Önemsiz Bir Kadın - Oscar Wilde Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Önemsiz Bir Kadın kimin eseri? Önemsiz Bir Kadın kitabının yazarı kimdir? Önemsiz Bir Kadın konusu ve anafikri nedir? Önemsiz Bir Kadın kitabı ne anlatıyor? Önemsiz Bir Kadın kitabının yazarı Oscar Wilde kimdir? İşte Önemsiz Bir Kadın kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Oscar Wilde
Çevirmen: Pınar Dua Deveci
Yayın Evi: İş Bankası Yayıncılık
İSBN: 9786053328261
Sayfa Sayısı: 128
Önemsiz Bir Kadın Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
İrlandalı dâhi yazar Victoria döneminde edebi zekâsı, ince alaycılığı ve sıra dışı yaşantısıyla 19. yüzyıl estetizm hareketinin Britanya'daki en tanınmış temsilcisi hâline geldi. Şiir, öykü ve oyunlarının yanı sıra Dorian Gray'in Portresi adlı romanıyla ün kazandı. Dönemin katı ahlak anlayışının sonucu olarak cinsel tercihi nedeniyle yargılanıp iki yıl hapse mahkûm edildi. Reading Zindanı Baladı adlı şiir ve ölümünden sonra De Profundis adıyla yayımlanan uzun mektubu bu sırada yazmıştır. Ciddi Olmanın Önemi ile birlikte en tanınmış oyunları arasında yer alan Önemsiz Bir Kadın yazarın zenginlik ve yoksulluk, aşk ve evlilik, masumiyet ve erdem konusunda dönemin muhafazakâr zihniyetine karşı tavır alışının dikkat çekici bir örneğidir. Oscar Wilde özgürlüğe kavuştuktan üç yıl sonra Paris'te yoksulluk içinde öldü.
Önemsiz Bir Kadın Alıntıları - Sözleri
- Çocuklar anne babalarını severek başlarlar. Bir süre sonra onları yargılarlar. Nadiren affeder, hatta hiç affetmezler.
- Ama kadınlar müthiş zeki, öyle değil mi?
- + Ruh yaşlı doğar ama giderek gençleşir. Bu hayatın komedisidir. - Beden ise genç doğar ama giderek yaşlanır. Bu hayatın trajedisidir.
- İdeal Koca? Öyle bir şey olamaz.
- "Bir insanı ancak sevgi hayatta tutabilir."
- Dünya erkekler için yaratılmış, kadınlar için değil..
- Ama erkekler öyle de kalpsiz ki.
- Hiçbir kadının hafızası olmamalı.
- Erkekler her zaman bir kadının ilk aşkı olmak ister.
- Hayatın kendisi zaten bir umut.
- Kadın olmasa esas ideallarimizi unuturduk.
- Erkeklerse problem.
- Yaşlanmaya hiç niyetim yok. Ruh yaşlı doğar, ama giderek gençleşir.
- “İnsan âşık olduğu zaman önce kendini kandırarak başlar ve başkalarını kandırarak bitirir.„
Önemsiz Bir Kadın İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Aslında "Önemsiz bir adam". Muhteşem bir tiyatro metniydi. Yazar eserinde: ahlak, bencillik, iki yüzlülük ve kadın-erkek ilişkileri üzerinde durmuş. Ancak asıl göze çarpan konu ahlak. Karakterlerin konuşmalarını okuduğunuzda; Ahlak nedir? Ahlak kişiden kişiye göre değişir mi? Ahlaktan bahsederken neden en çok kadınlardan söz edilir? Toplum soyut olan ahlak konusunda neden bu kadar dar kalıp ve net fikirlere sahip?.. gibi düşünceler etrafınızı sarıyor. Okurken eğlendiren, merak ettiren ve oldukça düşündüren bir eser! (Elif)
Oscar Wilde tarafından yazılan Önemsiz Bir Kadın, ilk defa 1893 yılında sahnelenmiş, satirik bir tiyatro oyunu. Dönemin klasiklerinden bir davette, ahlak, ahlakın kadınlarla erkekler için farklı işleyişi ve ilişkiler üzerine tartışmalar geçiyor. Başlarda benim için takip etmeyi zorlaştıracak bir karakter yoğunluğu olsa da hikaye ilerleyen sayfalarda asıl odağına yoğunlaşıyor. "Önemsiz bir kadın" ile başlayan perdeler, "önemsiz bir adam" ardından kapanıyor. İlgi çekici ve keyifli bir okuma oldu. (Beyza)
Oscar Wilde'ın okuduğum 3. kitabı olduğu için öncelikle yazardan ve yazarın hayat görüşünden bahsetmek istiyorum, çünkü hakkında artık oturmuş düşüncelere sahibim. Daha sonra ise, bir senaryo olan "Önemsiz Bir Kadın" isimli bu kitaptan ve kitabın konusundan bahsedeceğim. O'Flahertie Wills Wilde - bildiğimiz adıyla Oscar Wilde - edebi hayatına şiirler yazarak başlamıştır. Yazdığı ilk şiirler dönemin eleştirmenleri tarafından "zehirli mantar" ve "parazit" gibi ifadelerle tanımlanmıştır. Bunun sebebi, hiç kuşkusuz onun feminen görüntüsü ve aşk kavramının diğer şairlerden biraz daha farklı olmasıdır... Bütün eleştirilere karşın, ün kazanmaya devam eden Wilde, giyim tarzı ve yazdıkları sebebiyle 1895 yılında "ahlaksızlık suçlamasıyla" hapis cezasına çarptırılır. Yazarın hapse girmesinin ardından çocukları soyadlarını değiştirir ve bu durum yazarı oldukça sarsar. Fakat Oscar Wilde bile hapisten çıktıktan sonra Sebastian Melmoth takma adını kullanmak zorunda kalır... O dönemin toplum baskısının ne kadar güçlü olduğunu rahatlıkla görmüş olduğunuzu düşünüyorum. Bu noktada birkaç soru sormak gerekir: -Ahlak nedir? -Ahlak, genel bir tabir midir, kişiden kişiye değişiklik gösterir mi? -Ahlaki değerlerimizi kim belirlemektedir? -Ahlak kavramı, toplumdan topluma değişen bir olgu mudur? -Ahlak kavramı zamanla değişen bir olgu mudur? -"Ahlaksız" olarak nitelediğimiz kişilerin ahlaksız olduğuna kim karar vermektedir? İşte Oscar Wilde'ın hayatı boyunca karşı olduğu olay da tam olarak budur. Belirsizliklerle dolu olan ve binbir rengin olduğu dünyada, hangi rengin siyah hangi rengin yeşil olduğunu kim belirlemektedir? Tanımlamaları kim yapmaktadır? İsimleri kim vermektedir? Oscar Wilde, hayatımda okuduğum en iyi romanlardan biri olan Dorian Gray'in Portresi'nde "TANIMLAMAK, SINIRLAMAKTIR." demektedir. Adeta iki kelimeden oluşan bir hayat felsefesidir bu cümle aslında. Yıllarca üzerine düşünülebilecek ölçüde güzel bir cümledir. Hayatımızda neleri tanımladığımızı ve neden o tanımların dışarısına çıkamadığımızı iyi düşünün. Bizi kim kısıtlıyor? Kim bizi tanımlayarak sınırlıyor? Sınırların ötesine neden geçemiyoruz? Oscar Wilde biz daha bunları düşünürken bir adım daha ileri giderek, insanın dahi kendisini tanıyamayacağını ifade ediyor. Diyor ki: "Yalnızca sığ insanlar kendilerini tanır." İnsan bile kendi tanımını yapamazken hangi davranışlarımızın ahlaki, hangi davranışlarımızın ahlak dışı olduğuna nasıl karar verilebilir? Şu dünyada bilmediğimiz o kadar çok şey var ki... Hep bilmek ve öğrenmek uğruna amansızca çaba gösteriyoruz. Bilinmezlerle dolu olan dünyayı, tanımlamak, dolayısıyla anlamak istiyoruz. Fakat bunu yaparken, eğlenmeyi ve mutlu olmayı unutuyoruz. Bu noktada Wilde diyor ki: “Bilmek her şeyin sonu olur. Çekici olan bilememektir. Sis her şeye harika bir güzellik katar." İşte Oscar Wilde böyle bir yazardır. Tanımlama yapmaktan nefret eder; fakat eserlerinde bolca genellemeler yaparak tepki toplamaktan çekinmez. Aslında genelleme yapmak da bir nevi kısıtlamak, sınırlamaktır. Fakat Wilde öyle düşünmüyor olacak ki, eserlerinde tanım yapmaktansa insanları kabul etmeyecekleri genellemelerin içerisine sokmayı tercih etmiştir. Nihayet kitaba gelecek olursak, yukarıda da belirttiğim gibi, kitap bir senaryo eseri. Roman olmadığı için okuması biraz daha zor ve zahmetli. Fakat konuya hakim olduktan sonra gayet akıcı bir şekilde ilerliyor. TRT tarafından eserin 1 saatlik seslendirmesi de internette mevcut. Ben dinlerken çok sıkıldım; ama ilgisi olanlar bakabilir. Oscar Wilde, Önemsiz Bir Kadın isimli bu senaryosunda, Victoria Devri'nde insanların verdiği klasik davetlerden birine konuk ediyor bizi. Tabii Wilde bolca toplumun ikiyüzlülüğünü ve hiyerarşik düzenini eleştiriyor. Konu, oldukça basit ve Yeşilçam filmi havasında. Hatta Yeşilçam'ın da bu eserden bir hayli etkilendiğini düşünüyorum. Okuduğunuzda gözünüzden kaçmayacak detaylar olduğunu göreceksiniz. Aslında kitabı başladığım gün bitirdim; ama içerisindeki aforizmalar o kadar muazzamdı ki, peş peşe 20 alıntı paylaşmaktansa, 2 gün daha beklemeyi tercih ettim. Çünkü aforizmaları hepinizin görmesini istedim... Oscar Wilde'ın acımasız genellemelerine kulak asmayacak ve onu 150 yıl önce yaşamış bir "ahlaksız" olarak görmeyecekseniz, mutlaka okumalısınız. (Semih Doğan)
Kitabın Yazarı Oscar Wilde Kimdir?
16 Ekim 1854 yılında doğdu, Ünlü cerrah William Wilde'ın oğludur. Dublin'de Trinity College'ta okudu, 1874'te Oxford'a girdi. 1881 yılında Amerika Birleşik Devletleri'ne gitti orada estetik üzerine bir dizi konferans verdi. İlk tiyatro oyunu Vera New York'ta sergilendi. Bir süre Paris'te yaşadı, orada Verlaine ve öbür sembolist şairlerle tanıştı. İngiltere'ye dönünce Mutlu Prens'i (1888) yazdı. Oscar Wilde, 1884 yılında Constance Lloyd'la evlendi. Wilde, İngiltere'de estetizmin ve 'sanat sanat içindir' hareketinin başlıca temsilcisi olmuştur. Wilde, eşcinsellikle suçlanarak iki yıl cezaevinde yatmıştır. Daha sonra Fransa'ya sürgün olarak gitmiş, 30 Kasım 1900 yılında yoksulluk içinde ölmüştür.
Kaynak: https://tr.wikipedia.org/wiki/Oscar_Wilde
Oscar Wilde Kitapları - Eserleri
- Mutlu Prens
- Mutlu Prens - Bütün Masallar, Bütün Öyküler
- Ciddi Olmanın Önemi
- De Profundis
- Bay W. H.'nin Portresi
- Lord Arthur Savile'in Suçu
- Vera veya Nihilistler
- Nar Evi
- Salome
- Lady Windermere'in Yelpazesi
- Sosyalizm ve İnsan Ruhu
- Hep Bir Şeyi Unutmuş Gibi - Aforizmalar
- Yıldız Çocuk
- Öyküler
- Sanatçı: Eleştirmen, Yalancı, Katil
- Yalanın Yozlaşması
- Bencil Dev
- Önemsiz Bir Kadın
- The Nightingale and the Rose
- Candan Dost
- Violette'in Aşk Destanı
- Teleny
- The Model Millionaire
- Şiirler - Tiyatro Oyunları - Denemeler
- The Fisherman and His Soul
- Bütün Eserleri
- Dorian Gray'in Portresi
- Reading Zindanı Baladı
- Tarihsel Eleştirinin Doğuşu
- Hikayeler 2
- An Ideal Husband
- Marvel Illustrated: Picture of Dorian Gray (2007-2008) #1
- Marvel Illustrated: Picture of Dorian Gray (2007-2008) #2
- Marvel Illustrated: Picture of Dorian Gray (2007-2008) #3
- Marvel Illustrated: Picture of Dorian Gray (2007-2008) #4
- Marvel Illustrated: Picture of Dorian Gray (2007-2008) #5
- Marvel Illustrated: Picture of Dorian Gray (2007-2008) #6
- Üç Büyük Yazardan Aforizmalar
- Mutlu Prens * Dorian Gray'in Portresi
- Yalnız Sıkıcı İnsanlar Kahvaltıda Parıldar
- Yaşı Olmayan Klasikler 2
- Dorian Gray'in Portresi
- Muammasız Bir İsfenks
- Canterville Hayaleti
- Genç Kral
- Mutlu Prens-Küçük Kara Balık-Küçük Prens
- Kırık Kalpler Bahçesi
- The Importance of Being Earnest and Other Plays
- The Plays of Oscar Wilde
- Essays and Lectures
- The Remarkable Rocket
- Küçük Prens-Mutlu Prens
- De Produndis The Ballad of Reading Gaol & Other Writings
- Collected Poems
- Selected Plays
Oscar Wilde Alıntıları - Sözleri
- Bildiğim başka bir şey daha var -Ki bilmeli benim gibi herkes de- İnsanın kardeşlerine ettiğini İsa Efendimiz görmesin diye Utanç tuğlalarıyla, parmaklıklarla Örüldü yapılan her hapishane. Parmaklıklar güneşi engelledi, Kararttılar tatlı ay ışığını, Cehennemi böyle ört bas ettiler Yaptıkları bütün iğrenç şeyleri İnsanoğlundan, tanrının oğlundan Gizlemeyi ustaca başardılar. Zehirli otlar gibi kötülükler Büyür hapishanenin havasında, Yok olur burada harcanıp gider İyi olan ne varsa insanda: Kapıyı tutar soluk bir keder Umutsuzluk bekçiliğini yapar. (Şiirler - Tiyatro Oyunları - Denemeler)
- Toplum, suçluları çoğu kez bağışlar. Hayal kuranları ise asla. (Yalanın Yozlaşması)
- Yaşamak dünyada en ender bulunan şeydir. Çoğu insan "vardır", hepsi bu. (Sosyalizm ve İnsan Ruhu)
- Kim bir el dokunuşuyla ortaya çıkan değişik duygular hissetmemiştir ki? (Teleny)
- Ben farklı düşünüyorum. Yaratıcılıkla eleştirmenlik arasındaki karşıtlık tamamen yapaydır. Neden dersen, eleştirme yeteneği yoksa sanatsal yaratıcılık olarak nitelenmeyi hak eden hiçbir yetenekten de söz edemeyiz. Sen biraz önce sanatçının bizim için hayatı kavramasını ve hayata geçici bir mükemmellik vermesini sağlayan o ince, seçici ruhtan ve gelişkin seçme yeteneğinden söz ediyordun. lşte dostum, o seçici ruh,bazı şeyleri saf dışı bırakan o zarif mizaç, gerçekten de en karakteristik şekliyle eleştiri yeteneğidir; bu yetenekten yoksun birinin, sanatsal bir şey yaratması mümkün değildir. (Sanatçı: Eleştirmen, Yalancı, Katil)
- Başkasının başına gelen her şey insanın kendi başına da gelir. (De Profundis)
- Dertleri çok severim. Ciddi olmayan tek şey onlardır. (Ciddi Olmanın Önemi)
- "yaşamak dünyadaki en ender şeydir, çoğu insan sadece var olur" (Yalnız Sıkıcı İnsanlar Kahvaltıda Parıldar)
- -Amacın neydi? -Tek bir adama esir düşmüş otuz milyona hürriyetini kazandırmak. (Vera veya Nihilistler)
- Yaşamak çok nadir rastlanan bir şeydir. Çoğu insan sadece var olur. (Şiirler - Tiyatro Oyunları - Denemeler)
- İnsanların az bir kısmı mutlu, bir o kadarı ise mutsuzdur. Geri kalanların tümü; mutlu gibi görünen mutsuzlardır. (Violette'in Aşk Destanı)
- Hiç kimse gerçek olduğunu bildiği bir şey uğruna ölmez. İnsanlar gerçek olmasını istedikleri şeyler için ölürler, çünkü kalplerindeki bir korku onlara inandıkları şeyin aslında gerçek olmadığını söyler. (Bay W. H.'nin Portresi)
- Ben, uykuda sultandım, uyanınca hiç oldum W. Shekespeare (Öyküler)
- O zavallı çocuğu ağacın tepesine oturtacağım ve sonrasında da duvarı yıkacağım ve bahçem sonsuza kadar çocukların oyun yeri olacak. (Bencil Dev)
- 'Pek çok güzel çiçeğim var, ' dedi; 'ama en güzel çiçekler çocuklar.' (Mutlu Prens * Dorian Gray'in Portresi)
- Ahlâk, kişisel olarak sevmediğimiz kişilere karşı takındığımız tavırdır. (Hep Bir Şeyi Unutmuş Gibi - Aforizmalar)
- Nereyi seviyorsan dünyan orasıdır! (Mutlu Prens)
- Men marry because they are tired; women, because they are curious: both are disappointed. (Bütün Eserleri)
- " Kertenkeleler yaradılış olarak felsefeye yatkındılar. Yapacak işleri olmadığı ya da yağmur yağdığı için dışarı çıkamadıkları zamanlar da, saatler saati oturup düşündükleri olurdu. (Nar Evi)
- Kıskançlık da pek korkunç bir şeydir; insanın ahlakını bozar. (Candan Dost)
Editör: Nasrettin Güneş