diorex
life

Paris'te Son Osmanlılar - Hıfzı Topuz Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Paris'te Son Osmanlılar kimin eseri? Paris'te Son Osmanlılar kitabının yazarı kimdir? Paris'te Son Osmanlılar konusu ve anafikri nedir? Paris'te Son Osmanlılar kitabı ne anlatıyor? Paris'te Son Osmanlılar kitabının yazarı Hıfzı Topuz kimdir? İşte Paris'te Son Osmanlılar kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 07.03.2022 20:32
Paris'te Son Osmanlılar - Hıfzı Topuz Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Hıfzı Topuz

Yayın Evi: Remzi Kitabevi

İSBN: 9789751407221

Sayfa Sayısı: 302

Paris'te Son Osmanlılar Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Hıfzı Topuz, Meyyale ve Taif Ölüm'den sonra, bu yeni romanında da yakın Türk tarihinin önemli simalarına ve olaylarına ışık tutmayı sürdürüyor. On dokuzuncu yüzyılın ortalarından başlayarak yirminci yüzyılın başına kadar gelen bir dönemde, padişahlık rejimine karşı Türk aydınlarının verdiği mücadelelerin ve Batıtılaşma çabalarının anlatıldığı Paris'te Son Osmanlılar'da, Namık Kemal, Abdülhak Hamit, Sami Paşazade Sezai, Ali Suavi gibi ünlü yazar ve gazetecilerin yaşamlarından, politik mücadelelerinden kesitler verirlerken, Abdülmecit'in kızlarından Mediha Sultan'ın aşkları, evlilikleri ve çileli hayatı gözler önüne seriliyor.

Paris'te Son Osmanlılar Alıntıları - Sözleri

  • Bir milletin bütün hakları ne zaman devletin sağlam garantisi altında olursa o millet iyiyi ve doğruyu arar, bilgi ve kültür sahibi olmaya yönelir.
  • Milletim insanlıktır, vatanım da bütün topraklar.
  • Düğünsüz ev olur, ölümsüz ev olmaz.
  • Cahilliği ve köleliği kabullenmiş milletler hem alçak, hem de hain olurlar.
  • Milletlerine düzeni ve güveni sağlayan ve bütün düzenlerin anası olan şey özgürlüktür. Onun yerini hiçbir şey alamaz. Esaret altında olan bir millet asla eğitim ve öğretime iltifat etmez.
  • (Damat Ferit) Paşa o arada İngiliz Yüksek Komiserliğini ziyaret ederek yalnız Allah'a ve İngiltere'ye güvendiğini söyleyecek kadar alçaldı.
  • Koca bir devlet dünya haritasından silinmek üzereyken bunu görüp de susanlar sonsuza kadar lanetle anılmazlar mı?
  • Eğitime ve bilgiye dayanmayan bir sağduyunun yakıtı da bir yerde tükeniveriyordu.
  • Hakların korunmadığı yerlerde ekmek de bulunmaz.
  • "Devletin malı deniz, yemeyen domuz" diyenler vardı, ama yiyenlerin de kafası kesiliyordu o dönemde.
  • Devrim tek bir ülkede değil, tüm dünyada savunulur.
  • İnsan kendi mutluluğunu başkasının mutsuzluğu üzerine kurmamalı.
  • Bu bakışlar çok güzel bir aşk serüveninin başlangıcı olabilirdi.
  • Yeryüzünde iki büyük mutfak vardır. Bunlar birer sanat atelyesi, birer tapınaktır. Bunlardan biri Fransız mutfağıdır, biri de Türk mutfağı.
  • El için ağlayan iki gözden olur.

Paris'te Son Osmanlılar İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Damat Ferit paşa Samipaşazade'nin neyi olur!: Güzel İnsanlar Merhaba !! Hıfzı Topuz; Tanzimat döneminden, Cumhuriyet ilanı arası dönemi çok iyi bilen bir kalem.. birçok kitabında bu yılların renkli izini sürüyor.. Millî mücadele döneminde Damat Ferit Paşa ismini duymayan yoktur. Ferit Paşa'nın damatliğı nereden geliyor, Samipasazade Sezai kimdir, Namık Kemal, sarıklı devrimci Ali Suavi Avrupa'da ne yaşadı? Makber şairi Abdülhak Hamit Tarhan renkli yaşamı.... Genç Osmanlılar nasıl bir yapiydi? Amaçları neydi? Avrupa'ya eğitim için gönderilen ama Paris'te güzel kızların peşine düşen "jön Türk" gençlerin renkli hikayelerini bir Yeşilçam film gibi akıcı bir şekilde okumak isteyenler için kitabı tavsiye ederim. İyi okumalar!! (Nihat Çelik)

Ülkemizde gazetecilik denildiğinde akla gelen en önemli isimlerin başındadır Hıfzı Topuz. Tarihten siyasete onlarca araştırma, roman ve biyografiye imza atan yazar, Paris'te Son Osmanlılar isimli bu eserinde de yakın dönemin tartışılan çehrelerine ışık tutuyor. Yeni Osmanlılar akımının önde gelen isimlerinden Namık Kemal, Ayetullah Bey, Menâpirzâde Nuri Bey gibi şahsiyetleri daha yakından tanırken Abdülhak Hamit Tarhan'ın meşhur Makber şiirinin hikâyesinin yanı sıra Şair-i Azam'ın zor günlerine de tanık oluyoruz kitabı okurken. Sultan Abdülmecid'in yirminci kızı ve son Osmanlı Padişahı Mehmed Vahdeddin'in ablası Mediha'nın Necip, ardından Ferit Paşalar ile izdivacı ve buna mukabil kaçınılmaz çöküşün hızlanmasıyla birlikte kendi sonlarının da enkazını bıraktıkları devletten çok farklı olmadığını görüyoruz. Abdülaziz ve İkinci Abdülhamid dönemlerinin siyasi olaylarıdan ve Samipaşazade Sezai, Ali Suavi, Sadullah Paşa, Deli Fuat Paşa gibi isimlerin yaşamlarından da önemli kesitler yer alıyor eserde. Dönem dünyasının en rezil uygulaması olan kölelik ve köle pazarları hakkında bilgiler de verilen Paris'te Son Osmanlılar, bir solukta okunabilecek nitelikte bir yapıt. (Özgür Köktürk)

Roman, tarihi belgelerle desteklenmesine rağmen kurguda suzidilara ile yusufun macerası çok ütopik geldi. Bazı yerler edebi zevk ve üsluptan yoksun. Üslûp zayıflığından dolayı yavan bir anlatım var. Osmanlı ve saray medeniyeti biraz yanlı ele alınmış. Kitabın ismindeki Mediha Sultan ve Damat Ferit ilişkisine romanın son bölümlerinde değinilmiş. Anlatım arkadaki resimlerle desteklenmiş. Sadullah Paşa, Namık Kemal ve Deli Fuat Paşa ile Yeni Osmanlaılara dair gün yüzüne çıkmayan hatıralar ele alınmış. (İbrahim Enes Bir)

Paris'te Son Osmanlılar PDF indirme linki var mı?

Hıfzı Topuz - Paris'te Son Osmanlılar kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Paris'te Son Osmanlılar PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Hıfzı Topuz Kimdir?

Hıfzı Topuz, (d.1923) gazeteci ve yazar.

1923 yılında İstanbul’da doğdu. Galatasaray Lisesi’ni (1942), İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni (1948) yılında bitirdi. Strasbourg Üniversitesi’nde devletler hukuku ve gazetecilik alanlarında yüksek lisans (1957-59) ve yine Strasbourg Hukuk Fakültesi’nde gazetecilik alanında doktorasını yaptı (1960). 1947-58 yılları arasında Akşam gazetesinde önce istihbarat şefi, sonra yazı işleri müdürü olarak çalıştı. İstanbul Gazeteciler Sendikası’nın kurucuları arasında yer aldı ve başkanlığını yaptı. Paris’te Unesco Genel Merkezi’nde Özgür Haber Dolaşımı şefi olarak çalıştı (1959-1983). Uluslararası gazetecilik örgütleri arasında mesleksel işbirliği, basın ahlâkı, gazetecilik eğitimi ve gazetecilerin korunması projelerini yönetti. Afrika ülkelerinde, Hindistan’da, Filipinler’de gazetecilik eğitimi seminerleri düzenledi. Kara Afrika'da kırsal basın projesini oluşturdu. 1962 yılında Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nin, o zamanki adıyla Basın-Yayın Yüksek Okulu’nun kuruluşu için, Paris’te Unesco’nun merkezinde ilk projeleri hazırladı. 1974-75 yılları arasında TRT’de Radyolardan Sorumlu Genel Müdür Yardımcılığı yaptı. 1986’da halen başkanlığını sürdürdüğü İletişim Araştırmaları Derneği’ni (İLAD) kurdu. Vatan, Milliyet ve Cumhuriyet gazeteleriyle çeşitli dergilerde diziler ve inceleme yazıları yazdı. Anadolu Üniversitesi, Galatasaray ve İstanbul Üniversiteleri iletişim fakültelerinde basın, radyo-televizyon tarihi, uluslararası iletişim ve siyasal iletişim dersleri verdi.

Hıfzı Topuz Kitapları - Eserleri

  • Gazi ve Fikriye
  • Başın Öne Eğilmesin
  • Meyyale
  • Milli Mücadelede Çamlıca'nın Üç Gülü
  • Hava Kurşun Gibi Ağır
  • Taif'te Ölüm

  • Elbet Sabah Olacaktır
  • Abdülmecit
  • Paris'te Son Osmanlılar
  • Çılgın ve Özgür
  • Hatice Sultan
  • Bana Atatürkü Anlattılar
  • Özgürlüğe Kurşun

  • Vatanı Sattık Bir Pula
  • Devrim Yılları
  • Kara Çığlık
  • Paris'te bir Türk Ressam
  • Nevbahar
  • Gizli Aşklar
  • Eski Dostlar

  • Tavcan
  • Türk Basın Tarihi
  • Elveda Afrika, Hoşçakal Paris
  • Paris Sürgünü
  • Bir Zamanlar Nişantaşı’nda
  • Atatürk Sesleniyor
  • Şanlı Kanlı Yıllar

  • Ardından Yıllar Geçti
  • Gülümseyen Anılar
  • Büyülü Afrika
  • Anı ve Mektuplarda Melih Cevdet Anday
  • Paris 68
  • 100 Soruda Türk Basın Tarihi
  • Parisli Yıllar

  • Dünya Karikatürü
  • Cumhuriyet'in Beş Dönemeci
  • Yakın Dönem Türk Basın Tarihi

Hıfzı Topuz Alıntıları - Sözleri

  • Sözün şiirlerin mükemmelidir (Başın Öne Eğilmesin)
  • "Bir toplumu bir süre susturabilirsin, toplumun bir bölümünü de çok uzun bir süre susturabilirsin. Ama bütün toplumu yüzyıllar boyu köle gibi kullanamazsın. Baskı ve şiddet patlamalara yol açar. Bu patlamanın ne zaman olacağını önceden kestiremezsin." (Vatanı Sattık Bir Pula)
  • ..."yarı doğru, doğru olmayandan daha fazla kötülük getirebilir." (Hava Kurşun Gibi Ağır)
  • "Ben âlemin ne üstündeyim ne de altında, ben dışındayım." (Elbet Sabah Olacaktır)
  • İstibdat döneminde bazı dizgi yanlışları yüzünden gazetelerin kapatıl­dığı görülmüştür. Bu yanlışlann en ünlüleri arasında şunlar vardır: - "Şevketlü Abdülhamid» Arap harfleriyle «şu kötü Abdülhamid» olarak okunabilecek şekilde çıktığı için Sabah gazetesi bir süre kapatılmıştır. - Padişahın tahta çıkışının yıldönümünü bildiren bir yazıda bir dizgi yanlışı ile «leylei mes'ude» (mutlu gece) «leylei mesude» yani karanlık gece olarak çıkmış ve İkdam gazetesi hakkında kovuşturma açılmıştır. - "Hollanda kraliçesine bir nişan itası" (verilmesi,) konulu bir haber Takvim-i Vakayi gazetesinde bir dizgi yanlışı ile «nişan hatası» olarak çık­tığı için gazete 1908'e kadar kapalı kalmıştır. Çünkü jurnalciler o zaman 12 yaşında olan bir çocuğa nişan vermekle «hata» edildiğini padişaha du­yurmuşlar ve bunun bir çeşit muhalefet olduğunu belirtmek istemişlerdir. - Matbaai Amire'de (Devlet basımevinde) dizilip yayınlanan Salname'de (Devlet yıllığı) Kanunu Esasî'nin bir yaprağı cilde ters girdiği için bu, Padişahı baş aşağı görme dileği olarak yorumlanmış ve Devlet bası­mevi kapatılmıştır. (100 Soruda Türk Basın Tarihi)
  • Namık Kemal, "Paşam, pek öyle değil," dedi. "Biz millete güveniyoruz, ama kaç kişi bizi anlıyor ve destekliyor! Karşımızda çıkar düşkünü cahil kimseler var, onlar her türlü dolapları çeviriyorlar." (Meyyale)

  • "İstibdada karşı birlikte savaşacağız. Mutlaka selamate ulaşacağız." (Vatanı Sattık Bir Pula)
  • 1850 Temmuz'unun ilk günlerinde ünlü Fransız şairi ve yazarı yazar/Alphonse-De-Lamartine (1790-1869) Marsilya yoluyla İstanbul'a geldiği öğrenildi. Lamartine Türkiye'nin yabancısı değildi. On yedi yıl önce de İstanbul'a gelmiş, Tarabya'daki Fransa elçiliğinin yazlık köşkünde iki ay kalmış, İkinci Mahmut tarafından kendisine Aydın'da bir çiftlik hediye edilmişti. Lamartine İstanbul'u çok sevmiş, Edirne, Sofya, Niş, Belgrad ve Viyana yoluyla Paris'e döndükten sonra anılarını yazarak Türkiye'yi tanıtmak ve sevdirmek için özveriyle çalışmıştı. (Abdülmecit)
  • Fransızlar Burkina dan ayrıldıktan sonra meslekten gazeteci kalmamıştı. Haberleşme bakanlığı personeli de doğru dürüst eğitim görmemiş insanlardan oluşuyordu. Biz oralarda gazeteci yetiştirmeye çalışıyorduk. (Büyülü Afrika)
  • Anılarımızın ne değeri var. (Elveda Afrika, Hoşçakal Paris)
  • Balkan savaşını çıkaran devletler birbirlerine düştüler, ikinci balkan savaşı başladı. Yunanistanla sırbistan Bulgaristan üzerine yürüdüler. Bunu fırsat bilen Osmanlı Hükümeti de doğu trakya’yı Bulgarlardan temizlemeye karar verdi... Osmanlı ordusu ezici bir zaferle Edirne’ye ilerliyordu. (Gazi ve Fikriye)
  • "Hak yerini bulur da çıkarsam önümüzde yaşanacak güzel günler var. Yok emri hal işbu açlık grevi ile tecelli ederse, o kadar güzel anılarımız var ki, siz onları anarsınız, yine berabermişiz gibi oluruz. Güzel günler göreceğiz çocuklar, güneşli günler göreceğiz." (Hava Kurşun Gibi Ağır)
  • "... Eğitim yolunda ilerleme, din işlerinde olduğu kadar dünya işlerinde de cahilliğin kaldırılmasına bağlıdır. İlim, fen ve sanat eğitimini sağlayan okulların açılmasını ön plana almanızı istiyorum." Genç padişahın verdiği bu emir öyle yabana atılacak cinsten değildi. (...) Ne var ki Batı düşüncesi, Grek ve Latin uygarlıklarına dayanıyordu, Osmanlı kültürü ise Arap ve İran uygarlıklarına. Onların etkilerini yıkmak hiç de kolay değildi. (Abdülmecit)

  • Neyzen Tevfik dünyasını değiştirdi Tel sustu, dil sustu, neyler nicoldu Ebedi yurduna gitti kavuştu Ağlayan kemanlar yaylar nicoldu Ne şöhrete tapmış, ne mala tapmış Ne doğruyu koyup, eğriye sapmış Ne bir gecekondu, ne saray yapmış Dünya benim diyen beyler nicoldu Aşık Veysel (Çılgın ve Özgür)
  • “Dünya bir tiyatrodur,” dedi, kadınlar, erkekler hepsi oyuncudur.” (Hava Kurşun Gibi Ağır)
  • "Aydınlar gidecekleri çevrelerde birer âlem yaratabilirler. Memleketin yalnız bir yerinde değil, beş-on yerinde ışık ve kültür merkezleri yapmalıyız. Devrimin kanunu bütün kanunların üstündedir." Mustafa Kemal Atatürk (Nevbahar)
  • İnsanın gençliği kimlik kartında yazılı olan yaşıyla değil, yüreğinin gençliğiyle ölçülür. (Hava Kurşun Gibi Ağır)
  • Kafatasını Kanlı Sultan yok etmişti.Ama Mithat Paşa'nın kafasındaki özgürlük, eşitlik, adalet ve demokrasi düşüncelerini yok edememiş, onlar tüm gençliğe mal olmuştu. 1923'te kurulan cumhuriyet rejiminin temelinde de Mithat Paşa'nın Türkiye'de ilk kez ortaya attığı parlamenter demokrasi ilkeleri yer alıyordu." (Taif'te Ölüm)
  • Ben cumhuriyeti tercih etmiyor değildim, ediyordum ama o devirde, o acayip devirde halifelik vardı, bilmem ne vardı, bunlar ortadan nasıl kalkacak, bir türlü aklım ermezdi. Bize bütün cesareti veren Atatürk'ün otuz senelik önde gidişiydi. (Bana Atatürkü Anlattılar)
  • "Bir ülkede güzel sanatlar gelişmemişse, o ülke uygar sayılmaz.." (Meyyale)

Yorum Yaz