Osman Gazi - Mustafa Akgün Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Osman Gazi kimin eseri? Osman Gazi kitabının yazarı kimdir? Osman Gazi konusu ve anafikri nedir? Osman Gazi kitabı ne anlatıyor? Osman Gazi PDF indirme linki var mı? Osman Gazi kitabının yazarı Mustafa Akgün kimdir? İşte Osman Gazi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Mustafa Akgün
Yayın Evi: Panama Yayıncılık
İSBN: 9786055143978
Sayfa Sayısı: 280
Osman Gazi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Osmanlı Devleti, tarihteki cihan devletlerinden biri; hatta birincisidir. Altı asırlık ömrünün dört asrında dünyanın birinci devleti olma hüviyetini taşımıştır.
Hiçbir zaman kaba kuvvet devleti olmamıştır.
Öyle olsaydı bugün Balkan milletlerinin ismi bile bilinmezdi. İnsan eksenli bir idare tarzı ortaya koymuştur Osmanlı.
Yaptığı gönül akınları, savaş için yaptığı akınlardan çok çok fazladır.
İnsanlık, Osmanlı Devletini bir rüya olarak görmüştür. Hâl diliyle aynı rüyayı tekrar görmek isteğini ifade etmektedir. Aynı rüyayı görmek için acaba nelerini vermez ki?...
Böylesine cihanşümul bir devletin kurucusu Osman Gazi Han'dır.
O, hayallere sığmayan bir kahramandı.
Onun torunları olan bizler, onu her yönüyle inceleyerek kendimize çeki düzen vermek zorundayız.
Kendi kurtuluşumuz da, insanlığın kurtuluşu da onun tuttuğu yolu tutmaktan geçmektedir. Osmanlının olmadığı bugünkü dünyada çakallar birbirini gırtlaklamakta, kurtlar birbirini boğmaktadır. Soykırımlar birbirini takip etmekte, kan gölleri çoğaldıkça çoğalmaktadır. Hayallere sığmayan kahramanlarımıza her zamankinden daha muhtacız.
(Tanıtım Bülteninden)
Osman Gazi Alıntıları - Sözleri
- Hayme Ana büyükçe bir kayanın üstüne çıktı. Oradan Kayılılara konuşmaya başladı: "Biz namusumuza halel getirmeyen bir milletiz. Aile ve cemiyet namus sayesinde sapasağlamdır. Bir kadın kendi erinden başka er bilmez. Bir erkek için kendi kadınından başkası bacıdır, anadır. O yüce Peygamber de öyle yapıyordu. O aile residir. Bütün ümmetin aile residir.
- Akça gürlercesine Bizanslı Basilis'e şunları söyledi: "Siz devleti insana zulmetmek için kurarsınız. Biz devleti insanca yaşatmak için kurarız."
- 'Nam ve nişan hiç kalmadı, 'Lâ... Lâ...' oldum Allah zikrini diye diye 'illâ...' oldum Halis olup, muhlis olup 'lillah' oldum. 'Fenâ fillah' makamına geçtim ben işte.'
- Bu pınar eşme pınar Derdimi deşme pınar
- Aşktan nasibi olmayan gönül gönül müdür Bahadır? O gönle gönül denir mi? Denmese gerek.
- "Yüce Ertuğrul Bey... Koca Selçuki Devleti parçalanmıştır. O ihtişam tarihe karışıp gitmiştir. Diyar-ı Rum Selçukileri de eski güçlerini kaybetmişlerdir. Bu manevî mirasın, bu siyasi mirasın, bu ihtişamın birine devretmesi gerek. Konya'daki Selçuklu Sultanım bu istikbali sende, senin boyunda görmektedir. Diyar-ı Rum'daki Müslüman Türklerin çoğu birbiriyle cedelleşmektedir. Taht kavgası, makam kavgası aldı başını gidiyor. Birbirlerini kıymaya hazırlar. Hatta kıymaktadırlar da. Siz Kayılılar öyle değilsiniz. Siz Bizansa karsi, onun ötesinde Haçlı dünyasına karşı gerilmiş bir yay gibisinizdir. Onun için Selçuki Sultanım da, gönüller Sultanı Mevlânâ'mız da istikbali sizde görmektedirler. Kendinizi istikbale hazirlamanizi isterler"
- "Sultan Alaeddin'le görüşmek için Konya'ya gitmiştim," dedi Ertuğrul Bey. "Bu muhterem Hocam Abdulaziz'in evinde konuk olmustum. Bir gece onun evinde. Bir düş gördüm. Düş ki ne düş... Hâlâ tesirindeyimdir. Hanenin ocagindan bir su kaynamaktadır. Tatlı mı tatlı... Leziz mi leziz... Su akti, akti. Her tarafı kapladı. Bir deniz oldu. Bir derya oldu. Ben düşü anlatmışımdır. Tabirini fazilet sahibi hocam Abdülaziz anlatsın. Tabirini tekrarlasın." ... "Görülen düş sıradan bir düş değildi. Böyle bir düşü her bir kişi göremezdi. Dedim ki:'Senin yakında bir oğlun olacak. Saltanatı alemi kaplayacak.' Öyle demiştim değil mi?"
- Bilmez olur muyum? Gözümün önünde şehadet şerbetini içti. Ne mutlu ona ve onun gibilere. Onların kanı buram buram cennet kokusu getiriyor bize.
- Yahu Akça!... Biz neye üzülürüz ki?... Sungurumuz, öteki şehitlerimiz Allah'ımıza şehit olarak dönmüşlerdir. Şehitlik büyük mertebedir. Ölüm bir kere olacağına göre niçin Allah için olmasın?
- Saltanat akıbet Oğuz Han'ın vasiyeti üzere oğlu Kayı Han evlâdına nakl edip İnşallah âhir zamana kadar devam eder.
- Hekimler hastalari tedavi ederler; astronomlar ise yillarin, ayların ve günlerin hesabını tutarlar. Bu ilimlerin hepsi de halk için faydalıdır. Alimler, koyun sürüsünün önündeki koç gibidirler; başa geçip sürüyü doğru yola sürerler. Türbesi Kaşgardır.
- 'Ya Rabbi!... Seni kendime vekil yapmaktayım ve azametin karşısında yüzümü yere sürmekteyim. Senin uğrunda savaşmaktayım. Ey Allah'ım!... Niyetim halistir. Bana yardım et. Sözlerimde hilaf varsa beni kahret.'
- Ey bana derviş diyen, nem ola derviş benim? Ya bu adıma lâyık, hani elimde iş benim
- Oğlum meselemiz Allah yoludur, kuru kavga değil.
- “Ey Osmancık Beysin... Bundan sonra öfke bize; uysallık sana. Güceniklik bize; gönül alma sana. Suçlama bizde; katlanma sende. Hata bizde; hoş görme sende. Acz bize; yardım sana. Geçimsizlikler, uyuşmazlıklar, anlaşmazlıklar, çatışmalar bize; adalet sana. Kötü göz, şom ağız, haksız yorum bize; bağışlama sana. Bölmek bize; bütünlemek sana. Üşengenlik bize; gayret sana. Uyuşukluk, rahat bize; uyarmak, şevklendirmek, gayretlendirmek sana.”
Osman Gazi İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Osman Gazinin doğumuyla başlayan roman Hayme ananın ve Ertuğrul beyin vefatı ile devam ediyor... Mihail Kossesin Osman Bey ile dostluğu ve Müslüman olma hikayesi duygulandırıyor. Manevi işaretlerle beyliğe geçen Osman Gazi art arda Fetihler gerçekleştiriyor Osman beyin meşhur narası gözlerden kaçmıyor :) "Vurun Aslanlarım!.. Vurun Yiğitlerim!.." Osman bey vefatı ardından yerine kendi gibi Gözü pek Fetihten fethe koşan Oğlu Orhan'a bırakıyor. Tevâzu örneği Orhan Gazi kardeşi Alâeddin'e "Babamın bıraktığı tahta buyur sen otur..." diyor. Alâeddin Bey kendini dedesi Şeyh Edebali'nin hizmetine vermiştir. Devlet idaresi ve savaşlarla alakalanmamıştır. Bunun için tahtı Orhan Gaziye Bırakıyor. Fetihler devam ediyor... Kitabın özgünlüğü ve sürükleyiciliği ile kendinizi Domaniç'in yaylalarında Söğüdün kışlalarında bulacaksınız. Selam ve duâ ile.... (Bir Fedai)
Osman Bey'i bu kadar sevmesem okuyamazdım kitabı. ağladığım sayfalar da oldu okumadan atladıklarım da.. yine de hayallere sığmayan kahraman için okunmaya değer bir kitap.. (nrdngl)
Dikkat spoiler içerir. Yazardan fena değil diyebileceğim bir roman. Kayı boyunun Söğüt ve Domaniç yaylasına taşınmasından sonra Ertuğrul Gazi ve Hayme Ana liderliğinde gelişmesi, günlük hayatı, gelenek ve görenekleri anlatılıyor. Sonrasında Osman Gazi'nin doğumu, büyümesi, şeyh Edebali tarafından yetiştirilmesi ve bey olması anlatılıyor. Harmankaya tekfuru Köse Mihail ile olan dostluğu, yaptığı fetihler, amcası Dündar beyi devletin bekası için öldürmesi, Orhan Gazi ve Alaattin beyin doğumları anlatılıyor. En sonunda ölümü ve Bursa'nın fethi sonrasında mezarının taşınması anlatılıyor. Ertuğrul Gazi hakkında yazılan kitaptaki pek çok Metin burada da yer alıyor. Eh işte diyebileceğim bir roman. (Serdar Poirot)
Osman Gazi PDF indirme linki var mı?
Mustafa Akgün - Osman Gazi kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Osman Gazi PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Mustafa Akgün Kimdir?
1946 yılında Uşak/Ortaköy’de doğdu. İlkokulu doğduğu köyde, orta öğrenimini Uşak Lisesini bitirerek tamamladı. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesinden Ziraat Yüksek Mühendisi olarak mezun oldu. Master çalışmasını tamamladı. Tarım Bakanlığının muhtelif birimlerinde teknik eleman, idareci ve bürokrat olarak çalıştı. En son Tarımsal Araştırmalar Genel Müdür Yardımcılığı vazifesinde bulundu.
Evli ve üç çocuk babasıdır. İngilizce, Arapça ve Almanca bilir.
Yazı hayatı bazı dergi ve gazetelere makaleler yazmakla başladı. Aylık Yeni Odak dergisinin sahip ve yazı işleri müdürlüğünü yapmaktadır.
Şu ana kadar 37 kitabı yayınlanmıştır. Satı Gelin’in Türküsü romanını film sinopsisi haline getirmiş, bu sinopsis Esra Filmin açtığı yarışmada 110 (yüz on) sinopsis içinde üçüncülük alarak mansiyona layık görülmüştür. Ayrıca Gönül Dağı adlı romanı da İstanbul-Tuzla Belediyesinin açtığı roman yarışmasında 70 (yetmiş) roman içinde yedinci olarak mansiyon almıştır. Merih’ten Münih’e ve Gurbet Çiçeği adlı romanlarını birleştirerek Gurbet Çiçeği adında film senaryosu haline getirmiştir. Çekim için gerekli hazırlıklar yapılmaktadır.
Mustafa Akgün Kitapları - Eserleri
- Yahudinin Tahta Kılıcı
- Mevlana'da Goethe'ye Sevgi Köprüsü
- Ertuğrul Gazi
- Yunus Emre Aşkın Vav Hali
- Alparslan
- Osman Gazi
- Şeyh Edebâli
- Gönül Dağı
- Tarih Boyunca İkiyüzlüler
- Kürdün Gelini Dilan
- Ağrı'da İki Mevsim
- Sekiz Elmaslı Kolye
- Satı Gelinin Türküsü
- Uşaklık Ramazan Çavuş
- Düz Yokuş
- Gönül Kemendi
- Alparslan ve Malazgirt Destanı
- Hayat Değirmendir Döner
- Mühendislik Ülkesi
Mustafa Akgün Alıntıları - Sözleri
- "İnanç ve temiz yürekli olmaktan başka sermayemiz bulunmamaktadır.Cihadı canımıza minnet bilmekteyiz." (Ertuğrul Gazi)
- Gönlün kapısı olsa, üstünde herhalde şu yazardı: * Gir ama incitme... إذا كان للقلب باب ، فمن المحتمل أن يكتب عليه ما يلي: * ادخل لكن لا تؤذي ... (Şeyh Edebâli)
- Nasip olsa gene gitsem yaylaya Doya doya baksam suna boyluya Senin için yalvarayım Mevlâya Belki seni bana yazar Yaradan.. (Ertuğrul Gazi)
- Bana deseniz ki ne öğrendin bu hayat da? Pişmanlıkların bastırılamaz olduğunu öğrendim. (Gönül Dağı)
- 'Balık baştan kokar!... Yöneticilerin huyu halkına da tesir eder.Yönetici bir havuza benzer.Halk da bu havuza bağlı su arkları gibidir.Eğer havuzdaki su pis olursa,borulardan da aynı pis su akar. (Ertuğrul Gazi)
- Az söz er yüküdür,çok söz hayvan tümüdür Bilire bir söz yeter,sende güher (mücevher)var ise (Şeyh Edebâli)
- İnsan bir bakıma gül gibidir.Onun da gül gibi yetiştirilmesi gerekir.Sert toprak nasıl güllerin kökünü sıkıştırır,onu rahat calistirmassa; bazı kötü duygular ve fiiller de insanın iyi duygu ve fiillerne geçit vermezler. (Şeyh Edebâli)
- Meymun oğlu Abdullah ile taraftarları ve propagandacıları İmam İsmail’e mensubiyet iddiasında olduklarından bunlara İsmaililer denildiği gibi Kur’an’ın zahiriyle değil batıni gizli manasıyla, yahut dış yüzüyle değil iç yüzüyle amel ettikleri için onlara Batıniler de deniliyordu. (Tarih Boyunca İkiyüzlüler)
- Gönülden gönüle yol gider. Gönül bu.. Bir bakarsın sevdiğine akıvermiş. (Ertuğrul Gazi)
- “Sükût eden adamın endişesi azdır İnsan dilinin altında gizlidir.” (Mevlana'da Goethe'ye Sevgi Köprüsü)
- "Sultan Alaeddin'le görüşmek için Konya'ya gitmiştim," dedi Ertuğrul Bey. "Bu muhterem Hocam Abdulaziz'in evinde konuk olmustum. Bir gece onun evinde. Bir düş gördüm. Düş ki ne düş... Hâlâ tesirindeyimdir. Hanenin ocagindan bir su kaynamaktadır. Tatlı mı tatlı... Leziz mi leziz... Su akti, akti. Her tarafı kapladı. Bir deniz oldu. Bir derya oldu. Ben düşü anlatmışımdır. Tabirini fazilet sahibi hocam Abdülaziz anlatsın. Tabirini tekrarlasın." ... "Görülen düş sıradan bir düş değildi. Böyle bir düşü her bir kişi göremezdi. Dedim ki:'Senin yakında bir oğlun olacak. Saltanatı alemi kaplayacak.' Öyle demiştim değil mi?" (Osman Gazi)
- Altın çamura düşmekle kıymetini yitirmez. (Alparslan)
- Koyunun kurttan kaçmasına şaşılmaz. Şaşılacak şey koyunun kurda gönül vermesidir. (Ertuğrul Gazi)
- Neredesin şevketli Sultan Hamid Han! feryadım varır mı bârigâhına! ölüm uykusundan bir lahza Uyan! şu nankör milletin bak günahına tahrike yeltenen Taç ve tahtını denedi Bu millet Kara bahtını sınavda sillenin Nermin tahtını rahmet et Sultanım suzi ahına tarihler ismini andığı zaman sana hak verecek Ey Koca Sultan bizdik utanmadan iftira atan Asrın en siyasi padişahına! (Riza tevfik bölükbaşı)! (Yahudinin Tahta Kılıcı)
- Dünya bu...Tatlıyla acı,sevinçle hüzün,darlıkla genişlik,varlıkla yokluk bazen peş peşe,bazen iç içe olmaktadır. (Şeyh Edebâli)
- Bilmez olur muyum? Gözümün önünde şehadet şerbetini içti. Ne mutlu ona ve onun gibilere. Onların kanı buram buram cennet kokusu getiriyor bize. (Osman Gazi)
- 1923 yılında ölüm dösegindeyken Eckart şöyle demişti "Hitler'i izleyin" dansı o yapacak ama müziği çalan benim" .. Tarihi bütün almanlardan daha çok etkiledim. "Kutsal Vehm" (Yahudinin Tahta Kılıcı)
- Bir mıh bir nal kurtarır, bir nal bir at kurtarır, bir at bir er kurtarır, bir er bir ordu kurtarır. (Alparslan)
- Dolunayı gördün ya, doğmayı da seyret; güneşle aya guruptan ne ziyan gelir ki? Sana kaybolmak gibi görünür ama doğmaktır o. (Ertuğrul Gazi)
- Kızgın kum az geldi, taşlar yığdılar Ancak Ebû Bekir gibi dostu var Alıp azadında eyledi karar Azad olunca da hayali, düşü Gerçek olan garip Bilal Habeşî Yanık sesi kalbi yurdu, yıkardı Sesiyle ezan bir başka yakardı Feryadı aksedip göğe çıkardı Bülbül gibi figân etmekti işi Gülünün dalında Bilâl Habeşî (Yunus Emre Aşkın Vav Hali)