deli denilse deli olacağı dile getirilmeyen bir gerçekti. Inanç birliği sanıyı gerçeğe dönüştürmeye yeterdi. Bireyin gerçekliğinin bütünün inancı doğrultusunda olması doğaldı. Kaldı ki sülale narsisizminin birincil hasmı devletin bile kabul ettiği işlevleri vardı. (İşkenceci)
  • Yumurta da taşın üstünde düşşe, taş da yumurtanın, olan yumurtaya olur. *Kıbrıs Rum Atasözü (Yaseminler Tüter mi, Hâlâ?)

Yorum Yaz