Ölüme Çağrı - John Le Carré Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Ölüme Çağrı kimin eseri? Ölüme Çağrı kitabının yazarı kimdir? Ölüme Çağrı konusu ve anafikri nedir? Ölüme Çağrı kitabı ne anlatıyor? Ölüme Çağrı PDF indirme linki var mı? Ölüme Çağrı kitabının yazarı John Le Carré kimdir? İşte Ölüme Çağrı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: John Le Carré
Çevirmen: Gülgün Bayata
Orijinal Adı: Call for the Dead (George Smiley #1)
Yayın Evi: Kırmızı Kedi Yayınevi
İSBN: 9786052981412
Sayfa Sayısı: 192
Ölüme Çağrı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
İkinci Dünya Savaşı’nın patlamasıyla yurtdışındaki görevi sonlandırılan George Smiley, Londra’ya geri çağırılmıştır. Dışişleri Bakanlığı’nda çalışan Samuel Fennan’ın Komünist Parti üyesi olduğunu yazan isimsiz bir mektup yetkililerin eline ulaştığında George Smiley görevlendirilir. Smiley, Fennan’la görüşüp adını temize çıkarsa da, Fennan’ın bu incelemeden dolayı intihar etmesi Smiley’yi zan altında bırakır. İlk defa büyük bir hata yapmıştır. Basit bir inceleme olarak başlayan “Fennan Dosyası” büyük bir casusluk şebekesinin açığa çıkmasına sebep olacaktır.
Soğuktan Gelen Casus ve Köstebek gibi pek çok ünlü romana imza atan John Le Carré’nin edebi kariyerinin başlangıcı olan Ölüme Çağrı’da yazarın unutulmaz kahramanı George Smiley’yle de ilk kez tanışıyoruz.
“Nefes kesici, hayrete düşürücü, zekice...”
Sunday Telegraph
“Ölçülü, dolaylı ve akıl dolu anlatımıyla dikkat çeken, titiz ve incelikli bir karşı casusluk öyküsü”
The New York Times
Ölüme Çağrı Alıntıları - Sözleri
- Bir hayal uğruna çalışan adamlar bunu sonsuza kadar yaparlar.
- “Dieter'm ne istediğini ancak Tanrı bilir. Sanırım saygınlık kazanmak ve sosyalist bir dünya istedi." Smiley omuzlarını silkti. "Barış ve özgürlüğün hayalini kurdular. Sonundaysa katil ve casus oldular.”
- "Uyku pek fazla tecrübe ettiğim bir zevk değil ."Sonra ufak tefek vücuduna bakarak acı bir ifadeyle "Vücudum ve ben birbirimize günde 20 saat katlanmak zorundayız.Birçok insanın başardığından daha uzun süre beraber yaşadık,"dedi.
- Ağlamam gerekiyor aslında.Ama artik dökecek gözyaşım kalmadı mr Smiley,çorak bir toprak gibiyim ;kaderimin çocukları çoktan öldü.
- Bu teoriye göre düşünce tek başına değersizdi.Düşüncenin etkili olabilmesi için eylemde bulunman gerekirdi.Hep derdi ki insanoğlunun yaptığı en büyük yanlış zihni ve bedeni birbirinden ayırmaktır;uyulmadığı zaman emrin bir önemi yoktur.
- "ya aşk için hazin bir arayışın içine girecek ya da yanlızlığına geri dönecekti"
- Sawley omuz silkerek ,"her ayrılık biraz kaçıştır ."deyip durumla dalga geçmiş ve Lady Ann'in gidişiyle George Smiley'nin bir parçasının aslında ölmüş olduğu gerçeğini görmezden gelmişti.
- "Anlıyorum"(Sen tehlikelesin Maston.Zayıfsın ve korkaksın.Kelleni ortaya koymaktansa başkasını harcarsın.Biliyorum,şu anda bana bakıp darağacına nasıl göndereceksin onu planlıyorsun.)
- Uzun süre boyunca sahip olduğum tek şey bir diş fırçasıydı,yani bir şeyler sahip olmaya zaten alışkın degilim;sekiz yıllık evlilikten sonra bile.Ayrıca acı çekerken aklıselim davranabilme konusunda da tecrübeliyimdir.
- Onun temel amacı kendini savunmak ,yaşamın değerli anlarını biriktirmek ve normal bir insan gibi yaşayabilmek için gereken temelleri atmaktı.Doğasında saldırganlık değil,sadece koruyup kollama arzusu vardı.
- "Ne tuhaf siste yürümek,herkes yalnız .Ağaçlar görmüyor birbirini ,hepsi de yalnız "
- Birbirimiz hakkında hiçbir şey bilmiyoruz aslında,hiçbir şey,diye aklından geçirdi Smiley.Her ne kadar birlikte yaşasak,günün herhangi bir vaktinde,ister gündüz,ister gece,karşımızdaki kişiyle birbirimize içimizdeki en gizli,en derin düşünceleri söylesek de hiçbir şey bilmiyoruz.
- Ve sevmen gereken şeyler,sen onların bir parçası değilken sana çok uzak,çok boş gelirler.
- "Bana bakın bir!" dedi."Bana hangi hayali bıraktılar ki .Uzun altın sarısı saçlarım olmasını isterdim,saçlarımı traş ettiler.Güzel bir vücudum olmasını isterdim,açlığa mahkum ettiler.İnsanoğlunun ne olduğunu gördüm,onlardan nasıl bir şey bekleyebilirim ki?
- Daha önce Dresden'ın dışındaki bir kampa göndermişlerdi bizi.Babam felç geçirmişti.Her şeyden fazla tütünü özlemişti ve sadece o özlemi gidermek için.kampta bulabildiğim çerçöpü toplayıp,sigara gibi sarıyordum.Bir gün muhafızlardan biri babamı sigara içerken gördü ve gülmeye başladı.Diğerleri de geldi onlar da gülmeye başladılar.Babam sigarayı felçli eliyle tutuyordu ve sigara parmaklarını yakıyordu.Ama farkında bile değildi anlıyor musunuz?
Ölüme Çağrı İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Ölüme Çağrı: Yazarının kariyeri sebebiyle kitapları bende büyük ilgi uyandırdı. Konu olarak sağlam ve ilgi çekici olsa da bir okuyucu gözüyle baktığımda olay örgüsü anlatımı oldukça basit düzeyde kalmış. Olayların birbirine bağlanmasının alelade olduğu izlenimine kapıldım. Belki de çeviriden kaynaklı sıkıntılardır. Lakin serinin geneline baktığımızda G S karakteri özel bir karakter. Bir James Bond değil. Görünüşü, hayatındaki sıkıntılar onu daha çok gerçek bir karakter yapıyor. Bu da hikayeyi gerçekçi kılıyor. Ve tabiki Soğuk Savaş gerilimi kendini illaki okutuyor. Amerika ve Sovyetlerin dışında Soğuk Savaşın görebildiğimiz diğer ülkeler Doğu Almanya ve İngiltere. Köstebek i okumak için sabırsızlanıyorum. (Saime Güzelyol)
Konusu ve anlatım stiliyle farklı bir yazar, kitabın ortalarına doğru konuda durağanlaşma yaşansa da oldukça akıcı bir anlatımı var. Eğitim hayatında başarıyı yakalamış karekterlerin casusluk şebekesinin içine çekilişi de kitaba ayrı bir hayat vermiş. Okunmaya değer olduğunu düşünüyorum ki hemen serinin ikinci kitabına başladım. Kitapla kalın bol okumalı zamanlar dilerim.. (Tubiş)
!!!Dikkat spoiler içerebilir.!!! İlk kez bir polisiye kitap yorumlayacağım.Spoiler içerebilir uyarısını yapmam gerekecek sanırım.Aslında polisiye kitabı heyecanını koruması gerektiğine inandığım için mümkün olduğunca az detaya girip yorumlamaya çalışacağım. İlk önce kitabın bende kısa bir hikayesi var .Ondan bahsedeyim.Ben tam bir ince uçlu tükenmez kalem tutkunuyum.F.C1430 kodlu tükenmez kalemi arıyordum.Birçok kırtasiye ve kitapçıda aradığım halde bulamadım maalesef.Ben de internette araştırdım ve bir kitap sitesinde buldum.Sadece kalem için kargo parası vermeye gönlüm razı olmayınca biraz da kitap almaya bahane yarattım ve bu kitap gözüme çarptı.Yazarla ilk kez tanışıyordum ama kitabın türünün polisiye olması ona bir şans vermeye ikna etmişti beni.ve Ölüme Çağrı kitabı kısa bir süre önce yayınlanmıştı hatta 1kda eksik kitap olarak bildirdim ve listeye alınmıştı.İlk yorumu ben yapmak istiyordum ama benden hızlı yorumlayan arkadaşlar olmuş sağolsunlar :) Kitabı esasen iki günde okudum.Kitap bölümlere ayrılmış.Satır araları çok iyi ayarlanmış okurken göz yormuyor.Yapısal olarak anlattıktan sonra konusuna gelecek olursak aslında kitabın arka kapağında çok genel biçimde anlatılmış.Ordan alıntı yapıp yorumlarıma devam edeceğim: "İkinci Dünya Savaşı’nın patlamasıyla yurtdışındaki görevi sonlandırılan George Smiley, Londra’ya geri çağırılmıştır. Dışişleri Bakanlığı’nda çalışan Samuel Fennan’ın Komünist Parti üyesi olduğunu yazan isimsiz bir mektup yetkililerin eline ulaştığında George Smiley görevlendirilir. Smiley, Fennan’la görüşüp adını temize çıkarsa da, Fennan’ın bu incelemeden dolayı intihar etmesi Smiley’yi zan altında bırakır. İlk defa büyük bir hata yapmıştır. Basit bir inceleme olarak başlayan “Fennan Dosyası” büyük bir casusluk şebekesinin açığa çıkmasına sebep olacaktır." Baş kahramanımız eşi tarafından terk edilmiş kısa,şişman,kendi halinde kitabın tanımıyla, benim tanımımla ise oldukça zeki ve işini bilen istihparat görevlimiz George Smiley.Bence karakterin duygusal bir yanı da yok değil ama çok ön plana çıkarılmamış tabiiki.Onun Dışişleri Bakanlığında çalışan,Samuel Fennanla görüşme yapması gerekiyor.Çünkü Fennan hakkında isimsiz bir mektup yetkililere ulaşıyor.Görüşme de olumlu geçmesine rağmen Samuel Fennan 'ın intihar ettiği duyruluyor.Fakat ortada garip bir 8.30 çağrısı var.Şöyle ki intihar etmeyi planlayan biri ertesi günü 8.30 da uyandırma çağrısı ister mi ?Bu onun en azından çağrı merkezinde bir insanla görüşeyim en azından diye tamamen insancıl son anlarını değerlendirmesi midir?Peki Samuel'in eşinin ifadeleri neden tutarlı değildir Smiley'e göre?Smiley in geçmişinde görevi icabıyla işbirliği yaptığı bir casusun bu olaylarlarla olan ilgisi nedir?Tüm bunları büyük bir heyecan içinde okuyup ,kitap sonunda sorularınızın cevabını alacaksınız ve biraz ters köşe sizi bekliyor.Yalnız beyniniz bol bol jimnastik yapacak.Benim birkaç sorum cevapsız kalsa da sorularımın büyük çoğunluğu cevaplarına kavuştu. Kitabın arka kapağındaki bahsedilmeyen ve bu olaylar çözümlenirken Smiley in yanında olan iki kişi daha var Mendel ve Peter Gulliam.Heleki Mendel karakterini çok sevdim.O gerçek hayatta olsa oturup çay içebileceğiniz, gerçekten iyi zamanda kötü zamanda size eşlik edecek,hem de tedbiri elden bırakmayan sağduyulu bir karakter.Hepimizin hayatında vardır ya o her şeyi düşünmüştür.Siz düştüğünüzde sizi o toparlar.İşte bu kitapta bu rol Mendel'in.Smiley için gerçek bir dost.Diğer kişi Peter Gulliam'ın da Smiley'a desteğini görme işini size bırakıyorum.Fakar beni en çok etkileyen karakter Elsa Fennan oldu.Onun acılarının gerçekliği ve onun mütemadiyen taşıdığı hüznü yazar çok iyi hissettirmiş .En çok betimlenen karakter ve Elsa'da bulunan daimi melankoli etkiliyor insanı ister istemez.Sanırım en çok onun anlatıldığı yerlerden alıntı yaptım.Elsa Fennan yahudi ve çok acılar çekmiş.Tam da ondan bahsederken onunla ilgili birkaç alıntı paylaşmak istiyorum ki ne dediğimi anlayacaksınız: "Ağlamam gerekiyor aslında.Ama artık dökecek gözyaşım kalmadı mr Smiley,çorak bir toprak gibiyim ;kaderimin çocukları çoktan öldü.".(Elsa Fennan) "Daha önce Dresden'ın dışındaki bir kampa göndermişlerdi bizi.Babam felç geçirmişti.Her şeyden fazla tütünü özlemişti ve sadece o özlemi gidermek için.kampta bulabildiğim çerçöpü toplayıp,sigara gibi sarıyordum.Bir gün muhafızlardan biri babamı sigara içerken gördü ve gülmeye başladı.Diğerleri de geldi onlar da gülmeye başladılar.Babam sigarayı felçli eliyle tutuyordu ve sigara parmaklarını yakıyordu.Ama farkında bile değildi anlıyor musunuz?"(Elsa Fennan Anlatıyor) Son olarak söyleyeceklerim polisiye severseniz oturup bir solukta okuyacağınız bir romandır tavsiye edilir.Yazarın( John Le Carré) "Soğuktan Gelen Casus" ve "Köstebek" gibi ünlü romanları varmış."Soğuktan Gelen Casus" kitabı Okuma Listeme eklendi bile.Kitaptan alıntılarla yazımı bitirmek istiyorum.Hoşça(kitapla)kalın :) -"Ne tuhaf siste yürümek,herkes yalnız .Ağaçlar görmüyor birbirini ,hepsi de yalnız " -Ve sevmen gereken şeyler,sen onların bir parçası değilken sana çok uzak,çok boş gelirler. -"Koca dünyada geceleri kimliğini yitiren tek başkent niye Londra'ydı ki ?" -"Bu teoriye göre düşünce tek başına değersizdi.Düşüncenin etkili olabilmesi için eylemde bulunman gerekirdi.Hep derdi ki insanoğlunun yaptığı en büyük yanlış zihni ve bedeni birbirinden ayırmaktır;uyulmadığı zaman emrin bir önemi yoktur." -"Birbirimiz hakkında hiçbir şey bilmiyoruz aslında,hiçbir şey,diye aklından geçirdi Smiley.Her ne kadar birlikte yaşasak,günün herhangi bir vaktinde,ister gündüz,ister gece,karşımızdaki kişiyle birbirimize içimizdeki en gizli,en derin düşünceleri söylesek de hiçbir şey bilmiyoruz." -Uzun süre boyunca sahip olduğum tek şey bir diş fırçasıydı,yani bir şeyler sahip olmaya zaten alışkın değilim;sekiz yıllık evlilikten sonra bile.Ayrıca acı çekerken aklıselim davranabilme konusunda da tecrübeliyimdir. (Seda)
Ölüme Çağrı PDF indirme linki var mı?
John Le Carré - Ölüme Çağrı kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Ölüme Çağrı PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı John Le Carré Kimdir?
Asıl adı; David John Moore Cornwell'dir. (19 Ekim 1931, İngiltere-Dorset) İngiliz casusluk romanları yazarı.
Richard Thomas Archibald Cornwell ve Olive Cornwell'in oğlu, Aktris Charlotte Cornwel'in kardeşi John le Carré, 19 Ekim'de doğdu. Berkshire'ın yakınında Pangbourne'da St. Andrew Hazırlık Okulu'nda resmi eğitimine başladı ve Sherborne Okulu'nda devam etti. 1948'den 1949'a kadar, Berne Üniversitesi'nde yabancı diller üzerine çalıştı. Sonra Oxford'da Lincoln Koleji'ne devam etti. İyi bir BA'le (dereceyle) 1956'da mezun oldu. İki yıl boyunca Eton Koleji'nde ders verdi. Le Carré 1959'da Eton'dan ayrıldı. Sonraki beş yıl boyunca İngiliz Dışişleri Bakanlığı için çalıştı. Önce, Bonn'daki İngiliz Elçiliği'nde ikinci sekreter olarak hizmet verdi, daha sonra konsolos olarak siyasal bir hizmet için Hamburg'a transfer edildi. Le Carré, MI6'ya asker yazıldı. 1961'de ilk romanını yazdı.
Le Carré, Truro'daki Royal Cornwall Hastanesi'nde 12 Aralık 2020'de 89 yaşında zatürreden öldü.
John Le Carré Kitapları - Eserleri
- Soğuktan Gelen Casus
- Köstebek
- Ölüme Çağrı
- Hain
- Cinayetin Parıltısı
- Panama Terzisi
- Son Casus
- Smiley'in Dönüşü
- Gece Müdürü
- Küçük Trampetçi Kız
- Gizemli Melodi
- Rus Evi
- Bahçıvan
- Aranan Adam
- Bizim Oyun
- Güvercin Tüneli
- Sıkı Dostlar
- Casuslar Mücadelesi
- İnsan Avı
- Nazik Bir Durum
- Casusun Mirası
- Single ve Oğlu
- Yolun Sonu
- İnsancıklar
- Bir Öğrenci Gibi
- Ölümüne Davet
- Utanç Duvarında Casusluk
- Soğuk'tan Dönen Casus
John Le Carré Alıntıları - Sözleri
- "Soğuk Savaş'ın sona ermesiyle eski casusluk yöntemleri de tarih oldu... Artık sahnede kuralları belirleyen yeni bir oyuncu var : Terör. " (Aranan Adam)
- “Bizim bitmemiş bir roman olduğumuzu söylerdi.” Rus evi, John le Carré (Rus Evi)
- "Ne zaman bir düğüne gitsem, süper bir kadının daha duvara çarptığına tanık oluyorum. " (Aranan Adam)
- Paraya aldırış etmezdi. Bütün istediği sevgiydi. Ve sevgiyi nerede bulacağını bilemezdi. (Son Casus)
- Ama çok iyi bilindiği gibi, baylar ne barış kendiliğinden gelir ne de özgürlük. Barışın düşmanları vardır. Barış kılıçla kazanılır. (Gizemli Melodi)
- Çok büyük boyutlu ve adına zaman denilen bir bombanın üstünde oturuyorlardı. (İnsancıklar)
- Bilgi olmazsa biz yalnızca bir hiçiz. Ama bilgimizle dünyanın istediğimiz yerine gidebiliriz. Kaplumbağalar gibi evimizi sırtımızda taşıyor oluruz. (Son Casus)
- İngiltere'de sadece alt sınıf insanlar veya daha altındakiler bıçak taşır. (Hain)
- "Madem sıra bende, bunu en iyi şekilde değerlendirmeliyim.." (Hain)
- İnsanlar değişiyordu ama yüzlerindeki ifade aynıydı. (Soğuktan Gelen Casus)
- Sawley omuz silkerek ,"her ayrılık biraz kaçıştır ."deyip durumla dalga geçmiş ve Lady Ann'in gidişiyle George Smiley'nin bir parçasının aslında ölmüş olduğu gerçeğini görmezden gelmişti. (Ölüme Çağrı)
- İnsan kendi yolunu kendi çizer. Kimse sana eliyle vermez. Kendin almak zorundasın.. (Köstebek)
- Sanırım, uzun dönemde hepimiz ölmüş olacağız. (Hain)
- Bir günahkarı yakalamak istiyorsan önce kendi içindeki günahkârı bulmak zorundasın. (Gizemli Melodi)
- Salt gerçekleri bulacağım diye ne kadar çaba gösterirsen, onları bulmakta o kadar zorlanırsın. (Güvercin Tüneli)
- Aşık olmak istediğimi, ama kendi geçmişimin ve içeme dönüklüğümün buna imkân vermediğini biliyorum. (Soğuktan Gelen Casus)
- Divana uzanmış olan Ostrakova, güneşin batışını seyretti ve sonra da bunun kıyamet belirtisi olup olmadığını düşündü. (İnsancıklar)
- Evinizin neresinde olursa olsun -hatta yatakta bile- tek başınıza olabilir, kitap okur ve yalnızlık en iyi şey diye kendinizi kandırabilirsiniz. Ama mutfağa gelince yarım-adamlığınızın belirtileri göze batacak hâle gelir. Yarım ekmek. Yarım kangal ucuzundan sucuk. Bir soğanın yarısı. Yarım litre süt. Yarım limon. Yarım paket siyah çay. Yarım yaşam... (İnsancıklar)
- Dişleri gülüyor,ama ya yüreği? (Gizemli Melodi)
- Elena son bir kaç gündür söylemekte olduğu şeyi gizlice kabullendi: Justin'e deli gibi aşık olmuştu,bu yıllardır olmayan bir şeydi ve onun her an gidebileceğini düşünmek mutlak bir acı kaynağıydı. (Bahçıvan)