Oda Müziği - James Joyce Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Oda Müziği kimin eseri? Oda Müziği kitabının yazarı kimdir? Oda Müziği konusu ve anafikri nedir? Oda Müziği kitabı ne anlatıyor? Oda Müziği PDF indirme linki var mı? Oda Müziği kitabının yazarı James Joyce kimdir? İşte Oda Müziği kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: James Joyce
Çevirmen: Osman Çakmakçı
Orijinal Adı: Chamber Music
Yayın Evi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
İSBN: 9786053603320
Sayfa Sayısı: 65
Oda Müziği Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
İrlandalı yenilikçi yazar James Joyce'un (1882-1941) şair yönü ülkemizde pek bilinmez. Oysa yazarın ilk yayımlanan kitabı, Chamber Music (Oda Müziği) (1907) adlı şiirler toplamıdır. Bu kitabında Jacobean tarzda yazılmış lirik şiirler yer alır. Çok iyi şarkı söyleyebilen Joyce, 36 şiirden oluşan kitabına bu adı vererek şiirlerin müzikal özelliklerini öne çıkarır. Gerçi şiirler aşktaki tensel şehvetle duygusallığı birleştirebilmesiyle de ilgi çekicidir. Ancak Joyce, yıllar sonra, bu şiirlerin yayımlanmış olmasından utanç duyduğunu söyler.
Şiirlerinde Joyce'un kontrole gerek duymadığı duygusal yönü yansır; sanatçı kişiliğinin Türkiye'de pek de bilinmeyen yönü...
Oda Müziği Alıntıları - Sözleri
- Sevgili yürek, niçin eziyet ediyorsun bana?
- Ah artık dalma hayale Akşam vakti o seni çağırırken, Dalma düşünceye: Kim olabilir bu diye Şarkısı yüreğime çöken? Anla ki bu, âşığın şarkısı, Benim akşam vakti çalan kapını.
- Ölene kadar uğraşsalar da Ele geçiremeyecekler ruhumu asla Kendi ruhlarına da benzetemeyecekler
- Aşk başlangıcında sadece korkudur.
- Sevgilim, aşkın ürkekleştirdiği Düğümlenmiş kollar arasında Aklımı başımdan alıyor gece, orda Hiçbir şey üzemez bizi; Uyku, rüyalı uykuya bağlanmış Ki orda ruhlar yatar yan yana, hapsolunmuş.
- Aşk kahreder insanı uzaklardayken aşk uzaklarda!
- Yüreğim, hiç mi akıl kalmadı sende umutsuzluğa düşecek kadar?
- Sevgili yürek, niçin eziyet ediyorsun bana ?
- Yüreğim, hiç mi akıl kalmadı sende umutsuzluğa düşecek kadar?
- Ne flütleriyle ozanların övgüler Düzdüğü bir aşka rastladım, Ne de bir aşk gördüm ki İçinde hiç sahtelik bulunmasın.
- Boyun eğdiren, bırakma beni! Tek sevincim, tek kederim, Gaspet beni, koru beni, teselli et beni, ah esirge beni!
- Aşk ve gülüşler şarkılar söyler Yürek ümitsizlik içindeyken
- Parlak ve engin ve merhametsiz tıpkı senin Kararsızlığın gibi !
- Delidolu gençlik dönmez artık geri
Oda Müziği İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Ah şu kitaba inceleme yazma cesâretini nereden almış olabilirim ki acaba..? Bir kitap okumuştum uzun zaman önce, ve orada edebiyata vurgun kişilerin bir araya geldiği epizotta yazarlar çekiştiriliyordu. yazar/franz-kafka'nın kitap/dava--232 kitabı için, "kitabı neredeyse sürütleyerek eve getirdim ama o kalın kitaptan hemen hemen hiçbir şey anlamadım" lafı hâlâ aklımda. İşte böyle bir konuşmada konu yazar/james-joyce üzerine de geldi, en dikkatimi çeken de bu yöndeki eleştiriler oldu. Yazar, çok zor anlaşılan bir dille yazıyormuş kitapları ve bu yalnızca insanların demesi ile kalmıyor, kendi de anlaşılmadığını biliyormuş. Hatta ölüm döşeğinde son sözlerinin "gerçekten beni kimse anlamıyor mu?" olduğu da söylenmekte. Böyle anlaşılmazlık oluşturan ne olabilir ki en fazla diye düşünüyordum ve derkeeen... bir baktım kitap/oda-muzigi--186032 kitabını okuyorum. İncecik bir kitap ama bir o kadar kalın. Anlamlarını da hesaba kattıkta fazlasıyla kitaptan kalın hem de ve buna "kendi kendini gölgede bırakmak" demek geçiyor içimden. Her satırda (bakın "sayfada" demedim) sayfa sonunda izâhı olduğunu bildirmek amaçlı rakamlar vardı, garip ve gülünç olan, anlamları okuduğumda hep birine ya da bir kitaba gönderme olduğu yazılmasıydı. :D Hadi bir örnek verelim: "Saymayın beni — Asil hanımların hoppalıklarını ⁵ Tatmin etmek için yırtınanlardan ⁶ Ki avuturlar kendilerini Altın yaldızlı Kelt motifleriyle onların ⁷— Bütün gün ciddi ciddi dolaşıp da Eserlerini ıvır zıvırla dolduranlardan ⁸ — Veya tavırlarından kibarlara Eğilimli olduğu anlaşılanlardan ⁹ — Veya baldırı çıplağı oynayıp da Hazelpatch’li milyonerlerin huzurunda Kutsal oruçtan sonra ağlamaklı ¹⁰ Zındık geçmişini itiraf edenlerden — Veya şapkasını çıkaranlardan Ne biraya ne de Çarmıha, Ama göstermek için o zavallılara Yüce Kastilyalı asaletini ¹¹ — Veya sevgili Üstadını sevenlerden ¹² — Veya içkisini korkuyla içenlerden ¹³ — Veya ancak sıcak yatağına uzandığında Boynu vurulmuş İsa’yı görenlerden Ve Aiskhylos’un çoktandır kayıp eserlerini Bize kazandırmak için çok çalışanlardan ¹⁴." Bu satırları okuduktan sonra içimden "ne diyorsun Jamec amcaa?" geçti.. Fakat en garip ve kamera şakasına benzeri de açıklamalardı. Çünkü kendimi acaip şekilde câhil hissetmeme neden oldu. Ya da bunun farkına varmama desem daha doğru olur. "5 - Lady Gregory ve Annie E. Horniman ve belki de Maud Gonne MacBride kastediliyor. 6 - Yeats’den bahsediliyor. 7 - Yeats’in 1809’a doğru yayınlanan kitapları altın yaldızlı motiflerle süslüydü. 8 - Synge. 9 - Oliver Gogarty. 10 - Padraic Colum. 11 - W.K. Magee (“John Eglinton”) 12 - Usta George Russel, çırak ise George Roberts’dir. 13 - James S. Starkey (“Seumas O’Sullivan”) 14 - George Russell." Ama gerçekten sadece biraz düşünmek talep ediyor. Örneğin bu alıntı üzerine saatlerce düşündüm ve böyle olunca kitapta bir ilerleme kaydedemiyorum, yani belirli bir anlam çıkarmayana kadar okuduğumu bile anlamıyorum çünkü aklım hep çözmek istediğim sorunla meşgul olur: gonderi/152089378 . Olay bir ara budizme kadar geldi :D ( barcoPolo ), ama bunlara rağmen doğruluğundan emin olmasam da bir sonuca vardım. Bir daha James Joyce okumak gibi çılgınlık yaparsam bunu sınavlardan önce yapacağım, çünkü anlamını yakaladığım her şiir sonrası kendimi en zeki kişi gibi hissediyorum. :) "Keyifli okumalar" dilemiyorum, çünkü sinirli bir okuma süreci olacak, o yüzden sizin için daha anlaşılır ve sinir neyronları açısından sağlıklı kitap olmasını dilerim! (Rûhe)
Sevemedim çeviriler öyle komikti ki ne okudum ben dedim çoğu yerde. Oldukça merak ediyordum ama beklentimin çok çok altındaydı. Bilin ki; Türk yazarlar candır arkadaşlar Canım Cemal Süreya Sabahattin Ali Özdemir Asaf ve nicesi... 2021 / 68 (Pınar Dumanoğlu)
Ceyms Coys: Türkçe çevirilerini ben beğenmedim. Onun haricinde İngilizce halleri gayet hoş ve sembolik. Okumak da, çözmeye uğraşmak da keyifli. Ama ben Türkçe çevirisi üzerinden değerlendirerek, olmamış diyorum. Hatta Türkçe çevirisi için diyebilirim ki, bir şekilde özellikle Joyce ile bir ilginiz yoksa ya da "artık elime ne gelirse" demiyorsanız dokunmamanız gereken bir kitap. Ancak İngilizce hali okurken içine daldığınız sembol ırmakları gibi, güzel. Benim en sevdiğim şiiri A Prayer oldu, arka sayfalarda yer alan. Eğer İngilizce kısmından okuyabilecek durumdaysanız, kesinlikle okumaya değer; sembolik anlatımları seviyorsanız bir de tabii. Türkçeleri için... şey... neyse. (Thoth)
Oda Müziği PDF indirme linki var mı?
James Joyce - Oda Müziği kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Oda Müziği PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı James Joyce Kimdir?
James Augustine Aloysius Joyce (1882 - 1941) İrlandalı yazar.
Katolik bir ailedendi. Dublin Üniversitesinde çağdaş dilleri öğrendi (1902). Özellikle karşılaştırmalı dil bilgisiyle ilgilenerek sağlam bir kültüre sahip oldu. Tıp öğrenimi için Paris'e gitti, bir yıl sonra Dublin'e döndü. Bir müddet ders verdi. 1904'te tekrar Avrupa'ya geçti. Bir süre Paris'te kaldıktan sonra İtalya'nın Trieste şehrine yerleşti (1906). Trieste'de İngilizce dersleri vererek geçimini sağladı. 1907'de şiirleri yayınlandı: Chamber Music (Oda müziği). 1914'da hikayelerini topladığı Dublinliler'i Londra'da çıkardı. Asıl ününü romanlarıyla sağladı. Şair Ezra Paund'un yardımıyla ilk romanı Sanatçının Bir Genç Adam Olarak Portresi, The Egoist dergisinde tefrika edildi, 1916'da da kitaplaştırıldı. Ulysses'i de tefrika edilmeye başladıktan sonra 1922'de tamamladı. Joyce'un bu eseri dizgi yanlışlarıyla doluydu. Aslına uygun yeni baskısı ancak 1984'te yapıldı.
Hemen bütün eserlerinde doğup büyüdüğü Dublin'i merkez alır. Sanatçının Bir Genç Adam Olarak Portresi'inde kendi hayatını konu edinen yazar, altmış kadar dilden aldığı unsurları birleştirerek yazdığı son romanı Finnegan Akşamları'nda (1939) aile fertlerinin bir gecede gördükleri rüyaları anlatır. Joyce, zor anlaşılan bir yazar olarak bilinir.
James Joyce Kitapları - Eserleri
- Ulysses
- Sanatçının Bir Genç Adam Olarak Portresi
- Ölüler
- Kedi ile Şeytan
- Eleştiri ve Deneme Yazıları
- Oda Müziği
- Dublinliler
- Gözünü Kapat ve Gör
- Sanatçının Mektupları
- Bırak Seni Seveyim
- Giacomo Joyce
- Finnegan Uyanması
- Sürgünler
- Kahraman Stephen
- Bir Küçük Bulut
- Nora'ya Mektuplar
- Finneganın Vahı 1
- Finneganın Vahı 2
- Epiphanies / Anıklıklar
- Kardeşler
- Araby
- Clay
James Joyce Alıntıları - Sözleri
- Melankolinin mizacı içindeki en baskın nota olduğunu düşündü ama bu melankoli, inanç, vazgeçiş ve basit zevkin nüksetmesiyle şekillenen bir melankoliydi. (Dublinliler)
- Gözlerim çok zaman yaşla doluyor (neden bilmiyordum) ve zaman zaman yüreğimden bir sel göğsüme taşıyordu. Gelecek üstüne pek düşünmüyordum. Onunla konuşup konuşmayacağımı, konuşursam da, bu karmakarışık hayranlığımı ona nasıl anlatacağımı bilmiyordum. Ama bedenim bir arp ve onun sözleri ve jestleri teller arasında gezinen parmaklar gibiydi. (Araby)
- "Bütün çabam kimseye muhtaç olmadan yaşamak" (Eleştiri ve Deneme Yazıları)
- Gözleri düşüncelerimi içti... seller gibi taşırdı.. (Giacomo Joyce)
- Kaçtığını düşünürken kendinle karşılaştın. eve giden en kısa yol, en uzun olandır. (Gözünü Kapat ve Gör)
- Aşk, güçsüzlüğün başka bir adı zaten. (Ulysses)
- “Kör olabilirim. Uzun bir süre kızıl-kahverengi bir saça baktım ve onun sen olmadığına karar verdim. Eve oldukça mahzun gittim. Bir randevu vermek isterdim ama sana uygun olmayabilir. Umarım sen bana randevu verebilecek kadar iyi olursun, eğer beni unutmadıysan.” (Sanatçının Mektupları)
- Öğlenin çarptığı günün korkusu, her gecenin gelincisinin gizliçiziği. Ama, bozuk cennetlisanı ile söylenecek olursa, öyle mi o? Kim o? Kimin o? Neden o? Nekadar o? Hangisi o? Ne zaman o? Nerede o? Nasıl o? Ve de ne şeytantüyüdür ondaki öyle, ... rahat dur, telaşını yatıştır! Yaklaş, önümüze düşüp yol göster! (Finneganın Vahı 2)
- Senden gelen tek bir övgü sözü beni neşeye boğuyor, gül narinliğinde bir neşeye. (Nora'ya Mektuplar)
- Bu yürekli yaralı ve üzgün. Sevda ile çıkmazda mı ? Sarkık, şehvetle sırıtan dudaklar: morumsu yumuşakçalar. (Giacomo Joyce)
- Rahmine sokulabilirim, senin canından kanından doğan bir çocuk gibi, kanınla beslenip bedeninin, sıcak gizli kasvetinde uyuyabilirim. (Nora'ya Mektuplar)
- Çünkü cocuğun yaradılışında fazlasıyla var ana sevgisi. (Sürgünler)
- Edebiyatın hayal mahsulü olması ve hayallerle ilgilenmesi, gerçeklere dayanmaması ve fikirleri de kesin bir şekilde ele almaması nedeniyle hor görülmesi gerektiği yönünde bir beyan, düpedüz deli saçmasıdır. (Eleştiri ve Deneme Yazıları)
- Kitapsız, şarkısız duruyor kibiri. Orada bitiyor gözünün akında kırmızı şeytan yok artık. Sığların sakini düşüp çarpıyor! (Finneganın Vahı 2)
- "...Benden uzun mektup yazmamı istedin ama yazmaktan nefret ediyorum gerçekten,bir şey söylemenin öyle tatminsiz bir yolu ki yazmak!.." (Nora'ya Mektuplar)
- Ulysses edebiyatın "denklembilgisiyse", Finneganın Vahı da onun kısmi diferansiyel denklemidir. (Finneganın Vahı 1)
- Bu düşmangeberten ingiliss, bu bir ekose grisi, bu bir galli devyisi, eğilen. (Finneganın Vahı 1)
- My body was like a harp and her words and gestures were like fingers running upon the wires. (Araby)
- Sen yanımdayken kibirli, şüpheci yanımı bir yana bırakıyorum. Şimdi başını omzumda hissetmek isterdim. (Bırak Seni Seveyim)
- Onu bunu bırak sen, en güzel kadında bile en çekici şey nedir? (Sürgünler)