diorex
sampiyon

Peter Schlemihl'in Olağanüstü Öyküsü - Adelbert Von Chamisso Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Peter Schlemihl'in Olağanüstü Öyküsü kimin eseri? Peter Schlemihl'in Olağanüstü Öyküsü kitabının yazarı kimdir? Peter Schlemihl'in Olağanüstü Öyküsü konusu ve anafikri nedir? Peter Schlemihl'in Olağanüstü Öyküsü kitabı ne anlatıyor? Peter Schlemihl'in Olağanüstü Öyküsü PDF indirme linki var mı? Peter Schlemihl'in Olağanüstü Öyküsü kitabının yazarı Adelbert Von Chamisso kimdir? İşte Peter Schlemihl'in Olağanüstü Öyküsü kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 18.08.2022 05:00
Peter Schlemihl'in Olağanüstü Öyküsü - Adelbert Von Chamisso Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Adelbert Von Chamisso

Çevirmen: Murat Özbank

Orijinal Adı: Peter Schlemihls wundersame Geschichte

Yayın Evi: Kolektif Kitap

İSBN: 9786055029258

Sayfa Sayısı: 120

Peter Schlemihl'in Olağanüstü Öyküsü Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

"Sevgili dostum, insan bir kere düşüncesizlik edip doğru yoldan ayrılırsa, onu hep aşağıya, daha aşağıya çeken başka yollara da sapar; gökyüzünde ona yön gösterecek bir yıldız araması da boşunadır; zira çaresi yoktur, yokuş aşağı gidecek ve intikam tanrıçasına kurban olacaktır."

Modern insanın çaresizliğinin masallara özgü bir üslupla aktarıldığı Peter Schlemihl'in Olağanüstü Öyküsü, sonsuz bir servet elde etmek adına Şeytan'a gölgesini satan Peter Schlemihl'in diğer insanlar tarafından aşağılanıp dışlanmasını anlatır. Adelbert von Chamisso'nun edebiyat tarihine damgasını vuran bu eşsiz hikayesi, aradan geçen iki yüzyıla rağmen hâlâ geçerliliğini koruyor.

"Damgalanmış ve dışlanmış bir adamın çektiği ızdırapların derin bir tasviri." 

- Thomas Mann-

(Tanıtım Bülteninden)

Peter Schlemihl'in Olağanüstü Öyküsü Alıntıları - Sözleri

  • o zaman seni kaybedince nasıl ağladıysam, şimdi seni içimde de kaybettiğime öyle ağlıyorum.
  • İnsan bir defa kaybettiğini başka bir defa tekrar bulabilir.
  • "İnsanın içine atılan bir demirin en sağlam biçimde tuttuğu yer de işte bu gururdur."
  • "Demir zincirlerle sımsıkı bağlanmış olan bir kimseye kanadın yararı olur mu? O, bu kanatlara karşın, hem de daha korkunç bir biçimde, umutsuzluğa düşer."
  • Demir zincirlerle sımsıkı bağlanmış olan bir kimseye kanat fayda eder mi?
  • İnsan bir defa kaybettiğini başka bir defa tekrar bulabilir.
  • "İnsan bir kez yitirdiği şeyi başka bir kez yeniden bulabilir."
  • ..birçok şeyi olduğu gibi bıraktım, birçok şeyi anlamaktan ve bilmekten vazgeçtim…
  • “İnsan bir kez yitirdiği şeyi başka bir kez yeniden bulabilir.”
  • “insanlar arasında yaşamak istiyorsan, her şeyden önce gölgeye, sonra da paraya saygı göstermesini öğren. Eğer yalnızca kendin için ve içindeki iyi tarafın için yaşamak istiyorsan, o zaman öğüde gereksinmen yok.”
  • Doğru, dürüst insanlar güneşte yürürken, gölgelerini de yanlarına alırlar.
  • Seni yitirdiğime nasıl da ağlamıştım. Şimdi ise seni kalbimde de yitirdiğime ağlıyorum. O zamanın yalnızca tek bir nabız atışının, o çılgınlığın yalnızca tek bir anının geri gelmesini ne kadar isterdim.
  • İnsanın içine atılan bir demirin en sağlam biçimde tuttuğu yer de işte bu gururdur.
  • “bütün dünyanın gölgeleri pahasına da olsa, ruhumu bu herife bağışlamak istemiyordum.”
  • Fakat yüreğimde ölüm duyguları vardı.

Peter Schlemihl'in Olağanüstü Öyküsü İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Peter Schlemihl'in Olağanüstü Hikayesi Yazarın kendi hayatı da kitabı kadar ilginç. Herhangi bir yere bağı yok gibi. Kendini hiçbir zaman bir yere ait hissedememiş. Bir evim diyebileceği bir yeri olmamış. Yaşamış olduğu bu hayatı eserine yansıtmadığını düşünmekte anlamsız olurdu. Çünkü yazar kendi yaşamından parça olduğunu inkar etse de hikayenin ortaya çıkış noktası bile kendisiydi aslında.. Kitap bir yoksulun umuduyla, yeni bir hayat bulma düşüncesindeki adamın ilk adımlarını atmasıyla başlıyor. Zengin bir adamın evine misafir olan Peter kendisinden üstün tuttuğu insanların yaşamıyla serseme dönüyor. Oraya ait olmadığı belli ama onu umursayan olmadığı için meraklı gözlerle etrafa bakınmaktan ve orayı, onları tanımaya çalışmaktan kendini alamıyor. Özellikle de kim ne isterse istesin ona istediğini bir şekilde verebilen adamdan. Birisine sormaya çekiniyor ancak bu olağan gibi algılanan durumu anlamlandıramıyordu.. Yaşananlardan ve özellikle o adamın kendisinden dehşete düşen Peter evden ayrılmaya karar veriyor. Diğerlerinin umrunda olmadan çıkmayı başarabilirdi çünkü önemsiz biriydi. Ama ne yazık ki hiç istemediği bir kişinin dikkatini çekmişti. Gri ceketli adam mütevazi ve neredeyse onun karşısında utanır gibi konuşuyordu. Ağzından çıkan birkaç cümle ise Peter'ın kafasını iyice karıştırmaktan başka bir işe yaramamıştı. Adam ondan gölgesini istiyordu. Evet, karşısındaki bu adam ondan kendisi için o an  pek de önem ifade etmeyen gölgesini istiyordu. Gölgesinin paha biçilemez olduğunu iddia eden bir adam ve gölgesinin karşılığında da ona her şeyi vaat eden bir adam.. Artık gri ceketli adam mı deli ya da bunun gerçek olabileceğine dair umutları yeşeren Peter mı deliydi belirsizdi. Ama anlaşma göz açıp kapayana kadar gerçekleşmişti bile. Gölgeye karşılık bir talih kesesi... Peter'ın hayatı gölgesiz ama sonu olmayan bir zenginlikle çok değişecekti. Ama bu değişim iyi yönde mi yoksa kötü yönde mi olacaktı? Paranın açamayacağı bir kapı var mı ki kötü bir şey yaşamış olsun diyenleri duyar gibiyim. Kim bilir? Belki de paradan daha değerli, paranın da önüne geçen daha önemli şeyler vardır.. Gölge mi? Paranın getirdiği avantajlar mı? Peter iyi bir hayata sahip olmak için paranın yeterli olduğunu düşünüp önemsiz gölgesini satıyor. Ama hiç ummadığı anda önemsiz gördüğü gölgesi herkes için her şey oluyor.. Kitaptaki metaforların bazıları çok açıkken bazıları değildi. Örneğin gölgenin anlamı için kitabı okuyanlardan farklı şeyler duyabilirsiniz. Ve bence kitabı güzel ve değerli kılan da buydu. Okuyana göre hatta aynı kişinin farklı zamanlarda okumasına göre yorumlamaların farklılaşabileceği bir kitaptı. Çok kısa bir sürede okunabilecek, akıcı bir kitap. Keyifli okumalar. (Neslihan TÜRKMEN)

Ters Köşe!: Muh-te-şem! Bir masal havasında başlayan öykü, birbirinden güzel metaforlarla an be an daha da ilgi çekici hale gelerek ters köşe bir sonla bitiyor. Öyküye baktığımızda daha önceleri felsefeyle ilgilenmiş ancak vicdanını servete satmış bir adam olan Peter Schlemıh, günün birinde fakir bir halde yeni geldiği şehirde kardeşinden mektup getirdiği ünlü zengin gri ceketli adamla bir anlaşma yapar. Bu anlaşmaya göre, içinden istediği kadar altın çıkacak olan bir keseye karşılık gölgesini adama satar. Gölge çok basit görünse de insanlar gölgesiz ama zengin adamı dışlarlar. Kitabın heyecanını kaçırmamak için burada kesiyorum devamını anlatmayı. Kitaptaki yardımcı fikirler ve metaforlar: * Gölge: Kitap boyunca sanki şerefi simgeler gibi anlatılsa da en son cümlede tam tersine şeref olmayıp “şan, şöhret” olduğunu farkeder insan. İnsan şöhretini ne kadar büyütürse çevresi tarafından o kadar fazla kabul görür. Para şöhretin eksikliğini kapatmakta faydalı da olsa yeterli değildir. Şöhreti olmayan, çevre tarafından kabul görmeyen kişi ne kadar iyi veya zengin olsa da yok hükmündedir. Ne acı! * Para: Öyle bir göz bürüyen yapısı vardır ki gri ceketli adam gibi görünen şeytanın en iyi silahıdır. İnsanlar para söz konusu olunca, kişinin yüzüne bakmaya veya onu tanımaya bile gerek duymazlar. Gri ceketli adamı hatırlayan kimse olmamasına rağmen altınlarla yapılan veya alınan şeylerin hatırlanması buna çok iyi bir örnektir. Öte yandan altınlara köle olacak kişileri seçer gri ceketli adam kılığındaki şeytan. Halbuki altınlardansa iyiliği düşünen yardımcı Bay Hendel’e sokulmaz şeytan. Neden? Çünkü Kont Peter daha önce de servet karşılığında vicdanını satabilmiştir. Oysa ki Bay Bendel, efendisi uğruna şeytanı öldüresiye dövmekten çekinmeyen iyi yürekli, sadık bir adamdır. Şeytan ona karşılık bile vermez. Neden? Şeytan insanın içindeki hırslara göre yaklaşırken, içi iyilikle dolu olana karşı boynu eğiktir. Bu saptama çok etkileyiciydi! Ne zaman ki Peter Schlemıhl, altın kesesini fırlatma cesaretine kapılır o zaman şeytandan sonsuza kadar kurtulur ve huzura erişir. * Gri ceketli adam: Şeytandır. Şeytan kötü görünür ama dürüsttür. Eğer insandaki kötülüğü canlandıracağını görürse elinden geleni yapar. Peter kendini aklamaya çalışırken onun yüzüne tokat gibi çarpar yaptığı kurnazlıkları. Kendisi ise davranışlarında hep doğru iken fikirlerinde kötülük barındırır. Özü sözü bambaşka ikiyüzlü insanların nasıl gerçek şeytan olduklarına Harika bir gönderme yapmış yazar. * Raskal: Sahtekar insan. Bazı insanlar görünüşte sizin yardımınıza koşuyor görünseler de asıl hedefleri başkadır. Raskal’ın altın hırsızlığını bilen ama göz yuman Peter, kötülüğün görüldüğü anda umursanmayıp affedildiğinde, o zaman kendisine zararı olmayan bu kötülüğün gelecekte hayatına mal olabileceğinin yaşayan örneği oluyor. “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın!” sözünün yanlışlığını vuruyor yüze. Raskal’ın ölümü nasıl oluyor peki? Cinayet! Neden? Su testisi su yolunda kırılıyor da ondan. * Ruh: Sonrasında ne olduğu bilinmeyen ama umudun simgesidir. Peter ruhunu satmayarak sevdiği kadının yanında olma şansını yitirmiştir belki ama sevdiği kadının aşkını yitirmeyip onu andığına tanıklık edebilme şansını kazanmıştır. Hayatın yaşadığımız andan ibaret olmadığı iletisini verir yazar bize. * Figaro: Köpektir ama sadakatin Bay Bendel’de görüldüğü üzere insandan olabileceği gibi doğadaki diğer canlılardan sağlanabileceğinin kanıtıdır. İnsan kendi türüne tapınmayı bıraktığında çaresiz ve yalnız olmadığının da farkına varacaktır yeniden. * Mağara: ilk evi simgeler. Peter yeniden mağarasına dönerek sıfırdan başlamış ve özünü bulmuştur. İlk insanların ilk dostlarından olan köpeğiyle, doğadaki şifalı otlarıyla vs. Sonuç olarak yeniden insanların arasına karışma imkanına sahip olan Peter, neden bunu tercih etmeyip insansız ama faydalı hayatına çekiliyor? İnsanlığa yararlı araştırmalarını paylaşmaya devam ederken de huzurlu. İnsan insanın acısını alır mı, insan insana istediği şöhret ve parayı vermezse acı mı verir? Toplum insanı çürüten bir organizma mı? Toplumsallaşmadan da olur mu? Hızır’ın çizmelerini giymeyen de dayanabilir mi bu yalnızlığa ve durağan hayata? Hem kendimiz hem de iyilik için yaşamayı seçtiğimiz bir hayat yolunda Peter Schlemıhllar olarak yürümeyi denemek zor ama keşke yapılabilse... Not: Ne olursa olsun Peter Schlemıhl da insandan tamamen kopamıyor. Yaşadıklarını ve bilgisini aktarmak istiyor gördüğümüz üzere. Bu yönden Sait Faik Abasıyanık’ı çağrıştırıyor. “Anlatmasaydım deli olacaktım...” iyi ki anlatıyorlar... (Özlem)

Kitapta kendisine sınırsız altın verecek bir kese karşılığında gölgesini şeytana satan bir adamın hikayesini okuyoruz. Gölgesini satıyor satmasına da fakat sonucunda iyi şeyler beklemiyor Peter Schlemihl’i. Gölgesini satması bütün itibarını kaybetmesine neden oluyor. İnsanlar zengin fakat gölgesiz bir adamla muhatap olmak istemiyorlar. Dışlıyorlar adeta. Tüm bunların üzerine gölgesini sattığı şeytanı bulup geri almaya karar veriyor fakat işler yine istediği gibi gitmiyor. Kitap boyunca Schlemihl ve şeytanın aralarındaki çekişmeyi, pazarlığı okuyoruz. Konusu basit gibi görünse de anlatımı ve akıcılığıyla kendisine bağlayan adı gibi bir solukta okunan bir kitap. Tavsiyemdir. Kitapla ve sevgiyle kalın. (Feyza)

Peter Schlemihl'in Olağanüstü Öyküsü PDF indirme linki var mı?

Adelbert Von Chamisso - Peter Schlemihl'in Olağanüstü Öyküsü kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Peter Schlemihl'in Olağanüstü Öyküsü PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Adelbert Von Chamisso Kimdir?

Berlin romantikleri arasındaki en yetenekli şairlerden biri, yazar ve bilim adamı. Faust’u andıran Peter Schlemihls wundersame Geschichte (1814; Peter Schlemihl’in Garip Öyküsü) adlı masalı en ünlü yapıtıdır.Fransız Devrimi’nin terör ortamından kaçan ailesi, Chamisso dokuz yaşındayken Berlin’e sığındı. Chamisso, anadili Fransız- canın yerme Almanca kullanmaya başladı. İlk yapıtlarını 1804-06 arasında, kendisinin de yayın yönetiminde yer aldığı Berliner Musenalmanach’ta yayımladı. 1804′te, Berlin romantiklerinin toplandığı Kuzey Yıldızı Birliği (Nordsternbund) adlı derneği kurdu. 1807-08′de Fransa ve İsviç-re’yi dolaştı; bu sırada Madame de Stael’in çevresindeki edebiyatçılar topluluğuna katıldı.

Chamisso’nun en ünlü yapıtının kahramanı Peter Schlemihl’in öyküsü gerçekte alegori yoluyla vatansız bir adam olan Chamisso’nun kendi siyasal yazgısını dile getirir. Gölgesini Şeytan’a satan Schlemihl, karşılı-ğında hiç tükenmeyen bir para kesesi alır. Ama gölgesiz bir insanın umulmadık güçlüklerle karşılaşacağını çok geçmeden anlar. Gene de Şeytan’ın yeni önerisi üzerine gölgesiyle ruhunu takas etmeye yanaşmaz; bir adımda yedi fersah yol alan bir çift çizme giyerek, ilk takasta yitirdiği iç huzurunu yeniden bulmak için dünyayı dolaşmaya çıkar.Chamisso’nun, Robert Schumann’ın bestelediği Frauenliebe und Frauenleben (Kadınların Aşkı ve Yaşamı) gibi ilk şiirleri, dönemin Alman romantik şiirine özgü naif bir üslupla yapmacıksız duyguları betimli-yordu. “Vergeltung” ve “Salaş y Gomez” gibi öykülü baladları ile şiirlerinde ise kimi zaman olağandışı ve dokunaklı konuları işledi. Ama şiirleri zamanla daha gerçekçi bir çizgiye yöneldi ve Heinrich Heine’nin övgüsünü kazandı. Bu dönemdeki şiirlerinin çoğunda, 1838′de yapıtlarını çevirdiği Fransız şair Pierre-Jean de Beranger’nin siyasal şiirlerini örnek aldı. Beranger’den yaptığı çeviriler ve onlara öykünen kendi şiirleri Alman edebiyatına siyasal lirizm öğesini getirdiği için, birçok eleştirmen Chamisso’yu 1840′lann siyasal şiirinin habercisi sayar.Chamisso, yumuşakçalarda eşeyli ve eşeysiz üreme biçimlerinin birbirini izlemesini

konu alan araştırmalarıyla bilim adamı olarak da ün kazanmıştı. Ayrıca, Güney Asya dilleri üzerine çalışmalarıyla da ünlü bir filologdu. Dünya çevresinde yapılan bilimsel bir keşif gezisine botanikçi olarak katılan Chamisso’nun (1815-18) sefer sırasında tuttuğu günlük Reise um die Welt mit der Romanzoffischen Entdeckungs-Expedition (1821; Romanzov Keşif Ekibiyle Dünya Çevresinde Yolculuk) bu türün klasikleri arasına girmiştir.

Adelbert Von Chamisso Kitapları - Eserleri

  • Peter Schlemihl'in Olağanüstü Öyküsü

Adelbert Von Chamisso Alıntıları - Sözleri

  • "İnsanın içine atılan bir demirin en sağlam biçimde tuttuğu yer de işte bu gururdur." (Peter Schlemihl'in Olağanüstü Öyküsü)
  • İnsanın içine atılan bir demirin en sağlam biçimde tuttuğu yer de işte bu gururdur. (Peter Schlemihl'in Olağanüstü Öyküsü)
  • Seni yitirdiğime nasıl da ağlamıştım. Şimdi ise seni kalbimde de yitirdiğime ağlıyorum. O zamanın yalnızca tek bir nabız atışının, o çılgınlığın yalnızca tek bir anının geri gelmesini ne kadar isterdim. (Peter Schlemihl'in Olağanüstü Öyküsü)
  • Demir zincirlerle sımsıkı bağlanmış olan bir kimseye kanat fayda eder mi? (Peter Schlemihl'in Olağanüstü Öyküsü)
  • İnsan bir defa kaybettiğini başka bir defa tekrar bulabilir. (Peter Schlemihl'in Olağanüstü Öyküsü)
  • "Demir zincirlerle sımsıkı bağlanmış olan bir kimseye kanadın yararı olur mu? O, bu kanatlara karşın, hem de daha korkunç bir biçimde, umutsuzluğa düşer." (Peter Schlemihl'in Olağanüstü Öyküsü)
  • İnsan bir defa kaybettiğini başka bir defa tekrar bulabilir. (Peter Schlemihl'in Olağanüstü Öyküsü)
  • “insanlar arasında yaşamak istiyorsan, her şeyden önce gölgeye, sonra da paraya saygı göstermesini öğren. Eğer yalnızca kendin için ve içindeki iyi tarafın için yaşamak istiyorsan, o zaman öğüde gereksinmen yok.” (Peter Schlemihl'in Olağanüstü Öyküsü)
  • Fakat yüreğimde ölüm duyguları vardı. (Peter Schlemihl'in Olağanüstü Öyküsü)
  • o zaman seni kaybedince nasıl ağladıysam, şimdi seni içimde de kaybettiğime öyle ağlıyorum. (Peter Schlemihl'in Olağanüstü Öyküsü)
  • ..birçok şeyi olduğu gibi bıraktım, birçok şeyi anlamaktan ve bilmekten vazgeçtim… (Peter Schlemihl'in Olağanüstü Öyküsü)
  • “İnsan bir kez yitirdiği şeyi başka bir kez yeniden bulabilir.” (Peter Schlemihl'in Olağanüstü Öyküsü)
  • "İnsan bir kez yitirdiği şeyi başka bir kez yeniden bulabilir." (Peter Schlemihl'in Olağanüstü Öyküsü)
  • Doğru, dürüst insanlar güneşte yürürken, gölgelerini de yanlarına alırlar. (Peter Schlemihl'in Olağanüstü Öyküsü)
  • “bütün dünyanın gölgeleri pahasına da olsa, ruhumu bu herife bağışlamak istemiyordum.” (Peter Schlemihl'in Olağanüstü Öyküsü)

Yorum Yaz