Osmanlı Nüfusu 1830-1914 - Kemal H. Karpat Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Osmanlı Nüfusu 1830-1914 kimin eseri? Osmanlı Nüfusu 1830-1914 kitabının yazarı kimdir? Osmanlı Nüfusu 1830-1914 konusu ve anafikri nedir? Osmanlı Nüfusu 1830-1914 kitabı ne anlatıyor? Osmanlı Nüfusu 1830-1914 kitabının yazarı Kemal H. Karpat kimdir? İşte Osmanlı Nüfusu 1830-1914 kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Kemal H. Karpat
Yayın Evi: Timaş Yayınları
İSBN: 9786051141411
Sayfa Sayısı: 464
Osmanlı Nüfusu 1830-1914 Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
19. yüzyıldan bugüne Balkanlar, Anadolu ve Ortadoğu topraklarındaki toplumsal ve siyasal dönüşümün kavranabilmesi için Osmanlı nüfusunun büyüklüğü, gelişim hızı, dini-etnik bileşimi gibi konuların kapsamlı bir biçimde incelenmesi gerekir.Ve bilinenin aksine Osmanlı tarihi, nüfus araştırmaları açısından karanlık bir geçmiş değildir. Tımar defterleri, kadı sicilleri, salnameler ve diğer resmi evrak Osmanlı'nın toplumsal ve demografik yapısı üzerine ciddi veriler sunmaktadır. 1800'lerin başından itibarense sistemli nüfus sayımları yapılmıştır. 19. yüzyıl boyunca ve erken 20. yüzyılda yapılan tüm Osmanlı nüfus araştırmaları üzerine inşa olan kitap, Osmanlı toplumunun sadece demografik yapısını analiz eden kuru bir bilimsel eser değil, aynı zamanda son dönem Osmanlı'daki kentleşme oranını, gelir düzeyini, yeni ekonomik birimleri, zenginleşen ve güç kaybeden "milletleri", ulusçuluk hareketlerini Prof. Dr. Kemal H. Karpat'ın tuttuğu ışıkla daha iyi anlamayı sağlayan eşsiz bir kaynak.
Osmanlı Nüfusu 1830-1914 Alıntıları - Sözleri
- Müslümanların Kafkaslar ve Balkanlar’dan göçünü tetikleyen siyasal olaylar, Anadolu’nun hem Müslümanlaşmasına hem de Türkleşmesinin tamamlayıcısı olmuştur.
- Osmanlı devletinin 19. yüzyılda tedrici biçimde dağılmaya başlaması, kapitalist bir ekonomik sistemin girişinin ve yeni bir siyasal örgütlenme ilkesi olarak ulusal devletçiliğin benimsenmesinin yol açtığı ekonomik ve toplumsal yapı değişikliklerinin bir sonucuydu.
- Müslümanlar, aralarındaki etnik ve dilsel farklılıklara karşın türdeş bir topluluk olarak sayılmaya devam edilmiştir.
- 1878 yılından sonra Hıristiyanlar ve Müslümanlar arasında yükselen milli bilinç, esas olarak etnik ve dilsel bağlardan kaynaklanmaktadır. Her etnik topluluk, bilinçli olarak yada olmayarak, kendi sayısal gücüyle ilgilenmeye başlamıştır.
- İstatistikler, Osmanlı açısından başlı başına bir amaç değildi. Osmanlı yönetiminin aslı amacı, Müslüman olmayanlara şahsi vergi uygulaması getirmek ve daha önce de işaret edildiği gibi yetişkin Müslüman erkekleri orduya almak üzere nicel bir temel oluşturmak olmuştur.
- İstatistikler vergi koyma, askere alma, idari bölge sınırlarını tespit etme ve en işlek mahalelerde demiryolu ve anayol inşa etme gibi tümüyle uygulamaya yönelik amaçlarla derlenmiştir.
- Sırp cemaatlerinin milliyetçi liderleri arasındaki şiddetli çekişme, nüfus istatistiklerine hile karıştırılması noktasında yoğunlaşıyor ve her biri, kendi cemaatinin sayısal çoğunluğa sahip olduğunu iddia ediyordu.
- Balkanlar'daki Osmanlı nüfusunun etnik ve dini dağılımını ele alan 33 kaynak birbirinden şaşırtıcı derecede farklıdır.
- Avrupalı tarihçiler, Osmanlı devletinin nüfusuyla daha çok siyasal nedenlerden dolayı ilgilenmişlerdir.
- Toplumsal istatistikler, somut bilgi sağlamanın yanı sıra Osmanlı İmparatorluğu’nun nihai yazgısına biçim veren etkenlerin varlığını ortaya koymaktadır.
- Müslümanlar çoğu zaman düpedüz “Türk” diye etiketlendirilmişlerdi, çünkü “Türk” ve “Müslüman” eşanlamlı iki sözcük haline gelmiştir.
- Nüfus istatistikleri çeşitli ve dini topluluklar tarafından siyasi amaçlara alet edilmesi çok "kurnazca" ve yaygın bir tutumdu.
- 1876-1878 sayımlarında Balkanlardaki Türk nüfusunun sayımı 1.388.000 yani %17 olarak kaydedilmiştir.
- Sayım yöntemleri Osmanlı'nın kendine özgü nüfus sayma felsefesine uygun olarak geliştirilmiştir ve sonuçlar, sayımların gerçekleştirdiği toplumsal ve kültürel çevreyi yansıtmaktadır.
- Osmanlı sayımlarındaki ortak kusur, genelde nüfusun, özellikle de kadınların her zaman noksan sayılmış olmasıdır.
Osmanlı Nüfusu 1830-1914 İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Kısaca bu kitap, Osmanlı yönetiminin kendi tebaasına bakışını, nüfus sayım süreçleri algısını yansıtmaktadır. Genel itibariyle bakıldığı zaman, Osmanlı yönetimi, sınırları içinde yaşayan vatandaşlarını Müslümanlar ve Müslüman olmayanlar diye iki farklı kategoriye ayırmıştır. Bu kabaca ayrım, yazarın da altını çizdiği gibi zamanla dış güçlerin açık bir şekilde devlet iç işlerine karışmaları için bir araca dönüşmüştür. Özellikle milliyetçilik düşüncesinin ülke içinde etnik ayrılıkçı guruplara ulaşmasını takiben, izlenen yanlış toparlama politikaları yüzyıllarca süren devlet düzeni tehdit etmiştir. Tarihsel süreç içerisinde devletin yayılma politikasıyla doğrudan endeksli olan değişiklik arz eden nüfus, hiçbir zaman etkin bir şekilde kullanılmamıştır. Bunun temel nedeni, Osmanlı tarihsel süreçte diğer Avrupa devletlerine kıyasen, hiçbir zaman bu konuya büyük bir önem vermemesinde aranmalıdır. Avrupa devletleri açısından nüfus sayım süreçlerini devletin gelişimi, arazilerin etkin kullanımı, işgücü potansiyeli, okuma ve yazma oranı gibi stratejik bilgilere ulaşmak adına yaparken, Osmanlı için sayım süreçleri yani istatistikler, başlı başına bir amaç olmamıştır. Osmanlı yönetiminin aslı amacı, Müslüman olmayanlara şahsi vergi uygulaması getirmek ve daha önce de işaret edildiği gibi yetişkin Müslüman erkekleri orduya almak üzere nicel bir temel oluşturmak olmuştur. Bu da Osmanlı’daki nüfus sayım süreçlerinin gerçek nüfus yapısını yansıtmaktan çok uzak olduğunu açıkça gözler önüne sermektedir. Fakat, özellikle milliyetçiliğin artmasına paralel olarak, devlet sınırları içinde yaşayan etnik azınlıklar devletin aksine nüfus sayımlarına ayrı bir önem vererek, kendi milli devletlerini kurmak istedikleri coğrafyalarda kendi sayılarını daha fazla artırmak adına çeşitli oyunlara ağırlık vermişlerdir. Azınlıkta olan diğer etnik azınlıkları asimilasyon başta olmak üzere çeşitli politikalara maruz tutarken, bir bakıma toplum içinde huzursuzluklara neden olunmuştur. Büyük devletlerin de bu konuda açık desteklerini alan ayrılıkçı kesimler, nüfus sayım süreçlerini bir politik araç olarak kullanmışlardır. Balkanlarda nüfus sayım süreçlerinde devlet yönetiminin Müslüman halkı tek bir birleşen içinde kabul etmesi, şu an bölge halklarıyla ilgili yapılacak olan çalışmaların önüne en büyük engel olarak çıkmaktadır. Bu da bölgede yaşanan bütün Müslüman halkların tarihsel süreçteki kendi nüfuslarıyla ben merkezci bir tarih yazımı kullanmalarını teşvik etmektedir. (Sencar Karamuço)
Kitabı okuması zor ama gerçekten ilginç bilgilere sahip. İlk 120 sayfa sıkılabilirsiniz ama eğer tarihle ilgileniyorsanız akıcı hale gelecektir. Okumanızı tavsiye ederim (Muhammed TÖRE)
Osmanlı Nüfusu 1830-1914 PDF indirme linki var mı?
Kemal H. Karpat - Osmanlı Nüfusu 1830-1914 kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Osmanlı Nüfusu 1830-1914 PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Kemal H. Karpat Kimdir?
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunudur. Washington ve Rewington üniversitelerinde siyasal ve sosyal bilimler üzerine master ve doktora yaptı. Romanya'da tarih ihtisasının ardından Amerikan tarihi, Rus tarihi, Ortadoğu tarihi ve Osmanlı tarihi konularında çeşitli kurslara katıldı. 20 ülkede yayımlanmış 130 makalesi ve 16 kitabı bulunmaktadır. Amerika'daki Türk Araştırmaları Cemiyeti'nin kurucusu ve başkanı, Orta Asya Cemiyeti'nin (ACAS) kurucusu. Şu anda İstanbul Şehir Üniversitesi Tarih Bölümünde Tarih Profesörü olarak çalıştı. Türk Tarih Kurumu şeref üyesi ünvanı aldı.
Yurtdışında en çok ilgi gören eseri Ottoman Population adlı çalışmasıdır. Kitap, Wisconsin Üniversitesi tarafından basıldı. TBMM Onur Ödülü aldı.
Kemal H. Karpat Kitapları - Eserleri
- Türk Siyasi Tarihi
- Kısa Türkiye Tarihi
- Türk Demokrasi Tarihi
- Osmanlı Modernleşmesi
- Dağı Delen Irmak
- Osmanlı ve Dünya
- Osmanlı'dan Günümüze Kimlik ve İdeoloji
- Türk Dış Politikası Tarihi
- Osmanlı'dan Günümüze Elitler ve Din
- Osmanlı'dan Günümüze Edebiyat ve Toplum
- İslamın Siyasallaşması
- Türkiye'de Toplumsal Dönüşüm
- Osmanlı Nüfusu 1830-1914
- Osmanlı'dan Günümüze Etnik Yapılanma ve Göçler
- Acıyı Bal Eylemek
- Balkanlar'da Osmanlı Mirası ve Milliyetçilik
- Osmanlı'dan Günümüze Ortadoğu'da Millet, Milliyet, Milliyetçilik
- Osmanlı'dan Günümüze Asker ve Siyaset
- Osmanlı’da Milliyetçiliğin Toplumsal Temelleri
- Türkiye ve Orta Asya
- Osmanlı Devleti’nin Kısa Sosyal Tarihi
- Bir Ömrün İnsanları
- Türk Edebiyatında Sosyal Konular
- Osmanlı Hoşgörüsü
- Türkiye'de Toplumsal Dönüşüm
- Ortadoğu'da Osmanlı Mirası ve Ulusçuluk
- Osmanlı'da Değişim, Modernleşme ve Uluslaşma
- Sarı Saltuk Diyarı Babadağı
- Türkiye’de Siyasal Sistemin Evrimi 1876-1980
Kemal H. Karpat Alıntıları - Sözleri
- İnsanlar arasındaki farklılıklar, aslında onların meslekleri arasındaki farklılıklardan dogar; çünkü, insan birliklerinin kendisi geçinmeyi güvence altına almada işbirligi yapma ihtiyacında kaynaklanır. (Ortadoğu'da Osmanlı Mirası ve Ulusçuluk)
- Ahilikte temel esas elinin emeği ve alnının teri ile minnetsiz yaşamak ve AHLAKLI olmaktır. (Osmanlı Devleti’nin Kısa Sosyal Tarihi)
- Sonunda modernizm, inanca benzer bir ideoloji haline geldi. (Osmanlı'dan Günümüze Elitler ve Din)
- Özellik ve kimliklerini muhafaza edemeyen medeniyetler, başka medeniyetler içinde eriyip yok olur, giderler. (Osmanlı'dan Günümüze Elitler ve Din)
- Özellikle liderleri Rusya'da yetişmiş olan Bulgar İsyanı,en başından itibaren İslam ve Türk karşıtı bir özellik kazandı. Bu donemde Balkanlarda "Müslüman" ve "Türk" sözcükleri eş anlamlı hale gelmişti ki bugün de durum değişmemiştir. (Türk Dış Politikası Tarihi)
- Kökleri eski zamanlara dayanan bir alışkanlıkla eğitimi, yükselmek için en iyi yol olarak görüyorlardı hâlâ. (Osmanlı'dan Günümüze Elitler ve Din)
- "Ortaçağ Osmanlı sosyal ve iktisadî yapılanması (soyal tabakalar sistemi) etnik ve dinî sınırların ötesine geçerek imparatorluk tebaasını birleştirmiş; dinî-cemaat örgütlenmesiyle (millet sistemi) nüfusun çeşitli kesimlerini, meslekî statülerini göz ardı ederek, dinlerine ve hatta etni-dilsel aidiyetlerine göre gruplandırmıştır." (Osmanlı’da Milliyetçiliğin Toplumsal Temelleri)
- Küçüklüğümde okuduğum sayısız edebi eser ben de insanları ve sosyal ortamı anlamak merakını uyandırdığı gibi, bana bu anlamayı kolaylaştıracak bir yaklaşım ve anlayış vermiştir. (Osmanlı'dan Günümüze Edebiyat ve Toplum)
- Eğer bir çocuğu tümüyle şartlandırmak niyetindeyseniz onun ailevi arka planıyla bütün bağlarını koparın. (Osmanlı ve Dünya)
- Köy Enstitüleri 1940 yılında, Türk köylerinin cehalet ve maddi geriliğinin kısa zamanda giderilmesi amacıyla kurulmuştu. (Türk Demokrasi Tarihi)
- Bugün genç Türklerin kafalarına ve kalblerine ülkenin gerçeklerine göre şekil veren toplumu demokratik gelişme yolunda ilerlemeye hazırlayan gerçek bir Türk edebiyatı vardır . (Türk Edebiyatında Sosyal Konular)
- Din temelli devletlerlerin yok olmasının mukadder olduğunu ibn Haldun uzun uzadıya anlatır, çünkü bu devletler kendilerini kendi güçleriyle yenilemekten mahrumdurlar. (Osmanlı'dan Günümüze Elitler ve Din)
- Şunu da belirtmek gerekir ki, ilk milli müze - bugün Türkiye'nin başlıca arkeoloji müzesi-de Abdülhamid zamanında ünlü Osman Hamdi Bey tarafından açılmıştır. (İslamın Siyasallaşması)
- Türklerin nüfusu askerlik hizmetine alınmaları nedeniyle azalmıştır. Müslüman zanaatkarlar ve tüccarlar askerlik hizmetinden döndüklerinde yerlerini Hıristiyanların almış olduğunu görmektedirler. (Balkanlar'da Osmanlı Mirası ve Milliyetçilik)
- Sultan Abdülhamit modern eğitim sisteminin yayılmasını teşvik etti. Öyle ki ona "maarifperver" hükümdar deniliyordu. Ne var ki bu rasyonalist eğitim sistemi onun halife olarak prestijini aşındıracak ve bu okullardan mezun olanlar onu tahttan indirecekti. (Osmanlı'dan Günümüze Kimlik ve İdeoloji)
- Osmanlı sayımlarındaki ortak kusur, genelde nüfusun, özellikle de kadınların her zaman noksan sayılmış olmasıdır. (Osmanlı Nüfusu 1830-1914)
- Ayşe Sultan'a göre, Abdülhamid'in dört kadıefendisi yani nikâhlı karısı ve sekiz ikbali yani gözdesi vardı. Çok şehvetli bir adam olan Abdülhamid'in birçok da cariyesi ve şu veya bu şekilde aşk ilişkileri olmuştur. (İslamın Siyasallaşması)
- 2. Büyük Müslüman tarihçi, Mesudi ya da Arapların Heredotu olarak bilinen Ali bin Hüseyin (ölümü 956), bütün kaynaklardan bilgi toplamı ve bu bilgiyi, açık fikirlilikle ve tarafsızlıkla otuz ciltlik Ahbarü'z Zaman (Zamanların Haberleri) adlı eserinde yazmak için gezilerini kullandı. Bu geleneği, 14. yüzyılda lbni Batuta ve 17. yüzyılda Osmanlı döneminde Ortadoğu ve Balkanlar'ın nüfus ve kent tarihi için çok önemli bir kaynak olan Seyahatname'siyle Evliya Çelebi izledi. Tarihe eleştirel yaklaşım, lbni Kuteybe (ölümü 889), el-Yakubi ve diğerleri tarafından temsil edilmektedir. Tarih ve coğrafya arasında bir ortaçağ toplumsal bilim tarihi -devletin toplumsal bir olgu olduğu görüşünü- oluşturmak amacıyla geliştirilen mükemmel sentez, hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde, lbni Haldun (1332-1406) tarafından Kitabü'llber (Numuneler Kitabı) adlı muazzam genel tarih kitabının ilk cildi olan Mukaddime (Önsöz) adlı eseriyle temsil edilmektedir. (Ortadoğu'da Osmanlı Mirası ve Ulusçuluk)
- Çünkü hiçbir eğitim alanı insanın kafasını ve ruhunu geliştirmekte edebiyat kadar etkili değildir . (Türk Edebiyatında Sosyal Konular)
- Ülkendeki tüccarlara iyi davran; her zaman onları kolla; kim senin onlara zarar vermesine izin verme; kim senin onların düzenini bozmasına izin verme çünkü onların ticaretiyle memleket zenginleşir, ve onların malları sayesinde dünyada ucuzluk yayılır; onlar aracılığıyla Sultanın yüce şöhreti çevredeki ülkelere taşınır ve onlar tarafından ülkenin zenginliği artar. (Osmanlı ve Dünya)
Editör: Nasrettin Güneş