diorex
Dedas

Öz - Halil Cibran Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Öz kimin eseri? Öz kitabının yazarı kimdir? Öz konusu ve anafikri nedir? Öz kitabı ne anlatıyor? Öz kitabının yazarı Halil Cibran kimdir? İşte Öz kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 21.02.2022 10:00
Öz - Halil Cibran Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Halil Cibran

Çevirmen: Merve Duygun

Editör: Pantha Nirvano

Orijinal Adı: The Kahlil Gibran Reader: Inspirational Writings

Yayın Evi: Butik Yayınları

İSBN: 9786055890858

Sayfa Sayısı: 224

Öz Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Öz, yirminci yüzyılın en saygı duyulan yazarlarından birinin sözlerini,öykülerini ve fikirlerini bir araya getiriyor. Kahlil Cibran’ın çığır açan felsefesi ve sade ama anlamlı yazıları, onu uluslararası üne sahip bir isim yaptı. Yazıları, kırktan fazla dile çevrildi ve insanlığın doğasına dair düşünceleri, milyonlara mutluluk ve esin kaynağı olmaya devam ediyor.

Bu güzel kitap, sevgi, dostluk, güzellik, zenginlik, hüzün, hırs ve kader gibi çeflitli konulara değinerek Cibran’ın zamansız ve açık sözlü gerçeklerini aşılıyor. “Tanrıya yakın olmak için, insanlara yakın ol.”

Öz Alıntıları - Sözleri

  • İnsalar, farklı grup ve kabilelere bölünmüştür ve ülkelere ve şehirlere aittirler. Ama ben kendini tüm topluluklara yabancı bulur, hiçbir yere ait olmadığımı görürüm. Evren benim ülkem, insanlık ise kabilemdir.
  • Cahil uluslar iyi adamlarını tutuklar ve onları zorbalara dönüştürürler.Ve gaddar bir hükümdar ile yönetilen bir ülke,insanlığını köleliğin pençesinden kurtarmak isteyenleri cezalandırır!
  • Bir kadının yüreği;savaş alanına çevrilen bir bahçe gibidir.Agaçlar köklerinden sökülür,çimler yanar,taşlar kan kırmızıya boyanır.İşte ozaman hiçbir şey olmamış gibi sakin ve durgundur.Çünkü ilkbahar ve sonbahar belirli aralıklarla gelir ve çalışmalarına baştan başlar.
  • Kadeh dudakları baştan çıkaramaz,şarabın rengi şeffaf kristalde görünmedikçe..
  • Tahtlarını korumak ve rahat etmek için,Araplarla savaşması için Dürzi'yi silahlandırdılar;Sünnilere saldırması için Şiileri kışkırttılar; Bedevileri öldürmeleri için Kürtleri cesaretlendirdiler; Hıristiyanları dışlamak için Müslümanları ayarttılar.Ne zamana kadar insan kendi kardeşini öldürmeye devam edecek?! Ne zamana kadar Tanrı'nın önünde Hac,Hilâlden ayrı tutulacak?!
  • Sevginin uzun dostluklardan ve azimli kurlardan doğduğuna inanmak yanlıştır. Sevgi, spiritüel bir yakınlığın kaynağıdır ve bu yakınlık bir anda oluşmadıkça, yîllarca, hatta nesillerce oluşmayacaktır.
  • "Hâlâ mağaralarda yaşayanlar olduğunu unutmamalıyız; mağaralar bizim yüreklerimizdir."
  • Düşmanım bana, "Düşmanını sev," dedi. Ben de sözünü dinledim ve kendimi sevdim.
  • '"Artık ölmeliyim, ruhum amacına ulaştı "
  • "İnsanlar salgın hastalıktan korku ve dehşet içinde, ama İskender ve Napolyon gibi yok edicilerden hayranlıkla söz ederler."
  • Çoğumuz sessiz isyanla geveze sunumlar arasında gidip geliriz.
  • "Eğer ödülse dinin amacı, eğer vatanseverlik kişisel çıkarlar demekse ve eğer eğitim ilerlemek içinse, o zaman inançsız, vatan haini ve cahil bir adam olmayı yeğlerim."
  • Fırtına konuştuğunda, hangimiz nehrin ilahisini dinler? https://youtu.be/cQCh-371KRs

Öz İncelemesi - Şahsi Yorumlar

"Tanrıya daha yakın olmak, insanlara daha yakın olmaktır." Kuşkusuz, yirminci yüzyılın çok saygı duyulan yazarlarından birisi olan; şair, filozof ve sanatçı kimlikleri ile de ön plana çıkmayı başarabilmiş Cibran'ı, öyle bir kaç satıra sığdırmayı biz sevenlerinin de istemeyeceği gibi zor olduğu su götürmez bir gerçek. Bu eserinin ilk incelemesi şerefine nail olmak da benim mutluluğum diyerekten ufak bir giriş yapmış olayım. Bilgeliği, zekası, duyarlılığı, gözlemleri, fikirleri, cana yakınlığı-can hıraşlığı, naifliği , sade ve anlamlı yazıları, çığır üstüne çığır açan felsefesi, engin görüşlülüğü, insanların doğasına dair düşünceleri vb.. birçok güzel ve nadide örnekliğiyle milyonları hayrete düşüren, kendine hayran bıraka bıraka gönüllülerimize tahtını kurmayı başarabilmiştir. Lübnan'da 1883 yılında doğmuş olup 1931 yılında vefat etmiştir.Kendi deyimiyle ; "Hayalleri ve arzuları olmayan efendilerdense, fark edilecek fikirleriyle mütevazıların arasında bir hayalperest olmayı yeğlerim." öyle de yapmıştır.. Gibran'n bizlere taşıdığı mesajlarının en bilindik özelliği tarzındaki basitliktir.Bu okuyucu kitlesine hitap noktasında hem faydalı hem de etkileyici olmuştur.Diğer özellikleriyle harmanlaması ona uluslararası bir ün kazandırmıştır.. Bu kitap, yirmi üç bölümden oluşuyor. Sözlerini, şiirlerini ve öykülerini bir araya getiriyor, eserin orijinal ismi "THE KAHLIL GIBRAN REDAER - INSPIRATIONAL WRITINGS" olup eser bire bir olarak çevirilmiştir. Sevgi, dostluk, güzellik, zenginlik, hüzün, fedakarlık, hayal , zaman, ruh, dünya, insanlık, hırs ve kader gibi çeşitli konulara değiniyor. Mesela onun için; "Sevme gücü, Tanrının insana en büyük hediyesidir. Çünkü seven insandan asla geri alınamaz." Sizler tarafından da okunup, bilahare daha etraflıca incelemerinizle birçok kişinin ellerine ulaşsın istiyorum. Bu zor yaşam şartları altında vermiş olduğumuz mücadeleler, meyus ve girift bir gençlik döneminden geçiyor olmamız, önemini yitirmiş olduğumuz ve halen yitiriyor olduğumuz tüm erdemler, türlü türlü arayışlar edindiğimiz lakin bir türlü tatmin olamadığımız, cevapsızlıklarla ve bekleyişlerle akıp giden merhametsiz zamanın eşliğinde, kalbimizi ve ruhumuzu unutarak yaşamak gerçekten çok üzücü bir durum.Bu kitabı senelerdir tekrar tekrar okumaya kendimi mahkum kılmam da bundandır."Bizler hala deniz kabuklarını incelemekle meşgulüz, sanki yaşam denizinden gün ve gecenin kumsalına vuran bir tek onlarmış gibi."okuyunca zaptedilemez bir duygu değişikliğine uğruyor insan, olaylara getirmiş olduğu yorumlarla insana farklı bir bakış açısı katıyor. Misal olarak " Ölüye duyduğumuz üzüntü, bir tür kıskançlık olabilir." demesiyle, insanın cevri dönüyor bir bakıma... Şimdi, bu incelemeye eklemeyi düşündüğüm yüzlerce sözü ve düşüncesi olan bir insanın derleme kitabı bahis mevzusuysa, küçük bir özeleştiri getirerek kısaltmalıyım incelemeyi. Ne demişler: "Söz kifayetsiz kalacaksa, susmalı insan..." "ÖZ" ve "GIBRAN" , Martin Wolf'un deyimiyle; "ölümsüz öğretileri, dünya tarihinde eşi benzeri olmayan -varsa da çok ender rastlanan- nadir ve ayrıcalıklı bir bilgelik ve tasavvuf aromasına sahiptir." Büyük bir çaresizlikle sonuçlanan bir analiz girişiminden sonra, önemli bir üniversitedeki bir grup araştırmacı ancak şunları söyleyebilmiş; " Gibran hiçbir zamana sığmayan gerçekleri, okura sanki sessiz bir ormanda yürüyüş yaptığını ya da serin bir nehirde yıkandığını hissetirecek şekilde yazar, ruhu sakinleştirir.Ama aynı zamanda ateş gibi ağır sözlerle de yazabilir." Ve o büyük "nasıl" sorusuyla bizleri de baş başa bırakıyor. Son olarak, Gibran'ın da dediği gibi; "Ben asla hatasız konuşmam, çünkü benim sözcüklerim soyut bir dünyadan, ifadelerim ise kaynaklardan gelir." Eksik, kusur varsa bana aittir. Mükemmel bir derleme olan bu kitabın, gerek içeriği, gerek yazarının kalitesine dayanarak gönül rahatlığıyla herkese tavsiye ediyorum. Keyifli okumalar, iyi arınmalar diliyorum. (Kyrios & Maldoror)

Şiir: Ruhum Bana Fısıldadı ….. Ruhum bana fısıldadı ve bana, Bilinmeyen ve Tehlike beni çağırdığında ‘’Hazırım’’ demeyi öğretti. Ruhum bana fısıldamadan önce, tanıdığım sesler dışında hiçbir sese yanıt vermez, kolay ve kısa yollar dışında hiçbir yolda yürümezdim. Şimdi Bilinmeyen, Bilinmeyene ulaşmak için üzerine binebileceğim bir ata dönüştü ve düzlükler, basamaklarına tırmandığım bir merdiven oldu. Ruhum benimle konuştu ve bana, ‘’Zamanı ‘Dün vardı ve Yarın olacak’ diyerek ölçme’’ dedi. Ve ruhum benimle konuşmadan önce, Geçmiş’i asla geri gelmeyen, Geleceği ise ulaşılamayacak bir devir olarak görürdüm. Şimdi, şu anın tüm zamanı içinde barındırdığını ve umut edilen, yapılan ya da fark edilen her şeyin bunun içinde olduğunu anlıyorum. Ruhum bana fısıldadı ve yeri ‘’Burada, şurada, orada’’ diyerek kısıtlamamı tavsiye etti. Ruhum bana fısıldamadan önce, yürüdüğüm her yerin, bir diğerinden uzakta olduğunu hissederdim. Şimdi neredeysem, onun, tüm yerleri ve yürüdüğüm mesafeleri, tüm mesafeleri içinde barındırdığını biliyorum. Ruhum bana fısıldadı ve bana, başkaları uyurken uyanık olmamı söyledi. Ve başkaları uyanıkken, uykuya teslim olmamı. Ruhum bana fısıldamadan önce, ne ben onların rüyalarını rüyamda görmüştüm, ne de onlar benim gördüklerimi. Şimdi onlar beni izlemedikçe rüyalarımın gemisiyle açılmıyorum ve onlar da ben onların özgürlüğüne katılmadıkça hayallerinin gökyüzüne uçmuyorlar. Ruhum bana fısıldadı ve ‘’övgüler seni mutlu, yermeler ise mutsuz etmesin’’ dedi. Ruhum bana fısıldamadan önce, çalışmalarımın değerinden şüphe ederdim. Şimdi, çiçeklerin Bahar’da açmak, Yaz’ın meyve vermek için övgülere ihtiyaç duymadıklarını anlıyorum ve yermelerden de korkmadan Sonbahar’da yapraklarını döküp Kış’ın çorak kalıyorlar. Ruhum bana fısıldadı ve bana bir cüceden daha çok, bir devden daha az olmadığımı gösterdi. Ruhum bana fısıldamadan önce, insanlığı ikiye ayırırdım; biri acıdığım zayıf insanlar, diğeri de takip ettiğim ya da meydan okuyarak direndiğim güçlü insanlar. Ama şimdi benim de onlar gibi olduğumu ve onlarla aynı maddeden yapıldığımı anlıyorum. Benim özüm onların özüydü, benim vicdanım onların vicdanı, benim görüşüm onların görüşü ve benim yolculuğum onların yolculuğu. Onlar günah işlerse ben de günahkarım. Onlar iyi olursa ben de iyilikleriyle gururlanırım. Onlar yükselirse ben de onlarla birlikte yükselirim. Onlar hareketsiz kalırsa, onların ataletlerini ben de paylaşırım. Ruhum bana fısıldadı ve şöyle dedi; ‘’Taşıdığın fener senin değildir, söylediğin şarkı senin yüreğinde bestelenmedi, çünkü ışığı sen bile taşısan, sen ışık değilsin. Ve tellerle gerilmiş bir saz bile olsan, sazı çalan sen değilsin’’ Ruhum bana fısıldadı kardeşim ve bana çok şey öğretti. Ve senin ruhun da sana fısıldadı ve çok şey öğretti. Çünkü sen ve ben biriz. Benim içsel benliğimdekileri bir an evvel açığa vurmamla senin kendi içindekileri bir sır gibi saklaman dışında, aramızda hiçbir fark yok. Ama senin mahremiyetinde de bir çeşit erdem var.’’ Halil Cibran (Rıdvan Tüzemen)

Kitabın Yazarı Halil Cibran Kimdir?

Cibran, 1883 yılında Osmanlı İmparatorluğu kontrolündeki Cebel-i Lübnan Mutasarrıflığı'nda Maruni bir ailenin çocuğu olarak doğdu. Ailesi ve kardeşleriyle 1895'de ABD'ye göç etti. Annesi terzi olarak çalışırken Boston şehrinde bir okula başladı. Cibran'ın yaratıcılığını fark eden öğretmeni Cibran'ı fotoğrafçı ve yayıncı F. Holland Day'le tanıştırdı. Gibran, Beyrut'taki Collège de la Sagesse'e kaydolmak için on beş yaşında ailesi tarafından memleketine geri gönderildi.

1904'te, Cibran'ın çizimleri ilk kez Boston'daki Day's stüdyosunda sergilendi ve Arapça ilk kitabı 1905'te New York'ta yayımlandı. Cibran, yeni tanıştığı hayırsever Mary Haskell'in mali yardımıyla 1908'den 1910'a kadar Paris'te sanat okudu. Oradayken, Jön Türk Devrimi'nden sonra Osmanlı İmparatorluğu'nda isyanı destekleyen Suriyeli siyasi düşünürlerle tanıştı; Gibran'ın aynı fikirleri ve aynı zamanda antiklerikalizmi dile getiren bazı yazıları, sonunda Osmanlı yetkilileri tarafından yasaklanacaktı.

Eserleri ve düşünceleri dünya üzerinde geniş yankı uyandırdı. Şiirleri yirmiden fazla dile çevrilmiş olan Cibran aynı zamanda başarılı bir ressam idi. Resimlerinin bazıları günümüzde dünyanın birçok şehrinde sergilenmektedir.

Yaşamının yaklaşık son yirmi yılını ABD'de geçiren yazar, ölümüne kadar kaldığı bu ülkede eserlerini İngilizce yazmıştır.

Halil Cibran'ın en ünlü eserlerinden biri olan ve ilk kez 1923 yılında basılan Nebi adlı eseri, toplam 26 adet şiirden oluşan bir karma şiir denemeleri kitabıdır. El Mustafa adındaki bir kahinin 12 sene kaldığı Orphalese şehrinden ayrılıp evine gitmek üzereyken bir grup halk tarafından durdurulması ve ana kahraman ile halk arasında insanlık ve hayatın genel durumu hakkında geçen konuşmalar kitabın kendisini oluşturmaktadır. Cibran'ın bu kitapta El Mustafa isimli şahsa verdiği bu isimle peygamber Hz. Muhammed'i işaret ettiğini iddia edenler vardır. Fakat kitaptaki metinler çoğunlukla Matta'ya göre İncil'in 5. bölümünde yer alan İsa'nın Dağdaki Vaaz'ıyla içerik ve üslup açısından benzerlik ve paralellik gösterir. Yazarın İnsanoğlu İsa adlı kitabındaki çalışmalar da dikkate alınırsa El Mustafa'nın Meryemoğlu İsa Mesih olabileceği iddiaları daha da güç kazanmaktadır. Ermişin Bahçesi Halil Cibran'ın Ermiş kitabının devamı niteliğindedir. Türkçeye çevirisi R.Tanju Sirmen tarafından yapılmıştır. Yayın yılı 1999.

Halil Cibran Kitapları - Eserleri

  • Ermiş
  • Fırtınalar
  • Ermişin Bahçesi
  • Asi Ruhlar
  • Kum ve Köpük
  • Aforizmalar

  • Vadinin Perileri
  • Rüzgar Gülü
  • Gönlün Sırları
  • Bilgelik Kitabı
  • Bütün Eserleri - 2
  • Bütün Eserleri - 1
  • İnsanlık Yalnızlığında Oturur

  • Umutsuz Aşık
  • Bilgelik ve Erdem
  • Bir Gözyaşı ve Bir Tebessüm
  • Mezarlar Ne Söyler?
  • Haberci
  • Aşk Mektupları
  • Meczup

  • Bir Ozanın Ölümü Onun Yaşamıdır
  • Gezgin
  • Kendimle Konuşmalar
  • İnsanoğlu İsa
  • Lazarus ve Sevgilisi
  • Dost Mektupları
  • Sevgili Ermiş

  • Kabuklar ve Özler
  • Yeryüzü Tanrıları
  • Cibran Neden Evine Gidemedi?
  • Ermiş - Gezgin
  • Gece ile Sabah Arasında
  • Usta'nın Sesi
  • Derin Akıl ve Derin Yürek

  • Bütün Eserleri
  • Öz
  • Kırık Kanatlar
  • Musiki
  • Sus Kalbim
  • Ben Bir Sisim
  • Kum ve Köpük - Avare

  • Şeytan
  • Seçme Eserleri
  • Medcezir
  • Cibran'ca 3: Şeytan - Deli
  • Kafir Halil
  • Reenkarnasyon Öyküleri
  • Gavur Halil - Deli

  • Felsefi Öyküler
  • Halil Cibran Seti
  • Bütün Şiirler ve Şiirsel Yazılar
  • Şairin Ölümü Hayatıdır
  • من به خوشبختی شما اهمیت می دهم
  • Vadinin Perileri

Halil Cibran Alıntıları - Sözleri

  • Binlerce ifadeye ev sahipliği yapan bir yüz de gördüm, kalıptan çıkmış gibi tek bir ifade barındıran yüz de. (Meczup)
  • Biz çok ekeriz, biçtiğimiz ise hiçtir . (Vadinin Perileri)
  • "Yalnızlığımın ötesinde başka bir yalnızlık var içimde ve orada oturan için benim tek başınalığım kalabalık bir pazar yeridir ve sessizliğim seslerin bir karmaşasıdır." (İnsanlık Yalnızlığında Oturur)
  • Bunlar kelimelere dökülenlerdi. Fakat kalbindeki pek çok şey, söylenmemiş olarak kaldı. Çünkü en derin gizemini açıklayamazdı… (Ermiş - Gezgin)
  • Fırtınalar ve karlar çiçekleri öldürebilir fakat çiçek tohumlarını öldüremezler. (Mezarlar Ne Söyler?)
  • - Nereye ilkbaharım, nereye? (İnsanoğlu İsa)

  • Dün, hayat dairesinde kararsızca dalgalanan bir zerreymişim gibi gelirdi bana. Oysa bugün, çok iyi biliyorum ki o dairenin kendisiyim. Ve düzenli zerreleriyle hayat, bütünüyle bende devinmektedir. (Ben Bir Sisim)
  • Ve zaman da, tıpkı sevgi gibi bölünemez ve ölçülemez değil midir? (Derin Akıl ve Derin Yürek)
  • “Bir kadını anlayabilecek veya bir dahiyi açıklayabilecek veya bilimin sırrını çözümleyebilecek biri işte o kişidir, güzel bir düşten uyanıp, bir kahvaltı sofrasına oturan.” (Kum ve Köpük)
  • "Acılarınızın çoğu sizin tarafınızdan seçilmiştir." (Bilgelik Kitabı)
  • Delillerimi dinleyin. Acımayın, fakat adaletli olun. Çünkü şefkat zayıf günahkarlar içindir. Adaletse masum insanların isteğidir. (Gavur Halil - Deli)
  • Bu, ölümün pençeleri arasındayken hayata döndüğünü hisseden bir insanın, ümitsizliğe düştükten sonra ümitlenen kişinin bakışıydı. (Kafir Halil)
  • Bizler bu dünyaya aşağılık birer sürgün olarak gelmedik. Aksine hayatın güzelliklerini, gizemlerini öğrenmek, ölümsüz evrensel ruha ibadet etmek ve bedenlerimizin sırlarını araştırmak için cahil birer çocuk olarak geldik. (Mezarlar Ne Söyler?)

  • "Her birimizin bir yerlerde mutlaka dinlenecek bir yerleri olmalı, sevgili Mary. Benim ruhumun dinlenme yeri, içinde senin üzerine edindiğim bilginin yaşadığı güzel bir koruluk." (Sevgili Ermiş)
  • Cehalet ise bir zencinin teninden daha siyahtır. Sizler,zulüm ve zorbalığa tamamen teslim olmuşsunuz. (Asi Ruhlar)
  • Kimimiz mürekkep gibidir, kimimiz kâğıt. Bazımızın siyahlığı olmasa, beyazlık sağırlaşırdı. Ve bazımızın beyazlığı olmasa, siyahlık kör olurdu.. (Halil Cibran Seti)
  • "Hatırlamada mesafeler yoktur; sadece farkında olmadan ne sesinin ne de gözlerinin daraltacağı bir uçurum vardır." (Bütün Eserleri - 1)
  • Bilmez misin ki ruhun, hayalinde aşamayacağı hiçbir uzaklık yoktur? Ve bu uzaklığı aştığın zaman ruh bir uyuma kavuşur. (Ermişin Bahçesi)
  • *İnsanın hayal gücü ile hedefledikleri arasında bir uçurum vardır. Ve bu uçurum ancak tutkuyla aşılabilir. (Bütün Eserleri - 1)
  • " Ne kadar yaşam eder bu para! " (Rüzgar Gülü)

Yorum Yaz