matesis
dedas

Pazarlık - Vahdettin Engin Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Pazarlık kimin eseri? Pazarlık kitabının yazarı kimdir? Pazarlık konusu ve anafikri nedir? Pazarlık kitabı ne anlatıyor? Pazarlık PDF indirme linki var mı? Pazarlık kitabının yazarı Vahdettin Engin kimdir? İşte Pazarlık kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
  • 14.05.2022 14:00
Pazarlık - Vahdettin Engin Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Vahdettin Engin

Yayın Evi: Yeditepe Yayınevi

İSBN: 9786054052400

Sayfa Sayısı: 232

Pazarlık Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

1890'lı yıllarda Yahudiler, Rusya başta olmak üzere Romanya ve Yunanistan'da uğradıkları baskılaryüzünden bu ülkeleri terk etmek zorunda kaldılar. Sığındıkları ilk ülke ise Osmanlı Devleti oldu. Dönemin Padişahı 2. Abdülhamid, başgangıçta insani nedenlerle Yahudilerin Filistin dışındaki Osmanlı vilayetlerine yerleşmelerine izin verdi. Fakat Yahudiler 'vaad edilmiş topraklar' olarak kabul ettikleri Filistin'e yerleşmek istiyorlardı.

2. Abdülhamid'in saltanatı süresince bu konuda yoğun çabalar harcadılar. Özellikle Rotschild ve Baron Hirsch gibi zengin Yahudiler, Filistin'de toprak satın alarak buralara göçmen yerleştirmeye çalıştılar. 1896 yılında itibaren ise sahneye Theodore Herzl çıktı. Herzl Filistin'de Yahudiler için özerk bir devlet oluşturma peşinde idi ve bunu yolunun 2. Abdülhamid'i ikna etmekten geçtiğini düşünüyordu. Bu uğurda beş defa İstanbul'a geldi.

Bir defasında Padişah'la görüşme imkânı buldu. Herzl'in kafasında, Osmanlı Devleti'ne bazı mail imkânlar sağlayarak hedefine ulaşmayı sağlayacak izni koparmak vardı. 2. Abdülhamid ise Herzl'in şahsında, Avrupalı alacaklıları Osmanlı dış borçlarının indirilmesine ikna edcek bir destek bulmuştu. Bütün bu ilişkiler ağının ne şekilde örülüp nasıl sonuçlandığını elinizdeki kitabı okuduğunuzda öğrenebileceksiniz.

Pazarlık Alıntıları - Sözleri

  • İsrail başbakanı Şimon Perez kürsüde konuşurken Süleyman Demirel'e dönerek şu sözleri söyler: "Geçenlerde sınırda bir Arap vatandaşla konuşuyordum. Sorunları nasıl aşarız diye sordum. Bana şöyle dedi: - Vallahi Beyim, biz Mısır'ın egemenliğinde yapamayız. - Peki, ne yapalım? - Sizin egemenliğinizde yaşamayız, çünkü siz Yahudisiniz. - O halde? - Vallahi, siz iyisi mi, bizi Osmanlıya bağlayın.
  • Herlz, o sırada  Osmanlı imparatorluğu'na bağlı olan Filistin'de özerk bir Yahudi Devleti kurulması için toprak sağlayabilmek amacıyla 1896 ile 1902 yılları arasında beş defa İstanbul'a geldi ve 17 Mayıs 1901'de Abdülhamid'in huzuruna kabul edildi.
  • Işte gerek yerli halkın bir kısmının elindeki araziyi satma eğiliminde olması, gerekse aldıkları rüşvetlerle her türlü usulsüzlüğü kolayca yapabilen yerel görevliler, Osmanlı Devleti'nin Yahudilerin Filistin'e yerleşmesini engellemek için sarf ettiği büyük çabayı baltalamış oluyorlardı.
  • Filistin'in Dünya üzerinde bir sorun olarak ortaya çıkması Siyonizm ile bağlantılıdır.
  • Theodore Herzl İsrail'in manevi kurucusuydu "Modern Siyonizm" kavramını hayata geçiren
  • II. Abdülhamid Osmanlı Devleti için en büyük tehlike olarak İngiltere'yi görüyordu. Ona göre, İngiltere'nin Rus Savaşı'nda Osmanlı Devleti'ni yalnız bırakmış olması bir politika değişikliği idi ve artık İngiltere Osmanlı Devleti'ni parçalamaya çalışacaktı.  
  • Rus Bakan, ülkesinde mevcut 5 milyonu aşkın Yahudi' den bazıları hakkında bir takım tedbirler alınmasını mevcut kanunlara aykırı hareketlerine bağlıyordu. Mesela Yahudiler kendilerine gösterilen arazide ziraatle meşgul olacakları yerde, arazileri kiraya veriyorlar, buna karşılık bazıları ticaretle uğraşıyor, bazıları sarraflık ve tefecilik yapıyorlardı. 
  • II. Abdülhamit Yahudilerin yerli halkı mahvuperişan etmelerinin söz konusu olduğuna değinmişti. Ama daha önemli bir tehdit daha mevcuttu. O da Filistin'e yerleşen Yahudilerin ileride bir Musevi hükümeti kurmaları ihtimal dahilinde idi ve böyle bir durum asla kabul edilemezdi.
  • İkinci Meşrutiyet'in ilanı ile birlikte Filistin'e Yahudi göçü bir anda yoğunlaştı. İttihat ve Terakki iktidarı bu  durumu önlemeye yönelik tedbirler almaya çalıştıysa da başarılı olamadı.
  • 1895 yılından itibaren, Siyonizm'i  devletlerarası bir politika haline getirmek isteyen Theodore Herzl sahneye çıkacaktır.
  • Bu arada Yahudileri bir şekilde Filistin'e yerleştirme çabaları da devam ediyordu. Bu bağlamda bu defa da Emil Frank isimli kişi harekete geçmişti.
  • Uluslararası politikada istihbaratın önemli çok iyi bildiği için de, büyük paralar harcama pahasına, güçlü bir istihbarat örgütü kurmuştur.
  • II. Abdülhamid bu zor dönemde ülkenin parçalanmasının önüne geçmeye çalıştı. Hükümdar, Osmanlı Devleti'nin siyasi ve iktisadi gücünün farkında olarak, her yabancı ülkeyi ayrı ayrı değerlendirip ona göre politika uygulamayı tercih etmiştir.
  • "Müstebid bir Padişah olarak bilinen ve saltanat yıllarına 'İstibdat Dönemi' adı verilen Sultan aslında birçok konuda uzmanlara danışmadan karar vermiyordu."
  • Yahudiler İslam'ın çıkışından bin yıl önce sürdürdükleri ve bir daha egemen olamadıkları İsrail topraklarına (Eretz İsrael) bir gün dönme arzusunu daima canlı tutmuşlardı. Bu vaat edilmiş topraklara tekrar kavuşma tutkusuna daha sonraları, Kudüs'ün tepelerinden biri olan Sion'a izafeten Siyonizm adı verilmiştir.

Pazarlık İncelemesi - Şahsi Yorumlar

II.Abdulhamid'in Yahudilerin Filistine yerleşmesini engellemek için verdiği mücadele ve Theodor Herzl'in Filistinde bir Yahudi devleti kurma çabalarını anlatıyor. Ayrıca kitapta o döneme ait yazışma ve belgelerde yer alıyor. Ama kitabı okurken aklıma gelen soru her türlü önlem alınması ve toprak satışıyla ilgili kanunlar çıkarılmasına rağmen  bu kadar iyi bir istihbarat örgütü kuran ve herşeyden haberi olan II. Abdulhamid'in nasıl olduda Filistindeki memurlar arasında dönen rüşvetten ve toprak satışlarından haberi olamamıştır. (Karaoğlan)

Atatürk 'ün bile hayranlık duyduğu 2.abdülhamid han 'ın hain miydi diye gündeme gelemsı ne kadar üzücüyse bu kitap da bi o kadar gerçeklere yeminli bir kitap. Vatan toprağından bir metre kare dahi yahudilere vermemek için devleti ali osmanin yararına olabilecek nice yüklü para tekliflerini redetmiş bununla da kalmayıp onlara karşı savaşmıştır.Bu kitap siyonizmle ve yahudilerin kurmuş oldukları tuzakların ortasında abdülhamidin şehit kanı dökülmeden toprak vermeden onlarla verdiği mücadeleyi anlatıyor. Ortada bir pazarlık var ancak kimle kimin arasında kitabın alt metinin de bunu bulmak mümkün. (Ahmet Erkılıç)

Prof. Dr. Vahdettin Engin Sultan II. Abdulhamid konusunda Türkiye'de ki en yetkin müverrihlerden birisidir. Müşarünileyh muharririn "Pazarlık" adlı neşriyatı, II. Abdülhamid ile Dr. Theodore Herzl arasında cereyan eden münasebetleri aktarmaktadır. Abdülhamid ve yahudilerle ilgili oldukça fazla ve ilginç bilgiler bulunmaktadır. Müellifin istifade ettiği kaynaklar, eserin ekler kısmında gösterilmiş olup, el yazması irade-i seniyyeler, mektuplar, telgraflar mevcuttur. Meraklılarına mutlaka okumalarını tavsiye ederim. (Oğuzhan AFACAN)

Pazarlık PDF indirme linki var mı?

Vahdettin Engin - Pazarlık kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Pazarlık PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Vahdettin Engin Kimdir?

Yakınçağ Osmanlı tarihi uzmanı olan ve özellikle Sultan Abdülhamit dönemine ve Türkiye'de ulaşım tarihine ilişkin araştırmalarıyla tanınan Prof. Dr. Vahdettin Engin, 1956 yılında Kocaeli’nin Yarımca ilçesinde doğdu.İlköğrenimini Yarımca’da tamamladı. 1977 yılında Galatasaray Lisesi'ni bitirdi ve 1982 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yakınçağ Tarihi Kürsüsü’nden mezun oldu. 1983 yılında Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi’nde araştırma görevlisi olarak akademik hayatına başladı.1986 yılında "Ahmet Rıza Bey ve Siyasi Faaliyetleri" konulu yüksek lisans tezini, 1992 yılında "Rumeli Demiryolları" konulu araştırması ile doktora çalışmasını tamamladı. 1995 yılında doçent, 2002’de profesör unvanını aldı. Halen aynı üniversitenin Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü'nde öğretim üyeliği görevini sürdürmektedir. Prof. Engin, 2000 yılında çıkan Tünel kitabıyla Türk Tarih Kurumu Ödülü'ne layık görülmüştür. Son dönemde Dr. Theodor Herzl'in II. Abdülhamit ile Filistin'de bir Yahudi devleti kurulması için yaptığı gizli görüşmelerin ayrıntılarını belgeleriyle açığa çıkaran Pazarlık adlı kitabı sayesinde basında ses getirmiştir. Engin, aynı zamanda haftalık Habertürk Tarih dergisi yazarıdır.

Vahdettin Engin Kitapları - Eserleri

  • Pazarlık
  • Bir Devrin Son Sultanı 2. Abdülhamid
  • Osmanlı ’dan Cumhuriyet'e Tarihi Devamlılık
  • Kurtlar Sofrasındaki Osmanlı
  • Kütulamâre Zaferi
  • Hesaplaşma
  • II.Abdülhamid ve Dış Politika
  • Asayiş
  • Çanakkale 1915
  • Sultan II. Abdülhamid ve İstanbul'u
  • Cumhuriyet'in Aynası Osmanlı
  • Sorularla Milli Mücadele Tarihi
  • Hamidiye Alayları ve Hüseyin Paşa
  • Mekteb-i Sultani
  • Rumeli Demiryoları

Vahdettin Engin Alıntıları - Sözleri

  • Osmanlı-Cumhuriyet ayrımı yapmadan hepimiz bu ülkeye sahip çıkmalıyız. (Osmanlı ’dan Cumhuriyet'e Tarihi Devamlılık)
  • ABD yi oluşturan halk tamamen göçmen kökenlidir. Keşiften sonra buraya önce İngilizler ve irlandalılar göç ettiler. Onları Hollandalılar, Almanlar ve iskandinavyalılar izledi.1880 yıllardan sonra ikinci bir göç dalgası ile Doğu Avrupa ve Akdeniz yöresinden slavlar Romanyalılar ve İtalyanlar bu göçe katıldı (Kurtlar Sofrasındaki Osmanlı)
  • 27 Nisan 1909 tarihinde toplanan oturumda II. Abdülhamid'in tahttan indirilmesine ve Veliaht Mehmed Reşat'ın padişah olmasına karar verildi. (Bir Devrin Son Sultanı 2. Abdülhamid)
  • Gazi Paşa hazretleri bir an için gözlerini dalgalı denizin üzerinde gezdirerek: ‘Kurtarılmasına çalıştığımız ve kurtarmaya muvaffak olduğumuz İzmir’de suikast. İşin burası hakikaten garip ve hazin bir maceradır’ dediler. Bu sözler söylenirken Gazi’nin dudaklarında bir an için gözlenen hüzün ve elemi ömrümün sonuna kadar unutmayacağım. (Hesaplaşma)
  • Osmanlı İmparatorluğu Son yıllarında bile Balkanlar'da adriyatik'e kadar uzanan topraklara sahipti. İttihat Terakki'nin iktidara geldikten sonra partizanlık yapması ve orduyu siyasi içine çekmesi sonucunda Rumeli'deki son topraklarda elimizden çıktı. (Kurtlar Sofrasındaki Osmanlı)
  • Halaskar Zabitan baskısı ile kurulan yeni hükümette, Sadrazam Gazi Ahmet Muhtar Paşa, Dışişleri Bakanı Ermeni kabriyel Noradukyan Paşa idi. Gidişat bir Balkan savaşının çıkacağını gösteriyordu, fakat Rusya Dışişleri Bakanı Noradukyan Efendi'ye barış konusunda teminat vermişti.Buna güvenilerek Rumeli'deki 120 Tabur Osmanlı askeri terhis edildi. Hükümeti öyle bir gaflet sarmıştı ki, bununla da yetinilmeyrek Sırpların, Avrupa ülkelerinden satın aldığı top ve silahların bir kısmı Osmanlı limanı olan Selanik kullanılarak Sırbistan'a gitmesine bir de izin verildi. (Kurtlar Sofrasındaki Osmanlı)
  • II. Abdülhamid Osmanlı Devleti için en büyük tehlike olarak İngiltere'yi görüyordu. Ona göre, İngiltere'nin Rus Savaşı'nda Osmanlı Devleti'ni yalnız bırakmış olması bir politika değişikliği idi ve artık İngiltere Osmanlı Devleti'ni parçalamaya çalışacaktı.   (Pazarlık)
  • İkinci Meşrutiyet'in ilanı ile birlikte Filistin'e Yahudi göçü bir anda yoğunlaştı. İttihat ve Terakki iktidarı bu  durumu önlemeye yönelik tedbirler almaya çalıştıysa da başarılı olamadı. (Pazarlık)
  • Bu arada Yahudileri bir şekilde Filistin'e yerleştirme çabaları da devam ediyordu. Bu bağlamda bu defa da Emil Frank isimli kişi harekete geçmişti. (Pazarlık)
  • Şerefsiz, istiklalsiz, esir bir millet çocukları olarak olarak yaşamak yerine efendice ve kahramanca ölmek elbette ki şayan-ı tercihtir. Bunu anlayamamak ne garip bir mantıktır!" (Sorularla Milli Mücadele Tarihi)
  • II. Abdülhamid'in büyük dünya devletlerinin yoğun saldırıları karşısında ülke bütünlüğünü koruma amacına yönelik olarak ürettiği politikalar da mevcuttu. Sultan, geniş Osmanlı coğrafyasının tamamını elde tutmanın zorluğunun farkındaydı. Geliştirdiği strateji çerçevesinde bazı bölgelerin titizlikle korunması politikasını uyguladı. Ona göre kesinlikle vazgeçilemeyecek bölgeler şöyleydi: Tabii ki öncelikle Anadolu, Selanik dâhil Balkanlar'ın bir bölümü. Kutsal topraklar yani Hicaz bölgesi, bugünkü Irak, Suriye ve Filistin bölgeleri. Osmanlı'yı parçalama çabası içinde olan büyük devletlerin, aralarındaki rekabetten dolayı er geç bir hesaplaşma içine gireceklerini düşünüyordu. İşte o anda Osmanlı Devleti savaş dışında kalacak ve devletlerin yıpranmasından yararlanarak, kendi ülkesini daha güçlü konuma getirecekti. Büyük devletler tam da Sultan'ın düşündüğü gibi 1914 yılında büyük bir hesaplaşmanın içine girdiler. Ama II. Abdülhamid artık iktidarda değildi. Dolayısı ile iktidarda olsaydı I. Dünya Savaşı'nın kaderi nasıl olurdu? Onu kestirmek mümkün değil. (Osmanlı ’dan Cumhuriyet'e Tarihi Devamlılık)
  • Fransız'a Mısır'ın bir avuç kumunun bile verilmesine razı olmayan III. Selim ile düşman bir kavme atını ve eşini veren ama millete ait olduğu için bir karış toprak parçası vermeyen Mete Han birbirlerinden neredeyse iki bin yıl ara ile Türk Devleti'ne başkanlık etmişlerdir. Ama aradan iki bin yıl geçse de vatan toprağı konusunda Türk töresi değişmemiştir. Vatan toprağı verilmez. Almak isteyen olursa mücadele eder ve sonuna kadar vatanını korursun. (Osmanlı ’dan Cumhuriyet'e Tarihi Devamlılık)
  • “II. Abdülhamid benim hayatımda tanıdığım en kurnaz Doğuludur. Şark kurnazlığının en usta temsilcisi olan bu adamı takdir etmemek elde değildir.” Prof. Arminius Vambery’nin Sultan Abdülhamid hakkında ki fikirleri. (Bir Devrin Son Sultanı 2. Abdülhamid)
  • “Ne zaman bir eyaletin Osmanlı Devleti’nden kopması söz konusu olsa, İngiltere benim değil de düşmanlarımın yanında yer almıştır.” (Bir Devrin Son Sultanı 2. Abdülhamid)
  • Tarihi devamlılık örneklerini çok çeşitlendirmek mümkündür. Bugün İstanbul'un fethini kutluyorsak bu tarihi devamlılığın bir sonucudur. Çanakkale Zaferi'ni kutluyorsak tarihi devamlılığın bir sonucudur. Sarıkamış şehitlerini anıyorsak tarihi devamlılığın bir sonucudur. Sağlık personeli 14 Mart'ı "Tıp bayramı" olarak kutluyorlar. 14 Mart 1827 yani II. Mahmud'un Tıbbiye-i Şahaneyi açtığı gün. Burada da tarihi devamlılık karşımıza çıkıyor. (Osmanlı ’dan Cumhuriyet'e Tarihi Devamlılık)
  • Ülkenin kurtuluşunun çok yakın olduğu o günlerin birinde Afyon Cephesi’nde taarruz hazırlık ve planları yapılmaktaydı. Halide Edip Mustafa Kemal Paşa’ya şöyle dedi: “İzmir’i aldıktan sonra biraz dinlenirsiniz Paşam. Çok yoruldunuz.” Cevap çok anlamlı idi ve yol ayrımının kaçınılmazlığını vurguluyordu: “Dinlenmek mi? Yunanlılardan sonra birbirimizle kavga edeceğiz, birbirimizi yiyeceğiz.” (Hesaplaşma)
  • Halaskar zabıtan grubunun baskısıyla ittihatçı hükümet istifa etti. 16 Temmuz 1912'de istifa etti. (Kurtlar Sofrasındaki Osmanlı)
  • Silahtan önce gerekli olan; karşınızdaki güç ne kadar büyük olursa olsun bir hedef doğrultusunda inanmış olarak mücadele etmeye karar verilmiş olmasıdır (Sorularla Milli Mücadele Tarihi)
  • “Müstebid" bir padişah olarak bilinen ve saltanat yıllarına "İstibdat Dönemi" adı verilen Sultan, aslında birçok konuda uzmanlara danışmadan karar vermiyordu. Esas itibariyle de Yıldız Sarayı'nda, her zaman danışabileceği, güvendiği devlet adamlarından oluşan bir ekibi vardı. Çoğu zaman da ilgili uzmanlardan yazılı raporlar istiyordu. Kendisinin vereceği en son karar öncesinde uzmanların görüşünü alması ve ondan sonra kesin kararını vermesi tarzında çok sayıda örneğin olması, II. Abdülhamid'in çalışma sistemi hakkında daha iyi fikir vermektedir. Bu bağlamda, II. Abdülhamid idaresi aslında merkezi yönetimin güçlü olduğu bir nevi “Başkanlık Sistemi" gibi işliyordu ve bu yönüyle başlı başına önemliydi. Çünkü geniş bir coğrafyaya yayılmış olan devleti ayakta tutabilmesi buna bağlıydı. (Osmanlı ’dan Cumhuriyet'e Tarihi Devamlılık)
  • Yahudiler İslam'ın çıkışından bin yıl önce sürdürdükleri ve bir daha egemen olamadıkları İsrail topraklarına (Eretz İsrael) bir gün dönme arzusunu daima canlı tutmuşlardı. Bu vaat edilmiş topraklara tekrar kavuşma tutkusuna daha sonraları, Kudüs'ün tepelerinden biri olan Sion'a izafeten Siyonizm adı verilmiştir. (Pazarlık)

Yorum Yaz