diorex

Osmanlı Tarihini Yeniden Yazmak - Mustafa Armağan Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Osmanlı Tarihini Yeniden Yazmak kimin eseri? Osmanlı Tarihini Yeniden Yazmak kitabının yazarı kimdir? Osmanlı Tarihini Yeniden Yazmak konusu ve anafikri nedir? Osmanlı Tarihini Yeniden Yazmak kitabı ne anlatıyor? Osmanlı Tarihini Yeniden Yazmak kitabının yazarı Mustafa Armağan kimdir? İşte Osmanlı Tarihini Yeniden Yazmak kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 17.02.2022 20:00
Osmanlı Tarihini Yeniden Yazmak - Mustafa Armağan Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Mustafa Armağan

Yayın Evi: Timaş Yayınları

İSBN: 9786051145259

Sayfa Sayısı: 336

Osmanlı Tarihini Yeniden Yazmak Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Halil İnalcık, Kemal Karpat, Cemal Kafadar, İlber Ortaylı, Mehmet Genç, Bernard Lewis, Donald Quataert, Linda Darling, Jane Hathaway, Douglas Howard, Rhoads Murphey, Uğur Tanyeli, Jonathan Grant’ın yazılarıyla yeni bir Osmanlı Tarihi yazılıyor…

"Osmanlı tarihi" denilince hafızamıza düşen tablo aşağı yukarı şudur: Söğüt'te başlayıp Bursa'da kıvam kazanan kuruluş döneminde Osmanlı, İstanbul'un fethiyle yükselişe geçmiş ve bu süreç, zirvesine ulaşığı Kanuni devrine kadar sürmüştür. Ancak bu 'Altın Çağ', Kanuni'nin 1566'daki ölümüyle sona ermiş ve duraklama dönemi başlamış, 2. Viyana yenilgisi ise gerilemeyi belirgin hale getirmiştir. Bunu 18. yüzyıldaki çöküş, 19. yüzyıldaki parçalanma ve nihayet 1922'deki yıkılış izlemiştir.

Bu aşinası olduğumuz tabloda dikkat çeken nokta, Kanuni'nin ölümüne kadar geçen yaklaşık 250 yılı olumlu, ondan sonraki 350 yılı ise olumsuz olarak resmetmesidir. Böylece aslında bizim "Osmanlı tarihi" dediğimiz ve öğretme hevesini duyduğumuz tarih, neredeyse asıl tarihinin yarısı bile değildir, zira duraklama, gerileme, çöküş denilince öğretenin de, öğrenenin de hevesi büyük ölçüde kaçmaktadır. Dolayısıyla böyle yarım yamalak bir tarih okuyarak yetişen insanlardan oluşan bir toplumun çağdaş bir tarih bilincine ulaşmaları elbette beklenemez.

Öte yandan Halil İnalcık'tan Linda Darling'e, İlber Ortaylı'dan Douglas Howard'a, Cemal Kafadar'dan Rhoads Murphey'ye, Mehmet Genç'ten Donald Quataert'e, Kemal Karpat'tan Jonathan Grant'e, Uğur Tanyeli'den Cornell Fleischer ve Jane Hathaway'e ve daha pek çok Osmanlı uzmanına göre kitaplarımızda okuttuğumuz "Osmanlı'nın gerilemesi", apaçık bir olgu değil, çözülmesi gereken bir problemdir. Üstelik bir tarihçinin tarihte ilerleme veya gerileme olmasına 'takması' ne kadar bilimsel bir tutumdur? Bir bilim adamı olarak tarihçinin 'ileri' dönemleri kendisine yakın bulurken, 'geri' dönemleri ihmal etmesi ne kadar anlamlıdır?

Osmanlı tarihi araştırmalarından tanıdığınız Mustafa Armağan'ın yayına hazırladığı Osmanlı Tarihini Yeniden Yazmak adlı kitap, bu ve benzeri soruları çağımızın yetkin tarihçilerinin kalemlerinden sunuyor sizlere. Ve yaklaşmakta olan bir 'tarih devrimi'nden söz ediyor: Öyle görünüyor ki, bu 'yeni' tarihte artık Osmanlı'yı, ömrünün büyük bir bölümünde gerileme belasıyla boğuşan aciz bir devlet olarak değil, tam tersine, bazı ciddi sorunları bulunsa bile, kendini yenileyen, dönüştüren ve çağa ayak uydurma yolunda ciddi adımlar atan dinamik bir devlet ve toplum olarak değerlendireceğiz.

Osmanlı Tarihini Yeniden Yazmak yeni Osmanlı tarihçiliğinin müjdelerini veren öncü çalışmalardan biri.

Osmanlı Tarihini Yeniden Yazmak Alıntıları - Sözleri

  • Güneşe sırtını dönmüş, sürekli gölgelerden belli manalar çıkartmaya koşullu bir topluluğun kaderidir gerçeğe hasret kalmak..
  • Oryantalistlerin çoğu, inceledikleri toplumları ve insanları hiç sevmiyorlardı. Böyle bir sempati doğmamıştı aralarında. Bu oryantalistlerin çoğu, niye bir Ortadoğu, bir müslüman memleketine gidip de uzun süre yaşamamış, o toplumları içeriden tanımamıştı..
  • Önce ruhlarımız bozuldu, ondan sonra da kurumlarımız. 400 yıl önce uykuya daldık, bir de uyandık ki, Batı bizi geçmiş..
  • Avrupa'nın yükselişi, dünyadaki herhangi bir yerde ortaya çıkan rakip kapitalizmi ifsad ve tahrib eden bir büyüme olarak değerlendirildi..
  • "" Güneşe sırtını dönmüş, sürekli gölgelerden belli manalar çıkartmaya koşullu bir topluluğun kaderidir gerçeğe hasret kalmak... ""
  • "Önce ruhlarımız bozuldu, ondan sonra da kurumlarımız. 400 yıl önce uykuya daldık, bir de uyandık ki, Batı bizi geçmiş."
  • Avrupa'nın küresel egemenliğinin doğuşu, önemli ölçüde yegane faydalanıcısının kendisi olduğu bazı faktörler sayesindedir..
  • “Önce ruhlarımız bozuldu,ondan sonra da kurumlarımız.400 yıl önce uykuya daldık,bir de uyandık ki,Batı bizi geçmiş.”
  • "Önce ruhlarımız bozuldu, ondan sonra da kurumlarımız. 400 yıl önce uykuya daldık, bir de uyandık ki, Batı bizi geçmiş."
  • Bu oryantalistlerin çoğu, inceledikleri toplumları ve insanları hiç sevmiyorlardı. Böyle bir sempati doğmamıştı aralarında. Bu oryantalistlerin çoğu, niye bir Ortadoğu, bir müslüman memleketine gidip de uzun süre yaşamamış, o toplumları içeriden tanımamıştı? Ben fert olarak hayatlarını nefret ettikleri olaya nasıl adayabildiklerini çok merak ediyorum.
  • Biz ona (her millet kendi tarihine) (Osmanlı ecdad) sahip çıkmak zorundayız ve onu biz tartışamayız. Orada (tarihimizden) öğreneceğimiz şeyleri (tarih-siyaset-kültür-sanat-ilim-fen-teknik-inanç-tasarım-ekonomi-sağlık-yönetim vs. Vs.) tartışırız. BURADA KİMLİK (ırk-soy-neseb) TARTIŞMASI OLMAZ. Bunu tartışmak bir kere gayr-ı ilmî bir davranıştır. Aklı başında olan insanlar bunu yapmazlar. Mantık bunu icab ettirir, TARİHİN BİR DÖNEMİNİ ÇIKARMAK (ayıplamak, görmezden gelmek, umursamamak) mantığa uymaz. İlber ORTAYLI
  • Avrupa'nın yükselişi, dünyadaki herhangi bir yerde ortaya çıkan rakip kapitalizmi ifsad ve tahrib eden bir büyüme olarak değerlendirildi. Böylece Avrupa, özellikle saldırgan kapitalizm biçimine dayalı karmaşık, ciddi teknolojik hamlelerin eşlik ettiği bir gelişmenin adresi olarak değerlendirildi. 1500'lerden sonra Avrupa'nın küresel egemenliğinin doğuşu, önemli ölçüde yegane faydalanıcısının kendisi olduğu bazı faktörler sayesindedir. Bu faktörler, Avrupa'ya akan yeni dünyanın servetiydi ve müteakip yayılma ve yatırımın altında yatan sermayenin büyük bir kısmını böyle temin etmişti. Avrupa, Atlantik ekonomisinin müteakip yükselişinden, ticaretin ve daha sonra da Asya topraklarının ele geçirilmesinden dolayı yoğun bir şekilde zenginleşmişti.
  • Yeni araştırmacılık, (tarih yazımı tekniği) Osmanlı Devleti'ne idealize edilen bir geçmişin normal larından gerileme veya düşüş ya da Batıyı başarılı bir şekilde taklit etmeyi başaramayış olarak değil, kesintisiz dönüşüm süreci içinde değerlendiriyor. Bu yeni anlayışta Osmanlı Devleti, iç politikada kesintisiz ıslahat yapmış, önünde hiçbir idealize edilmiş modelin olmadığı sürekli bir evrimden geçmişti Zira değişimin kendisi, norm olarak anlaşılmıştı.
  • "" Güneşe sırtını dönmüş, sürekli gölgelerden belli manalar çıkartmaya koşullu bir topluluğun kaderidir gerçeğe hasret kalmak... ""

Osmanlı Tarihini Yeniden Yazmak İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Kitap hakkında nasipse inceleme yapacağım daha müsait bir vakitte. Ama şunu belirteyim muazzam bir derleme tarih kitabı ve Osmanlı'nın anlaşılmasında ve ismi gereği Osmanlı'nın gerilemesi yönündeki algının, esasen nasıl bakılıp değerlendirilmesi ve anlaşılması gerektiği konusunda 15 büyük tarihçinin değerlendirmeleri, araştırmalarını içeren subjektiften ziyade objektif çalışmaların ortaya koyulduğu bir tarihi konu hakkında bir tarih kitabını okuyacaksınız. Osmanlı tarihini merak edenler mutlaka okumalı ama bunun dışında da şahsi kanaatimce içerisinde 100'den fazla tarihçinin fikirleri, makaleleri, kitaplarının ismi olması dolayısı ile tarihe ilgisi olanlar için de okunmaya değer bir eser olarak düşünüyorum ve mutlaka tavsiye ediyorum. (Müsait zamanda biraz daha ekleme ve zengin bir inceleme yapmayı düşünüyorum inşaallah) Tamamıyla delilli, kaynaklı, belgeli bir tarih kitabı. Zaten tarih kitapları kaliteli değerlendirme, analiz, birleştirme, kurgulama ile birlikte öncelikle delillerin çokluğu ile ön planda olmalıdır. Ben tarih kitaplarında belge ve kaynaklara ehemmiyet vererek kitap seçerim. (GERÇEK BİR DOST)

Kitabın Yazarı Mustafa Armağan Kimdir?

Urfalı anne ve babanın çocuğu olarak Cizre'de doğdu (1961). İlk ve orta öğrenimini Bursa'da tamamladı. İstanbul Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nden 1985 yılında mezun oldu. Fritjof Capra'dan yaptığı Batı Düşüncesinde Dönüm Noktası adlı çevirisi ile Türkiye Yazarlar Birliği Tercüme Ödülü'nü (1989) ve Şehir ey Şehir adlı kitabıyla Türkiye Yazarlar Birliği Deneme Ödülü'nü (1997) aldı. Bir dönem (1995-1996) İzlenim ve Diyalog Avrasya (DA) dergilerini yönetti. 1995'ten beri Zaman gazetesinde yazıyor.

Yayınlanan eserleri: Gelenek (1992); Gelenek ve Modernlik Arasında (1995); Şehir Asla Unutmaz (1996); Şehir ey Şehir(1997); Bursa Şehrengizi (1998; 2. Baskı Osmanlı'yı Kuran Şehir: Bursa'ya Şehrengiz adıyla 2006); Alev ve Beton (2000),İstanbul Mavi Kırpar Gözlerini (2003), İnsan Yüzlü Şehirler (2003), Kuğunun Son Şarkısı: St. Petersburg'da Zamanlar ve Mekanlar (2003); Osmanlı İnsanlığın Son Adası (2003); Osmanlı'nın Kayıp Atlası (2004); Kır Zincirlerinin Osmanlı (2004);Osmanlı Tarihinde Maskeler ve Yüzler (2005); Ufukların Sultanı: Fatih Sultan Mehmed (2006).

Çevirileri: Seyyid Hüseyin Nasr'dan Molla Sadra ve İlahi Hikmet (1991); Fritjof Capra'dan Batı Düşüncesinde Dönüm Noktası(1991); ve Yeni Bir Düşünce (1992); Muhammed Esed'den Sahih-i Buhari: İslam'ın İlk Yılları (2001)

Derlemeleri: İslam Bilimi Tartışmaları (1990); İstanbul Armağanı I: Fetih ve Fatih (1995); İstanbul Armağanı II: Boğaziçi Medeniyeti (1996); İstanbul Armağanı III: Gündelik Hayatın Renkleri (1997); İstanbul Armağanı IV: Lale Devri (2000);İslam'da Bilgi ve Felsefe (1997); İstanbul'da Semtler ve Hayatlar: Bir Semtini Sevmek (2001); Değişen Milliyetçilik: Tartışılan Sınırlar (2001); Cemil Meriç: Düşüncenin Gökkuşağı (2001); Osmanlı Geriledi mi? (2006).

Osmanlı: İnsanlığın Son Adası, Türkiye Yazarlar Birliği'nin 2003 yılı Fikir Ödülü'nü almıştır.

 

Mustafa Armağan Kitapları - Eserleri

  • Abdülhamid'in Kurtlarla Dansı
  • Abdülhamid'in Kurtlarla Dansı 2
  • Küller Altında Yakın Tarih
  • Kızıl Pençe
  • Avrupa'nın 50 Büyük Yalanı
  • Kazım Karabekirin Gözüyle Yakın Tarihimiz

  • Satılık İmparatorluk
  • Yavuz Sultan Selim Han
  • Ufukların Sultanı
  • Yakın Tarihin Kara Delikleri
  • Geri Gel Ey Osmanlı !
  • Türkçe Ezan ve Menderes
  • Cumhuriyet Efsaneleri

  • Asım'ın Nesli
  • Efsaneler ve Gerçekler
  • Paşaların Hesaplaşması
  • Osmanlı'nın Mahrem Tarihi
  • Osmanlı - İnsanlığın Son Adası
  • Kır Zincirlerini Osmanlı
  • Büyük Osmanlı Projesi

  • Abdülhamid'in Kurtlarla Dansı 3
  • Tek Parti Devri
  • Korku Duvarını Yıkmak
  • Cemil Meriç'in Dünyası
  • Fatih'in Rüyası
  • Osmanlı Tarihinde Maskeler ve Yüzler
  • Ayasofya Entrikaları

  • Gerçek Tarihin Peşinde
  • Osmanlı Sultanları Albümü
  • İnsan Yüzlü Şehirler
  • Abdülhamid’in Kurtlarla Dansı
  • Kızıl Elma Peşinde Bir Ömür
  • Osmanlı'yı Kuran Şehir - Bursa'ya Şehrengiz
  • Cemil Meriç Konuşuyor

  • Osmanlı'nın Kayıp Atlası
  • Osmanlı Tarihini Yeniden Yazmak
  • Gülün Fethi - Fatih Sultan Mehmed
  • Bilinmeyen Yönleriyle İsmet İnönü Gerçeği
  • Osmanlı'yı İmparatorluk Yapan Şehir İstanbul
  • Petersburg'da Osmanlı İzleri
  • Düşüncenin Gökkuşağı: Cemil Meriç

  • Yakın Tarihte Efsaneler ve Gerçekler
  • Gençler için Fatih Sultan Mehmed
  • Tarihimizle Hesaplaşmak
  • Gelenek ve Modernlik Arasında
  • Osmanlı Geriledi mi?
  • Şehir Asla Unutmaz
  • Cemil Meriç

  • İstanbul Mavi Kırpar Gözlerini
  • Haritalar Nasıl Yalan Söyler?
  • Alev ve Beton
  • Kuğunun Son Şarkısı
  • Küller Altında Yakın Tarih Seti (6 kitap)
  • Bursa'ya Ütopik Mektuplar
  • İslâm'da Bilgi ve Felsefe

  • Şehir Ey Şehir
  • Ezan Şehidi Menderes
  • İslam ve Bilim Tartışmaları
  • Paşaların Hesaplaşması

Mustafa Armağan Alıntıları - Sözleri

  • Erzurum kongresi'nden bir ay kadar önce toplanan bu ön kongreye sunulan raporda işlenenler sanki bugünden geçmişin dağlarına çarparak yargılanmış gibidir beraberce şunları okuyoruz: Türk Kürtsüz, Kürt Türksüz yaşayamaz. Geçmişte olduğu gibi gelecekte de Türk ile Kürdün aynı tarih, aynı çıkar, aynı hayat sahibi olacaklarını kabul etmemek mümkün değildir. Bu kadar derin ve esaslı bağlarla birbirine bağlı bulunan Doğu vilayetleri Türk'ü ile Kürt'ünü ayırmak her ikisinede ölüm mahkum etmek demektir.Bugün gözümüzü açarak yaralarımızı öz elimizde sarmaya çalışır, dışarıdan gelen Kürtlük-Türklük gibi ayrıştırıcı telkinlere kulak asmazsak hem memleketimizi kurtarır, hem de herkesin mutluluğunu sağlayacak esasları hazırlarız. "Tarihi bir anda bulunuyoruz" diyen bu önemli rapor şu cümlelerle sürüyor: Duygusallığa kapılarak düşmanlarımıza hizmet etmekten sakınma görevi ile mükellefiz. Son fırsat elimizde.Bunu da kaybedersek tarihimizi aşağılanma ile kapamış ve Hazreti Kur'an'ı elimizle toprağa defnetmiş oluruz. Hakkımızda çevrilen entrikaları, düşünülen felaketleri sonuçsuz bırakmak yalnız bir şeye, Doğu vilayetleri Müslümanlarının İttihat (birlik) ve ittifakına bağlıdır. 95 yıl önce Erzurum'da söylenmesi gerekenler söylenmiş aslında.Aklın yolu birdir ne de olsa! Ve ah Erzurum kongresi, seni bir doğru okuyabilseydik! (Cumhuriyet Efsaneleri)
  • Eşrefoğlu, al haberi, bahçe biziz, gül bizdendir. Biz Şah-ı Merdan kuluyuz, yetmiş iki dil bizdedir. (Gülün Fethi - Fatih Sultan Mehmed)
  • İslam Bilimi diğer bilgi sistemlerinden farklı olarak siyasî ve iktisadî egemenlik için yüce kelamın (logos) rakipleri tarafından şımartılan bir ideolojinin adı değildir. İslam Bilimi, İslam toplumunun değer yapısı üzerinde bilgi geliştirilmesini mümkün kılan bir matris sunar. Bilgi, bilgi içindir diye bir şey yoktur. Kavramsallaştırma, teorik formülasyon, deneysel doğrulama ve bilginin nihaî şeklini alması sosyo-kültürel bir çevre içinde meydana gelir ve onu hasır altı etmek namussuzluk ve ikiyüzlülükten başka birşey değildir. İslam Biliminin Temelini Atmak Münevver Ahmet Enis (İslam ve Bilim Tartışmaları)
  • " Bir şehri sevmek , aşka sebep aramaktır ." (Bursa'ya Ütopik Mektuplar)
  • Osmanlı medeniyeti kelimeler üzerine inşâ edilmemiştir. Osmanlı medeniyeti bir hamle medeniyetidir. İman, cezbe, Aşk medeniyetidir... (Cemil Meriç Konuşuyor)
  • Soru işaretinin halkaları açılıp kapanıyor birbiri ardınca ve kitaplar imdadıma yetişiyor;sonunda berraklaşıyor manzara. (Petersburg'da Osmanlı İzleri)

  • "Cahil bir millet, gösterilen boyunduruğa boynunu kendisi uzatır." (Kızıl Pençe)
  • Istiklal marşının güftekarından biri olan şair Faruk Nafiz Çamlıbel'in 27 Mayıs 1960 darbesinin ardından diğer Dp liler gibi süngüyle alaşağı edilerek yassıada da hapse atıldığını biliyormuydunuz ? Onuncu Yıl Marşı'nı gözyaşları içinde, hızlanan kalp atışlarıyla Söyleyip dinleyenler bu marşı onlara armağan edenlerden birini niçin tevkif ettiler? Bugüne kadar bir (söz| yazarını bile kurtaramamış olan Onuncu Yıl Marşı, bugünden sonra da onu tebcil edenleri neden ve nasıl kurtaracak? (Küller Altında Yakın Tarih)
  • Doğrusunu yalnız Allah bilir. Ancak ben, tarihe bir de yenilgilerin zaviyesinden bakılmasını öneriyorum. Tarihe bu açıdan bakabilmeyi metodolojik bir ilke olarak kabul ettiğimiz takdırde, ağır basan, kaçınılmaz biçimde bizi belirleyen tarafgirliğimiz nedeniyle ele alamadığımız tarihin karanlık yüzünü gönül rahatlığıyla tahlil edebiliriz. Tarihe daha bir sakınmadan, daha geniş yüreklilikle yaklaşabiliriz. En azından, yenilgilerde olumlu bir taraf, bir ders-i ibret bulmaya çalışarak tarihin üzerimizdeki “baskısı”ndan kurtulabiliriz. Bize öğretilen ya da öğretilmek istenen tarih, hep bir zaferle dizisinden oluşmaktadır. İçinden yenilgiler, başarısızlıklar,beceriksizlikler ayıklanmış bir tarihtir aynı zamanda. Yenilgiler genellikle “ihanet" gibi kulpların takıldığını biliyoruz. Halbuki tarihi yapan şey, yalnız zaferler değildir, ayni zamanda yenilgilerdir. Hatta diyebiliriz ki, en çok yenilgilerdir.En azından bugünkü durumumuzun zaviyesinden baktığımızda böyle görünmektedir. (Gelenek ve Modernlik Arasında)
  • Eskilerin dilinde "Kuran-ı Kerim Mekke'de nazil oldu, Kahire'de okundu, İstanbul'da yazıldı." diyebir kelam-ı kibar gezerdi. (Abdülhamid'in Kurtlarla Dansı 2)
  • İlim sayesinde kişi Hakikat'a ulaşabilir ancak; Hakk ise Allahu Teâlâ'nın diğer bir ismidir. (İslâm'da Bilgi ve Felsefe)
  • "Osmanlı'da sarık bilgiyi, kılıç işe kuvveti, başka bir deyişle sarık din ve ahireti, kılıç da dünyayı temsil ediyordu. #Fatih, hayatında olduğu gibi ölümünde de iki fetih yolunu göstermiş oluyordu böylece. Din ve dünyanın beraberce fethini.." -MustafaArmağan (Ufukların Sultanı)
  • İslam âlemi, İslamiyet'te ümitsizlik yasaklandığı halde ümidi bırakıp yese iman etmiştir. Nasıl olmuş da uyuşmuştur bu insanlar? Bu din atalarımın önüne saçtığı cevherleri neden benden esirgiyor? diye düşünür. Neredeyse iradesi elinden alınmış aciz birer mahlûktur içinede yaşadığı toplumun ferdleri. Ağır bir felç geçirmiş gibidir. (Asım'ın Nesli)

  • Geçmişi unutturma operasyonu, zamanın acımasız akışı Yüzünden bu operasyonu yapanları muaf tutacak değildi elbette Ve resmi tarih yazmaya kalkanların 'temel kitap' olarak aldıkları Nutuk konusundaki vurdumduymazlıkları, Türkiye'de resmi tarihin neden resmileşemediğinin en belirgin örneği değil midir? (Küller Altında Yakın Tarih)
  • Bir de Mevlana' ya karşı aşırı bir sevgisi bulunuyordu I. Murat' ın. "Hünkar" ve "Hüdavendigar" unvanlarını almasında bu derin sevginin etkisini görenler vardır. (Osmanlı'nın Mahrem Tarihi)
  • Kulağına cepheden silah sesleri çalınıyordu. (Kazım Karabekirin Gözüyle Yakın Tarihimiz)
  • Bir giydiğini bir daha giymediğini, üstü başı perişan birini görür görmez sırtındakini çıkarıp hediye ettiğini biliyor muydunuz? (Osmanlı Sultanları Albümü)
  • Keşke sizin yüzyılınızda evlere hiç balkon yapılmasa idi , ileriki yıllarda insanlar ölülerini balkonlara gömmek zorunda kalmayacaklardı ." (Bursa'ya Ütopik Mektuplar)
  • Suçlamak kolaydır ama yeni bir şey söylemek ve söyletmek zordur tarihte. (Osmanlı - İnsanlığın Son Adası)
  • Fatih beldeleri açan olduğu gibi, zamanı da açan, zamana bir açılım verendir. Zamanı zorlayandır. Zamanın kıvrım ve katlarını açandır. (Sezai Karakoç) (Kızıl Elma Peşinde Bir Ömür)

Yorum Yaz