Ölüm Makinesi - Warren Ellis Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Ölüm Makinesi kimin eseri? Ölüm Makinesi kitabının yazarı kimdir? Ölüm Makinesi konusu ve anafikri nedir? Ölüm Makinesi kitabı ne anlatıyor? Ölüm Makinesi PDF indirme linki var mı? Ölüm Makinesi kitabının yazarı Warren Ellis kimdir? İşte Ölüm Makinesi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Warren Ellis
Çevirmen: Samim Sakacı
Yayın Evi: Gun Machine
İSBN: 9786053753896
Sayfa Sayısı: 320
Ölüm Makinesi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
"Ayırdığınız zamana değer mi? EVET."
-Patrick Rothfuss-
"Warren Ellis benim kuşağımın en büyük yazarlarından biri."
-B. M. Bendis, The Avengers ve Ultimate Spider-Man yazarı-
Ministry of Space, Planetary ve Transmetropolitan gibi çizgi-romanların ödüllü yaratıcısı Warren Ellis, polisiye romanı Ölüm Makinesi'nde New York'u bir yapboz oyunu olarak yeniden yaratıyor, hem de parçaları diğer bütün oyunlarınkinden daha tehlikeli bir şeyden, silahlardan, oluşan bir yapboz oyunu... Ortağını Pearl Caddesi'ndeki bir apartmanda meydana gelen silahlı çatışmada kaybeden Dedektif John Tallow tesadüf eseri olarak içi silah dolu bir daire keşfeder. İncelenen silahlardan her biri daha önce işlenmiş faili meçhul bir cinayette kullanılmıştır. Birisi yirmi yıldan uzun süredir insanları öldürmekte ve esrarengiz bir nedenle silahları bir arada depolamaktadır. Karşısına aniden yüzlerce faili meçhul cinayet çıkan Tallow çok geçmeden şeytanla yapılmış gerçek bir anlaşmayla karşı karşıya olduğunu anlar. Artık, New York tarihinin en çılgın katili olan bir avcının peşindedir.
(Tanıtım Bülteninden)
Ölüm Makinesi Alıntıları - Sözleri
- Her şey bittiğinde tünelin ucunda görülen ışığın aslında bir yangının alevleri olduğunu fark etmek gibi bir şeydi.
- Sana baktığımda ne görüyorum biliyor musun, Tallow? Onda dokuzu ölü bir polis görüyorum. Sen mesleğini ve kendini önemsemeyi yıllar önce bırakmışsın. Kendine bir bak. Boktan elbisen üstüne uymamış bile. Ve ne kadar berbat bir hafta geçirdiğine dair büyük söylevine rağmen, kızgın bile değilsin. Sadece yorgunsun sen.
- Bat hastalıklı bir Dickens çocuğu gibi yudumladı kahvesini. Tallow onun neredeyse "Tanrı hepimizi kutsasın" diyeceğini sandı. "Vay canına," dedi Bat soluk soluğa. "Sanki bir melek dondurma sıçmış gibi... Ağzımın içinde kahveden gökkuşakları var."
Ölüm Makinesi İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Sanki kitapta bosluklar var gibiydi. Hikaye akmiyor bazen cok hizli atlamalar yapiyordu. Heyecan eksikti. Belki ceviriden belki romanin kendisinden bazen anlayabilmek icin paragraflari ya da sayfalari tekrar okumak zorunda kaldim. Bir de Kızılderili kulturu ile ilgili ilginc bilgiler vardi. (Ceyhun Tansu)
Ölüm Makinesi |3/5| Bir daireye baskın yapılıyor. Polis, kapısını kırdığı daireden içeri girip bir bakıyor ki, bütün duvarlar silahlarla sarınmış. Bütün silahlar, bir örüntü ile dizilmiş duvara. Hepsinin bir düzeni ve bir arada durarak büründüğü bir şekil var. Üstelik bütün bu silahlar, daha önce başka cinayetlerde kullanılmış silahlar ise? İşte, Ölüm Makinesi isimli kitabımız ana karakterimizi böyle bir ortamda bırakıyor. John Tallow, ortağıyla beraber aldığı bir ihbarın olay yerine intikal ettiklerinde, çıkan çatışmada ortağını kaybediyor. Ancak aynı zamanda, yıllardır gizliliği başarıyla sağlanmış bir gizemi de tesadüfen ortaya çıkarıyor. Polis departmanı, onlarca çözülememiş cinayet dosyasının aniden açılmasından ötürü Tallow’a kızıyor ve bütün o silahların gizemini çözme işi Tallow’a kalıyor. Kitap da bu noktadan sonra başlıyor. Yazarımız olan Warren Ellis, birçok çizgi roman serisinin altında imzası bulunan bir isim. Onun adı beni kitabı okumadan önce heyecanlandırmaya yetmişti. Üstelik konu da diğer birçok polisiyeye göre daha çizgi roman bir konuydu. Ancak kitap beklediğim kadar harika değildi, yine de, ortalama diyebilirim. Kitabın aslında en büyük sorunu, işleyemeyeceği bir konuyu sırtlanmış olması. Onlarca farklı silah var ve karakterimiz bu silahların nereden orada olduğunu ve kimin onları oraya koyduğunu bulmak zorunda. Aslında bu başka yazarlara kalsa kitaplarca işlenebilecek bir konu çünkü çok silah var. Ancak bütün bu konu 320 sayfalık bir kitaba sıkıştırıldığı zaman işte bir takım tempo sorunları çıkmış. Başlarda kitaba hakim olan gizem havası ile sonlara doğru kitaba hakim olan ‘çözdük çözeceğiz’ havası arasında hızlı bir geçiş var. Giriş ve sonuç kısımları arasındaki gelişme faslı biraz hızlı akıyor ve eğer gözden kaçırırsanız nerede olduğunuzu şaşırabilirsiniz. Peki yine de severek okudum mu? Ben eğlendim. Eğer biraz daha kötü olsaydı harcadığım zamana değmez derdim ama tam ortalamada kaldı. Kitabı okuduğum için ne çok mutluyum ne de kitabı okuduğum için çok mutsuzum. Okumaya devam etmemi sağlayan şey karakterlerin ilginçliği oldu açıkçası. Tallow ve kitapta gördüğümüz diğer yan karakterler eğlenceliydi. Tabi aynı şeyi villian karakterimiz için söylemeyeceğim. Kitabın, kendine çerçeve edindiği bir Kızılderili kültürü var. Arada bir Kızılderili kültüründen bahsediyor ve konu bazen bunun üstünden ilerliyor. Konunun ilerleyişi ve bazı karakterlerin altını doldurmak için böyle farklı ve pek el değmemiş bir alanı seçmek güzel ancak bu sırada villian karaktere bir ruh verilmemiş. Aynı anda hem hikayedeki hem de dedektifi okuyorsunuz. Katilin kısımları aslında kitabın heyecanlı ve gerilimli kısmı olsun diye tasarlanmış ama işte dediğim gibi, karakterin canlı bir karakter olduğunu hissetmiyorsunuz. Betimlemeler ve anlatım ortalama bir polisiye romanının üstünde. Çizgi roman yazarlığında betimlemeler çizere bırakılıyor olsa da yazarın mekan tasvirindeki yeteneği fena değil, ortalama. Güzel bir potansiyelin pek iyi kullanılamamış olduğu bir kitap, Ölüm Makinesi. Yine de okuduğuma pişman değilim. Devam kitabı olsa ona da bakardım muhtemelen, karakterler sayesinde. Eğer polisiye kitap okumak istiyorsanız ama okunabilecek diğer bütün polisiye kitapları okuyup yutmuşsanız bakabilirsiniz, ki o zaman da bu kitabı okumaya değer bulur musunuz orası tartışılır. Silahların ateşlenmeyeceği güzel bir dünya dileğiyle. Kendinize iyi bakın. (Klavyetik)
Hikayede geçen olayların hızına yetişmek zor. Çok fazla silah ve çok fazla cinayetin yer aldığı roman, karakterlerin kişilik özelliklerine fazla yer vermemesi açısından biraz tatsız. Film senaryosu olarak daha fazlasını başaracak bir eser. Özellikle aksiyon seven erkek okuyucuların kaçırmaması gereken bir hikaye. (arzu amaç)
Ölüm Makinesi PDF indirme linki var mı?
Warren Ellis - Ölüm Makinesi kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Ölüm Makinesi PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Warren Ellis Kimdir?
Warren Ellis Kitapları - Eserleri
- Planetary - Dünyanın Dört Bir Yanında ve Diğer Öyküler
- Ölüm Makinesi
- Demir Adam: Extremis
- Planetary - Dördüncü Adam
- Planetary - 20. Yüzyılı Terk Etmek
- Planetary - Uzayzaman Arkeolojisi
- X-Men Astonishing 6
- X-Men Astonishing 5
- Transmetropolitan Book Four
- Transmetropolitan Book Five
- Transmetropolitan
- Transmetropolitan Book Two
- Transmetropolitan Book Three
- FCBD: Infinity
- Crécy
- Moon Knight, Vol. 1: From the Dead
- Fell
- John Constantine Hellblazer
- Hellblazer
- Moon Knight (2014-2015) #6
- Moon Knight (2014-2015) #5
- Moon Knight (2014-2015) #4
- Moon Knight (2014-2015) #3
- Moon Knight (2014-2015) #2
- Moon Knight (2014-2015) #1
- Fell #9
Warren Ellis Alıntıları - Sözleri
- Bat hastalıklı bir Dickens çocuğu gibi yudumladı kahvesini. Tallow onun neredeyse "Tanrı hepimizi kutsasın" diyeceğini sandı. "Vay canına," dedi Bat soluk soluğa. "Sanki bir melek dondurma sıçmış gibi... Ağzımın içinde kahveden gökkuşakları var." (Ölüm Makinesi)
- Kendini, parlak desenleri olan bir halının üzerindeki güzel bir yılan olarak görüyordu. Yılan dikkatle hareket eder ve doğru anlarda kımıldamadan durursa ona bakan sıradan göreceği yegane şey güzel, parlak bir halı olurdu. Dünya şatafatlı, cırtlak desenlerle doluydu ve o da hoş, dolanmış zehirli bir şeydi. (Planetary - Dünyanın Dört Bir Yanında ve Diğer Öyküler)
- İnsanlara gösterecek o kadar çok şeyimiz var ki. Gün yüzüne çıkaracağımız daha o kadar çok şey var ki. Ama halletmemiz gereken bir şey daha kaldı. 20 yüzyılın toprağından alacağımız bir şey daha. (Planetary - Uzayzaman Arkeolojisi)
- İnsan yıldızlara bakmaktan asla sıkılmaz, değil mi? (Planetary - Dördüncü Adam)
- "Geleceğin... kendiliğinden gelmesini dileyemezsin. Bedelinin ödenmesi gerekir." (Demir Adam: Extremis)
- Her şey bittiğinde tünelin ucunda görülen ışığın aslında bir yangının alevleri olduğunu fark etmek gibi bir şeydi. (Ölüm Makinesi)
- Onunla ilgili öğrendiğimiz her şey büyük bir adam olmaya çalıştığını ve onu küçük gösterecek her şeyi yok edeceğini gösteriyor. (Planetary - Uzayzaman Arkeolojisi)
- "Geleceğin... kendiliğinden gelmesini dileyemezsin. Bedelinin ödenmesi gerekir." (Demir Adam: Extremis)
- Adımı dudaklarından çek (Planetary - Dünyanın Dört Bir Yanında ve Diğer Öyküler)
- Dünyanın gizli olan tuhaflık ve güzelliğin derinliklerine dalmak üzeresin. (Planetary - Dünyanın Dört Bir Yanında ve Diğer Öyküler)
- Aman Tanrım. Gerçekleşiyor. Gelecek geliyor. (Planetary - Uzayzaman Arkeolojisi)
- Bizleri bedenlerinin içine kabul ediyorlar. Bizlere yüceliğimizi ve dehşetimizi hatırlatıyorlar. (Planetary - Dünyanın Dört Bir Yanında ve Diğer Öyküler)
- "Geleceğin...Kendiliğinden gelmesini dileyemezsin. Bedelinin ödenmesi gerekir." (Demir Adam: Extremis)
- Dünyanın sırrını öğrenmek ister misin? Söyleyeyim Onu kurtar ve her günün her saniyesinde sana karşılığını verir. (Planetary - Dünyanın Dört Bir Yanında ve Diğer Öyküler)
- Her şeyi bilmek istiyor çünkü hiçbir şey olamayacağının içten içe o da farkında. (Planetary - Uzayzaman Arkeolojisi)
- Gelecek geliyor. (Planetary - Uzayzaman Arkeolojisi)
- Sana baktığımda ne görüyorum biliyor musun, Tallow? Onda dokuzu ölü bir polis görüyorum. Sen mesleğini ve kendini önemsemeyi yıllar önce bırakmışsın. Kendine bir bak. Boktan elbisen üstüne uymamış bile. Ve ne kadar berbat bir hafta geçirdiğine dair büyük söylevine rağmen, kızgın bile değilsin. Sadece yorgunsun sen. (Ölüm Makinesi)