diorex
Dedas

Osmanlı'da Devlet, Hukuk ve Adalet - Halil İnalcık Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Osmanlı'da Devlet, Hukuk ve Adalet kimin eseri? Osmanlı'da Devlet, Hukuk ve Adalet kitabının yazarı kimdir? Osmanlı'da Devlet, Hukuk ve Adalet konusu ve anafikri nedir? Osmanlı'da Devlet, Hukuk ve Adalet kitabı ne anlatıyor? Osmanlı'da Devlet, Hukuk ve Adalet PDF indirme linki var mı? Osmanlı'da Devlet, Hukuk ve Adalet kitabının yazarı Halil İnalcık kimdir? İşte Osmanlı'da Devlet, Hukuk ve Adalet kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 19.05.2022 22:00
Osmanlı'da Devlet, Hukuk ve Adalet - Halil İnalcık Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Halil İnalcık

Yayın Evi: Kronik Kitap

İSBN: 9786058301122

Sayfa Sayısı: 288

Osmanlı'da Devlet, Hukuk ve Adalet Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

“Milletleri millet yapan tarihleri ve kültürleridir. Tarihsiz bir millet, kişiliğini kaybetmiş bireye benzer. Bu kitabı okuyanlar umuyoruz ki, Osmanlı Devlet-i ‘Aliyye’sinin (İmparatorluğunun) birçok millet ve dini, altı yüz yıl nasıl bir arada tuttuğunu ve nasıl idare ettiğini öğrenmiş olacaklar.”

Halil İnalcık

Altı asır boyunca egemenliğini devlet, hukuk, adalet anlayışıyla sağlayan Osmanlılar, iktidarlarını ise kanun ile ahlak dengesiyle ayakta tutmuşlardır. Batı kaynaklarında Osmanlı halkından herhangi bir kimsenin hükümdarı bile dava edebileceğinden övgüyle bahsedilmiştir. Öte yandan bürokratlar ise hükümdarın asli prensipleri ezip geçmesi karşısında onu tahtından edebilmişlerdir. Hem Osmanlıları "Devlet-i Aliyye-i Osmâniyye" yapan hem de "Devlet-i Ebed-müddet" sözünü slogan olmaktan kalıcı bir mekanizma haline getiren düşünce, din ve devletin selameti adına devlet-hukuk-adalet güçlerinin bir direnç unsuru olarak daima bir arada yaşamış ve yaşatılmış olmasıdır.

Tarih yazıcılığında çığır açmış olan Halil İnalcık, Osmanlı’da Devlet, Hukuk ve Adâlet kitabında devlet anlayışı, kanun rejimi, kanunların uygulanış biçimi ve adalet yöntemleri üzerine araştırmalarını bir araya getiriyor. Okuyucular kitabı bitirdiklerinde, Osmanlı Devleti’nin birçok millet ve dini altı asır nasıl bir arada tutup idare ettiğini en orijinal bilgiler eşliğinde öğrenmiş olacaklar.

Osmanlı'da Devlet, Hukuk ve Adalet Alıntıları - Sözleri

  • Bugün Türkiye'nin seküler siyasi sistemle yönetilen tek İslam ülkesi olması ve diğer İslam ülkelerinden farklı bir yol izlemesi olgusunun büyük oranda Osmanlı geçmişinin deneyimine dayandığını söylersek abartmış olmayız.
  • ibn haldun da dahil bir kısım ulema, ayrı bir örfî hukukun varlığını meşru saymazlar. onlara göre; 4 mezhep şeriata kesin şeklini vermiştir. örfî bir hüküm, kıyasî bir hükmü geride bırakabilir. fakat nâssı (kuran, hadis, icmâ'ı) aşamaz.
  • "İnsan akıl ile yükselir, bilgi ile büyür. Her ikisi ile insan itibar görür." Yusuf Hâs Hâcib
  • Osmanlı padişahlarının en güçlüsü ve serbest fikirlisi olarak Fatih, yasa ve kanun hükümdarı olmuştur.
  • İnsan akıl ile yükselir, bilgi ile büyür.
  • iran devlet geleneğinde adalet ve hukuk, hükümdarın inisiyatifinde kalmıştır. yazılı kayıtlarında hükümdara adil olması telkin edilir fakat hükümdar otoritesi kısıtlanmaz. kutadgu bilig'de ise hak ve hukuk (torü, örfî hukuk) kut anlayışına dayandırılır, ilahi anlam kazanır. hükümdarın töreye uymak zorunda olduğu belirtilir. ÖRNEK: büyük selçuklu hükümdarlarının iran'a hâkim olduktan sonra iran kisrâları tipinde bir hükümdar anlayışını benimsemeleri ve Oğuz kabilelerinin taassupla bağlı oldukları törü'ye aykırı hareket etmeleri, bu kabilelerle selçuklu hükümdarları arasındaki anlaşmazlıkların gerçek sebeplerinden biri olabilir.
  • Bir bakıma Şeri'at için müfti ne ise, örfi kanunlar için nişancıda öyle sayılır. Bunu belirtmek için Koca Nişancı Celal-zade'ye "müfti-i kanun" lakabı verilmiştir. Padişahın çıkardığı bütün örfi kanunlar nişancının elinden geçer; zira onların tasdiki, yani padişah tuğrasının çekilmesi nişancı eliyle yapılır.
  • Gerçekte, tamamıyla özel koşullar altında gelişen Osmanlı devleti, Şeri'atı aşan bir hukuk düzeni geliştirmiştir. Bu yolu açan prensip ise, örf, yani hükümdarın sırf kendi iradesine dayanarak Şeri'atın şumülüne girmeyen alanlarda devlet kanunu koyma yetkisidir. Bu da doğrudan doğruya hükümdarın devlet içinde tam anlamda mutlak bir mevki kazanması, devlet çıkarlarının ve bürokrasinin üstünlüğü sayesinde gerçekleşebilmiştir.
  • Hükümdarın sırf kendi iradesiyle koyduğu kanunlar İlhanlılar'dan sonra gerek Osmanlılar'da gerekse Doğu-Anadolu ve İranda'da kurulan Türkmen devletlerinde Yasa veya Yasakname adı altında toplanacaktır. Keza, Timur'a atfolunan Tüzükat'ta Yasa ruhu egemendir.
  • Devletin temel öğeleri yedidir: hükümdür, kendisine yol gösteren vüzera, tebaası, kaleler, savunma ve saldırı kuvvetleri, hazine ve müttefikler. Hükümdar, tabaaya çocukları gibi muamele etmelidir. O, her türlü otoriteyi temsil eder.Bu otorite, bu dünyayı idare eden kanun'dan çıkar. Hükümdar kanunu yerine getirmekle yükümlüdür. Kanuna dayanarak kötüleri cezalandırır. Adalet hükümdarın birinci ödevidir. Adalet yerine getirirken kendi sevgi ve nefretine bağımlı olmamalıdır.Tarafsızlık adaletin ilk temel kuralıdır. Adaletle idarede ikinci öğe akla tabi olmaktır.Hükümdarın vazifeleri, zulüm ve saldırganları önleyerek tebaanın hayatını malını korumak, adaleti tarafsızlıkla yerine getirmek, ziraat ve sanayin gelişmesine önayak olmak ve halkı zenginleştirmektir.
  • II. Mehmed, kendi devletinin temel kanunları olarak biri devlet düzeni, öteki tebaanın statüsünü belirleyen iki kanunname ilan etmiştir. Bu kanunnameler, doğrudan doğruya herhangi bir Şeri'at ilkesini içermemektedir;sadece İmparatorluğun kamu kurumlarının oluşturulmasını ele almaktadır...
  • Osmanlı Kanun-i Esasi'si "devletin dini islamdır" derken, öbür taraftan Fransız bürokratlar kanunlarını tercüme edip uygulamakta, bunu din ve devletin selameti için yaptıklarını ileri sürmektedirler.
  • "... Fatih devrindeki hukuki gelişme, bir temel faktöre dayanır; o da İstanbul'un fethinden sonra Fatih'in sınırsız bir otorite kazanması ve merkezi onun mutlak imparatorluğu kesin olarak kurma çabasıdır.İstanbul'un Fatihi, mutlak otoritesini, devlet teşkilatında, kanunlarda yaptığı yeniliklerle gerçekleştirmek istemiş ve mutlak otoritesi sayesinde örfi hukuk üstün bir duruma gelmiştir. İmparatorluğun gerçek kurucusu, Fatih Sultan Mehmed'dir. Osmanlı hukuk anlayışı ve kanunları üzerinde de kesin ve sürekli bir etki yapmış olan Osmanlı hükümdarı Fatih'tir. Eskiye bakarak, onun getirmiş olduğu derece farkı , sonuçta bir nitelik farkı doğuracak derecede güçlü olmuştur denebilir. Osmanlı padişahlarının en güçlüsü ve serbest fikirlisi olarak Fatih, mutlak hükümdarlık otoritesini, devleti belli bir amaca göre düzenleme ve serbestçe kanun koyma doğrultusunda kullanmıştır. Kısaca o, yasa ve kanun hükümdarı olmuştur... "
  • Adaletnamede görüldüğü üzere, padişah zulüm yapan ve zor kullanan ehl-i örfün kulluk sıfatını kaldırmakta ve onlara karşı köylülerin kendi aralarından bir Yiğitbaşı seçerek direnç göstermelerine izin vermektedir. Halka mukavemet hakkı tanıyan bu hüküm, ileride âyanlar döneminde büyük bir önem kazanacaktır.
  • Hükümdarın dikkatini çekmek ve şikayet sunmak için saraya yakın yerde ateş yakmak adetini, 17.yüzyılda İngiliz tüccarlarıda kullanmışlardır.

Osmanlı'da Devlet, Hukuk ve Adalet İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Osmanlı'da Devlet, Hukuk ve Adalet: Osmanlı Devleti, "Adalet mülkün temelidir." Düsturu ile oluşturduğu denetim mekanizması sayesinde kimseye devletin gücünü kötüye kullanmaya teşebbüs etme fırsatı vermemiştir. Günümüzdeki CİMER mantığı ile paralel olarak, Arz-i Hâl ve Arz-i Mazhar yolları ile yurttaşların şikayet ve talepleri Divan-ı Hümayun'a iletilmiştir. Kitapta geçen örneklere ve belgelere bakıldığında sistemin bazı padişahlar döneminde (Fatih ve Y.S. Selim gibi) gayet iyi işlediği görülüyor. Adaletnameler (yasaknameler) ile padişahların doğrudan sorunlara el attığını görüyoruz. Örneğin, Fatih döneminde yurttaşlardan birisi Fatih'in yakınını devletin gücünü kötüye kullanıldığı gerekçesiyle şikayet konusu edebilmiş ve Fatih gereğini yapmıştır. Eş-dost-akraba diyerek kayırmamıştır. Adaletli bir düzen kurma çabası sadece Osmanlı'da değil, diğer Türk devletlerinde de olduğu ve bunun bazı eserlere (Kutadgu Bilig, Siyasetname gibi) yansıdığı görülmektedir. Özetle adalet, bir gün hepimize lazım olacağını unutmadan, sahip çıkmamız gereken en temel devlet prensibimizdir. (Ogust)

Osmanlı'da Devlet, Hukuk ve Adalet & Halil İnalcık + ● Yusuf Has Hacib 11. yy.'da yazdığı Kutadgu Bilig eserinde; "hükümdarın askersiz gücü olmayacağını; para olmadığı takdirde askerin beslenemeyeceğini, teb'ası müreffeh değilse paranın olmayacağını ve halkın refahının da ancak adaletle sağlanacağını" vurgular. Yıllar boyu Türk - İslam yönetimlerinde bu nasihat baş tacı yapılmıştır. Osmanlı da kendinden önceki Türk ve Islam devletlerinde olduğu gibi bu önemli nasihatı hukuk, adalet ve devlet mekanizmasında uygulamıştır. Ayrıca özellikle bazı padişahların askerî - yani devlet adamları ile reayanın - yani vergi veren halkın arasındaki tüm düzenlemelere yönelik hukuk sistemini oluşturmaya gayret ettikleri görülür. Din ve devlet işlerinin özellikle Yavuz Sultan Selim dönemine kadar çok net şekilde birbirinden ayrıldığını da görmekteyiz. Yani şimdilerde Laik dediğimiz sistemin benzer uygulamaları çok öncelerinde devlet yönetiminde uygulanmaktaydı. Ne zaman ki şeyhülislam bağlılığını kullanan padişah yakınları karar alma yetkilerini değiştirmişse, adalet sistemi askeri - reaya arasındaki sorunları çözemez hale gelmiştir. Tarihini bilmeyen bugünleri alayamaz dedirten bir kitap. O halde. Hadi okuyun! + ● #kitap #kitapönerisi #kitapokumakgüzeldir #osmanliimparatorluğu #osmanlı #osmanlıdahukuk #halilinalcık #kronikkitap #kronikyayınları #hadiokuyun (Nuri Bülent Aytemiz)

Orhun Yazıtları ve Yusuf Has Hacip’in yazdığı Kutadgu Bilig’den başlayarak Türklerin; adalet, devlet ve hukuk anlayışları kapsamlı biçimde ele alınmış. Kutadgu Bilig’de yazan öğütlerin İran devlet geleneğinden etkilenilerek yazıldığını öğrenince çok şaşırdım. Adalet mülkün temelidir sözünün ne anlama geldiğini bu kitap sayesinde öğrendim: eğer adaleti sağlamazsanız halkı barış içinde yönetemezsiniz; dolayısıyla yönetirken adil olunmazsa mülkünüz olan topraklar yarın sizin elinizden çıkmış olabilir. Kitapta adaletnameler ayrıntılı incelenmiş. Osmanlı’da bazı durumlarda padişaha doğrudan şikayetinizi anlatabilme olanağından bahsedilmiş ve bu geleneğin İran devlet yönetiminden geldiği anlatılmış. Osmanlı belgelerinden doğrudan alıntı yapılmış. Kitabı eleştirecek düzeyde değilim ama kitaba neden altı puan verdiğimi açıklamak istiyorum. Kitaptan çok sıkıldım çünkü ayrıntılara fazla girilmiş, akademik düzeyde bir kitap olduğu için bu normal, benim beklentim daha sade ve genel bilgiler almaktı. Kitabın içerdiği bilgiler açısından değerlendirecek olursam, bana ciddi anlamda çok önemli bilgiler kazandırdı... (Mustafa Somtaş)

Osmanlı'da Devlet, Hukuk ve Adalet PDF indirme linki var mı?

Halil İnalcık - Osmanlı'da Devlet, Hukuk ve Adalet kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Osmanlı'da Devlet, Hukuk ve Adalet PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Halil İnalcık Kimdir?

İnalcık, aslen Kırım Tatarı'dır. Balıkesir Muallim Mektebi'ni tamamladı. 1935 yılında Ankara Üniversitesi Dil, Tarih ve Coğrafya Fakültesi Yeni Çağ Tarihi bölümünde yükseköğrenimine başladı. 1942 yılında "Tanzimat ve Bulgar Meselesi" adlı doktora tezini verdi. Uzun yıllar aynı Fakültede Osmanlı ve Avrupa tarihi üzerine dersler verdikten sonra 1972 yılında Chicago Üniversitesi Tarih Bölümü'ne "Osmanlı Tarihi Üniversite Profesörü" olarak davet edildi.

1973 yılında meşhur kitabı The Ottoman Empire The Classical Age 1300-1600 yayımlandı. Yurtiçi ve dışında çeşitli üniversitelerden fahri doktora payeleri aldı. 1993 yılında Bilkent Üniversitesi'ne davet edildi ve burada Tarih bölümünü kurdu. Yazdığı makale ve kitaplarla Osmanlı İmparatorluğu tarihi üzerinde tartışılmaz bir otorite haline gelen Prof. Dr. Halil İnalcık Bilkent Üniversitesi Osmanlı Tarihi Bölümü'nde yüksek lisans ve doktora ögrencilerine seminerler verdi.

Hayatı ve tarihçiliğini anlattığı Tarihçilerin Kutbu Halil İnalcık Kitabı adlı söyleşi kitabı Türkiye İş Bankası Kültür Yayınlarından 2005 yılında yayımlanmıştır.

Halil İnalcık Kitapları - Eserleri

  • Devlet-i Aliyye - Klasik Dönem (1302-1606)
  • Osmanlı Tarihinde Efsaneler ve Gerçekler
  • Devlet-i Aliyye - Tagayyür ve Fesâd (1603-1656)
  • Osmanlı İmparatorluğu Klasik Çağ (1300-1600)
  • Atatürk ve Demokratik Türkiye
  • Osmanlı'da Devlet, Hukuk ve Adalet
  • Şâir ve Patron
  • Devlet-i Aliyye - Köprülüler Devri
  • Devlet-i Aliyye - Âyânlar, Tanzimat, Meşrutiyet
  • Osmanlılar
  • Kuruluş ve İmparatorluk Sürecinde Osmanlı
  • Rönesans Avrupası
  • Osmanlı Tarihinde İslamiyet ve Devlet
  • Osmanlı ve Modern Türkiye
  • Osmanlı ve Avrupa
  • İmparatorluktan Cumhuriyete
  • Kuruluş Dönemi Osmanlı Sultanları (1302-1481)
  • Kuruluş - Osmanlı Tarihini Yeniden Yazmak
  • Tarihçilerin Kutbu
  • Fatih Sultan Mehemmed Han
  • Halil İnalcık'ın Merceğinden Osmanlı
  • Has-Bağçede Ayş u Tarab
  • Halil İnalcık’ın Merceğinden Tarih Bilinci
  • Osmanlılar ve Haçlılar
  • Tarihe Düşülen Notlar
  • Tanzimat ve Bulgar Meselesi
  • Osmanlı İmparatorluğu
  • Tanzimat
  • Türklük Müslümanlık ve Osmanlı Mirası
  • Doğu Batı-Makaleler 1
  • Osmanlı İmparatorluğu: Toplum ve Ekonomi
  • Osmanlı İmparatorluğu'nun Ekonomik ve Sosyal Tarihi - Cilt 1
  • Akademik Ders Notları
  • Söyleşiler ve Konuşmalar
  • Adalet Kitabı
  • Fatih Devri Üzerinde Tetkikler ve Vesikalar 1
  • Osmanlı Hakimiyetinde Ortadoğu ve Balkanlar
  • Kırım Hanlığı Tarihi Üzerine Araştırmalar 1441-1700
  • Doğu Batı-Makaleler 2
  • Osmanlı İdare ve Ekonomi Tarihi
  • The Ottoman Empire and Europe
  • İstanbul Tarihi Araştırmaları
  • Osmanlı İmparatorluğunun Ekonomik ve Sosyal Tarihi - Cilt 2
  • Devlet-i ‘Aliyye
  • Gazavât-ı Sultân Murâd b. Mehemmed Hân
  • Halil İnalcık Seti
  • Türkiye Tekstil Tarihi Üzerine Araştırmalar
  • Bursa Araştırmaları
  • Kemal Atatürk Değişim ve Uluslaşma Süreci
  • The Ottoman Empire
  • Fatih Devri Üzerinde Tetkikler ve Vesikalar 1
  • The Survey of Istanbul 1455
  • Osmanlı İmparatorluğu (2CİLT)
  • Tarih ve Akademi
  • Osmanistik Bilimi’ne Katkılar

Halil İnalcık Alıntıları - Sözleri

  • Bahar geldi, bahar geldi Sevinelim sevinelim Dallarda hep bülbüller çağlar Gelincikler, papatyalar Uçuşur nazlı kelebekler Sevinelim sevinelim Neşe ile bu baharı yad edelim. (Tarihçilerin Kutbu)
  • Leibnitz'in planı şu şekilde hazırlanmıştı: Osmanlı tehdidi karşında geleneksel Avrupa Hıristiyan birliğinin sağlanması, Doğu'da savaşın devamı. (Osmanlılar)
  • In Mustafa Nuri Pasha's view, during the third stage (that is, broadly speaking, the 16th century), the love of luxury increased, moral qualities were lost, and the first signs of decline appeared. But if the real decline set is after the repulse before Vienna in 1683, the stage from 1595 to 1683 must be counted as belonging to the period of maturity. (The Ottoman Empire)
  • Cizye artışları ve tahsilatının, on altıncı yüzyıl sonlarından itibaren Hıristiyan nüfusun Osmanlı rejimin den soğumasının temel nedenleri arasında yer aldığını; daha sonraki yüzyıllarda Balkanların çeşitli bölgelerinde görülen kitlesel ihtida(dininden dönerek Müslüman olma.)olaylarının da ardında cizye artışlarının yattığını rahatlıkla söyleyebiliriz. (Osmanlı İmparatorluğu'nun Ekonomik ve Sosyal Tarihi - Cilt 1)
  • "Fatih ,tahta ciktiğinda henüz memede olan kardesi Ahmed'i "nizâm-ı âlem " uğruna bogdurmustur ." (Devlet-i Aliyye - Klasik Dönem (1302-1606))
  • İstanbul’un fethinden sonra Akşemseddin, fethin evliyanın eseri olduğunu söylediği zaman Fatih, “Bu şehir kılıcımla alınmıştır.” Yanıtını vermiştir. (Osmanlı Tarihinde İslamiyet ve Devlet)
  • "Hükümdarın gücü askeri güce ,askeri güç hazineye , hazine reayanın ödediği vergilere ,vergilerin artışı adalete bağlıdır .Bu nedenle akıllı hükümdar ,kendi egemenliğini korumak ve gücünü arttırmak istiyorsa ,reayaya adaletle muammele etmeli ,zulümden kaçınmalıdır :"Adalet mülkün temelidir." ." (Osmanlı Tarihinde İslamiyet ve Devlet)
  • Ulug-kent beyi der ki " halk mutlu olmalıdır, halkın mutlu olması için karnının doyması lâzımdır " ( b. 5353-55 ). Zira " Kara budunun kaygısı hep karnıdır...Onların yiyecek ve içeceklerini eksik etme " ( b. 4330, 4327 ). (Osmanlı Hakimiyetinde Ortadoğu ve Balkanlar)
  • Alp Arslan'ın Malazgird meydan muharebesine başlamadan evvel beyazlar giyinmesi ve atının kuyruğunu bağlaması,eski Şâmanî ananelerinin devamını kat'iyetle göstermektedir. (Adalet Kitabı)
  • Bugün bilim toplumunda hükümet adamları, siyasiler, herhangi bir meseleyi ele almadan önce, bir hüküm vermeden önce tarihe bakarlar, bu meselenin evveliyatını araştırırlar. Bu ileri devletlerde siyasete yardım eden, siyasileri aydınlatan ve atacakları adımda en emin yürümelerini temin eden bir kurumdur. (Halil İnalcık’ın Merceğinden Tarih Bilinci)
  • Osmanlı Devleti,kocası ölen kadının erkek evladı yoksa,elinden tarla arazisini alır ve başka bir köylüye aktarır. Eğer dul kadın, oğulları çalışma çağına gelinceye kadar,ırgatla idare edebilirse, onu "bive"adıyla işletmenin sahibi tanıyabilir. (Osmanlı İmparatorluğu)
  • Savurganlık ve irrasyonellik maalesef halkımız arasında da caridir. Türkiye'de devlet, sonsuz tüketim imkanlarına kavuşan bir azınlık, hatta sıradan halk, kredi kartı zihniyeti ile yaşamaktadır. Hiç kimse giderlerini kaynaklarına göre ayarlamıyor, harcamalarını bitmez tükenmez sandığı kredi kartına göre yapıyor, böylece devlet de, birey de borç, faiz, kısır döngüsü içine düşmüş bulunuyor. (Söyleşiler ve Konuşmalar)
  • Tüm hayatımı arşivlerde, kütüphanelerde milletimin belgelere dayanan doğru bir tarihini anlatmak için harcadım. Buy benim için yerine getirilmesi gerekli bir şükran borcu idi. (Halil İnalcık’ın Merceğinden Tarih Bilinci)
  • "İnsan akıl ile yükselir, bilgi ile büyür. Her ikisi ile insan itibar görür." Yusuf Hâs Hâcib (Osmanlı'da Devlet, Hukuk ve Adalet)
  • Yaşamını yalnız bir bilgi dalına adayan kişi, ilahi gerçeğin uzağına düşer. (Osmanlı İmparatorluğu Klasik Çağ (1300-1600))
  • Herhangi bir tarih döneminin yorumunda, kurum ve davranışları, günümüz üslup ve kavramlarına indirgeyerek anlatmak, ileri modern kurum tarihçilik gibi algılanır olmuştur. Meselâ; gazâ (ganimet akını), sipahi timarı (fief sahibi atli), ayanlık (feodal düzen) gibi. Modernist yazarlara göre mesela gaza, gazi, fetih gibi tarihi terimlerin kullanılması ulusalcılık, bağnazlıktır. Unutuluyor ki tarih, müşahhasın, (actual/somut olanın) bilgisidir. Osmanlı savaşçısı, savaşırken İslam'ın belli bir inanç ve zihniyetiyle savaşmaktadır; o gelişigüzel bir akıncı değil bir gazidir, aldığı ganimet onun için, dinin kutsallık verdiği bir kazançtır Cami yaptırmaya niyet eden sultanlar, gazâ seferi düzenler ve ganimet malıyla camisini yapardı; reâyâ vergisinin haram içerdiğine inanilirdi. Tarihçi, bu inancı, bu ruh haletini, bu zihniyeti görmezlikden gelirse, tarihî müşahhas olanı göz ardı etmiş olur; o zaman yaptığı şey tarih değildir. (Doğu Batı-Makaleler 2)
  • Herhalde ilk Kırım Hanı sayılan Hacı Giray'dan evvel, atalarının 15. yüzyıl başlarında Kırım'da hâkim oldukları muhakkaktır. (Kırım Hanlığı Tarihi Üzerine Araştırmalar 1441-1700)
  • Osmanlılar, kendilerini Allah'ı kılıcı saymakta idiler ve bu görüş Palamas'a ait kayıtların ortaya koyduğu cici, yalnız arasında değil, Bizanslılar arasında da yayılmıştı. İleride Martin Luther de, Osmanlılar hakkında aynı şeyi düşünecek, Allah'ın onları, Hıristiyanları günahlarından dolayı cezalandırmak için gönderdiğini söyleyecektir. (Devlet-i Aliyye - Klasik Dönem (1302-1606))
  • Azerbaycan'ın işgal ettikten sonra Şâhruh, I.Mehmed'i uyararak Kara Yusuf'un oğlu İskender'in Osmanlı topraklarına sığınması halinde ona yardım etmemesini istedi (Aralık 1420). Uyarıya cevabında I.Mehmed tam bir teslimiyet ifade etti. Bu sırada Osmanlılar, büyük endişe ile doğu cephesindeki gelişmeleri izliyordu. Akkoyunlu Kara Osman'ın İskender tarafından mağlup edilmesi üzerine (Nisan 1421) Şâhruh, Doğu Anadolu'ya girmiş ve İskender'e karşı ezici bir zafer kazanmıştı (Temmuz 1421). Bu ortamda I.Mehmed, Şâhruh tarafından tehdit edilen Memlükler'le dostane ilişkilerini sürdürmeye çalışıyordu. (Kuruluş Dönemi Osmanlı Sultanları (1302-1481))
  • Kosova savaşı Osmanlı kuvvetlerinin kesin galibiyetiyle sonuçlandı. Başlangıçta Osmanlı sol kolu çöktü, fakat sağ koldaki Yıldırım Bayezid'in büyük gayreti sayesinde zafer kazanıldı. Gazânâme'ye göre I.Murad, birkaç hasekisiyle gelip cesetler arasında dolaşırken, kendisini cesetler arasına saklamış bulunan Miloş Kobilovic tarafından hançerle yaralandı ve az sonra öldü. İç organları çıkarıldıktan sonra şehid düştüğü yerde gömüldü; daha sonra, Yıldırım Bayezid'in tahta çıktığı sırada idam ettiği oğlu Yakub Bey'in cesediyle Bursa'ya götürülüp Çekirge'deki türbesine defnedildi. Yaralandığı ve öldüğü yere Hudâvendigâr Meşhedi denilen bir türbe yapıldı. (Yakub Bey : I.Murad'ın oğlu) (Kuruluş Dönemi Osmanlı Sultanları (1302-1481))

Yorum Yaz