diorex
Dedas

Özgürlüğe Kaçışım - Aliya İzzetbegoviç Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Özgürlüğe Kaçışım kimin eseri? Özgürlüğe Kaçışım kitabının yazarı kimdir? Özgürlüğe Kaçışım konusu ve anafikri nedir? Özgürlüğe Kaçışım kitabı ne anlatıyor? Özgürlüğe Kaçışım PDF indirme linki var mı? Özgürlüğe Kaçışım kitabının yazarı Aliya İzzetbegoviç kimdir? İşte Özgürlüğe Kaçışım kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 01.07.2022 19:00
Özgürlüğe Kaçışım - Aliya İzzetbegoviç Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Aliya İzzetbegoviç

Çevirmen: Hasan Tuncay Başoğlu

Yayın Evi: Klasik Yayınları

İSBN: 9789758740215

Sayfa Sayısı: 416

Özgürlüğe Kaçışım Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Bosna'nın özgürlük mücadelesiyle özdeşleşen Aliya İzzetbegoviç, siyasi bir figür olmanın yanında aynı zamanda çok önemli bir düşünür de. Onun eylemci kişilğinin yanı sıra kendisini ele veren bilge kişiliği, öncülük ettiği özgürlük mücadelesinin karakterini belirlemiştir.

Bu kitap, Aliya İzzetbegoviç'in bilge kişiliğinin billurlaştırdığı düşünce yoğunluklu metinlerden oluşmaktadır. Kısa ancak yoğun ve çarpıcı notlarda kendisini ele veren fikri derinlik, onun tarih kurucu kişiliğinin entelektüel boyutu hakkında zengin ipuçları vermektedir.

Özgürlüğe Kaçışım Alıntıları - Sözleri

  • “ Gerçek insan kendi insani görevini yerine getirir veya bu görevi yerine getirmek için çabalar. İnsani dediğimiz şeyin başı da sonu da bundan ibarettir. Bu görevi ise genelde herkes kendine göre anlar. Din ve ahlak bu görevin nesnelleştirilmesi, belirlenmesi ve öznelliğin azaltılması çabasıdır. Bu her zaman, salt biyolojik durumdan öte bir şey olmuştur. Zira hayvan da yaşar. İnsan ise gerçekten insan olabilmek için biyolojik hayattan fazlasına ihtiyaç duyar. Bu, nasıl yaşanır değil; neden yaşanır meselesidir.”
  • "Devlet adamı devleti düşünür, politikacı ise sonraki seçimleri."
  • Sinekleri öldürmekle uğraşma, bataklığı kurut!
  • Allah'ım sen beni dürüst fakat kalpten yoksun düzgün insanlardan koru. (Allah'ım, beni onların kalpsiz dürüstlüğünden koru.)
  • Aynı anda hem istediğimiz hemde nefret ettiğimiz tek bir şey vardır: Yaşlılık
  • Herhangi bir özelliğiyle övünen insan hakkında İspanyol bir atasözü şunu söylüyor:"Takırdayan nalda bir çivi eksiktir."
  • Ne olursan ol fakat sonuna kadar kendine sadık ol.
  • Hayat tehlikeli bir şeydir.Yaşamanın bedeli güvensizliktir.
  • Sadece ölenler ile asla doğmayacak olanlar mutlak anlamda güvendedirler.
  • Daha büyük refah içinde yaşadıkça neden daha memnuniyetsiz oluruz? Pesimist felsefe neden refah seviyesinin yüksek olduğu bölgelerde ortaya çıkar? Konforun insana olan etkisi neden olumsuzdur?
  • Bazı işler için artık ne zamanım var, ne de bilgim ve gücüm.
  • Kötülük hayatın olmazsa olmaz şartıdır.Kötülük olmasa, ahlâki entropi, yani yok oluş durumu hasıl olurdu.
  • Hayatın anlamını kaybetmişsem ölmeliyim.
  • Tüm bunlara dayanmamın sebebi var. Bu, tek ama yeterli bir sebep: Mecburum
  • "Hayat kazananın olmadığı bir oyundur... İman edenler ve Salih amel işleyenler müstesna..."(Asr suresi)

Özgürlüğe Kaçışım İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Aliya bu kitabını Foça hapishanesinde kalırken kaleme almış . Düşüncelerini yazarken kendini ruhen özgür hissettiği için kitabın ismini bu şekilde koymuş . Bende bu kitabı askerde iken okudum . Özgürlüğe kaçmak için . :) Bir adamın bu kadar özlü söz söyleyip , yaşadıkları ile de yazdıklarını onaylaması taktire şayan . Günümüz Müslümanlarının birçok Aliya'ya ihtiyacı olduğunu her geçen gün daha net görüyoruz . (Talha)

Aliya İzzetbegoviç' in hapis hayatı sıralarında kaleme aldığı kendi hayatından parçaları, düşünceleri ve görüşlerini imkan dahilinde yansıtabildiği notlardan oluşan bu kitabımızı sadece edebi açıdan değerlendirmek bir hayli yanlış olacaktır. Kaldı ki bence fikirlerinden dolayı hüküm giymiş bir yazarın yine mahkum olduğu dört duvar arasından dünyaya sızabilmesi de azımsanmayacak bir edebi başarıdır. Bu kitapta olmayan ancak çok beğendiğim bir İzzetbegoviç sözüyle bitiriyorum yazımı. Der ki: "Okumak, özgürlüğe uçmaktır." (MK TURGUT)

Özgürlüğe Kaçışım: 8/10 1. Aliya İZZETBEGOVİÇ, “konuşamadığı ve fakat düşünebildiği, bu imkanı sonuna kadar değerlendirmeye karar verdiği” hapishane sürecinde aldığı notları bu kitap içerisinde derlemiş. Özgürlüğe kaçış yolu olarak gördüğü bu metinler, ifadeler, yazılar günümüz algısına göre birer “tweet” şeklinde kabul edilebilir. 2. Kolay okunacak bir kitap değil. Düşünce kitabı olduğu için çoğu kimseye, bana geldiği gibi, ağır gelebilir. Sakin bir dönemde, bölüm bölüm aylara yayarak okumak gerekiyor. Aliya okumaya başlanacak ilk kitap, bu değil. Ama elinizin altında bulunsa, zaman zaman başvurabileceğiniz bir düşünce kitabı. 3. Yazarın, kitapta ilk cümlesi, “Yaşama nedenlerimi kaybettiğimde öleceğim.” şeklinde. Böylece her şeyin, hapishanede oluşunun, hayatının bir nedeni olduğunu vurgulayan yazar her nedenin, her yaşamın bir sonu olduğunu, ikinci cümlesinde de, bu nedenlerin geçici değerler olamayacağını özellikle ifade ediyor. 4. Aliya, özellikle okuduğu kitaplardan, gazetelerden alıntılar yaparak çeşitli meseleler üzerinde görüşünü beyan ediyor. 5. “İçimde nefret değil, burukluk var.”, s. 15. 6. “Tüm bunlara dayanmamın bir sebebi var. Bu, tek ama yeterli bir sebep: Mecburum”, s. 17. 7. “Taklit etmek kabul etmenin en bariz biçimidir.”, s. 21. 8. “İnsanın bildiği, hissettiği veya yaşadığı en derin en kapsamlı hikmet bile dile geldiğinde düşünceye dönüşür, düşünceye indirgenir. Düşünce ise tanımı itibarıyla tek boyutludur. Kaçınılmaz insani sınırlar ya da idrakin, beyanın ve insan iletişiminin sınırlarıdır bunlar.”, s. 21. 9. “İyimserlik bazen kulağa alaycı geliyor”, s. 63. 10. “Yanlış zamanda haklıydım”, s. 70. 11. “Müslüman Doğu’daki bütün okullarda ‘eleştirel düşünme’ dersini mecburi kılardım. Batı’nın aksine Doğu, bu katı okuldan geçmemiştir ve mevcut pek çok zaafının kaynağı da budur.”, s. 191. 12. “Boğazına kadar geldiğinde suyu dalgalandırmak makbul bir iş değildir.”, s. 222. ... (Mehmet Nacak)

Özgürlüğe Kaçışım PDF indirme linki var mı?

Aliya İzzetbegoviç - Özgürlüğe Kaçışım kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Özgürlüğe Kaçışım PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Aliya İzzetbegoviç Kimdir?

Alija İzetbegović (Boşnakça söyleyişi: [alija izɛtbɛɡɔʋitɕ]; d. 8 Ağustos 1925 - ö. 19 Ekim 2003), Boşnak devlet adamı ve bağımsız Bosna-Hersek'in ilk cumhurbaşkanı.

Doğumu ve Yetişmesi

Alija İzetbegović, 1925'te bugün Bosna-Hersek'in kuzeybatısında bulunan Bosanski Samac kasabasında Dünya'ya geldi. Ailesi İslâmi duyarlılığa sahip bir aileydi. Ancak İzetbegović, İslam karşıtı ve Müslümanları Avrupa'ya dışarıdan girmiş kimseler olarak gören bir çevrede yetişti. Saraybosna'da bir Alman lisesinde eğitim gördü. Bilime önem veren ve disiplinle çalışan bir öğrenci olarak tanındı.

Lise çağında üstün kabiliyetleriyle ve İslami konulara ilgisiyle öne çıktı. O dönemde bazı arkadaşlarıyla birlikte dini konuları tartışmak amacıyla Mladi Muslimani (Müslüman Gençler Kulübü) adını verdikleri bir kulüp kurdu. Bu kulübü kurduğunda henüz 16 yaşındaydı, fakat oldukça etkin ve üretken bir düşünce kabiliyetine sahip olduğu gözleniyordu. Bu yüzden kurduğu kulüp bir düşünce kulübü olmaktan çıkarak aktivite kulübüne dönüştü. Dolayısıyla birtakım eğitim ve hayır faaliyetlerine öncülük etmeye başladı. Ayrıca genç kızlar için de ayrı bir birim oluşturdu. İkinci Dünya Savaşı esnasında da ihtiyaç sahiplerine yardım etti.

II. Dünya Savaşı Yılları

İzetbegović'in kurduğu Müslüman Gençler Kulübü oldukça önemli faaliyetler gerçekleştirdi. İkinci Dünya Harbi esnasındaki faaliyetleriyle de herkesin dikkatini çeken gözde bir oluşum hâline geldi. Ancak bu savaş esnasında tüm Yugoslavya, Almanların işgaline uğramıştı. Bu savaş esnasında Sırp Çetnikler Alman askerlerinin de desteğinden yararlanarak Bosna'da 100.000 Müslüman'ı öldürdüler.

Komünist Rejim

13 Ocak 1946'da Yugoslavya yeniden bağımsızlığına kavuştu. Ancak bu bağımsızlık hareketinde Komünist Parti yanlıları önemli bir rol üstlendiklerinden bağımsızlık sonrasında da ülkede yönetimi ele geçirdiler. Ülkenin resmi statüsünü de federal cumhuriyetler birliği olarak belirlediler. Buna göre Yugoslavya altı federal cumhuriyet ile iki özerk bölgeden oluşacak, cumhuriyetlerden biri de Bosna-Hersek Cumhuriyeti olacaktı.

Komünist rejimin ülke yönetimini ele geçirmesiyle birlikte dinlere özellikle de İslam'a karşı bir savaş başladı. İzetbegović, İslami faaliyetleriyle tanındığından ve ateizme karşı olduğundan komünist baskının en önemli hedeflerinden biriydi. Bu sebeple 1949'da İslamcılık suçlamasıyla hapse girerek beş yıl hapis cezası çekti.

İzetbegović'in sıkıntıları 1953'te iktidara gelen Tito zamanında daha da arttı. Fakat o bütün baskılara rağmen İslami konularda kafa yormaya, fikirler üretmeye, etrafını aydınlatmaya devam ediyordu. Bu arada sistemin Müslümanların meseleleriyle ilgilenmesi üzere görevlendirdiği Hasan Duzu ile ilişki kurarak onunla irtibat halinde çalışmalar yürütmeye başladı.

Tito'nun 1974'te yeni bir anayasa hazırlamasından sonra yönetim Müslümanlar üzerindeki baskıyı kısmen hafifleterek bazı geleneksel İslami kurumların yeniden işlev kazanmasına imkân sağladı. Bu yumuşama üzerine bazı camiler ve medreseler yeniden açıldı. Küçük çapta da olsa bir yumuşamayla bazı dini kurumların yeniden hayata geçirilmesi Müslümanlar arasında hızlı bir İslami uzlaşıya zemin hazırladı.

İzetbegović'in İslami Manifestosu

1980'de Tito ölünce federasyon cumhurbaşkanlığı konusunda bir anlaşmazlık ortaya çıktı. Bunun üzerine altı federal eyaletin her birinin cumhurbaşkanının sırayla bir yıl federasyon cumhurbaşkanlığı yapması üzere anlaşma sağlandı. Bu gelişmeyle birlikte ülkede kısmen bir demokratikleşme sürecine girilmiş oldu. Çünkü federal eyaletlerde yönetime geçmek isteyenler siyasal partiler vasıtasıyla faaliyetler yürütebiliyorlardı. Buna bağlı olarak hürriyetlerde de bir genişleme oldu. İzetbegović'in oğlu bu ortamdan yararlanarak babasının makalelerini bir kitapta toparlayıp, 1983'te "İslami Manifesto" adıyla yayınladı. İzetbegović'in daha önce 1970'te de bu adla bir kitabı yayınlanmıştı. 1983'te söz konusu kitabın yayınlanması epey bir yankı uyandırdı. Hâkim sistem bu gelişmeye tahammül edemeyerek İzetbegović'i Avrupa'nın ortasında radikal İslami bir cumhuriyet kurmak için çalışmakla suçladı ve tutuklattı. İzetbegović, mahkeme önüne çıkarılıp 'hakim sistemi değiştirmek ve Bosna-Hersek'i İslami devlete dönüştürmek için çalışmak'la itham edildi ve yargılamadan sonra 14 yıl hapis cezasına mahkum edildi. Fakat bu mahkumiyet onun kitabının bütün Bosna'da duyulmasını ve tesirini göstermesini sağladı. Müslümanlar muhtelif yollarla onun söz konusu kitabını temin etmeye çalışıyorlardı. Kitabın yazarının bu kitaptan dolayı hapiste olması okuyanların ruhlarındaki tesirinin daha da artmasına sebep oluyordu.

Hapis Yılları

Yargıtay kararıyla daha sonra mahkûmiyet süresi 11 yıla indirildi. 1988'de çıkarılan bir afla da serbest bırakıldı.

Beş yıllık hapis süresi (1983-1988) İzetbegović'in hayatında önemli etkiler yaptı. Hapiste düşünmeye, fikir üretmeye, daha önce üretilmiş fikirlerden istifade etmeye çokça fırsat buldu. Bunun yanı sıra önemli bir fikri eserinden dolayı hapse atılması olması, onun fikirlerinin çevrede daha çok yankı uyandırmasına sebep oldu. Ayrıca onun hapiste olduğu dönemde yıllarını verdiği "Doğu ve Batı Arasında İslam" adlı meşhur kitabı yayınlandı. Bu kitabını bir arkadaşı neşretti ve çok kısa zamanda geniş bir kitleye ulaşarak büyük yankı uyandırdı. İzetbegović, bu kitabıyla İslam'ı sade ve öz bir şekliyle yetişen nesillere kazandırmayı hedefliyordu.

Siyasi Mücadele

Alija İzetbegović'in 1997 yılındaki Amerika Birleşik Devletleri ziyareti

İzetbegović, hapisten çıktığında Dünya'da komünist rejimler çöküş dönemine girmişti. Yugoslavya'da da eski federatif yapının korunması konusunda çok fazla bir duyarlılık kalmamıştı. Bunun yerine bağımsızlık yanlısı fikirler etkisini göstermeye başlamıştı. Ayrıca eyaletlerde yönetime geçme konusunda etkin siyasi yarışlar başlamıştı. Alija İzetbegović de Bosna-Hersek Özerk Cumhuriyeti'nde Demokratik Eylem Partisi (SDA) adı verilen bir siyasi parti kurdu. Bu parti Bosna-Hersek'te 5 Aralık 1990'da gerçekleştirilen genel seçimleri kazanarak lideri Alija İzetbegović cumhurbaşkanı oldu. Bu seçim SDA'nın girdiği ilk seçim olmasına rağmen büyük bir başarı elde etti ve cumhurbaşkanlığını kazanmasının yanı sıra parlamentoda da 86 sandalye elde etti.

Bağımsızlık Dönemi

1990'lı yıllara girildiğinde Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti içinde bir bağımsızlık hareketi baş gösterdi. Özerk cumhuriyetler birbiri ardından bağımsızlıklarını ilan ediyor ya da bu yönde niyetlerini ortaya koyuyorlardı. Bosna-Hersek de 1 Mart 1992'de gerçekleştirdiği referandum sonrasında bağımsızlığını ilan etti. Çünkü yapılan referandumda halkın % 62,8'i bağımsızlığı tercih etmişti. Ancak Sırplar hemen arkasından Bosna-Hersek yönetiminde söz sahibi olan Müslümanlara karşı savaş açarak yeni bir katliam hareketi başlattılar. Hırvatistan ve Slovenya'nın bağımsızlık mücadelesine destek olan Avrupa ülkeleri ve ABD ise Bosna-Hersek'i Sırp saldırıları karşısında yalnız bıraktılar. Bosna-Hersek Müslümanlarını en çok sıkıntıya sokan da, Avrupa'nın üçüncü büyük ordusu Yugoslavya Federal Ordusu'nun Sırp çetnikleriyle birlikte hareket etmesi, onlara destek vermesiydi. Müslümanlarsa herhangi bir askeri destekten yoksun ve silah yönünden çok zayıftılar. Sonuçta Sırplar Bosna-Hersek'in önemli şehirlerini işgal ettiler. Bu işgal hareketi bir milyona yakın Müslüman'ı göçe zorladı. Sırplar işgal ettikleri yerlerde hem katliam hem de yıkım gerçekleştiriyorlardı. Özellikle camileri ve İslami izler taşıyan tarihi eserleri yıkmaya özen gösteriyorlardı.

Bosna-Hersek meselesinin çözümü için değişik tarihlerde gerçekleştirilen görüşmeler ve arabuluculuk çalışmaları da bir sonuç vermedi. 1994'ün sonuna gelindiğinde Bosna-Hersek'teki iç savaşın aldığı can sayısı 250.000'i, göçe zorladığı insan sayısı ise 1 milyonu aşmıştı.

Bosna-Hersek Cumhuriyeti cumhurbaşkanı Alija İzetbegović çok büyük askeri güce ve imkana sahip olan Sırplarla, her türlü askeri imkandan yoksun ve hiçbir dış desteğe sahip olmayan Bosna-Hersek halkını karşı karşıya getirmemek için önce oldukça temkinli bir politika izledi.

Dayton Anlaşması

Bosna-Hersek Müslümanlarının direnişlerine Müslüman halklar grubu sahip çıktı. İslam dünyasının muhtelif bölgelerinden gençler direnişçiler soykırıma dur demek için bu ülkeye gitti. Direniş ve savaş aynı zamanda Bosna-Hersek Müslümanları arasında İslami bilinçlenmenin artmasını da sağladı. Ancak ülke yönetimleri Bosna-Hersek Müslümanlarını büyük ölçüde yalnız bıraktılar. Buna ek olarak Avrupa ve ABD, ezilen ve katliamlara maruz kalan Bosna-Hersek halkına hiçbir şekilde destek çıkmadı. Katliamın son raddesine vardığı sırada da Sırpların isteklerini kabul etmeleri için Müslümanlara baskı yaptılar. İşte bu siyasi baskılar ve eşit olmayan savaş şartları karşısında İzetbegović, önüne konulan anlaşmayı kabul etmiştir. Çünkü savaşın devam etmesi Bosna Müslümanlarının tam bir soykırımla karşı karşıya gelmeleri gibi sonucun doğmasına sebep olabileceğini düşünüyordu. Neticede 1995'te ABD tarafından dayatılan Dayton Anlaşması'nın imzalanmasıyla savaş sona erdi. Anlaşma Bosna-Hersek topraklarının % 51'ini Müslümanlara ve Hristiyan Hırvatlara, % 49'unu da Bosna-Hersek Sırplarına (veya bu ülkeye yerleşmiş Sırplara) veriyordu. Yönetimin de bu üç halk arasında paylaşılmasını şart koşuyordu. Anlaşmayla Amerika Birleşik Devletleri, aynı zamanda Müslümanlara ellerindeki silahları imha etmelerini ve ABD patentli silahları, yedek parçasız bir şekilde satın almalarını şart koştu.

Bosna-Hersek Savaşı, ABD ve Avrupa'nın haçlı kimliğini bir kez daha gözler önüne sermiştir. Bunu bizzat Avrupalı tarihçiler ve yorumcular da itiraf etmiş ve bu savaşta Batılıların 19. yüzyıldaki sömürgeci kimliklerine geri döndüklerine dikkat çekmişlerdir.

Aliya İzzetbegoviç Kitapları - Eserleri

  • Özgürlüğe Kaçışım
  • Tarihe Tanıklığım
  • İslami Yeniden Doğuşun Sorunları
  • Doğu Batı Arasında İslam
  • Köle Olmayacağız
  • Konuşmalar
  • İslam Deklarasyonu
  • Kendi Kaleminden Aliya İzzetbegoviç
  • Geleceği Yenilemek
  • Bosna Mucizesi Konuşmalar
  • İslami Yeniden Doğuşun Meseleleri
  • Aliya İzzetbegoviç Serisi
  • Islam Between East and West

Aliya İzzetbegoviç Alıntıları - Sözleri

  • İslami yeniden doğuş, Müslüman kadınlara ne kadar yardımcı olursa, Müslüman kadınlar da bir o kadarını ve daha da fazlasını İslami yeniden doğuş için yapacaklardır. (İslami Yeniden Doğuşun Meseleleri)
  • Devrimler bazen bir milletin bilgeliğini, bazen de kendine ihanet ettiğini gösterir. (İslam Deklarasyonu)
  • Çocukluk, insanoğlunun yeşerdiği tohumdur. (Bosna Mucizesi Konuşmalar)
  • All man's failures are either because of the religious denial of man's biological needs or the materialistic denial of man's spiritual desires. (Islam Between East and West)
  • Bir ulus savaşın pençesinde inlerken bir soru kaçınılmazdır: Önlenebilir miydi? Bu örnekte cevap: Slovenya ve Hırvatistan ayrılıncaya dek önlenebilirdi; sonrasındaysa önlenemezdi. Bu ikinci cevap sadece kısmen doğrudur. Bu iki cumhuriyetin önceki ortak devletten ayrılmalarından sonra bile barış korunabilirdi fakat yalnızca kapitülasyon koşuluyla. Bosna ve Boşnaklar açısından bu, Büyük Sırbistan'ın parçası haline gelmek ve Karadzic ve Milosevic'in mutlak ve değiştirilemez otoritesini kabul etmek anlamına gelecekti. Ve kölelik bütün sonuçların en kötüsüdür, savaştan bile daha kötüdür. (Tarihe Tanıklığım)
  • Ümit en son ölen şeydir (Geleceği Yenilemek)
  • Politikada gerçekten de kurtlar kanunu geçerli, merhamet yok, hakikatler yok. Sadece hedef var. (Tarihe Tanıklığım)
  • Fitne, esaret ve adaletsizlik dolusu olan bir dünyada, gençliğe sakınmasını, sakin olmasını, itaat etmesini öğütlemek aynı zamanda kendi halkının ezilmesi ve esir edilmesinde ortak olmak değil midir? (İslami Yeniden Doğuşun Sorunları)
  • Sırf İslam dünyasında karşımıza çıktı diye karşılaştığımız her şeyin İslami, yani Kur’an’ın prensipleri olduğunu zannetmekten daha büyük bir yanılgı olamaz (İslami Yeniden Doğuşun Meseleleri)
  • Man's dignity could not be dicovered by biology, psychology, or by any other science, Man's dignity is a spiritual question. After "objective observations," it is easier for science to confirm the inequality of man , and so, "scientific racism" is quite possible and even logical. (Islam Between East and West)
  • İnsan toplumunun düzeni her şeyden evvel insan terbiyesi meselesi olarak durmaktadır. (İslami Yeniden Doğuşun Sorunları)
  • Hayatın anlamını kaybetmişsem ölmeliyim. (Özgürlüğe Kaçışım)
  • "Devlet adamı devleti düşünür, politikacı ise sonraki seçimleri." (Özgürlüğe Kaçışım)
  • Din ahlaktır onu hayata geçirmek ise terbiyedir. (Köle Olmayacağız)
  • "İslam kadını alçaltmıyor. Ama siz anneliği alçaltıyorsunuz." (İslami Yeniden Doğuşun Meseleleri)
  • '' Eğer önünüzde iki yol varsa, siz zor olanını tercih ediniz, bu her zaman iyidir..'' (Konuşmalar)
  • Güçlü olmalıyız; fakat Kudüs yarın sadece Müslümanların olsun diye değil tekrar herkese açık hale gelsin ve insanlığın üç büyük nehrinin aktığı berrak bir kaynak olarak kalsın diye. (İslami Yeniden Doğuşun Meseleleri)
  • Şimdiye kadar başkaları sebebiyle uğradığımız zarar ve hüsranlardan bahsettik. Sıra kendi kendimize verdiğimiz zarar ve hüsranlardan bahsetmeye geldi. Bu bizim olgunluğumuzun başlangıcı olacaktır. (Geleceği Yenilemek)
  • Ruh ebedidir;insan ise,zamanla sınırlanmıştır. Ve bu zaman içinde ihmal edilemeyecek bir vazifesi vardır. (Doğu Batı Arasında İslam)
  • mark ve doların parmaklarına çok kolay yapıştığı insanlardan uzak durun (Köle Olmayacağız)

Yorum Yaz