Osmanlı Toplumunda Aile - İlber Ortaylı Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Osmanlı Toplumunda Aile kimin eseri? Osmanlı Toplumunda Aile kitabının yazarı kimdir? Osmanlı Toplumunda Aile konusu ve anafikri nedir? Osmanlı Toplumunda Aile kitabı ne anlatıyor? Osmanlı Toplumunda Aile kitabının yazarı İlber Ortaylı kimdir? İşte Osmanlı Toplumunda Aile kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: İlber Ortaylı
Yayın Evi: Kronik Kitap
İSBN: 9789752430389
Sayfa Sayısı: 240
Osmanlı Toplumunda Aile Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
OSMANLI AİLESİNİN
EN GENİŞ FOTOĞRAFI…
“Aile bir toplumun en muhafazakâr, az değişen kurumlarından biridir ve şimdi bu asırda değişmektedir, bu değişme sebebiyle ‘aile’ kurumu kadar tarihçi araştırmalarını gerektiren bir konu yoktur. Bu nedenle Osmanlı toplumunda aile yapısı üzerine yazdığım ve tasvip gören makalelerimi yeniden ele almak, yeni malzemeyi araştırmak ve ‘millet’ sistemi ve ‘hukuktaki Romanizasyon’ gibi toplumsal ve hukukî çerçevesine oturtmak gerekiyordu. Bunsuz son 150 senedeki ailenin, aile hukukunun evrimini kavramak mümkün değildir. Bu nedenle 15.- 16. yüzyıllardan bugüne dek hukukî ve toplumsal çerçevesi içinde Osmanlı ailesinin gelişimini ele alan bu çalışmayı kaleme almayı gerekli gördüm.”
Geçmişi karanlık temel kurumlarımızdan biri olan ailenin, Osmanlı İmparatorluğu’ndaki konumu, İlber Ortaylı’nın kaleminden değerlendiriliyor. Ortaylı, eşlerin birbirine karşı sorumlulukları, aile hukuku, çocuğun yetiştirilmesi, devletin Müslüman ve gayrimüslim ailelere yaklaşımı, miras, çok eşlilik, ataerkillik, harem gibi sağlıklı bilgi olmadan üzerine çokça konuşulan mevzuları ilk elden kaynaklarla yorumluyor.
Osmanlı Toplumunda Aile, yalnızca tarihçiler ve araştırmacılar için değil Osmanlı İmparatorluğu’ndaki yaşamı merak eden, sağlam bilgilerle donanmak isteyen herkes için ideal bir çalışma.
Osmanlı Toplumunda Aile Alıntıları - Sözleri
- Sorunu abartmayı çözüm sanıyorlar.
- Çocuğun eğitimi aile içinde ön planda anneye ve büyükanneye aittir. Bu nedenle de modernleşme devrinde yazarlar kadının, yani annenin eğitimli olması üzerine önemle durmuşlardır.
- Namus sözcüğünün Yunanca nomos'tan geldiğini hatırlamak, toplumların bu konudaki ortak tutumunu görmek için yeterlidir.
- Üretim sürecine kendi özgür kararıyla katılmadığı için, bu toplumda erkeğin özgürlüğünden söz etmek mümkün değildir.
- 14. Yüzyıl sonunda Türkiye'den geçen Alman Protestan papazı Solomon Schweigger, "Türkler dünyaya, karıları onlara hükmeder. Türk kadını kadar gezen, eğleneni yoktur. Çok karılılık yoktur. Herhalde bu işi denemiş, dert ve masrafa neden olduğunu anlayıp vazgeçmişler. Boşanma pek görülmüyor. Çünkü boşanırken erkek para ve eşya veriyor kız çocuk anaya kalıyor." demektedir.
- Mahalle bir birimdir, birey ailesinin olduğu gibi yaşadığı mahalle sekenesinin de bir üyesidir.
- ". Aile bir toplumun en muhafazakâr, az değişen kurumlarından biridir ve şimdi bu asırda değişmektedir, bu değişim sebebiyle 'aile' kurumu kadar tarihçi araştırmalarını gerektiren bir konu yoktur. "
- Millet sistemi, Batı Avrupa tipi milliyetçiliğe temel olamaz. Batı tipi milliyetçilik bu sistemle çatışarak ve onun silinmesiyle gelebilmiştir.
- Kırım Hanlığı'nda İslamiyet, esas olarak 13. Yüzyılın ikinci yarısında yerleşmiştir. Evlilik geleneklerinde eski göçebe adetler etkili olacaktır. (mesela dört kuşağa kadar akraba evlilikleri kabul edilmez ve nikah kıyılmazdı.)
- 'Şiir ilk Osmanlı asırlarından beri kadınların kendilerini ifade ettiği ve tahsilli kadının itibar ettiği bir daldı...'
- “Türkler dünyaya,karıları da onlara hükmeder.” Salomon Schweigger
- Maamafih çocuğun eğitimi aile içinde ön planda anneye ve büyükanneye aittir. Bu nedenle de modernleşme devrinde yazarlar kadının, yani annenin eğitimli olmasının üzerinde önemle durmuşlardır.
- 'Galiba Osmanoğullarının da bir aile, ama padişah ailesi olduğunu herkesin bilmesi, hadiseleri anlamak bakımından gereklidir...'
- Türklerin çocuk terbiyesi: Çocuklar Almanlarda olduğu gibi sert bir disiplin ve korku altında tutulup sopa ve kamçıyla dövülmez. Vakıa onlar da çocukları cezalandırırlar; fakat bu ihtimamla yapılır ve onlara karşı sabırlıdırlar. Böylece öğrenciler de öğretmenlerinin yanında kibar ve hürmetkâr bir gençlik olarak yer alırlar. Çocukları dövdükleri zaman çocuğu yere yatırıp bir değnekle döverler, fakat kamçı kullanmayıp Hıristiyanlarda olduğu gibi sakatlamazlar (âdeta falakayı methediyor).
- " Şehzadeye düğün yapılmaz. Düğün, sultanlar (imparatorluk prensesleri) için yapılan mutantan evlilik töreniydi. "
Osmanlı Toplumunda Aile İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Diğer eserlerinde olduğu gibi bu eserinde de İlber Ortaylı bir konuya odaklanmaktan çok, birçok alana değinmiş. Tarihi bilgi kaynaklı diper kitaplara nazaran gayet akıcı bir kitap. Aile merkezinde birçok konuya değinilmiş. Osmanlı günlük yaşamı hakkında çok güzel bilgi veriyor. Yanlış bilinen bazı durumlara açıklık getirmiş. Soru cevap şeklinde bir kitap değil. Buna rağmen bilimsel sıkıcılıktan uzak bir kitap. Kitapta farklı kesimlerden halkın yaşam biçimlerinin birbirine benzediğini belirtiyor. Yaygın kanaatin aksine Osmanlı Türk toolumhnda çokeşliliğin düşük olduğunu anlatıyor. Osmanlı toplumunda şeri hukukun çok zaman uygulanmadığını anlatıyor. Recm cezasının Osmanlı tarihinde 1 defa uygulandığını belirtiyor. Bütğn bu örnekleri benim daha önce yanlış bildiğim konulardı. Bu eser sayesinde doğrularını öğrendim. Bu alanda yazılmış en değerli eserlerden olabilir. O kadar gerçekçi anlatmış ki okurken Osmanlı nın mahallelerine direk dalıyırsunuz. Bu tarz eserlerden hoşlananlara şiddetle tavsiye edilir. İyi okumalar. (Aslı SÖNMEZ DEMİR)
İlber Ortaylı bir konuya odaklanmaktan çok, birçok alana değinmiş. Tarihi bilgi kaynaklı diper kitaplara nazaran gayet akıcı bir kitap. Aile merkezinde birçok konuya değinilmiş. Osmanlı günlük yaşamı hakkında çok güzel bilgi veriyor. Yanlış bilinen bazı durumlara açıklık getirmiş. Soru cevap şeklinde bir kitap değil. Buna rağmen bilimsel sıkıcılıktan uzak bir kitap. Kitapta farklı kesimlerden halkın yaşam biçimlerinin birbirine benzediğini belirtiyor. Burada Osmanlı coğrafyasının 16-19. yüzyılındaki Aile kavramını mercek altına alıyor hocamız. • Bu konuyu birçok başlık altında açıklıyor bizlere: - Mahalle kültürü - Çok eşlilik - Çocuk sayısı - Çocuk eğitimi - Ailede tüketim ve sağlık - Evlilik ve evlilikte mehr konusu - Boşanma ve Miras • İfade ettiklerini çeşitli belgeler ışığında sunduğunu söylememize gerek var mı bilemiyorum. Çokça Başbakanlık Arşivi belgeleri, Şeriyye Sicilleri, alıntılar mevcut.. Yanlış bilinen doğruları öğrenmek ve Osmanlı’yı bir de ‘Aile’ çatısı altında anlamak adına okumalısınız. (Hande gunkut)
Kitap bu türden diğer kitaplara kıyasla oldukça akıcı. Kitabın adında özel olarak aile alınmış ancak kitap aile merkezinde bir çok diğer konuyu da içeriyor. Bu yüzden Osmanlı günlük yaşamı hakkında genel bir fikir edinmek için ideal bir kitap. Doğru bildiğim ancak bu kitabı okuduktan sonra ne kadar da yanlış düşünmüşüm dediğim pek çok konu oldu. Örneğin, hocamız delillere dayanarak Osmanlı Toplumunda çok eşliliğin yaygın olmadığını ve ailelerin genellikle az çocuklu olduğunu ortaya koymuş. Kısacası iyi bir çalışma meydana gelmiş. Konunun ilgililerine tavsiye edilir. (Elif Aktaş)
Osmanlı Toplumunda Aile PDF indirme linki var mı?
İlber Ortaylı - Osmanlı Toplumunda Aile kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Osmanlı Toplumunda Aile PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı İlber Ortaylı Kimdir?
İlber Ortaylı (d. 21 Mayıs 1947, Bregenz, Avusturya), Türk tarih profesörü.
Avusturya'daki bir göçmen kampında 1947 senesinde doğdu. Kırım Tatarı kökenlidir. Stalin'in politikaları neticesinde anavatanlarından ayrılmak zorunda kalan ailesiyle birlikte 2 yașında Türkiye'ye göç etti. İlk ve orta öğrenimini Ankara'da tamamladı. 1965 yılında Ankara Atatürk Lisesi'nden mezun oldu.
Akademik kariyeri
1969 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'ni ve Ankara Üniversitesi Dil, Tarih ve Coğrafya Fakültesi'nin tarih bölümünü bitirdi. Viyana Üniversitesi Slavistik ve Orientalistik Bölümü'nde öğrenim gördü. Yüksek lisans çalışmasını Chicago Üniversitesi'nde Prof. Dr. Halil İnalcık ile yaptı. Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde "Tanzimat Sonrası Mahallî İdareler" adlı tezi ile 1974 yılında doktor, "Osmanlı İmparatorluğu'nda Alman Nüfûzu" adlı çalışmasıyla 1979'da doçent oldu. 1982 yılında devletin akademik politikalarına tepki olarak görevinden istifa etti. Bu dönemde Viyana, Berlin, Paris, Princeton, Moskova, Roma, Münih, Strazburg, Yanya, Sofya, Kiel, Cambridge, Oxford ve Tunus üniversitelerinde misafir öğretim üyeliği yaptı, buralarda seminerler ve konferanslar verdi. 1989'da Türkiye'ye dönerek profesör oldu ve 1989-2002 yılları arasında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde İdare Tarihi Bilim Dalı Başkanı olarak görev yaptı. Yerli ve yabancı bilimsel dergilerde 16. ile 19. yüzyıllar arası Osmanlı tarihi ve Rus tarihi ile ilgili makaleleri yayınlandı. 2002 yılında Galatasaray Üniversitesi'ne, iki yıl sonra ise Bilkent Üniversitesi'ne konuk öğretim üyesi olarak geçti. Şu anda Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi ve Bilkent Üniversitesi Hukuk Fakültesinde Türk Hukuk Tarihi derslerini vermektedir. Galatasaray Üniversitesi Senato üyesidir. Ayrıca İlke Eğitim ve Sağlık Vakfı Kapadokya Meslek Yüksekokulu Mütevelli Heyeti üyesidir.
2005 yılında Topkapı Sarayı Müzesi başkanı oldu. 7 yıl bu görevde kalan İlber Ortaylı 2012 yılında yaş haddinden emekli oldu ve görevi Ayasofya Müzesi başkanı Haluk Dursun'a devretti.
Ortaylı, Uluslararası Osmanlı Etütleri Komitesi yönetim kurulu üyesi ile Avrupa İranoloji Cemiyeti ve Avusturya-Türk Bilimler Forumu üyesidir. Tarih Vakfı ve Afet İnan ailesinin işbirliğiyle iki yılda bir verilen Afet İnan Tarih Araştırmaları Ödülü'nün 2004 yılındaki sahipleri Prof. Dr. İlber Ortaylı'nın da içinde bulunduğu jüri tarafından belirlenmiştir. 2009 yılında İzmir Kitap Fuarı'na katılmıştır. Milli Saraylar Daire Başkanlığı'nın Dolmabahçe Sarayı'nda düzenlediği Vefatının 150. Yılında I. Abdülmecit ve Dönemi Uluslararası Sempozyumu'nda açılış ve kapanış oturumlarına katılmıştır.
Ortaylı; Türkçe; ileri seviyede Almanca, Fransızca, İngilizce, İtalyanca ve Rusça; orta seviyede Arapça, Farsça, Latince, İbranice, Sırpça ve Yunanca bilmektedir.
Özel yaşamı
1981 yılında Mersin eski Senatörü Dr. Talip Özdolay'ın kızı Ayşe Özdolay ile evlendi ve bu evlilikten Tuna adında bir kızı oldu. Daha sonra 1999 yılında eşinden boşandı. Ortaylı, bilgisayar ve internet kullanmayı sevmemektedir. Herhangi bir sosyal medya sitesinde adına açılmış hesapların hiçbiri kendisinin değildir. İlber Ortaylı'nın ayrıca çocukluğundan beri büyük bir tutku ve özenle biriktirdiği minyatür otomobillerden oluşan büyük bir koleksiyonu vardır.
Televizyon Programları ve Yazıları
2004 yılında TRT 2'de başlayıp TRT Türk'te haftasonları yayınlanan "İlber Ortaylı ile" adlı belgeseli sunmuştur. NTV'de "İlber Ortaylı ile Tarih Dersleri" adında bir program yapmıştır. Günümüzde Bloomberg HT kanalında "İlber Ortaylı ile Zaman Kaybolmaz" adlı bir program hazırlamaktadır. 2000 yılından beri Pazar günleri Milliyet gazetesinde, aylık Atlas Tarih ve üç aylık Doğu Batı dergilerinde makaleler yazmaktadır. Bir dönem yayınlanan Popüler Tarih ve Tarih ve Toplum dergilerinde ve Habertürk gazetesinin Habertürk Tarih ekinde de makaleleri yayınlanmıştır. Halen Doğu Batı ve NTV Tarih dergilerinin danışma kurulu üyesidir.
Aldığı Ödüller
Prof. Dr. İlber Ortaylı, "Osmanlı Tarihinde Aile" isimli eserinin yanı sıra, tarih alanında 1970'li yılların başlarından itibaren yaptığı çalışmaları, yayınladığı makaleler ve kitapları, tarih biliminin yaygınlaştırılması çabaları, tarihi her yaştan Türk insanına sevdirme konusundaki faaliyetleri, yurtdışındaki bilimsel etkinlikleri ve Türk tarihçiliğinin uluslararası alanda önemli bir ismi olması da göz önüne alınarak tarih dalında 2001 Aydın Doğan Ödülü'ne değer bulundu. 2006 yılında İtalya'da Lazio bölge yönetiminin başlattığı ve her yıl devam etmesi öngörülen Akdeniz Festivali'nde, toplumsal ve kültürel tarih alanındaki "Avrupa ile Akdeniz arasında Lazio" ödülünün Prof. Dr. İlber Ortaylı'ya verilmesi uygun görülmüştür. 2007 yılında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin imzasıyla Rusya Federasyonu tarafından Rus dilini ve kültürel mirasını yayan, ülkelerin ve halkların birbirlerine yaklaşmasını sağlayan kişilere verilen Puşkin Ödülü'ne Türkiye'den Ortaylı layık görülmüştür.
İlber Ortaylı Kitapları - Eserleri
- Cumhuriyet'in İlk Yüzyılı (1923 - 2023)
- Defterimden Portreler
- Yakın Tarihin Gerçekleri
- İmparatorluğun En Uzun Yüzyılı
- İlber Ortaylı Seyahatnamesi
- Osmanlı'yı Yeniden Keşfetmek
- Türkiye'nin Yakın Tarihi
- Tarihin Gölgesinde
- Osmanlı Barışı
- Osmanlı Sarayında Hayat
- İlber Hocayla / Topkapı Sarayı
- Osmanlı Düşünce Dünyası ve Tarih Yazımı
- Avrupa ve Biz
- Osmanlı Toplumunda Aile
- Tarihin Sınırlarına Yolculuk
- Üç Kıtada Osmanlılar
- Son İmparatorluk Osmanlı
- Osmanlıda Değişim ve Anayasal Rejim Sorunu
- Osmanlı'da Milletler ve Diplomasi
- Gelenekten Geleceğe
- Osmanlı İmparatorluğunda Alman Nüfuzu
- Barış Köprüleri
- Tarihin Dönüşü
- Resmi Tarih Yalanları
- Tarihin Işığında
- İmparatorluğun Son Nefesi
- Eski Dünya Seyahatnamesi
- Osmanlı Mirası
- Tarihimiz ve Biz
- 100. Yılında Birinci Dünya Savaşı
- Tarih Sohbetleri
- Tarihin İzinde
- Türklerin Tarihi
- Batılılaşma Yolunda
- Zaman Kaybolmaz
- Kırk Ambar Sohbetleri
- Osmanlı’ya Bakmak
- Türklerin Tarihi 2
- Türkiye Teşkilat ve İdare Tarihi
- İttihat ve Terakki
- Efsaneler ve Gerçekler
- Hukuk ve İdare Adamı Olarak Osmanlı Devleti'nde Kadı
- Türklerin Altın Çağı
- Tarih Yazıcılık Üzerine
- Türk Tarihçiliğinde Dört Sima
- Türkler İslamiyet ve Hilafet
- İlber Ortaylı’nın Gözüyle İran
- Ters Lale
- Gazi Mustafa Kemal Atatürk
- Tarihe Yön Veren 100 Lider
- Bir Ömür Nasıl Yaşanır?
- Ottoman Studies
- Tanzimat Devrinde Osmanlı Mahalli İdareleri (1840-1880)
- İstanbul'dan Sayfalar
- 500. Yıl Kutlamalarının Onuncu Yılında Nesim Benbanaste
- Mekânlar ve Olaylarıyla Topkapı Sarayı
- Tarihte İstanbul
- 19. - 20. Yüzyıl Yabancı Seyyahların Gözünden İstanbul
İlber Ortaylı Alıntıları - Sözleri
- "Ümitlerin yok olduğu bir çağda yaşıyoruz. Bu zamanda Türklerin tutunduğu isimlerin başında ise Atatürk gelmektedir." (Gazi Mustafa Kemal Atatürk)
- Dolayısıyla Türkiye’nin kendi askeri gücünü iyi bilmesi, pazarlıklarda buna göre davranması ve dış politikada da uygun ittifaklara dayanarak barışcı politikayı götürmesi gerekir. Nihayet ABD ile alışverişin derece ve miktarını da bu sayede ayarlamak mümkündür. (Kırk Ambar Sohbetleri)
- İslam dünyasının söz de Batıcı modernleşmeci değer ve akımları da, Batı kültürünün ne olduğunu bilmediklerinden klasik kültürü ihmal etmektedir. (Tarih Yazıcılık Üzerine)
- "1924 Mart’ında bütün Osmanlı hanedan üyeleri Türkiye topraklarını terk ettiler ve 1952’de kadın üyelere af çıktı, 1974’te de bütün erkek üyelere bir af çıkartıldı." (Osmanlı Sarayında Hayat)
- Kitleler hakikatten çok onun sunuluş biçiminden, yani ambalajından etkilenmektedirler. Ve bunun sonucu olarak sır kabuğu düştüğünde çark geriye dönmektedir. (Resmi Tarih Yalanları)
- Tarihî geleneğinize sadık kalınız yeter; bunu yapmadığınız takdirde ne Batılı olursunuz ne ortak pazarlı olursunuz, ne de dünyalı olursunuz. Dünyadaki sıradan toplumlardan biri olarak kalırsınız. Toplumun geri kalmışı, insanlarını yeteneğine göre değerlendiremeyen toplum demektir. Dünya ülkelerinin ekserisi bu kategoridedir. Bir toplumun kendini üretme araçlarının en başında dil gelir ve dil, tarihle beraber düşünülür. (Avrupa ve Biz)
- Hepinizin de bildiği gibi Avrupa kıtasında kurtlar öldü. Yaşadığı tek yer Roma civarındaki Abruzzi'lerdir. Hâlâ orada kurt ulumaları duyarsınız ve birtakım meraklı turistler de hususi Abruzzilere giderler bunun için. (Efsaneler ve Gerçekler)
- Her savaş rüzgarı hortum gibi toplumları kapıp götürmez. Bazı savaşların dışında kalmak mümkündür; hırslardan, fırsatçılıktan, boş büyüme ve zenginleşme isteklerinden uzak duran devlet adamları ülkelerini böyle felaketlerden korur. İkinci dünya savaşında kim ne derse desin Türkiye bu korumayı başardı. (Kırk Ambar Sohbetleri)
- Âşık Paşazade Şeyh Edebali'nin torunu Mehmet Paşa'yı tanımış. (Paşa terimi burada Osmanlı vezirlerinin ünvan olan Paşa değil, 13. yüzyıl ve 14. yüzyılda dervişlere verilen bir ünvan olarak kullanılan Paşadır. İkisini birbirine karıştırmamak lazım.) Edebali'yi ondan dinlemiş olduğunu ve tarihine koyduğu bu konudaki bilgilerin de bu kanalla kendisine intikal ettiğini söylüyor. Burada Edebali'nin yaşlılığında 2 defa evlendiğini, kimlerin kızlarını aldığını da söylüyor, bunlardan son hanımından olan kızı Mal Hatun'u da Osman Gazi'ye verdiğini belirtiyor. Bu bağlantıyı yalnızca Âşık Paşazade kullanıyor. Diğer Osmanlı kronikleri bu konuda Âşık Paşazade'yi naklediyorlar. O zaman bu, nereden çıkıyor? Kanaatimce burada yine bu işin mesulü olarak Âşık Paşazade'yi görmek lazım. Bence Âşık Paşazade, dedesinin isyanı ile ilgili psikoloji içerisinde kendi sülalesinin isyanla bağlantısına dair eskiden kalma rivayetleri hafızalardan silebilmek ve Osmanlı Devleti'nin başlangıcını da olabildiğince kendi soyuna, sülalesine, en azından kendi tarikatına bağlayabilmek için böyle bir senaryoyu ortaya atmış olmalıdır. Benim kanaatimce böyle bir ihtimal çok kuvvetli. Bu suretle, Osman Gazi ve ondan türeyecek olan Osmanlı hükümdarlarının soyu neye bağlanmış oluyor? Vefaiye tarikatına bağlanmış oluyor. Çünkü Edebali, Baba İlyas'ın çok önemli bir halifesidir. Bir Rum Abdalıdır. Mademki onun kızıyla evleniyor Osman Gazi, o zaman mesele tamamdır. Osmanlıların soyu böyle bir tarikate bağlanıyor. (Efsaneler ve Gerçekler)
- Bir kuzunun komuta ettiği bir aslanlar ordusu beni korkutmaz. Ama aynı şeyi, bir aslan tarafından komuta edilen kuzu ordusu için söyleyemem. -Büyük İskender (Tarihe Yön Veren 100 Lider)
- Sorunu abartmayı çözüm sanıyorlar. (Osmanlı Toplumunda Aile)
- Almanya Bismarck'tan sonra Rusya'ya açıkça cephe aldı. Ortadoğu'da ise İngiltere'nin tersine Osmanlı yanlısı görünen, daha doğrusu Osmanlı topraklarını konferans masalarında bölüştürerek değil de, İmparatorluğun kaynaklarından barışçı yollarla istifade etmeyi amaçlayan bir politika izlemeye başladı. (Osmanlı İmparatorluğunda Alman Nüfuzu)
- Türkiye tarihinde, bunun münakaşası hep yapılıyor, "matbaa niye gelmedi" diye... Matbaa gelmedi, çünkü insanlar ihtiyaç hissetmedi. Bu kadar açık. Matbaanın geldiği tarihte en çok okunan kitabın bugün kütüphanelerdeki saklanmış ve saklanabilecek, saklanması ihtimal dahilinde olan nüshalarına bakıyorsun, 100-150'yi geçmiyor. (Efsaneler ve Gerçekler)
- Üretimin artmadığı yerde her şey boş slogan olarak kalmaya mahkumdur. (Eski Dünya Seyahatnamesi)
- "Tarih sonsuz bir antrenmandır" (Tarihin Sınırlarına Yolculuk)
- Bizim gibi ülkelerde hiçbir zaman ekstrem akımların taraftar bulması ve idareyi ele geçiren insanların bile uç hareketler göstermesi mümkün değil. Konsensüs içinde olmak zorunda. (Tarih Sohbetleri)
- "Türk aydını maalesef dünyayı tanımıyor. Tanımadan konuşuyor, tanımadan düşünüyor ve ciddi şeylerle uğraşmıyor." (Tarihin Sınırlarına Yolculuk)
- "Bizim cevaplamamız gereken sual şu: 'Neden bu kadar meraksızız?'" (Tarihin Sınırlarına Yolculuk)
- Ankara'da Gençlik Parkı'nın Opera yanındaki girişinde, ışıklı bir Atatürk portresinin altında şöyle yazılı: " Atatürkçülük; Atatürk'ün yolunda ondan daha ileri gitmektir." (Resmi Tarih Yalanları)
- Bir dostuma,çok Zeki olan bir adam olan Kral Fahd, “İslam Dünyasında bir buçuk devlet vardır; biri Türkiye,yarısı ise İran’dır.” demiş. (Osmanlı Mirası)
Editör: Nasrettin Güneş