Osmanlı İmparatorluğu'nun Ekonomik ve Sosyal Tarihi - Cilt 1 - Halil İnalcık Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Osmanlı İmparatorluğu'nun Ekonomik ve Sosyal Tarihi - Cilt 1 kimin eseri? Osmanlı İmparatorluğu'nun Ekonomik ve Sosyal Tarihi - Cilt 1 kitabının yazarı kimdir? Osmanlı İmparatorluğu'nun Ekonomik ve Sosyal Tarihi - Cilt 1 konusu ve anafikri nedir? Osmanlı İmparatorluğu'nun Ekonomik ve Sosyal Tarihi - Cilt 1 kitabı ne anlatıyor? Osmanlı İmparatorluğu'nun Ekonomik ve Sosyal Tarihi - Cilt 1 PDF indirme linki var mı? Osmanlı İmparatorluğu'nun Ekonomik ve Sosyal Tarihi - Cilt 1 kitabının yazarı Halil İnalcık kimdir? İşte Osmanlı İmparatorluğu'nun Ekonomik ve Sosyal Tarihi - Cilt 1 kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Halil İnalcık
Çevirmen: Halil Berktay
Yayın Evi: Eren Yayıncılık
İSBN: 9789757622053
Sayfa Sayısı: 496
Osmanlı İmparatorluğu'nun Ekonomik ve Sosyal Tarihi - Cilt 1 Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Elinizdeki eser, hem Osmanlı toplumsal ve ekonomik tarihi alanını özetliyor, hem de yeni bilgi ve perspektiflere açılıyor.
Altı yüzyıllık Osmanlı tarihinin bölümlenmesinde 1300-1600 arasındaki klasik çağ, otokratik ve merkeziyetçi yönetimi, emir ve kumanda ekonomisi ile, belirgin ve kendi içinde bütünlüklü bir dönemdi; buna karşışık daha sonraki "gerileme" döneminde, bu geleneksel siyasi kuruluşun yapıtaşları bir dönüşüm sürecine girdi.
Osmanlı İmparatorluğu'nun dünya ticaretindeki -bugüne kadar tarihçilerde küçümsenen- ekonomik önemi, elinizdeki çalışmadan, dramatik bir vurguya kavuşuyor. Diğer yandan yazarlarımız, Akdeniz ve Osmanlı ticaretinin küresel bağlamda değişen önemine de parmak basıyorlar.
Dış ticarete bakışımız, Osmanlıların dünya ekonomisinde ne kadar dinamik bir rol oynadıklarını haklı olarak vurguluyor. Yazarlarımız, toprak mülkiyeti, nüfus, ticaret, imalat, ulaşım, taşımacılık ve tarımsal işletme tarzlarının incelenmesi üzerinde de önemle eğiliyorlar.
Bu kitapta, Doğu'daki Osmanlı süper gücü, çağdaş Avrupa'nın biçimlenmesine de önemli ölçüde katkıda bulunmuştur. İmparatorluğun Batı ile 16. yüzyıldan sonra yoğunlaşan ilişkileri ağırlıklı bir yer tutmaktadır.
Özetlersek, bu eserde, mümkün olan her noktada yeni perspektiflerden hareketle ve gerek özgün arşiv malzemelerine, gerekse bu kaynakları kullanarak yapılmış en son çalışmalara dayanarak, Osmanlı toplumsal ve ekonomik gerçekliğini, küresel bağlam içinde yorumlanmaya çalışılmıştır.
(Arka Kapak)
Osmanlı İmparatorluğu'nun Ekonomik ve Sosyal Tarihi - Cilt 1 Alıntıları - Sözleri
- Sadece özbeöz Türklerin timar alabildiği, hatta timar sahipleri arasında onların çoğunlukta oldukları varsayımı, oldukça yaygın bir yanılgıdır. Gerçi Balkanlarda, sınır boylarında savaşmakta olan Türklerin, ya da Anadolu'dan gelen gönüllü veya sürgün'lerin çoğunlukla timar almış oldukları doğrudur. Ama, burada bile sistemin, hükümete tavsiye edilme ve timar alma sürecinde himaye ve kapılanma ilişkilerine öncelik tanıdığını görüyoruz. Pek çok timar sahibi, aslında beylerbeyilerinin adamlarından, kapı halkındandı .
- 1596 tarihli Relazione'sinde İstanbul'daki Venedik bailo'su Malipiero, Osmanlı Devleti' ne layiha sunan, Koçi Bey gibi yazarları teyit ederek, en yüksek devlet görevlerine ancak --veziriazamlık için 80.000, defterdarlık için 40-50.000 altın gibi-- muazzam rüşvetlerle gelinebileceğini vurguluyordu. (1) Bir kere mevki sahibi olduktan sonra, verdikleri rüşvetin karşılığını başka önemli tayinler için kendileri rüşvet alarak çıkartıyor, dolayısıyla bütün devlet görevlileri bu rüşvet zincirinin bir parçası hal ine geliyordu.(2) Bu uygulama o kadar olağanlaşmıştı ki, olanca safiyetiyle Evliya Çelebi, bir kadı'nın geliri için, biri rüşvetler dahil biri de rüşvetler hariç olmak üzere iki ayrı rakam verebiliyordu.(3) KAYNAK = 1 Aktaran : Steensgaard ( 1 972), s. 1 78; rüşvet konusunda aynca bkz. Yücel ( 1988), endeks rüşvet; Koçi Bey (1939), s. 59; İnalcık (l 992c ). 2 Naima (1281 H/1 864), VI, s. 26. 3 Evliya Çelebi (1 896), il, s. 82.
- sipahi'lerin köyde oturup toprak tasarrufu ve vergi tahsilatını bilfiil kontrol ettiği Osmanlı tımar rejimi, feodal bir toplumun ana çizgilerini taşıyordu. Bu rejimin Batı tipi bir feodalizmden başlıca farkı, devletin köylü ile askeri sınıfın yerel mensupları arasındaki bütün kişisel bağımlılıkları ilga etmiş olması sonucu, toprak tasarruf haklarının, vergilerin ve sipahi'ler ile köylüler arasındaki ilişkilerin hep yalnızca sultanın kanunları çerçevesinde düzenlenip merkeziyetçi bir bürokrasi tarafından sıkı sıkıya denetlenmesi noktasında düğümleniyordu
- Marksistler, devletin toprak sahipliği üzerindeki sıkı denetimini, Osmanlı tarımının ve tarımsal ilişkilerinin yeni yönelimler kazanamamasının ve dolayısıyla genel olarak Osmanlı ekonomisi ve toplumunun duraganlığının da nedeni sayarlar. Arşiv belgeleri, merkeziyetçi Osmanlı yönetiminin, miri düzeni her türlü yeni gelişmeye karşı daima titizlikle korumaya çalıştığını doğrulamaktadır.
- Cizye artışları ve tahsilatının, on altıncı yüzyıl sonlarından itibaren Hıristiyan nüfusun Osmanlı rejimin den soğumasının temel nedenleri arasında yer aldığını; daha sonraki yüzyıllarda Balkanların çeşitli bölgelerinde görülen kitlesel ihtida(dininden dönerek Müslüman olma.)olaylarının da ardında cizye artışlarının yattığını rahatlıkla söyleyebiliriz.
- Merkezi bürokrasinin dış fetihler yoluyla yeni mukataa gelirleri peşinde koşmasının yanısıra, askeri sınıfın aşağı kademeleri de fethedilen topraklardan timar almak için baskı yapıyordu . Fetih politikasının sürdürülmesinde önemli bir etmen olan bu baskıyı, Osmanlı fiskalizminin bir parçası olarak değerlendirmek de mümkündür.
- Osmanlı maliyesinde maaşların 354 günlük İslami ay yılına göre ödenmesi eski bir gelenekti . Buna karşılık güneş yılında mevsimlerin sırası değişmediğinden, devletin mali yılı, tarımsal vergilerin toplanmasında güneş yılına uymak zorundaydı.1 Bu, bütçe muhasebesinde, özellikle de maaş ödemelerinde tutarsızlıklara yol açıyordu. Her takvim yılının sonunda doğan toplam maaş hakları , güneş yılına göre 11 gün eksik kalıyordu. Bunun sonucu, otuz iki yılda bir, bir fazla ay yılının ortaya çıkmasıydı. Başka bir deyişle, otuz i ki yıllık bir dönem boyunca devlet yalnızca otuz i ki yılın vergi sini toplarken, maaşlı kesim otuz üç yılın maaşını talep edebiliyordu. Bu da devletin dönem dönem ekstra ödemeler yapmak zorunda kalması demekti . Sahillioğlu bu durumun, devlet maliyesindeki büyük döngüsel krizlerin esas nedeni olduğu ve ücretli askerler arasında hoşnutsuzluğa yol açtığı kanısındadır. Asker maaşlarının toplam bütçenin yüzde 1 2'sini alıp götürdüğü unutulmamalıdır. Yeniçeri maaşları her yıl dört taksitte ödendiğinden, her sekiz yılın sonunda bir ekstra ödeme, her otuz iki yılda ise dört ekstra ödeme zarureti doğuyordu.
- Osmanlılar açısından esas kaygı, daima devletin fiskal (gelirci) çıkarları ile iç pazardaki tüketicilerin korunmasıydı; oysa merkantilist ekonomilerde rekabete dayalı bir uluslararası piyasanın icapları, ekonomik düzenlemeleri belirliyordu. Son tahlilde bu uçurum, otoriter bir hükümdarın kontrolündeki bir statü toplumunun sosyal yapısı ile, serbestce oluşmuş sınıflardan meydana gelen bir yapıya erişmiş ve burjuva sınıfının iktidarı paylaştığı bir sivil toplum arasındaki tezattan doğmakta idi. KAYNAK = Coleman ( l 969a), ss. 98-99; Viner ( 1969), ss. 8 1-92.
- Osmanlı devletinin toprak mülkiyetinin niteliği, ancak çift-hane sistemi çerçevesinde tam olarak anlaşılabilir.
- Osmanlıların başarısızlığı, geleneksel bir Asya kültürünün, Batı'dan ödünç aldığı onca savaş teknolojisine karşın, çağdaş Avrupa'nın yükselişi karşısında yenilgiye mahkûm olduğu anlamına geliyordu.
- II. Bayezid döneminde Osmanlı’ya getirilen Yahudilerin ekserisi Selanik ve önemli bir Arnavutluk şehri olan Avlonya’ya yerleştirildiler. Kadı sicillerinden anlaşıldığına göre bu Yahudi taifesi geniş bir hareket özgürlüğünü haizdi.
- Merkeziyetçi Osmanlı rejiminde toprağı kiralama ve iltizam yönteminin yaygınlaşması için nasıl bir açıklama getirilirse getirilsin, sipahi'nin hassa toprağını idare etmeyi de, kendisine ayrılan kaynakların kirasını kovalamayı da beceremediği gerçeği değişmeyecektir. Osmanlı tahrir emin'lerinin imparatorluğun dört bir yanında bu beceriksizliği gözlemiş ve tekrar tekrar merkezi hükümete bildirmişler; sipahi'nin hassa çiftliği, çayırı , meyva ağaçları veya un değirmenlerinin idamesi açısından kiralama veya tapu ile reaya'ya devri yönteminin tasarruftan daha iyi bir yol olduğu görüşü hakim olmuştu. 1539'da Bosna tahrir emin'i de aynı olguyu gözleyip bildirdiğinde sultan, bu tür toprakların hassa statüsünün, yani sipahi'nin dolaysız kontrol ve kiralama yetkisinin ilgası ile, bu toprakların bundan böyle reaya'ya tapu karşılığı "satışı "nı, yani tapulu tasarruf haline dönüştürülmesini emretti . Aşağı yukarı aynı dönemde Anadolu'daki Hüdavendigar sancağında da aynı politikanın benimsendiğini görüyoruz.
- Avrupalıları entansif tarıma, dış ticarette merkantilizme ve ülke içinde emeğin daha entansif kullanımına yöneltecekti.
- Osmanlı ekonomisinin ve para sisteminin 1600'lü yıllarda uğradığı çöküntünün ardında, bu sırada Doğu Akdeniz'de Venediklerin yerini alan Batı ülkelerinin saldırgan merkantilist ekonomileri yatıyordu.
- 1528-1578 döneminde Osmanlılar, Avrupa'da son derece aktif bir diplomasi izleyerek Fransa, Macaristan ve Hollanda'da Kalvinciler ile İspanya'da Moriskoların yanı sıra Fransa ve İngiltere'nin yükselen ulusal monarşileri de dahil olmak üzere, Papalığa ve Habsburglara karşı bütün güçlere omuz verdiler.
Osmanlı İmparatorluğu'nun Ekonomik ve Sosyal Tarihi - Cilt 1 İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Tarihçilerin Kutbu: Tarihçilerin kutbu olarak anılan,Sosyal bilimler alanında tüm dünya da saygın bir bilim adamı olarak kabul görmüş ,2016 da kaybettiğimiz aslen tatar ,İstanbul doğumlu Halil İnalcık ın kaleme aldığı,Osmanlı nın 1300-1600 yılları arasındaki ekonomik ve sosyal hayatını detaylıca irdeleyen bir araştırma kitabıdır.Lise de akademik bilgi verilmeye başlandığı düşünülürse eğer ,Tarih derslerinin temel konularından biri olarak kabul ettiğimiz timar sistemi çok güzel açıklanmış olup en uzun yaşayan imparatorluklardan biri saydığımız Osmanlı nın bu kadar köklü bir şekilde Balkanlara nasıl yerleştiği ve izler bıraktığını öğrenmemizi sağlayan sabırla okunması tavsiye edilen bir kitap tır. (Umay Han Atayurtta)
Şeyhü'l Müverrihin: Halil İnalcık malum-u âlîniz hepümizin bildiği bir isim. Onun yüzüne baktığınızda Kırım Hanlığı'ndan günümüze gelmiş ihtiyar bir bilge görünümünü yakalarsınız. ABD'ye Osmanlı tarihini öğreten adam. Konferanslarda takıştığı diğer bilim insanları kendisinin o an konferansta olup olmadığını dahi sorarlarmış. Kitap elbette akademik bir tarihçilik örneği. Üç kıtadaki toprakların idaresi, buraların gelirleri ve imparatorluğu besleyen diğer iktisadî araçları bu eserde bulabilirsiniz. (Furkan Gedik)
İktisadi ve sosyal yönünü bilmeden Osmanlı tarihini doğru okumak mümkün değildir, işe bu eseri okumakla başlayabilirsiniz :) daha sonra yine degerli hocaların hazırladığı 2. Cildiyle yolunuza devam edin. Şevket Pamuk, Mehmed Genç, Suraiya Faroqhi, Donald Quataert'inde yazmış oldukları eserleri tavsiye ederim. (Fatih Erdem)
Osmanlı İmparatorluğu'nun Ekonomik ve Sosyal Tarihi - Cilt 1 PDF indirme linki var mı?
Halil İnalcık - Osmanlı İmparatorluğu'nun Ekonomik ve Sosyal Tarihi - Cilt 1 kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Osmanlı İmparatorluğu'nun Ekonomik ve Sosyal Tarihi - Cilt 1 PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Halil İnalcık Kimdir?
İnalcık, aslen Kırım Tatarı'dır. Balıkesir Muallim Mektebi'ni tamamladı. 1935 yılında Ankara Üniversitesi Dil, Tarih ve Coğrafya Fakültesi Yeni Çağ Tarihi bölümünde yükseköğrenimine başladı. 1942 yılında "Tanzimat ve Bulgar Meselesi" adlı doktora tezini verdi. Uzun yıllar aynı Fakültede Osmanlı ve Avrupa tarihi üzerine dersler verdikten sonra 1972 yılında Chicago Üniversitesi Tarih Bölümü'ne "Osmanlı Tarihi Üniversite Profesörü" olarak davet edildi.
1973 yılında meşhur kitabı The Ottoman Empire The Classical Age 1300-1600 yayımlandı. Yurtiçi ve dışında çeşitli üniversitelerden fahri doktora payeleri aldı. 1993 yılında Bilkent Üniversitesi'ne davet edildi ve burada Tarih bölümünü kurdu. Yazdığı makale ve kitaplarla Osmanlı İmparatorluğu tarihi üzerinde tartışılmaz bir otorite haline gelen Prof. Dr. Halil İnalcık Bilkent Üniversitesi Osmanlı Tarihi Bölümü'nde yüksek lisans ve doktora ögrencilerine seminerler verdi.
Hayatı ve tarihçiliğini anlattığı Tarihçilerin Kutbu Halil İnalcık Kitabı adlı söyleşi kitabı Türkiye İş Bankası Kültür Yayınlarından 2005 yılında yayımlanmıştır.
Halil İnalcık Kitapları - Eserleri
- Devlet-i Aliyye - Klasik Dönem (1302-1606)
- Osmanlı Tarihinde Efsaneler ve Gerçekler
- Devlet-i Aliyye - Tagayyür ve Fesâd (1603-1656)
- Osmanlı İmparatorluğu Klasik Çağ (1300-1600)
- Atatürk ve Demokratik Türkiye
- Osmanlı'da Devlet, Hukuk ve Adalet
- Şâir ve Patron
- Devlet-i Aliyye - Köprülüler Devri
- Devlet-i Aliyye - Âyânlar, Tanzimat, Meşrutiyet
- Osmanlılar
- Kuruluş ve İmparatorluk Sürecinde Osmanlı
- Rönesans Avrupası
- Osmanlı Tarihinde İslamiyet ve Devlet
- Osmanlı ve Modern Türkiye
- Osmanlı ve Avrupa
- İmparatorluktan Cumhuriyete
- Kuruluş Dönemi Osmanlı Sultanları (1302-1481)
- Kuruluş - Osmanlı Tarihini Yeniden Yazmak
- Tarihçilerin Kutbu
- Fatih Sultan Mehemmed Han
- Halil İnalcık'ın Merceğinden Osmanlı
- Has-Bağçede Ayş u Tarab
- Halil İnalcık’ın Merceğinden Tarih Bilinci
- Osmanlılar ve Haçlılar
- Tarihe Düşülen Notlar
- Tanzimat ve Bulgar Meselesi
- Osmanlı İmparatorluğu
- Tanzimat
- Türklük Müslümanlık ve Osmanlı Mirası
- Doğu Batı-Makaleler 1
- Osmanlı İmparatorluğu: Toplum ve Ekonomi
- Osmanlı İmparatorluğu'nun Ekonomik ve Sosyal Tarihi - Cilt 1
- Akademik Ders Notları
- Söyleşiler ve Konuşmalar
- Adalet Kitabı
- Fatih Devri Üzerinde Tetkikler ve Vesikalar 1
- Osmanlı Hakimiyetinde Ortadoğu ve Balkanlar
- Kırım Hanlığı Tarihi Üzerine Araştırmalar 1441-1700
- Doğu Batı-Makaleler 2
- Osmanlı İdare ve Ekonomi Tarihi
- The Ottoman Empire and Europe
- İstanbul Tarihi Araştırmaları
- Osmanlı İmparatorluğunun Ekonomik ve Sosyal Tarihi - Cilt 2
- Devlet-i ‘Aliyye
- Gazavât-ı Sultân Murâd b. Mehemmed Hân
- Halil İnalcık Seti
- Türkiye Tekstil Tarihi Üzerine Araştırmalar
- Bursa Araştırmaları
- Kemal Atatürk Değişim ve Uluslaşma Süreci
- The Ottoman Empire
- Fatih Devri Üzerinde Tetkikler ve Vesikalar 1
- The Survey of Istanbul 1455
- Osmanlı İmparatorluğu (2CİLT)
- Tarih ve Akademi
- Osmanistik Bilimi’ne Katkılar
Halil İnalcık Alıntıları - Sözleri
- Bahar geldi, bahar geldi Sevinelim sevinelim Dallarda hep bülbüller çağlar Gelincikler, papatyalar Uçuşur nazlı kelebekler Sevinelim sevinelim Neşe ile bu baharı yad edelim. (Tarihçilerin Kutbu)
- Leibnitz'in planı şu şekilde hazırlanmıştı: Osmanlı tehdidi karşında geleneksel Avrupa Hıristiyan birliğinin sağlanması, Doğu'da savaşın devamı. (Osmanlılar)
- In Mustafa Nuri Pasha's view, during the third stage (that is, broadly speaking, the 16th century), the love of luxury increased, moral qualities were lost, and the first signs of decline appeared. But if the real decline set is after the repulse before Vienna in 1683, the stage from 1595 to 1683 must be counted as belonging to the period of maturity. (The Ottoman Empire)
- Cizye artışları ve tahsilatının, on altıncı yüzyıl sonlarından itibaren Hıristiyan nüfusun Osmanlı rejimin den soğumasının temel nedenleri arasında yer aldığını; daha sonraki yüzyıllarda Balkanların çeşitli bölgelerinde görülen kitlesel ihtida(dininden dönerek Müslüman olma.)olaylarının da ardında cizye artışlarının yattığını rahatlıkla söyleyebiliriz. (Osmanlı İmparatorluğu'nun Ekonomik ve Sosyal Tarihi - Cilt 1)
- "Fatih ,tahta ciktiğinda henüz memede olan kardesi Ahmed'i "nizâm-ı âlem " uğruna bogdurmustur ." (Devlet-i Aliyye - Klasik Dönem (1302-1606))
- İstanbul’un fethinden sonra Akşemseddin, fethin evliyanın eseri olduğunu söylediği zaman Fatih, “Bu şehir kılıcımla alınmıştır.” Yanıtını vermiştir. (Osmanlı Tarihinde İslamiyet ve Devlet)
- "Hükümdarın gücü askeri güce ,askeri güç hazineye , hazine reayanın ödediği vergilere ,vergilerin artışı adalete bağlıdır .Bu nedenle akıllı hükümdar ,kendi egemenliğini korumak ve gücünü arttırmak istiyorsa ,reayaya adaletle muammele etmeli ,zulümden kaçınmalıdır :"Adalet mülkün temelidir." ." (Osmanlı Tarihinde İslamiyet ve Devlet)
- Ulug-kent beyi der ki " halk mutlu olmalıdır, halkın mutlu olması için karnının doyması lâzımdır " ( b. 5353-55 ). Zira " Kara budunun kaygısı hep karnıdır...Onların yiyecek ve içeceklerini eksik etme " ( b. 4330, 4327 ). (Osmanlı Hakimiyetinde Ortadoğu ve Balkanlar)
- Alp Arslan'ın Malazgird meydan muharebesine başlamadan evvel beyazlar giyinmesi ve atının kuyruğunu bağlaması,eski Şâmanî ananelerinin devamını kat'iyetle göstermektedir. (Adalet Kitabı)
- Bugün bilim toplumunda hükümet adamları, siyasiler, herhangi bir meseleyi ele almadan önce, bir hüküm vermeden önce tarihe bakarlar, bu meselenin evveliyatını araştırırlar. Bu ileri devletlerde siyasete yardım eden, siyasileri aydınlatan ve atacakları adımda en emin yürümelerini temin eden bir kurumdur. (Halil İnalcık’ın Merceğinden Tarih Bilinci)
- Osmanlı Devleti,kocası ölen kadının erkek evladı yoksa,elinden tarla arazisini alır ve başka bir köylüye aktarır. Eğer dul kadın, oğulları çalışma çağına gelinceye kadar,ırgatla idare edebilirse, onu "bive"adıyla işletmenin sahibi tanıyabilir. (Osmanlı İmparatorluğu)
- Savurganlık ve irrasyonellik maalesef halkımız arasında da caridir. Türkiye'de devlet, sonsuz tüketim imkanlarına kavuşan bir azınlık, hatta sıradan halk, kredi kartı zihniyeti ile yaşamaktadır. Hiç kimse giderlerini kaynaklarına göre ayarlamıyor, harcamalarını bitmez tükenmez sandığı kredi kartına göre yapıyor, böylece devlet de, birey de borç, faiz, kısır döngüsü içine düşmüş bulunuyor. (Söyleşiler ve Konuşmalar)
- Tüm hayatımı arşivlerde, kütüphanelerde milletimin belgelere dayanan doğru bir tarihini anlatmak için harcadım. Buy benim için yerine getirilmesi gerekli bir şükran borcu idi. (Halil İnalcık’ın Merceğinden Tarih Bilinci)
- "İnsan akıl ile yükselir, bilgi ile büyür. Her ikisi ile insan itibar görür." Yusuf Hâs Hâcib (Osmanlı'da Devlet, Hukuk ve Adalet)
- Yaşamını yalnız bir bilgi dalına adayan kişi, ilahi gerçeğin uzağına düşer. (Osmanlı İmparatorluğu Klasik Çağ (1300-1600))
- Herhangi bir tarih döneminin yorumunda, kurum ve davranışları, günümüz üslup ve kavramlarına indirgeyerek anlatmak, ileri modern kurum tarihçilik gibi algılanır olmuştur. Meselâ; gazâ (ganimet akını), sipahi timarı (fief sahibi atli), ayanlık (feodal düzen) gibi. Modernist yazarlara göre mesela gaza, gazi, fetih gibi tarihi terimlerin kullanılması ulusalcılık, bağnazlıktır. Unutuluyor ki tarih, müşahhasın, (actual/somut olanın) bilgisidir. Osmanlı savaşçısı, savaşırken İslam'ın belli bir inanç ve zihniyetiyle savaşmaktadır; o gelişigüzel bir akıncı değil bir gazidir, aldığı ganimet onun için, dinin kutsallık verdiği bir kazançtır Cami yaptırmaya niyet eden sultanlar, gazâ seferi düzenler ve ganimet malıyla camisini yapardı; reâyâ vergisinin haram içerdiğine inanilirdi. Tarihçi, bu inancı, bu ruh haletini, bu zihniyeti görmezlikden gelirse, tarihî müşahhas olanı göz ardı etmiş olur; o zaman yaptığı şey tarih değildir. (Doğu Batı-Makaleler 2)
- Herhalde ilk Kırım Hanı sayılan Hacı Giray'dan evvel, atalarının 15. yüzyıl başlarında Kırım'da hâkim oldukları muhakkaktır. (Kırım Hanlığı Tarihi Üzerine Araştırmalar 1441-1700)
- Osmanlılar, kendilerini Allah'ı kılıcı saymakta idiler ve bu görüş Palamas'a ait kayıtların ortaya koyduğu cici, yalnız arasında değil, Bizanslılar arasında da yayılmıştı. İleride Martin Luther de, Osmanlılar hakkında aynı şeyi düşünecek, Allah'ın onları, Hıristiyanları günahlarından dolayı cezalandırmak için gönderdiğini söyleyecektir. (Devlet-i Aliyye - Klasik Dönem (1302-1606))
- Azerbaycan'ın işgal ettikten sonra Şâhruh, I.Mehmed'i uyararak Kara Yusuf'un oğlu İskender'in Osmanlı topraklarına sığınması halinde ona yardım etmemesini istedi (Aralık 1420). Uyarıya cevabında I.Mehmed tam bir teslimiyet ifade etti. Bu sırada Osmanlılar, büyük endişe ile doğu cephesindeki gelişmeleri izliyordu. Akkoyunlu Kara Osman'ın İskender tarafından mağlup edilmesi üzerine (Nisan 1421) Şâhruh, Doğu Anadolu'ya girmiş ve İskender'e karşı ezici bir zafer kazanmıştı (Temmuz 1421). Bu ortamda I.Mehmed, Şâhruh tarafından tehdit edilen Memlükler'le dostane ilişkilerini sürdürmeye çalışıyordu. (Kuruluş Dönemi Osmanlı Sultanları (1302-1481))
- Kosova savaşı Osmanlı kuvvetlerinin kesin galibiyetiyle sonuçlandı. Başlangıçta Osmanlı sol kolu çöktü, fakat sağ koldaki Yıldırım Bayezid'in büyük gayreti sayesinde zafer kazanıldı. Gazânâme'ye göre I.Murad, birkaç hasekisiyle gelip cesetler arasında dolaşırken, kendisini cesetler arasına saklamış bulunan Miloş Kobilovic tarafından hançerle yaralandı ve az sonra öldü. İç organları çıkarıldıktan sonra şehid düştüğü yerde gömüldü; daha sonra, Yıldırım Bayezid'in tahta çıktığı sırada idam ettiği oğlu Yakub Bey'in cesediyle Bursa'ya götürülüp Çekirge'deki türbesine defnedildi. Yaralandığı ve öldüğü yere Hudâvendigâr Meşhedi denilen bir türbe yapıldı. (Yakub Bey : I.Murad'ın oğlu) (Kuruluş Dönemi Osmanlı Sultanları (1302-1481))