Organon 2 - Önerme - Aristoteles Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Organon 2 - Önerme kimin eseri? Organon 2 - Önerme kitabının yazarı kimdir? Organon 2 - Önerme konusu ve anafikri nedir? Organon 2 - Önerme kitabı ne anlatıyor? Organon 2 - Önerme kitabının yazarı Aristoteles kimdir? İşte Organon 2 - Önerme kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Aristoteles
Çevirmen: Hamdi Ragıp Atademir
Yayın Evi: Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları
İSBN: 9789751101494
Sayfa Sayısı: 64
Organon 2 - Önerme Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Philon'un, Philon'a ve bu türlü başka şekiller isim değillerdir; bunlar bir ismin halleridir. Bu hallerin tanımlanması, her bakımdan ismin tanımlanmasının aynıdır. Şu farkla ki: dir, idi, olacaktır'la. birleştirilince onlar bir isim için olanın aksine olarak ne doğru ne de yanlıştırlar...
Organon 2 - Önerme Alıntıları - Sözleri
- Varolmıyana gelince: o, sanının konusu olduğundan ona vardır demek doğru olmaz. Nitekim onun hakkındaki sanı, onun varolduğu değil, yok olduğudur.
- "Hiçbir şey hem ak hem de kara değildir."
- O halde açıktır ki gerçeklik, filân veya falanın tasdik veya inkârına rağmen, ne ise odur.
- fakat önerme bütün olarak alınmamıştır. çünkü bütün terimi bütüncülü ifade etmeyip yalnız bütüncül olan konunun bütün olarak alındığımı ifade eder. fakat bütüncül olan yükleme, bütüncül yüklenirse, önerme doğru olmıyacaktır. çünkü bütüncül olanın bütüncül yükleme yüklendiği hiçbir tasdik doğru olamaz: bütün insanlar, bütün hayvanlardır önermesi gibi. çelişme adını verdiğim karşı-olum bütün olarak alınan bütüncül bir konuyu ifade eden bir tasdikin, bütün olarak alınmamış olan aynı konuyu ifade eden bir inkâra karşı-olmasıdır.
- bütüncül (l’universel) ve tekcil (le singulier) şeyler bulunduğundan, tabiatı birçok konular hakkında tasdik edilmiş olana bütüncül; böyle olmıyana da tekçil derim.
- ... bir şeyin varolduğunu veya varolacağını söylemek daima doğru olsaydı onun varolmaması veya olmıyacağı mümkün değildir. Öyleyse olmamazlıık edemiyen bir şeyin olmaması imkânsızdır. Olmaması imkânsız olan da gerekli olarak, olur.
- olmamazlık edemeyen bir şeyin olmaması imkânsızdır. olmaması imkânsız olan da gerekli olarak, olur. böylece bundan bütün olacakların gerekli olarak, oldukları sonucu çıkar. bunun sonucu olarak da, belirsiz bir tarzda veya tesadüfün etkisiyle, hiçbir şey olmaz; çünkü tesadüfün olduğu yerde gereklilik yoktur.
- yine apaçıktır ki tek bir tasdika tek bir inkâr tekabül eder. çünkü inkârın tasdik tarafından açıkça tasdik olunan yüklemin kendisini inkâr etmesi, ve konu tekcil olsun, bütüncül olsun, bütüncül ise bütüncül olarak veya bütüncül olmıyarak ele alınsın, — bu konuya taallûk etmesi gerekir.
- isimler ve fiiller, kendilerine hiçbir şey eklenmezse, ne birleştirmesi, ne de ayırması olmıyan kavrama benzerler; insan ve ak gibi. çünkü bunlar henüz ne doğru, ne de yanlıştırlar. işte bunun bir delili: teke-geyik’in pekâlâ bir mânası var; ama mutlak olarak veya zamanla ilgili olarak vardır veya yoktur eklenmedikçe o henüz ne doğru, ne de yanlıştır.
- bir bütüncül hakkında bir yandan bir şeyin kendisine ait olduğu, bir yandan da ona ait olmadığı bütün olarak söylenirse, zıd önermeler elde edilir.
- fakat bir şeyin var olduğunu veya var olacağını söylemek daima doğru olsaydı onun var olmaması veya olmayacağı mümkün değildir. öyleyse olmamazlık edemeyen bir şeyin olmaması imkânsızdır. olmaması imkânsız olan da gerekli olarak, olur. böylece bundan bütün olacakların gerekli olarak, oldukları sonucu çıkar. bunun sonucu olarak da, belirsiz bir tarzda veya tesadüfün etkisiyle, hiçbir şey olmaz; çünkü tesadüfün olduğu yerde gereklilik yoktur.
- ne doğru bir hükmün, ne doğru bir önermenin başka doğru bir hükme, başka doğru bir önermeye zıd olamadığı da apaçıktır. gerçekte, zıd önermeler karşılara taallûk edenlerdir; halbuki doğru önermeler aynı zamanda doğru olabilirler. öyleyse zıdlar aynı zamanda aynı bir konuya ait olamazlar.
- insan-olmıyan, veya âdil-olmıyan gibi belirsiz isimli veya fiili deyimler, isimsiz ve fiilsiz birtakım inkârlar gibi telâkki edilebileceklerdir. hakikatte ise, öyle değildir. gerçekte, daima inkâr gerekli olarak doğru veya yanlıştır; öyleyse kendime başka bir şey eklenmeksizin insan- olmıyan demekle yetimsemek, insan’dan daha fazla bir şey dememektir. hattâ hakikat veya yanlış içinde daha az bulunmaktır
- Bundan başka, fiil daima bir şey hakkında, söz gelimi, bir konuya ait olan veya bir konuda bulunan birtakım şeyler hakkında söylenenin işaretidir. İyi değildir veya hasta değildir gibi bir deyim bir fiil değildir. Kendi öz manasına zaman anlamını eklese de ve hep bir konuya ait olsa da bu türlü deyimin adı yoktur. Ona yalnız belirsiz bir fiil denilebilir; çünkü ayrılık gözetmeksizin herhangi bir şeye, var olana da, var olmayana-da tatbik olunabilir.
- İlkin ismin ve fiilin, sonra inkar ve tasdikin, önerme ve sözün ne olduğunu ortaya koymak gerekir. Sesin çıkardığı sadalar ruh hallerinin işaretleridir. Yazılmış kelimeler sesin çıkardığı kelimelerin işaretleridir. Yazı her insanda (bir olmadığı gibi, konuşulan kelimeler de bir değildir; her ne kadar bu deyimlerin doğrudan doğruya işaretleri oldukları ruh halleri herkeste bir ise de; tıpkı bu hallerin, hayalleri oldukları şeylerin aynı oldukları gibi.
Organon 2 - Önerme İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Organon serisi toplam 6 kitaptan oluşuyor ve elimde olanların ilk paragrafını aynı yazacağım. Sonradan bende kontrol ettiğimde tekrar araştırmakla uğraşmaktan kat be kat iyidir böylesi. Bu serinin adını, Aristo’nun kurucusu olduğu Peripatatetikler vermiştir. Bu 6 kitap: Kategoriler, Önermeler, Birinci Analitikler, İkinci Analitikler, Topikler, Sofistik Deliller’dir. Eserlerin belirli bir sıralaması olmayıp sonradan yapılan sınıflandırmalara göre tayin edilmişlerdir. Tam 14 başlık verilir ve bu başlıklarda tek tek bunlar açıklanır. Bunu daha önce de belirtmiştim ama tekrar edebilirim. Olumlu olumsuz veya genel özel önermeler anlatılır. Ayrıca şu isim fiil karşılaştırmasında aklıma hemen, fiilde çatıyı Aristo mu buldu düşüncesi geldi. Tabii yok öyle bir şey. Tabi varsa da ben anlamamışımdır, yıllardır anlamadım gitti. Okunması da çok zor değil. Başlık olarak ayrım yapılması güzel. Mola imkanı veriyor, vermek isteyenlere. Hepimize iyi okumalar dilerim.. (Sadık Kocak)
Tasdik ve inkar. Tasdik, bir şeyin o şey olduğunu olumlarken inkar reddeder (olmadığını bildirir). Olmaktan kasıt var olma değildir. Zira bir gerçeklik, filan veya falanın tasdik veya inkarına rağmen ne ise odur. Olmaktan kasıt, özün önermesinin doğru olmasıdır. Gerçeklik, özün niteliği tasdik veya inkar edilebilir. Bu kavramlar arasında nicelik, tasdik veya inkara tabi olunur mu sorusunu merak ettiğimi eklemek isterim. Fiilsiz ne tasdik ne inkar olur cümlesini insan boyutuna indirgeyecek olursak: fiil/eylem halinde olmayan birisi ne tasdik edilecek (yani ne başarılı olacak) ne de inkara (başarsızlığa) uğrayacaktır. (Kristina Polat)
Mümkün olan ve olmayan arasındaki farkın belirlenebilmesi için öncelikle zıtlıkların doğru bir şekilde oluşturulması gerekmektedir. Tasdik bir şeyin başka bir şeye bağlanması ile olabilir. Bağlantısı olmayan terimler arasında tasdik ve red mümkün değildir. İsim, fiil, zaman, önerme, inkâr ve tasdik kavramlarını detaylıca ele alan bir eser. (Cansu Özenen)
Kitabın Yazarı Aristoteles Kimdir?
Aristoteles ya da kısaca Aristo (Yunanca: Ἀριστοτέλης Aristotelēs; Eski Yunanca /aristoˈtelɛːs/; Yeni Yunanca /ˌaris̩toˈteʎis̩/)
Antik Yunan filozof. Platon ile Batı düşüncesinin en önemli iki filozofundan biri sayılır. Fizik, gökbilim, ilk felsefe, zooloji, mantık, siyaset ve biyoloji gibi konularda pek çok eser vermiştir.
MÖ 384 veya 385'te, günümüzde Athos tepesi olarak adlandırılan tepenin yakınlarında ufak bir Makedonya kenti olan Stageira'da, Makedonya kralı II. Amyntas'ın (Philippos'un babası) hekimi olan Nikomakhos'un oğlu olarak dünyaya gelir. MÖ 367 veya 366 'da 17 yaşında Platon'un Atina'daki akademisine (Akademeia) girmesiyle Platon'un en parlak çömezlerinden biri olur. Tütör yahut yardımcı hoca olarak çalıştığı dönemde, okuma tutkusuyla tanınır; (Platon, belki de bir tür tenezzülle, ona "okuyucu" lâkabını takar) Daha sonraları Akademia'daki öğretime kendisi de katkıda bulunur: kimi zaman Platoncu savları rakip Isokratos okuluna karşı savunmak için geliştiren, hatta zaman zaman da Evdamos ya da Can üzerine (Peri tes Psykhes) yazılarında olduğu gibi, bu tezleri büyükseyen diyaloglar yazar. Gryllos yahut Retorik üzerine Aristoteles'in diyalog yazarlığı dönemine aittir.
Platon MÖ 347'de öldüğünde, Akademeia'nın başına ardılı olarak Spevsippos'u atamıştır. Antik Çağ'dan itibaren yaşamöyküsü yazarları -herhalde kötücüllüklerinden- Platon'un bu seçiminde Aristoteles'in Akademeia'yı terk etmesinin asıl nedenini görüyorlar. Aristoteles'in en azından Spevsippos'a karşı kalıcı bir garez duyduğunu biliyoruz. Aynı yıl, belki de ustasının teşvikiyle, Ksenokratos ve Theophrastos ile bugün Biga Yarımadası olarak anılan Troas bölgesindeki Assos kentine gönderilir. Orada Tiran Atarnevs'li Hermias'ın siyasî danışmanı ve dostu olur. Aynı esnada, özgünlüğünü daha o zamandan belli eden bir okul kurar. Bu okuldaki girişimleri arasında yaşambilim üzerine çalışmaları yer alır. 345-344 yıllarında, belki de Theophrastos'un daveti üzerine, komşu Lesbos (Midilli) adasının Doğu kıyısındaki Mytilene (Midilli) kentine varır. 343'te Pella'daki (Bugün Ayii Apostili) Kral Makedonyalı Philippos'un sarayına, oğlu İskender'in eğitimini üstlenmek üzere çağırılır. 341 yılında Perslerin eline düşen Hermias'ın feci sonunu Pella'da öğrenir, anısına bir ağıt düzer. Gerek Pella'da ikamet ettiği sekiz senelik dönem, gerek eğitmenlik vazifesinin içeriği hakkında neredeyse hiçbir şey bilmiyoruz. Philippos'un ölümüyle M.Ö. 335 İskender tahta oturur. Aristoteles Atina'ya dönüp Akademeia'ya rakip olarak Lykeion'u, ya da diğer adıyla Peripatos 'u (öğrencileriyle içinde dolaşarak tartıştıkları bir tür çevresi sütunlarla çevrili avlu ya da galeri) kurar. Lykeion'lulara verilen Peripatetikoi adı buradan geliyor. Burada on iki sene ders verir. M.Ö. 323'te Büyük İskender'in bir Asya seferi esnasında ölmesi üzerine Atina'da Makedon karşıtı bir tepki dalgası peydah olduğu vakit, aslında Makedonculuk zannı taşıyan Aristoteles'e karşı, dine saygısızlık davası açılması söz konusu olur. Bir ölümlüyü -Hermias'ı- anısına bir ilâhi yazarak ölümsüzleştirmekle itham edilir. Bunun üzerine Aristoteles, Sokrates'in yazgısını paylaşmak yerine Atina'yı terk etmeyi seçer: kendi deyişiyle, Atinalılar'a "felsefeye karşı ikinci bir suç işlemeleri" fırsatını tanımak istemez. Annesinin memleketi olan Eğriboz (Evboia) adasındaki Helke'ye Khalkis sığınır. Ertesi yıl M.Ö. 322'de, altmış üç yaşında hayatını kaybeder.
Aristoteles Kitapları - Eserleri
- Poetika
- Atinalıların Devleti
- Nikomakhos'a Etik
- Politika
- Retorik
- Metafizik
- Organon 1 - Kategoryalar
- Hayatı Her Gün Yeni Baştan Keşfetmek
- Ruh Üzerine
- Hayvanların Hareketleri Üzerine
- Fizik
- İkinci Çözümlemeler
- Ekonomi
- Organon 2 - Önerme
- Organon 6 - Sofistçe Çürütmeler
- Oluş ve Bozuluş
- Magna Moralia
- Eudemos'a Etik
- Gökyüzü Üzerine
- Organon 3 - Birinci Analitikler
- Yorum Üzerine
- Doğa Bilimleri Üzerine
- Aristoteles Eğitim Üzerine
- Felsefe Yapmaya Çağrı Protreptikos
- Organon - Topikler
- Theta
- Felsefeye Çağrı
- Protreptikos - Evren Üstüne
- Problemeta Physica
- Politics & Constituion of the Athens
- Poetika
Aristoteles Alıntıları - Sözleri
- Resimlere bakmaktan hoşlanırız; çünkü onlara bakarken öğrenebiliriz. (Poetika)
- "...Gerçi kendi başına gökyüzü olmakla bu gökyüzü olmak birbirinden farklıdır." (Gökyüzü Üzerine)
- Bütün nimetlere fazlasıyla doymuş olan sizler yüreğinizdeki taşkınlığı dizginleyerek kibrinize gem vurun. (Atinalıların Devleti)
- eğer hakikati hakikat olduğu için ararsak ulaşırız. (Protreptikos - Evren Üstüne)
- İlkin ismin ve fiilin, sonra inkar ve tasdikin, önerme ve sözün ne olduğunu ortaya koymak gerekir. Sesin çıkardığı sadalar ruh hallerinin işaretleridir. Yazılmış kelimeler sesin çıkardığı kelimelerin işaretleridir. Yazı her insanda (bir olmadığı gibi, konuşulan kelimeler de bir değildir; her ne kadar bu deyimlerin doğrudan doğruya işaretleri oldukları ruh halleri herkeste bir ise de; tıpkı bu hallerin, hayalleri oldukları şeylerin aynı oldukları gibi. (Organon 2 - Önerme)
- Mutluluk nedir? Bilgili insanlar ve çoğunluk bu konuda aynı görüşte değil. Buna göre zenginlik ya da haz gibi şeyler mutluluktur. Bazen mutluluk duruma göre değişir, Örneğin hastayken sağlık fakirken zenginlik, bilgisizken bilmek ya da bizden daha iyi durumda olanlar mutlu olarak düşünürler. (Nikomakhos'a Etik)
- Gerçekte, biz tartışmada iki şeyin aynı veya ayrı olduklarını ortaya koyabilirsek, aynı tarzda tarifler için de bol bol deliller bulmaya muktedir olacağız. Böylece nesnelerin özdeş olmadıklarını gösterdik mi, tarifi yok etmiş olacağız. Bununla beraber şimdi koyduğumuz kaide için karşılıklılık bulunmadığını kaydedelim. Çünkü tarifi teşkil etmek için iki nesnenin özdeşliğini ispat etmek yetmez, halbuki tarifi yok etmek için bu özdeşliğin bulunmadığını ispat etmek yeter. (Organon - Topikler)
- Var olan bütün şeylerden bazıları hiçbir başka şey hakkında doğrulukla bütüncül olarak tasdik edilmeyecek bir tabiattadırlar (sözgelimi Kleon ve Kallias, başka deyişle ferdî olan ve duyulabilen); halbuki başka şeyler o şey hakkında tasdik edilebilirler (çünkü bu ferdî şeylerden her biri hem insandır, hem de hayvan); daha başka şeyler de başka şeyler hakkında tasdik edilirler, halbuki onlar hakkında, önce olan hiç bir şey tasdik edilmez; nihayet daha başkaları da daha başkaları, başkaları da onları kendileri hakkında tasdik edilirler, sözgelimi, insan, Kallias hakkında, hayvan da insan hakkında. (Organon 3 - Birinci Analitikler)
- Zaman vardır, ama ancak devinim varsa, çünkü zaman yalnızca devinimin ölçüsüdür. (Gökyüzü Üzerine)
- Birçok olayın olasılığa aykırı gerçekleşmesi olası bir şeydir. (Poetika)
- Bize kötü olan şeyi yaptıran hazdır ve bizi doğru olandan uzak tutan acıdır. (Aristoteles Eğitim Üzerine)
- "Eylemse, zamanı da imleyen, parçası ayrı olarak hiçbir şey imlemeyendir." (Yorum Üzerine)
- "Her şeyi kendi anlayan iyidir, doğruyla ikna edilen de iyidir, hem kendi anlamayıp hem de başkasını dinlemeyen boş insandır."* (Nikomakhos'a Etik)
- Söz edilebilir bence. Peki her birinin iyileri acaba onun uğruna yaptığımız şey mi? Yani hekimlikte iyilik sağlıkken, askerlikte başarı, mimarlıkta ev ya da başka şeyler; iyi için amaca göre farklı şeylerden söz edebilir miyiz ? (Nikomakhos'a Etik)
- Bir kentte kadınların durumu iyi bir şekilde düzenlenmediyse, o kentin yarısı için iyi bir anayasa yok demektir. (Politika)
- ... senin için küçük bir şey ama benim için büyük. (Eudemos'a Etik)
- Hiçbir şey sevgiye alışkanlıkların olmasından daha çok Zarar veremez. (Ekonomi)
- "...Zira kimilerinin dediğine göre, başkanın başkayla karışması imkânsızmış, çünkü karışmanın ardından var ve başkalaşmamış olmalarından ötürü, o an daha önce olduğundan daha karışmış değillermiş, hatta benzer durumdaymışlar, ikisinden biri bozulsaymış, bu karışmak olmazmış, biri var biri yok olurmuş, karışım ise benzer durumdaki şeylerin karışımıymış.İki şey birleştiğinde karışanların her biri bozulmuşsa, yine aynıymış, çünkü bütünüyle var olmayanlara 'karışanlar' denemezmiş. (Oluş ve Bozuluş)
- Yaşlı bir adama şöyle bir göz verseler genç biri gibi görmeye başlar. Dolayısıyla yaşlılık, ruhun değil, ruhu olanın maruz kaldığı bir şey. Sarhoşlukta ve hastalıklarda olduğu gibi. İçeride başka bir şeyler bozulunca akletme ve temaşa etme de zayıflar, oysa kendisi hiçbir özelliğe ya da etkilenime sahip olmayan bir şeydir. (Ruh Üzerine)
- Bilgelerin şu deyimi tanrısaldır: "Ruhun cezasını çekmesi gerekmektedir ve bizler ne olduğu bilinmez büyük suçların cezası içinde yaşamaktayız." (Felsefe Yapmaya Çağrı Protreptikos)