diorex
Dedas

Pancarcı Çocuk - Samed Behrengi Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Pancarcı Çocuk kimin eseri? Pancarcı Çocuk kitabının yazarı kimdir? Pancarcı Çocuk konusu ve anafikri nedir? Pancarcı Çocuk kitabı ne anlatıyor? Pancarcı Çocuk PDF indirme linki var mı? Pancarcı Çocuk kitabının yazarı Samed Behrengi kimdir? İşte Pancarcı Çocuk kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 23.03.2022 04:00
Pancarcı Çocuk - Samed Behrengi Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Samed Behrengi

Çevirmen: Öner Ciravoğlu

Yayın Evi: Özyürek Yayınevi

İSBN: 9789754761856

Sayfa Sayısı: 48

Pancarcı Çocuk Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Bundan epey bir yıl önce, köyün birinde öğretmenlik yapıyordum.

Okul köyün ta öteki ucunda tek katlı, tek odalı bir yapıydı. Bu tek sınıflı okul bir tek pencereliydi.

Otuz iki öğrencim vardı. Bütün sınıflar aynı odada ders yapıyorduk. Birinci sınıf on beş öğrenciden, ikinci sınıf sekiz öğrenciden, üçüncü sınıf altı öğrenciden ve dördüncü sınıf ise sadece üç öğrenciden oluşuyordu.

Okula biraz geç atanmıştım. Bu yüzden çocuklar bir süre öğretmensiz kalmışlardı. Beni karşılarında görünce pek sevindiler.

Sevindiler ama, çocukları toplamak birkaç günümü aldı. Kimi halı atölyelerinde çalışıyor, kimi otlaklarda hayvan otlatıyor veya şurada burada zaman öldürüyordu. Hepsini toplayıp getirdim okula.

Köyde bir halı atölyesi vardı. Sahibi, Guli adında bir zengindi. Hacıydı.

Pancarcı Çocuk Alıntıları - Sözleri

  • Evet, ben bir erkek değilim kadınım. Ama bir ülkenin kralı olmam için erkek olmam gerekiyordu. Babamın hiç erkek çocuğu yoktu ben de yönetmeye kabiliyetli bir kadınım ama sırf kadın olduğum için beni yönetici yapmayacaklardı. Ben de erkek kılığına girdim.
  • " Keklik gibi başını kara sokmuşsun , çevreni görmüyorsun. Gerçeklerden haberin yok . "
  • Bunca fırsatı tepen adamdan başka ahmak nerede bulacaktı ki.
  • "Şu kar tanesi dile gelip bana başından geçenleri bir anlatabilse,
  • " Siz kendiniz soysanız daha iyi olur beyefendi , " dedi. " Ellerimiz kirli... Ne de olsa köylüyüz biz.. Kent görmedik. Yolunu yordamını bilmeyiz belki... "
  • "Ellerimiz kirli... Ne de olsa köylüyüz biz... Kent görmedik. Yolunu yordamını bilmeyiz belki..."
  • Sen de bilirsin ki bu tür adamlar biz köylülerle gerçek akrabalık kurmazlar...
  • "Keklik gibi başını kara sokmuşsun, çevreni görmüyorsun. Gerçeklerden haberin yok."
  • "Nineciğim, dedi."  "Ne oldu sana? Çok değişmişsin bugün, şeytan girmiş kalıbına sanki."
  • Ellerimiz kirli... Ne de olsa köylüyüz biz... Kent görmedik. Yolunu yordamını bilmeyiz belki...
  • Keklik gibi başını kara sokmuşsun, çevreni görmüyorsun. Gerçeklerden haberin yok.
  • Civciv avlunun bir köşesinde başını kanadının altına sokmuş, tünemişti. Zaman zaman başını çıkarıp yanık kıçına üzüntüyle bakıyor, akan gözyaşlarını kanadının ucuyla siliyor, yine başını koynuna sokuyordu.
  • “Keklik gibi başını kara sokmuşsun, çevreni görmüyorsun. Gerçeklerden haberin yok.”
  • “Ellerimiz kirli, ne de olsa köylüyüz biz... Kent görmedik. Yolunu yordamını bilmeyiz belki....”
  • . Yağmur olup yeryüzüne dönmek istiyorduk... .

Pancarcı Çocuk İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Sadece çocukların değil büyüklerinde okuyabileceği bir kitap. İçindeki öyküler çok kısa ama verilen mesajlar bir ders niteliğinde diyebilirim. Herkese bol okumalı günler diliyorum . (Aravind)

Pancarcı Çocuk kitabı yoksul çocukların , kibirli insanların ve kimsesiz bir kar tanesinin yolculuğunun anlatıyor. Dört güzel masaldan ilki olan Pancarcı Çocuk'ta İran'ın kırsalından hayat mücadelesi veren yoksul bir pancar satıcısı çocuğun umut dolu öyküsüne konuk ediyor bizleri yazar. (Büşra Dayan)

Bu kitap yaşıma göre değil biliyorum ama böyle bir ustayı okumadan geçmek olmazdı. Kesinlikle tavsiye edeceğim bir kitap. Bu kitaptan yediden yetmişe herkesin birşeyler alacağına inanıyorum. Şimdiden iyi okumalar... (Numan (Hiç Yok))

Pancarcı Çocuk PDF indirme linki var mı?

Samed Behrengi - Pancarcı Çocuk kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Pancarcı Çocuk PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Samed Behrengi Kimdir?

Samed Behrengi (Fars:صمد بهرنگی, Azerbaycan: Səməd Behrəngi; 24 Haziran, 1939; Tebriz, İran Şahlığı; ö. 31 Ağustos, 1967; Aras Nehri) Azeri asıllı İranlı öğretmen ve çocuk hikâyeleri ile halk masalları yazarı-derleyicisi.

Hayatı

Babasının adı İzzet, annesinin adı Sara idi. İran genelinde seyahatler ile Fars ve Azeri halk kültürü üzerine incelemeler yaptı. Halkın dilinde dolaşan masalları, söylenceleri derledi, yorumladı, yeniden yazdı. Bunları derlemenin yanı sıra, çocuk öyküleri yazdı. Ne var ki kimilerince çocuk öyküleri olarak görülen bu yapıtlar kimilerince de İran ve diğer dünya halklarına, adalet, eşitlik, dogmayı sorgulama, direnebilme gibi öğütlerde bulunan metinlerdir. Zamanının Şah yönetimine karşı masal ve hikâyeler yazarak karşı koymaya çalışmış, başkaldırmıştır.Samed Behrengi öğretmen okulunda okumuştur. Öğrenimini tamamladıktan sonra köy okullarında öğretmenliğe başlamıştır. Kısa hayatı boyunca her zaman çocuklara hayatı anlatmaya çalışmış ve öğretmenlik görevinde kalmıştır.

Samed Behrengi (1967) 29 yaşındayken şüphe uyandıran bir biçimde Aras Nehri'nde ölmüştür. Yüzerken boğulduğu söylentisi yayılsa da buna kimse inanmadı, çünkü Behrengi, yazdığı masallarla, ülkesinin başına çöreklenmiş Şahlık düzenini açıkça eleştiyor, her türlü baskı yönetimine karşı çıkıyordu. Bu yüzden suikaste uğradığı düşünülmektedir.Yapıtları onlarca dile çevrilmiştir.

Samed Behrengi Kitapları - Eserleri

  • Küçük Kara Balık
  • Bir Şeftali Bin Şeftali
  • Ulduz Kız'ın Konuşan Bebeği
  • Sevgi Masalı
  • Bir Vardı Bir Yoktu
  • Ulduz ve Kargalar
  • Püsküllü Deve
  • Ah Masalı
  • Pancarcı Çocuk
  • Bir Günlük Düş ve Gerçek
  • Bu Gelen Köroğlu'dur
  • Kel Güvercinci
  • Kar Tanesinin Serüveni
  • Bütün Öyküleri
  • İnatçı Kediler
  • Uykuda ve Uyanık 24 Saat
  • Toplu Masallar 2
  • Toplu Masallar 1
  • Edi ile Büdü
  • Tarhun (Telhun)
  • Seçme Eserleri
  • Məhəbbət Nağılı
  • Deli Dumrul
  • Guldesteyek Ji Çiroken Samed Behrengi
  • Nağıllar
  • Adsız - Alışmak - Mandalina Kabuğu
  • Azeri Masalları
  • 24 Restless Hours
  • Hekayələr
  • Püsküllü Deve
  • Sevgi Masalı
  • Bir Şeftali Bin Şeftali
  • Altın Civciv

Samed Behrengi Alıntıları - Sözleri

  • İnsanın bilinen hayallerinden en büyüğü ölümsüzlüktür (Deli Dumrul)
  • "Böyle yerlerden her geçişimde kendimi sinemada oturmuş film seyrediyor sanırdım. Şunu hiçbir zaman anlayamazdım: Bu güzel evlerde oturanlar neler yer, nasıl yatar, ne konuşur, giyimleri nasıldır?" (Püsküllü Deve)
  • Tam yere ayak basacaktım ki...Orada eli sopalı bir çocuk duruyordu.Köpeğin birine saldırıyordu.Köpek ise acı acı inleyip duruyordu.O çocuktan korktum bir an.Onun bulunduğu yere inmek istemedim.Çok üzülmüştüm.Rüzgardan beni başka bir yere indirmesini diledim. Rüzgar dileğimi yerine getirdi.Beni bu pencereye doğru üfürdü.Senin elini görünce bana uzanmış bir dost eli olduğunu anladım. (Ah Masalı)
  • Gözlerinin içi gülen bir çocuktu hep hatıralarımda Tanrıverdi. Sonunda onu mutlu gördüğüme çok sevinmiştim. (Kar Tanesinin Serüveni)
  • Tahran'ın iki parçası vardır, ikisinin de özellikleri kendine göredir. Kuzey ve Güney. Kuzey temizdir. Ama Güney toz, duman, çamur ve pislik doludur, çünkü bütün eski püskü otobüsler bu bölümdedir. Bütün tuğla ocakları buradadır, bütün dizel kamyonlar buradan gelip giderler. Güneydeki yolların birçoğu toprak yollardır; Kuzey'in açık lağam kapaklarındaki pis, kokuşmuş su tepeden aşağıya, Güney'e akar. Sözün kısası Güney yoksul ve aç insanların yaşadığı yerdir, Kuzey'se zengin ve güçlülerin bölgesidir. (Püsküllü Deve)
  • Düpedüz çirkindi. Ama sevgi dolu bir yüreği vardı... (Ulduz ve Kargalar)
  • Cahilekî got, nazaneki bawer kir. Bir cahil söyledi,bilmeyen biri de inandı. (Guldesteyek Ji Çiroken Samed Behrengi)
  • "...ışık ne denli cılız olursa olsun yine de aydınlıktır." (Ulduz Kız'ın Konuşan Bebeği)
  • Dostça yaşamak varken, insanlar niçin kötülük yapıyordu? (Ulduz ve Kargalar)
  • Şimdi Ali'ye bir turunç kabuğunun ölümü engelleyemeyeceğini anlatmam gerekiyordu ama inanın bu hiç de kolay olmayacaktı.. (Kar Tanesinin Serüveni)
  • Kötülük yapanların, kendi mutluluklarını başkalarının çaresiz kılmakta bulanların, ekmeklerini başkalarını aç koyarak kazananların canını al... Git haydi! (Deli Dumrul)
  • Ben biliyorum beni buraya getirmenizin nedenini. Bana bütün insanların ben ve babam gibi sokak köşelerinde aç ve sefil yatmadığını göstermek istediniz. (Bir Günlük Düş ve Gerçek)
  • "Bu nasıl bir ülkedir ki 'sevgi masalı'nı bilen yok!" (Sevgi Masalı)
  • "Neden hırsızlık yapıyorsun, Anne Karga ayıp değil mi? " Ayıp da ne demek? Ben ve yavrularım açlıktan ölsek o zaman ayıp, yazık, günah olmaz mı? Asıl ayıp, bir yerlerde yiyecek israfı varken yemek bulamamaktan ölmek yazıktır, ayıptır. (Ulduz ve Kargalar)
  • Kayan yıldızları izlemek için pencereden gökyüzünü seyre daldı. (Ulduz Kız'ın Konuşan Bebeği)
  • "İnsanoğlu çiğ süt emmiştir, vefa nedir bilmez." (Sevgi Masalı)
  • ...içimdeki büyük ve sert çekirdeğim yepyeni bir yaşam yaratmayı düşünüp duruyordu. Yeni bir yaşam yaratmayı düşünen bu çekirdek bendim aslında. Çekirdeğim benden ayrı değildi ki... (Bir Şeftali Bin Şeftali)
  • Elbette her kitabı okuyamazsınız. Her kitap bir kez okunmaya değer, diyenler vardır. Saçma bir sözdür bu. Dünyada o kadar çok güzel kitap var ki onların dörtte birini bile okumaya ömrümüz yetmez. Biz, çeşitli sorularımıza doğru yanıtları veren kitapları seçmeliyiz; nesneleri, olayları ve görüntüleri betimleyen; hem içinde yaşadığımız toplumu hem de başka ulusları bize tanıtan ve bize toplumdaki sorunları gösteren kitapları. Bize sadece hoşça zaman geçirten da yanıltan kitaplar okunmaya değmez. (Kel Güvercinci)
  • Bir gün ölümle karşılaşacağım zaten; bu önemli değil. Önemli olan benim yaşamın veya ölümümün başkalarının yaşamını nasıl etkileyeceği... (Küçük Kara Balık)
  • Çocuklar beni ne zaman yiyeceklerine karar vermeye çalışırlarken, hayatta her şeyin ne kadar çok değiştiğini ve bundan sonra da ne kadar çok değişeceğini düşünüyordum. Önceden ben toprak, su ve güneş ışığıydım,' diye düşündüm. Annem topraktan aldığı besinleri dallarının ucuna kadar getirdi. Sonra tomurcuklandı, çiçek sardı bütün dallarını. Ben de şekillenmeye başladım. Çekirdeğimi, etimi ve kabuğumu oluşturmak için annemden aldıklarıma güneş ışığını da kattım. Sulu, olgun bir şeftali olup çıktım. Nihayet Ali ile Polat beni yiyecekler. Böylece ben onların etlerinin, saçlarının ve kemiklerinin bir parçası olacağım. Bir gün onlar da ölecekler tabii ki. İşte o zaman bana ne olacak acaba?" (Seçme Eserleri)

Yorum Yaz