Öteki Olmak, Öteki'yle Yaşamak - Jürgen Habermas Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Öteki Olmak, Öteki'yle Yaşamak kimin eseri? Öteki Olmak, Öteki'yle Yaşamak kitabının yazarı kimdir? Öteki Olmak, Öteki'yle Yaşamak konusu ve anafikri nedir? Öteki Olmak, Öteki'yle Yaşamak kitabı ne anlatıyor? Öteki Olmak, Öteki'yle Yaşamak PDF indirme linki var mı? Öteki Olmak, Öteki'yle Yaşamak kitabının yazarı Jürgen Habermas kimdir? İşte Öteki Olmak, Öteki'yle Yaşamak kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Jürgen Habermas
Çevirmen: İlknur Aka
Orijinal Adı: Die Einbeziehung des Anderen - Studien zur politischen Theorie
Yayın Evi: Yapı Kredi Yayınları
İSBN: 9789750803698
Sayfa Sayısı: 235
Öteki Olmak, Öteki'yle Yaşamak Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
"Benimsemek, kendi içine kapatmak ve ötekine karşı kapanmak demek değildir. 'Ötekini benimsemek', toplumsal sınırların herkese -hatta ve özellikle de, birbirine yabancı olan ve birbirine karşı yabancı kalmak isteyenlere- açık olması demektir."
Jürgen Habermas'ın 1996 yılında yayımladığı siyaset kuramı yazılarından seçilerek oluşturulan "Öteki" Olmak, "Öteki"yle Yaşamak, yeryüzünde süregelen eşitsizliklere, çelişkilere, insan hakları sorunlarına cumhuriyetçi ilkelerin evrensel içeriğinden yola çıkarak çözüm önerileri getiriyor.
Öteki Olmak, Öteki'yle Yaşamak Alıntıları - Sözleri
- Modern anlayışa göre "devlet", hukuksal anlamda tanımlanmış bir kavram olup, nesnel anlamda, içte ve dışta egemen bir devlet gücüne; coğrafyası bakımından, kesin olarak sınırları çizilmiş ülke topraklarına, yani devlet sahasına; sosyal açıdan da, mensupların tümüne, yani devlet halkına işaret eder. Devlet egemenliği, pozitif hukukun biçimleriyle yapılandırılmıştır ve devlet halkı da, devlet sahası içerisinde geçerlik kazanan hukuk düzeninin taşıyıcısıdır.
- Kralların felsefe yapmasını ya da filozofların kral olmasını ne beklemeliyiz ne de arzu etmeliyiz; çünkü iktidar veya nüfuz gücüne sahip olmak, aklın özgürce yargıda bulunmasını kesinlikle engelleyecektir
- “demokratik bir devlet, kamusal yaşam ve kamusal hukuk alanında tutarlı biçimde insanlararası eşitliği tanımak uğruna, özünü yitirebilir".
- Kant'a göre herkes haklara sahiptir ve toplumsal zorunlu yasalar uyarınca herkes, eşit özgürlükleri tadabilecek biçimde ortak yaşamını diğerleriyle birlikte düzenleyebilmelidirler.
- Dahil etme, ayrım gözetilenleri eşit görmeye ve marjinalleşmişleri, soydaş bir toplumun tektipliliğine sokmadan, benimsemeye hazır bir siyasî düzen ile sağlanır. Bunun için gönüllülük ilkesi önemlidir; vatandaşın devlet mensubu olup olmaması, en azından örtük olarak vereceği onaya dayanmaktadır.
- "Demokrasinin odaksal kavramı halktır,insanlık değil. Eğer demokrasi siyasî bir yapılanma olacaksa, yalnızca halk demokrasisi vardır, insanlık demokrasisi değil."
- "Halkın istediği şeyin iyi olmasının tek nedeni de zaten, halkın (onu) bizzat istemesidir."
- Halk ulusu fikri, devlet vatandaşlığı demo'sunun halktaşlık etno'sunda kök salması gerektiğini savunur; çünkü ancak bu biçimde, özgür ve eşit haktaşlardan oluşan sağlam bir siyasî ortaklık kurulabilir.
- Ulus bilinci, aslında daha geniş yelpazeli dahil etme ve yeniden soyutlanma (kendi içine kapanma) eğilimleri arasında gidip gelmektedir.
- İnsan haklarının korunmasında aksayan nokta yine, ulus-devletlerin hükümranlık gücüne gerektiğinde müdahale ederek, genel İnsan Hakları Beyannamesi konusunda duyarlılık kazandıracak bir yürütme gücünün olmayışıdır.
Öteki Olmak, Öteki'yle Yaşamak İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Ulus-devletin yaşamış olduğu kırılmalar var tabi bu çok kültürlülük ve küreselleşme açısından bir sıkışma yaşanıyor. Homojen yapıdan tek tipli yapısından ayrılarak çok kültürlü ve heterojen bir yapıya sahip olunmasını istiyor Habermas, Aynı şekilde toplum içindeki alt grupların karar mekanızmaları içinde yer alması,seslerini duyurması ve bir şekilde ötekileştirme yerine dahil olmayı benimsiyor. Dolayısıyla bu durumda insan hakları meselesi ortaya çıkıyor. Dünyanın 1917 den beri 3 dünyaya bölündüğünü tanımlıyor . Ayrıca anayalardan söz ederken edebi norm olarak tanımlıyor ve savaşlara yer vermediğini anlıyoruz ki savaş ve barışı düzenleyen bir normdan bahsediyor çünkü Habermas'a göre savaş olası sonuçları beraberinde getirir, bunlardan birincisi köleleştirme ve özgürlüğün yitirilmesi olarak karşımıza çıkar. (Esra Pilgir)
Öteki Olmak, Öteki'yle Yaşamak PDF indirme linki var mı?
Jürgen Habermas - Öteki Olmak, Öteki'yle Yaşamak kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Öteki Olmak, Öteki'yle Yaşamak PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Jürgen Habermas Kimdir?
Eleştirel kuram ve Amerikan pragmatizmi geleneğine mensuptur. Kuramında temellendirdiği kamusal alan (public sphere) kavramı ve iletişimsel eylemin pragmatizmi ile tanınır. Çalışmaları bazen Yeni-Marksist olarak adlandırılır. Özellikle, sosyal kuramın temelleri ve epistomoloji; gelişmiş kapitalist endüstri toplumu ve demokrasi analizi; eleştirel sosyal evrimci içerikte yasaların hükmü; ve çağdaş –özellikle Alman— siyaset üzerine odaklanır.
Modern liberal kurumlar içinde gömülü akılcı-eleştirel iletişim ve insanların iletişim, tartışma ve akılcı çıkarlar peşine düşme yeteneklerinde aklın olabilirliğine, özgürleştirilmesine yönelik kuramsal bir sistem geliştirmiştir.
Kasım 2005 ve Haziran 2008 tarihlerinde ABD'den Foreign Policy ve İngiltere'den Prospect dergilerinin internet üzerinden okuyucu anketleri ile oluşturduğu Dünyanın ilk 100 entellektüeli listelerinde, 2005 yılında 7., 2008 yılında 22. sırada yer almıştır.
Jürgen Habermas Kitapları - Eserleri
- Kamusallığın Yapısal Dönüşümü
- Öteki Olmak, Öteki'yle Yaşamak
- İnsan Doğasının Geleceği
- İdeoloji Olarak Teknik ve Bilim
- Sosyal Bilimlerin Mantığı Üzerine
- İletişimsel Eylem Kuramı
- Küreselleşme ve Milli Devletlerin Geleceği
- Bölünmüş Batı
- Doğalcılık ve Din Arasında
- Söylem Etiği
- An Awareness of What is Missing
Jürgen Habermas Alıntıları - Sözleri
- Savaşın kaldırılması hedefi, aklın gereğidir. (Bölünmüş Batı)
- Kendini aşma, kendini bilmenin en iyi yoludur. (İletişimsel Eylem Kuramı)
- Düşük-ayrıcalıklı sınıflar, meşru taleplerinin uzun süre dikkate alınmaması durumunda, en fazla ümitsiz bir yıkım ve öz-yıkımla tepki gösterebilirler: böyle bir iç savaşta, ayrıcalıklı gruplarla koalisyonlar gerçekleşmedikçe, sınıf mücadelesinin devrimci başarı şansları yoktur. (İdeoloji Olarak Teknik ve Bilim)
- Tarihsel bağlamlarda cisimleşen akıl, içkin aşkınlığın gücünü ne derece muhafaza edebilir ya da akıl, dilin dünyayı açığa vuran biçimde vuku bulmasına mahkum mudur? (Doğalcılık ve Din Arasında)
- Ulus bilinci, aslında daha geniş yelpazeli dahil etme ve yeniden soyutlanma (kendi içine kapanma) eğilimleri arasında gidip gelmektedir. (Öteki Olmak, Öteki'yle Yaşamak)
- Bir araçlar evreni olarak teknik, insanın gücünü artırabildiği gibi zayıflığını da artırabilir. Bugünkü aşamada insan belki de kendi aygıtı karşısında her zamankinden daha güçsüzdür. (İdeoloji Olarak Teknik ve Bilim)
- Unutma imkanından yoksun olmak bazen bir lanet olabilir. (İnsan Doğasının Geleceği)
- Modern anlayışa göre "devlet", hukuksal anlamda tanımlanmış bir kavram olup, nesnel anlamda, içte ve dışta egemen bir devlet gücüne; coğrafyası bakımından, kesin olarak sınırları çizilmiş ülke topraklarına, yani devlet sahasına; sosyal açıdan da, mensupların tümüne, yani devlet halkına işaret eder. Devlet egemenliği, pozitif hukukun biçimleriyle yapılandırılmıştır ve devlet halkı da, devlet sahası içerisinde geçerlik kazanan hukuk düzeninin taşıyıcısıdır. (Öteki Olmak, Öteki'yle Yaşamak)
- ''Metafizik sonrası, postseküler bir dönemde yaşamaktayız. Belirli bir dinin geçerliliği varsayılmaksızın ve aynı zamanda bilişsel içerikleri de toptan yadsınmadan, inanç ile bilgi arasında katı bir ayrımın öngörüldüğü dine yönelik agnostik tutum post-metafizik dönemin temel özelliğidir.'' (Doğalcılık ve Din Arasında)
- “Tarihsel olarak bakıldığında, dindar vatandaşlar seküler çevrelerine karşı, seküler vatandaşların çaba göstermeden sahip olduğu epistemik yaklaşımları benimsemeyi öğrenmek zorundaydı.'' (Doğalcılık ve Din Arasında)
- Kişinin kesinlikle haksızlık yapmayacağı tek kişi kendisidir. (Bölünmüş Batı)
- Zulüm gören bir halkın vahşi bir rejimden kurtarılması yüce bir eylemdir, siyasi hedeflerin en yücesidir. (Bölünmüş Batı)
- En son geçerli apaçıklığın duyusal olarak deneyimlenmesi iddiası, Kant'ın algılamamızın kategorik unsurlarının kanıtlamasından sonra boşa çıkmıştır. (Sosyal Bilimlerin Mantığı Üzerine)
- Kant tarafından formüle edilen akıl yürütme, kapsamlı doktrinlerden bağımsız ve tikelliğin aşıldığı bir gerekçelendirmedir. (Doğalcılık ve Din Arasında)
- İnsan haklarının korunmasında aksayan nokta yine, ulus-devletlerin hükümranlık gücüne gerektiğinde müdahale ederek, genel İnsan Hakları Beyannamesi konusunda duyarlılık kazandıracak bir yürütme gücünün olmayışıdır. (Öteki Olmak, Öteki'yle Yaşamak)
- “Söylemsel” süreçler, eşitlikçi kararları, karar verilmeden önce dile getirilen argümanlara bağımlı kılar (böylece sadece gerekçelendirilmiş, haklı kararlar kabul edilir); bunun ötesinde bu kararlar kapsayıcıdır (böylece söz konusu bütün taraflar kararlara katılabilirler); taraflar karşılıklı olarak birbirlerinin bakış açısını devralırlar (böylece söz konusu bütün çıkarlar arasında adil bir denge kurulur). Tarafsız bir karara varma sürecinin bilişsel anlamı işte budur. Ölçü bu olduğunda, kendi sözde evrensel siyasi kültür değerlerine atıfta bulunan tek taraflı bir icraatın etik gerekçeleri baştan itibaren eksik kalır. (Bölünmüş Batı)
- Paradigma, insan tarafından deneyimlenen dünyayı, farklı parçalarının ve yönlerinin insanlara ifade ettiği anlamlara göre sınırlandırmaktadır. (İletişimsel Eylem Kuramı)
- Her dinsel öğreti dogmatik bir inanç özüne dayanır. (Bölünmüş Batı)
- En eski inanç maddesi, bir özdeşlik olarak Ben' kavramıdır. Bu özdeşlik tüm şeyler üzerine yansıtılır, üzerine özellikler yüklenebilen 'şey' kavramı ilkin böyle ortaya çıkmaktadır - "kendimizi birimler olarak görmeseydik, "şey' kavramını asla oluşturmazdık. (Sosyal Bilimlerin Mantığı Üzerine)
- Toplumsal yaşam bağlamının bütünlüğüne ilişkin dilegetirimlere bugün zaten ideoloji denilmektedir. (Sosyal Bilimlerin Mantığı Üzerine)