Pencereden - Güray Süngü Kitap özeti, konusu ve incelemesi - PDF
Pencereden kimin eseri? Pencereden kitabının yazarı kimdir? Pencereden konusu ve anafikri nedir? Pencereden kitabı ne anlatıyor? Pencereden kitabının yazarı Güray Süngü kimdir? İşte Pencereden kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Güray Süngü
Editör: Kadir Daniş
Yayın Evi: Ketebe Yayınları
İSBN: 9786257854467
Sayfa Sayısı: 176
Pencereden Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
“Uzun uzun anlatmam gerek anlaşılması için ama anlatamam. Çünkü siz bir yabancısınız.”
Pencereden tanıdık yüzlü yabancılar arasında kalmışların romanı. Samimiyetsiz nezaket sözleriyle kızaranların, sırtında delici bakışlar hissedenlerin, herkese sadece “siz” diyebilenlerin. Hayata ancak kabuğundaki pencereden bakmak zorunda olanların.
Pencereden Alıntıları - Sözleri
- Hayat daha zor artık.
- Düşünceli olmak, ince olmak zor kılıyordu hayatı.
- Benim üstüne titrediğim kocaman bir yalnızlığım var.
- "Benim üstüne titrediğim kocaman bir yalnızlığım var."
- Mutsuz insanlar yürürmüş çok. Kendi içinde dolaşırmış insan yürürken..
- Sadece insanların halleri incitiyor bizi, bu kadar basit.
- Otuz iki yaşında bir adam annesinden korkar mı? İnsan annesini kırmaktan korkmaz mı?
- İnsanın dokunduğu her şey bulanıyor, neye elini atsa...
- Acı hep var. İnsanın olduğu her yerde var.
- Malumuydu herkesin, çocuklar acımasız olurdu.
- Dünya adil değil.
- Okuyarak vaktimizi değerlendireceğiz. Vakit zaten değerli, senin değerlendirmene tenezzül mü eder.
- İnsan ya korkak olduğu için kibardır, ya da kibar olduğu için korkak. Ben kıramam. Hiç kimseyi. Kendi kemiklerimden başka hiçbir şeyi..
- ..sen bana yanında, yakınındaymışım gibi bakıyorsun. Bunu anlayamıyorum. Ben hiçbir insana öyle bakamıyorum..
- İçkisinden büyük bir yudum aldı kadın. Büyük yudum alan insanlar mutsuzdurlar. Biliyoruz değil mi? Küçük yudumla içki içenler de ya pısırıktırlar, ya da keyfediyordurlar.
Pencereden İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Ayhan'ın içsel konuşmalarını,kendi sorularına verdiği mantıklı ve objektif cevapları,kendi kendine yetmesini çok sevdim.Ayrıca yazarın anlatımı,psikolojik tahlilleri,olayların akışına göre geçmişe gitmesi çok çok iyiydi.Elimden bırakmadan okudum.Satırlarda gerceklik karşısında mest oldum.Psikolojik kitapları sevenler,ruhunuza dokunacak,unutamayacağınız bir kitap okumak istiyorsanız bu kitap tam size göreMutlaka ama mutlaka okumalısınız. . (Nihal)
Pencereden...: Kimimiz Ayhanız, Ayhan biz, biz Ayhanız belkide ... kimileride Ayhanın annesi babası. Ve kimileride o siz diye hitap ettiklerimiz, yemeği hep önce alanlar. Hayatta bu karakterlerin hepsi bulunmakta. Bu kitap tamamiyle hayal ürünüdür belirli kişi ve olaylara dayanmaz(!) oysa roman bu değil mi bizler neysek romana yansıyan da o. Yalnızca isimler değişik. Ayhan değilde Ayşeyiz Mehmetiz. Özlem değil de Fatmayız Aliyiz. Sakine hanım değil de Hacer hanımız. Belki de belkide ... Teşekkürler Güray Süngü. (Armabu)
Pencereden, Güray Süngü'nün ilk basımı 2006 da yayınlanan ilk romanı... Yabancılaşmış( ötekileştirilmiş) bireyin kendisine göre bir dünya kurma çabasının anlatıldığı, intihar izleğinin tersten işlendiği bir psikolojik roman örneği. İhtimam ile esirgediğini yalnızlığıyla yaşayan tuhaf genç bir adamın hikayesini, geriye dönüşlerle okuyoruz. Karakterin geçmişini, zihin koridorlarından yansıyan monologlarından öğreniyoruz. Öyle bir karakter düşünün ki gelenekçi bir aileden gelsin ve tüm öğrenim ve iş hayatı boyunca kendisinden beklenilenleri yerine getirememenin ezikliğiyle kabuğuna çekilmiş olsun. Mutsuzluğunu ifade etmekten çekinen, içinden geçen duyguları, aklından geçen soruları yansıtmayan kendisini “sessize almış” bu karakter üzerinden birey-toplum sorunsalına da yazarın mahir dokunuşunu görürüz. Büyülü bir anlatım ve #bilinçakışı tekniği ile #dissosiyatifkimlikbozukluğu ‘na dair bu muhteşem psikolojik romanı Güray Süngü’nün penceresinden izleyin... yazar/guray-sungu (Meltem Bige)
Kitabın Yazarı Güray Süngü Kimdir?
1976 yılında İstanbul’un sur içi mahallelerinden Kadırga’da doğdu. İlk öğretime Kadırga İlkokulunda başladı. Çocukluğu Ayasofya ve Sultanahmette geçti. Gedikpaşa’da esnaf olan babası sayesinde çalışma hayatını erken yaşta tanıdı. Üniversiteden mezun olana kadar bütün tatillerini Kapalıçarşı’da geçirdi. Farklı milletlerden, meşreplerden, dinlerden insanların arasında büyüdü. Üniversite eğitimini Uludağ Üniversitesi’nde aldı. İktisat fakültesinde okudu. Mezuniyetinden sonra özel sektörde çalışmaya başladı. 2009 yılına kadar çeşitli sektörlerde görev aldıktan sonra, yayın sektörüne geçti.
Güray Süngü yazmaya Bursa yıllarında başladı. İlk öyküsü 1998 yılında Hece dergisinde yayınlandı. Bugüne dek, Hece, Hece Öykü, E-edebiyat, Ada, Özgür Edebiyat, İtibar, İzdiham, Cafcaf, Hacamat, CF, Edebi Müdahale, Post Öykü, Cins, Muhayyel gibi dergilerde öyküler ve yazılar yayınladı. Öğrenciyken yazdığı ilk romanı Dördüncü Tekil Şahıs 2006 yılında okuyucuyla buluştu.
Düş Kesiği adlı romanıyla 2010 Oğuz Atay Roman Ödülü’ne, Kış Bahçesi adlı romanıyla 2011 Türkiye Yazarlar Birliği Roman Ödülü’ne layık görüldü. 2014 yılında Deli Gömleği ve Hiçbir şey Anlatmayan Hikayelerin İkincisi kitapları ile Necip Fazıl Hikaye Ödülü’nü kazandı.
2018 yılında 14. Kristal Lale ödüllerinde yılın edebiyatçısı seçildi.
Kitapları;
Dördüncü Tekil Şahıs-Roman, 2006
Pencereden-Roman, 2006
Düş Kesiği-Roman, 2010
Deli Gömleği-Öykü, 2010
Kış Bahçesi-Roman, 2011
Hiçbir şey Anlatmayan Hikâyelerin İkincisi-Öykü, 2012
Köşe Başında Suret Bulan Tek Kişilik Aşk-Öykü, 2014
Mehmet’i Sakatlayan Serçe Parmağı-Roman, 2015
İnsanın Acayip Kısa Tarihi-Uzun Hikaye, 2016
Vicdan Sızlar-Öykü, 2016
İbrahim’in Kaybettiğini Bulmasıdır, 2018
Güray Süngü Kitapları - Eserleri
- Deli Gömleği
- İnsanın Acayip Kısa Tarihi
- Düş Kesiği
- Vicdan Sızlar
- Kış Bahçesi
- Mehmet'i Sakatlayan Serçe Parmağı
- Sayıklar Bir Dilde
- İbrahim’in Kaybettiğini Bulmasıdır
- Hiçbir Şey Anlatmayan Hikayelerin İkincisi
- Köşe Başında Suret Bulan Tek Kişilik Aşk
- Pencere'DEN
- Az Kalan Gölge
- Pencereden
- Dördüncü Tekil Şahıs
- Hiçbir Şey Anlatmayan Hikayelerin İkincisi
Güray Süngü Alıntıları - Sözleri
- Yürümüştüm. Bitmişti... İmza; ölümlü. (Dördüncü Tekil Şahıs)
- Beni herkes anlıyor. Sen yağmuru anlamaya çalış.. (Dördüncü Tekil Şahıs)
- Sen benim hiçbir şeyimsin. Al sana bir yara daha. Görmezsem yoksun. (İbrahim’in Kaybettiğini Bulmasıdır)
- yaşam tüm unsurlarıyla ayakta durup bana sırıtıyor gibi geldi. (Kış Bahçesi)
- bir şeye benzemeye benzemeye insan bir şey olduğunu bir şey olmadığını anlamazmış. böyle sürermiş. (Vicdan Sızlar)
- Gün görmüş adamlar usulünce istemeyi iyi bilirler. (Deli Gömleği)
- İnsan çok leş bir yaratık türü. Atlatamadığı şey yok... (Az Kalan Gölge)
- Güzel neymiş? Güzel, gördüğümüş. Hayır “güzel gördüğün” değilmiş güzel, gördüğümüş. (Sayıklar Bir Dilde)
- Kafan duman olmuş, şöyle sağa sola doğru salla biraz da kulaklarından çıksın duman. Olmaz böyle. Net olacak kafa. Freş hava. Oh mis. (İbrahim’in Kaybettiğini Bulmasıdır)
- Ne demiştin sen; sana kalbimi göstersem yaralarıma hayran olursun... (Düş Kesiği)
- İnsan kibirli, artist, gösteriş budalası ve mal mülk düşkünüdür. İnsan düşkünse düşüktür. Düşükse düşmüştür. Düşmüşse düşenin dostu olmaz, seyircisi olur. İnsan seyredicidir. İnsan adeta insan değildir. (İbrahim’in Kaybettiğini Bulmasıdır)
- Hayat daha zor artık. (Pencereden)
- Bir gamlı hazanın seherinde Israra ne hacet, yine bülbül? (Sayıklar Bir Dilde)
- İnsanca diye bir dil var, kimseler konuşamıyor. (İbrahim’in Kaybettiğini Bulmasıdır)
- Belki de ben delirdim. Belki de ben delirmedim, zaten deliydim. (İnsanın Acayip Kısa Tarihi)
- Bu garip. Allahın garibi. -Bütün garipler Allah'ındır. Hamdolsun. (Vicdan Sızlar)
- "Müziği duymayanlar, dans edenleri deli sanmaya devam ediyordu." (İnsanın Acayip Kısa Tarihi)
- Haddini bilmeyene haddi bildirilir de kendini bilmeyene ne bildireceksiniz... (İnsanın Acayip Kısa Tarihi)
- Bende bakılacak bir şey varsa o da kusurdur,bakılacaksa ona bakılsın. (Köşe Başında Suret Bulan Tek Kişilik Aşk)
- Çünkü ne öncesinde ne sonrasında hiçbir günüm değil, hiç bir anım o an kadar güzel olmadı. Bir insanın hüznü, hüznüyle gögelenmiş yüzü, bir diğerinin cenneti olabiliyordu demek. (Hiçbir Şey Anlatmayan Hikayelerin İkincisi)