Oku Ama Neyi? - Taşkın Tuna Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Oku Ama Neyi? kimin eseri? Oku Ama Neyi? kitabının yazarı kimdir? Oku Ama Neyi? konusu ve anafikri nedir? Oku Ama Neyi? kitabı ne anlatıyor? Oku Ama Neyi? kitabının yazarı Taşkın Tuna kimdir? İşte Oku Ama Neyi? kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Taşkın Tuna
Yayın Evi: Şule Yayınları
İSBN: 9789756841822
Sayfa Sayısı: 501
Oku Ama Neyi? Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Evrende olup biten her şey, gizli bir kaderle birbirine bağlıdır. Sönen bir yıldız, sırasını hiç şaşırmayan mevsimler, kabaran bir ırmak, doğan ve büyüyen bir insan, deseni önceden belirlenmiş bir örgüyü işlemek için varlık sürerler. Bilim, bu muazzam döngünün ve sayısız çeşitliliğin sırlarını açığa çıkarmak için can atar ve yalnızca bir aracıdır.
Taşkın Tuna, "Oku Ama Neyi?" de, insanın hallerini, bir roman kurgusuyla ve bilimi, hakikatin aydınlatıcısı yaparak anlatıyor.
Kitapta geçen olaylarla, kişilerin "gerçek" olup olmadığı konusuna gelince... Hayalin hakikati ile hakikatin hayalinin birleşip kaynaştığı bu evrende; neyin gerçek, neyin gerçek olmadığını kim bilebilir ki?
Oku Ama Neyi? Alıntıları - Sözleri
- Amr bin Osman el Mekki “Tasavvuf, kulun her zaman o an için en uygun olanla meşgul olmasıdır” şeklindeki tarifi, her an "huzurda" olmanın bir başka anlatım şeklidir.
- Uçurtmalar, rüzgar gücü ile yükselmezler; o güce karşı koydukları için yükselirler. İnsan da nefsi ile değil; nefsine karşı koyacağı güçle yükselir..
- “Yâ Rab, n'ola halim, kabre vardığım gece Eyi olmazsa amelim, kabre vardığım gece. Ya Rabbena yandırma, günahlara bandırma Çırağım söndürme, kabre vardığım gece." °°Yunus Emre
- Damlalar birbirine katıla katıla denize akarlar. Gönüller birbirine katıla katıla küllî olan gönüle bakarlar!
- Kur'ân'ın Maide sûresinin 23. Âyetine göre, “Eğer inanıyorsanız, Allah'a tevekkül ediniz” buyurulmaktadır. Bu hükme göre, tevekkül, imânın ürünüdür. Kişinin imânı ne kadar kuvvetli ise, tevekkülü de o kadar sağlam olacaktır.
- "Takdir dahil olunca, tedbir zail olur!"
- Bir gün birisi gelmiş ve kendisine ( Hz.Ali'ye) sormuştu: "Gökten daha ağır, yerden daha geniş; denizden daha zengin; taştan daha sert; ateşten daha sıcak; zemheriden daha soğuk ve zehirden daha acı ne vardır?” Ona şu cevabı vermişti: "Suçsuz olan kimseye iftira etmek gökten daha ağırdır; hukuk yerden daha geniştir; kalp denizden daha zengindir; kinle dolu kalp taştan daha serttir; zalim idareci ateşten daha sıcaktır; ikiyüzlü kimseye muhtaç olmak zemheriden daha soğuktur; sabretmek zehirden daha acıdır!"
- “İnsanın ne kadar çok şeyi öğrenmesi gerekir" diye düşünürken, kafamın içinde, ta derinlerden gelen bir titreşimin sesi yankılandı. Yüce Peygamber, “İki günü birbirine eşit olan ziyandadır” demişti.
- İnsan bildiklerinin azı ile değil, bilmediklerinin fazlası ile kendini ölçmelidir. Bilmemek, hayran olmamak demektir..
- Susmanın faziletini anlatmak için, saatlerce konuşmaya hazırım..
- "Dünyayı isteyen ilme sarılsın; âhireti isteyen ilme sarılsın." Hz. Muhammed (sallallahu aleyhi vesellem)
- Düşünce denilen ucu sivri bir tornavidanın, beyin hücrelerimin molekül bağları arasında, oyup oyup kazdığı derin dehlizlerin merdivenlerinde, kendi öz benliğimi aramaktan bitap düşüyordum.
- Aslında insan kendisine neyin fayda getireceğini neyin zarar vereceğini nereden anlar ki? “Belki de fena gördüğünüz bir şey, sonunda sizin için hayırlı olur." (Bakara, 216)
- "Ey aslını arayan kimse, şunu bil ki, kimde dert varsa, o koku almış, dermana erişmiştir" ve "Kim daha ziyade uyanıksa o daha ziyade dertlidir" .. Mesnevî
- Cevizin kabuğunu kıramayan, cevizi sadece kabuk zanneder..
Oku Ama Neyi? İncelemesi - Şahsi Yorumlar
"Yaratan rabbinin adıyla oku!": Uzun süredir böyle duygudan-duyguya sürükleyen bir kitap okumamıştım.. Çok kapsamlı, çok donanımlı. Hayret ettiriyor, heyecan, korku, ümit, sevinç.. Bir anım bir anımla tutuşmadı. Bunların yanında rahatsız da etti, itiraz da ettirdi. Bilim çerçevesinde evrenimizin resmini rakamlarla çizerken hayretimi tutamadım.. Muhabbetullah yolunda hikaye edilen evliyanın menkıbelerini hayretle, hayranlıkla takip ettim. Tasavvuf, makam, tövbe, takva, zühd, tevekkül, tecelli ve aşk basamaklarını teker teker, itinayla çıkması etkisini katladı. Huzur buldum. Ümitlendim ve korktum. Rahatsız eden kısımlardan biri sahabelerin savaşı dönemine kullandığı üslup oldu.. oralara dokunmadan geçiyorum. Evrenin tarifini yapan eserler beni hep hayran bırakmıştır. O rakamları idrakte zorluk çekiyorum (tamam idrak edemiyorum). Ama kendi dar sınırım çerçevesinde anladığım şeyler hayret ötesi. Gel de hayret etme, gel de hayran olma. SUPHANALLAH! Gökyüzündeki yıldızların gördüğümüz ışıkları yıllar önceki hallerinin ışıkları ve kayan yıldızlar yıllar önce kaymışlar da biz şimdi görüyoruz. Başka uzak bir yıldızdan dünyaya baksak asırlar öncesini görebilirmişiz neler neler.. aklımda kalan basit tarifler oldu. Ama hayretim baki kalacak. Kitap "Oku!" Hitabının neye olduğu, neyi okuması gerektiğini merak eden karakterin arayışıyla başlıyor. Aradıkça başka sorular çıkıyor karşısına ve sorular da o kadar kıymetli ki!.. Sonuç olarak her şey insana insanı anlatmak için; her şey insanın kendini tanıması, keşfetmesi için.. aramak, aramak, aramak.. anlamları, sebepleri, cevapları. Ve bu gizemli kutunun bir de şifresi var: "Kendini bilen Rabbini bilir.." Oku Ama Neyi? Kur'an'ı, Peygamberi(s.a.v), tabiatı ve kendini.. Okumakla hiç biter mi? Yeter ki: "Yaratan rabbinin adıyla oku!" (Alak Suresi) (Hîm)
Oku Ama Neyi?/Taşkın TUNA Alak süresinin ilk ayeti; "İKRA"daki Elif, Kaf, Ra ve ikinci Elif'in batınî manasından yola çıkarak, insanın hallerini ve bilimi hakikatin aydınlatıcısı olarak anlattığı güzel bir kurgu romanı. Kalp temizliği yeter bir şart değil, gerekli bir şarttır./Syf.71 Kitaplar insanın düşünce ufkunu açar, hayâl gücünü artırır. Kitaplar kuşlar gibidir. Kuş ne kadar yüksekten uçarsa, o uzağı görür./Syf.194 Kalp denizden daha zengindir; kinle dolu kalp taştan daha serttir./Syf.248 Muhammed İkbal: İnsana sığabilene kâinat, kâinata sığamayana da, insan derim./Syf.338 Einstein: BİLİM önemlidir, fakat hayal (imagination) daha da önemlidir./Syf.342 Aşk, aşırı bir sevginin sarsıntılı şiddetidir./Syf 361 Einstein: Allah hiçbir şeyi tesadüfe bırakmaz, çünkü Allah asla zar atmaz/Syf.343 Gülün dikene katlanması onu güzel kokulu yaptı. Hayatta en tatlı şey, sevmek ilmini bilmektir./Syf.495 Tavsiye eder miyim ? Akıcı değil, konu yoğunluğu fazla ve bilgiye boğuyor. Sindire sindire okunması gereken bir kitap, bu şekilde okuyabilirim diyen herkese #tavsiyeederim (Fethi)
Bu kitabı okumadan evvel bazı adreslerden yorumların bir kısmını okudum. Yazarı ağır eleştiriyorlardı. Bu yüzden önyargılı elime aldım. Uzun zaman önce bir arkadaşım hediye etmiş bir kenarda unutmuştum. İslami bilgilerin, bilimle, bilimin İslami bilgilerle yoğrularak açıklandığı harika bir eser. Çok şey öğrendim. Çok etkilendim. Defalarca okurum diye düşünüyorum. Kesinlikle tavsiye ediyorum. Mutlaka okunmalı. (Hüseyin Namlı)
Kitabın Yazarı Taşkın Tuna Kimdir?
Taşkın Tuna, bürokrasinin üst kademelerinden gelen bir yazardır. 1962 yılında Ankara Fen Fakültesinden Fizik Yük. Müh. olarak mezun oldu. Daha sonra DMİ Genel Müdürlüğüne geçen Tuna, Almanyada staj ve eğitim aldı. 1969 yılında İngilterede Reading Üniversitesinde yüksek lisans eğitimi gören Tuna, burada Master düzeyinde ihtisas yaptı. Yurda dönüşünde ODTÜde öğretim görevlisi olarak çalıştı. ABDde çevre sorunları konusunda da eğitim gören Tuna, 1987-1991 yılları arasında İngilterede Avrupa Meteorolojik Tahmin ve Araştırma Merkezinde uzman olarak hizmet verdi. Daha sonra Yurda dönen Taşkın Tuna Çevre Bakanlığına Genel Müdür olarak atandı ve burada da 3 yıla yakın bir süre çalıştıktan sonra emekli oldu.rnrnTuna’nın ses getiren kitapları arasında, ‘OKU AMA NEYİ’ Şule Yayınları tarafından kısa sürede sekizinci baskısı yapılmış ve geniş bir okuyucu kütlesi tarafından beğeni ile karşılanmıştır.rnrnTaşkın Tunanın, 1945-1960 yıllarındaki siyasi çalkantıları kapsayan ‘ADNAN MENDERES’İN ANILARI’ adlı bir kitabı da Şule yayınevi tarafından Ekim 2002 tarihinde basılmış ve çok satan kitaplar listesine girmiştir.rnrnYazarın SON BASAMAK adlı çalışması, 2003 Nisan ayı ortalarında piyasaya çıkmış ve basında geniş yer almıştır. SON BASAMAK, daha çok bilimsel gerçekleri; bu arada uzay, zaman, yaratılış ve atom altı parçacıkların davranışlarını ele alan bir popüler bilim kitabı olarak değerlendirilebilir.rnrnTuna’nın 2003 yılı sonlarında çıkan bir diğer kitabı da ‘BİR ELMA İKİ AYNA’ ismini taşıyor. Bu eserde Tuna, asırlara imzasını alan bazı öncü sufîlerin hayat hikâyeleri ile günümüze kadar ulaşan fikir ve düşünce tomurcuklarını sergiliyor.rnrnTaşkın Tuna, ‘BİR ÇARPI BİR’ adındaki eserinden sonra, bu kez Big Bang konusuna el attı. Evrenin yaratılışı, zamanımızdan yaklaşık 14 milyar yıl önce çok sıcak, çok yoğun bir madde ve enerji yumağının, birdenbire uzay boyutlarına taşması ile oluşan kozmik fırtınanın, akıllara idraklere ve zihinlere sığmayacak kadar muhteşem bir mucizenin, imanlı yürekleri titreten esintisidir! OL DEDİ OLDU isimli bu çalışmasından sonra ‘Büyük Patlama’nın ikinci kitabı da okuyucularla buluştu. ‘OL DEDİ OLDU’ ‘ama nasıl oldu?’ İşte bu soruyu ikinci kitapta bulacaksınız. Kara delikler, UFO’lar, uzayda hayat arama girişimleri, paralel evrenler, zaman ve zamanda yolculuk kavramı ve nihayet canlılık. Ve sonra ölüm! Yani kıyamet!rnrnTuna, 2007 yılında uzun yılların araştırmalarına dayanarak hazırladığı ‘Muhammedi Bilinç’ adlı kitabıyla, maddenin esasını bilinç boyutunun penceresinden bakarak anlatıyor. Madde, enerji, evren, uzay ve zaman konularında alışılmadık bir bilincin varlığı fizikî gerçeklerin nefes kesen yorumlarıyla şekil ve vücud buluyor. Önce ‘hayret’, daha sonra da ‘hayranlık’ vadisinde dolaşmak isteyenlere harika bir yapıt.rnrnGele gele geldik, 2008 yılına! Muhamedi Bilinç’in ikinci kitabı yerine, “ÖLÜ KÖPEĞİN GÜZEL DİŞLERİ” adlı yeni bir çalışma ile Tuna karşımıza çıkıyor. Sabır, sevgi, hoşgörü, güven, yardımlaşma, dayanışma; özetle İslamî Ahlak anlayışı çerçevesi içinde “sıratı mustakim” istikametinde bulunmak! Biraz zor, ama temiz vicdanlara çok kolay gelen bir çizgi!rnrnBu çizgide bulunanlar, hep güzel dişleri görürler de ondan!rn
Taşkın Tuna Kitapları - Eserleri
- Ol Dedi Oldu 1
- Oku Ama Neyi?
- Ol Dedi Oldu 2
- İnsan Yağmurları
- Uzayın Sırları
- Bir Elma İki Ayna
- Adnan Menderes'in Günlüğü
- Muhteşem Tasarım
- Ölü Köpeğin Dişleri
- 1x1
- Uzayın Ötesi
- Muhammedi Bilinç
- Son Basamak
- Noktanın Seyri
- Hayalin Hakikati
- Sonsuz Uzaylar
- Alem ve Adem
- Şeytani Bilinç Muhammedi Bilince Karşı
- Uzay ve Dünya
- Yeryüzü Dengesi
- Hayat Kaynağımız Güneş
Taşkın Tuna Alıntıları - Sözleri
- Geçmişe doğru ne kadar gidilirse gidilsin, Allah'ın var olmadığı bir zaman dilimi bulunamaz. (Bir Elma İki Ayna)
- Tekrarlayalım, onlar temizdirler. Çünkü Allah, Ehl-i Beyt'e tertemizliği lütfetmiştir de ondan! (İnsan Yağmurları)
- Eğer durmakta olan trenin arka vagonuna bir lokomotif usulca bağlanır ve lokomotif treni harekete geçirirse, vagonlar son vagonun yol almasıyla beraber peş peşe harekete geçerler. Bir süre sonra lokomotif en arkadaki vagonla bağını ayırsa bile, vagonlar uzun bir süre yol almaya devam edeceklerdir. Lokomotifi görmeyen bir gözlemci, hayretler içinde bu tren nasıl oluyor da hareket ediyor diye merak edecektir. Oysa treni harekete zorlayan lokomotiftir. Onun görünmez oluşu, bazı kişilerin aklını karıştırsa da, görebilenler için hayret verici değildir. (Muhammedi Bilinç)
- Kur'an'ı özne olarak değil de nesne olarak kabul edişimizin hüznünü yaşıyoruz. (İnsan Yağmurları)
- Evren yok olacak, yokluğa gidecek! Siz isterseniz buna "kıyamet" de diyebilirsiniz (Muhteşem Tasarım)
- Bütün minicik proton, nötron ve temel parçacık olan kuarkları doğa alfabesinin "harfleri" gibi düşünebiliriz. Bu harflerin çeşitli şekillerde birleşmesinden atom dediğimiz "sözcükler" ortaya çıkar. Atomların birbiriyle kaynaşmasından molekül diye isimlendirdiğimiz "sahifeler" oluşur. Çevremizde moleküllerden meydana gelen milyonlarca türdeki madde de işte bu "Evren Kitabı"nı inşa eder! (Noktanın Seyri)
- " ... maşrapan küçükse deryâyı suçlamaya hakkın yok ! " (Bir Elma İki Ayna)
- "Ezeli sırları ne sen bilirsin ne de ben Bu muammayı ne sen okuyabilirsin ne de ben Perde ardında sen ben dedikodusu var amma. Perde kalktı mı ne sen kalırsın ne de ben." // Ömer Hayyam (Ölü Köpeğin Dişleri)
- "Ne kadar okursan oku;bilgine yakışır şekilde davranmıyorsan, CAHİLSİN demektir..!" (Noktanın Seyri)
- Ay'ın bir yıl boyunca yansıttığı aydınlanma, Güneş'in yalnızca 20 saniyedeki aydınlatma gücüne eşittir. (Uzayın Sırları)
- "İnsan aklı, insan aklını yansıtan bir evreni yansıtır." J. G. Pearce (Muhteşem Tasarım)
- Hubble'nin ortaya attığı genişleyen evren modeli, hayali ve soyut bir tez değil; aksine fizikteki Doppler olayına dayanan, matematik değerlere bağımlı, şaşırtıcı fakat kesin ve çarpıcı bir gerçektir.Doppler olayı bir dalganın, örneğin bir ses dalgasının bizden uzaklaşması halinde, dalga uzunluğunun artacağı esasına dayanır ve yüzlerce kez test edilmiş, doğrulanmış ve kesinleşmiş bir fizik kaidesidir...Genişleyen evren modeli, bize Evren'in her geçen gün büyüdüğünü anlatır.Bu gerçeğe göre Evren geçen yıl, bu yıla göre daha küçüktü.Bu yargıdan hareketle, evrenin bin yıl önce, bir milyon yıl önce, bir milyar yıl önce, bir önceki döneme göre daha ufak olduğu sonucuna ulaşılır.Bu kesin sonuç, bizi 14 milyar yıl geriye götürür ve evrenimizin yaratılış anı ile baş başa bırakır. (Ol Dedi Oldu 2)
- "Dünyayı isteyen ilme sarılsın; âhireti isteyen ilme sarılsın." Hz. Muhammed (sallallahu aleyhi vesellem) (Oku Ama Neyi?)
- Neyin peşindeyiz? Bizler kimiz? Bizi biz yapan nüfus idaresinin verdiği kimlik numarası mı? "Ben" dediğim zaman kimi anlayacağım? Atom yığınından ibaret olan anatomik bedenimi mi? İçimde korkunç girdapların, şiddetli fırtınaların hüküm sürdüğü ruhsal varlığımın bilinç yapısını mı? Kimi? (Muhammedi Bilinç)
- "Bilimde kesinlik yoktur, ancak doğruya yakın bir yaklaşım vardır. " (Son Basamak)
- "Kimin aşka meyli yoksa, o kanatsız bir kuş gibidir, vah ona!" (Ölü Köpeğin Dişleri)
- Andromedea Galaksisi, bize en yakın olanıymış! Onun gibi sistemlerden evrenimizde 300 milyar galaksi daha varmış.Uzaklıklar, zaman, mekân, uzay ve sonsuzluk! Belki şaşırmak, hayret etmek, belki en iyisi hayranlık duymak! Peki sonra? Sonra sadece iki kelime yeter! Allahu ekber! (Alem ve Adem)
- Hakikatte, Mutlak Vücûd yönünden her damla bir okyanus, her bir zerre güneş kadar büyük ve parlaktır. (Şeytani Bilinç Muhammedi Bilince Karşı)
- "Güneş de yörüngesinde belli bir vakit için hareket halindedir... Bu üstün hüküm ve hikmet sahibi Allah'ın (c.c) takdiridir. " - Yasin,38 (Uzayın Sırları)
- "İnci de denizin dibinde iken acaba deniz nerede diye sorup durur.Sedef gibi olan hayâl, ona bir perdedir." (Not : İnci tanesi, kendisini tamamen kapatan sedef kabuğu içinde kaldığından, denizi göremiyor ve deniz nerede diye soruyor. Bunun gibi , İlâhî Nûr içinde bulunduğumuz hâlde, sırf dünya hevesleri ve aşırı maddi ilişkilerimiz yüzünden bizi örten bir kabuk gibi hicap denilen perde arkasında kaldık.) (Hayalin Hakikati)