Ölünceye Kadar Seninim - Selim İleri Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Ölünceye Kadar Seninim kimin eseri? Ölünceye Kadar Seninim kitabının yazarı kimdir? Ölünceye Kadar Seninim konusu ve anafikri nedir? Ölünceye Kadar Seninim kitabı ne anlatıyor? Ölünceye Kadar Seninim PDF indirme linki var mı? Ölünceye Kadar Seninim kitabının yazarı Selim İleri kimdir? İşte Ölünceye Kadar Seninim kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Selim İleri
Yayın Evi: Everest Yayınları
İSBN: 9786051411484
Sayfa Sayısı: 280
Ölünceye Kadar Seninim Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
"En az anlaşılmış olduğunu sandığım yapıtlarından birinde, Ölünceye Kadar Seninim'de, İleri, yaşayan günün içine gönderir okuru: tam da bir toplumsal karabasanın içine."
-Ahmet Oktay-
"Ölünceye Kadar Seninim, bireyin gelişmişliğiyle içinden geldiği ortamın çoraklığı arasındaki acı karşıtlığı yetkin bir anlatımla dile getiriyor."
-Ahmet Cemal-
"Ölünceye Kadar Seninim, edebiyatımızda benzeri olmayan, çok önemli bir roman. Bu romanıyla Selim İleri, üstün nitelikli bir ürün vermekle kalmıyor, edebiyatımızın dönem dönem çok daralan çevresini de genişletiyor."
-Hulki Aktunç-
(Tanıtım Bülteninden)
Ölünceye Kadar Seninim Alıntıları - Sözleri
- Geçmiş bir daha ulaşılamayacak, gitgide unuttuğumuz, neredeyse yabancı bir ülkedir.
- Ah, sonbahar da bitiyordu...
- Yaşayacak ne kaldı? Hiç! Zaten sevilmedi. Zaten sevilmeyecek yarın da, öbür gün de. İnsanoğlunun en büyük mutluluğu sevilmek, ona hiç uğramadı.
- Baharı beklerken ölüm mü ayıracak ikimizi?
- Birdenbire gerçekleşmedi değişim, ruhundaki çoşkun isyanlar birdenbire donmadı
- Geçmiş bir daha ulaşılamayacak, gitgide unuttuğumuz, neredeyse yabancı bir ülkedir.
- -Yalnız mısınız? -Siz değil misiniz?
- "Her şey çürüyor, hatıralar bile.."
- Acıları, yaşama zevki edindiğinden beri, hayat denen o müthiş depremle barışıklık sağlamıştı.
- Sevdiği insanları anılarında bile yitirmişti. İhanete uğramış, boyuna aldatılmış, boyuna arkadan vurulmuştu. Bir akşamüzeri, bir günbatımı, mutluluğu öncesiz sonrasız yitirmişti. Sevdiği her şey ayaklar altında parçalanmış ve Süha Rikkat, düşebileceği yere kadar düşmüştü. Şu dünya, ölümden de acı ilişkilerle dolup taşıyormuş meğer, ölümden de umarsız.
- Çok iyi biliyordu ki; kimseler inanmasa da; roman kahramanlarının da kendilerine özgü bir canlılıkları vardır. Biz fanî diriler gibi, onlar da yaşarlar, hattâ bizden biraz daha uzun yaşarlar, eserlerimizin unutulacağı güne kadar.
- Okurları, pembe hülyaların da yıkılacağını, yıkılabileceğini, hattâ daima yıkıldığını mutlaka bilmeliydiler.
- Postaneye girdiğini varsayalım; nereye telefon edecekti, kimi arayacaktı, kimden ne umabilirdi — kısa bir dinlence için terk ettiği uzak, darmadağınık, şimdiden silikleşmiş kentte, varlığını hâlâ özleyen tek bir kişi anımsayabilseydi, elbet isterdi yardımını.
- Demek, aşk tek kişilik bir tragedya, bilinemez bir acı çekişti. Sonra aşk, yalnızca karmaşıklıktı.
- Güzelliğinde, etkileyiciliğinde çürümüş bir şeylerin simgeleri uçuşuyordu. Ve Süha Rikkat, bu çürüyüşe, bu enikonu belirgin, hattâ göz kamaştırıcı gönül çürümesine, belki de bütün ömrü boyunca sadakat duyduğunu usul usul keşfediyordu.
Ölünceye Kadar Seninim İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Şu ana kadar en çok nefret ettiğim kitap karakteri oldu Süha Rikkat. Kitabı okurken mide bulantımla baş etmek zorunda olduğum için çok uzun sürdü bitirmek. Yazara ayrı karaktere ayrı sinir oldum. Ve ömrümce bir daha görmek istemiyorum bu kitabı. (Nisa)
Ölünceye Kadar Seninim PDF indirme linki var mı?
Selim İleri - Ölünceye Kadar Seninim kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Ölünceye Kadar Seninim PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Selim İleri Kimdir?
Bilim adamı Profesör Hilmi İleri'nin oğludur. 1968 yılında Atatürk Erkek Lisesi'ni bitirdi. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini yarıda bıraktı. 19 yaşında Cumartesi Yalnızlığı isimli ilk öykü kitabı yayınlandı. İlk yazısını 1967 yılında, Yeni Ufuklar dergisinde yayımladı.
1998 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığınca verilen Devlet Sanatçısı unvanını almıştır.
Romanlarında ve öykülerinde bireyin zengin iç dünyasını başarıyla yansıtabilen yazar,ilk eserlerinde bireyler arasındaki iletişimsizlikleri de ön plana çıkarır.
Yıllarca, Cumhuriyet gazetesinin kültür-sanat sayfasında, "Yazı Odası" köşesinde makaleler yazmıştır. Radyo ve televizyonlara bir çok program yapan yazar, 2008'in yarısında başlayan programı "Selim İleri'nin Not Defterinden"i de sunuyor. Her pazar canlı olarak yayımlanan programı, TRT-2 sunuyor. Ayrıca 2008 yılından beri Zaman Gazetesi'nin Cumartesi ekinde İstanbul'la ilgili yazılar kaleme almaktadır.
Eserleri
* Cumartesi Yalnızlığı
* Bir Denizin Eteklerinde
* Pastırma Yazı (kitap)
* Dostlukların Son Günü (1978 Sait Faik Hikaye Ödülü)
* Eski Defterlerde Solmuş Çiçekler...
* Fotoğrafı Sana Gönderiyorum
* Kötülük
Romanları
* İlkgençlik Çağına Öyküler(Derleme)
* Yarın Yapayalnız
* Bu Yaz Ayrılığın İlk Yazı Olacak
* Hayal ve Istırap
* Destan Gönüller
* Her Gece Bodrum (1977 TDK Roman Ödülü)
* Ölüm İlişkileri
* Bir Akşam Alacası
* Cehennem Kraliçesi
* Yaşarken ve Ölürken
* Saz Caz Düğün Varyete
* Ölünceye Kadar Seninim
* Mavi Kanatlarınla Yalnız Benim Olsaydın
* Allahasmarladık Cumhuriyet (Oyun)
* İstanbul Lâle İle Sümbül
* Kafes
* Anılar; Issız ve Yağmurlu
* Daha Dün
* Oburcuğun Edebiyat Kitabı
* Evimizin Tek Istakozu
* Rüyamdaki Sofralar
Selim İleri Kitapları - Eserleri
- Dostlukların Son Günü
- Bu Yaz Ayrılığın İlk Yazı Olacak
- Destan Gönüller
- Ölü Bir Kelebek
- Hayal ve Istırap
- Mel'un - Bir Us Yarılması
- Her Gece Bodrum
- İstanbul'un Sandık Odası
- Son Yaz Akşamı
- Kamelyasız Kadınlar
- İstanbul Seni Unutmadım
- Gramofon Hâlâ Çalıyor
- Yıldızlar Altında İstanbul
- İstanbul'un Tramvayları Dan Dan!..
- Annem İçin
- İstanbul - Hatıralar Kolonyası
- Kar Yağıyor Hayatıma
- Daha Dün
- Kafes
- Ölünceye Kadar Seninim
- Bir Denizin Eteklerinde
- Yaşadığım İstanbul
- Hepsi Alev
- Yarın Yapayalnız
- Yağmur Akşamları
- Yaşarken ve Ölürken
- İstanbul - Lale İle Sümbül
- İstanbul Mayısta Bir Akşamdı
- Ayışığı
- Bir Akşam Alacası
- Bu Yalan Tango
- Cemil Şevket Bey, Aynalı Dolaba İki El Revolver
- İlk Gençlik Çağına Öyküler - Birinci Cilt
- İlk Gençlik Çağına Öyküler - İkinci Cilt
- İstanbul, İlk Romanımda Leylak
- Kapalı İktisat
- Kırık Deniz Kabukları
- Mavi Kanatlarınla Yalnız Benim Olsan
- Oburcuk Mutfakta
- Peride Celal'e Armağan
- Saz Caz Düğün Varyete
- Solmaz Hanım, Kimsesiz Okurlar İçin
- Cehennem Kraliçesi
- Cumartesi Yalnızlığı
- Ölüm İlişkileri
- Pastırma Yazı
- Edebiyatımızda Sevdiğim Romanlar Kılavuzu
- Evimizin Tek Istakozu
- Kırık İnceliklerin Şairi Behçet Necatigil
- Eski Defterde Solmuş Çiçekler
- Hüzün Kahvesi
- Fotoğrafı Sana Gönderiyorum
- O Aşk Dinmedi
- Türk Romanından Altın Sayfalar
- Düşünce ve Duyarlık
- İlk Gençlik Çağına Öyküler - Üçüncü Cilt
- Sona Ermek
- Nam-ı Diğer Kaptan - Attila İlhan'ı Dinledim
- Hatırlıyorum
- Yalancı Şafak
- İstanbul Bu Gece Yine Sensiz
- Cahide
- Beklenen Sevgili
- Kumkuma
- Geçmiş, Bir Daha Geri Gelmeyecek Zamanlar
- Ay Hala Güzel
- Uzak, Hep Uzak
- Seni Çok Özledim
- Destan Gönüller - Fotoğrafı Sana Gönderiyorum
- Mavi Kanatlarınla Yalnız Benim Olsaydın
- Bir Gölge Gibi Silineceksin
- Oburcuğun Edebiyat Kitabı
- Rüyamdaki Sofralar
- Anılar; Issız ve Yağmurlu
- Yaşadınız Öldünüz Bir Anlamı Olmalı Bunun
- Kırık Bir Aşk Hikâyesi
- Kötülük
- İstanbul Öyküleri
- Gece Sirenleri
- Perisi Kaçmış Yazılar
- Düşüşten Sonra
Selim İleri Alıntıları - Sözleri
- Çünkü benim hasta, zayıf bir kalbim var, sizin kavi, parlak bir tebessümünüz… Çünkü ben şairim ve siz pürşiir ve hayal, siyah, ilahi gözlere maliksiniz… (İlk Gençlik Çağına Öyküler - Birinci Cilt)
- Hayatımın bir yara olduğunu söyledim mi? Kalp yarası değil. İşleyen, cerahatli bir yara, Hiç kapanmadı. Bu yüzden insanlardan ve aşktan uzak durmaya çalıştım. (Yarın Yapayalnız)
- Trenden indim,yine Yedikule.Saat henüz erken ; değerli dostum Sarkis Açık'la buluşacağım ,Safa Meyhanesi'ne gideceğiz .Şöyle yürümek geçti içimden. (Yıldızlar Altında İstanbul)
- Dünyanın bütün acısını yazdım! saniyordun. Sonra cam kırıkları. Yazdığın her satır cam kirigiydi. hayal kırıklığı, dusbozumu da diyebilirsin. (Fotoğrafı Sana Gönderiyorum)
- - Evliliğe karşı mısın? + Hayır. Birbirini sevmeyen karı kocalara karşıyım, mutsuz çocuklara, sevgisiz evlere karşıyım. (Kırık Bir Aşk Hikâyesi)
- Belki bu yüzden uzun yıllar böyle şifresini çözememiş olduğum kitaplara karşı bir çekingenlik, ürkeklik hissettim. Kitapları özellikle romanları gitgide hayatın ta kendisi gibi görmeye başlayacaktım. (Hatırlıyorum)
- Bu mâzi hastalığı beni mahvetti. (Saz Caz Düğün Varyete)
- Olduğum gibi yaşamalıyım. Bir yaşama acemisi olarak. Ustalıklarda gözüm yok. (Destan Gönüller - Fotoğrafı Sana Gönderiyorum)
- Aynı dili konuşmalarına karşın, çoğu kez, kimse kimsenin dilinden anlamıyordu. (Son Yaz Akşamı)
- İşte o arada 1960 darbesi oldu. Darbe olmadan çok karışık bir durum vardı. Menderes, solcuları Anadolu'nun çeşitli yerlerine sürmeye karar vermişti. Hepimizin isimleri tespit ediliyordu. Birer-ikişer çağrılıp nereye gideceğimiz söyleniyordu. (Nam-ı Diğer Kaptan - Attila İlhan'ı Dinledim)
- Zamanla öğrendim. O kırılıp dökülmelerimiz, bayağılaşmalarımız, hepsi çaresizlikten. (Solmaz Hanım, Kimsesiz Okurlar İçin)
- Kalbimdeki şarkı bitti. (Destan Gönüller - Fotoğrafı Sana Gönderiyorum)
- Daima yenilik,daima eylem,daima devinim! (Saz Caz Düğün Varyete)
- Yaşadıklarımızın şiddeti geçince geriye tortu kalır, işe yaramaz sandığımız çökelti. Oysa sebep ve sonuç artık onundur, ondadır. (Yarın Yapayalnız)
- Zamanın yıpratıcılığını silemezsin: Eskimiştir, sarı, pembe, mavimsi krizantemlerin rengi atmıştır. Kirli gibi durur; istediğin kadar yıka!, zamanın kirinden pasından arındıramazsın. (Daha Dün)
- -Evliliğe karşı mısın? +Hayır. Birbirini sevmeyen anne babalara karşıyım. Mutsuz çocuklara, sevgisiz evlere karşıyım. (Kırık Bir Aşk Hikâyesi)
- Yüreğinde bir çılgın yel esiyor. Ama o değil, beklediğin insan şimdi kimbilir nerde, (Eski Defterde Solmuş Çiçekler)
- Öyle, para yok. Biraz bohem, ama gerisinde gençlik heyecanı olan bir yaşama biçimi. Bu sohbetler, konuşmalar arasında ikide bir de şu konu ortaya geliyor: Nazım Hikmet cezaevinde haksız yere yatıyor, onu mutlaka kurtarmak lazım, bu da uluslararası bir hareketle olur... (Nam-ı Diğer Kaptan - Attila İlhan'ı Dinledim)
- Sessizliğinde, kendini teslim edişinde, gözlerinin o kadar saf ve duru bakışında insanı çıldırtan bir acı vardı. (Annem İçin)
- Eski evlerin hayatı insanları tabiattan şimdiki apartmanlar gibi ayırmazdı. Eve bahçeden geçilir, bahçe sulamak için bir kuyudan su çekilir, çiçekler bahçeden evlere girer, lavanta çiçekleri temizliği duyuran kokularını yataklara dökerdi. İnsanlar ne tattıkları zevkleri değiştiren mevsimleri, ne de sevdikleri hayvanları düşünmemezlik edemezlerdi. Evin en rahat köşelerinde kediler horlardı. Abdülhak Şinasi Hisar, Boğazifi Mehtapları, 1942. (Yıldızlar Altında İstanbul)
Zehra
21.05.2023 / 17:01İlk yüz sayfasını okudum ama bu kadarı bile beyin hücrelerinin dörtte birini öldürmeye yetti. Kitap bir çekirge emsali gibi her yöne( her yıla/zamana) zıplıyor. Bir durağı olsun ayrıca edebiyat altında cinsel kitaplar yazmayı bırakın. Cidden edebiyat bu kadar basit olmamalı. Selim ilerinin yazdığı hiçbir kitabın daha okunmadan güzel olmadığına kanaat getirebilirim.