diorex
Dedas

Peter Camenzind - Hermann Hesse Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Peter Camenzind kimin eseri? Peter Camenzind kitabının yazarı kimdir? Peter Camenzind konusu ve anafikri nedir? Peter Camenzind kitabı ne anlatıyor? Peter Camenzind PDF indirme linki var mı? Peter Camenzind kitabının yazarı Hermann Hesse kimdir? İşte Peter Camenzind kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 15.04.2022 06:00
Peter Camenzind - Hermann Hesse Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Hermann Hesse

Çevirmen: Kamuran Şipal

Yayın Evi: Can Yayınları

İSBN: 9789750703256

Sayfa Sayısı: 200

Peter Camenzind Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Çarklar Arasında adlı romanında olduğu gibi özyaşamöyküsel öğelerin ağır bastığı Peter Camenzind, yazarı Hermann Hesse'yi bir anda üne kavuşturan ilk romanı. İsviçreli bir çiftçinin oğlu olan Peter, gençliğini ücra bir köyde geçirdikten sonra üniversite öğrenimi sırasında edebiyatla ilgilenir. Birlikte yaptıkları bir yolculuk sırasında müzisyen arkadaşı Richard'ın boğularak ölmesi ve kadınlarla olan ilişkilerindeki beceriksizliği onu mutsuzluğa sürükler. Edebiyat alanındaki başarıları ise depresyondan ve alkol bağımlılığından kurtaramaz onu. Sonunda özüne döner. Peter Camenzind'in hoşnutsuzluğu ve arayışı, siyasal koşullara yönelik değil; kısmen yapabileceğinden fazlasını istediği kendine, kısmen de gençlere özgü biçimde eleştirdiği topluma yönelik. Tanımak için fazla fırsat bulamadığı dünya ve insanlık, onun gözünde fazlasıyla doygun, fazlasıyla kendini beğenmiş, fazlasıyla düz ve standart. Peter, onlardan daha özgür, daha hareketli, daha güzel, daha soylu yaşamak istiyor; başından beri kendisiyle dünya arasında uyum olmadığını düşünüyor; oysa o dünyanın kendisini ne kadar çektiğini ve baştan çıkardığını fark etmiyor. 

'Bu derin ve ustalıkla yaratılmış öyküyü, içerdiği insanlık için seviyorum. İçindeki bazı şeyler, benim kendi çocukluğumda hissettiğim ve sonra yitirdiğim şeyler... Ve sonra o iki aşk sahneki: bunlar tıpkı benim kendi hayatımda yaşadığım olaylar gibi.' 

Peter Camenzind Alıntıları - Sözleri

  • İyi ama, insan sevgisine götüren yolu nasıl bulacaktım?
  • Bir ağacın hışırtısı ya da bir dağın güneşte yangını başkaları için nedir ki? Ama siz bunlarda bir yaşam bulur, bu yaşamı onlarla paylaşmak istersiniz.
  • Yaşam ciddi olayların ve derin heyecanların yanı başına komik olayları getirip koymayı sever.
  • Önceleri sevmeden sevilmenin insana olağanüstü bir haz sağlayacağını düşünmüştüm. Ama artık kendinizi size buyur eden ama karşılık verilmeyen sevginin eza verici bir şey olduğunu öğrenmiştim.
  • Bana öyle gelmiştir ki, her dönemde sanat- içimizdeki Tanrısala karşl duyulan suskun özlemin sesini duyurduğu bir dil olmuştur.
  • Sen dik kafalının, başına buyruğun birisin, gün gelecek bu inatçılığınla bir kayaya toslayacaksın başını.
  • Pek çok kimse "doğayı sevdiğini" söyler. Bununla zaman zaman doğanın kendilerine buyur ettiği güzelliklerin tadını çıkarmaya karşı olmadıklarını söylemek isterler. Doğanın içinde gezip dolaşır, yeryüzünün güzelliği karşısında yüzleri güler, çayır çimenleri ezerler ayakları altında; bir demet çiçek, birkaç dal koparır, sonra da kaldırıp atarlar bunları ya da eve götürür, sararıp solmaya bırakırlar. Onların doğayi sevmeleri böyledir işte. Hava güzelse, pazar günleri anımsarlar bu sevgiyi ve altın gibi bir kalbe sahip olduklarını görmek, kendilerini duygulandırır. Çünkü davrandıkları gibi davranmaları gerekmez asla, değil mi ki, "Insan doğanın başındaki taçtır." Öyle ya, taç!
  • Hüznümün ve yaşama yeteneğinden yoksunluğumun nedenleri üzerinde bir türlü arkası gelmeyen düşünüp durmalarım sonuç vermiyor, beni yoruyordu. İşimin bittiği, gücümün tükendiği gibi bir duygu benden uzaklaştı, yüreğimde karanlık dürtüler kaynaşıyordu daha çok, zamanı gelince şöyle derin ve eli yüzü düzgün bir şeyler yaratacağıma, kuru ve yavan yaşamın elinden hiç değilse bir lokma mutluluk koparıp alacağıma inanıyordum. İyi ama zamanı gelecek miydi?
  • Bir fırsatını bulduğumda çalışıp öğrenmeye yan çiziyor, dağlara koşuyor, göle atıyordum kendimi ya da bayırda bir kenara çekilip kitap okuyor, hayallere dalıyor, tenbelliğin tadını çıkarıyordum.
  • Her ağacın kendine özgü bir yaşam sürdürdüğünü, kendine özgü biçimde büyüyüp boy attığını, kendine özgü dallar ve yapraklarla donandığını, bir ağacın gölgesinin bir ötekine benzemediğini görüyordum.
  • “Ne müthiş çileler çektik ve hâlâ çekiyoruz.”
  • İnsan topu topu bir kez gelir dünyaya, birazcık neşelenip eğlenmek dururken yaşamı kendinize zehir etmenin anlamı var mı?
  • İçimde başka bir özlem de vardı ki, daha büyük bir güç ve dirimsellikle sürdürüyordu varlığını: Bir dostum olsun diye can atıyordum.
  • Ürkek bir sevgi beni ona çekiyor, ama ben yine de uzağında tutuyordum kendimi, onun rahatlık, özgürlük ve zenginlik taşan yaşantısının yanında yoksulluğumun ve görgü kurallarını gereği gibi bilmeyişimin beni rezil etmekten başka işe yaramayacağı biriyle ilişki kurmaktan çekiniyordum. Derken kendisi geldi bana. Bir akşam odamın kapısı vuruldu, biraz irkildim, çünkü o zamana kadar kimse gelip odamda ziyaret etmemişti beni. Yakışıklı öğrenci içeri girdi, elini uzattı bana, ismini söyledi; öylesine sere serpe ve neşeli davranıyordu ki, sanki eskiden beri birbirini tanıyan iki kişiydik.
  • Sakat ve sefil kimseler arasında gözleri bir üstünlük ifadesiyle sessiz ve ışıl ışıl parıldayarak size bakanlarla hiç karşılaşmadınız mı? Bana kulak vermek, benim kırık dökük sözcüklerimi dinlemek istemezseniz, bunlara gidin; bunlar öyle kimselerdir ki, hırstan arınmış sevgileri acıları yenmiş, onlarl bir yücelikle donatmıştır.

Peter Camenzind İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Hermann Hesse ait ilk kitabı olan bu eserde, kitaba adını veren Peter hayatını kendi ağzından bize anlatiyor. İsviçre Alplerinde başlayan dağ hayatı ve doğa tutkusu, okumak için şehre gidişi, yazarlığa ilgisini keşfetmesi, şehir şehir gezmesi, ailesiyle olan ilişkisi, arkadaşlıkları, kadınlara karşı tutumu, hayat hakkındaki tespitleri, kaybettikleri ve elinde kalanlar kısaca içinde ne varsa anlatmış bize. Siddhartha kitabıyla ortak noktasi her iki karakterin de arayış içinde olması. Betimlemeler güzeldi ve dili sadeydi. Okurken zorlamadı ancak durgun ilerledi biraz. Keyifli okumalar... (Kevser)

Çok sevdiğim yazarlardan Hermann Hesse'nin ilk romanı olan Peter Camenzind ile geldim bugün. Böyle büyük yazarların ilk kitaplarını okumaktan büyük keyif alıyorum, kült olmuş eserlerinin ardındaki kişisel yolculuklarının başlangıcı oluyor bir nevi kaleme alınan bu ilk eserler. Gelelim kitabımıza. Kitaba adını veren kahramanımız Peter Camenzind, İsviçre'nin bir dağ köyünde yaşamaktadır. Ancak yaşadığı bu dünya kendisine küçük gelmiş olacak ki, dünyayı lise çağına gelince yatılı okumaya başlar, daha sonra ise üniversite ile beraber de, dünyayı keşfetme yoluna koyulur. Aslında gezip gördüğü yerler ve tanıdığı yeni insanlarla birlikte kendi iç dünyasında da bir yolculuğa çıkar Peter, bir yandan da kendini tanıma yoluna gider. Sayfalar ilerledikçe Peter'ın karakterinin değişimine de tanık oluruz, onun öykü ile beraber büyümesini izleriz. Bir yandan çocukluğunda başına gelen olayların izlerini yer yer hatırlarken, bir yandan da tanıştığı bu yeni dünyada kendine yer edinmeye çalışır Peter. Bazen yükselişe geçerken bazen de dibe vuruyor, kimi zaman köklerinden fersah fersah uzakken, kimi zaman da çocukluğuna sarılıyor. Peter'ın bu yolculuğunda ona eşlik etmekten büyük keyif aldım ben. Aslına bakılırsa Peter Camenzind, Hermann Hesse'nin çok bilindik romanlarından biri değildir. Belki de ilk romanı olması, henüz yazarlıkta çıraklık dönemi dediğimiz döneme denk gelmesinden olabilir, ancak bana kalırsa, Siddhartha'nın, Narziss ve Goldmund'un temelleri atılmış bu kitapta. Betimlemelerinin gücünü derinden hissedeceğiniz bu kitabı belki okuma listenize eklemek istersiniz :) (Sitting Panda)

Ülkemizde kitap/siddhartha--3554 ve kitap/bozkirkurdu--181942 ile okunur durumda olan Hermann Hesse’nin 1904 tarihli ilk romanı elinizde. • Naçizane düşüncem Hesse biz Türk okurlar arasında gerektiği değeri görmüyor. Sahip olduğu derin edebiyat bilgisi, Zen ve Budist geleneğine yakınlığı, varoluşsal metinleri ve etkileyici diliyle ‘çok okunurlar’ arasında olmalı. • ‘Otobiyografik izler’ ibaresi çok da hoşuma gitmiyor. Zira her yazar kendinden bir şeyler katıyor eserlerine. • Eserlerini zıtlıklar üzerine temellendiriyor genel olarak Hesse. Burada da ‘şehir-kırsal’, ‘kadın-erkek’ temaları üzerinden yürüyen bir roman okuyacaksınız. • Peter Camenzind. İsviçreli bir çiftçinin oğlu. Doğa ile eşi bulunmaz bir bağı var. Yaşamış olduğu kasaba hayatından kaçma isteği onu üniversite öğrenimi görmek amaçlı Zürih’e sürükleyecektir. • Bu ani değişim sonrası yeni hayatına uyum sürecinde başlayan sıkıntıları Camenzind’i zorlu bir yola sokacaktır. • Peki o yol Camenzind’in özüne dönüşünü sağlayacak mıdır? • Hesse yazarlıkta ‘acemilik’ dönemi yaşamamış ender yazarlardan bence. Bu ilk romanında dahi o acemiliği sezdirmeyecek sizlere. Buyurun. (Adem Kara)

Peter Camenzind PDF indirme linki var mı?

Hermann Hesse - Peter Camenzind kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Peter Camenzind PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Hermann Hesse Kimdir?

1877'de Almanya'nın Calw Kasabası'nda doğdu. 1962 yılında İsviçre'nin Montagnola Kasabası'nda yaşamını yitirdi. İlk şiirini yirmi beş yaşında yazdı. Ardından Peter Camenzind, Çarklar Arasında, Gertrud, Rosshalde, Demian ve diğer romanları geldi. Birinci Dünya Savaşı'nda Alman militarizmini protesto etmek için İsviçre'ye yerleşti. İkinci Dünya Savaşı'nda hem Naziler, hem de antifaşistler tarafından sert şekilde eleştirildi. Bu eleştiriler, ayrıca sorunlu aile yaşamı ve savaş esirlerine yardım konusundaki yoğun çalışmasının sonucu ağır bir bunalım geçirdi. Jung'un öğrencisi Lang ona psikanaliz tedavisi uyguladı. Lang ile dostluğu ruhbilime ve Jung'a duyduğu ilgiyi körükleyerek şiirsel iç dünyasını zenginleştirdi. İnsancıllığı, barışseverliği ve insan yaşamını irdeleyen felsefesi, Bozkırkurdu, Narziss ve Goldmund ve Siddhartha adlı romanlarında özellikle belirgindir. Boncuk Oyunu adlı romanından sonra 1946'da Nobel Edebiyat Ödülü aldı. Doğu edebiyatına ve mistisizmine düşkünlüğü, ayrıca bireysel bunalımlara çözümü Doğu felsefesinde arayışı, 1960 yıllarında canlanan Budizm ve Zen Budizm akımlarının da yardımıyla özellikle Amerikan hippi gençliği arasında en çok okunan yazarlar arasına girmesini sağladı. Eserlerinin büyük bölümü Türkçe'ye çevrildi.

Hermann Hesse Kitapları - Eserleri

  • Siddhartha
  • Bozkırkurdu
  • Masallar
  • Gençlik Güzel Şey
  • Peter Camenzind
  • Demian
  • Doğu Yolculuğu
  • Kaplıcada Bir Konuk
  • Çarklar Arasında
  • Öldürmeyeceksin
  • Boncuk Oyunu
  • Gertrud
  • Klingsor'un Son Yazı
  • Knulp
  • Rosshalde
  • Narziss ve Goldmund
  • Şeftali Ağacı
  • Sevgi Üzerine
  • Hermann Hesse'den Mektuplar
  • Hermann Lauscher
  • Küçük Dünyalar
  • Bozkır Kurdu'nun Düş Yolculukları
  • Yabancı Bir Gezegenden Tuhaf Haberler
  • Klein ve Wagner
  • Mektuplar
  • Entelektüelin Kütüphanesi
  • Seçilmiş Şiirler
  • Görkemli Dünya
  • İnanç da Sevgi de Aklın Yolunu İzlemez
  • Ağaçlar
  • Sevebilen Mutludur
  • Wege nach innen: 25 Gedichte
  • Gece Yarısından Sonra Bir Saat
  • If the War Goes On

Hermann Hesse Alıntıları - Sözleri

  • "Çiçeklerden örülmüş çelengi şen bir pervasızlıkla yuvarlak başlı kazıklardan çözüp aldım." (Gece Yarısından Sonra Bir Saat)
  • Seni buna inandıracak kimse muhtemelen hiç gelmeyecek. Ama hayatta inançsız yaşanamayacağını zamanla sen kendin anlayacaksın; çünkü bilgi hiçbir şeye yaramaz. Her gün görüyoruz; çok iyi tanıdığımızı sandığımız birisi öyle bir şey yapıyor ki, bu yaptığının bilgiyle, iyi bilmekle ilgisi olmadığını gösteriyor bize. (Gençlik Güzel Şey)
  • ... çocukluğumuzun geçtiği yerlerde her şey güzeldir, kutsaldır. (Gençlik Güzel Şey)
  • "Her şeyden zor ele geçirilen şey , her şeyden çok sevilir." (Sevebilen Mutludur)
  • Öyle ya, insan kötü bir şey yaptı mı, sonradan kendisi bilir kötü olduğunu, utanır yaptığından. Ama paylanıp azarlanırsa, o kadar utanmaz. (Rosshalde)
  • Bir tez ne kadar sivri ve ödün vermez biçimde dile getirilirse, kendi antitezini davet edişi de o kadar kesinlik taşır. (Boncuk Oyunu)
  • Her şeye bir 'anlam' veren tek yaratığın insan olduğunu bilmiyor musunuz? (Masallar)
  • "gönlüm bu renksiz, sığ, belli normlara uydurulup sterilize edilmiş yaşama ateş püskürüyor." (Bozkırkurdu)
  • Çoğu zaman böyleydi; birisi mutluluğu ya da erdemiyle övünüyor, böbürleniyorsa, onda bunun ikisi de yok demekti. (Knulp)
  • "Yeniden inanç sahibi olacaksam, bu işi ancak, gelip beni buna inandıracak birisi başarabilir" Annem gülümsedi, yüzüme baktı; biraz düşündükten sonra dedi ki: "Seni buna inandıracak kimse muhtemelen hiç gelmeyecek. Ama hayatta inançsız yaşanamayacağînı zamanla sen kendin anlayacaksın; çünkü bilgi hiçbir şeye yaramaz. Her gün görüyoruz; çok iyi tanîdığımızı sandığımız birisi öyle bir şey yapıyor ki, bu yaptı- ğının bilgiyle, iyi bilmekle ilgisi olmadığını gösteriyor bize. Fakat insanın bir güvene, bir desteğe ihtiyacî vardır. Bir profesöre yahut Bismarck'a veya bir başka kimseye gitmektense, Hazreti isa'ya yönelmek her zaman için daha iyidir." "Neden?" diye sordum. "Hazreti İsa hakkında da da öyle fazla kesin bilgimiz yok ki!" 'Yoo, var pekâlâ. Hem sonra... Devirler boyunca orada burada tek tük insan çıkmıştır; kendilerinden emin ve korkusuz insanlar. Sokrates için, daha birkaç kişi için öyle derler; ama çok değildir sayıları; pek azdır hatta. Böyleleri rahat görülle ölebilmişlerse, bu onların zeki olmalarından değil, kalplerinin, vicdanlarının temizliğindendir. Diyeceğim, tek tüktür böyleleri; her biri ayrı ayrı hakkı olabilir. Ama hangşmiz onlar gibiyiz? Böyle pek az kimsenin karşısında, beri yanda binlerce, binlerce insan görüyorsun; zavallı, basit insanlar; Hazreti İsa'ya inandıkları için yine de uysal ve memnun ölebilmiş insanlar. Büyükbaban kurtuluncaya kadar ıstıraplar ve sefalet içinde tam on dört ay yattı da sızlanmadı; ıstırabına ve ölümüne adeta sevinçle katlandı, çünkü tesellisini Hazreti İsa'da bulmuştu." sözlerini şöyle bağladı annem: "Bunların seni inandıramayacağını iyi biliyorum. inancın yolu akıldan geçmez, aşk gibidir o da. Ama günün birinde, aklın her şeye yetmediğini göreceksin; O raddeye geldin de darda kaldın mı, bir teselli gibi görünen her ne varsa ona uzanacaksın. Bugün konuştuklarımızdan bazılarını belki hatırlarsın o vakit" (Gençlik Güzel Şey)
  • "Yani hayatımı, ona yeniden anlam katarak kurtarmak istiyorum." (Doğu Yolculuğu)
  • Saatler,sesleri işitilmeyen kanat hareketleriyle geçip gidiyor üstümüzden. (Gece Yarısından Sonra Bir Saat)
  • Genelde yaşanmaya değmez, çünkü amaçsız bir yaşamın tadı tuzu yoktur, amaçlı yaşam ise baş belasıdır. (Hermann Lauscher)
  • Sabır öğrenilmeye değer biricik şey, en zor şeydir. (İnanç da Sevgi de Aklın Yolunu İzlemez)
  • Her ölüm olayından sonra yaşam daha narin, daha incelikli niteliğe bürünür. (İnanç da Sevgi de Aklın Yolunu İzlemez)
  • Gel, ağla haydi! Ağlayabildiğimiz sürece işimiz bitik sayılmaz... Belki de bizim en değerli varlığımız, bizim şiirimiz, bizim yolunu gözlediğimiz büyük ezgi bu gözyaşlarının ardındadır. (Hermann Lauscher)
  • “…mutluluğun içinde bile bir pürüz vardı.” (Knulp)
  • İnsan yaşamı derin ve kasvetli bir gece gibi geliyor bana. (Gertrud)
  • Tanıdığım en güzel insanlar yenilgiyi, acıyı, mücadeleyi, kaybı yaşamış olan ve diplerden çıkış yolunu kendileri bulmuş insanlardır. Güzel insanlar öylece ortaya çıkmazlar; onlar oluşurlar... (Rosshalde)
  • Sadece şunu biliyorum. Zaman zaman dış bir etki olmadan içimde karanlık bir etki oluşuyor. Dünyayı bir gölge sarıyor. Tıpkı bir bulutun gölgesi gibi. Sevinç yanlış ve müzik bitkin görünüyor. Can sıkıntısı her şeye yayılıyor. Ölmek yaşamaktan çok daha iyi. Bu melankoli, bir saldırı gibi zaman zaman geliyor başıma. Hangi aralıklarla olduğunu bilmiyorum. Gökyüzümü yavaşça kara bulutlar kaplıyor. Kalpte bir huzursuzluk başlıyor. Bunun nedeni bir kuruntunun uyarısı, muhtemelen de gece gördüğüm rüyalar oluyor. (Görkemli Dünya)

Yorum Yaz