Ölülerin Fısıltısı - Simon Beckett Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Ölülerin Fısıltısı kimin eseri? Ölülerin Fısıltısı kitabının yazarı kimdir? Ölülerin Fısıltısı konusu ve anafikri nedir? Ölülerin Fısıltısı kitabı ne anlatıyor? Ölülerin Fısıltısı PDF indirme linki var mı? Ölülerin Fısıltısı kitabının yazarı Simon Beckett kimdir? İşte Ölülerin Fısıltısı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Simon Beckett
Çevirmen: Nur Küçük
Orijinal Adı: Whispers of the Dead (David Hunter #3)
Yayın Evi: İthaki Yayınları
İSBN: 9786053751533
Sayfa Sayısı: 344
Ölülerin Fısıltısı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Ölülerin Fısıltısı'nı siz de duyacaksınız...
Adli antropolog Dr. David Hunter, "ceset çiftliği" olarak anılan bir araştırma merkezinde çalışmakiçin ABD'ye gittiğinde, kendisini bekleyen kâbustan habersizdir.
Uzmanlarla aynı konuya "merak salan" takıntılı bir katil, kendi dehşet verici deneylerini yapmak için kurban aramaktadır.
Tennessee'de çürümeye yüz tutmuş cesetler keşfedildikçe, Dr. Hunter da "gerçek vakalar" üzerindeçalışmak zorunda kalır.
Korkunç cinayetler, tüyler ürperten ayrıntılar...
"Ölümcül akıl oyunları... Sert ve keskin bir üslup..."
-The Times-
(Tanıtım Bülteninden)
Ölülerin Fısıltısı Alıntıları - Sözleri
- "Zamanla insan hemen her şeye alışabiliyor."
- Beden öldüğünde, hayatın denetim altında tuttuğu enzimler zincirlerini koparır.
- Çok çeşitli şekillerde ölmüş insan bedenleri gördüm.
- "Karşına fırsat çıktığında kullanmak için hazır olmak zorundasın. Bunun gibi şansları heba etmeyi kaldırmazsın. Bunu herkesten daha iyi biliyorsun. Hayat çok kısa."
- İnsaların anılarımızdaki gibi kalmasını bekleriz, ama tabii asla öyle olmaz.
- Şans. Şimdiye kadar pek sahip olmadığımız bir şey.
- Pratik, mükemmelleştirir
- "Başarısızlık her zaman hayal kırıcıdır, ama olaya bir bütün olarak bakmayı sürdürmen gerek. Her zaman bir sonraki sefer vardır."
- İnsanların anılarımızdaki gibi kalmasını bekleriz, ama tabii asla öyle olmaz.
Ölülerin Fısıltısı İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Simon Beckett'ın David Hunter serisi okunmalı bence. Karakterimiz bu kitapta araştırma yapmak için Tenessee'deki kadavraları incelemeye gidiyor. Cesetler peşini bırakır mı? Tabiki hayır. Herhalde katilin en fazla öldürdüğü romandır. Sonunda kendisiyle tanıştığımda şaşırmıştım bu muydu demiştim. David Hunter bu kitapta ilk başta fazla tutuk geldi bana ama sonrasında açıldı ve herşeyi ustalıkla çözdü. Macera, gerilim ne ararsan. Iyi okumalar... (Hayriye Dev)
Bir kitapta Amerikan polisiyesi varsa esas adamın soruşturmadan dışlanması zorunlu oluyor herhalde. :) Bu sefer kitabın konusunu çok beğenmesem de Hunter'in işiyle ilgili kurgulanan ayrıntılar çok başarılıydı ve tabiki kitaptan sıkılmak söz konusu bile değildi. (Yasemin Çakır)
Lost Dizisi Neden Çekildi?: Sen git doktor ol, sonra da antropolog ol. Sonra git ölüleri incele... Bu arkadaş taaaa İngiltere den kalkıp Amerigalara kadar gidiyor. Tenessede ne yapıyor ne ediyor bi cinayetin içine düşüyor. Adam şok. Sonra diyo Allahhıımmm ben napıcaam, sonra da diyo ki O may gudnıs ben bi hristiyanım, ne Allah'ım diyosun diyo. Her neyse bu arkadaş ölüleri inceliyo ve nasıl öldürüldüklerini buluyo. Bunun büyük büyük büyük babaannesi Yozgat'dan taaa Amerigalara kadar göç etmiş 1789 yılında (kavimler göçü). Yüze yüze karaya çıkmış bir de ne görsün! (Neyse bu konuya sonra değiniriz) Sonra bu kadın torununa demiş ki "okuyun oğlum, okuyun da memur olun." demiş ama adam dinlemeyip antropolog olmuş. Sonra bakıyo ki İngiltere'deki cinayetler pek ilginç değil, ordan kalkıp taaaaa Amerigalara gidiyo. Yolda gemi batıyo, karaya da 300 metre var. Doktorumuz yüze yüze karaya çıkıyor, bir de ne görsün! Karşısında babaannesi... (Az önceki konuya burda değinmiş oluyoruz işte) Meğer gemi batarken zaman genişlemesi mi daralması mı artık bişeyler oluyo adam da taaa 1789 a ışınlanıp babaannesinin yüze yüze karaya çıktığı ana ışınlanıyo. Eğer buraya kadar okuduysanız ilginç senaryoları seviyorsunuz demektir. O yüzden kitabı da okuyun, senaryosu çok sağlam. (Kral AKENATON)
Ölülerin Fısıltısı PDF indirme linki var mı?
Simon Beckett - Ölülerin Fısıltısı kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Ölülerin Fısıltısı PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Simon Beckett Kimdir?
1960, Sheffield doğumlu İngiliz yazar. The Times, The İndependent on Sunday, The Daily Telegraph ve The Observer de dahil olmak üzere bir çok gazete de çalışmış olan gazeteci/yazarın dikkat çeken romanları arasında "owning jacob" ve "chemistry of death" sayılabilir.
Simon Beckett Kitapları - Eserleri
- Ölümün Kimyası
- Kemiklerin Şifresi
- Ölülerin Fısıltısı
- Mezarların Çağrısı
- Kapan
- Die ewigen Toten
- Obsession
- Voyeur
- Verwesung
Simon Beckett Alıntıları - Sözleri
- İnsanın ayna da kendi yüzüne bakabilmesi gerekir. (Mezarların Çağrısı)
- "Zamanla insan hemen her şeye alışabiliyor." (Ölülerin Fısıltısı)
- Beden öldüğünde, hayatın denetim altında tuttuğu enzimler zincirlerini koparır. (Ölülerin Fısıltısı)
- Yokluğumda dünya dönmeye devam etmişti ; sokaklar hala tıklım tıklımdı , trafik hala yavaş ilerliyor ve Thames Nehri hala akıyordu. (Kapan)
- Sen şimdi nasılsan, bir zamanlar ben de öyleydim. Ben şimdi nasılsam, sen de öyle olacaksın. (Ölümün Kimyası)
- "Ne derler bilirsin, balığa benziyorsa ve balık gibi kokuyorsa..." (Mezarların Çağrısı)
- Çok çeşitli şekillerde ölmüş insan bedenleri gördüm. (Ölülerin Fısıltısı)
- "Fevkalade yaratıklar , değil mi? Lumbricus terrestris. Basit bir organizma , beyin yok , bahsedilecek bir sinir sistemi neredeyse yok , ama ikiye kesersen tekrar büyüyorlar. Burada çıkaracağın bir ders var : Ne kadar karmaşıklaşırsan , başını o kadar belaya sokarsın." (Mezarların Çağrısı)
- Kötü düşünceleri bırak. Düşünmen gereken daha önemli şeyler var. (Mezarların Çağrısı)
- "Sevdiğin kişiye gıcık olduğun an, onun hatalarını görmeye başlarsın ve ben bu kişiyi mi sevdim dersin." (Voyeur)
- Sabahın üçü ölü zamandır. Vücut fiziksel ve zihinsel açıdan en olumsuz şartlarındadır. Savunmasının en zayıf olduğu, sabaha ulaşma umudunun en uzak gibi göründüğü zamandır bu. En kötü hayallerin kaçınılmaz, en karanlık korkuların gerçekleşmek üzere gibi geldiği zamandır. Genellikle bir ruh durumundan ibarettir ve biyoritimde dip noktasıdır. (Kemiklerin Şifresi)
- "Kıskandığın kişiye yaptığın kötülük sana normalmiş gibi görünür." (Voyeur)
- Onlar ikinci şans değildir, sadece farklı şanslardır. (Ölümün Kimyası)
- "Dünya,herseyi senden daha iyi bildiğini sanan insanlarla dolu.Her zaman, kendinde sana ne yapman gerektiğini söyleme hakkını bulan bir İnsan çıkar." (Kapan)
- Ölenleri geri getiremeyeceğine göre, yaşamaya elinden geldiğince devam edebilirsin. (Ölümün Kimyası)
- Arabanın benzini bitmek üzereydi. Saatlerdir hiç benzin istasyonu işaretine rastlamamıştım ve yakıt göstergesi de kırmızıdaydı. Ana yoldan ayrılmam gerekiyordu ama uçsuz bucaksız gibi duran tarlalar sanki beni motor son nefesini verene kadar dolandırma niyetindeydiler. Günün henüz erken saatleri olmasına rağmen hava boğucu ve sıcaktı. Açık pencerelerden kırbaç gibi çarpan rüzgâr, havayı serinletmiyor yalnızca hareketlendiriyordu. Direksiyona kapanmış, arabanın her an stop etmesini beklerken, yeşil bariyerlerin arasında bir boşluk gördüm. Solumdaki buğday tarlalarının arasından sonu görünmeyen bir yol uzanıyordu. Nereye vardığına aldırış etmeden, tekerlek izleriyle dolu yüzeyde sarsılarak ilerlemeye başladım. İzler ağaçlık bir alana varıyordu. Audi’yi içine sürdüğümde dallar pencereleri çizdi. Arabayı durdurdum. Ağaçların gölgeleri daha serindi. Tik tak eden sessizlikte akan suyun sesini duyabiliyordum. Gözlerimi kapatıp kafamı arkaya yasladım ama dinlenecek zamanım yoktu. Yola devam etmeliydim. (Kapan)
- Dünya, her şeyi senden daha iyi bildiğini sanan insanlarla dolu… (Kapan)
- "Kõtü şans söz konusu olduğunda hepimiz aslında bencilizdir, aynı duayı ederiz: Ben olmayayım, bana olmasın . Daha değil." (Kemiklerin Şifresi)
- Hayatımdaki ironiler bitmiyordu. (Kapan)
- "Eğer gizlemek istediğin değerli bir şeyin varsa, bunu yapmanın iki yolu var. Birincisi onu gerçekten güvenli olan, hiç kimsenin asla bulamayacağı bir yere koymaktır. Ama sorun şu ki öyle bir yer senin aklıma geliyorsa, muhtemelen başkasının da aklına gelir. Diğer yolsa, onu hiç kimsenin bakmayı düşünmeyeceği bir yere koymaktır. O kadar aşikardır ki gizleme yeri olduğunu kimse fark etmez bile. Tercihen, her gün görebildiğin bir yer." (Mezarların Çağrısı)