Paramparça - Brian Freeman Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Paramparça kimin eseri? Paramparça kitabının yazarı kimdir? Paramparça konusu ve anafikri nedir? Paramparça kitabı ne anlatıyor? Paramparça PDF indirme linki var mı? Paramparça kitabının yazarı Brian Freeman kimdir? İşte Paramparça kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Brian Freeman
Çevirmen: Gülşah Kuruca
Orijinal Adı: Spilled Blood
Yayın Evi: Panama Yayıncılık
İSBN: 9786059127660
Sayfa Sayısı: 512
Paramparça Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Artık haritalarda adı geçmeyen, hayaletlerin bile terk ettiği küçük bir kasabada, üç genç kız Rus ruleti oynar. Sabah olduğunda kızlardan biri ölmüş, diğeri de hapse girmiştir.
Ölen kız, taraftarlarını zengin eden, güçlü ve gizli bir bilimsel araştırma şirketinin bulunduğu Barron kentinde yaşayan, üstelik şirketin sahibinin kızı Ashlynn’dir.
Cinayetten sorumlu tutulan kişi ise, bu şirketin kanserojen atıklarıyla baş etmek zorunda kalan St. Croix kentinden Olivia’dır. Üstelik en yakın arkadaşını da kanserden kaybetmiştir. Olivia’nın savunmasını babası Christopher Hawk yapacaktır.
Cinayeti çözmenin ve kızını kurtarmanın yolu, her iki kasabayı da tehdit eden hakikatleri açığa kavuşturmaktan geçecektir. Tabii Olivia’nın saklı kalmasını tercih edeceği kişisel sırlarıyla birlikte...
Paramparça Alıntıları - Sözleri
- Bazen çocuklar babalarının günahlarının bedellerini öderler.
- Keder sizi karanlığa sürükler.
- Eğer mucize diye bir şey varsa o da kayıplarının evleriyle, eşyalarıyla, anılarıyla ve işleriyle sınırlı olmasıydı.
- Tanrı yarattığı dünyaya baktı ve dünya o kadar bozuk, kötü ve günahla dolu bir yerdi ki kurtarılmasının imkanı yoktu. İnsanoğlu baştan başlayabilsin diye dünyayı yıkmaya kararlıydı.
- Kaçmak, korkaklar içindir.
- İlk kim vazgeçerse o kaybeder.
- Gençken her şey çok ağır gelebilir. Bende o yollardan geçtim. Sonra yaşlanıp çocukken önemli olduğunu düşündüğün çoğu şeyin aslında hiç de önemli olmadığını fark ediyorsun.
- Üstünü örtemeyeceğiniz bazı günahlar vardı. Er ya da geç sizi tüketmek için ortaya çıkarlardı.
- İnsanın kendi inşa ettiği kafesten kimseyi kurtaramayacağını fark etti.
- Birini hem sevebilir... hem de ondan nefret edebilirsin.
- Bir şeyler iyi gittiğinde soru sormazdınız. Yalnızca gülümser, onlara sıkıca tutunurdunuz.
- Ne yaptığınızı biliyorum. Masumları kurban ettiniz. Kötülüğünüzle aileleri parçaladınız. Kendinizi dev aynasında görüyorsunuz. Ama kalbiniz şiddet ve fesatlıkla dolu. Şimdi intikam zamanı. Yaptığınız her şey bir bir yıkılacak. Kimse kurtulamayacak. Ben, merhameti olmayan bir selim. Ben, Tanrı'nın intikamıyım. Benim Adım AQUARIUS
- Elbette mutlu bir evliliğin anahtarı senden daha zeki olan bir kadınla evlenmek. Neyse ki biz erkekler için bu kolay bir şey.
- Birini hem sevebilir hem de ondan nefret edebilirsin.
- Pahalı bir kırmızı şarabı şişeden içmenin ona kendisini özgürmüş gibi hissettiren bir yanı vardı.
Paramparça İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Brian Freeman'in yazım dilini seviyorum. Kurgusunu en ince detaylarına kadar işleyerek bizlere sunuyor. Olayları birbirine bağlayışı, merakınızı artık dizginleyemeyeceğinizi hissettiği son ana bırakıyor, bu da sayfaları daha çabuk okumanıza sebep oluyor... Alışılmışın dışında bir polisiye. Soruşturma yapan dedektif yok. Avukat ve Savcı arasında geçen kanıt yarışı ile dopdolu bir kitap... Kitabın çevrisinde çok göze çarpan hata yok. Bir kaç yerde, kim kiminle konuşuyor anlaşılmasa da, iki cümle sonrasında olaylar kaldığı yerden devam ediyor. Dikkatli okuyucuların gözünden kaçmasa da 512 sayfalık bir eserde iki yerde bu durum söz konusu. Bundan dolayı çeviriyi yapan, Gülşah Kuruca'yı da tebrik ediyorum... Kitabın konusuna gelirsek, Olivia arkadaşı Tanya ile alkol alıp St. Croix kasabasın ıssız ve ölü şehir tabir edilen bölgesinde, şehrin zengin iş adamı Florian'ın kızı Ashlynn ile karşılaşmaları ile başlıyor. Sarhoş olan Olivia, Ashlynn'e bir ders vermek istiyor fakat sabah kalktığında kendisini bekleyen korkunç gerçeğin farkına varması uzun sürmüyor. Tüm deliller onu gösterirken kendini ne şekilde savunacağını bilemiyor. Florian'ın sahip olduğu Mondamin adlı kuruluş ise kasaba sakinleri tarafından kansere sebep olduğu gerekçesi ile dava ediliyor. Florian ise tam aksini savunarak bunun araştırılmasına kabul ediyor. Pis işlerini kapatacak kadar parası olan Florian, kızını günahlarının bedeli olarak mı yoksa düşmanlarının gerçekleri öğrenerek mi öldürdüğünü konusun da herkese karşı çıkıyordu... Barronlı ve St.Croix adlı bu iki kasabada gençler gruplaşarak kendi haklılıklarını eyleme dönüştürüyorlardı. Olivia'nın karşı karşıya kaldığı suç kasabada ki gençleri tetikleyerek şiddetin artmasından başka bir işe yaramıyordu Annesi Hannah, Olivia'ya destek olması için avukat olan babası Chris'ten yardım istemişti. Chris kasabaya geldiğinde karşılaştığı olaylar, onun kızı için araştırma yapmasına ve yaptıkça da; bu kasaba da hiç bir şeyin göründüğü gibi olmadığını anlamasını sağlıyordu. Küçük kasaba da hiç bir şey sır olarak kalmasa da Chris araştırma yaparken sürekli kendisinden bir şeylerin saklandığı hissini yaşıyordu... En büyük sır ise; kimsenin tanımadığı ama suçluların ensesinde gölge gibi gezen "AQUARIUS"tu... (Nurhan Işkın)
İki kasaba arasındaki kan davası, cinayetler, karakter analizleri çok ince ayrıntısına kadar anlatılmış ki, bu da gerilim romanının olmazsa olmaz özelliğidir bana göre. Gerilim, polisiye türlerinde ayrıntı büyük önem taşıyor. Bu yazarın kalemi ile Paramparça romanı sayesinde tanışmış oldum. Kitapta sıkılmadan ilerleyebiliyorsunuz. Kitapta asla birbirleriyle bir araya gelmemesi gereken üç kız bir araya geliyor. Kızlardan biri ölü, diğer kız hapiste... Peki hapiste olan kız gerçekten hapis hayatına mahkum olmayı hak ediyor mu? Roman ismiyle, kapak tasarımıyla olay örgüsünün işleyişine çok uyumlu olmuş. Bir kanser salgını kan davasına dönüşüp iki kasaba arasında sorun teşkil edip biz okurlarını merak duygusu içinde bırakıyor. Çevirisi de oldukça başarılı olan bir romandı. Bence esrarengiz bir biçimde, sonu tahmin edilemeyen gerilim romanlarını okumayı seviyorsanız, kaçırmayın derim. Ben yazarın diğer kitaplarını da okumak istiyorum. (~Ceren♡Rıza♡~)
Öyle müthiş bir sondu ki, nerden başlayacağımı bilemedim! Gerilim türünde yazdığı için yazarın ismini tabiki duymuştum, polisiye değil de psikolojik gerilim olduğunu farkedince bir an duraksamıştım. Fakat gerilim varsa ben de varım dedim ve kitabını almaya karar vermiştim. 4 kitabı var zaten yazarın, rastgele arka kapağını okuyarak Psikoterapist'le başladım. Ardından Ahlaksız ve Hipnoz'u okudum, meğer seri kitabıymış ilk kitabı da Ahlaksız olmak kaydıyla. Tek Hipnoz'u beğenmemiştim ancak güzel bir şey daha var ki en iyi kitabını da sona saklamışım :) Paramparça gerçekten güzel kurgusu olan ve kitabın başından sonuna kadar gerilimi bırakmayan sürükleyici bir romandı. Psikolojik gerilimde kesinlikle ismini tercih edeceğim bir yazar oldu. Okumak isteyenlere kesinlikle tavsiye :) İyi Okumalar 1000 kitap! (• | NUR | ™)
Paramparça PDF indirme linki var mı?
Brian Freeman - Paramparça kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Paramparça PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Brian Freeman Kimdir?
Brian Freeman (28 Mart 1963 doğumlu) psikolojik gerilim romanlarının yazarıdır. Chicago, Illinois doğumludur. Carleton Koleji'ne girdi ve 1984'te magna cum laude ile İngilizce olarak mezun oldu. Yazar olmadan önce uluslararası hukuk firması olan, Faegre & Benson'un pazarlama ve halkla ilişkiler direktörü olarak görev yapıyordu. Kitapları 46 ülkede satılmıştır ve 17 dile çevrilmiştir.
Brian Freeman Kitapları - Eserleri
- Hipnoz
- Ahlaksız
- Psikoterapist
- Paramparça
- Psikoz
- İçimizdeki Ses
Brian Freeman Alıntıları - Sözleri
- İlk kim vazgeçerse o kaybeder. (Paramparça)
- Birini hem sevebilir hem de ondan nefret edebilirsin. (Paramparça)
- Aşağı bakınca, acı acı bağırdı. Gördüğü şey her neyse, onu kovalıyor, peşinden geliyordu. (Psikoterapist)
- Doğru zaman diye bir şey var mı? (Ahlaksız)
- "Gerçek bir kazaya şahit oldunuz diyelim,... Bu on saniye, sizin gerçeğiniz olurdu. Tekrar yaşayamazsınız ve yeniden izleyemezsiniz. Tek yapabileceğiniz, hatırlamaktır. Başka bir deyişle, gerçek sadece bir kez yaşanır fakat anılar tekrar edip durur." (Psikoterapist)
- Gençken, yaşanmış olsalar da olmasalar da, her şeyi hatırlardım. Ama artık yaşlanıyorum ve yakında, sadece yaşanmamışları hatırlayabileceğim. ~Mark Twain~ (Psikoterapist)
- Karanlık bir dehlizden gelen, ölümün yaşama tercih edileceği türde bir çığlıktı. (Psikoterapist)
- "Çok gençti. Geçmişin asla kendisini terk etmeyeceğini öğrenmesi uzun zaman alacaktı." (Hipnoz)
- Sağanak, camda tıkırdayan tırnak sesleri gibiydi. (Psikoterapist)
- "...Akabinde de bir kenara oturup, bizi beklemiştir. Orada bulunmasının nedeni, Lucy'nin beni bıçaklayışını görmekti belki. Tıpkı söz verdiği gibi, ölümümü izleyecekti." (Psikoterapist)
- Yasam , gerekli olduğunu düşündüğümüz şeylerden daha öte bir şeydir. (İçimizdeki Ses)
- 'Dönmeyen sadece ölülerdir ' (Hipnoz)
- ".... Ama sevgi bazı şeyleri değiştirmeye yetmiyordu." (Hipnoz)
- Luuuucy. Çığlık atarak, etrafında döndü. Bardak avuçlarından kayınca, yere çay döküldü. Sesi duymuştu fakat etrafta kimse yoktu. Daire boştu. Sessizlik içinde yalnızdı. Ancak kafasında duyduğu ses, yanında duran birinden geliyormuş gibi netti. (Psikoterapist)
- Kaybettikleri ondan çok şey çalmıştı. (Ahlaksız)
- Üstünü örtemeyeceğiniz bazı günahlar vardı. Er ya da geç sizi tüketmek için ortaya çıkarlardı. (Paramparça)
- İnsanın kendi inşa ettiği kafesten kimseyi kurtaramayacağını fark etti. (Paramparça)
- “Yalnız olmaktan nefret etsem de onu pek özlemiyorum.” (Ahlaksız)
- Ne hareket ediyor ne de konuşuyorlardı; sadece birbirlerine sarılmış bunun nasıl bir his olduğunu hatırlamaya çalışıyorlardı. Ezbere bildiğin bir şarkının notalarını dinlemek gibiydi. Yeni baştan tanımaya izin vermek gibi. (Hipnoz)
- Gençken her şey çok ağır gelebilir. Bende o yollardan geçtim. Sonra yaşlanıp çocukken önemli olduğunu düşündüğün çoğu şeyin aslında hiç de önemli olmadığını fark ediyorsun. (Paramparça)